ABD
YÖNETİMİNE TERÖR UYARISI!
kimin
ne yaptığını ve yapacağını
görmekte
ve bilmekte olan tekTANRInın
adıyla
ABD yönetimi, İran
Devrim Muhafızları'nı
"terör ör-
gütü" olarak kabul etmiş
bulunuyor. Halbuki Devrim
Muhafızları
Amerikan askerlerine karşı bir saldırıda
bulunmuş değildir.
Eğer Devrim Muhafızları
teröre
destek veren faaliyetlerde bulunmuşlarsa
ve bunu
devam ettiriyorlarsa, bu takdirde tabii ki ABD
yöne-
timi o Muhafızlar
Ordusu'nu terör örgütü olarak ilân
edebilir. Buna da hakkı
olur.
Şimdi konuyu Türkiye ile ilgili olarak PKK'nın
Suriye
kolu YPG'ye getirelim. Ve devam edelim: Eğer
ABD'nin Devrim Muhafızları'nı
terör örgütü ilân et-
me hakkı varsa, Türkiye'nin
de, onun terör örgütü
olarak kabul ettiği
YPG'ye destek veren Amerika
Birleşik Devletleri
ordusunu "terör ordusu" ilân et-
me hakkı olur. Ve ABD ordusu
şu anda YPG terör
örgütüne destek verdiği için
bir "terör ordusu" ka-
bul edilir. Ve ABD ordusu şu
anda bir "terör ordu-
su"dur. Bu durum da, Türkiye'ye ABD terör
ordusu-
na karşı savaşma
hakkı kazandırmaktadır.
Bu kazanç ise, Türkiye ile
ABD arasındaki müttefik-
liği bitirmektedir ve
müttefiklik bitmiştir; eğer ABD
yönetimi ve ordusu YPG'ye verdiği
desteği kes-
mezse. Bu da Türkiye'nin Nato'da bulunmasını
an-
lamsız hale
getirmektedir. Şimdi ABD yönetimi
ve Pentagon kararını
vermelidir: YPG'ye desteği
kesip Türkiye ile müttefikliğe
devam mı, yoksa
YPG'ye desteği
devam ettirip Türkiye'nin düşmanı
olmak mı?
Bu işin şakası
yoktur! ABD yönetimi ve Pentagon
bir ay içerisinde kararlarını
vermelidirler. Çünkü
Türkiye'nin şu
anda hem YPG terör ordusunu ve
hem de o terör ordusuna destek vermekte olan
ABD ordusunu ve askerlerini vurma hakkına
sahip-
tir ve Türkiye bu hakkına
sahip çıkacak ve gerekeni
yapacaktır.
ABD yönetimi ve Pentagon kararlarını
verirlerken
şu hususlara dikkat etsinler:
1- Bir terör örgütü başka
bir terör örgütüne karşı
savaşmakla meşruiyet
kazanmaz. (Yani bir hırsız
başka bir hırsızın
malını çalmakla
hırsızlık
kimli-
ğinden kurtulmaz.)
2- Türkiye'ye karşı
savaşmakta olan PKK terör ör-
gütünün kolu olan YPG'ye, ABD'nin meşruiyet
ver-
me hakkı yoktur. Bu konuda
Türkiye'nin olurunu
almak zorundadır.
3- ABD'nin Suriye'de (yani başkasının
memleketin-
de) ordu kurmaya ve silahlandırmaya
hakkı yoktur.
Böyle bir hakkı
kazanabilmesi için Suriye hüküme-
tinden izin alması
gerekir. Bu izni alabilmek için de,
500 bin sivil halkın
katliamcısı Beşar
Esad'a meş-
ruiyet vermesi gerekir. Eğer
ABD Beşar Esad'ın
diktatörlüğünü
ve katliamlarının hak olduğunu
ka-
bul ediyorsa, ondan izin almayı da
kabul etmelidir.
Eğer Esad'dan izin
almak isterse, Esad ABD'nin
Suriye'de Kürtlerden bir ordu kurmasını ve
onun
silahlandırılmasını
istemeyecektir.
(Eğer ABD Esad'ın
katliamlarını meşru
olarak gö-
rüyorsa, bu takdirde Venezuela'da Maduro da bü-
tün muhaliflerini yok etme hakkı
kazanır.)
(Yine bunun aksi olarak eğer
ABD Esad'ın katliam-
larını meşru
görmüyorsa, Mısır'da Sisi'nin
katliam-
larınını da
meşru görmemek zorunda ve oradaki i-
damları durdurup, hapse atılmış
olan bütün demok-
rat Müslüman Kardeşleri
serbest bıraktırmalıdır.)
Eğer ABD Esad'a meşruiyet
vermiyorsa, onu de-
virmesi gerekir. Onu devirmiyorsa, ordu kurma
hakkını da
kazanamaz. Yani şu anda ABD'nin YPG'
yi silahlandırması,
gayri meşru bir olaydır.
Bu gayri
meşruluk sebebiyle hem
Türkiye'nin, hem Esad'ın
ABD ordusuna savaş açma
hakkı bulunuyor. Eğer
ABD askerlerini Suriye'den çekmeyecek
olursa,
hem Türkiye hem Esad bu
askerleri vurabilir.
4- Eğer ABD YPG'ye meşruiyet kazandırmak isti-
yorsa, (Esad'dan izin
almaktan başka),
bir de YPG,
PKK ile olan bağını koparmalıdır. Fakat bu kopar-
ma lâf ile olmaz. Bunun bir isbatı
olmalıdır. Bu isbat
için de YPG, PKK'nın bütün
şeflerinin yakalanıp
ce-
zâlandırılmasını
kabul etmeli. Bu kabul ediliyorsa,
ABD o PKK şeflerini
hemen yakalamalı veya yok
etmeli ve ölülerini de dünya medyasına
göstermeli-
dir. Bu iş
yapılmadan ve gerçekleşmeden
YPG
meşruiyet kazanamaz. Bu
delilden başka YPG bir
de Türkiye'ye saldırmayacağına
dair ABD'den ala-
cağı 100 milyar doları
Türkiye yönetimine güvenlik
delili ve bedeli olarak ödemelidir. Eğer
YPG 10 yıl
boyunca Türkiye'ye bir saldırıda
bulunmazsa, Tür-
kiye bu paranın
50 milyarını geri öder. Bir 10 yıl
daha saldırı
olmazsa, Türkiye paranın geri kalanını
da öder ve yeni bir anlaşma
yapılır. Eğer
YPG Tür-
kiye'ye bir saldırıda
bulunacak olursa, o paralar
Türkiye'nin elinde kalır.
Ayrıca YPG meşruiyet
istiyorsa, Suriye'deki Kürt
halkının çoğunluğunun
rızasını da
almalıdır. Ço-
ğunluğun kabulünü
alabilmek için de YPG, zihniye-
tini değiştirip
müslümanlaşmalıdır. Çünkü
Suriyeli
Kürt halkının çoğunluğu
müslümandır. Başlarında
da müslümanları görmek
isterler, yoksa dinsiz
marksistleri değil!
5- ABD'nin Suriye topraklarını
bölme hakkı yoktur.
Dolayısıyla
ABD Kürtlere özerklik veremez veya
onlar için Suriye'de ayrı
bir devlet kuramaz. Eğer
Kürtlerin özerkleşme
hakkı varsa, yüzde seksenlik
Suriyeli Arapların
da demokratikleşme hakkı vardır.
Suriyeli Araplar demokratikleşmeden,
yüzde 6'lık
Kürtlere özerklik verilemez. Suriyeli Arapların
de-
mokratikleşebilmesi
için de Beşar Esad'ın
devril-
mesi ve cezâlandırılması
gerekir.
Birleşmiş
Milletler ve bütün dünya hukukçuları
bir-
araya gelip baksınlar;
bu şartlarda bir haksızlık
var
mı? Eğer
varsa, bizi uyarsınlar.
Evet, eğer ABD YPG'ye meşruiyet
kazandırmak
istiyorsa ve kendi ordusunu da terör ordusu olmak-
tan kurtarmak dilerse, yukarıdaki
5 şartı yerine ge-
tirmelidir. Aksi halde YPG'ye olan desteğini
kesip
Suriye'yi terketmelidir. Eğer
bunların hiçbirini yap-
maya yanaşmazsa
ve Mayıs ortasına kadar kararını
vermezse, Türkiye hem YPG'yi hem de ona des-
tek olan ABD ordusunu ve bu orduya arka çıkacak
olan Avrupa ve Arap ordularını
vurmak zorunda ka-
lacak ve ABD ordusu ve ona arka çıkan
Avrupa or-
duları da "terör
ordusu" ilân edilecektir. Çünkü bu
terör ordusuna destek veren ordular, "terörist"
hüvi-
yeti kazanırlar.
Eğer Rusya ve İran
bu terör ordularına karşı savaş-
mayı kabul etmezlerse,
Suriye'yi terketmelidirler.
Terketsinler ki, Türkiye Avrupa ve ABD'nin terör
ordularına karşı
rahatça savaşabilsin.
ABD yönetimi yukarıdaki
şartları verilen tarihe
kadar
kabul etmediği
takdirde Türkiye, YPG terör ordusu-
nu ve ona destek verecek olan AB ve ABD terör
ordularını
yok etmek için harekete geçmek
zorun-
dadır. Eğer
Türkiye bu zorunluğu kabul etmeyip
AB ve ABD'ye boyun eğerse,
bir yüz yıl boyunca
bağımsızlığını
kaybedecektir. Türkiye ve Türkiye-
liler bu kaybı
kabullenemezler. Yani: Savaş kaçınıl-
mazdır.
Peki, Türkiye bu savaşı
kazanabilir mi?
AB ve ABD'nin terör orduları
karşısında Türkiye bu
savaşı ancak bir mûcize
ile kazanabilir. O mûcize
de: Yerlerin ve göklerin tek tanrısı
Allah'a dayan-
maktır.
Türkiye bu savaşı
kazanırsa, dünya liderliğinde
yü-
rümeye başlayacaktır.
Eğer kaybederse, bir yüz yıl
boyunca AB ve ABD'nin boyunduruğu
altında ka-
lacaktır.
Eğer bu savaşı
ABD kaybederse, imparatorluğu
sona erecektir. İmparatorluğunu
kaybetmemek için
de kendini Türkiye'ye saldırmak
zorunda hissede-
cek ve AB ordularını da
yanına alarak bu saldırısını
gerçekleştirecektir.
İmza: Mehdiyet Makamı.
Not 1: Türkiye yönetimine uyarı!
ABD yönetiminin
Devrim Muhafızları
hakkında verdiği
kararın ölçüsü-
ne göre, Türkiye de YPG terör örgütüne desteğini
kesmeyen ABD askerlerini terörist ilân edip, onları
vurabilir. Türkiye bu hakka sahip olmuş
durumdadır.
Not 2: Rusya ve İran
askerleri de Suriye'deki ABD
askerlerini vurma hakkı
kazanmış durumdadırlar.
A-
ma eğer Rusya YPG'ye
destek vermeye kalkacak
olursa, bu sefer Rusya askerleri de terörist ilân
edilir ve vurulur.
Not 3: Türkiye'nin dikkatine! AB ve ABD orduları
Türkiye'yi zayıf
ve güçsüz görüp onun denizlerine
tecavüz edeceklerdir. Türkiye karşılık
verince de
ona saldıracaklardır.
Ama bu saldırıdan önce onu
Nato'dan uzaklaştıracaklardır.
Bahane olarak da;
"Nato'nun düşmanı
olan Rusya'yla işbirliği yapmak"
olacaktır.
Not 4: Amerika Birleşik
Devletleri'nin Suriye ve Ak-
deniz'de Türkiye'ye karşı
yapacağı saldırılarda
Rusya, Türkiye'nin yanında
olmayacaktır. Çünkü
Rusya savaşmak
isteseydi, ABD'yi Suriye'den atar-
dı. İran
da Türkiye'nin yanında olamaz.Çünkü
ABD'
yi altedecek gücü yoktur. Avrupa ve İngiltere
zaten
Türkiye'nin yanında
olmazlar. İngiltere'deki İngiliz
muhaliflerin de ABD ile başedecek
güçleri yoktur.
Çin ise, o da Türkiye için
savaşmak istemez. Geri-
ye ne kalıyor?
Yani Türkiye, ABD'nın saldırıları
kar-
şısında yalnız
kalacaktır. Tabii bu, dünyevî açıdan
böyledir. Ama mânevî açıdan
önümüzdeki bu sa-
vaşta Allah ve Mehdisi
Türkiye'nin yanında olacak-
tır. Bakalım,
bu savaşta Allah ve Mehdisi mi galip
gelecek, yoksa ABD ve ortakları mı?
Yakında gö-
receğiz!
Not 5: Suriye ve Akdeniz savaşlarında
Avrupa Birli-
ği ülkeleri, Suudi Arabistan, BAE, İsrail,
Mısır ve İn-
giltere; Türkiye'ye karşı
ABD'nin yanında olacaklar-
dır. Tabii sahte mehdi
Fetullah Gülen de ABD'nin
yanında bulunacaktır.
Hatta şu an Fetullah Gülen,
Türkiye'nin nasıl
altedileceğine dair ABD yönetimi-
ne akıl hocalığı
yapmaktadır. Zaten 16 Temmuz
2016 tarihine kadar olan bütün askerî bilgiler Fe-
tö'nün elinde ve ABD ile paylaşmış
durumdadır.
Türkiye'nin bu zayıf
görünen hali karşısında ABD,
Suriye ve Akdeniz'de Türkiye'den taviz isteyecek-
tir. İstediği
verilmezse saldıracaktır veya Türkiye'
nin karşı koyması
karşısında savaşacaktır.
(Yani
dünya liderliğine
adım atmak isteyen Türkiye,
-Çanakkale'de olduğu
gibi- bütün dünyaya karşı
tek başına dövüşmek
zorunda kalacaktır.)
Not 6: Eskiden düşman,
Sovyet Sosyalist Cumhu-
riyetler Birliği
idi. Şimdi Türkiye'nin yeni düşmanı
"Avrupa ve Amerika Kapitalistler Birliği"dir.
Yani
Türkiye, kapitalizmin azgınlaşmış ve
zâlimleşmiş
kısmına
karşı savaşacaktır.
Not 7: ABD'nin Ege'de, Suriye'de ve Doğu
Akde-
niz'de hiçbir
hakkı yoktur. Fakat hile ve aldatmalarla
hak iddia edecek ve Türkiye'nin karalarına
ve sula-
rına tecavüz
edecektir. Bunu da, daha fazla menfa-
at elde edebilmek ve İsrail'in
zulüm ve haksızlıkları-
nı koruyabilmek için
yapacaktır. Ama zararlı çıka-
caktır.
Not 8: Nato Türkiye için
boş bir güvenliktir. Çünkü
Türkiye'nin savunma ihtiyaçlarını
karşılamaktan ka-
çınan ve engel olan bir
ABD, Nato'nun Türkiye'ye
hizmet etmesini istemez. Bu sebeple eğer
ABD
Türkiye'yi Ortadoğu'daki
emellerine engel olarak
görürse, kendisi Nato üyeliğinden
çıkarak, Nato'nun
dağılmasını sağlayabilir.
Türkiye bundan sonra Nato'dan yardım
görmeye-
cektir. Çünkü ABD Türkiye'nin
müttefiki değil, düş-
manıdır.
ABD İsrail'in haksızlıkları
arkasında dur-
duğu müddetçe
de bu düşmanlık devam edecek-
tir. Bu düşmanlık
devam ettiği müddetçe de Türki-
ye Nato'dan faydalanamayacaktır.
Bunun için Nato
Türkiye için
bir avuntudur.
Türkiye kendine sormalıdır:
"Nato kime hizmet e-
diyor, kime hizmet eder?" Sovyet ve Komünizm
tehlikesi yoktur. Ama şimdi
o tehlikenin yerini Av-
rupa ve Amerika Kapitalistler Birliği
(AAKB) dol-
durmuştur. Türkiye bu
tehlikeli birliğin Nato'suyla
kime karşı savaşacaktır?
Türkiye onların emellerine
mi hizmet edecektir? Hizmet edebilir mi? Türkiye
bunu yapamayacaktır.
Onlar da kendilerine hizmet
etmeyen bir Türkiye'yi istemeyeceklerdir ve istemi-
yorlar. Türkiye aleyhinde Ermeni dosyası açan
Av-
rupa ve Amerika ülkeleri Türkiye'nin dostu mudurlar
ki, Türkiye için
savaşsınlar? Türkiye için
asla savaş-
mayacaklardır. Çünkü
Türkiye dünya liderliğine a-
dım atmak isteyen bir
ülkedir. Ancak bu adımların-
dan vazgeçerse,
o ülkeler Türkiye'nin dostu olurlar.
Türkiye ancak bu durumda Nato'dan yarar görür.
Türkiye onların
keyfine uyabilecek midir? Uyama-
yacağına göre; Nato bitmiştir!
Not 9: Gel Amerika gel! Sana ait bütün terör ordu-
larını
topla da gel! Türkiye'yi karşında bulacaksın.
Çünkü senin hiçbir
haklılığın yok! Sen, çıkarlarını
tanrı yapmış
haydut bir devletsin. Çünkü çıkarlarına
boyun eğiyorsun, Tanrı'nın
hak ve adâletine boyun
eğmiyorsun! Haydut
devletlerin dünyaya hükümdar
olma hakları
yoktur. Haksızlıkta olduğun
için de ya-
kında yıkılacaksın!
Ey haydutlaşan devlet Amerika!
Eğer Tanrı'nın
hak ve adâletine boyun eğip haydut-
luğuna son vermezsen,
girişeceğin savaşlarda
Tanrı'yı
yanında bulmayacaksın.
Bu da senin yenil-
gin demektir! Senin yenilgin demek, imparatorluğu-
nun sonu demektir! Müzisyenlerin, "İmparatorluğa
Veda" şarkısını
yapsalar iyi olacak...
İmza: Mehdiyet Makamı.
Not 10: Bu bildiri, uluslararası
diplomatik platformda
paylaşılmıştır.
Tanrı tektir.
İsa, Musa ve
Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.
Zaman: Yeni Çağ'ın
ondokuzu, Nisan ortası.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut: Muranizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen