SAPIKLIKLARI KORUMAK ABD YÖNETİMİNİN GÖREVİ DEĞİLDİR!
sapkınlığı yasaklamış olan tekTANRInın adıyla
ABD, dünyadaki sapkınları, korumaya alıyormuş. Önce alttaki şu haberi okuyalım:
"Boğaziçi
provokasyonuna destek çıkıp, LGBT’lilere sahip çıkan ABD’de Başkan Biden,
imzaladığı muhtırayla; sapkınlığa karşı olanlara 'ekonomik yaptırım ve vize kısıtlaması' tehdidinde bulundu. Biden, ABD’nin dış misyonlarından, bulundukları
ülkedeki lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel ve interseksüel karşıtı
politikalarla sıkı mücadele etmelerini de istedi."
Eşcinsellik gibi sapkınlıkları ve onların faillerini koruma altına almak isteyen ABD yönetimi şu gerçekleri bilmelidir: Eşcinsellik, zina ve bunlara denk fiiller
yüce Tanrı tarafından yasaklanmıştır. Bu
yasaklar; İncil, Kur'an ve
Tevrat ile de bildirilmiş ve o yasak
fiillerin işlenmesi "sapıklık"
olarak ifade edilmiştir.
Yüce Tanrı'nın yasakladığı cinsel sapıklıkları koruma altına almak ve o sapıklıkların çoğalmasına çalışmak bir müslümanın, hıristiyanın ve yahudinin görevi olamaz. Ve
müslümanların, hıristiyanların ve yahudilerin çoğunlukta
olduğu ülke ve şehirlerde böyle bir görev olamaz ve bu
göreve hiçbir yönetim sahip çıkamaz. Sahip çıkacak olanlar ise ancak dinsizler ve din
düşmanları olabilir.
O halde bu
durumda bir ülkeyi ve dünyayı yönetenler
sınırlarını bilmek ve
ona göre adım atmak zorundadır. Bilinmesi ve korunması gereken sınır şudur: Tanrı tarafından yasaklanmış zina, eşcinsellik ve bunlara denk olabilecek sapıklıklar koruma
altına alınamaz ve o fiiller bir şahsa veya millete dayatılamaz. Ama o fiilleri işleyenlerin normal insan hakları korunur.
Hıristiyanların, müslümanların ve yahudilerin çoğunlukta
olduğu ülke ve şehirlerde bir eşcinsel, eşcinsellik fiilini açıktan uygulayamaz ve onu insanlara
dayatamaz ve bu fiilin çoğalması için çalışma yapamaz. Bunların aksini
yaptığı takdirde o şahsın
cezalanması gerekebilir, eğer konuyla ilgili bir kanun varsa. Kanun
yoksa, millet çoğunluğu böyle bir kanunun yürürlüğe girmesini isteyebilir. Bu istek de
demokratik bir haktır. Bu hak verilmediği takdirde sapkın fiilini açıktan yapmak isteyen cinsel sapkınlar saldırıya uğrayabilir. Bu saldırının olmaması için onların hakları ve sınırları bir kanunla ortaya konmalıdır.
Eğer millet çoğunluğu o sapkınların açıktan sapkınlık
yapabileceğini kabul ederse,
onlar da sapkınlığını açıktan icra edebilir. Ama millet çoğunluğu bunu kabul etmiyorsa, o sapkınlar istedikleri gibi hareket etme hakkına sahip olamazlar. Haklarını ve
hadlerini aşan sapkınlar ise cezalandırılır. Onların cezalandırılması adalettir. Bu adaleti çiğneyen ve çiğnetmek
isteyen bir ülke yönetimi suç işlemiş olur. Bu suça ise hiçbir ülke yönetimi itaat etmek zorunda değildir.
O halde
sapkınlığı koruma altına almak isteyen ve bunu dayatan ABD yönetimi
haddini bilmelidir! Eğer ABD yönetiminin
maksadı, korumak istediği sapkınların normal insan hakları ise, bunu açıklıkla
belirtmeli ve sapkınlıkla insan haklarını eşitlememelidir. Eşitledigi takdirde adaletten sapmış olur. Bu sapmaya ise hiçbir şahıs ve devlet itaat etmeye mecbur değildir ve onların cezalandırılması ise insan haklarını çiğneme olur. İnsan haklarını çiğnemek de ABD yönetiminin hakkı olamaz.
Özetleyecek
olursak; ABD'nin yeni Biden yönetimi haddini ve sınırlarını iyi
bilmeli ve o sınırları aşmamalıdır.
İmza: Mehdiyet Makamı.
Not 1:
Bütün müslüman ülkelerde cinsel sapkınların hak ve sınırları bir kanunla belirlenmeli, ABD ve
Avrupa'nın sapkınlar üzerinden bozgunculuk yapması önlenmelidir.
Not 2:
Müslümanların, hıristiyanların ve yahudilerin çoğunlukta
olduğu ülke ve şehirlerde cinsel sapıklığa karşı çıkmak, o sapkınları yargılamak değil, bir hak ve görevdir. Bu görev
yasaklanamaz ve kınanamaz.
Not 3:
Müslümanların çoğunlukta
olduğu bir ülkede cinsel
sapkınlar, sapkınlıkları için yasal serbestlik isteyemez. Ama yasal
serbestlik veren ülkelere gidebilirler.
Not 4: Bir
ülkede çoğunluğu oluşturan müslümanlar, hıristiyanlar ve yahudiler; Tanrı'nın yasakladığı fiillere serbestlik tanıyamazlar. Buna hakları yoktur. Bu haksızlığı işleyenler, Tanrı'nın kahrına uğrar.
Not 5:
Vatikan eşcinselliğe ve eşcinsellere teslim olmamalıdır. Onlara
teslim olmak, Meryem oğlu İsa'ya ihanettir. Yüce Tanrı bu ihaneti cezalandıracaktır. (Bu bildiriyi hazırladıktan bir ay sonra Papa Fransiscus:
"Eşcinselliği kutsayamayacağını"
bildirdi. Papa'yı tebrik ediyoruz.
Kiliselerde eşcinsel evlilik
uygulaması da olmamalıdır.)
Not 6: Avrupa ve ABD kanunları müslümanlara dayatılamaz.
Not 7: Zina ve eşcinsellik, gönüllü tecavüzcülüktür. Bu
tecavüzcülüğü yüce Tanrı yasaklamıştır.
Not 8: Zina
ve eşcinsellik bir hak
değildir. Hak olmadığı için de o fiillerin sahipleri kendileri için ayrıcalık
isteyemezler. Zina ve eşcinsellik için yasal serbestlik talep edemezler.
İnsan Hakları Örgütleri, sapkınları korudukları gibi, dindar hıristiyan, müslüman ve yahudileri de sapkınların ahlâksızlığından korumalı, onların haklarını
gözetmelidir. Çünkü hak ve adalet
bunu gerektiriyor.
Not 9: İnsan hakları savunuculuğu yapabilmek için hak ve adalet ve namus'un ne olduğunu çok iyi bilmek ve
onları hakkıyla uygulamak gerekiyor. Bunları bilmeyen bir ABD yönetimi insan hakları savunucusu
olamaz. Mısır zindanlarındaki 100 bin masum demokratın hakkını ve Filistinlilerin toprak haklarını savunmayan, ama
PKK ve Fetö teröristlerini ve diktatörleri koruyan ve demokrat liderleri
deviren ve Kaşıkçının katillerini cezalandıramayan bir ABD yönetiminin insan hakları savunuculuğu reddedilir. İnsan haklarını savunmak isteyen
ABD yönetimi önce hak ve adalet ve namusun gereklerine boyun eğmelidir.
Not 10: İnsanın Yaratıcısı katında zina ve eşcinsellik çok kötü ve eğri bir yoldur. Doğru yol ise namusluluktur. Namus ise:
Aileyi korumaktır. Bu koruma için de gayri meşru cinsel ilişkiyi ve eşcinselliği terketmek gerekiyor.
Not 11: Ey insanlar!
Sizi yaratan ve yaşatmakta olan yüce
Tanrı, zina ve eşcinsellik fiillerini size yasaklamıştır.
Toplumsal düzeni korumak ve insan soyunun üremesinin devamı için konmuş olan bu yasakları koruyanlar için cennet, çiğneyenler için de cehennem vardır.
Kendi isteğinizle doğmamış olan sizler, yine kendi isteğiniz
olmadan ölecek ve isteğiniz olmadan tekrar
diriltilecek ve Yaratıcı'nıza hesap
vereceksiniz. Bunlara karşı koymanız mümkün olmadığından Tanrı yasaklarını koruyanların cennete gönderilmeleri, yasakları çiğneyenlerin
de cehenneme atılmaları kesinlikle gerçekleşecektir. O halde seçiminizi çok iyi yapınız,
"kaybedenler" olmayınız. Siz bu dünyaya "kazananlar"
olmak için gönderildiniz.
Ey
insanlar, sizi tekrar uyarmak istiyoruz! Yüce Tanrı'nın öğretmesiyle kıyametin bilgisine sahibiz. Bu bilgiye
göre 2060'tan itibaren insanlığın kötü günleri başlayacak.
2080'den sonra da en kötü günleri görecekler. 2123 yılında kıyamet başlayacak. 2126 yılında kıyamet kopacak ve 2138 yılında da
dünya yıkılacak. Yani çok fazla vaktiniz kalmadı. İsterseniz
sizi yaratan Yaratıcı'ya inanıp O'na teslim olarak ebedi bir mutlu
geleceği kazanabilirsiniz.
İnkâr ve isyan
edenler için ise mutlu bir
gelecek olmayacaktır. Onlar bu
dünyada"geleceksizler"dir. Ama öte dünyada yüce Tanrı onları cehennemle karşılayacaktır. İyi bir karşılık
beklerseniz, kendi keyfinize göre değil, Tanrı'nın emir ve
isteklerine göre yaşarsınız, yaşamalısınız. Doğru yaşam budur!
Doğru yaşamı kabul etmelisiniz. Evrenin ve içindekilerinin tek
sahibi Tanrı olduğundan ve sizi O yarattığından, O'nun sizden O'nun isteklerine göre yaşamanızı istemesi O'nun
hakkıdır. O'nun, haklarını çiğneyenlere ceza, haklarını koruyanlara mükafat verecek olması, adalettir.
İmza:
Mehdiyet Makamı.
Tanrı tektir. İsa, Musa ve
Muhammed tekTanrı'nın elçisidir.
Zaman: Yeni Çağ'ın yirmibiri, Şubat ortası.
Mekan: Avrupa.
Makam: Hakka davet ve uyarı.
Boyut: Muranizm.
Yayınlayan: Avrupa Muranistleri.
*
* *