ABD VE İSRAİL'E ASRIN TEKLİFİ!

            ABD VE İSRAİL'E ASRIN TEKLİFİ!

               abd ve israil'den daha güçlü olan

                         tekTANRInın adıyla

ABD Başkanı Donald Trump tarafından dünyaya,

Filistin ve İsrail'i ilgilendiren "Yüzyılın Anlaşması"

adı altında bir plan duyuruldu. Kabul edilmesi müm-

kün olmayan bu planı Filistin yönetimi hemen red-

detti. Yularları ABD elinde bulunan ve halklarının

çoğunluğunun rızâsını almadan yönetim yapan Su-

distan, Birleşik Arap Emirliği, Bahreyn, Umman ve

Mısır yönetimleri dışında 50'den fazla İslâmlı Ülke'

yi içeren BİZ MÜSLÜMAN DÜNYA da bu Trump

planını reddediyoruz!

Bu reddimizle birlikte ABD ve İsrail yönetimlerine

soruyoruz: Filistin'e teklif ettiğiniz, (daha doğrusu

dayattığınız) anlaşmanın tersini, yani Filistin'e tek-

lif edilen yerler İsrail'in, İsrail'e ayrılan yerlerin de

Filistin'in olacağı, İsraillilerin Filistinlilerin egemen-

liği altında kalacağı, Kudüs'ün parçalanmaz bir bü-

tün olarak Filistinlilere verilmesini, İsrail'in bütün

silahlarından arınmasını ve İsraillilerin Filistin yöne-

timine itaat etmesini biz size teklif etsek kabul eder

misiniz? Madem kabul etmezsiniz, o halde Filistinli-

lere dayattığınız anlaşmayı da yırtıp atmalısınız.

BİZ MÜSLÜMAN DÜNYA o anlaşmanızı çoktan

çöpe atmış durumdayız.

Bir barış anlaşması, hak ve adâlete dayanmak zo-

rundadır. Hak ve adâlete dayanmayan bir anlaşma

reddedilir.

Eğer hakka ve adâlete dayanan bir anlaşma ister-

seniz, İsrail yönetimi 1967 sınırlarına dönük bir ge-

ri çekilmeyi, iki devleti ve Kudüs'ün yarısının Filis-

tin'in olmasını kabul etsin. Bunu kabul etmediği tak-

dirde İsrail devletini yıkmaktan başka çare kalma-

yacaktır. Eğer ABD yönetimi İsrail devletinin yıkıl-

masını istemiyorsa, bu teklifimizi İsrail yönetimine

kabul ettirsin.

Eğer Trump'ın planını Filistinlilere dayatacak olur-

sanız ve onu uygulamaya kalkarsanız veya Mescid-

i Aksa'yı yıkarsanız, savaş kaçınılmaz olur. Ve so-

nuçta "İsrail devleti" diye bir devlet kalmaz.

Eğer bu uyarımız karşısında: "Biz de sizin Mekke'

nizi yıkarız" diyecek olursanız, biz de deriz ve diyo-

ruz: "Cesaretiniz varsa haydi deneyin! Siz Mekke'yi

yıkacak olursanız, yüce Tanrı da ABD'yi yıkar. Bu-

nu göze alabilecek misiniz?"

Ey ABD'yi yönetenler! İsrail'e kul olmaktan vazge-

çin. Önce Tanrı'ya kul olun. Tanrı'ya kulluğu kabul

ederseniz, haklı ve adâletli olmak zorundasınız.

Hak ve Adâlet'i reddettiğinizde şeytanın kulu olur-

sunuz. Şeytanın kulları da cehenneme atılır. Ce-

henneme atılmak istemiyorsanız, hak ve adâlete

boyun eğiniz ve Filistinlilerin haklarını iade ediniz.

Eğer iade etmezseniz, İsrail'i tamamen kaybede-

ceksiniz. Ve sonuçta ABD'niz yıkılacak, imparator-

luğunuz çökecektir. İmparatorluğunuz çökerse, İs-

rail yıkılır. İsrail yıkılırsa, ABD de yıkılır. İsrail'in

yıkıldığını gören Yahudi Lobisi ABD'yi yaşatmaz.

Görüyorsunuz, sizin teklifinizde ikinizin de yıkılışı

var. Bizim teklifimizde ise, ikinizin de kurtuluşu var.

Hangisini istersiniz? Seçim sizin!

İmza: Allah'ın Mehdisi Mehmed Nur'an.

Not 1: İsrail'in yıkılışı, ABD'nin de yıkılışı olacağın-

dan, İran ABD'yi yıkmak istediğinde füzelerini İsra-

il'e fırlatacaktır. Yani İran'ın kıtalararası füzelere ihti-

yacı kalmadı. ABD'yi yıkmak istediğinde orta men-

zilli füzeler yeterli olacaktır. Çünkü hedef çok yakın-

dadır!

Not 2: İsraillilere uyarı! Ey İsrailliler! Yetmiş yıldır

yaşayan ülkenizin yaşam süresi doldu. Eğer ülke-

nizin bir 70 yıl daha yaşamasını isterseniz, Filistin-

lilerin haklarını ödeyiniz. Aksi halde devletiniz bir-

kaç yıl içerisinde yıkılacak ve sizlerin de dörtte üçü

İran'ın nükleer başlıklı cehennem füzeleri altında

can verecektir.

Ey İsrailliler! Bir-kaç yıl içerisinde çıkacak savaşta

çoğunuz ölecektir. Eğer ölmek istemezseniz ve

"biz İsrail yönetiminin kötülüklerine taraftar değiliz"

diyorsanız, o halde İsrail'i terkediniz. Çünkü savaş

günü suçlu-suçsuz ayrımı yapmak mümkün olma-

yacak ve kaçış için zaman kalmayacaktır. Amerika

da sizi koruyamaz ve koruyamayacaktır. Amerika,

Filistinlilerin haklarını gasbedecek işler yapmakla

sizin helâkinize çalışıyor. Bu yüzden ABD'ye gü-

venmemelisiniz.

(Ey Trump! Filistinliler aleyhinde yaptığınız siya-

sal atraksiyonun nelere malolacağını görebiliyor

musunuz?)

Not 3: İslâmlı Ülkeler'in yöneticilerine duyuru! Yular-

ları ABD'nin elinde olan Sudistan, BAE, Bahreyn,

Umman ve Mısır dışındaki 50 İslâmlı Ülke'nin dev-

letlerinin her biri, her yıl Filistin'e 10 milyon dolar

yardımda bulunsun. Bu yardımı yapamayacak ülke-

lerin payını, diğer ülkeler üstlensin.

Not 4: Ey İslâmlı Ülkeler'in kahraman orduları! İsra-

il'in son taşkınlığının zamanı geldi. Ordularınızı İs-

rail'e karşı hazır ediniz. Kutsallarımızı yıkmaya baş-

ladığında saldırınız meşrudur. Filistinlilerin hakları-

nı ödemeyi kabul etmedikleri için de her an saldırı

hakkınız vardır. Kıyamet savaşınız kutlu olsun!

Not 5: Ey ABD ve İsrail orduları! Müslüman Dünya'

nın zayıflığı ve parçalanmışlığı sizi umutlandırma-

sın. Zira yapılacak olan "Kıyamet Savaşı"nda yüce

Tanrı da bulunacaktır. Ama Tanrı, haklıların yanın-

da, haksızların da karşısında olur. Kâbe ve Kudüs'

ün asıl sahibinin de yüce Tanrı olduğunu unutma-

yın. Onlara zarar vermeye kalktığınızda yenilgi ve

yıkılışınız kesindir!

Not 6: Bu bildiri İsrail halklarına mutlaka iletilmelidir.

Not 7: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda

paylaşılmıştır.

İmza: Mehdiyet Makamı.

                                 Tanrı tektir.

   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın yirmisi, Ocak sonu.

Mekan:  Avrupa.

Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.

Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN

                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ

                                       *   *   *

SURİYE REJİMİNE UYARI!

                  SURİYE REJİMİNE UYARI!

         zâlimleri kahreden tekTANRInın adıyla

Suriye'yi yönetenler bu bildiriyi iyi okumalı ve gere-

ğini yapmalıdır.

Ey Suriye'yi yönetenler! Yaptığınız haksız yönetim

sonucu; 10 milyon Suriyeli vatandaşı göçe zorla-

makla, 1 milyon mâsum sivili katletmekle ve Suriyeli

halkların şehirlerini yıkmakla yönetim hakkını kay-

bettiniz ve cezâlandırılacak bir konuma geldiniz. Bu

durumda Suriye'yi yönetme hakkınız kalmamıştır.

Yönetimden çekilmek zorundasınız. Eğer yönetim-

den çekilmezseniz, yönetiminizi yıkmak gerekecek-

tir. Bunu da en güçlü devlet olan Amerika Birleşik

Devletleri yapacaktır. Eğer o bunu yapmazsa, Suri-

ye'de bulunma hakkını kaybeder. Bu hakkını kay-

betmek istemiyorsa, gerekeni yapmalıdır.

Ey Suriye'yi yönetenler! 10 milyon Suriyeli Kürt ve

Arap'a yaptığınız kötülüklere doymadınız. Şimdi de

İdlib'deki vatandaşlara kötülük yapmak istemekte-

siniz ve yapmaya çalışıyorsunuz. Bu uğursuz çalış-

manızı derhal sonlandırmak zorundasınız. Yönetim

hakkınız kalmadığından, İdlib'i geri almaya da hak-

kınız yoktur.

Eğer yönetimde hemen bir değişiklik yapıp da (me-

selâ Beşar Esad'ı saf dışı edebilirsiniz) İdlib'i geri

alma hakkınız doğarsa, önce o şehirdeki 3 milyon

insanı güvenli bir bölgeye nakletmeniz ve ihtiyaçla-

rını karşılamanız gerekir. Bu gerekliği gerçekleştir-

meden İdlib'e saldırmanız büyük bir suçtur. Çünkü

İdlib'de 10 bin terörist, 90 bin de muhalif varsa, 3

milyon da mâsum sivil var. Hak ve Adâlet, mâsum

sivillere zarar vermenize izin vermez ve vermiyor.

Eğer siz bu izni çiğneyecek olursanız, yani gereken

şartları yerine getirmeden İdlib'i bombalarsanız,

buna karşılık yönetim merkeziniz ve Şam'ın bom-

balanması da hak olur. Bu hakkın gereğini de ABD

yapar. Eğer yapmazsa, Suriye'yi terketmek zorun-

da kalır. Eğer Rusya da yapmazsa, o da Suriye'yi

terkeder. Terketmezse, ona savaş açılması hak

olur.

Şunu iyi bilmelisiniz: Bir ülke, hak ve adâlete daya-

nılarak yönetilir. Hak ve adâlete dayanan bir yöne-

tim de, vatandaşlarına zarar vermez ve verdirmez.

Ama siz bunun aksini yapıyor, vatandaşlarınızın

şehrini bombalayıp, onlardan yüzlercesini, binler-

cesini katlediyorsunuz! Bu ne acımasızlık? Bu ne

hoyratlık? Bu ne canavarlık? Bunu hangi hakla ya-

pıyorsunuz? Bu hakkı size kim verdi? Siz kimsiniz?

Ey Suriye'yi yöneten adâletsizler! Siz Suriye'yi yö-

netmiyorsunuz. Onu gasbediyorsunuz. Bu gasbınız

son bulmalı! Bu gasbın son bulması için de şunlara

dikkat etmelisiniz:

İdlib'deki vatandaşlarınızın can güvenliğini sağla-

madan, onları güvenli bir bölgeye aktarmadan onla-

rın şehrinde operasyon yapamazsınız, onların yurt-

larını bombalayamazsınız. Buna hakkınız yoktur!

Çünkü Suriye şehirleri, Suriye'yi yönetenlere ait de-

ğil, Suriyelilere aittir. Bu aitlik sebebiyle onları top-

raklarından kovamazsınız. Onları göçe mahkûm e-

demezsiniz. Madem edemezsiniz, haddinizi biliniz!

Madem haddinizi bilmeniz gerekir, o halde bu kış

mevsiminde tâ Mart sonuna kadar İdlib'de hiç bir o-

perasyon yapmamalısınız. Nisan'a kadar da 3 mil-

yon Idlibli halklar için güvenli bir yer hazırlayınız. Bu

yeri hazırladığınızda operasyona başlayabilirsiniz.

Eğer bu yeri hazırlamanız mümkün değilse, ope-

rasyon yapamazsınız. Bu takdirde İdlibliler, muhalif

ve teröristlerle birlikte yaşamaya devam ederler.

Zaten İdlibliler teröristlerden bir zarar görmüyor.

Bütün zarar, onlara, Suriye yönetiminden geliyor.

Çünkü İdlibli sivilleri bombalayan, Rusya ve Suriye

yönetimleridir. Yani Rusya ve Suriye yönetimleri,

İdlib'deki teröristlerden daha teröristtir! Bir yönetim

terörist olamaz! Eğer bir yönetim teröristleşmişse,

o yönetimi yıkmaktan başka çare yoktur. Teröristli-

ğiniz son bulmazsa, yönetiminiz yıkılacaktır. Şam

bombalanacaktır!

Hem İdlib'de mutlaka operasyon yapmaya mecbur

değilsiniz. İdlib'e ve oradaki muhaliflere geçici ö-

zerklik verebilirsiniz. Suriye'de herşey normalleşin-

ce de, bu özerklik kaldırılır.

İdlibli sivilleri perişan etme hakkınız yoktur!

Hak ve adâletin gerektirdiğine boyun eğmek zorun-

dasınız. Boyun eğmeyenlerin kellesi uçar!

İmza: Mehdiyet Makamı.

Not 1: Rusya yönetimine uyarı! Ey Beşar Esad'ın

katliamlarına destek vermiş olan Rusya yöneticileri!

Moskova'ya 1000 El-Kaide teröristi gizlice girip yer-

leşse, Amerika da bunu haber alıp ordularıyla Mos-

kova'yı bombalayıp yüzlerce Rus vatandaşını kat-

letse, bu katliam hoşunuza gider mi? Böyle bir şe-

ye hiç izin verir misiniz? Madem vermezsiniz, İdlib-

liler için de aynı hassasiyeti göstermelisiniz. Eğer

bu hassasiyeti gösteremeyecekseniz, Suriye'yi ter-

ketmelisiniz. Beşar Esad yönetiminin teröristlikleri-

ne âlet olmamalısınız. Unutmayınız! İdlib, İdliblilere

aittir. Onlara yeni bir yurt bulmadan onları göçe

mahkûm edemezsiniz.

Not 2: ABD'ye uyarı! Ey ABD yönetimindekiler!

Rusya ve Suriye rejimi gerekeni yapmadığı takdir-

de, siz gerekeni yapmalı, Şam rejimini devirmelisi-

niz.

Not 3: Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan

yönetimlerine uyarı! Suriye'deki ırkdaş ve dindaş-

larınıza sahip çıkmalısınız. Onların katledilmesine

göz yummamalısınız. Eğer İran yönetimi Beşar E-

sad'ın cinayetlerine destek vermeye son vermez-

se, Amerika'nın arkasında İran'a karşı savaşmaya

siz ve bütün Araplar hazır olmalıdır. Ayrıca Suriye'

de 1 milyon ırkdaş ve dindaşınızı katlettirmiş veya

katledilmelerine destek vermiş olan İran yönetimi-

nin varolmaya hakkı var mı, iyi düşününüz. İran yö-

netiminden, Suriye'de katlettiği ve katlettirdiği 1

milyon ırkdaş ve dindaşınızın kanının hesabını

sormanız gerekmez mi? Eğer bu hesabı sormaz-

sanız, Suriyeli Arap kardeşlerinize ihanet etmiş

olursunuz! Bu ihaneti yapmamalısınız! İhanete

düşmemek için de gereken hesabı sormalısınız.

O halde sorunuz: "500 binden fazla mâsum Suri-

yeli Arabı hangi hakla katletmişler ve katlettirmiş-

ler? Halbuki o katledilenler, İranlılara bir kötülük

yapmamıştı. O halde niçin katledildiler?" Eğer İran'

ı yönetenlerden bu hesabı sormazsanız, ellerine

fırsat geçtiğinde hedeflerine varabilmek için dün-

yadaki bütün müslümanlari katlederler. Bunu yapa-

caklarını da, Suriye'de yaptıklarıyla isbatlamış

oldular! Bu durumda İran, nükleer silaha asla sahip

olmamalıdır. Çünkü müslümanlara saldırmaları çok

büyük ihtimaldir.

Not 4: Birlesmiş Milletler, İdlib'de sivil katliamına

izin vermemelidir.

Not 5: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda

paylaşılmıştır.

İmza: Mehdiyet Makamı.

                                 Tanrı tektir.

   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın yirmisi, Ocak sonu.

Mekan:  Avrupa.

Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.

Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN

                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ

                                       *   *   *

SURİYE'DE SORUN ÜRETEN RUSYA, İRAN VE ABD YÖNETİMLERİNE UYARI!

                SURİYE'DE SORUN ÜRETEN

RUSYA, İRAN VE ABD YÖNETİMLERİNE UYARI!

           zâlim yöneticilere felâketler gönderen

                          tekTANRInın adıyla

Suriye iç savaşının başlamasından bu yana orada

diktatör Beşar Esad ve rejimi tarafından 500 bin-

den fazla Suriyeli sivil katledildi. 5 yıldan beri Suri-

ye'de bulunan Rusya ve İran orduları Esad'a des-

tek vererek ve ABD de onları seyrederek bu katlia-

ma ortak oldular. Bu 3 ülkenin tek başarısı, katliam-

cı ve işkenceci diktatör Beşar Esad'ı ve rejimini

ayakta tutmak ve onu kurtarmak oldu.

Ne yazık ki 1 milyona yakın Suriyeli vatandaşı kat-

letmiş bulunan Beşar Esad ve destekçileri olan İ-

ran ve Rusya, katliama doymuş değiller. Daha faz-

la katledebilmek için şimdi de İdlib'deki insanlara

saldırıya geçtiler. Çünkü orada onlara göre muha-

lifler ve teröristler varmış. İdlib'in onlardan kurtarıl-

ması gerekiyormuş.

Katliama doymamış bu ülkelere hak, hukuk yolunu

göstermek işe yarar mı bilmiyoruz, ama onları dur-

durmaya gücü yetecek olan ülkeler için belki fayda-

lı olabilir diye konuşuyoruz:

İdlib'de operasyon yapabilmek, muhalif ve terörist-

leri oradan çıkarabilmek için önce o şehirdeki sivil-

leri o yerden çıkarmak gerekiyor. Bu çıkarma işle-

mini yapabilmek için de o siviller için güvenli bir yer

hazırlamak icabeder. Güvenli bir yer hazırlamadan

şehri bombalamak ve o insanları göçe zorlamak,

insan haklarını çiğnemedir ve büyük bir zulümdür.

Bu zulme fırsat verilmemelidir. Bu zulmü işleyecek

olanlar da mutlaka engellenmelidir. Bu engelleme

için de, eğer Suriye rejimi İdlib'i bombalamaya kal-

karsa, Türkiye veya ABD'nin de Şam'ı bombalama-

sı hak haline gelir. Bu hakkın oluşmaması için Rus-

ya Esad'ı durdurmalıdır. Eğer durdurmazsa, Rusya

suç işlemis olur ve Suriye'den atılmayı hak eder.

Bu da büyük bir savaşı gerektirir.

Ey Rusya ve İran'ı yönetenler! İdlib'de 100 bin

terörist olsa ve onların aralarında 1 tek mâsum

sivil bulunsa, hak ve adâlet gereğince o yer bom-

balanamaz! Önce o mâsum sivili kurtarmak gerekir.

Çünkü o mâsum sivil, dünyadaki bütün insanlar ka-

dar kıymetlidir. Onun rızâsı olmadan onu katletmek

bütün insanları öldürmek gibi büyük bir zulümdür.

Bu zulme asla yanaşmamalısınız!

Suriye'de şimdiye kadar 1 milyona yakın mâsum

sivil katlettiniz. Eğer Beşar Esad'a destek verme-

seydiniz, bu katliamın ortağı olmayacaktınız. Ama

oldunuz. Yaptığınız bu katliamın hesabını vermek

zorundasınız. ABD bu katliamlarınızın hesabını siz-

den sorabilirdi. Fakat o da sizin katliamlarınıza se-

yirci olduğundan, kendisi de hesap sorulacak hâle

düştü. ABD'den daha güçlü bir devlet olmalı ki, he-

pinizden hesap sorabilsin. Öyle bir devlet olmadı-

ğına göre, hesabınızın sorulması Tanrı'ya kalıyor.

Yüce Tanrı, işlediğiniz zulümlerin karşılığı olarak

ülkelerinizin tepesine ağır darbeler indirebilir. Bu

darbeleri beklemelisiniz. Birkaç yıl içinde bu darbe-

leri yaşayacaksınız. Eğer bu darbelerle karşılaş-

mak istemezseniz, göçe zorladığınız Suriyeli sivil-

leri rahatlatacak işler yapınız. Belki bu işleriniz, te-

penize inecek darbeleri savabilir.

Şunu iyi bilmelisiniz: Hak ve adâleti gözetmeyen,

halkına zulmeden, 1 milyon mâsum vatandaşını

katletmiş ve halk çoğunluğunun rızâsını almamış

Beşar Esad gibi birinin ve rejiminin ülke yönetme

hakkı yoktur. Bu hak onun elinden derhal alınmalı-

dır. Yönetimden çekilmeyi kabul etmezse, onu de-

virmek şart olur. Bu şart için de Türkiye veya ABD

harekete geçebilir. Eğer Beşar Esad ve yönetimi

İdlib'i bombalamaya kalkarsa, ona savaş açmak

hak olur. Bu hakkın yerine getirilmesi gerekiyor.

İmza: Mehdiyet Makamı.

Not 1: İran Irak için tehlikeli bir ülkedir. Bu sebeple

ABD Irak'tan çekilmemelidir. Irak yönetimi de biraz

daha sabretmelidir. Eğer İran Suriye'den çekilmeyi

ve Irak'tan da elini çekmeyi kabul ederse, bu takdir-

de ABD de Irak'tan çıkabilir. Aksi halde ABD Irak'

ta kalmak zorundadır.

Not 2: Yüz yıl öncesinde, Osmanlı döneminde terör

sebebiyle göçe zorlanmış ve bu göç esnasında ha-

yatlarını kaybetmiş Ermenilerin haklarını düşünen

ve bu düşünceyle Türkiye'ye siyasal baskı uygula-

yan ABD yönetimi, eğer bu dâvâsında samimiyse,

Esad'ın veya Rusya'nın İdlib'i bombalayarak halkı

göçe zorlamasına izin vermemelidir.

Not 3: Libya'da yolcu uçaklarının vurulmasını meş-

ru hedef ilân eden ve barışa yanaşmayan darbeci,

katliamcı ve terörist general Hafter, mutlaka durdu-

rulmalıdır. Bu durdurmayı Türkiye yapabilir. Türkiye

kabul etmezse, Avrupa Birliği ülkeleri kabul

etmelidir.

Not 4: Libya'da Birleşmiş Milletler'in tanıdığı meşru

bir hükümet varken, bu hükümete savaş açmak,

gayri meşru bir eylemdir. Bu eyleme destek olan

ülkeler de çok büyük bir suç işlemektedir. O ülkeler

bu suçu işlemeye son vermezlerse, onlara savaş

açmak hak olur ve haktır. Bu hakkın yerine getiril-

mesini istemeyen ülkeler, isyancı Hafter'in arkasın-

dan çekilmelidir.

Not 5: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda

paylaşılmıştır.

                                 Tanrı tektir.

   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın yirmisi, Ocak sonu.

Mekan:  Avrupa.

Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.

Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN

                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ

                                       *   *   *

DÜNYADAKİ BÜTÜN ALEVİLERE DUYURU!

    DÜNYADAKİ BÜTÜN ALEVİLERE DUYURU!

         islâmiyetten başka bir dini geçersiz kılan

                             ALLAHın adıyla

Ey Şiiler ve Alevîler!

Beklediğiniz Mehdi gelmiştir. Şimdi onun sözlerini

iyi dinleyiniz.

Hazret-i Muhammed'in ev halkından olan ve yine o

Peygamber'in bir halifesi olan Hazret-i Ali'yi sev-

mek hakkınızdır. Fakat bu sevgiyi Allah'ın üzerine

çıkarıp onu ayrı bir din haline getirmeye hakkınız

yoktur. Hazret-i Ali'yi Allah için seviyorsanız, bu sev-

gi makbuldür. Ama Peygamber halifesi Ali'yi kendi

nefsiniz için seviyorsanız, bu sevgi Allah katında

geçersizdir ve reddedilmiştir. Eğer bu reddedilmiş

sevgiyi ayrı bir din veya mezhep haline getirirseniz

ve getirmişseniz, bu dininiz kabul edilmeyecek ve

sizi Allah'ın azabına düşürecektir. Bu düşüşten sa-

kınmalısınız.

Çünkü Allah katında din, İslâmiyet'tir. İslâmiyet'in

özeti ise; Allah'ı birleyip O'na teslim olmaktır. Eğer

Allah'ı birleyip O'na teslim olduysanız, geçerli bir

dine sahip oldunuz demektir. Aksi halde yanlışta-

sınız.

Hazret-i Muhammed'in ev halkını ve bu halktan o-

lan Hazret-i Ali'yi sevmek, İslâmiyet'in küçük bir

parçasıdır. Eğer Allah'ı birlediyseniz ve O'na tes-

lim olduysanız, İslâmiyet'in küçük bir parçası olan

Ali sevgisini dinleştirmezsiniz. Eğer o sevgiyi Allah'

ın ve Elçisi'nin üzerine çıkarıp ayrı bir din ve ayrı bir

mezhep haline getiriyorsanız, Allah'ı birlememiş o-

lur, İslâmiyet'ten çıkarsınız. Bu çıkış ise sizi Allah'

ın ateşine teslim eder.

“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz,

eşleriniz, hısım ve akrabanız, kazandığınız mallar,

kesada uğramasından endişe ettiğiniz ticaret, ho-

şunuza giden konaklar, size Allah’tan ve Elçisi'nden

ve O’nun yolunda gayret göstermekten daha se-

vimli ise... o hâlde Allah emrini gönderinceye kadar

bekleyin! Allah öyle yoldan çıkmışlar topluluğunu

doğruluğa götürmez." (Tevbe, 24)

"İnsanlardan kimi, Allah'tan başka eşler tutar, Allah'ı

sever gibi onları severler. İnananlar ise en çok Al-

lah'ı severler. ..." (Bakara 165)

Eğer Allah'a ve Kur'anına inanıyorsanız, bu iki âyet,

Hazret-i Ali'yi sevmede ölçünüz olmalıdır. Eğer Al-

lah'ı ve Elçisi'ni en çok sevenler iseniz, İslâmiyet'

ten başka bir din ve mezhep oluşturamazsınız. E-

ğer oluşturmuşsanız, o din ve mezhebi yıkmalısı-

nız. Bu yıkımı yapmadığınız müddetçe, gerçek din

olan İslâmiyet'e ulaşamazsınız. İslâmiyetsiz kaldı-

ğınızda ise, cenneti kaybedecek ve cehennemi ka-

zanmış olacaksınız. Bu kötü kazançtan derhal u-

zaklaşmalısınız.

Uzaklaşmayı kabul ettiniz mi? Eğer kabul ettiyseniz,

bundan sonra Hazret-i Ali'yi Allah ve Elçisi'nin aşa-

ğısında bir sevgiyle seveceksiniz demektir. Bu öl-

çüyü kabul ettiğinizde ortada "Alevîlik" diye bir din

ve mezhep kalmaz. Sadece İslâmiyet kalır. İslâmi-

yet'i kabul ettiniz mi? Kabul ettiyseniz, kurtuluşa er-

miş olursunuz.

O halde sizi kurtaracak din, Allah'ın indirdiği ve El-

çisi'nin uyguladığı dindir. Gerçek din budur. Eğer

peygamber halifelerinden birini Allah'ın ve Elçisi'

nin üzerine çıkarırsanız veya onlarla eşit hâle geti-

rirseniz, dininizi hristiyanlaştırmış olursunuz. Hristi-

yanlaştırılmış bir din ise Allah katında geçersiz ol-

muştur. Çünkü İsa sadece bir elçidir. Bu elçiyi tan-

rılaştırmak veya onu Tanrı oğlu yapmak, o dini ge-

çersiz yapar. Bu sebeple Ali ve onun sevgisi Allah

ve Elçisi üzerine çıkarılamaz ve onlarla eşit tutula-

maz. Bunun için Hazret-i Ali'yi Allah ve Elçisi'nin

aşağısında tutmaya ve onlardan daha az sevmeye

mecbursunuz. Tabii geçerli bir dine sahip olmak

isterseniz.

Ey Allah'a inanıp teslim olmuş Müslümanlar!

Allah katında "alevîlik", "sünnîlik" ve "vehhabîlik"

adında bir din yoktur. Din olarak Allah'ın katında

sadece "İslâmiyet" vardır. İslâmiyet ise: Allah'a,

meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhireti-

ne ve kadere inançtan sonra; haklı, adâletli, namus-

lu; sonra ibadetli, ahlâklı ve iyilikçi olmaktır.

O halde eğer Allah'a inanıp O'na teslim olmuş kim-

selerseniz, "ben alevîyim", "ben sünnîyim", "ben

vehhabîyim" lâfını bırakınız; "ben müslümanım",

"Allah'ın ve Elçisi'nin yolundayım" deyiniz. Allah'ın

İslâmiyetinden, başka dinler üretmeyiniz. Ürettiğiniz

dinler Allah katında reddedilecektir. Kıyametten

sonra Allah'ın huzurunda: "Bizim bu gerçeklerden

haberimiz yoktu" demeyesiniz.

İmza: Allah'ın mehdisi Mehmed Nur'an.

Not 1: Ey kendilerini "Alevî" olarak tanımlayanlar!

Eğer Hazret-i Ali'yi ve onun sevgisini Allah ve El-

çisi'nin aşağısında tutarsanız, İslâmiyette kardeşi-

miz olursunuz. Eğer o Hazret-i Ali'yi ve sevgisini

Allah ve Elçisi'nin üzerine çıkarır veya onlarla eşit

tutarsanız ve kendinize ayrı bir din edinirseniz ve

edinmişseniz, bu takdirde İslâmiyette kardeşimiz

olamazsınız. İslâmiyette kardeş olmayı kabul eder-

seniz, Alevîlik bitmelidir. Sadece İslâmiyet kalma-

lıdır. Bunu kabul ettiğinizde kardeşimiz olursunuz

ve dâra düştüğünüzde bütün İslâmlı Ülkeler'i ya-

nınızda bulursunuz. Aksi halde yalnız kalırsınız,

perişan olursunuz.

Not 2: Ey Alevîler, Şiiler! Hazret-i Ali'ye olan sevgi-

niz, eğer Hazret-i Muhammed'i ve diğer halifelerini

dışlıyorsa ve onlara ve onları sevenlere düşmanlık

ediyorsa, bu ne kötü bir sevgidir! Kötü sevgiler ter-

kedilmeli değil midir?

Not 3: Ey Alevîler, Şiiler! İslâmiyet'i ikiye bölmeye

ve onu hristiyanlaştırmaya hakkınız yoktur. Bu hak-

sızlığı terkediniz. Hazret-i Peygamber'in ev halkını

ve Halifesini İslâmiyet içinde kalarak ve Kur'anın

ölçüsünce seviniz. Kullarının birliğini isteyen yüce

Allah size, Alevîlik-Şiilik dini ve mezhebi kurma izni

vermedi. İzinsiz kurduğunuz din ve mezhebi yıkma-

lısınız.

Not 4: Ey Alevîler, Şiiler! içinizde alevîlik ve şiiliği

"İslâmiyet'ten daha üstün bir din" olarak görenler

ve tanıtanlar var. Bu tam bir sapıklıktır! Bu sapıklık

terkedilmeli. Hem Hazret-i Ali bir peygamber de-

ğildi ki, İslâmiyetten daha üstün bir din getirmiş ol-

sun! Hem Allah'tan başka bir tanrı yoktur ki, O'nun-

kinden üstün bir din getirebilsin!

Not 5: Ey Alevîler, Şiiler! Hazret-i Ali'yi yüceltmek

hakkınızdır. Fakat onu Allah'ın ve Elçisi'nin üzerine

çıkarmaya ve onlarla eşitlemeye hakkınız yoktur.

Bu hakkı çiğnediğiniz takdirde İslâmiyet'ten çıkar-

sınız.

Not 6: Ey Aleviler, Şiiler! Şiilik ve Alevîliği İslâmi-

yet'in üzerine çıkaran ve onların taraftarlarını müs-

lümanlardan ayıran bir mehdi gelmeyecektir. Meh-

di gelmiştir. Fakat o Mehdi, Allah'ın verdiği bilgi ve

ışıkla İslâmiyet'i koruyan ve Müslümanları kurtaran-

dır. Kurtuluşunuz da ondadır.

Not 7: Ey Alevîler, Sünnîler, Vehhabiler! Alevîlik,

sünnîlik vehhabilik bitmiştir. Sadece Allah'ı birleyiş

ve O'na teslim oluş kalmıştır. Bu teslim oluş da, on-

dört asır öncesinin şartlarına göre değil, bu zama-

nın şartlarına göre olur. Bunu da Allah'ın Mehdisi

belirler. Adâletin gerçekleşmesi için bunun böyle

olması zorunludur.

Not 8: Ey İslâmlı Ülkeler'in diyanet Başkanları! Ül-

kenizdeki Alevî ve Şiilere hak verirken dikkatli olu-

nuz ve onlara İslâmiyet'i çiğneyen bir hak vermeyi-

niz. Aksi halde Allah katında sorumlu olacaksınız!

Not 9: Ey müslümanlar! Biz yirmibirinci yüzyıl insan-

ları eski zamanda yaşamıyoruz. Şartlar değişmiş,

mezhepler bitmiştir. İslâmiyetle ilgili çözemediği-

niz sorunlarınızı, Allah'ın mehdisi ve din bilginleri

çözer. Unutmayınız! İslâmiyet'in ilk dönemi olan

Hazret-i Peygamber zamanında mezhepler ve ale-

vîlik yoktu.Bizler de şimdi İslâmiyet'in "son zamanı"

ndayız. Çünkü kıyamet çok yaklaştı. 60 yıl sonra İs-

lâmiyet bitecek, insanlık dinsizleşecek. Dinsizleşen

insanlık önce zâlim devletlerin tasallutuna uğraya-

cak. Sonra büyük depremlerle vurulacak. 2123 yı-

lında da Dünyamız, kıyamet çarkının dişlileri arası-

na girecek. Önümüzdeki yıllarda da Ortadoğu'da

bir "kıyamet savaşı" yaşanacak. Bu kıyamet sava-

şının düğmesine, Amerika'daki Evangelikler ve Ya-

hudi Lobisi basacak. Aslında Süleymani'nin öldü-

rülmesiyle bu düğmeye basılmıştır. Bunun arkası

gelecek. Ama Üçüncü Dünya Savaşı olmayacak.

Herşeye hazırlıklı olunuz!

İmza: Mehdiyet Makamı.

                     Allah'tan başka ilah yoktur.

         Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın yirmisi, Ocak'ın ikinci haftası.

Mekan:  Avrupa.

Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.

Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN

                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ

                                       *   *   *