Mittwoch, 28. Februar 2018

ABD DIŞİŞLERİ SÖZCÜSÜ'NE MEKTUP!



      ABD DIŞİŞLERİ SÖZCÜSÜ'NE MEKTUP!

            zâlimlerin yaptıklarını görmekte olan
                         tek TANRInın adıyla

ABD Dışişleri Sözcüsü Sayın Bayan
Heather Nauert,

Geçen günlerdeki basın toplantısında, karara imza
atan 15 BMGK üyesi ülkeyi saydıktan sonra, “Rus-
ya ateşkes kararına evet oyu vermesine karşın, E-
sad rejimine desteğini sürdürüyor. Bu, büyük bir
sorun. Ateşkes ‘insani yardım’ kapsamında tüm ül-
keyi kapsıyor. Yalnızca DEAŞ, El Kaide, Nusra
Cephesi ve bunlarla ilgili grup ve kişiler ateşkes
kapsamı dışında” demişsiniz.

Bir de “Türkiye’nin Afrin’e yönelik Zeytin Dalı hare-
kâtının ateşkes kapsamında olup olmadığı” soru-
suna ise cevabınız şu olmuş: “Türkiye bu mutaba-
katı iyice ve yeniden okumalı. Karar, 30 gün boyun-
ca Suriye’nin her tarafında ateşkesi öngörüyor. Tür-
kiye’ye, BMGK’nın aldığı ateşkes kararını yeniden
okumalarını tavsiye ederiz.”

Biz ise bu kararı yeniden okuduk ve şunu gördük:
Baktık ki; DEAŞ, El Kaide, Nusra Cephesi ve bun-
larla ilgili grup ve kişiler ateşkes kapsamı dışında
kalıyormuş. Bu da demektir ki, Türkiye, YPG terör
örgütüne karşı mücâdelesine devam edebilir. Çün-
kü verilen BMGK kararında terör örgütleri ateşkes
dışında tutuluyor. Bu halde Türkiye de YPG'ye kar-
şı savaşını sürdürecektir. Çünkü YPG de bir terör
örgütüdür.

Eğer siz ve sizin ardındakiler YPG'yi terör örgütü o-
larak kabul etmiyorsa, bu sizin sorununuzdur ve bu
kabulsüzlük sizin bir haksızlığınızdır. Çünkü YPG
ülkenize karşı savaşmadığı için onu terör örgütü
olarak kabul etmeyebilirsiniz. Ama o örgüt ve onun
ana bağlantısı PKK Türkiye'ye karşı savaştığı için,
Türkiye YPG'yi terör örgütü olarak görüyor. Sizin
terör örgütü saymadığınız YPG, Türkiye'ye zarar
vermekte ve sınırlarını tehdit etmektedir. Bir örgüt
sizin sınırlarınızı tehdit ederse ne yaparsınız?

(Yönetiminiz YPG'yi terör örgütü saymamakla, Tür-
kiye'ye IŞİD'i terör örgütü saymama hakkı kazandı-
rıyor. Eğer Türkiye bu hakkını kullanacak olursa, bu
halde Suriye'de bulunma sebebinizin bir dayanağı-
nı kaybetmiş olursunuz. Bir de Türkiye IŞİD'i silah-
lanrırıp üzerinize salsaydı ne yapardınız? "IŞİD bir
terör örgütü değildir" diyebilir miydiniz? İşte Türki-
ye'nin YPG'yi terör örgütü olarak görmesini bununla
anlamaya çalışınız. Eğer siz Türkiye'nin terör örgü-
tü saydığı YPG'yi aklamaya kalkarsanız, çok büyük
hata edersiniz ve ediyorsunuz. Bu hatadan dönmek
zorundasınız. Eğer dönmezseniz, büyük bir savaş
bizi bekliyor demektir.)

Madem terör örgütleri ateşkes kapsamı dışındadır,
o halde Türkiye de YPG'ye karşı operasyonlarını
sürdürecek demektir ve bunda da haklıdır. Ülkeniz-
le yeni bir anlaşmaya varılıncaya kadar Türkiye bu
hakkını kullanmaya devam edecektir.

Eğer YPG terör örgütüne hava desteği vermeye
kalkarsanız, büyük bir suç işlemiş olursunuz. Bu
suç ise, Ortadoğu savaşını büyütür. Dikkat edin bu
büyüme, sizi yutabilir! Çok güçlü olsanız da! O hal-
de, Suriye'yi bölmekten de uzak durunuz. Eğer bü-
yük bir savaşın ülkenizi yutmasını istemezseniz.

Yönetim olarak haddinizi aştınız. Çünkü Türkiye'ye
zarar vermekte olan bir terör örgütünü silahlandırdı-
nız. Üstelik bir de Suriye'yi parçalamaya çalışıyor-
sunuz. Bundan vazgeçmezseniz, büyük bir savaş
kaçınılmaz demektir. (Müslüman Dünya bu savaşa
hazır olmalıdır. Çünkü ABD, Suriye'yi parçalayıp İs-
rail'le paylaşmak ve İsrail'in Filistin topraklarını gas-
betmesini meşrulaştırmak istiyor.)

Amerika Birleşik Devletleri yönetimini; YPG terör
örgütüyle bağlantısını kesmeye, Suriye'yi parçala-
maktan ve büyükelçiliğini Kudüs'e taşımaktan vaz-
geçmeye dâvet ediyoruz. Bu dâvet kabul edilmez-
se, ülkenize karşı savaş kaçınılmazdır ve bu savaş
sizin yenilginiz olacaktır. Bu yenilgi, Ortadoğu'dan
atılmanız demektir. Bu atılma da, dünya liderliğin-
den düşüşünüzdür. İşte en sonunda o başınıza
taktığınız siyonist aklın sizi getireceği nokta budur!
Geleceğinizi şimdiden görün! Gücünüze güvenme-
niz sizi kurtarmayacaktır. Sizi kurtaracak tek şey,
hakka ve adâlete boyun eğmektir. Boyun eğiyor
musunuz? Eğiyor musunuz o gökdelenleşmiş boy-
nunuzu?

Bütün İslâmlı Ülkeler şunu bilmelidir ki; artık komü-
nizm tehlikesi yoktur. Şimdi en büyük tehlike, Ame-
rikanizm ve siyonizmdir. Siyonistleşmiş Amerika-
nizm'in hedefi; Ortadoğu ülkelerini parçalamak ve
bu parçaları İsrail'in hâkimiyetine vermektir. Bu bü-
yük tehlikeye karşı savaşmaktan başka çare görün-
müyor. Müslüman Dünya'nın orduları bu savaşa
hazırlıklı olmalıdır.

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Bu bildiri uluslararası diplomatik platformda
paylaşılmıştır.

Not 2: Bu bildiri bütün İslâmlı Ülke liderlerine ve
halklarına iletilmelidir.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın onsekizi, Şubat sonu.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *







Dienstag, 27. Februar 2018

İRAN RUSYA VE ABD'YE SURİYE MESAJI



     İRAN RUSYA VE ABD'YE SURİYE MESAJI

                zulme karşı savaşmayı emreden
                          tek TANRInın adıyla

İran, Rusya ve ABD'yi Suriye'den çıkmaya ve ora-
da şimdiye kadar yaptıkları işlerin hesabını verme-
ye dâvet ediyoruz.

Evet! İran, Rusya ve ABD yönetimleri, Suriye'de
yaptıklarının hesabını vermek vermek zorundadır.
Çünkü Suriye diktatörü Beşar Esad, yarım milyon-
dan fazla vatandaşını katlederken, onların yurtlarını
başlarına yıkarken ve beş milyondan fazlasını da
çe mecbur ederken, İran ve Rusya; Esad'ın zu-
lüm ve kötülüklerinin yardımcısı, ABD ise seyircisi
oldular. Bu şekilde İran, Rusya ve ABD yönetimleri,
Suriye diktatörünün cinayetlerinin ortaklığını kazan-
dılar!

Biz Mehdiyet Makamı ise, Müslüman Dünya'nın en
yüksek makamı olarak; İran, Rusya ve ABD yöne-
timlerini, Birlemiş Milletler'de, canlı yayında bütün
insanlığın önünde hesap vermeye çağırıyoruz.İran,
Rusya ve ABD yönetimleri bu hesabı vermek zo-
rundadırlar. Evet, soruyoruz: Esad rejiminin zulüm
ve kötülüklerine, işkence ve katliamlarına niçin yar-
dımcı ve ortak oldunuz? Bunun hesabını vermek
zorundasınız. Bu hesabı vermekten kaçan liderler,
bulundukları makamı terketmeye mecburdur. Çün-
kü insanlık hakkında sorumluluk taşımayanlar, lider
olamaz! O halde Beşar Esad'ın cinayetlerine niçin
ortak oluyorsunuz? Bunun hesabını veriniz!

İran, Rusya ve ABD hem hesap vermeli, hem de
Suriye'den çıkmalıdırlar.Çıkmalıdırlar çünkü onların
Suriye topraklarında hiçbir hakları yoktur. Onlar, bir
hakları olmadıklarını çok iyi bilmektedirler. O halde
bu üç ülke Suriye'yi terketmek zorundadırlar. Ter-
ketmedikleri takdirde, biz Müslüman Dünya'nın or-
duları onları oradan çıkarmak zorunda kalacağız.
Çünkü biz Müzlüman Dünya, Beşar Esad rejiminin
kötülüklerine ve ona ortaklık eden üç ülkenin seyir-
ciliğine daha fazla katlanamayız. Şimdiye kadar kat-
landıysak, bu, dünya lideri ABD'nin bu sorunu çö-
zeceğini düşünmemizdendir. Fakat o, bu düşünce-
mizi Suriye halkına ihanet ederek boşa çıkarmış ol-
du. Dolayısıyla ABD'nin Suriye'deki varlığına daha
fazla izin veremeyiz. Rusya ve İran'ın varlıklarına da
göz yumamayız.

Çünkü bu üç ülke, Suriye halkını korumuyor, onların
yok oluşunu kolaylaştırıyor! Kötülüğü engellemiyor-
lar, önünü açıyorlar! Dolayısıyla bu üç ülkenin lider-
leri, Suriye diktatörüyle eşitlik kazanmış durumda-
dırlar. Suriyelilerin kurtuluşu için de bu üç diktatörün
yok olması gerekiyor! Bunun için de biz Müslüman
Dünya'nın orduları, birleşerek, Beşar Esad'ın kötü-
ğüne yardım eden o üç ülkeyi Suriye'den çıkara-
cağız. Bu bir dünya savaşına sebep olacak olsa
da!

İran ve Rusya, Suriye'de bulunmalarının haklı oldu-
ğunu iddia edemezler. Çünkü halkından yüzbinler-
ce sivili katletmiş, milyonlarcasınıçe mecbur et-
miş ve on binlercesini işkenceden geçirmiş bir Su-
riye liderinin ve rejiminin meşruluğu kalmamıştır.
Meşruluğu kalmamış bir devletin yaptığı dâvet de
geçersiz ve gayri meşrudur. Dolayısıyla İran ve
Rusya'nın Beşar Esad'dan aldıkları dâvetin bir hak-
lılığı ve geçerliği yoktur. Bu sebeple Rusya ve İran,
Suriye'yi terketmekle mükelleftirler. Terketmedikle-
ri takdirde, zorla çıkarılacaklardır. Eğer Avrupa İn-
san Hakları Örgütü ve Avrupa İnsan Hakları Mahke-
mesi hak ve adâletten anlıyorlarsa, bizim bu konu-
daki haklılığımızı tasdik edeceklerdir.

Suriye diktatörünü devirmemiş ve devirmeyecek
olan ABD'nin de Suriye'de bir hakkı ve işi yoktur.
Eğer ABD'nin derdi gerçekten teröristlerse, biz
Müslüman Dünya'nın ordularının o teröristleri te-
mizlemeye gücü yeter. Yeter ki İran, Rusya ve
ABD, Suriye sahasını boşaltsın. Ordularımız hem
teröristleri, hem de Suriye katliamcısını yok etme-
ye hazırdır. O halde İran, Rusya ve ABD, Suriye
sahasını boşaltsınlar. Biz de gereğini yapabilelim.

Suriye'den pay koparabilmek için birbirlerine do-
kunmaktan kaçınan ABD ve Rusya, oyunlarının so-
nuna geldiklerini kabul etsinler ve Suriye'yi bir ay
içinde terketsinler. Eğer terketmezlerse, orduları-
mız tarafından yok edileceklerini bilsinler.İran, Rus-
ya ve ABD, Suriye'de ancak Beşar Esad'ı ve rejimi-
ni devirmek için kalabilirler. Aksi takdirde orayı ter-
ketmelidirler.

Eğer ABD Suriye'de kalmak istiyorsa, bu isteğinin
bedelini ödemelidir. O bedel ise; Suriye'den çık-
mak istemeyen İran ve Rusya'ya karşı savaşmak
ve Suriye diktatörünü rejimiyle beraber devirmek-
tir. Eğer ABD bu bedeli ödemeye, yani Suriye hal-
kının kurtarıcısı olmaya hazırsa, bu takdirde onun
Suriye'de kalmasına râzı olabiliriz. Eğer ABD, Rus-
ya ve İran'a karşı savaşmayı kabul ederse; Türkiye,
Sudistan ve Mısır orduları ona destek olmaya ha-
zır olmalıdır. Bu dört ordu, Rusya ve İran'ı Suriye'
den atabilirler ve Esad'ı rejimiyle birlikte yok ede-
bilirler. Eğer Rusya ve İran bir ay içinde Suriye'yi
terketmezlerse, onlara karşı en iyi çare budur.

Tekrar ediyoruz! İran ve Rusya, Beşar Esad'ı devir-
meyi kabul etmezlerse, Suriye'yi terketmek zorun-
dadırlar. Terketmedikleri takdirde kendilerine savaş
açılacaktır. ABD de, ya Rusya ve İran'a savaş aç-
mayı ve Esad'ı devirmeyi kabul eder, ya da Suriye'
yi terkeder. Aksi halde Müslüman Dünya'nın ordula-
rı tarafından ona da savaş açılacak ve Suriye'den
atılacaktır.

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: ABD eğer Rusya ve İran'a karşı Müslüman
Dünya'nın ordularıyla birlikte savaşmayı kabul eder-
se, biz de Suriye'de Kürtler için demokratik bir böl-
ge oluşturulmasına izin verebiliriz. Fakat bunun için
iki şartımız var. Birincisi: Menbiç ve Afrin'den YPG
teröristleri derhal çıkartılmalıdır. İkincisi: PKK ve
YPG'nin bütün elebaşları Türkiye'ye teslim edilme-
lidir. Bu şartlar yerine getirildiği takdirde Türkiye
operasyonlarını durdurabilir ve YPG kontrolünde
olan Menbiç ve Afrin dışındaki Irak sınırına kadar
olan ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerde
Türkiye sınırlarını tehdit etmeyecek ve Yeni Suriye
Devleti'ne bağımlı bir Demokratik Kürt Bölgesi o-
luşturulabilir. Suriye demokratikleştirildiği takdirde
böyle bir bölgeye de gerek kalmayabilir.Şartlarımız
yerine gelmediği takdirde Türkiye'nin operasyonları
devam edecek ve Türkiye bunda hak sahibidir.

Not 2: Eğer ABD İsrail'deki büyükelçiliğini Kudüs'e
taşırsa, İslâmlı Ülkeler'deki bütün ABD ve İsrail bü-
yükelçilikleri kapatılacaktır. Kapatılmadığı takdirde
Müslüman Savaşçılar tarafından bombalanacaktır.
Hiçbir ülkenin İsrail işgali altında bulunan Kudüs'te,
İsrail Büyükelçiliği açmaya hakkı yoktur. Açanlar,
yukarıda ihtar edilen akibetle karşılaşacaklardır.

Not 3: Bütün İslâmlı ülkeler, Suriye'yi terketmemek-
te direten İran, Rusya ve ABD'ye karşı ordularını
hazır etmeli ve gereken savaşı vermelidirler. Bu sa-
vaştan kaçan ülkeler, "hain" olurlar ve Allah katında
müslümanlıkları reddedilir.İslâmlı ülkeler'in, Suriye'
de müslüman halkın ABD, Esad ve Rusya tarafın-
dan katledilmelerine sessiz ve seyirci kalmaları
haramdır. Bu dört katliamcıya karşı savaşmaktan
başka da çareleri yoktur. Öyleyse ya savaşırlar,
ya da "biz müslüman değiliz" deyip, işin içinden
çıkarlar!

İslâmlı Ülkeler'in orduları, Suriyeli Arap müslüman-
ların zulüm görmekte olduğu Doğu Guta'ya gelme-
ye başlamalıdır. Zâlimlere karşı yapılacak bu sa-
vaştan kaçan müslümanlara yazıklar olsun!

Not 4: ABD, Suriye'deki Rusya ve İran'a karşı sa-
vaşmayı kabul ettiği takdirde, başta Türkiye, Sudis-
tan, Mısır ve Pakistan olmak üzere bütün İslâmlı Ül-
keler'in orduları ABD'ye destek vermek zorundadır.
Suriye'den çıkmayı kabul etmeyen ve Müslüman
Suriye Halkını katletmeye devam eden ve Esad'ın
katliamlarını durdurmayan bir İran'ın, "müslüman
ülke" olmasının bir hükmü kalmaz ve ona karşı sa-
vaşmak farz olur ve olmuştur.

Not 5: Rusya, İran ve Esad rejimine karşı savaş-
mak isteyen ülkeler şunu kabul etmelidir: Bu savaş,
bir din savaşı değil, hak ve adâlet savaşıdır; zulüm
ve kötülüğe karşı savaştır. Şu da unutulmamalıdır:
Suriye diktatörüne ve yardımcılarına karşı savaşan
ülkelerin, Suriye üzerinde bir pay hakları olmaya-
caktır.

Not 6: Bütün dünya devletleri şunu iyi bilmelidir:
Beşar Esad'ın ve rejiminin yanında ve arkasında
olan devletler; müslüman olsa da düşmanımız,
onun karşısında olan devletler de dostumuzdur.
Zulmün ve zâlimin arkasında duran bir devlet de
müslüman olamaz!

Not 7: Bu bildiri, Allah'ın Mehdisi Mehmed Nur'an
tarafından tasdik edilmiştir.

Not 8: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda
paylaşılmıştır.

Not 9: Türkiye yönetimi bu bildiriyi bütün dünya
devletleri liderlerine iletmelidir.

İmza: Mehdiyet Makamı.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın onsekizi, Şubat sonu.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *