Samstag, 27. April 2019

CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NE UYARI!

      CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NE UYARI!

      hainleri cezâlandıracak olan ALLAHın adıyla

Halk Partisi başkanı, gittiği bir şehit cenazesinde
saldırıya uğradı. Bu saldırı sıradan bir olay değildir.
Sıradan bir olay olmadığı için de halk partililerin u-
yarılması gerekiyor. Biz de gereken uyarımızı ya-
pacağız ve yapıyoruz.

Halk Partisi yöneticileri eğer saldırıya uğramak iste-
miyorsa, Hdp ile olan ilişiğini kesmeli ve ittifakını
sonlandırmalıdır. Eğer Hdp ile ilişiğini kesmeye-
cek ve ittifakını sonlandırmayacaksa, şehit cenaze-
lerinden uzak durmalıdır. Çünkü Hdp, Türkiye'ye
karşı savaşan Pkk'dan emir alan ve onunla derin
bağlantısı olan bir partidir. Böyle bir partiyle ittifak
içinde olmak Türkiye'ye karşı bir suç ve cinayettir!
Bu suç ve cinayet içinde olan bir CHP'linin şehit ce-
nazesinde bulunması, şehitlere ve ailelerine çok
büyük bir hakarettir. CHP'liler bu hakaretten vazgeç-
melidir. Eğer CHP'liler o şehitleri gerçekten sevi-
yorlarsa, Pkk terör örgütünün partisi olan Hdp ile
ilişiğini ve ittifakını bitirmelidir. Madem bitirmiyorlar,
şehit cenazelerinden de uzak durmalıdırlar.

Evet ey CHP! Şehit cenazelerinden uzak durmalı-
sın! Çünkü şehit cenazelerine katılarak, desteğini
aldığın Pkk ve Hdp'ye ihanet ediyorsun! Farkında
mısın? İki türlü ihanet içinde olduğunu görebiliyor
musun? Çünkü Pkk'dan aldığın destekle şehitleri-
mize ihanet etmektesin!

Hem CHP, Hdp ile olan ilişki ve ittifakını bitirmek
zorundadır. Çünkü Hdp, Türkiye'nin düşmanı olan
Pkk'nın partisidir. Bu partiyle ilişki ve ittifak içinde
olan bir CHP de, Türkiye aleyhine çalışıyor demek-
tir. Böyle bir çalışma ise, Türkiye'ye ihanettir. Dola-
yısıyla CHP, ihanet içinde olduğunu bilmeli ve o te-
rör partisiyle ilişiğini ve ittifakını kesmelidir. Aksi hal-
de CHP'nin kapatılması gerekir. Eğer parti kapatıl-
masını yasaklayan bir yasa çıkarılmışsa, bu yasa-
nın derhal değiştirilmesi ve terör örgütleriyle ilişkili
partilerin kapatılmasını sağlayan yeni bir yasa çıka-
rılması gerekir. Bu yasa çıkarıldıktan sonra da ön-
ce Hdp kapatılmalıdır. Bu parti kapatıldıktan sonra
da CHP'nin o partiyle ittifakı da söz konusu olmaya-
caktır.

CHP, eğer Fetö ve Pkk ile bir ilişkisi varsa, bu iliş-
kisini derhal kesmek zorundadır. Eğer bu gayri
meşru ilişkişini kesmezse ve bu ilişki delillendirile-
biliyorsa, bu durum CHP hakkında dava açılmasını
gerektirir. Çünkü bu haliyle CHP, normal demokratik
bir parti değil, Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden bir
parti durumunda sayılır.

CHP'liler, Fetö ve Pkk ile olan gayri meşru gizli iliş-
kilerini kesmelidirler. Çünkü eğer bu ilişki kesilmez-
se ve onlardan yardım ve destek alınmışsa, onlar
elbette bu yardım ve desteğin bedelini isteyecek-
lerdir. CHP bedel olarak onlara ne ödeyecektir?
Onların istediği bedeli ödemek, Türkiye'ye ihanet
olmayacak mıdır? Eğer CHP o Türkiye düşmanla-
rından yardım ve destek almışsa ve alıyorsa, iş iş-
ten geçmiş demektir. Çünkü CHP, onlardan aldığı
yardım ve desteğin bedelini ödemek zorundadır
ve ödemek zorunda kalacaktır. CHP'nin şu anda
büyük bir ihanetin içine düştüğü rahatlıkla söylene-
bilir. Böyle bir CHP'nin, Türkiye için tehlike olmadı-
ğını kim söyleyebilir?

Şimdi sunu sormalıyız: CHP, Pkk ve Fetö'den aldı-
ğı ve almakta olduğu siyasî yardım ve destekler
karşılığında hangi bedeli ödemeyi vaadetmiştir?

CHP'liler bunun cevabını vermelidir!

Evet, CHP, istenmiş veya istenecek bedele hazır-
lıklı mı?

Çünkü CHP'ye Fetö ve Pkk tarafından yapılmakta
olan siyasî yardımlar boşuna yapılmıyor. Bu yapı-
lan yardım ve desteklerle CHP belki iktidar olmayı
umuyor. Ama Pkk ve Fetö'nün istediği veya isteye-
ceği bedel çok büyük olacaktır. Çünkü Amerika im-
paratorluğunu kurtarabilmek ve İsrail devletini yıkıl-
maktan koruyabilmek için yakında İstanbul'u işgale
gelecektir ve bu işgal karşılığında Hatay'ı, Güney'i
ve Güneydoğu'yu isteyecektir. Bu istek karşısında
CHP: "Yeter ki Türkiye'nin yönetimini bize bırakın,
istediğiniz bölgeler de sizin olsun" diyebilecek mi-
dir? Yoksa çoktan demiş midir ki, Fetö ve Pkk'dan
yardım ve destek almayı kabullenmiştir?

ABD yakında Fetö ve Pkk aracılığıyla destek verdi-
ği CHP'den, Istanbul'un bilgilerini isteyecektir (bel-
ki de istemiştir). CHP bu bilgileri vermeye râzı ol-
muş mudur? Yoksa ilk iş olarak hırsızlık oylarıyla
kazanılmış İstanbul Belediyesi'nin bilgilerini kopya-
lama aceleciliği, bu râzılığın cevabı mı? Cevabı bu
değilse, CHP niçin: "Ben hırsızlık oylarıyla kazanıl-
mış bir belediye başkanlığını kabul edemem. Önce
yeniden sayım yapılsın, ondan sonra mazbatamı
alayım" demiyor? CHP bunu diyebilmeliydi!

Ama artık çok geç! Çünkü yeniden sayım yapılsa
ve CHP belediye başkanlığını kaybetse bile, iste-
dikleri Belediye bilgileri artık CHP'nin elindedir;
bedel isteyenlere verilmek üzere...

"CHP kendine gel" diyeceğiz ama, CHP'de kendi-
ne gelecek bir hâl görmüyoruz. Çünkü gayri meşru
yollardan iktidar olma hırsı onu, Fetö ve Pkk'nın ku-
cağına oturtmuş bulunuyor. Durum maalesef bu-
dur! CHP artık Türkiye için en büyük tehlike ve teh-
dittir. Türkiye'nin güvenlik kurumları gerekeni yap-
malıdır. Yoksa çok geç kalınmış olacaktır.

Fetö ve Pkk/Hdp'yle ittifaka meşruiyet isteyen CH-
P'ye meşruiyet verecek olanlar da Türkiye'ye iha-
net etmiş olurlar. Bu ihanet yapılmamalıdır.

Senin kapatılman (eğer geç kalınmadıysa) çare o-
labilir. Ama biz geç kalındığını düşünüyoruz. Çünkü
İstanbul Belediyesi seçimlerini Pkk-Hdp ve Fetö'
nün desteğiyle ve çalıntı oylarla kazanmış görünü-
yorsunuz. Destek aldığınız o Türkiye düşmanları
ise şimdi sizden bedel isteyecek ve siz de İstanbul
Belediyesi'nin bazı makam ve mevkilerini onlara
vermek zorunda kalacaksınız. Onların istediği ma-
kam ve mevkileri vermediğinizde sizin bütün suçla-
rınızı ortaya dökeceklerinden, bu zorunluktan kur-
tulamayacaksınız. Bu kurtuluşsuzluğunuz ise, İs-
tanbul'u işgal etmek isteyen dış güçlerin işine çok
yarayacak. Çünkü istedikleri adamlar, sizin elinizle
oraya yerleşmiş olacak. Eğer "CHP ihanetin içinde"
zannından kurtulmak isterseniz, İstanbul Belediye-
si'nde hiçbir değişiklik yapmamalı ve derhal seçim-
lerin yenilenmesini veya oyların yeniden sayılması-
nı istemeli ve beklemelisiniz. Eğer bu gerekliliği ye-
rine getirmezseniz, sizin bir ihanet içinde olduğunu-
zu bütün Türkiye görecektir.

Ey Türkiye'nin mâneviyatıyla barışamamış olan CH-
P! Bak Ramazan geldi. Kalbine doldurduğun Türki-
ye düşmanlarını kalbinden çıkarma orucuna başla-
malısın. Türkiye'nin mâneviyatıyla barışamamak
seni çok kötü yollara sevkediyor. Türkiye'nin düş-
manı olan Fetö'den, Pkk ve Hdp'den medet umar
hale gelmişsin. Ama senin kurtuluşun onlarda değil,
Türkiye'nin mâneviyatıyla barışmaktadır. Bu barışı
yapmazsan, Türkiye seni kalbinden çıkaracaktır.

Ey CHP'ye oy verenler! Fetö ve Pkk'yla ilişkisini
kesmeyen bir partiye oy vermeye devam ederse-
niz ve bu gayri meşru ilişkiyi sonlandıracak bir mu-
dahalede bulunmazsanız, partinizin ihanetine ortak
olmuş olursunuz! Bu ortaklığa da râzı mısınız? Bu-
na râzı olmamalısınız! Buna râzı değilseniz, yeni
partinizi kurmak zorundasınız.

Ey CHP'ye oy veren Türkiyeliler! Fetö, Hdp ve Pkk'
nın desteğini, "partinizi iktidara taşıyacak bir araç"
sanabilirsiniz. Ama o Türkiye düşmanları partinizi
iktidara taşımanın bedeli olarak sizden Türkiye'nin
parçalanmasını ve ABD'nin emri altına girmesini
isteyeceklerdir. Bu bedeli kabul ediyor musunuz?
Eğer "ediyoruz" derseniz, ihanetinizi açıklamış o-
lursunuz. Bu ihanete düşmek istemezseniz, ken-
dinize başka bir parti kurmalı veya bulmalısınız.

Ey CHP'liler ve CHP'ye oy verenler! Türkiye olan
vatanınızı seviyorsanız, vatanınıza ihanet etmeme-
lisiniz. Eğer Türkiye'nin düşmanlarına dostluk edi-
yorsanız, vatanınıza ihanettesiniz demektir. Bu iha-
netten çıkmak isterseniz, varsa Fetö ile, Pkk ile,
Hdp ile dostluğunuzu bitirmeli ve onların desteğini
reddetmelisiniz. Onların desteğini reddetmediğiniz
müddetçe ihanette olduğunuzu bilmelisiniz.

Vatanınıza ihanet etmek istemiyorsanız, Türkiye'
nin düşmanları olan Hdp'ye, Pkk'ya, Pkk'nın Suriye
kolu Ypg'ye ve Fetö'ye destek vermekte olan A-
merikaBirleşikDevletleri'ne de dost olmamalısınız.
Ondan medet beklememelisiniz. Çünkü Türkiye'
nin düşmanlarına verdiği yardım, destek ve silah-
larla ABD, Türkiye'nin dostu olmadığını, düşmanı
olduğunu açıkça göstermektedir. Bu gösterim kar-
şısında siz de onun düşmanlığını görmeli, dostlu-
ğunuzu kesmelisiniz. Türkiye'nin istediği silahları
vermeyen, ama onun düşmanlarını silahlandıran ve
destekleyen ve koruyan bir ülke ve yönetimi sizin
dostunuz olabilir mi? Madem olamaz, o halde onun
destekledikleri de sizin dostunuz olamaz ve olma-
malı. O halde ABD'den bir iktidar beklememelisiniz.
Sizin istediğiniz iktidarı ancak vatandaşlarınız olan
Türkiyeliler verebilir. Onların oylarını da ancak hak
ederek alabilirsiniz. Onların oyunu hak edebilmek
için de onların mâneviyatıyla barışmalı ve talepleri-
ni karşılayabilecek bir performans göstermeli ve
onlara güven vermelisiniz. Eğer bunları yapamıyor-
sanız, iktidar olma arzusundan vazgeçmelisiniz. E-
ğer gayri meşru yollardan iktidar devşirmeye kalkar-
sanız, Türkiye'nin yüzde seksenini karşınızda bulur-
sunuz.

Yine vatanınızı seviyorsanız, onun milletini de sev-
melisiniz. Çünkü vatanı vatan eden, onun milletidir.
Millet yoksa, vatan da yoktur. Milleti millet eden ise,
onun hak ve doğru olan mâneviyatıdır.Milleti seven,
onun hak olan mâneviyatıyla barışık olmalıdır. Bu
barışıklığa sahip olmayanın ise millet sevgisi yok
demektir. Millet sevgisi olmayanın ise vatansever-
liğinden bahsedilemez. Çünkü vatanı vatan eden,
onun hakka tapan insanlarıdır.

Eğer Türkiye'nin milletini seviyorsanız, o millet ço-
ğunluğunun seçtiği lideri de sevmelisiniz. Eğer i-
çinizden sevmek gelmiyorsa, hiç olmazsa düşman-
lık da etmemelisiniz.Düşmanlık etmemek boynunu-
zun borcudur. Bu borcu ödemelisiniz. O halde düş-
manlığa son veriniz. Çünkü o lidere düşmanlık, onu
seçen çoğunluğa da düşmanlıktır. Millet çoğunluğu-
na düşmanlık edenler ise, o çoğunluğun vatanında
hangi yüzle barınacaktır? Hangi yüzle barınmakta-
dır? Yüz istiyorsanız, düşmanlığınız son bulmalı.

Eğer siz düşman istiyorsanız, düşmanınız; Hdp, ve
onun amiri Pkk, Pkk'nın Suriye kolu Ypg ve Fetö
ve onlara destek veren Abd ve Avrupa ülkeleridir.
Bu düşmanlar dururken, siz Türkiye çoğunluğunun
seçtiği bir liderden ne istiyorsunuz? O lider başa
geçtiyse, millet çoğunluğunun rızâsıyla başa geçti,
seçimle geldi. Seçimle geleni de ancak seçimle
gönderebilirsiniz. Eğer demokratsanız, bu ilkeye
uyacaksınız, uymalısınız. Düşmanlıkla Türkiye'ye
iyilik yapmış olmazsınız, olmuyorsunuz! Bu düş-
manlık bitmeli! Çünkü Türkiye lideri sizin elinizden
seçme ve seçilme hakkını almadı. Kendisi de, de-
mokratik ilkelere uygun olarak seçilerek geldi. O
halde sakinleşiniz! Sizin sakinleşmeniz, Türkiye'ye
barış getirir. Barış istemiyor musunuz? Vatanınızın
bekâsını isterseniz, bu barışı istemelisiniz.

Hem çok yakında haydutlaşan devlet Abd vatanını-
zı işgale gelecektir. Bu geliş karşısında kimin ya-
nında olacaksınız? Kararınızı vermelisiniz: Abd'nin
yanında mı, Türkiye'nin yanında mı? Kendinize sor-
malısınız: "Böyle bir durumda Atatürk kimin yanında
olurdu?" Atatürk Abd'nin değil, Türkiye'nin yanında
olacağına göre, sizin de yanınız Türkiye olmalıdır.
Ama Abd, sizin onun yanında olmanız için size Mı-
sır'daki, Venezuela'da zorbalıkla ele geçirilmeye
çalışılanki gibi bir iktidar teklifinde bulunacaktır. Bu
teklifi reddedebilecek misiniz? Hain olmadığınızı
isbatlayabilecek misiniz?

Abd ve Avrupa ile dostuk kurmak isterseniz, onlar-
dan şu şartları yerine getirmelerini istemelisiniz:
Türkiye'nin bağımsızlığını tanısınlar. Pkk, Ypg ve
Fetö'ye desteklerini kessinler ve onlar üzerindeki
korumacılığını kaldırsınlar. Ermeni dosyasını ka-
patsınlar. Türkiye'nin istediği bütün teröristleri he-
men versinler. Türkiye'nin savunma ihtiyaçlarına
engel olmasınlar ve onun istediği silahları hiç oya-
lamadan versinler. Ayrıca İsrail'in haksızlıklarına
arka çıkmaktan ve Ortadoğu ülkelerini parçalamak-
tan da vazgeçsinler. Eğer bu şartları yerine getirmi-
yorlarsa, bilmelisiniz ki onlar, Türkiye'nin dostu de-
ğil, düşmanıdırlar. Bu düşmanlarla dostluk kurma-
nız nasıl mümkün olabilir ki?

Bu talep ettiğiniz şartlar karşısında onlar size diye-
bilir: "İktidarda AK Parti ve Erdoğan olduğu müd-
detçe bu şartları yerine getiremeyiz. Yerine geti-
rebileceğimiz şartlar ise; (emir kulumuz olmanız
şartıyla) Mısır'daki gibi bir iktidar sağlamak, Ermeni
dosyasını kapatmak ve silah vermek. Gerisini kabul
edemeyiz." Türkiye'nin demokratik iradesini tanıma-
yan ülkeler ise diktatörlük istiyor demektir! Onların
bu isteği karşısında siz de onların bu şartını red-
detmesini bilmelisiniz. Eğer reddetmiyorsanız, siz
de diktatörlük istiyorsunuz demektir. Türkiye'de dik-
tatörlük istiyor musunuz? (Ama içinizden bazılarınız
istiyor olabilir.) Madem istemezsiniz, o halde size
diktatörlük teklif eden ülkelerin dostluğunu da red-
detmelisiniz. Eğer reddetmezseniz, Türkiye'nin
düşmanı olduğunuzu açık etmiş olursunuz.

Ey Türkiye siyasetinin kötülükçü nefsi CHP!
Türkiye'de iktidar olmak istersen, kendini iyileştir-
melisin. Kendini iyileştirebilmen için de, Türkiyelile-
rin millî ve mânevî değerleriyle barışık olmalısın.
Bu barışı kabul etmeden meşru yollardan iktidara
gelmen mümkün değildir. Ancak gayri meşru yollar-
dan iktidar olabilirsin ki, bu da senin alçaklığın olur
ve ihanet yollarına sapmak zorunda kalırsın ve kalı-
yorsun. Hainleşmeyi kabul edecek misin, ediyor
musun? Hainleşmeyi kabul ettiğin takdirde Türkiye
için tehlike olursun. Türkiyeli çoğunluk da senin gibi
bir tehlikeyi yok etmek ister. Bu durumda ya iyileş-
melisin, ya da siyasetten çekilmelisin. Siyasetten
çekilmeyi kabul etmiyorsan, iktidar olma arzusun-
dan vazgeçmelisin ve bu konuda kavga çıkarma-
malısın. Türkiye'nin düşmanlarıyla giriştiğin dost-
lukla kazandığın ihaneti de bırakmalısın. Türkiye
siyasetinde ancak bu şekilde varolabilirsin. Aksi
takdirde senin sonun yakındır.

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Hdp'nin mecliste bulunması Türkiye için çok
büyük bir tehlikedir. Bu parti Pkk ile ilişkisini bitirme-
yi kabul etmediği takdirde gereken yapılmalıdır.

Not 2: CHP'nin Fetö terör örgütüyle ilişkisi tesbit e-
dildiği takdirde gerekli kanunî işlemlere hemen
başlanmalıdır.

Not 3: Başta CHP'liler ve bütün Türkiyeliler şu bilgiyi
akıllarında bulundursunlar: Türkiye, önce evrenin sa-
hibi Allah'a ait bir mülk ve evdir. Sonra bu ev, Allah'a
teslim olup O'na itaat edenlerindir. O'na inanıp itaat
etmeyenler ise, bu evde "haksız oturum" içerisinde-
dirler. Haklı oturum isteyenler önce evrenin sahibi
Allah'a ve ötedünyasına inanmalı ve sonra haklı ol-
mak, adâletli olmak, namuslu olmak, ibadetli olmak,
ahlâklı olmak ve iyilikçi olmak şartlarıyla O'na teslim
olmalıdırlar. O'na teslim olmayanlar ise, ötedünyada
haksız oturumda bulunmanın hesabını vereceklerdir.
Doğumlarını ve ölümlerini engelleyemeyenler ise
tekrar diriltilip hesap vermekten kurtulamayacaklardır.

Not 4: Bu bildiri bütün CHP'lilere iletilmelidir.


                     Allah'tan başka ilah yoktur.
         Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın ondokuzu, Nisan sonu.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *






Freitag, 19. April 2019

ABD YÖNETİMİNE TERÖR UYARISI!

          ABD YÖNETİMİNE TERÖR UYARISI!

        kimin ne yaptığını ve yapacağını görmekte
            ve  bilmekte olan tekTANRInın adıyla

ABD yönetimi, İran Devrim Muhafızları'nı "terör ör-
gütü" olarak kabul etmiş bulunuyor. Halbuki Devrim
Muhafızları Amerikan askerlerine karşı bir saldırıda
bulunmuş değildir. Eğer Devrim Muhafızları teröre
destek veren faaliyetlerde bulunmuşlarsa ve bunu
devam ettiriyorlarsa, bu takdirde tabii ki ABD yöne-
timi o Muhafızlar Ordusu'nu terör örgütü olarak ilân
edebilir. Buna da hakkı olur.

Şimdi konuyu Türkiye ile ilgili olarak PKK'nın Suriye
kolu YPG'ye getirelim. Ve devam edelim: Eğer
ABD'nin Devrim Muhafızları'nı terör örgütü ilân et-
me hakkı varsa, Türkiye'nin de, onun terör örgütü
olarak kabul ettiği YPG'ye destek veren Amerika
Birleşik Devletleri ordusunu "terör ordusu" ilân et-
me hakkı olur. Ve ABD ordusu şu anda YPG terör
örgütüne destek verdiği için bir "terör ordusu" ka-
bul edilir. Ve ABD ordusu şu anda bir "terör ordu-
su"dur. Bu durum da, Türkiye'ye ABD terör ordusu-
na karşı savaşma hakkı kazandırmaktadır.

Bu kazanç ise, Türkiye ile ABD arasındaki müttefik-
liği bitirmektedir ve müttefiklik bitmiştir; eğer ABD
yönetimi ve ordusu YPG'ye verdiği desteği kes-
mezse. Bu da Türkiye'nin Nato'da bulunmasını an-
lamsız hale getirmektedir. Şimdi ABD yönetimi
ve Pentagon kararını vermelidir: YPG'ye desteği
kesip Türkiye ile müttefikliğe devam mı, yoksa
YPG'ye desteği devam ettirip Türkiye'nin düşmanı
olmak mı?

Bu işin şakası yoktur! ABD yönetimi ve Pentagon
bir ay içerisinde kararlarını vermelidirler. Çünkü
Türkiye'nin şu anda hem YPG terör ordusunu ve
hem de o terör ordusuna destek vermekte olan
ABD ordusunu ve askerlerini vurma hakkına sahip-
tir ve Türkiye bu hakkına sahip çıkacak ve gerekeni
yapacaktır.

ABD yönetimi ve Pentagon kararlarını verirlerken
şu hususlara dikkat etsinler:

1- Bir terör örgütü başka bir terör örgütüne karşı
savaşmakla meşruiyet kazanmaz. (Yani bir hırsız
başka bir hırsızın malını çalmakla hırsızlık kimli-
ğinden kurtulmaz.)

2- Türkiye'ye karşı savaşmakta olan PKK terör ör-
gütünün kolu olan YPG'ye, ABD'nin meşruiyet ver-
me hakkı yoktur. Bu konuda Türkiye'nin olurunu
almak zorundadır.

3- ABD'nin Suriye'de (yani başkasının memleketin-
de) ordu kurmaya ve silahlandırmaya hakkı yoktur.
Böyle bir hakkı kazanabilmesi için Suriye hüküme-
tinden izin alması gerekir. Bu izni alabilmek için de,
500 bin sivil halkın katliamcısı Beşar Esad'a meş-
ruiyet vermesi gerekir. Eğer ABD Beşar Esad'ın
diktatörlüğünü ve katliamlarının hak olduğunu ka-
bul ediyorsa, ondan izin almayı da kabul etmelidir.
Eğer Esad'dan izin almak isterse, Esad ABD'nin
Suriye'de Kürtlerden bir ordu kurmasını ve onun
silahlandırılmasını istemeyecektir.

(Eğer ABD Esad'ın katliamlarını meşru olarak gö-
rüyorsa, bu takdirde Venezuela'da Maduro da bü-
tün muhaliflerini yok etme hakkı kazanır.)

(Yine bunun aksi olarak eğer ABD Esad'ın katliam-
larını meşru görmüyorsa, Mısır'da Sisi'nin katliam-
larınını da meşru görmemek zorunda ve oradaki i-
damları durdurup, hapse atılmış olan bütün demok-
rat Müslüman Kardeşleri serbest bıraktırmalıdır.)

Eğer ABD Esad'a meşruiyet vermiyorsa, onu de-
virmesi gerekir. Onu devirmiyorsa, ordu kurma
hakkını da kazanamaz. Yani şu anda ABD'nin YPG'
yi silahlandırması, gayri meşru bir olaydır. Bu gayri
meşruluk sebebiyle hem Türkiye'nin, hem Esad'ın
ABD ordusuna savaş açma hakkı bulunuyor. Eğer
ABD askerlerini Suriye'den çekmeyecek olursa,
hem Türkiye hem Esad bu askerleri vurabilir.

4- Eğer ABD YPG'ye meşruiyet kazandırmak isti-
yorsa, (Esad'dan izin almaktan başka), bir de YPG,
PKK ile olan bağını koparmalıdır. Fakat bu kopar-
ma lâf ile olmaz. Bunun bir isbatı olmalıdır. Bu isbat
için de YPG, PKK'nın bütün şeflerinin yakalanıp ce-
zâlandırılmasını kabul etmeli. Bu kabul ediliyorsa,
ABD o PKK şeflerini hemen yakalamalı veya yok
etmeli ve ölülerini de dünya medyasına göstermeli-
dir. Bu iş yapılmadan ve gerçekleşmeden YPG
meşruiyet kazanamaz. Bu delilden başka YPG bir
de Türkiye'ye saldırmayacağına dair ABD'den ala-
cağı 100 milyar doları Türkiye yönetimine güvenlik
delili ve bedeli olarak ödemelidir. Eğer YPG 10 yıl
boyunca Türkiye'ye bir saldırıda bulunmazsa, Tür-
kiye bu paranın 50 milyarını geri öder. Bir 10 yıl
daha saldırı olmazsa, Türkiye paranın geri kalanını
da öder ve yeni bir anlaşma yapılır. Eğer YPG Tür-
kiye'ye bir saldırıda bulunacak olursa, o paralar
Türkiye'nin elinde kalır.

Ayrıca YPG meşruiyet istiyorsa, Suriye'deki Kürt
halkının çoğunluğunun rızasını da almalıdır. Ço-
ğunluğun kabulünü alabilmek için de YPG, zihniye-
tini değiştirip müslümanlaşmalıdır. Çünkü Suriyeli
Kürt halkının çoğunluğu müslümandır. Başlarında
da müslümanları görmek isterler, yoksa dinsiz
marksistleri değil!

5- ABD'nin Suriye topraklarını bölme hakkı yoktur.
Dolayısıyla ABD Kürtlere özerklik veremez veya
onlar için Suriye'de ayrı bir devlet kuramaz. Eğer
Kürtlerin özerkleşme hakkı varsa, yüzde seksenlik
Suriyeli Arapların da demokratikleşme hakkı vardır.
Suriyeli Araplar demokratikleşmeden, yüzde 6'lık
Kürtlere özerklik verilemez. Suriyeli Arapların de-
mokratikleşebilmesi için de Beşar Esad'ın devril-
mesi ve cezâlandırılması gerekir.

Birleşmiş Milletler ve bütün dünya hukukçuları bir-
araya gelip baksınlar; bu şartlarda bir haksızlık var
mı? Eğer varsa, bizi uyarsınlar.

Evet, eğer ABD YPG'ye meşruiyet kazandırmak
istiyorsa ve kendi ordusunu da terör ordusu olmak-
tan kurtarmak dilerse, yukarıdaki 5 şartı yerine ge-
tirmelidir. Aksi halde YPG'ye olan desteğini kesip
Suriye'yi terketmelidir. Eğer bunların hiçbirini yap-
maya yanaşmazsa ve Mayıs ortasına kadar kararını
vermezse, Türkiye hem YPG'yi hem de ona des-
tek olan ABD ordusunu ve bu orduya arka çıkacak
olan Avrupa ve Arap ordularını vurmak zorunda ka-
lacak ve ABD ordusu ve ona arka çıkan Avrupa or-
duları da "terör ordusu" ilân edilecektir. Çünkü bu
terör ordusuna destek veren ordular, "terörist" hüvi-
yeti kazanırlar.

Eğer Rusya ve İran bu terör ordularına karşı savaş-
mayı kabul etmezlerse, Suriye'yi terketmelidirler.
Terketsinler ki, Türkiye Avrupa ve ABD'nin terör
ordularına karşı rahatça savaşabilsin.

ABD yönetimi yukarıdaki şartları verilen tarihe kadar
kabul etmediği takdirde Türkiye, YPG terör ordusu-
nu ve ona destek verecek olan AB ve ABD terör
ordularını yok etmek için harekete geçmek zorun-
dadır. Eğer Türkiye bu zorunluğu kabul etmeyip
AB ve ABD'ye boyun eğerse, bir yüz yıl boyunca
bağımsızlığını kaybedecektir. Türkiye ve Türkiye-
liler bu kaybı kabullenemezler. Yani: Savaş kaçınıl-
mazdır.

Peki, Türkiye bu savaşı kazanabilir mi?

AB ve ABD'nin terör orduları karşısında Türkiye bu
savaşı ancak bir mûcize ile kazanabilir. O mûcize
de: Yerlerin ve göklerin tek tanrısı Allah'a dayan-
maktır.

Türkiye bu savaşı kazanırsa, dünya liderliğinde yü-
rümeye başlayacaktır. Eğer kaybederse, bir yüz yıl
boyunca AB ve ABD'nin boyunduruğu altında ka-
lacaktır.

Eğer bu savaşı ABD kaybederse, imparatorluğu
sona erecektir. İmparatorluğunu kaybetmemek için
de kendini Türkiye'ye saldırmak zorunda hissede-
cek ve AB ordularını da yanına alarak bu saldırısını
gerçekleştirecektir.

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Türkiye yönetimine uyarı! ABD yönetiminin
Devrim Muhafızları hakkında verdiği kararın ölçüsü-
ne göre, Türkiye de YPG terör örgütüne desteğini
kesmeyen ABD askerlerini terörist ilân edip, onları
vurabilir. Türkiye bu hakka sahip olmuş durumdadır.

Not 2: Rusya ve İran askerleri de Suriye'deki ABD
askerlerini vurma hakkı kazanmış durumdadırlar. A-
ma eğer Rusya YPG'ye destek vermeye kalkacak
olursa, bu sefer Rusya askerleri de terörist ilân
edilir ve vurulur.

Not 3: Türkiye'nin dikkatine! AB ve ABD orduları
Türkiye'yi zayıf ve güçsüz görüp onun denizlerine
tecavüz edeceklerdir. Türkiye karşılık verince de
ona saldıracaklardır. Ama bu saldırıdan önce onu
Nato'dan uzaklaştıracaklardır. Bahane olarak da;
"Nato'nun düşmanı olan Rusya'yla işbirliği yapmak"
olacaktır.

Not 4: Amerika Birleşik Devletleri'nin Suriye ve Ak-
deniz'de Türkiye'ye karşı yapacağı saldırılarda
Rusya, Türkiye'nin yanında olmayacaktır. Çünkü
Rusya savaşmak isteseydi, ABD'yi Suriye'den atar-
dı. İran da Türkiye'nin yanında olamaz.Çünkü ABD'
yi altedecek gücü yoktur. Avrupa ve İngiltere zaten
Türkiye'nin yanında olmazlar. İngiltere'deki İngiliz
muhaliflerin de ABD ile başedecek güçleri yoktur.
Çin ise, o da Türkiye için savaşmak istemez. Geri-
ye ne kalıyor? Yani Türkiye, ABD'nın saldırıları kar-
şısında yalnız kalacaktır. Tabii bu, dünyevî açıdan
böyledir. Ama mânevî açıdan önümüzdeki bu sa-
vaşta Allah ve Mehdisi Türkiye'nin yanında olacak-
tır. Bakalım, bu savaşta Allah ve Mehdisi mi galip
gelecek, yoksa ABD ve ortakları mı? Yakında gö-
receğiz!

Not 5: Suriye ve Akdeniz savaşlarında Avrupa Birli-
ği ülkeleri, Suudi Arabistan, BAE, İsrail, Mısır ve İn-
giltere; Türkiye'ye karşı ABD'nin yanında olacaklar-
dır. Tabii sahte mehdi Fetullah Gülen de ABD'nin
yanında bulunacaktır. Hatta şu an Fetullah Gülen,
Türkiye'nin nasıl altedileceğine dair ABD yönetimi-
ne akıl hocalığı yapmaktadır. Zaten 16 Temmuz
2016 tarihine kadar olan bütün askerî bilgiler Fe-
tö'nün elinde ve ABD ile paylaşmış durumdadır.
Türkiye'nin bu zayıf görünen hali karşısında ABD,
Suriye ve Akdeniz'de Türkiye'den taviz isteyecek-
tir. İstediği verilmezse saldıracaktır veya Türkiye'
nin karşı koyması karşısında savaşacaktır. (Yani
dünya liderliğine adım atmak isteyen Türkiye,
-Çanakkale'de olduğu gibi- bütün dünyaya karşı
tek başına dövüşmek zorunda kalacaktır.)

Not 6: Eskiden düşman, Sovyet Sosyalist Cumhu-
riyetler Birliği idi. Şimdi Türkiye'nin yeni düşmanı
"Avrupa ve Amerika Kapitalistler Birliği"dir. Yani
Türkiye, kapitalizmin azgınlaşmış ve zâlimleşmiş
kısmına karşı savaşacaktır.

Not 7: ABD'nin Ege'de, Suriye'de ve Doğu Akde-
niz'de hiçbir hakkı yoktur. Fakat hile ve aldatmalarla
hak iddia edecek ve Türkiye'nin karalarına ve sula-
rına tecavüz edecektir. Bunu da, daha fazla menfa-
at elde edebilmek ve İsrail'in zulüm ve haksızlıkları-
nı koruyabilmek için yapacaktır. Ama zararlı çıka-
caktır.

Not 8: Nato Türkiye için boş bir güvenliktir. Çünkü
Türkiye'nin savunma ihtiyaçlarını karşılamaktan ka-
çınan ve engel olan bir ABD, Nato'nun Türkiye'ye
hizmet etmesini istemez. Bu sebeple eğer ABD
Türkiye'yi Ortadoğu'daki emellerine engel olarak
görürse, kendisi Nato üyeliğinden çıkarak, Nato'nun
dağılmasını sağlayabilir.

Türkiye bundan sonra Nato'dan yardım görmeye-
cektir. Çünkü ABD Türkiye'nin müttefiki değil, düş-
manıdır. ABD İsrail'in haksızlıkları arkasında dur-
duğu müddetçe de bu düşmanlık devam edecek-
tir. Bu düşmanlık devam ettiği müddetçe de Türki-
ye Nato'dan faydalanamayacaktır. Bunun için Nato
Türkiye için bir avuntudur.

Türkiye kendine sormalıdır: "Nato kime hizmet e-
diyor, kime hizmet eder?" Sovyet ve Komünizm
tehlikesi yoktur. Ama şimdi o tehlikenin yerini Av-
rupa ve Amerika Kapitalistler Birliği (AAKB) dol-
durmuştur. Türkiye bu tehlikeli birliğin Nato'suyla
kime karşı savaşacaktır? Türkiye onların emellerine
mi hizmet edecektir? Hizmet edebilir mi? Türkiye
bunu yapamayacaktır. Onlar da kendilerine hizmet
etmeyen bir Türkiye'yi istemeyeceklerdir ve istemi-
yorlar. Türkiye aleyhinde Ermeni dosyası açan Av-
rupa ve Amerika ülkeleri Türkiye'nin dostu mudurlar
ki, Türkiye için savaşsınlar? Türkiye için asla savaş-
mayacaklardır. Çünkü Türkiye dünya liderliğine a-
dım atmak isteyen bir ülkedir. Ancak bu adımların-
dan vazgeçerse, o ülkeler Türkiye'nin dostu olurlar.
Türkiye ancak bu durumda Nato'dan yarar görür.
Türkiye onların keyfine uyabilecek midir? Uyama-
yacağına göre; Nato bitmiştir!

Not 9: Gel Amerika gel! Sana ait bütün terör ordu-
larını topla da gel! Türkiye'yi karşında bulacaksın.
Çünkü senin hiçbir haklılığın yok! Sen, çıkarlarını
tanrı yapmış haydut bir devletsin. Çünkü çıkarlarına
boyun eğiyorsun, Tanrı'nın hak ve adâletine boyun
eğmiyorsun! Haydut devletlerin dünyaya hükümdar
olma hakları yoktur. Haksızlıkta olduğun için de ya-
kında yıkılacaksın! Ey haydutlaşan devlet Amerika!
Eğer Tanrı'nın hak ve adâletine boyun eğip haydut-
luğuna son vermezsen, girişeceğin savaşlarda
Tanrı'yı yanında bulmayacaksın. Bu da senin yenil-
gin demektir! Senin yenilgin demek, imparatorluğu-
nun sonu demektir! Müzisyenlerin, "İmparatorluğa
Veda" şarkısını yapsalar iyi olacak...

İmza: Mehdiyet Makamı.

Not 10: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda
paylaşılmıştır.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın ondokuzu, Nisan ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *