Dienstag, 14. Oktober 2008

Z E N G i N N A M E

- - -

Zenginlere ve devlet yöneticilerine ve ekonomik
sorunlara care arayanlara duyuru!

Z E N G I N N A M E

yardimlasmayi emreden Allah'in adiyla


Dikkat edin! 24 degil, tam 24 bin kisi acliktan ölü-
yormus dünyamizda, hem de bir günde! Bu, korkunc bir
rakam, hem de cok korkunc! Bu korkuncluklar meydana
gelirken zenginler ne yapiyor acaba? Bu dünyanin hic
mi zengini yok? Zenginler nerede?

Yukaridaki korkunc rakamlar, o kadariyla da sinirli
degil. Bir de su rakamlara bakin: Dünyamizda 4 milyar
insan günde 2 dolarla yasamak zorunda imis ve 2 milyar
insan da aclik sinirinda yasiyormus.

Bütün bunlar: "Ben tok olayim da, baskasi acliktan öl-
sün bana ne!" mantiginin belgesi gibi görünüyor. Ne
yazik ki su rakamlar da bu belgenin imza ve kaniti ma-
hiyetinde: Dünya nüfusunun yüzde 7 kadar bir kesimi,
dünya gelirinin yüzde 50'sine sahip. Diger yüzde 50'
sini de, yüzde 93 nüfusu paylasiyormus. (Gazeteler)

Bu rakamlar, büyük bir adaletsizlik tablosu ortaya ci-
kariyor. Peki,bütün bunlarin suclusu ve sorumlusu kim?
Kimden hesap soracagiz? Ve en önemlisi bu sorunu kim,
nasil cözecek?

Dünyada yasanan aclik, kitlik ve yoksullugun tek sebe-
bi zenginler degildir. Hemen onlarin yakasina yapisma-
yacagiz. Ortadaki sorunlar onlarla cözülecektir. Fakat
onlarin kendi baslarina bu sorunlari cözebilecek du-
rumlari yoktur. Dogu ve Bati ekonomik sistemleri de bu
büyük sorunlar karsisinda aciz ve caresiz kalmaktadir.

Care diye gösterilen, "üretimi artirmak" ve "herkesin
üretime katilmasini saglamak" gibi cözüm sebepleri de,
sorun cözücü degildir. Cünkü her zaman üretimi artira-
mazsiniz. Ancak talep varsa artirabilirsiniz. Artira-
bilmek icin de sermayeye ihtiyac var. Sermaye icin de
krediye gerek var. Bu da faize dayaniyor. Faizsiz kre-
di alamazsiniz. Faizciligin ise, dar gelirli fertleri
ve fakir milletleri ne hale getirdigini görüyorsunuz.
Yani faizci sistem, fakiri daha fakir ve zengini daha
zengin yapmaktadir. Milletin parasi yoksa, mal talep
edemez, tüketim yapamaz. Tüketim olmayinca da üretim
yapilamaz, is dünyasi kilitlenir kalir. Burada bu ki-
lidi acacak, fakiri zenginlestiren ve zengini de fa-
kirlestirmeyen bir sistemin devreye girmesi gerekiyor.

Sonra herkesin her zaman üretime katilmasi da mümkün
degildir. Cünkü hastalar, acizler, kabiliyetsizler,
ihtiyarlar ve sakatlar ve cocuklar bulundugundan her-
kesi herzaman üretime katamazsiniz. Bir de buna, fab-
rikalarin makinelesmesi ve makinalarin da robotlasma-
sinin isci ihtiyacini yüzde 100'den yüzde 20'ye düsür-
mesini ve bunun da issizligi artirmasini ve bunun ne-
ticesinde; "bir kisi calisacak, bes kisiye bakacak"
veya "yirmi iscinin geliri 80 issizle paylastirilacak"
gercegi de eklenirse, bunun cözüm olmayacagi iyi anla-
silir.

Bu ortaya cikan sonuc da, "YARDIMLASMA" ve "PAYLASMA"
yi gerekli kilmaktadir. Yani bizim ekonomik problemle-
rimizi cözecek en iyi cözgec, yardimlasma ve paylasma'
dir. Bunun icin de yeni bir Ekonomik Sistem'e ihtiya-
cimiz var. Bu da, "KUR'ANIST SISTEM" olabilir. Yani,
ihtiyac fazlasi olarak ellerinde yüz gram* kadardan
fazla altin veya o degerde mal ve servet bulunan ve ü-
zerinden bir yil gecmis kimseler zengin sayilacak ve
her yil mal ve servetinin yüzde ücü kadarini "servet
vergisi" olarak fakirlere dagitilmak üzere devlete ö-
deyecek. Ayrica krediler de faizsiz verilecek ve para
yatiranlar da faiz almayacak.

Evet, paylasma ve yardimlasmayi ve adaletli bölüsümü
saglayacak gercek sistem budur. Bu sistemi kabul etmek
ve en kisa zamanda dünyamiza yerlestirmek zorundayiz.
Bu sistem, istenen fakat birtürlü gerceklestirilemeyen
adaletli bölüsümü otomatik olarak düzenler ve saglaya-
bilir.

Yüce Yaraticimiz yeryüzü sofrasina herkese yetecek ka-
dar rizk indirmekte ve Incil ve Kur'an gibi kutsal Ki-
taplariyla da bu rizkin adaletlice paylasilmasini is-
temektedir. Fakat ne yazik ki bu paylasim yapilmamakta
veya gerceklesmemekte ve bazi acik gözler kendi hakla-
rindan fazla hak almakta veya baskalarinin hakkini da
gasbetmekte ve bazilari da ödenmesi gereken hakki öde-
memektedir. Böylece yukaridaki korkunc aclik ve fakir-
lik tablolari meydana gelmektedir.

Insanlar acliktan ölürken ve fakirlikle kivranirken
zenginlerin bankalarda yatan paralari neye yariyor? E-
ger bu paralarin hic olmazsa faizleri fakirlere akta-
rilmazsa, o paralar zenginlere insafsizlik, vicdansiz-
lik ve merhametsizlikten baska ne kazandirir? Ey zen-
ginler! -Iyilikci olanlarinizi tenzih ediyoruz- Bu ka-
zanctan memnun musunuz? Eger memnun olamiyorsaniz, o
halde yüce Yaraticimizin: "Zenginler fakirleri gözet-
sin ve haklarini versin" emrine uymaniz gerekmez mi?

Ey zenginler! Incil ve Kur'an'in indiricisi olan yüce
Yaraticimiz ve Sahibimiz, bir hak olarak fakirlerin
yardimina kosmanizi istiyor. Bunun icin de malinizin
hepsini degil, sadece kirkta bir veya iki kadarini,
fakirlere ulastirilmak üzere devlete ödemenizi talep
ediyor. Gerekli sistem kurulup devlet de bu vergiyi
sizden istedigi zaman, size borc olan vergiyi ödemek
icin hazir olunuz. Hemcinsiniz olan bir kisim insanlar
aclik ve yoksulluktan kirilir ve kivranirken siz refah
icinde olamazsiniz. Onlara seyirci kalamazsiniz. Böyle
bir vicdansizliga razi olamazsiniz ve olmamalisiniz,
degil mi?

Ey devlet yöneticileri! Sizler de, Yaraticimizin buy-
rugu olan "servet vergisi"ni zenginlerden alip fakir-
lere aktarmak icin harekete geciniz ve gerekli sistemi
kurmak ve yerlestirmek icin hemen calismalara baslayi-
niz ve baslamalisiniz. Bir de, vergi olarak toplanan
milletin paralarini yanlis yerlere akitan politikalara
son vermelisiniz.

Yeryüzündeki savaslarin cikis sebebi; haksizlik, ada-
letsizlik ve namussuzluktur. Bunun da önemli bir kis-
mi ekonomik nedenlere dayaniyor. Eger silahlanmaya ya-
tirilan paralarin beste biri fakirlere aktarilsa bu,
aclik ve fakirligi ortadan kaldirabilir. Fakirligin
ortadan kalkmasiyla da pek cok savasa gerek kalmaz.
Böylece insanlik baris icinde yasama firsatini elde e-
der. Demek teklif ettigimiz sistemde hayat ve saadet
var. Demek o sistemin derhal yürürlüge konulmasi gere-
kiyor.

Ey zenginler ve ey devlet yöneticileri! Eger gerekeni
yapmazsaniz, Yaraticiniza karsi suc islemis olacak ve
ötedünyada da bunun hesabini vermek zorunda kalacaksi-
niz. Ayrica bu dünyada da karsilasacaginiz belâlari
da hesabetmek durumundasiniz. Gereken yardim ve ulas-
tirmayi yapmadiginizda, fakirler tarafindan baslatila-
cak isyan ve ihtilâllere ne cevap vereceksiniz? Baris
ve kardeslik icinde yasamak varken savasa mi bas vura-
caksiniz? Eger böyle yaparsaniz, bu sizin zulmünüz o-
lur! Yüce Yaraticimiz ve Sahibimiz ise, zulmü sevmez
ve zalimleri cezalandirir.

Öyle ise zenginler ve devlet yöneticileri, üzerlerine
düsen görevi yerine getirmek zorundadir.Eger bu görev
yerine getirilmezse, zenginler ve devlet yöneticileri
sunu da hesabetmek durumundadir: Milyarlik nüfusa sa-
hip bir ülke ekonomik krize düsse ne olur? Eger gerek-
li yardimi alamaz ve bulamazlarsa, bu ac insanlar, ca-
navarlar gibi zengin ülkelere saldiracaklardir. Elle-
rinde bir de nükleer silah varsa, haliniz nice olur,
bir düsünün! Iste böyle dehsetli belâ ve felâketleri
önlemenin en iyi yolu, teklif ettigimiz "Kur'anist
Sistem"i kabul edip, devletinize yerlestirmektir. Bil-
hassa Avrupa ve Amerika bu sisteme dört elle sarilma-
lidir. Cünkü gelecekteki ekonomik felâketler -eger ön-
lem alinmazsa- ilk önce onlari vuracak! Cünkü zengin
olan onlardir...

Ey refah ve mutluluk icinde yasamak isteyen insanlar!
Gelecekteki ekonomik felâketler kapimizi calmadan Kur'
anist Düzen'i dünyamiza yerlestirelim.Kur'anist Düzen,
yüce Yaratici'dan gelen yeni bir bilgi ve isikla Hak
ve Adalet ve Namus temelleri üzerine oturtulmustur. Bu
düzen, Hakk'a ve Hürriyet'e dayanir. Yani bu düzende
kimse kimseye kul ve köle olmayacak. Sadece tek yüce
Yaratici'ya kulluk edilecek. Herkes kendi isinin ve
isciliginin patronu olacak. Bütün insanlar birbirini
kardes kabul edecek ve birbirinin yardimina kosacak.
Haksiz kazanc kapilari kapatilacak. Paylasma ve yar-
dimlasma kapilari acilacak. Iste bütün bunlar kurtulu-
sumuzun arac ve gerekleridir. Artik bundan sonra biri-
lerinin gökten inip bizi kurtaracagini düsünmeyelim.
Cünkü yüce Yaratici, kurtulusumuz icin gerekli olan
bilgi ve isigini indirmis ve Hz.Isa ile Muhammed'in
ruhu birlesmis durumdadir. Hem, bu dünya, bir imtihan
dünyasidir. Dünya yikilana kadar sorunlarimiz olacak-
tir. Bu sorunlar da en iyi sekilde yüce Yaratici'dan
gelen bilgi ve isikla cözülebilir. O cözücü de; Kur'
anizm'dir, Kur'anist Düzen'dir. Öyle ise Kur'anist Dü-
zen'e sahip cikalim. Ve:

ACLIK VE YOKSULLUK TERÖRÜ EYLEME GECMEDEN BIZ EYLEME
GECELIM VE ONU KUR'ANIST DÜZENLE HEMEN DURDURALIM! Ve:

IYILER ILE KÖTÜLERIN ACIGA CIKARILACAGI BIR IMTIHANDA
OLDUGUMUZU UNUTMAYIP IYILIGIMIZI VE IYILIKCILIGIMIZI
ISBATLAYALIM.

Sunu da unutmayalim: -Cok yakinda gelecek olan "Altin
Cag" haric- bu dünyada cennet yoktur. Hakiki ve gercek
cennet, ötedünyadadir. Bu dünya hayatinin da yarisi i-
yilik icin yardimlasmak, diger yarisi da kötülüklere
karsi savasmaktir. Kutsal Kitaplari yanlis yorumlayan-
lar bunlarin aksini söyleyebilir. Onlara karsi dikkat-
li olalim. Onlar da yanlislarini düzeltsinler. Hak El-
cisi geldikten ve gercegi duyurduktan sonra yanlista
israr etmek zulümdür, haksizliktir. Bu haksizlik son
bulmalidir.

EY ZENGINLER VE FAKIRLER! YARDIMLASIN BARISIN! ISTE BU
BARISI GERCEKLESTIRMEK BIZIM DEVRIMIMIZDIR. BU DEVRIM-
IN ADI: YESIL DEVRIM'DIR. HEPINIZI BU DEVRIME DAVET E-
DIYORUZ. HAYDI DEVRIM BASINA!

Not: Kur'anistler Kimdir?
-Kur'anistler, yüce Yaratici'dan aldiklari bilgi,isik
ve elciligi yaymaya ve duyurmaya calisan, bunu yapar-
ken de Gercekdin'i temel alan ve o dinin ideolojisini
öne cikaran kimselerdir. Onlar, Kur'an'i tasdik eder
ve Incil'i de Hak'tan gelen yeni bilgi ve isikla tas-
hih ederler.

Not 2: Hakka ve insanliga hizmet etmek isteyenler, bu
bildirimizi gereken yerlere ulastirabilir ve ulastir-
malidir.

*Bu ölcü,ekonomik sartlara göre yeniden ayarlanabilir.

Zaman: Yeni Cag'in ikisi (0002), Temmuz ay'i.
Mekan: Avrupa.
Makam: Duyuru ve Uyari.
Boyut: Kur'anizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA KUR'ANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: