PKK TERÖRİSTLERİNİ KORUMAKTA OLAN İRAN YÖNETİMİNE UYARI!
teröristleri koruyanlardan hesap soracak olan ALLAHın adıyla
Siz İran yönetiminin, sınırlarınızda PKK teröristlerini korumakta olduğunuz, Türkiye
yönetimi tarafından çok iyi bilinmekte. "Bu teröristleri niçin
koruyorsunuz" diye size sual sormayacağız. Çünkü bu sualden
daha önemlisi, o teröristleri koruma ve barındırmanın bir suç olduğudur. Bu suçu
terketmelisiniz. Bunun için de o teröristleri sınırlarınızdan derhal
defetmelisiniz. Bunu yapmadığınız takdirde Türk ordusunun onları sınırlarınızda avlaması onun hakkı olur. Ya bu hakkı ödeyin, ya da o
teröristleri kendiniz yokedin. Bunu kabul etmediğiniz takdirde
Türk ordusunun harekete geçmesine ses çıkarma hakkınız kalmaz.
PKK teröristlerini koruma ve kollama ile belki Türkiye'ye karşı gizlediğiniz bir düşmanlığı besliyor
olabilirsiniz. Bu düşmanlığı da devletinizin "çıkarları" için (ABD gibi) uygun
görüyorsunuzdur. Peki, o koruduğunuz teröristlerin katlettiği masumların hakkı ne olacak? Allah
bunun hesabını sizden sorduğunda O'na ne cevap vereceksiniz? "Türkiye bizim düşmanımızdı" mı diyeceksiniz? Ne
diyeceksiniz? Bunun cevabını şimdi vermelisiniz! Eğer "biz
müslüman bir milletiz ve yönetimiz" diyorsanız. Eğer müslüman bir
millet ve yönetim değilseniz, bu daha fena bir durumdur. Ötedünyada iyi bir gelecek
istiyorsanız bu fena durumdan derhal çıkmalı, halinizi düzeltmelisiniz. Bu düzeltim için de hak ve
adalet ölçüleri sizin rehberiniz olmalı.
Hak ve adaletin ne olduğunu bilmiyorsanız size
anlatabiliriz.
Hak: Yaratan'ın, yaratılışın ve yaratılmışların yasasına itaattir. Onların haklarını çiğnememektir.
Adalet: Haklıya hakkını, haksıza da cezasını hakettiği kadar vermektir. Bu vermeyi yapmayan bir devlet, adaletli değildir.
Yaratan'ın yasasınca teröristlik bir suçtur. Bu suça neden engel
olmuyorsunuz? Engel olmanız gerekmez mi?
Teröristleri yakalayıp cezalandırmak, adaletin
gereği değil mi? O halde nerede sizin hak ve adaletiniz?
"Biz haklı ve adaletli bir devletiz" diyorsanız, o teröristleri
yakalayıp Türkiye'ye verin veya onların Türkiye tarafından avlanmasına engel olmayın. İkisinden birisini
seçmek durumundasınız.
ABD ve İsrail'in Afganistan'da, Irak ve Suriye'de teröristleri avlama hakkı varsa,
Türkiye'nin de Suriye, İran ve Irak'ta teröristleri avlama hakkı vardır. Bu hak çiğnenemez.
Hak ve adalete boyun eğmezseniz, devlet yönetme hakkınız kalmaz. Bu hakkınız kalmadığında da
devrilmeniz hak olur. Devrilmek istemezseniz, hak ve adalete boyun eğmelisiniz.
Haksız bir yönetimi devirmeye bizim gücümüz yetmez, ama ALLAH'ın gücü yeter.
Allah'ın gücüne karşı PKK teröristlerini korumaya devam edecek misiniz?
Teröristleri koruma ve kollama ve onları yaşatmanın zulüm olduğunu unutmuşsunuz. Size hatırlatıyoruz!
Duamız: Bütün evrenin ve içindekilerinin tek sahibi olan Allah'ımız! Terör
örgütlerine desteğini kesmeyen ülke ve devletleri terör belâsına uğrat. Terör saldırısına uğrayan masumların çektiği acıları onlara yaşat. Amin.
İmza: Mehdiyet Makamı.
Not 1: PKK terör örgütünün katlettiği 30 bin masum
insan İran'a bir kötülük yapmadı. Türkiye de bir kötülük yapmış değildir. O halde İran, sınırlarında gizlediği ve barındırdığı PKK
teröristlerini hak ve adaletin gereği olarak neden defetmiyor? Bu işlem mutlaka yapılmalıdır!
Terör örgütleri üzerinden çıkar sağlamak, acizlik ve alçaklıktır! Müslüman bir
ülkenin yönetimi bu alçaklığı kabul etmemelidir. Bu alçaklığı kabul eden ülkeler, teröre hayat vermektedir. Oysa teröre ölüm vermek
gerekir!
Not 2: ABD ve Rusya yönetimleri de PKK terör örgütüne verdikleri desteği kesmek zorundadırlar. Bu destek
kesilmediği takdirde Türkiye'ye, onların ülkelerinde terör örgütü kurma hakkı kazandırmış olurlar. Bu hakkın kullanılmasını istemeyen
ülkeler üstlerine düşen görevi yerine getirsinler.
Not 3: Birlesmiş Milletler örgütü, teröre destek veren ve çıkarları için onları kullanmakta olan
ülkeleri uyarmak zorundadır. Bu uyarıyı yapmayan ve uyarısına uymayanları cezalandırmayan bir BM,
dünya barışını çiğnemiş ve çiğnetmiş olur. Bu da onun kuruluş amacına zıt olur. Bu zıtlık da, BM'nin
kapatılmasını gerektirir.
Not 4: Terör örgütlerine destek vererek insan haklarını çiğnemekte olan AB
ve ABD ülkeleri, "insan hakları"nı kullanmaya son vermelidir. Son vermedikleri
takdirde onların insan hakları uyarıları reddedilecektir.
Not 5: ABD yönetimi, eğer Kaşıkçı'nın katlettiricisi Prens Selman'ın cezalandırılmasını sağlamazsa, kendini
"dünyanın en büyük insan hakları ihlalcisi" olarak tarihe geçirmiş olacaktır. Ayrıca Prens Selman
gibi bir katile yönetim hakkı tanımak, Kaşıkçı'ya, Suudi Arabistan halklarına ve bütün
insanlığa ihanettir. ABD yönetimi bu ihaneti kabul etmemelidir.
Not 6: Kur'anın hükmünce masum bir insanı katleden bütün insanlığı katletmiş sayılıyor. Masum Kaşıkçı'yı katlettiren
Prens Selman da bütün insanlığı katlettirmiş durumdadır. Bu durumda
olan bir kimseye ülke yönetimi vermek, Kur'anı çiğnemek ve çiğnetmektir. Kral
Selman eğer müslümansa, Kur'anı çiğnetmemelidir.
Masumların katledicisi PKK'lı teröristleri sınırlarında gizleyen İran yönetimi de,
Kur'anı çiğnemekte olduğunu görmeli, Allah'a ihanetini sonlandırmalıdır.
Artık hak geldi. Hak olmayan gitmeli ve haksızlık bitmeli.
Not 7: Bu bildiri uluslararası diplomatik platformda paylaşılmıştır.
İmza: Mehdiyet Makamı.
Allah'tan
başka ilah yoktur. Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.
Zaman: Yeni
Çağ'ın
yirmibiri, Mart başı.
Mekan: Avrupa.
Makam: Hakka dâvet ve uyarı.
Boyut: Muranizm.
Yayınlayan: Avrupa
Muranistleri.
*
* *
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen