Freitag, 27. Dezember 2019

YENİ YILINIZIN KUTLU OLMASINI İSTER MİSİNİZ EY İNSANLAR?

            YENİ YILINIZIN KUTLU OLMASINI
               İSTER MİSİNİZ EY İNSANLAR?

insanları yeni bir yıla getirmiş olan ALLAHın adıyla


Yeni Yıl'ınızın kutlu olmasını tabii ki istersiniz. Hem
de çok istersiniz, değil mi? Yeni Yıl'ı kutlu etmek
sizin elinizdedir. Onu kutlu etmek için de bazı ger-
çekleri bilmek ve o bilginin gereğini uygulamak ge-
rekiyor. Bilmeye ve uygulamaya hazır mısınız? Ha-
zırsanız, başlayabiliriz.

Ey insanlar! Girmekte olduğunuz ve gireceğiniz Ye-
ni Yıl'a siz kendi kendinize gelmediniz. Çünkü bu
Yeni Yıl'a gelebilmek için üzerinde yaşadığınız
Dünya, Güneş'in etrafında bir kere ve kendi etrafın-
da 365 defa döndü. Bu dönüşün gerçekleşebilme-
si için de evrende 200 milyar veya 2 trilyondan faz-
la galaksi ve bu galaksilerde belki 20 milyar trilyon
yıldız faaliyette bulundu. Güneş yeryüzünü bir yıl
boyunca ısıttı ve aydınlattı. Tonlarca litre yağmur
topraklarınızı suladı ve havanızı arıttı. Binlerce kez
esen rüzgârlar size serinlik taşıdı, bitkilerinizi ve a-
ğaçlarınızı temizledi, çiftleştirdi, aşıladı. Bitkiler ve
hayvanlar sizlere rızk getirdi, gıda oldu.

Tabii bütün bu boşuna olmayan, sizlere yaşam
sağlayan faaliyetler kendi kendine olmadı. Çünkü
herşey bir üsttekinin etkisi altında olduğundan ev-
rende kendi kendinelik yoktur. Yani meselâ Güneş
olmazsa, denizler buharlaşmaz. Buharlaşma ol-
mazsa, yağmur yağmaz. Yağmur yağmazsa, bitki-
ler açmaz ve oluşmaz. Bitkiler olmazsa, hayvanlar
ve insanlar aç kalır. Demek herşey bir etki altında-
dır. Demek hiç birşey kendi kendine kalamıyor. A-
ma bu da demek değildir ki; "herşey Güneş'e bağ-
lıdır". Hayır! Çünkü Güneş olsa su olmasa, hayat
üretilemez. Veya su olsa Güneş olmasa, yine ha-
yat üretilemez. Demek bütün bunlar birbirini ta-
mamlayan parçalardır. Parçalar ise tek başlarına
hayat verici olamazlar. Ancak bütün parçaların ta-
mam olmasıyla ve gerekli ayarlamaların yapılma-
sıyla hayat üretilebilir. Çünkü meselâ Güneş'in bu-
lunduğu mesafe ve dönüş hızı iyi ayarlanmazsa,
Güneş Dünya'ya zarar veren bir unsur olur. Güneş'
in üstünde de galaksiler bulunduğunu ve galaksile-
rin de yıldızlarla dolu olduğunu ve yıldızların da on-
ların su ve toprağı olan karanlık enerjiye dayandığı-
nı unutmayalım.

Şimdi bir makinanın bütün parçaları tamamsa, o
makina kendi kendine yine çalışamaz. O makinayı
çalıştıracak bir usta veya mühendise gerek var. Bir
usta o makinayı çalıştırmadıkça o makina kendi
kendini çalıştıramaz. Bu durum, yıldızlarla dolu ev-
ren için de geçerlidir. Demek, galaksi ve yıldızlar
üstünde de bir Yaratıcı ve Yönetici vardır ki, bu ev-
ren ve onun meyvesi olan Dünya bir makina ve fab-
rika gibi işliyor, çalışıyor. Demek, Dünya ve Evren'
in bir Sahibi var.

İşte biz o Sahip'e; "Tanrı", "İlah"  veya "Allah" diyo-
ruz.

İşte evrenin ve içindekilerinin Sahibi olan "Allah"
denen o tek İlah, Kendini bildirmek ve tanıtmak için
bir Elçisi'ne "Kur'an" isimli bir Kitap indirmiş. O
kitapla da Kendisini tanıtmış ve tanıtmaktadır. Ay-
rıca insanlardan neler istediğini de bildirmiştir. İn-
sanlardan istediği ise; yaratıcılığının ve yaşatıcılı-
ğının karşılığı olarak teşekkür ve ibadettir. Sizler
de bu teşekkür ve ibadeti yapmalısınız. Çünkü siz-
ler bir Yeni Yıla, O'nun evreni çalıştırması ve sizleri
rızıklandırmasıyla, yani O'nun "yaşatıcılığı"yla gel-
diniz. Size yapılan bu iyiliğin bir karşılığı olmalı de-
ğil mi? İşte sizler de bu karşılığı ödemek zorunda-
sınız.

Çünkü sizler bir yıl boyunca çok büyük bir tüketim
yaptınız. İsterseniz ne kadar ne tükettiğinize bir ba-
kalım.

İşte bir yıl boyunca tükettikleriniz: 365 tane ekmek.
365 litre içme suyu. 15000 (iktisatlılar için), 30000
(orta gidenler için) ve (israfçılar için) de 60000 litre
yıkanma ve temizleme suyu. 1000 kilowat elektrik.
100 kilo meyve. 200 kilo sebze. 100 tane yumurta.
12 tane tavuk. 1 koyun ağırlığınca kırmızı et. 12 ki-
lo balık. 30 kilo makarna, mercimek, fasulye, nohut
gibi kuru gıda. 10-15 kilo şeker. 6 kilo tuz. 10-15 lit-
re sıvı yağ. 3650 tane zeytin. 5-6 kilo kuru yemiş.
4-5 kilo bal. 60 kilo/litre peynir, süt, yoğurt, sade
yağ gibi süt mamülleri. 12 kilo pastalık, böreklik
un. 6 kilo çay, 1 kaç kilo kahve, 400-500 paket si-
gara. (İçkiyi saymıyoruz.) 12 kilo çamaşır tozu. 3-4
litre sıvı temizlik maddesi. 12 paket tuvalet kâğıdı.
3 litre şampuan. 2000 litre veya daha fazlası ben-
zin. 4 milyon 15 bin litre hava. Ve (miktarını bileme-
diğimiz) falanca lümen kadar güneş ışığı. Ayrıca,
yeryüzünde bir yıl boyunca 20 metre karelik (veya
daha fazla) bir alanı işgal ettiğinizi de unutmayınız.

Şimdi görüyor musunuz ne kadar ne tükettiğinizi?
Eğer bu tükettikleriniz olmasaydı, sizler bir Yeni Yıl'
a gelemeyecektiniz. Bu tükettiklerinizin maddesini
siz yaratmadığınızı da biliyorsunuz. Demek sizlere
tonlarca rızk ve gıda, yer ve madde verilmiş.

İşte sizin Yaratıcınız da, size verilen bu gıdaların
teşekkürünü istiyor. O halde sizler de gereken te-
şekkürü yapmalısınız. O yüce Yaratıcı da sizleri bu
teşekkür için yaratmış. Gereken teşekkürü yapanlar
için cennet, yapmayanlar için de cezâ vaadetmiş.
Bu cezâ ve ödülden kaçışınız mümkün değildir.
Çünkü ölümü öldüremezsiniz. Ölümü öldüremeyen
de, tekrar diriltilmekten ve hesap vermekten kurtu-
lamaz.

Ey insanlar! Her Yeni Yıl'ın sizleri bir adım daha ö-
lüme yaklaştırdığını ve ölümden kaçışınızın müm-
kün olmadığını iyi biliyorsunuz. Madem ölümden
kaçış yoktur, o halde size vaadedilen ödülü kazan-
mak için çalışınız. Çünkü kalpleriniz ölümlü bir ha-
yata râzı değildir. Çünkü kalplerinizde ölümsüz bir
hayat, ebedî bir gençlik ve güzellik ve sonsuz bir
mutluluk isteği var. Bu isteği gerçekleştirmek de si-
zin elinizdedir. Eğer kalplerinizin ebed isteğini ger-
çekleştirmek isterseniz, Sahibiniz'i bilip, teşekkür
ve ibadetle O'na teslim olmalısınız. O'na teslim ol-
duğunuzda bütün Yeni Yıllarınız mutlu ve kutlu ola-
caktır.

Gelecek yıllarınız mutlu ve kutlu olsun!

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Ey insan! İlmin temeli kendini bilmektir. Ken-
dini bilmezsen, okuman boşunadır. O halde her-
şeyden önce bir "yaratık" ve "yaşatık" olduğunu bil-
meli ve görmelisin. Bu bilme ve görme, seni, seni
Yaratan'a götürecektir. Çünkü yaratılan varsa, onu
Yaratan da vardır. Yaratıcın'ın kim olduğunu öğren-
din mi? Bunun cevabını Kur'anda bulabilirsin.

Not 2: Eğer Evrenin Sahibi'ne ulaşmak ve O'na i-
nanmak isterseniz, şu fikirsel merdiveni kullanabilir-
siniz:

İşleyen bir evren varsa, onu işleten bir Tanrı da var-
dır. Bir Tanrı varsa, o Tanrı Kendini insanlara tanıt-
mak isteyecektir. Bu tanıtım için de insanlar arasın-
dan bir Elçi seçecektir. Seçtiği bu Elçi'ye de haber-
lerini gönderecektir. Bu gönderim için de "melek"
denen memurlarını yaratmış olması gerekir. Çünkü
yüce Tanrı, büyüklüğü ve saygınlığı dolayısıyla ve
imtihan sebebiyle insanların ayağına (yeniden diri-
liş günü hariç) gelmez ve gelemez. İnsanların aya-
ğına gelmesi mümkün olmadığından da haberlerini
Elçi'sine bir melek vasıtasıyla gönderir. Melek vası-
tasıyla gönderilen haberler topluluğuna da "Kitap"
denir. Son gönderilen Kitap da, "Kur'an"dır. Kur'an'
dan önce de İncil ve Tevrat gönderilmiştir. Bu gön-
derilen Kitaplarda da insanların vazifeleri, imtihan i-
çin yaratıldıkları ve ölümden sonra tekrar diriltilip
hesap verecekleri ve hesabın görülmesinden son-
ra da cezâ ve mükâfat yurdu olan cennet veya ce-
hennemlerine gönderilecekleri bildirilmiştir.

Eğer gerçek bir dine sahip olmak isterseniz, bura-
da gösterilen Tanrı'ya, Meleklerine, Peygamberleri-
ne, Kitaplarına, Âhiretine inanmak zorundasınız. Bu
inanca Kader'i de eklemek gerekiyor. Kader ise;
Tanrı'nın herşeye bir ölçü vermesi, sınırlaması ve
olacak olan herşeyi önceden bilmesidir. Buradaki
inanç şartlarından bir tanesi bile kabul edilmese,
dininiz geçersiz olur. Geçersiz din de cenneti kay-
bettirir.

Not 3: Eğer evrenin Sahibi'ne teşekkür eden bir kul
olmak isterseniz, şunları yapabilirsiniz:

Yeni Yıl'a, iki rekatlık bir gece namazıyla giriniz.Sizi
yeni bir yıla ulaştırdığı için O'na teşekkür ediniz. Bu
teşekkürlerinizi başka vakitlerde de sürdürebilirsi-
niz. Meselâ; yemek yedikten sonra diyebilirsiniz:
"Açları doyuran, açıkları barındıran Allah'ım Sana
hamdolsun." (Bir lokantanın önünden geçerken ve-
ya bir yemek kokusu duyulduğunda da bu teşekkür
yapılır.) Bir meyve veya lezzetli birşey yedikten
sonra: "Nimetlendiren, lezzetlendiren Allah'ım Sa-
na şükrolsun." Su içtikten sonra: "Hayat veren, ya-
şatan Allah'ım Sana hamdolsun." Işığı açtıktan
sonra: "Karanlıktan kurtaran Allah'ım Sana şükrol-
sun." Sabah olunca: "Bizi yeni bir sabaha ulaştıran
Allah'a hamdolsun." Alışveriş yaptıktan sonra: "İhti-
yaçları karşılayan Allah'ım Sana hamdolsun." Ban-
yo yaptıktan sonra: "Temizlik veren, arındıran Allah'
ım Sana şükrolsun." Tuvalette dışkılama işlemini
yaptıktan sonra: "Vücudumu işleten, temizlendiren
Allah'a hamdolsun." Metro, tren, taksi, otobüs, uçak
ve gemi gibi bir vasıtaya bindiğinizde: "Bu bineği
bize ihsan eden Allah'ım, Senin şanın çok yüce,
Sana hamdolsun." Bir engelliyi veya bir hastayı
gördüğünüzde: "Sağlık, sıhhat ve sağlamlık veren
Allah'ım Sana şükrolsun." Körleri gördügünüzde:
"Gördüren, duyduran, konuşturan Allah'ım Sana
hamdolsun." Yeşillenmiş bitki, ot ve ağaçları gör-
düğünüzde: "Hayat veren, yaşatan Allah'ım Sana
şükrolsun." Güzel bir kadın ve erkeği veya başka
bir güzelliği gördüğünüzde: "Güzelleri, güzellikleri
yaratan Allah'ım Sana hamdolsun." Ve daha başka
teşekkür noktaları bulabilirsiniz.

Not 4: Ey insan! Şunları mutlaka bilmelisin: Evrenin
Sahibi'ni bilmeyen bir insan, dünyanın en cahil insa-
nıdır. Evrenin Sahibi'ne teşekkür etmeyen bir insan,
dünyanın en ilkel insanıdır. Evrenin Sahibi'ni inkâr
eden bir insan ise, dünyanın en zâlim insanıdır. Mü-
kemmel bir insan olmak istersen, bu noksanlıklar-
dan kurtulmalısın.

Not 5: Evrenin Sahibi'ne inananlar, yılbaşı eğlence-
si ve kutlaması yapmak zorunda değillerdir. Ama
isterlerse, Allah ve insan haklarını çiğnemeden yıl-
başı eğlencesi ve kutlaması yapabilirler.

Not 6: Yılbaşı eğlencesi ve kutlaması, artık insanlı-
ğın ortak kültürü haline geldi. Müslümanlar bu kültü-
rü reddetmek yerine onu İslâmîleştirerek yaşamla-
rına sokabilirler. Yılbaşı kutlaması ve eğlencesin-
den içki, kumar ve açık-saçıklığı çıkardıklarında ve
Yeni Yıl'a iki rekatlık bir namaz ile girdiklerinde onu
İslâmîleştirmiş olurlar.

Not 7: Bu bildiri, Yeni Yıl'larının kutlu olmasını iste-
yen insanlara ulaştırılmalıdır.

İmza: Mehdiyet Makamı.


                     Allah'tan başka ilah yoktur.
         Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın ondokuzu, Aralık sonu.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *





Mittwoch, 18. Dezember 2019

ABD YÖNETİMİNE YAPTIRIMLA İLGİLİ UYARI!

ABD YÖNETİMİNE YAPTIRIMLA İLGİLİ UYARI!

          haksızlık edenleri cezâlandıracak olan
                         tekTANRInın adıyla

S-400'lerle ilgili olarak önce Temsilciler Meclisi'nde
sonra da Senato'nuzda Türkiye alyhinde yaptırım
kararı aldınız. Bu kararınıza bir de Sözde Ermeni
Soykırımı'nı "soykırım" olarak kabul etmeyi ekledi-
niz. Aldığınız bu haksız, hukuksuz kararlarla Türkiye
ile olan "müttefiklik"inizi baltalamaktasınız. Bu balta-
lama ile nereye varmak istediğinizi biliyor musu-
nuz? Yoksa hedefiniz, Türkiye ile olan ilişkileri boz-
mak mı? Türkiye ile olan ilişkilerinizi bozduğunuzda
kazançlı mı çıkacaksınız? Bunları iyi hesapladınız
mı?

Eğer Türkiye ile olan ilişkilerinizi bozmak istemez-
seniz, düzeltmek arzu ederseniz, Türkiye'nin hak-
larını çiğnemekten vazgeçmelisiniz. Eğer vazgeç-
mek isterseniz, Türkiye'nin haklarını ödemelisiniz.

Eğer Türkiye'nin haklarını ödemek isterseniz, şu
noktalara dikkat etmelisiniz:

Siz CAATSA kararlarını çıkarmadan önce Türkiye
sizden Patriot istedi vermediniz. Türkiye de S-400
almaya yöneldi ve aldı. Şimdi siz Türkiye'den, S-
400'leri yok etmesini istiyorsunuz. Türkiye bu sa-
vunma sistemini yok edemez ve etmeyecektir. Ve
sizin de bunu ondan istemeye hakkınız yoktur.Çün-
kü siz, Türkiye'nin düşman kabul ettiği YPG isimli
terör örgütüne binlerce tır silah yardımı yaptınız. E-
ğer sizin bu yaptığınızı, yani Meksika'da size karşı
savaşan bir terör örgütünü Türkiye silahlandırmış
olsaydı, ona savaş açardınız. Bunun bir örneği de
var: Taliban El-Kaide liderine sahip çıkınca Afga-
nistan'a saldırmadınız mı? Demek YPG terör örgü-
tüne yaptığınız silah yardımı ve onu desteklemeniz
karşısında Türkiye'nin de size savaş açma hakkı
var. Bu hakkı ona kazandırıyorsunuz. Siz bütün bu
düşmanlık ve ihanetlerinizle, Türkiye'den hangi hak-
la onun S-400'leri yok etmesini isteyebiliyorsunuz
ki? Siz bu hakka sahip değilsiniz! Bu hakka sahip
olabilmeniz için önce YPG'ye olan desteğinizi çek-
meli ve verdiğiniz bütün silahları geri almalısınız.
Ancak bundan sonra Türkiye'den o savunma siste-
mini yok etmesini isteme hakkınız doğabilir. YPG
terör ordusuyla ilişkinizi kesmeye hazır mısınız? E-
ğer hazır değilseniz, Türkiye'ye yaptırım yapma
hakkınız da yoktur. Eğer bu haksızlıkta diretecek o-
lursanız ve yaptırımı uygulamaya koyarsanız, Tür-
kiye de buna karşılık verecek ve iki önemli üsünüzü
kapatacaktır. Bunu kabullenebilecek misiniz? Ka-
bullenemezsiniz! Çünkü çok yakında İran'a karşı
savaşmak zorunda kalacaksınız. Eğer o üsler ka-
patılırsa, İran karşısında kör ve topal hâle gelecek-
siniz. Bu hâl içinde zafer kazanabilir misiniz? Bu se-
beple haksız yaptırımlarınızdan vazgeçmek zorun-
dasınız.

Gelelim Sözde Ermeni Soykırımı'nı soykırım ola-
rak kabul etmiş olmanıza. Burada da haksızlık için-
desiniz. Çünkü 1915'teki Osmanlı Hükümeti'nin
soykırım yaptığına dair elinizde geçerli hiçbir delil
yok.Apaçık iftira ediyorsunuz! Ama Türkiye'nin elin-
de sizin iftiranızı boşa çıkaracak tarihî deliller var. E-
ğer Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde
aleyhinizde bir iftira dâvâsı açsa, sizi mahkûm e-
debilir. O sizi mahkûm etmeden, gelin bu haksızlı-
ğınızdan vazgeçin.

Hem siz bu konuda haksız olduğunuz gibi, adâlet-
sizsiniz de! Çünkü soykırıma uğradığını iddia ettiği-
niz Ermenileri görüyorsunuz da, Ermenilerin katlet-
diği 500 binden fazla Türk ve Kürt Osmanlı vatan-
daşını görmüyor, onları terazinin bir kefesine koy-
muyorsunuz! Bu adâletsizlikle siz nasıl bir devlet
olabilirsiniz ki? Bu adâletsizliğiniz son bulmalı!

Hem 1945'lerde Japonya'nın iki kentine attığınız
atom bombalarıyla 200 bin sivil insanı buharlaştı-
rıp yok ederek yaptığınız soykırım dururken, gidip
ondan 30 sene önceki delilsiz bir Ermeni dâvâsının
dosyasını açmak size yakışıyor mu? Kendi yaptığı-
nız kötülüklerin bedelini ödediniz mi ki, gidip delil-
siz dâvâlara sarılıyorsunuz? Irak'a yaptığınız hak-
sız ve hukuksuz saldırının ve orada işlediğiniz katli-
amların hesabını verebilir misiniz? Unutmayın, ora-
da 1 milyondan fazla sivil öldürdünüz! Asıl hesap
vermesi gerekenin siz olduğunuzu görebiliyor mu-
sunuz? Üstelik kendinizi haklı çıkaracak hiçbir de-
liliniz de yok!

O halde haddinizi biliniz!

Bir de Türkiye'nin nükleer silah üretmek istemesine
takmışsınız kafayı! Niçin kafanıza takıyorsunuz ki?
Sizin elinizde binlerce nükleer silah yok mu? Sizin
elinizde varsa, Türkiye'nin elinde niçin olamaz? Tür-
kiye'nin size saldırmasından mı korkuyorsunuz?
Türkiye'den önce size saldıracak olan Rusya var.
Onun elinde de binlerce nükleer silah var. Elinde
binlerce nükleer silahı olduğu halde Rusya size sal-
dıramıyorsa, Türkiye hiç saldıramaz. "Ama İsrail'e
saldırabilir" diye korkuyorsunuz, değil mi? Bunun i-
çin de Türkiye'nin nükleer silahı olmasın istiyorsu-
nuz. Ama bu isteğiniz haksızca bir istektir. Çünkü
İsrail'in nükleer silahı varsa, Türkiye'nin de o silaha
sahip olma hakkı vardır. Eğer Türkiye bu hakka sa-
hip olmasın istiyorsanız, sizler de ellerinizdeki bü-
tün nükleer silahları yok etmelisiniz. Ancak bu yok
edişten sonra Türkiye'nin nükleer silah edinmesine
karşı çıkabilirsiniz. Siz Türkiye'nin nükleer silahın-
dan korkuyorsanız, Türkiye de sizin nükleer silahı-
nızdan korkabilir ve bu korkudan kurtulmak için de
nükleer silah yapabilir. Ama sizin nükleer silahınız
olmazsa, Türkiye'nin de bir korkusu kalmaz... Türki-
ye ve diğer ülkeler sizin nükleer silahlarınızdan
korkmakta haklıdır. Çünkü onların bu korkusunu
besleyen bir örnek var. O örnek ise Japonya'da
patlattığınız atom bombalarıdır. Yani, güvenilir bir
ülke ve devlet değilsiniz. Bu güvenilirsizliğinizden
dolayı elinizdeki bütün nükleer silahlarınızın yok e-
dilmesi gerekiyor! Eğer onlar yok edilmezse, Tür-
kiye de nükleer silah üretmekten vazgeçemez! Ya-
ni, sorun sizde ve sizsiniz!

O halde Türkiye'nin yakasından elinizi çekiniz, ken-
di yakanıza yapışınız!

Çünkü sorun sizsiniz, korku sizsiniz, suçlu sizsiniz,
asıl tehlike sizsiniz ve düşman sizsiniz!

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Günü geldiğinde silahlandırdığınız YPG te-
rör ordusunu Türkiye'ye karşı kullanacaksınız. Bu
halinizle Türkiye'nin dostu değil, düşmanısınız. Tür-
kiye sizin gibi bir düşmandan niçin Patriot alıp da
düşmanını zengin etsin ki? Artık bundan sonra Tür-
kiye sizden Patriot falan almayacaktır. Artık bundan
sonra asıl Türkiye size yaptırım uygulayacaktır.
Türkiye'nin yaptırımlarından kurtulmak isterseniz,
YPG terör örgütüyle ilişiğinizi kesmelisiniz.

Not 2: Pentagon'a uyarı! Eğer Türkiye'deki İncirlik
ve Kürecik üslerinizi Yunanistan'a taşıyacak olursa-
nız, yolunuz uzar ve oradan Ortadoğu'nun önemli
bölgesine varabilmek için üç adım atmak zorunda
kalırsınız. Şimdi ise İncirlik'ten Ortadoğu'ya bir a-
dımda varabiliyorsunuz. Bu büyük zaman kaybını
kabul edemezsiniz.

Eğer o üsleri Suriye'nin kuzeyine taşıyacak olursa-
nız, üsleriniz Rusya ve İran'ın tehdidi altında kalır.

Eğer o üsleri Kuzey Irak'a götürecek olursanız,
İran'ın füzeleriyle kolayca vurulursunuz.

Eğer o üsleri Ukrayna'ya taşıyacak olursanız, Rus-
ya'nın tehdidine çok yakın olursunuz.

Görüyorsunuz, şimdilik sizin için en güvenilir liman,
İncirlik ve Kürecik'tir. O halde Temsilciler Meclisi'
ne ve Senatörlerinize söyleyiniz ki, yanlış adım at-
masınlar. BAE, Suudi, Mısır, İsrail, Ermeni ve Fetö
lobilerinin direktifleriyle hareket ederlerse, uçurum-
dan aşağıya yuvarlanabilirler.

Not 3: Suriye'de Türkiye'nin düşmanı YPG terör ör-
gütünü silahlandırdığınız için, Türkiye'ye karşı suç-
lu durumdasınız. Eğer Türkiye size yaptırım uygu-
larsa çok sıkıntı çekersiniz. Türkiye yaptırımlara
başlamadan önce ona uygulamak istediğiniz yaptı-
rımlardan vazgeçiniz ki, Türkiye'nin yaptırımların-
dan kurtulun. Bu kurtuluş için de Ermeni tasarısını
derhal iptal etmelisiniz.

Not 4: Tekrar ediyoruz: Ortadoğu'daki bütün üsleri-
niz kolaylıkla vurulabilir. Ama İncirlik üsü kolayca vu-
rulamaz. Bu sebeple İncirlik üsü sizin için bir "Gü-
venlik Adası"dır. Bu adayı kaybetmemelisiniz.

Not  5: Türkiye S-400'leri en kısa zamanda aktifleş-
tirmelidir. Çünkü S-400'ler, İncirlik ve Kürecik üsle-
rini de koruyacaktır. (Yani S-400'lerin aktifleşmesini
önce ABD ve İsrail istemelidir.)

Not 6: Eğer Türkiye İsrail ile iyi geçinsin istiyorsa-
nız, bu iyi geçim için İsrail'in Filistinlilerin toprak
haklarını ödemesi yeterlidir. Bu ödeme olmadığı
müddetçe ve İsrail'in Filistinlileri katletmesi devam
ettiği sürece Türkiye'nin İsrail'e iyi olması mümkün
olmaz.

Not 7: Dünyada en tehlikeli ülke siz Amerika Birle-
şik Devletleri'siniz. Çünkü Rusya nükleer silahlı bir
saldırı yapmadı. Ama siz Japonya'da yaptınız.

Not 8: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda
paylaşılmıştır.

İmza: Mehdiyet Makamı.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın ondokuzu, Aralık ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *





YUNANİSTAN YÖNETİMİNE VE BM'YE DUYURU!

YUNANİSTAN YÖNETİMİNE VE BM'YE DUYURU!

         paylaşımın adâletli yapılmasını isteyen
                            tekTANRInın adıyla


Türkiye ile Yunanistan arasındaki deniz sularında
12 Adalar bulunuyor ve bu adaların Yunanistan'a ait
olduğu kabul edilmiş. Fakat bu kabul, kabul edile-
mez. Çünkü Türkiye ile Yunanistan arasındaki deniz
sularının adaletli bir şekilde paylaşılması gerekiyor.
Bu paylaşım yapıldığında, 12 Adalar, Türkiye'ye ait
olur.

Deniz sularının adâletli paylaşımı nasıl olur?

Bu adâletli paylaşımı yapabilmek için Türkiye ile Yu-
nanistan arasındaki deniz sularının tam ortasından
boylamasına bir çizgi çekilir. Türkiye tarafında kalan
sular Türkiye'nin, Yunanistan tarafında kalan sular
da Yunanistan'ın olur. Bu adâletli paylaşımda 12 a-
dalar ve daha fazlası Türkiye'ye ait olur ve Türkiye'
nindir. Yunanistan ve Birleşmiş Milletler bu paylaşı-
mı kabul etmek zorundadır. Kabul edilmediği tak-
dirde Türkiye, savaş yoluyla kendine ait olan deniz
sularını ele geçirebilir. Bu, Türkiye'nin hakkıdır. Bir-
leşmiş Milletler bu hakkı tanımalıdır. Yunanistan yö-
netimi de, adâletli paylaşım sonucu meydana ge-
len Türkiye'ye ait deniz sularındaki ada ve adacık
ve diğer bölgelerden el çekmelidir. Bu el çekme,
01. 01. 2020 tarihinden itibaren başlamalıdır.
Şimdiki adâletsiz durum kabul edilemez!

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Kıbrıs Rum yönetimi ya Kıbrıslı Türklerle
birleşmeyi kabul etmeli, ya da eğer birleşmeyi
kabul etmeyecekse, Rumların ve Türklerin nüfus
oranına göre Kıbrıs paylaşılmalıdır. Bu paylaşım
yapılmadığı takdirde Türkiye, Kıbrıslı Türklerin
haklarını geri almak için harekete geçme hakkına
sahiptir.

Not 2: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda
paylaşılmıştır.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın ondokuzu, Aralık başı.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *