Samstag, 1. Dezember 2018

G-20 ZİRVESİNE KATILACAK ÜLKELERE UYARI!

     G-20 ZİRVESİNE KATILACAK ÜLKELERE
                                    UYARI!

  insanlara haklı, adâletli, namuslu ve iyilikçi olmayı
                  emreden tekTANRInın adıyla

30 Kasım - 1 Aralık tarihlerinde Arjantin’de yapıla-
cak G-20 Zirvesi'ne katılacak olan ülkelerin Sayın
Liderleri!

2 Ekim 2018 tarihinde İstanbul'daki Suudi Arabistan
Başkonsolosluğu'nda Cemal Kaşıkçı isminde Wa-
shington Post yazarı bir gazeteci katledildi. Bu katli-
amı yapanlar da bildiğiniz gibi 18 Suudi devlet me-
murudur. Yani ortada Suudi Devleti tarafından işlen-
miş bir cinayet var. Şimdi bu cinayetin hesabının
verilmesi ve görülmesi gerekiyor. Bu cinayeti işle-
yen devlet memurları Veliaht Prens M. b. Selman'ın
en iyi ve en güvenilir adamları olduğundan, cinayet
emrini verenin de, o adamların başı ve sahibi olan
Prens Selman olduğu, ondan başkası olamayacağı
hemen anlaşılıyor.

Eğer "bu cinayet emrini ben vermedim" diyorsa
Prens Selman, bu takdirde o adamlarına hükmede-
mediği için yönetimden çekilmesi gerekir. Eğer
Selman'a ait o katiller: "Biz bu emri Prens Selman'
dan aldık" derlerse, bu takdirde de Selman'ın idam
edilmesi gerekecektir. Fakat Prens Selman'ı yargı
ve hukuk önüne kim çıkaracaktır? Çünkü Suudi Ara-
bistan'da yargı ve hukuk, o ülkeyi yönetenin emri al-
tındadır, yani yargı ve hukuk bağımsız değildir.
Böyle olduğu için de Prens Selman'ın yargılanması
mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla cinayetle ilgili
dâvânın uluslararası bir mahkemede görülmesi ka-
çınılmazdır. Bu kaçınılmaz işi de ancak siz G-20 ül-
kelerinin baskısı sağlayabilir. Sizler de bunu sağla-
malısınız. Eğer adâletin gerçekleşmesini istiyorsa-
nız. Ülkeler ve devletler adâletsiz ayakta durama-
yacaklarına göre, bu adâletin gerçekleşmesini is-
temelisiniz ve onu talep etmelisiniz. Eğer sizler
de ABD Başkanı Trump gibi Prens Selman'ın ci-
nayetini "ülke çıkarları" için görmezlikten gelmeyi
seçerseniz, adâletin karşısında durmuş olacaksı-
nız. Bu duruş ise sizin devletinizi "eşkiya devlet"
durumuna sokar. Devletinizi bu duruma sokmak-
tan uzak duracağınızışünüyoruz.

Katılacağınız Zirve'ye, Cemal Kaşıkçı cinayetinin
baş sorumlusu Prens Selman da katılacakmış. E-
ğer bu Zive'de onunla tokalaşmaya kalkarsanız, a-
dâleti ayağınızın altına almış olursunuz. Dolayısıyla
Prens Selman kendini aklamadan veya azledilme-
den onunla tokalaşmanız çok büyük hata olacaktır.
Bu hataya düşmeyeceğinizi umuyoruz. Onunla iliş-
kiyi sürdürmeniz de, adâleti katletmekten başka bir-
şey olmaz. O halde Prens Selman'ın kendini akla-
masını beklemeniz isabetli olacaktır.

G-20 Zirvesi'ne katılan ülkelerin Sayın Liderleri!

Suudi konsolosluğunda devlet memurları, daha
doğrusu Prens Selman'ın adamları tarafından plan-
lı bir şekilde katledilen Cemal Kaşıkçı, Prens Sel-
man'a itaat etmediği için öldürüldü. Fakat Cemal
Kaşıkçı, Prens Selman'ın kötülüklerine itaat etmek
mecburiyetinde değildi. Eğer Prens Selman istedi-
ği itaatte haklı olsaydı, kendisine yapılan itaatsizlik-
te Kaşıkçı'yı mahkeme önüne çıkarması gerekirdi.
Fakat Prens Selman Kaşıkçı'yı mahkeme önüne
çıkarmak, yani hukuk yolunu tutmak yerine, mafya-
tik yollara başvurarak Kaşıkçı'yı ortadan kaldırttı.
"Kaldırtmadım" diyorsa, bir uluslararası mahkeme-
ye çıkmayı kabul eder. Kabul etmiyorsa, bu adâlet-
siz adamla hiçbir ülke bir daha ilişkiye giremez.

Şimdi gelelim diğer önemli liderlere...

Sayın Kim Jong Un! Diktatörlüğe son veriniz. Çün-
kü diktatörlüğe hakkınız yoktur. O halde halklarınıza
siyasal özgürlüklerini veriniz. Sizin gerçek büyüklü-
ğünüz, bu özgürlüğü onlara tanımanızdadır. Şu an-
da dünyanın en küçük adamı sizsiniz. Çünkü dikta-
törsünüz. Diktatörlüğü terkettiğiniz anda büyümeye
başlayacaksınız ve hak ve adâlete teslim olduğu-
nuzda da en büyük siz olacaksınız ve olabilirsiniz.
Unutmayınız! Elinizdeki nükleer silahlar sizi korur,
ama en büyük yapmaz.

Sayın Binyamin Netanyahu! Filistinlilerin haklarını
ödeyiniz. Bu hakkı ödemediğiniz müddetçe adâ-
letsizliktesiniz. Bu adâletsizlikte kalmaya devam
ederseniz, çok yakında devletinizi kaybedecek-
siniz. Amerika sizi sonsuza kadar koruyamaz ve
koruyamayacaktır.

Sayın Donald Trump ve Obama! Sayın Vladimir
Putin ve Hasan Ruhani! Suriye'nin demokratikleş-
mesine engel olarak Suriye halklarına çok büyük
kötülük yaptınız ve hâlâ yapmaktasınız. Bu kötülü-
ğünüze artık son veriniz.

Ortadoğu'nun Sayın Kralları! İslâmiyette zorbalık
haramdır. Bu haramı sonlandırınız ve halk çoğunlu-
ğunuzun rızâsını alarak yönetim yapınız. Yönetimi-
niz de; hakka, adâlete ve namus'a dayanmalıdır.
Özgürlüğünüz de bu dayanağı temel almalıdır. Mo-
dernleşmek yani çağın şartlarıyla uyumlaşmak isti-
yorsanız, bu uyumlaşma, modernleşme ve reform;
yönetiminizden başlamalıdır. Halklarınıza sinemaya
gitme özgürlüğü ve kadınlarınıza araba kullanma iz-
ni vermek yeterli değildir. Şunu da iyi bilesiniz: Sar-
hoşların, hainlerin, katillerin, zâlim ve zorbaların
müslüman halkları yönetme hakkı yoktur!

Sayın Donald Trump! Eğer yönetiminizi hakka, a-
dâlete, namusa ve iyilikçiliğe dayandırmazsanız,
daha doğrusu çıkarcılığa dayandırırsanız, dünya
kötücül bir yer olur. Kötücül bir dünyada da ya-
şanmaz. Dünyayı yaşanılır bir yer haline getirmek
için çalışmalı değil misiniz? Bu çalışmayı yapmaz-
sanız, önce kendi ülkeniz yıkılacaktır. Bu yıkılışa
izin vermemelisiniz.

Sayın Donald Trump! Dünyada en büyük kötülük;
hakkı, adâleti ve namusu çiğnemek ve çiğnetmek-
tir. Eğer Cemal Kaşıkçı'nın hakkını çiğner ve çiğ-
netirseniz, en büyük kötülüğü yapmış olursunuz.
Bütün dünyayı kötülemekle kurtulamazsınız. Önce
kendi kötülüğünüzü terketmeli, sonra da başkalarını
iyileştirmeye çalışmalısınız ki, dünya iyileşsin. Bu-
nun da  yolu; (çıkarlarınız hesabına değil, Tanrı he-
sabına) hakka, adâlete, namusa ve iyilikçiliğe teslim
olmaktır. Gökten İsa Mesih de inip gelse ve "dün-
yanın iyileşmesi için ne yapalım?" diye ona sorulsa,
size bunları söyleyecektir. O halde onun da söyle-
yeceği bu sözlerden sapmayınız.

G-20 Zirveniz hayırlı olsun!

İmza: mehdiyet Makamı.


Not 1: İslâm Ülkeler*in liderleri, Allah'ın emri ola-
rak adâletli olmak zorundadırlar. Adâletli olamaya-
cak liderler yönetimden çekilmelidir. Çünkü adâlet-
siz yöneticiler, müslüman halkların yöneticisi ola-
maz. Müslüman halkların hakkını vermeyen liderler
de adâletli değildir.

Not 2: Suudi Arabistan'da yargı bağımsızlığı yok-
tur. Eğer olsaydı, Suudi Savcısı Prens Selman'ı
hemen ifade vermeye çağırırdı. Yine eğer orada
yargı bağımsızlığı olsaydı, Prens Selman da ifade
vermeye koşardı veya en azından "geliniz, ifademi
alınız" derdi. Sonuçta bu cinayeti Prens Selman'ın
şmanları değil, tam aksine onun en sadık adam-
ları işledi. Prens Selman ifade vermek zorunda
değil mi?

Not 3: Suudi Arabistan Kralı; "akrabanız da olsa a-
dâleti gözetin" âyeti gereğince Cemal Kaşıkçı'yı
öldürtmüş olan oğlu Prens Selman'ı idama gönder-
mek zorundadır. Eğer Kral Abdulaziz oğluna kıya-
mazsa, en azından onu yönetimden almasını bil-
melidir. Çünkü onun oğlunun cinayetle bir ilgisi yok-
sa bile, adamlarına iyi hükmedemediği için sorum-
ludur. Hem adamlarına hükmedemeyen bir Prens'
ten hayır gelmez. Eğer Suudi Kralı adâletin gereği-
ni yerine getirmezse, Allah'a vereceği bir hesap
olacaktır.

Not 4: Eğer Cemal Kaşıkçı'nın öldürülme emrini,
Selman'ın adamlarına, Prens Selman değil de
ABD Başkanı Trump ve damadı Kushner verdiyse,
bu takdirde Prens Selman idamdan kurtulur. Fakat
ABD Haberalma Teşkilâtı, öldürme emrinin Prens
Selman tarafından verildiğini bildirdi. Şimdi ABD
Haberalma Teşkilâtı, emrin Prens Selman tarafın-
dan verildiğine dair telefon kayıtlarını medya ile
paylaşmak zorundadır. Eğer Trump ve damadını
aklamak istiyorsa, bu zorunluk yerine getirilmelidir.

Not 5: Prens Selman Kaşıkçı'nın katillerini yok et-
tirmeden önce uluslararası bir savcı o katillerin ifa-
desini almalıdır. Çünkü Kaşıkçı cinayetinin gerçek
azmettiricisi ABD Başkanı ve Damadı da olabilir.
Çünkü Cemal Kaşıkçı bir Trump aleyhtarı idi. Bu a-
leyhtarlığı yüzünden de katliama uğradı. Amerika'
da yayınlanan bir kitapta da; Başkan Donald Trump'
ın, 5-10 milyon dolarlık kumar ve kredi borcunu ö-
demeyen bir Japon kumarbazını öldürttüğünü yazı-
yor. Bir kumarbazı öldürten bir kimse, bir aleyhtarı
da öldürtebilir. Zaten onun damadı tarafından hazır-
lanmış ve nakledilmiş bir "öldürülecek muhalifler
listesi" olduğu da söyleniyor. Acaba o listede Ka-
şıkçı'nın adı da var mıydı? Bunların cevabını an-
cak uluslararası bir savcı ortaya çıkarabilir.

Şimdi akıllara şu soru takılıyor: Kaşıkçı cinayetinin
gerçek amir ve azmettiricisi kim? Trump mı, yoksa
Selman mı? Sayın Trump kendi aleyhine gelişmek-
te olan bu durumdan ancak Suriye'deki Rusya ve
İran'a savaş açmakla kurtulabilir.

Not 6: İran Suriye'yi terketmek zorundadır. Çünkü
İran'ın Suriye üzerinde hiçbir hakkı yoktur. İran yö-
netimi, Suriye rejiminden dâvet aldığını iddia ede-
mez. Çünkü kendi sivil halkını katleden ve müslü-
man halklarının hakkını vermeyen bir rejimin meş-
ruiyeti yoktur. Meşruiyetini kaybetmiş bir rejimin
dâveti de geçersizdir ve gayri meşrudur. Gayri
meşru bir dâvetle Suriye'de bulunan İran eğer Su-
riye'yi terk etmezse, ABD'nin onu oradan sürüp çı-
karması gerekir. Eğer Rusya buna engel olmaya
kalkarsa, Rusya'ya da savaş açılır. Zaten Rusya da
Suriye'yi terketmek zorundadır. Çünkü onun da Su-
riye'de geçerli bir hakkı yoktur. Bu haksızlık üzerin-
de bulunan iki ülkeyi çıkaracak güç, (Türkiye'nin on-
ları çıkaracak yeterli gücü olmadığı için) Amerika
Birleşik Devletleri'dir. ABD; Suudi Arabistan, Mısır
ve İsrail ordularını yanına alarak o iki ülkeyi Suriye'
den çıkarabilir ve çıkarmalıdır. Bu çıkarmadan son-
ra yönetimi demokratlara devredip kendisi de Suri-
ye'yi terketmelidir.

Not 7: Suriye'de hiçbir hakkı bulunmayan Rusya ve
İran eğer barış istiyorlarsa, eğer savaş istemiyor-
larsa, Mart ayına kadar Suriye'yi terketmelidirler.
Terketmedikleri takdirde kendilerine ABD, Arabis-
tan, Mısır, İsrail ve İngiltere orduları tarafından sa-
vaş açılabilecektir.

Peki, İran ve Rusya, kendilerine savaş açılmayı
hakediyorlar mı? Evet, hakediyorlar! Çünkü onlar,
500 bin mâsûm Suriyeli müslümanı katlettiler veya
katledilmelerine yardım ettiler. Dolayısıyla İran,
Rusya ve Esad yönetimindekiler hesap vermek ve
bedel ödemek zorundadırlar. Fakat onları savaş
suçları mahkemesine çıkarmak mümkün olmayaca-
ğından, onlara savaş açmaktan başka çare kalmı-
yor. Ama; "biz Suriye'yi terketmeye hazırız" derler-
se, bu durumda onlara savaş açmaya gerek kal-
maz.

Not 8: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda
paylaşılmıştır.

İmza: mehdiyet Makamı.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın onsekizi, Kasım sonu.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *