Sonntag, 18. November 2012

ABD'YE VE İSRAİL LOBİSİ'NE VE BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'E UYARI!

                ABD'YE VE İSRAİL LOBİSİ'NE
         VE BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'E UYARI!

          zulme seyirci kalmayan ALLAHın adıyla

İsrail'in bir Hamas komutanını öldürmesi ve Gazze'
ye saldırmasıyla Ortadoğu'da tansiyon yine yüksel-
di. Fakat bu tansiyonun düşürülmesi gerekiyor. Bu-
nun için de yapılması gerekenler şunlardır:

Hamas'lı yöneticiler, öncelikle bu öldürme ve saldı-
rıyı Birlesmiş Milletler'e hemen şikâyet etmeli. İkin-
ci olarak da İsrail saldırıları karşısında -Hamas'ın
savunma hakkı olsa da- misillemede bulunmamalı-
dır. Çünkü yapılacak misillemeler, İsrail saldırısı-
nın dozunu daha fazla artırmaktan başka bir işe
yaramayacaktır ve yaramamaktadır. Üstelik ABD
ve Avrupa yönetimleri de, İsrail saldırısını "haklı"
bulmuşlardır... Çünkü ateşkeş anlaşmasını bozan
taraf, (İsrail'e fırlattığı roketlerle) Hamas olmuştur.

çlü devletler karşısında güçsüz Filistinlilerin, yü-
ce Tanrı'ya sığınmaktan başka çareleri kalmıyor.
Bu çare de, onların derdine en iyi dermandır. Bu
dermanı kullanmaktan, Filistinli güçsüzler geri kal-
mamalıdır. Çünkü Tanrı gücü karşısında bütün
devletler güçsüzdür.

Üçüncü olarak; İsrail-Filistin barışı konusunda etkili
olabilecek devletler, İsrail'i, "1967 sınırlarına geri
dönmeye" dâvet etmelidir. Bu dönüş için de bir
müddet konmalıdır. Bu müddet de meselâ "2017
yılının sonu" olabilir. Yani dört yıl içinde İsrail bu
dâvete uymadığı takdirde, Filistinlilerin haklarının
geri alınması için, Arapların İsrail'e saldırmasına
hak vereceklerini kabul etmeliler.

ABD ve oradaki İsrail Lobisi de, İsrail'e, bu dâvetin
kabulü için gereken baskıyı yapmalıdırlar. Eğer
yapmazlarsa, büyük bir Arap saldırısı karşısında
İsrailliler varlıklarını kaybedeceklerdir. Şimdi bu
kayıp mı iyi, yoksa '67 sınırlarına dönmek mi iyi?
Orta ve adaletli yol budur. Yani orta yollu bir çözüm,
İsrail'in '67 sınırlarına dönmesidir. Yani ne İsraillile-
rin İsrail'den sürülüp çıkarılmaları veya yok edilme-
leri, ne de Filistinlilerin uğradıkları işgal ve katliama
rıza göstermek doğrudur. Doğru olan, İsrail'in '67
sınırlarına dönmesi ve Filistinlilerin de bunu kabul
etmesidir.

Eğer İsrail, 2017 yılının sonuna kadar eski sınırları-
na dönmezse, büyük "Arap-İsrail Savaşı" kapıda
demektir ve kaçınılmazdır. Bu kaçınılmaz savaşta
yüce Tanrı, güçsüz Filistinlilerin yanında ve güç
devletlerin karşısında olacak ve ABD'nin gücünü
doğal felâket kırbaçlarıyla kıracaktır. Yani kaçınıl-
maz savaşta ABD, israil'e yardım edemeyecektir.
Öyle ise bu "En Kara Gün" gelmeden önce ABD'
deki İsrail Lobisi harekete geçmeli ve İsrail'e '67
sınırlarına dönmeyi kabul ettirmelidir. İsrail'in varlı-
ğını sürdürmeye devam etmesinin tek çaresi, ge-
rekli dönüşü kabul etmesindedir. Yoksa yakın ge-
lecekte "İsrail" diye bir devlet kalmayacaktır.

ABD ve İsrail Lobisi, 2013 yılından itibaren İran'ın
nükleer silaha sahip olacağını unutmamalıdır. Çün-
İsrail'in kendini korumaya hakkı varsa, İran'ın da
vardır. Bu hak sebebiyle ABD razı olmasa da İran,
nükleer silahını gizlice yapacaktır. Bu durumda sa-
dece nükleer silahlı Iran ve Pakistan'ın birleşmesi
bile, İsrail'i yok etmeye yetebilir. Eğer zamanında
"gereken dönüş" yapılmayacak olursa, İsrail büyük
tehlikededir ve bu tehlikeden onu kurtaracak hiç bir
devlet yoktur!

Çünkü yüce Tanrı haksızlıklara bir müddet ses çı-
karmaz. Ama O'nun da sabrının bir sınırı vardır. Bu
sınır bitti mi, zalimler helâk edilmeyi karşısında bu-
lur!

O halde İsrail, Tanrı öfkesiyle karşı karşıya gelme-
mek için gereken adaleti yerine getirmeli ve bir an
önce '67 sınırlarına dönmek için harekete geçmeli-
dir. İsrail'in "var olma"sının tek şansı budur.

Sonuç olarak: İsraillilere akıllı ve vicdanlı olmak,
Filistinlilere de biraz daha sabretmek düşüyor. A-
kıllı ve vicdanlı olan, varlığını korur. Sabırlı olan
da, zafere erer.

Not 1: Birleşmiş Milletler nezdinde  İsrail'in '67 sı-
nırlarına dönüş tarihinin belirlenmesi ve bunun İsra-
il'e tebliğ edilmesi çalışmalarına hemen başlanma-
lıdır.

Not 2: Eğer İsrail yöneticileri "ya hep, ya hiç" diye-
rek, gerekli dönüşü asla kabul etmeyeceklerini ilân
ederlerse, Araplar da bu ilânı, "İsrail'e karşı yapıla-
cak savaş için gerekli hazırlıklara hemen başlansın"
şeklinde kabul edeceklerdir.

Not 3: Eğer "ileride iyi şeyler olsun" istiyorsa, İsrail
yönetimi, Gazze saldırısını derhal durdurmalıdır.

Not 4: Eğer İsrail-Filistin Dâvâsı'na köklü bir çözüm
getirilmezse, Filistinli örgütler, İsrail halkını daima
rahatsız ve huzursuz edecek eylemlerde buluna-
caklardır. Buna karşılık İsrail de, Filistinlileri dövme-
ye ve ezmeye devam edecektir. Bunlara son vere-
cek köklü bir çözüm için ise; ya İsraillilerin, ya da
Filistinlilerin yok edilmesi veya Filistin halkının bu-
lundukları yerlerde hapis tutulması gerekiyor. El-
betteki bunlar, "doğru çözüm" değildir. Doğru çö-
züm, ancak her iki tarafı da memnun edebilecek
tam olmasa da adaletli sayılabilecek bir teklife rıza
göstermektir. Bu teklif de, İsrail'in '67 sınırlarına
dönmeyi kabul etmesi ve Filistinlilerin de buna razı
olmasıdır. Birleşmiş Milletler ya bu teklif için kolları
sıvasın ve çalışmalara başlasın, ya da daha iyi bir
teklif getirsin. Eğer Birleşmiş Milletler elini çabuk
tutmazsa, Hamas'ın, İran'dan alacağı nükleer
füzelerle İsrail'i yok etmesi yakındır!

Zaman:  Yeni Çağ'ın onikisi, Kasım ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı
Boyut:   Muranizm.

                                                  YAYINLAYAN
                                      AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                      *   *   *

Samstag, 10. November 2012

BEŞAR ESAD'A CEVAP VE AVRUPA'NIN DİKKATİNE!

BEŞAR ESAD'A CEVAP VE AVRUPA'NIN DİKKATİNE!

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, "Batılı ülkelerin Su-
riye'ye askeri bir müdahalede bulunmayı göze alamaya-
cağını" iddia etmiş.

Fakat Esad'ın bu iddiası geçersizdir. Çünkü Suriye'deki
diktatörlüğe karşı başlatılan muhalefet ve savaş, Baas
rejimi çökertilmedikçe bitmeyecektir. Muhalefetin savaşı
bitmedikçe de, diktatör Esad öldürmeye devam edecek-
tir. Bu katliamların sürmesi de, Batı'nın askerî müdahale-
sini gerekli kılacaktır.

Diktatör Esad, katliamlarına son vermediğine ve verme-
yecegine göre; Avrupa, Amerika, Türkiye ve Arap Birliği,
Suriye diktatörüne karşı yapılması gereken müdahale
için gerekli hazırlıklarına başlamalıdır. Çünkü bu müda-
haleden kaçış mümkün olmayacaktır. Diplomasi falan
bu sorunu çözmeye yetmeyecektir. Bunun için, müda-
hale ne kadar erken yapılırsa, Suriye halkının kurtuluşu
da o kadar erken ve iyi olacaktır.

Mudahale yapılmadığı takdirde Baas ordusu, muhalefeti
büyük bir katliamla bastıracak ve bitirecektir. Sonuçta
Esad'ın diktatörlüğü dimdik ayakta kalmaya devam ede-
cektir. Ama böyle bir sonuca rıza göstermek, Avrupa ve
Amerika, Türkiye ve Arabistan için mümkün değildir.

Suriye'yi terketmeyeceğini bildirmiş olan diktatör Esad
için, ülkeyi terketmenin tam vaktidir. Eğer Esad bu fırsatı
kaçırırsa, onun sonu Saddam Hüseyin'inki gibi olacak
ve Baas yöneticileri demokrasiye dönüşümü kabul et-
medikleri takdirde de, yabancı müdahale kaçınılmazdır.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onikisi, Kasım'ın ikinci haftası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Cevaplama.
Boyut:   Muranizm.

                                                               YAYINLAYAN
                                                    AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                            *   *   *