Freitag, 24. November 2017

PARA İMPARATORLARINA UYARI!



           PARA İMPARATORLARINA UYARI!

              insanlara hakkı ve adâleti emreden
                        yüce TANRInın adıyla

Para imparatoru ve trilyoner olan Rockefeller ve
Rothschild Ailelerini uyarmak zorundayız. Çünkü
evrenin tek ve ortaksız sahibi yüce Tanrı böyle is-
tiyor. Yüce Tanrı zenginlerden ne istiyor? Yüce
Tanrı'nın zenginlerden istediği şudur:

Yüce Tanrı yarattığı ve yaşatmakta olduğu insanlar-
dan, en başta O'na ve ötedünyasına inanmalarını
sonra da hak ve adâlet ve namus'la O'na teslim ol-
malarını istiyor. Peki, teslim olmanın şartlarından
olan Hak ve Adâlet ve Namus'ta neler var?

Hak'ta olan şudur: Yaratan'ın, yaratılışın ve yaratıl-
mışların yasasına itaat. Yaratılmışların yasası, Ya-
ratan'ın ve yaratılışın yasasıyla uyumlu olmak zo-
rundadır. Eğer insanların yasası, Yaratan'ın ve ya-
ratılışın yasasıyla uyumlu değilse, uyumlu olmayan
yönlerine itaat edilmez.

Adâlet'te olan da şudur: Haklıya hakkını, suçluya
cezâsını hakettikleri kadar vermektir.

Namus'ta olan ise şudur: Aile'yi korumaktır. Bu ko-
ruma için de, meşru olmayan cinsel birleşmeyi ve
eşcinselliği terketmek ve kadınlar da seksî giyimle
sokağa çıkmaması gerekiyor.

Rockefeller ve Rothschild Aileleri Yaratan'ın "yara-
tıkları" olduğu için, Yaratan'ın yasasına itaat etmeye
mecburdurlar. Eğer bu aileler bu mecburiyeti yeri-
ne getirirseler, onlar için ötedünyada ebedî bir cen-
net var. Aksi halde o aileler ebedî cehenneme atı-
lacaklardır. Eğer bu aileler ebedî cenneti isterlerse,
Yaratan'ın emrinden bir hak olarak fakirlerin yardı-
mına koşmak zorundadırlar. Bu yardım için de bu
iki trilyoner aile, servetlerinin yüzde üçünü fakirlere
ulaştırmak üzere altında yaşadıkları devlete öde-
melidirler. Devlet de fakirlerin hakkını zenginlerden
talep etmeli ve alınan servet vergilerini, fakirlere
iletmelidir.

Dünyada yaklaşık iki milyar insan açlık ve fakirlik
çekmektedir. Zenginler Yaratan'ın emrine uydukla-
rında bu açlık ve fakirlik bitecektir ve bitmelidir. 5
trilyon dolarlık serveti olan Rockefeller ailesi serve-
tinin yüzde üçünü her yıl devlete servet vergisi ola-
rak yatırsa ve devlet de bu parayı fakirlere ulaştır-
sa, Amerika'da fakir insan kalır mı? Elbette kalmaz!
O halde Rockefeller ailesi, üzerine düşen sorumlu-
luğu yerine getirmeli ve devlet de bunu yasalaştırıp,
zenginlerden gereken yardımı "servet vergisi" ola-
rak tahsil etmeli ve ülkedeki fakirliği ortadan kaldır-
malıdır.

Adâlet de, açlık ve fakirliğin ortadan kaldırılmasını
gerekli kılıyor. Çünkü "haklıya hakkını hakettiği ka-
dar vermek", adâlet'in sağ tarafıdır. Adâlet'in gere-
ği yerine getirilmezse, devlet ayakta kalamaz.Bir kı-
sım insanların aç bırakıldığı bir ülkede barış olmaz,
isyan olur. Sosyal barış için fakirlerin hakkını öde-
mekten başka çare yoktur. Bu çare için de devlet,
zenginlerden "servet vergisi" talep etmek zorunda-
dır. Rockefeller ailesi de 5 trilyonluk servetlerinin
yüzde üçü olan 150 milyarı her yıl devletlerine öde-
melidir. Bu ödeme yapılmadığı takdirde fakirlerin
isyan etmeleri haklarıdır. Bu isyan başlamadan
Amerikan devleti harekete geçmelidir.

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Eğer Rockefeller ve Rothschild aileleri gere-
keni yapmazlarsa, yüce Tanrı onların bütün servet-
lerini yok edecektir. Bütün servetin yok olması mı
iyidir, yoksa devlete 150 milyar dolar kadar öde-
mek mi iyidir?

Not 2: Rockefeller ve Rothschild aileleri, devlete
servet vergisi ödemekten korkmamalı ve kaçma-
malıdır. Çünkü fakirlerin eline geçecek olan bu yar-
dım paraları kasada saklanmayacak, harcanacaktır.
Harcanan bu paralar tüketimden sonra dönüp dola-
şıp yine bankalara gidecektir.Önemli bankaların ço-
ğu da bu para imparatoru ailelerinin elinde olduğun-
dan, o paralar sonuçta tekrar onların kasasına gire-
cektir. Yani zenginlerin paralarının küçük bir kısmı
dolaşıma girecek ve bu dolaşım esnasında fakirle-
rin sıkıntısı giderilmiş olacaktır. Zenginler zarara
uğramayacaktır.

Not 3: Eğer ülke zenginleri gereken servet vergisi-
ni ödemezlerse, devlet onların bütün servetine el
koyma hakkına sahiptir.

Not 4: ABD Başkanı D. Trump servet vergisi yasa-
sını bir yıl içerisinde çıkarmak zorundadır. Aksi hal-
de ülkesindeki 50 milyon fakirin isyanıyla karşılaşa-
caktır.

Not 5: Rockefeller ve Rothschild aileleri, "2 milyar
insanın yok edilmesi" düşüncesinden uzak durmalı
ve bu vahşî düşünce içerisinde olan kişi ve kurum-
lara yardımlarını kesmelidir. Geleceği kurtarmakta
çare, insanlığın bir kısmını yok etmek değil, adâletli
bölüşüm ve iktisattır. Adâletli bölüşüm için de, zen-
ginlerin servet vergisi ödemesi şarttır.

Not 6: Amerikan hükümeti, "2 milyar insanın yok e-
dilmesi" düşüncesine yardım eden ve bu işin ger-
çekleşmesi için çalışan kişi ve kurumları, "haksız
yere insan öldürmeye teşebbüs"ten tutuklamalı ve
cezâlandırmalıdır.

Not 7: Bu bildirideki sözler, Rockefeller ve Roth-
schild ailelerinin aşağısında bulunan bütün milyo-
ner ve milyarderler için de geçerlidir.

Not 8: Bu bildiri, en başta Rockefeller aileleri ol-
mak üzere Amerika'daki bütün zenginlere ve fakir-
lere iletilmelidir.

Not 9: ABD'de "servet vergisi" yasalaştıktan sonra
dünyadaki diğer bütün devletler de bu vergiyi yasa-
laştırmalıdır.

Not 10: Silah satın alan ülekeler, yeryüzünde hak
ve adâletin yerleşmesi için silaha ödedikleri pa-
ranın yüzde üçünü fakir ülkelere aktarmak zorun-
dadır. Bu aktarım için uluslararası bir kasa oluştu-
rulmalı ve bu kasa, kendinde toplanan paraları yar-
dıma muhtaç ülkelere ulaştırmalıdır.Silaha para ya-
tıran ülkeler, yüzde üç daha az silah alarak, yüzde
üçlük para açıklarını kapatabilirler. Yılda 500 milyar
dolar silaha para harcayan ABD, bu harcamanın
yüzde üçünü, uluslararası bir kasa veya bankaya,
fakir ülkelere ulaştırılmak üzere yatırmak zorunda-
dır. Silah satın alan bütün ülkeler için geçerli olan
bu zorunluk, 2018 yılından itibaren başlamalıdır.

Not 11: Dünya ülkelerindeki bütün fakirler, kapita-
lizmin adâletsizliğini yıkmak ve onu adâletli hale
getirmek için harekete geçmelidir.

İmza: Mehdiyet Makamı.


                                Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın onyedisi, Kasım ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *







Montag, 20. November 2017

ABD YÖNETİMİNDEKİLERE UYARI!



           ABD YÖNETİMİNDEKİLERE UYARI!

                       uyaran TANRInın adıyla

Amerika Birleşik Devletleri yönetimine bu uyarıyı
yapmak zorundayız. Çünkü BBC İngiliz televizyonu-
nun birkaç gün önce yayınladığı bir habere göre;
Suriye'deki Amerikan ordusu, 250(veya daha fazla)
IŞİD militanının Rakka'dan ayrılmasına yol vermiş.
ABD yönetimi de IŞİD'lilerin Rakka'yı terketmeleri-
ne göz yummayı; "daha fazla sivilin ölmemesi için
yaptık" diyerek sahip çıkmış bulunuyor.

Şimdi ABD yönetimine şöyle bir görev düşüyor:
ABD yönetimi, Rakka'dan ayrılmalarına izin verdiği
bütün IŞİD teröristlerinin isim ve resimlerini, dünya-
nın bütün devletlerine derhal bildirmek zorundadır.
ABD yönetimi sakın: "Biz onların isim ve resimlerini
almayı unuttuk" dememelidir! Aksi halde ABD yö-
netimi iki kat suçlu duruma düşer. Birincisi, IŞİD te-
röristlerini serbest bıraktığı için. İkincisi de, onların
kimliklerini tesbit etmediği için.

Bütün dünya liderleri birleşerek ABD'den bu işin
hesabını sormak zorundadır. Eğer dünya devletleri
Rakka'dan ABD eliyle salıverilen IŞİD teröristleri-
nin kimliklerine sahip olmazsa, yarın o teröristler
dünyanın pek çok ülkesinde cinayetlerine devam
edeceklerdir. Elbette bu cinayetlerin birinci sorum-
lusu, ABD yönetimi olacaktır. İkinci sorumlusu ise,
bu işin peşine düşmeyen ve ABD'den hesap sor-
mayan dünya devletleri ve liderleri olacaktır.

İmza: Mehdiyet Makamı/ Mâneviyat Komiserliği.


Not 1: ABD yönetimi, Rakka'da IŞİD teröristlerini
anlaşmalı olarak salıverdiğini ve bunu da; "daha
fazla sivilin ölmemesi için" yaptığını iddia etti. Ama
biz, bu iddianın doğru olduğuna inanmıyoruz. Çün-
kü bir önceki ABD yönetimi, Beşar Esad'ı durdura-
bilecekken durdurmadı ve 400 binden fazla Suriye-
linin katledilmesini seyretti. İşin kötüsü, Suriye dik-
tatörü hâlâ öldürmeye devam ediyor. Yeni ABD yö-
netiminin Esad'ı durduracak gücü yok mu? Bu gü-
ce sahip olmayan bir ABD'nin Suriye'de ne işi var?

Not 2: ABD yönetimi, terör örgütü kurmaya ve terör
örgütleriyle müttefikliğe son vermelidir. Yeni ABD
yönetimi, Obama tarafından kurulduğunu söylediği
IŞİD'i yok etmeli ve onu kullanmaktan vazgeçmeli-
dir.

Not 3: "Daha fazla sivilin ölmemesi için IŞİD terö-
ristlerinin Rakka'dan ayrılmasına izin verdik" diyen
ABD yönetimi, eğer salıverdiği teröristlerin kimlik-
lerini dünya devletlerine bildirmezse, o teröristlerin
katledeceği sivillerin durumu ne olacak? Hani ABD
yönetimi "daha fazla sivilin ölmemesini" çok düşü-
nüyordu? Bu mudur ABD'nin sivilleri düşünmesi?

Not 4: Rakka'dan salıverdiği IŞİD teröristlerinin
kimliklerini dünya devletlerine bildirmediği takdirde
ABD yönetimi ve lideri derhal istifa etmelidir!

Not 5: IŞİD teröristlerinin ABD tarafından salıveril-
mesinin hesabı Birleşmiş Milletler'de mutlaka sorul-
malıdır.

Not 6: Suriye'de bir terör örgütünü silahlandıran,
IŞİD'i kuran ve kullanan, terör örgütlerini meşrulaş-
tıran ve terörle ilgisi olmayan dinî toplulukları terö-
rist ilân eden, Ortadoğu ülkelerini parçalamaya ça-
lışan ve bu bölgede demokrasileri deviren, demok-
ratikleşmeye engel olan, diktatörlüklere hayat ve
destek veren, İsrail'in haksızlıklarına göz yuman ve
yardım eden bir ABD devleti ve yönetimi, bütün in-
sanlık için çok büyük bir tehlikedir! Bu tehlikeli dev-
letin elinde nükleer silahlar bulunması ise, daha da
tehlikelidir. Bu sebeple bu devletin elindeki nükleer
silahlara derhal el konulmalıdır. Bütün dünya devlet-
leri birleşerek bu el koymayı belki gerçekleştirebilir.
Aksi halde insanlık çok büyük bir tehlikenin tehdidi
altında yaşamaya mecbur kalacaktır ve kalmaktadır.
Fakat bir terör örgütünden milyonlar kere daha teh-
likeli olan Amerika Birleşik Devletleri'nin küresel şer
imparatorluğunu, bütün insanlık birleşerek çökerte-
bilir ve çökertmek zorundadır. İnsanlık, ABD tehdidi
altında yaşamaya mecbur değildir.

(Eğer ABD yönetimi: "Bütün kötülüklerimize son ve-
receğiz" derse ve sözünü tutarsa, o zaman onun ü-
zerine gitmeye gerek kalmaz.)

(ABD, terör örgütlerinden milyonlar kere daha teh-
likelidir. Çünkü bir terör örgütü ancak yüzlerce ma-
sumu öldürür. Fakat şeytanlaşmış bir ABD, elindeki
nükleer silahlarla bütün insanlığı yok edebilir.)

(Terör örgütleri kuran ve onları yöneten ve daha
başka kötülükleri bulunan ABD'nin, "şeytanlaşmış"
olduğuna hükmedebiliriz.)

Not 7: ABD'nin Ortadoğu'da yaptığı ve yapmakta
olduğu kötülükleri unutmayalım. Çünkü Bush yöne-
timi, "nükleer silahı var" yalanıyla 1 milyon 300 bin
Iraklıyı katletti. Afganistan'da Taliban'ı terörist ilân
edip 300 bin Afganlıyı yok etti. Obama yönetimi i-
se, Suriye'de Beşar Esad'ın katliamlarına dur de-
meyerek 400 binden fazla Suriyelinin yok edilme-
sini sağladı ve dünyanın en tehlikeli terör örgütü
IŞİD'i kurdurarak -yeni Başkan Trump'un da tasdik
ettiği gibi- pek çok ülkede yüzlerce masum insanı
katlettirmiştir. Yeni Başkan Trump ise; Suriye'de
bir terör örgütüyle ortaklığı kabul ederek Suriyelile-
rin topraklarını işgal etmek ve PKK'lılar için bir terör
devleti kurmakla meşguldür. ABD'nin Ortadoğu'da
yaptığı ve yapmakta olduğu bu kötülükler gösteri-
yor ki, ABD yönetimleri şeytanlaşmış siyasetçiler
tarafından ele geçirilmiş vaziyettedir. Acaba kim-
dir bu şeytanlaşmış siyasetciler? Amerika'daki İs-
rail Lobisi'nin ve Fetullah Gülen Çetesi'nin adamla-
rı olabilir mi? Olabilir, mümkündür! Fakat ABD'nin
iyi insanları, yönetimlerini bu şeytanlaşmış insanlar-
dan temizlemek zorundadır. Eğer bu temizlik yapıl-
mazsa, bu temizliği Tanrı yapar. Ama Tanrı'nın do-
ğal felâketlerle yapacağı bu temizlik çok acı ve fecî
olur. Amerika'nın iyileri vakit fazla geç olmadan
derhal harekete geçmelidir.

Not 8: ABD'deki bazı siyasetçi, aydın ve yazarlar:
"Türkiye'nin Kuzey Kore'den daha tehlikeli olduğu-
nu" iddia etmektedir. Acaba kim daha tehlikelidir?
Haydi bunu cevaplayalım ve kimin daha tehlikeli
olduğunu bütün insanlıkla birlikte görelim. Acaba
Ortadoğu'da en az 3 milyon müslümanı katletmiş
olan ABD mi daha tehlikelidir, yoksa 3 milyon Su-
riyeli mülteciye sahip çıkan Türkiye mi? Acaba Or-
tadoğu'daki bütün müslümanları yok edecek kadar
nükleer silaha sahip olan İsrail mi daha tehlikelidir,
yoksa nükleer silahı olmayan İran mı? Acaba Ja-
ponya'nın tepesinde iki atom bombası patlatmış ve
yüzbinlerce insanı yok etmiş olan ve elinde bütün
insanlığı yok edecek kadar nükleer silahı bulunan
Amerika mı daha tehlikelidir, yoksa henüz hiç bir ül-
keye saldırmamış ve nükleer bir katliam yapmamış
olan Kuzey Kore mi?Acaba Ortadoğu'da yalan hak-
larla ve sahte hukukla milyonlarca insanı katletmiş
bulunan ABD mi daha tehlikelidir, yoksa Newyork'ta
yaptığı saldırıyla 3 bin insanın ölümüne sebep olan
El-Kaide mi? Acaba Türkiye'de Fetullah Gülen Çe-
tesi'ne yaptırdığı darbe ile 249 Türkiyeliyi katleden
ve 2 binden fazlasını da yaralayan ABD mi daha
tehlikelidir, yoksa bu darbenin başarılı olacak olma-
sı halinde infaz edilecek 100 bin masum insanı,
darbeyi başarısız kılarak kurtaran Türkiye mi? Aca-
ba Mısır'da General Sisi'ye yaptırdığı darbe ile 3
bin darbe karşıtı masum müslümanı insanlığın göz-
leri önünde katlettiren ABD mi daha tehlikelidir,
yoksa Mısır zindanlarında işkence görmekte olan
Müslüman Kardeşler mi? Hangisi daha tehlikelidir?
Söyleyin, ey ABD'li siyasetçi, aydın ve gazeteci-
ler!? Eğer şeytanlaşmamışsanız, en büyük tehlike-
nin, kendi ülkeniz yönetimleri olduğunu siz de gö-
receksiniz ve görüyorsunuz! İngiliz BBC televizyo-
nu, ABD'nin Rakka'daki IŞİD pisliğini ortaya döktü-
ğü gibi, buradaki gerçekleri de bütün dünyaya gös-
termelidir.Çünkü ABD medyası bu gerçekleri Ame-
rikan halklarından gizlemektedir. Yalnız BBC tele-
vizyonu bundan sonra çok dikkatli olmalıdır. Çünkü
ABD istihbaratı BBC'nin binasına bir IŞİD canlı
bombasını gönderebilir ve orayı havaya uçurabilir.

8. Not'a not: ABD yarım milyon Suriyeli'nin katledili-
şini seyrederken, Türkiye'nin 3 milyon Suriyeli'ye
sahip çıkması gösteriyor ki, Türkiye'nin Ortadoğu'
ya lider olması, Ortadoğululara hizmetkârlık olur.
Doğru olan da budur. Burada Amerika Birleşik
Devletleri'nin Ortadoğu'da yaptıklarına bakarak, o-
nun dünyanın en büyük kan ve petrol emicisi oldu-
ğunu da görebiliriz. Yani şu anda dünyanın en bü-
yük vampiri, ABD'dir, ondan daha büyüğü yoktur!
Ortadoğulular bu en büyük kan ve petrol emiciyi
bölgelerinden derhal uzaklaştırmak zorundadır.

Türkiye, Fetöcü askerlerle işbirliği yapmakta olan
Nato'da daha fazla kalamaz. Eğer ABD Türkiye'nin
Nato'da kalmasını istiyorsa, kendisine sığınmış bu-
lunan darbeci başı F.Gülen'i ve adamlarını Türkiye'
ye hemen iade etmeli ve 15 Temmuz darbe girişi-
mine katılmış bulunan istihbarat elemanlarını da
cezalandırmalıdır. Aksi halde Türkiye Nato'dan
çıkmalıdır.

Not 9: Bu bildiri, Türkiye eliyle bütün devlet liderle-
rine iletilmelidir.

İmza: Mehdiyet Makamı/ Mâneviyat Komiserliği.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın onyedisi, Kasım ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *