"ADNAN OKTAR
BATIRILMAMALIDIR!"
DİYECEKTİK
iyilikleri kötülüklerine galip
gelenleri
ödüllendirecek olan ALLAHın adıyla
Geçtiğimiz yılda Adnan Oktar, nam-ı diğer Harun
Yahya'nın yarı çıblak ve seksî giyimli kadınları te-
levizyona
çıkarması karşısında rahatsızlık duyan
ve sözlü
saldırıda bulunan bazı müslüman cema-
atlerin
ve şahısların tavrı karşısında Adnan Hoca'yı
savunan
bir bildiri yayınlamayı düşünmüştük. Fakat
fazla
gürültü kopmadığı
için
üzerine düşmedik.
O
düşünüp de yayınlamadığımız bildiri şudur:
"Adnan
Hoca'nın
yarı çıblak
kadınları televizyona
çıkarması karşısında bazı dindar müslümanlar ve
müslüman
cemaatler çok
büyük rahatsızlık duymak-
ta, ona
saldırmak
istemekte ve düşman
olmaktadır.
Evet,
Adnan Hoca, Kur'anın örtünme emrini çiğne-
yen bir
yayın
yapmaktadır.
Bu yayınları da tasvip et-
mek, karşı çıkmamak mümkün değildir. Fakat onun
Kur'ana
hizmet ettiği
de bir gerçektir.
Verdiği
yüz-
lerce
eser de ortadadır.
Onun yüzde bir hatası var-
sa, yüzde
doksan dokuz da sevabı vardır. Onun a-
ğır
basan sevapları
karşısında yüzde birlik hatasın-
dan dolayı onu batırmamak gerekir."
Yayınlamak isteyip de yayınlayamadığımız bildiri ö-
zetle bu şekildeydi. Tabii biz bu bildirideki
sözleri
düşünürken, Adnan Hoca'nın tek suçunun, kadınları
yarı çıblak televizyona sürmesi, Kur'anın örtünme â-
yetlerini
çiğnemesi olarak görüyorduk. Ayrıca tele-
vizyona çıkarılan o kadınların da "hiç el değmemiş
bakireler
ve Adnan Hoca'nın
da evlenmeyi düşün-
meyen, o
kadınlara
cinsel yaklaşım
da bulunmayan,
onlarla
kardeş
kardeş
yaşayan
temiz bir adam" ol-
duğunu sanıyorduk. Ama ne yazık ki Hoca'ya yapı-
lan
operasyondan sonra gazetelerde onun hakkın-
da yayınlanan haberlerle bu sanımız şimdilik yıkıl-
dı. "Şimdilik" diyoruz. Çünkü onun aleyhinde yazı-
lanlar
iftira da olabilir. Gerçeğin ortaya çıkabilmesi
için onun yargılanmasını beklemek gerekiyor.
Bu
beklemeyi yapmalıyız. Çünkü Adnan Hoca, Kur'
ana
hizmet eden ve edebilecek kıymetli bir eleman-
dır. Onun saf dışı edilmesi, ancak İslâm düşmanla-
rını sevindirir. Bu sevindirmeyi
yapmamalıyız.
Eğer Adnan Hoca yapılacak yargılamadan alnının
akıyla çıkarsa, yani ona isnad edilen suçların asıl-
sız olduğu anlaşılırsa, bu takdirde onun da yapma-
sı gerektiği bazı şeyler vardır.
Adnan
Hoca'nın
yapması
gerektiği
şeyler
nedir?
1- 18 yaşından küçük kızları -erkek de olabilir- gru-
buna
almamalıdır. Eğer onları öğrenci olarak almak
isterse,
bu alış,
anne-babalarının rızâsıyla ve kanu-
nî bir
sözleşme
dairesinde olmalıdır. Onları öğren-
ci olarak
aldığında
da, aldıklarını cinsel istismardan
korumalıdır.
2- Eğer çalışma ve hizmetlerini kadınlarla sürdür-
meye
devam etmek isterse ve onlarla olan ilişkile-
riyle
ilgili iftiraya uğramak
istemezse, bu konuda İs-
lâm'ın 4 kadın almaya izin vermesinden ve cariye
edinmenin
helâlliğinden
faydalanabilir.
Bu
faydalanma nasıl
olacak? Adnan Hoca'ya cariye
olmak
isteyen kadınlara
"gönüllü hizmetkâr" adı ve-
rilsin.
Hizmetkâr olmayı
kabul eden kadınlarla
Hoca
arasında bir anlaşma imzalansın. Ama bu anlaşma-
nın hukukî bir geçerliği olmalıdır. Bu anlaşmada
hizmetkâr
olmayı
kabul etmiş
kadın;
"cinsellik de
dahil herşeyimle Adnan Hoca'ya hizmet etmeyi,
haklarımın korunması karşılığında kabul ettim" de-
meli.
Hoca da; "hizmetkârın ihtiyaçlarını karşılama-
yı, hastalık
ve emeklilik sigortasını ödemeyi, ayrı
evde
oturacaksa kirasını ödemeyi, bir çocuk oldu-
ğunda
onu nüfusuna almayı, eğer nüfusuna almak
istemezse
'çocuk
bendendir' şeklinde
bir belge
vermeyi
ve anlaşma
müddeti bitse dahi 18 yaşına
kadar çocuğun masraflarını -kadın dul ve bekâr kal-
dığı müddetçe- sağlamayı ve daha başka gerekli
şeyleri
kabul ettim" diyerek anlaşmayı imzalamalı-
dır. Bu anlaşma müddetince Hoca (veya efendi) bu
kadınları başka erkeklere satamaz ve hibe ede-
mez,
onları
fuhşa
zorlayamaz. Hizmetkâr kadın da
başka erkeklere gidemez. Efendisinden
miras ta-
lep
edemez. Ancak efendi isterse mirasından fay-
dalandırabilir. Evli kadınlar gönüllü hizmetkâr ola-
mazlar ve
kabul edilmezler. Adnan Hoca bu şekilde
bir sözleşmeyle istediği kadar hizmetkâra sahip o-
labilir.
Yalnız
bu hizmetkârlar 18 yaşından küçük ve
evli olmamalıdır. Sözleşmenin süresi, karşılıklı an-
laşma ile belirlenecektir. Bu sözleşmenin geçerli
olabilmesi
için
de, devlet noterince onaylanmalıdır.
(Sözleşmede "cinsellik"
maddesinin bulunması
şart
değildir.
Çünkü
bütün hizmetler cinselliğe da-
yalı olmak zorunda değildir. Fakat iftiralardan korun-
mak için bu maddenin konulması iyidir.)
(Eğer Adnan Hoca "modern cariyelik
sistemi" diye-
bileceğimiz bu sistemi kullanmak isterse,
bize 1
milyon
Türk lirası
ödemek zorundadır.
Çünkü
bu
sistemin
mûcidi biziz. Eğer
gerekli ödemeyi yap-
madan
kullanmak isterse, ona dâvâ açmak zorun-
da kalırız.)
(Bu sistemi
kullanmak isteyen zengin iş adamları,
cemaat
reisleri ve petrolcü Arap şeyhleri de bizden
izin
almalıdır.)
(İslâmlı Ülkeler de bu sistemi kanunlaştırmalıdır.
Kanunlaştırılsın ki, kadınların kötüye kullanımı sona
ersin.)
3- (Eğer böyle birşey vaki ise); bir kadın müridin
diğer erkek müridlerle cinsel ilişkiye zorlanması
kesinlikle
yasaklanmalıdır.
4-
Televizyona çıkarılacak bayanların başları açık
ve
makyajlı
olabilir, ama kolları, bacakları ve göğüs-
leri
kapalı
olmalıdır ve bu kapalılık da seksî olma-
malıdır. (Bugünkü şartlarda) İslâm'a uygun olan bu-
dur. En
uygunu ise, başın
da örtülü olması
ve mak-
yajsız olmaktır. Yayına katılacak olan misafir bayan-
lar ise
bu şartlara
uymak zorunda değildir.
5- Gasp,
hile, tehdit, hıyanet,
iftira, sahtekârlık,
şan-
taj,
zorbalık
ve diğer
isnad edilen suçlar
(eğer
var-
sa)
bunlar mutlaka terkedilmelidir. Bir Kur'an hiz-
metkârında bunların hiçbiri bulunamaz.
6-
Kötülük ettiği
kimselerden (eğer
varsa) af ve he-
lâllik
dilemelidir.
Adnan
Hoca eğer
bu şartları yerine getiremeyecek-
se,
Kur'an hizmetini bırakmalıdır.
Adnan
Hoca'nın
bilmesi gerekenler:
1- IŞİD, müslümanlara savaş açmış bir terör örgü-
tüdür.
Hoca da bu örgütü düşman bilmelidir.
2- İsrail devleti bir terör devletidir. İsrail yönetimi-
nin
gasbettiği
Filistin toprakları İsrail'e ait değildir.
Eğer İsrail yönetimi gasbettiği Filistin topraklarını
iade
etmezse, onun devleti ortadan kaldırılacaktır.
Gasbettiği toprakları iade etmeğe yanaşmadığı
için de, güç ve fırsat bulunduğunda ona savaş a-
çılacak
ve devletine son verilecektir.
3- Adnan
Hoca, İsraillilerin
iyileriyle dostluk kurabi-
lir.
Fakat onların
kötülerine yani düşmanlarımız o-
lanlarına politik danışmanlık (casusluk mu desek?)
yapmamalıdır. (Onun, Türkiye'ye zarar verecek
devlet sırlarını İsrail'e satacağını düşünmüyoruz.)
4- Eğer İslâmiyet lehine bir faydası olacaksa, Ad-
nan Hoca
ve diğer
cemaat reisleri Mason Locaları-
na katılabilir.
Adnan
Hoca'ya soruyoruz:
(Eğer doğruysa) bir mankene 300 dâvâ açmak ne
demek? Bu
kadın
size nasıl
bir kötülük yaptı
ki, ona
bu kadar
yüklendiniz? O çok
önem verdiğinizi
söy-
lediğiniz sevgi, şefkât, merhamet ve affetme nere-
de?
Özetleyecek
olursak; Kur'ana hizmette önemli bir
eleman
olarak gördüğü
Adnan Hoca'nın
saf dışı
e-
dilmesine,
Allah'ın
Mehdisi Mehmed Nur'an'ın gön-
lü râzı değil. Bunun karşısında Adnan Hoca da
-eğer Kur'ana hizmette samimiyse- yukarıda zikre-
dilen
gereklikleri yerine getirsin, samimiyetini gös-
tersin.
Adnan
Hoca hakkında
bilinmesi gerekenler:
1- Yazdığı ve yayınladığı eserlerden anlaşılıyor ki,
ilse
mezunu olan Adnan Hoca, Allah vergisi bir il-
me
sahiptir.
2- Hoca,
Hazret-i Peygamber'in fakirâne ve müte-
vâziâne
hayatını değil, belki Hz. Süleyman'ın zen-
ginlik ve
ihtişamını ve Osmanlı'nın muhteşem sal-
tanatını örnek alıyor. Bunlar da reddedilemez.
3- A.
Hoca, ultra modern bir anlayışla İslâmiyete
hizmet
etmek istiyor. Bu isteğiyle de diğer cema-
atlerin
hizmet anlayışı
ve tarzlarıyla
ayrışıyor.
4- Adnan
Hoca tutuklanmış
olsa da, bu onun suçlu
olduğuna delil olmaz. Ona isnad edilen suçlar isbat
edilmediği müddetçe de o, suçsuz sayılır.
5-
Hoca'ya kumpas kurulmuş olabilir. Çünkü İslâm
düşmanları ve onlara karşı fikrî savaş verdiği terör
örgütleri
ve derin devletler boş durmuyor.
6- Adnan
Oktar, Mehdi değildir.
Neden değildir?
Çünkü
Hz. Peygamber'in hadislerinde: "Mehdi'nin
"kedicikleri"
vardır"
şeklinde
bir madde yoktur. O
halde gerçek Mehdi kimdir? Gerçek Mehdi: Allah'
tan
bilgi, ışık
ve elçilik
almıştır. Kur'anın bir özeti
kalbine
vahyedilmistir. ("Peygamberlerden başka-
sı vahiy almaz" denilmesin. Çünkü yüce Allah arıya
vahyettiği gibi, bazı özel insanlara da vahyetmekte-
dir.
Bunun örnekleri Kur'anda vardır.) O; milletten
para
toplamaz, ticaretle uğraşmaz ve servet yığ-
maz. O,
Filistinlileri yurtlarına kavuşturacaktır. Orta-
doğu'nun bütün diktatörlerini
devirecektir. Türkiye'yi
Müslüman
Dünya'nın
lideri haline getirecektir. İslâm
Birliği gerçekleşinceye kadar ortaya çıkmayacak,
kendini
gizleyecektir. Hz. İsa'nın resmi ve kimliği
rüyâda
ona gösterilmiştir.
İsa
yeryüzüne indirildi-
ğinde
onu tanımakta
güçlük
çekmeyecektir.
O;
şöhretten,
yüceltilmekten hoşlanmaz.
O; İslâmiye-
tin
koruyucusu, kurtarıcısı ve yenileyicisidir. İşte bu
Mehdi'nin
adı:
Mehmed Nur'an'dır.
İmza: Mehdiyet Makamı.
Not 1:
Adnan Hoca, birlikte çalıştığı kadınlarla ara-
sına bir sınır çizmek ve onlara bir resmiyet ve meş-
ruiyet
kazandırmak
zorundadır.
Aksi halde dediko-
dudan ve
iftiraya uğramaktan
kurtulamaz.
Not 2:
Adnan Hoca bu resmiyet ve meşruiyeti sağ-
lamadığı takdirde, ya o kadınları televizyon yayının-
dan kaldırmalı, ya da Kur'an hizmetini sonlandırma-
lıdır.
Not 3:
Genelevleri kabul etmiş bir devlet, modern
cariyelik
sistemi olan "gönüllü hizmetkârlığı" kabul
etmeli ve
derhal kanunlaştırmalıdır. Bunu yapma-
yan bir
devlet, genelevleri de kapatmak zorundadır.
Ancak İslâmiyetten uzak yaşayan ve dinsiz kalmak
isteyen
erkekler için
genelevleri kapatmak doğru
değildir. Çünkü onların kapatılması, cinsel taciz ve
tecavüzleri
çoğaltır.
Not 4: Eğer devlet: "Gönüllü hizmetkârlık"ı kabul
edemeyiz"
derse, bu takdirde birden fazla kadın
nikâhlamayı kabul etmelidir. Erkekleri geneleve
veya
gizli ilişkilere
mahkûm etmek çözüm
değildir.
Not 5:
Adnan Hoca'nın
önceleri Atatürk ve Yahudi
düşmanıyken 25 yıl sonra Atatürk ve Yahudi dostu
oluvermesi
yalnız
"dengesizlik"ten değil, siyasî he-
sap
sonucu da olabilir. Çünkü babalarımızın baba-
sından kalma bir Atatürk düşmanlığını bu zamanda
yaşatmanın bir faydası yoktur. Barış daha iyidir.
Çünkü
barış
döneminde İslâmiyeti,
İslâmiyetten
uzak yaşayan kemalistlere götürebilir, dine
dâvet
yapabilirsiniz.
Düşmanlık döneminde bunu yapa-
mazsınız. Dolayısıyla dindarlar, Atatürk düşmanlı-
ğının zararını görmektedirler. Kimse Başkan Erdo-
ğan'a
güvenerek bu zararlı işe girmemelidir. Giren,
cezâsını çeker!
Not 6:
Adnan Hoca'nın
İslâmiyete
zıt
bir televizyon
yayıncılığında bulunması, İslâmiyeti "modern bir
din"
olarak göstermek ve onu heryere sokabilmek
düşüncesinden kaynaklanabilir. Bir hata
ile yüzde
doksan
sevap kazanılacaksa,
o hatayı
işlemek
kötü
sayılmaz.
Not 7:
Adnan Hoca, müslüman cemaatlere ve mu-
halif
dindarlara: "Açık-saçık kadınlarla yayın yapı-
yorsam,
Allah'a bunun hesabını ben vereceğim, siz
değil. Ben sizin hizmet tarzınıza karışıyor muyum?,
karışmıyorum. Siz de bana karışmayın! Hem ben
sizin
hizmet anlayışınıza uymak zorunda değilim"
diyebilir.
Not 8:
Bazı
müslümanlar, Mesnevî'de üç-beş müs-
tehcen
hikâye kullandı
diye, Mevlâna'yı ve eserini
batırmaktadır. Bu batırma, Adnan Hoca'ya da
yapılmamalıdır. Çünkü adâletli olmak esastır.
Not 9:
Adnan Hoca yapılacak
yargılamada
suçlu
çıkarsa,
onun suçlarını elbette ki savunmayacağız.
Ama onun
iyi yanlarını da batırmayacağız.
Not 10:
Adnan Hoca eğer
yapılacak
yargılamada
suçlu çıkarsa ve ona isnad edilen suçlar sabit olur-
sa, biz
de diyeceğiz:
Allah, sahte mehdileri eliyor!
Not 11:
Dinî yapı
ve cemaatler bundan sonra dev-
let
denetimine açık
olmalıdır. Fakat 15-20 yıl önce-
sine
kadar dine ve dindara düşman bir "devlet" var-
dı. Bu "düşman devlet" karşısında İslâmî cemaat-
ler
kendilerini gizlemek ve saklamak zorundaydılar.
Bu yüzden
denetime açık
olamazlardı.
Devletin
düşmanlığı kalktığına göre, cemaatler de denetime
açık hâle geleceklerdir. Türkiye
yenilenmektedir.
Bu
sorunlar da çözülecektir.
(Türkiye'de,
iktidara geldiğinde
dine ve dindara
düşmanlık etmeye hazır bir parti vardır. Dindarlar
ve İslâmî cemaatler bu partinin iktidara
gelmesin-
den
korkmaktadır.
O parti barışa
yanaşmazsa,
bu
korku da
sürecek ve o parti iktidara gelemeyecek-
tir.)
Not 12:
Dinî yapı
ve cemaatler ticaretle uğraşmak
zorunda
kalabilir. Çünkü
bu yapı
ve cemaatlerin, ça-
lışmalarını yürütebilmeleri için paraya ihtiyaçları var.
Ama onlar
devletten yardım
alamıyor.
Yardım
ala-
madıkları için de ya halktan yardım toplayacaklar-
dır, ya da ticaret yapacaklardır. Milletten yardım di-
lenmek
istemeyenler de ticarete atılır. Ticaretlerini
doğrulukla yaptıkları takdirde sorun olmaz. Eğer
devlet
partilere yardım
ettiği
gibi cemaatlere de
yardımda bulunursa, onların yardım toplamalarına
ve
ticaretle uğraşmalarına gerek kalmaz. Şu an
meclise
girmiş
bulunan PKK terör örgütünün parti-
sinin
devletten 17 milyon lira yardım alacak olması
karşısında, cemaat liderleri çıldırıyordur herhalde!
Artık devlet, cemaatleri de görmelidir.
Partilere ya-
pılan yardımın onda veya yirmide biri cemaatlere
yetebilir.
Türkiye
aleyhinde çalışan ve terör örgütleriyle işbir-
liği içinde olan Cumhuriyet Halk Partisi,
devletten
60 milyon
TL yardım
almaktadır.
Bu haliyle CHP,
"tehlike"
olarak gösterilmeye çalışılan Adnan Ho-
ca'dan
daha tehlikelidir. Devlet, yardım konusunda,
teröre
karşı
fikrî ve mânevî mücâdele veren ve
Türkiye
lehinde çalışan cemaatleri de görmelidir.
Devlet
aynı
zamanda; özel bir çalışmayla terör ör-
gütü
partisini meclise sokan CHP'nin, Adnan Hoca'
dan daha
iyi olmadığını da düşünmelidir.
Not 14:
Adnan Hoca, yapılacak
yargılamadan
ve
muhtemel
hapis hayatından
sonra kusurlarından
arınarak, hatalarını düzelterek Kur'an hizmetine de-
vam
edebilir.
Not 15:
Fetullah Gülen de, İslâmiyet için kıymetli bir
elemandı. Fakat o, kanlı bir darbeye kalkışarak ken-
di kıymetini katletti. Şimdi onun yapacağı şey şudur:
"Ben
hata ettim. Bütün Türkiyelilerden af ve özür di-
liyorum"
deyip, Türkiye hukukuna teslim olmaktır. E-
ğer
teslim olursa, onun Türkiye'deki bağlılarının
Kur'an
hizmeti devam eder. Yasaklanmış eserleri-
nin yayınlanmasına özgürlük verilir. Bütün Gülen
bağlıları huzur içinde yaşamlarına devam ederler.
Eğer darbeci başı F. Gülen teslim olmazsa ve bağ-
lılarına: "Türkiye'ye ve yönetimine
düşmanlığınızı
sonlandırın" demezse, onun bağlılarının dinî hiz-
metleri,
münâfıkların kurduğu "mescid-i dırar" gibi
görülecek
ve hepsi birden lânetlenilmeye devam e-
decektir.
Teslim olup af dilemeyen darbeci başı
Gülen ve
onun şeytanlıklarına teslim olan bağlıları
da,
Allah'ın
Mehdisi'nin şefaatinden
mahrum kala-
caklardır. Darbeci Gülen ve Bağlıları işte bu mahru-
miyetten
korkmalıdır. Eğer darbeci Gülen ve adam-
ları teslim olmayı kabul ederlerse, ellerindeki 75
milyar
doları
da devlete teslim etmeli ve Türkiye'de
para
toplama işlemini
sonlandırmalıdırlar. 75 milyar
dolar,
Türkiyelilerden toplanmış para olduğu için,
onlar
Türkiye devletine aittir. Gülen'in bu paraları
harcamaya
hakkı
yoktur. Gülen ve adamları bu ha-
ramdan
hemen kurtulmalıdır. F. Gülen Türkiye'deki
bağlılarının huzur ve güvenliği için geri kalan üç-
beş yıllık ömrünü, Pensilvanya'daki çiftlik hapisha-
nesinde
değil,
Türkiye hapishanesinde tamamla-
mayı kabul etmelidir. Aksi halde
Türkiye'deki bağ-
lıları korku içinde ve ömürleri boyunca gizlenerek
ve peşlerinde lânet takılı olarak yaşamaya devam
edeceklerdir.
Onları
kurtarmak, Gülen'in elindedir.
Gülen, bu
fedakârlığı
yapmalıdır. Bu, son çağrı-
mızdır.
Not 16: İslâmlı Ülke Devletleri, "gönüllü
hizmetkâr-
lık sistemi"ni kabul etmelidir.
Bunu kabul etmek is-
temezlerse,
birden fazla kadınla
nikâhlanmayı
ka-
nunlaştırmalıdırlar. Bunu da kabul etmezlerse, ül-
kenin bir
bölümünde müslümanca yaşamak iste-
yenler için İslâmî hükümlerin geçerli olacağı
bir
devlet kurulmasına
izin vermelidirler.
Not 17: İslâmiyet'i "olduğu gibi" göstermek, Diya-
net İşleri'nin vazifesidir. Ama her cemaat
bu tarza
uymak
zorunda değildir.
Çünkü
cemaatlerin önem-
li bir
vazifesi, İslâmiyet'i
İslâmiyet'ten
uzak olan gö-
nüllere
ve farklı
dünyalara sokabilmektir. Bunun i-
çin
de dini farklı
kılıklara sokarlar ve sokabilirler.
Kimisi
onu tarikat kılığına, kimisi ideoloji kılığına,
kimisi
ilim ve bilim kılığına, kimisi nurculuk kılığına
kimisi de
daha başka
bir kılığa sokar. Dinin özünü
korudukları takdirde bu kılık değiştirme sorun ol-
maz.
Bugün Avrupa ve Amerikada İslâmiyet'in a-
dını anmak bile tehlike hâline geldi. İslâmiyet'i yay-
mak
isteyen Kur'anlılar,
yeni şartlara
uyum sağla-
mak
zorundadırlar.
Bunun için
farklı
araçları da
(meselâ
dans, müzik, makyajlı kadınları) devreye
sokabilirler.
Bu işde
yüzde bir-kaç
hatalarından
dolayı onlar saf dışı edilmezler ve edilmemeli. U-
nutmayalım! Bir Kur'an hizmetkârı 15-20 yılda zor
yetişmektedir.
Not 18:
Adnan Hoca casus olabilir mi? FETÖ ara-
cılığıyla Türkiye'nin bütün ordu ve devlet
sırlarını
çalmayı başarmış olan ABD ve İsrail istihbaratı,
FETÖ'yü
kullanamaz hâle geldikleri için yeni sırla-
rın ele geçirilmesinde Adnan Hoca'ya yönelmiş o-
labilirler.
Fakat Adnan Hoca, FETÖ gibi ordu ve
devlet sırlarını çalabilecek bir güce sahip değil. Bu
güce
sahip olsalardı,
kendilerine yapılacak
operas-
yonu
önceden haber alıp
önlemlerini alırlardı. Ad-
nan Hoca İsrail'e belki politik danışmanlık yapmış
olabilir.
Bu da suç
sayılmaz.
Çünkü
bu işi
düşünce
kuruluşları da yapmaktadır. Tabii Adnan
Hoca'nın
Türkiye
aleyhinde bir iş çevirmeyeceğine inanmak
isterken
yine de biz yanılıyor olabiliriz. Çünkü Ad-
nan Oktar
yapılanmasını biz "içeriden" değil, "dışa-
rıdan" tanıyoruz.
Not 19:
Adnan Hoca'nın
sorgulanmasında
ortaya
çıktığına göre; Hoca, şarap dışındaki içkileri haram
saymıyormuş ve namazı da iki vakte ve bir rekate
indirmiş. Bütün bunlar, İslâmiyeti keyfe uydurmaktır.
Gerçek Mehdi ise İslâmiyeti yeniler ve parlatır, ama
onu kendi
keyfine uydurmaz. Onu kendi keyfine uy-
duran da
Mehdi olamaz. İslâmiyeti
kendi keyfine uy-
durmaya çalışmakla Adnan Hoca, mehdi olmadığı-
nı isbatlamaktadır. Bu isbattan sonra kimse onu
mehdi
olarak görmeyecektir.
Şarap,
sarhoşluk
vermesi sebebiyle namaza engel
olduğu için haram edilmiştir. Ondört buçuk asır ön-
ce viski
ve rakı
gibi içkiler
yoktu. Eğer
bunlar o za-
man
ortaya çıkmış olsalardı, onlar da yasaklana-
caktı. Çünkü viski ve rakı da sarhoş edici içkilerdir.
Dolayısıyla onlar da şarap seviyesindedirler. Şarap
seviyesinde
olan içkiler
de müslümanlara yasaktır.
Namaz
ise; Hz. Peygamber(sav) 5 vakit olarak kıl-
mıştır. 2, 3, 4 rekat olan farz namazlara
kendinden
de
eklemis sünnetleri meydana getirmiş ve böyle-
ce sabah
namazı
4 rekat, öğle
namazı
10 rekat,
ikindi
namazı
8 rekat, aksam namazı 5 rekat ve
yatsı namazı 13 rekat olmuş. Bu namazların farz
olan kısımlarının mutlaka kılınması gerekiyor. Ad-
nan Hoca
ise namazları
1 rekata indirerek kartal
gibi olan
farz namazı
sinek seviyesine düşürmüş.
Adnan
Hoca'nın
böyle bir şeye
hakkı
yoktur. Adnan
Hoca
sünnetleri kılamayacaksa,
farzları
kılmalıdır.
Farzları da çok görüyorsa, hiç olmazsa yolcu nama-
zı gibi 2 rekat kılmalıdır. Bu iki rekat namazda da
Sübhaneke,
Fatiha ve oturuşta
da Ettehiyyatü sure
ve duaları mutlaka okunmalıdır.3 kere "Allah kerim"
demek
yeterli değildir.
Eğer
Adnan Hoca namazı
böyle kılarsa, bu namaz, müslümanların namazına
benzemiş olur. Ama namazları tek rekat olarak kı-
larsa,
onun namazı,
müslümanların
namazına
ben-
zemez. O
zaman Adnan Hoca'ya sorulur: "Sen han-
gi dinin
mensubusun? Yoksa yeni bir din mi uydur-
dun?"
Not 20:
Bu bildiri, devlet eliyle çoğaltılarak Adnan
Hoca'ya
ve arkadaşlarına iletilmelidir.
İmza: Mehdiyet Makamı.
Allah'tan başka ilah yoktur.
Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.
Zaman: Yeni Çağ'ın
onsekizi,
Temmuz ortası.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut: Muranizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *