CHP'YE OY VERENLERE DUYURU!
iyilerin ve haklıların yanında olan ALLAHın adıyla
CHP'ye oy
veren ve gelecekte de oy vermeye de-
vam
edecek olan CHP'li Türkiye vatandaşları!
24
Haziran Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy verdi-
ğiniz
Cumhuriyet Halk Partisi, seçimi kaybetti. Bu
kayba
mutlaka çok
üzüldünüz. Oysa bir kısmınız
gönül
verdiğiniz
partinizin kazanması için canhıraş
bir
mücâdele verdiniz. AK Parti ve Erdoğan düş-
manlığında yarıştınız. Ama bu mücâdele ve yarışta
partiniz
gibi sizler de kaybeden oldunuz. Oysa mut-
laka
kazanacağınızdan emin gibiydiniz.Sonuçta bü-
tün çalışmalarınız boşa çıktı. Düşmanlık ettiğiniz
parti ve
lider ise iktidarda kalmayı yine kazandı.
Çünkü
demokratik halk çoğunluğu böyle istedi. Si-
zin de
halk çoğunluğunun seçimine saygı göster-
meniz
gerekir. Bu saygıyı gösterebiliyorsanız, de-
mokrasiyi
kabul etmişsiniz
demektir. Bu saygıyı
gösteremiyorsanız, diktatörlerle eşit hâle gelirsiniz!
Şimdi
söyleyiniz! Türkiye'de demokrasi mi hâkim
olmalı, yoksa diktatörlük mü? Demokrasiyi
seçiyor-
sanız, onun gereklerini de kabul
edeceksiniz. Dik-
tatörce
hareketlere de son vereceksiniz, vermelisi-
niz.
Şimdi
soruyoruz: Demokrasiyi hâlâ kabul ediyor
musunuz?
Eğer
kabul ediyorsanız,
biz de sözleri-
mize
devam ediyoruz.
İktidar
partisine ve liderine düşmanlık etmekle ve
onları kötülemekle seçim kazanacağınızı zannetti-
niz. Ama
zannınız boşa çıktı. Bu düşmanlığınız de-
vam
ederse, gelecekte de eliniz boş kalacak. Par-
tinizin
seçim
kazanmasını istiyorsanız, bazı ger-
çekleri
bilmeli ve ona göre hareket etmelisiniz. A-
ma önce içinde bulunduğunuz düşmanlığı sonlan-
dırmalısınız. Eğer sonlandırmazsanız, "zâlim" olur-
sunuz.
Çünkü
düşmanlığınız hakka ve adâlete dayanmı-
yorsa,
kötülük içindesinizdir.
Bu kötülük de sizi zâ-
lim eder
ve belki de etmiştir.
Bu zâlimlikten kurtul-
malısınız. Eğer kurtulmak isterseniz, hakka ve
adâ-
lete göre
adım
atmalı,
onlara göre yaşamalısınız.
Eğer "insanlık" istiyorsanız, bu yaşayışı kabul et-
melisiniz.
Kabul ediyor musunuz?
"Kabul
ediyoruz" diyorsanız, biz de söz söylemeye
devam
ediyoruz. Şimdi
AK Parti ve lideri Erdoğan'
a düşmanlığınızı hak ölçüsüne vuralım. Ama önce
"hak
nedir?" onu bilelim. Hak: Yaratan'ın, yaratılışın
ve yaratılmışların hakkını çiğnememek ve çiğnet-
memektir.
Ve yine hak: Yaratan'ın koyduğu ölçü ve
ülke
kanununun çizdiği sınırlardır. O halde bu ölçü-
ye göre
soralım:
Düşmanlık edilmeye hak gördü-
ğünüz
Erdoğan
sizin hangi hakkınızı çiğnedi? Par-
tiniz
iktidardaydı
da iktidarınızı zorla elinizden mi al-
dı? Erdoğan millet çoğunluğunun seçimiyle iktidara
gelmedi
mi? İktidarda
kalışı
da yine demokratik ço-
ğunluğun iradesiyle olmuyor mu? Yoksa Erdoğan
sizin
elinizden özgürlüğünüzü
mü aldı?
Ona "dikta-
tör"
diyebildiğinize
göre, özgürlüğünüz
de fazlasıy-
la
elinizdedir. (Fakat "meşru özgürlük" olan hak ve
adâlet ve
namus dairesi dışında
bir özgürlük arı-
yorsanız, o özgürlük, gayri meşrudur ve hayvanlık-
tır. Herhalde bunu istiyor olamazsınız!) O halde bu
hazımsızlık, bu düşmanlık neden? Öyleyse bu hak-
sız düşmanlığı sona erdirmelisiniz. Bu düşmanlıkla
seçim kazanamazsınız!
Eğer seçim kazanamıyorsanız, suç, hata ve hak-
sızlık sizin partinizde olamaz mı? Bunları araştırdı-
nız mı? Niçin araştırmıyorsunuz? Ama araştırmı-
yorsunuz!
Beyninize üfürülen düşmanlık ve düş-
manlık etmek kolayınıza geliyor. Fakat zâlimlik etti-
ğinizin
farkında
değilsiniz.
Artık
gözlerinizi açınız!
"Bizim
partimiz neden iktidar olamıyor?" diye soru-
nuz.
"Partimizin ve liderinin noksanlıkları nedir?" di-
ye araştırınız. Eğer partiniz ve lideriniz sahip
olduk-
ları noksanlıkları gidermiyorsa, o partiyi ve liderini
terkediniz.
Eğer
terketmezseniz, haksızlığa düş-
müş olursunuz. Hem de onların noksanlıklarının
aptal bir
askeri durumunda kalırsınız. Hâlâ bu du-
rumda
kalmaya devam mı
edeceksiniz?
Eğer bu durumdan rahatsız olmaya başladıysanız,
"partimizin
ve liderinin hata ve noksanlıkları nedir?"
diye
sormalısınız. Soruyor musunuz? Eğer "soru-
yoruz"
diyorsanız,
biz de cevaplıyoruz.
Partinizin,
partililerinizin ve liderinizin en önemli ha-
ta ve
noksanlıkları şunlardır:
1-
Partiniz, partilileriniz ve lideriniz "doğru muhale-
fet"
yapmıyor.
Doğru
muhalefet: İyiye
sahip çık-
mak,
kötüyü engellemektir. Ama partiniz, bunların
zıddını yapmaktadır. Yani iyiye ve iyi işlere düş-
manlık etmekte, kötülüğe de yol vermektedir. Çün-
kü millet
çoğunluğunun seçimiyle gelmiş ve onları
memnun
edecek icraatlarda bulunan bir lidere düş-
manlık etmek ve terör örgütleriyle işbirliğine giriş-
mek; doğru muhalefet olamaz! Doğru muhalefette
olan bir
parti, iktidar partisiyle yarışmayı kabul eder
ve
"ben onlardan daha iyi olacağım" çalışması içe-
risinde
olur, düşmanlığa sığınmaz.
2-
Lideriniz ve partilileriniz, milletin diniyle, dindarıy-
la ve
cemaatleriyle ve daha tarihiyle, ırklarıyla, kül-
türüyle
barışmıyor, barışa yanaşmıyor. Barışa ya-
naşmak isterse, onlara hangi zihniyetle
yaklaşacak-
tır, onlarla nasıl uzlaşacaktır? Kendi zihniyetinden
vazgeçebilecek midir? Barış için hakka, adâlete ve
doğruluğa dayalı bir zihniyetiniz olmalı. Zihniyetiniz
hakka,
adâlete ve doğruluğa dayanmıyorsa, barış
sağlayamazsınız. Barış istiyorsanız, zihniyetinizi
düzeltecek
ve normalleştireceksiniz.
Millet çoğun-
luğunun zihniyetine zıt bir zihniyetle başarılı ola-
mazsınız.
Unutmayınız! Partiniz, partilileriniz ve
liderleriniz 60-
70 yıldan beri bu barışı sağlayamadı. Belki barış
istemediler.
Belki bu barış
akıllarına gelmedi. Ola-
bilir.
Ama bu barış
olmadan partinize iktidar yoktur.
Bu
durumda partinizden, yani onun iktidar olabilme-
sinden
umudu kesebilirsiniz. Veya partililerinizi ve
parti
liderinizi barışa
zorlayabilirsiniz. Barış isteği
sizden
gelmeli. Çünkü
millet çoğunluğundan oy is-
teyen ve
bu oylarla iktidar olmak isteyen sizsiniz.
3-
Partiniz güvenilir bir parti değildir. Çünkü bir kı-
sım partilileriniz Türkiye aleyhinde çalışmakta ve
terör
örgütleriyle işbirliği içindedir. Böyle bir partiye
Türkiyeli
çoğunluk nasıl iktidar verebilir? O halde
terör
örgütleriyle işbirliği içinde olan partililerinizi
saf dışı ediniz. Saf dışı ediniz ki, millet partinize
güvenebilsin.
Aksi halde Türkiye ve Türkiyeliler
için tehlike arzeden bir parti olarak
kalırsınız. Millet
çoğunluğu da bu tehlikenin ortadan kaldırılmasını
ister ve
gereğini
yapar. Yani partiniz daha fazla
hayatta
kalamaz.
(Türkiye'de
MHP, BBP, Hüda Par ve Vatan Partisi;
Türkiye'nin
gerçeğini gördüler, saflarını belirlediler
ve AK
Parti'nin "önce vatan" anlayışında birleştiler
ve bu
birleşme
kararıyla
"güvenilir muhalefet" ünva-
nını kazandılar. Bunun anlamı şudur: İktidar partisi
başarısız oldugunda, oylarımızı "güvenilir muhale-
fet"e
yönlendirmekte çekince
yaşamayacağız. "Gü-
venilir
muhalefet" olma sırası şimdi CHP'dedir.)
(Vatan
Partisi genel başkanı Doğu Perinçek, ver-
diği son beyanatta: "AK Parti ile
birleşebiliriz"
dedi.)
4-
Partilileriniz vatan ve milletin hizmetine talip de-
ğil,
iktidara taliptir. Millet çoğunluğu ise kendine
ve vatanına hizmet etmeyecek partilere
iktidar ver-
mez.
Partinize iktidar verilecek olursa, partililerini-
zin ve
liderinizin Türkiye'ye ve Türkiyelilere hizmeti
ne
olacaktır?
Milleti mi zenginleştireceksiniz? Yok-
sa
Türkiye'yi süper güç mü yapacaksınız? Bu ko-
nuda çalışmalarınız, projeleriniz ve düşünceleriniz
nedir?
Onları
gerçekleştirebilme oranı yüzde kaç-
tır?
Eğer "biz seçkin kimseleriz, elit tabakayız" demek-
te ısrar ediyorsanız ve ederseniz, bu gurur ve kibir-
le millet
çoğunluğunun beklenti ve değerleriyle na-
sıl uyuşacak ve barışacaksınız? Hem vatan ve mil-
let,
iktidara talip olanlardan iş, hizmet ve icraat bek-
ler.
Onların
bu beklentileri karşısında yüksekte olan
başınızı onların hizmeti için eğebilecek misiniz, eğ-
meye hazır mısınız? "Biz hizmetinize hazırız" diye-
bilecek
misiniz, diyebiliyor musunuz? Eğer diyemi-
yorsanız ve diyemiyecekseniz ve dediğiniz halde
isteneni
yerine getiremeyecekseniz, iktidara talip
olmamalısınız. Çünkü iktidar olmak, sadece yönet-
mekten ve
yöneticilikten ibaret değildir. Aynı za-
manda
hizmetkârlıktır. Hizmetkârlığa da talip misi-
niz?
Talip olabilecek misiniz?
5-
Partinizin başka
noksanlıkları da vardır. Onları
da başkaları yazsın.
İşte
partiniz, partilileriniz ve parti lideriniz bu dört-
beş noksanlığı, yani; doğru muhalefet, barış, gü-
ven ve hizmetle
ilgili noksanlıkları gidermeden ikti-
dar
olamaz. Sizler de boşuna çabalamış olursunuz.
Eğer boşuna çabalamak istemiyorsanız, partilileri-
nizi ve
liderinizi sıkıştırmalı ve: "Eğer bu noksanlık-
ları gidermezseniz, bundan sonra size oy
ve des-
tek vermeyiz"
diyebilmelisiniz. Eğer partilileriniz ve
lideriniz
de iktidar olmak istiyorsa, bu noksanlıkları
gidermek
için
gayret gösterecektir.Bu konuda doğ-
ru sonuç getiren bir gayrete girişmiyorlarsa, onlar
"ebedî
muhalefet" olmaya karar vermiş demektir.
Bu
takdirde o partinin ve liderinin arkasında durma-
nız doğru olmaz. Çünkü o parti ve lideri size her se-
çimde
hep yenilgi yaşatacaktır. Bu yaşayışa râzı o-
labilecekseniz,
partinizi desteklemeye devam eder-
siniz.
"Biz bu yaşayışa râzı değiliz" diyorsanız, size
iktidar
getirecek yeni bir parti kurarsınız. Veya: "Ba-
na
ne!" deyip keyfinize bakarsınız. Seçim sizin!
İmza:
Mehdiyet Makamı.
Not 1: Değerli olabilecekken Erdoğan düşmanlığıy-
la değerini kaybetmekte olan CHP'liler!
Sizin değe-
rinizi düşüren bu düşmanlığı sonlandırmalısınız.
Çünkü
gelecekteki CHP genel başkanınız Muhar-
rem İnce Bey, bir gazeteye verdiği röportajda:"Ben
Cumhurbaşkanı olursam, Türkiyelilerin gönüllerini
birleştireceğim" diyor. Eğer siz haksızlık ve adâlet-
sizliğe dayanan AK Parti ve Erdoğan düşmanlığını
bırakmazsanız, gelecekteki başkanınız başarılı o-
lamaz.
Onun başarılı olmasını istiyorsanız, düş-
manlığınız son bulmalı. İç barış bunu gerektiriyor.
Not 2:
Sosyal medyada Cumhurbaşkanı R. T. Er-
doğan'a küfür ve hakarette bulunanlar
dikkatli ol-
sunlar ve
bu işe
son versinler. Çünkü
Başkan
Er-
doğan, kendi başına sıradan bir şahış değil, 80
milyon
Türkiyelinin başkanıdır. Ona yapılan ve ya-
pılacak bir küfür ve hakaret, 80
milyon Türkiyeliye
veya ona
oy vermiş çoğunluğa yapılmış olur. Yani
Türkiye
Başkanı'na yapılmış bir küfür ve hakaret,
80 milyon
hakarettir. Cezâsı
da bir değil,
80 mil-
yondur.
Yani bu konuda verilecek cezâ, 80 milyon-
la çarpılır, öyle verilir. Böyle büyük bir
cezânın
al-
tından hiç bir fert, kurum, kuruluş ve gazete kalka-
maz. O
halde sosyal küfürcüler ve hakaretçiler bu
işten vazgeçsinler.
Not 3: Ey
CHP'ye oy verenler! İçinizde ve partileri-
niz arasında sizleri Türkiye'yi karıştırmaya, bozgun-
culuk
yapmaya çağıranlar var. Onların ardından git-
mek,
"şeytanın adımlarını izlemek"tir. Şeytanın a-
dımlarını izleyenler, büyük bir kötülük içindedir. On-
lar
Türkiye'ye kötülük etmektedirler. Sizler bu kö-
tülüğün içinde olmamalısınız. Bu kötülüğün içinde
olmak,
vatan gemisini delmek demektir. Vatan ge-
misini
delmek, yalnız
düşmanlık ettiklerinizi değil,
sizi de
batırır. Bu batışa izin vermemeli, engel ol-
malısınız.
Not 4:
Siyasal iktidar istiyorsanız, bunu aldatmakla
ve zorbalıkla değil, hak ederek elde etmeye çalış-
malısınız. Onu hak etmenin yollarını da size gös-
terdik. Eğer iktidardakilerden daha iyi
yönetemeye-
cekseniz
ve millete onlardan daha iyi hizmet götü-
remeyecekseniz,
bırakın iktidar, daha iyi yapabilen-
lerde
kalsın.
Eğer
hak ve adâlet ile hükmedeme-
yecekseniz,
iktidarı
hiç
istemeyin. Eğer
"biz daha
iyi
yapabiliriz" diyorsanız, bu halde iktidar olmanın
şartlarını yerine getirmelisiniz ve meşru yollardan
iktidara
gelmeye çalışmalısınız. FETÖ gibi ve o-
nunla
yanyana olmamalısınız. Onun karşısında
olmalısınız.
5- Başkan Erdoğan'ın iktidardan çekilmesini çok is-
tiyorsunuz.
Fakat hiç
düşünmüyorsunuz:
"Parti ge-
nel başkanınız Kılıçdaroğlu 9 seçim kaybetmiş ol-
duğu halde başkanlıktan çekilmeyi düşünmezken,
Erdoğan 12 secim kazanmış olduğu halde ve halk
çoğunluğu da onun iktadarda kalmasını isteyip du-
rurken niçin iktidarı bırakıp gitsin?" Lütfen, biraz a-
kıllı ve mantıklı olun! Kılıçdaroğlu'nun CHP genel
başkanlığından uzaklaşmasını istemeniz daha
doğru değil mi?
Not 6:
Dindarlar ve demokratlar bu bildirimizi sürat-
le CHP'li
seçmene
ulaştırmaya çalışsınlar.
İmza:
Mehdiyet Makamı.
Allah'tan başka ilah yoktur.
Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.
Zaman: Yeni Çağ'ın
onsekizi,
Temmuz başı.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut: Muranizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen