HDP'LİLERE DUYURU VE UYARI!
zalimlerle ortaklık edenleri cezalandıracak olan ALLAHın adıyla
Bir terör
örgütünün uzantısı, ortağı, destekçisi ve emir eri olduğu için saygıyı haketmeyen
saygınsız HDP'liler!
Bildiğiniz gibi, emir eri, ortağı ve destekçisi olduğunuz PKK terör örgütü 40 yıldan beri 40 bin Türkiye vatandaşını katletmiştir. Bu katledilenlerin 10 bini polis ve
asker, 30 bini de sivil vatandaştır. Bu sivil vatandaşların da çoğunluğu Kürt'tür. Katledilen bu vatandaşlar, ölümü haketmemiş masum insanlardır. Siz saygınsız HDP'liler
ise, bu masum insanları katleden terör
örgütü PKK'ya emir erliği yaptığınız ve onun
cinayetlerine ses çıkarmadığınız için onun katliamlarına ortaklık etmekte ve çok büyük bir suç işlemektesiniz.
İşlediğiniz bu suç ile sizin de katledilmeniz bir hak
haline gelmektedir. Katledilmenizin hak haline gelmesini kabullenebilir
misiniz? Madem kabullenemezsiniz, o halde o masum insanları katleden terör örgütüyle irtibatınızı kesmeniz ve onun cinayetlerine karşı savaşmanız gerekmez
mi? Madem gerekiyor, o halde nerede sizin gayretiniz? Nerede sizin savaşınız? Daha niçin o terör örgütüyle irtibattasınız? Desteğiniz ve emir erliğiniz neden devam ediyor? Bu devamlılığınızın bir suç olduğunu bilmiyor musunuz? Suç işlediğiniz halde sizi hapse tıkmayanlardan ve partinizi
kapatmayanlardan cesaret mi alıyorsunuz?
"Bize kimse dokunamaz" mı
diyorsunuz? "Terör ve masumları katletmek
bir haktır. Biz terörü meşrulaştırdık" mı diyorsunuz? Ama bu suçlar sizin keyfinizle meşrulaştırılamaz! Yeryüzünde sizin suçlarınızı meşrulaştıracak hiçbir merci yoktur. Sizin suçlarınıza meşruiyet tanıyacak olanlar ancak zâlimler olabilir! O
zâlimler de "insan" olarak kabul edilemez. Siz "insan"
olmayı kabul ediyor
musunuz? Madem bunu kabul etmemek hayvanlık veya şeytanlık olur, o halde insanlığınızı takınmalı ve onun gereklerini yerine getirmeli değil misiniz?
Seçiminiz nedir? İnsan oluş mu, zâlim oluş mu? Eğer insan olmayı seçiyorsanız, onun gerekleri olarak masumların katliamcısı PKK terör
örgütüyle ortaklığınızı, ona desteğinizi ve emir erliğinizi kesmelisiniz. Bu kesmeyi yapmadığınız takdirde
Türkiye'de siyaset yapma ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulunma hakkınız kalmaz.
PKK'ya emir erliğinizi sonlandırmadığınız takdirde
hakkınız, hapse tıkılmak ve
partinizin de kapatılmasıdır. Şimdi istediğinizi seçebilirsiniz! Seçimde özgürsünüz. Ama suç işleme hakkınız yoktur.
Suç işleyenler cezalanır. Suçlulara ceza kesmeyen bir devlet ise,
adaletsizdir. Adaletsiz devlet ise varolmayı haketmez!
İmza: Mehdiyet Makamı.
Not 1:
Unutmayın! PKK'nın katlettiği masumların katledilişini meşru görüyorsanız, sizin katledilmeniz de meşru hale gelir. Eğer bunu kabul etmezseniz, PKK'nın yanında olmamayı da kabullenmelisiniz. Aksi halde
katliniz vacip olur! Çünkü katledilen masumların sizde
hakkı vardır. Bu hakkı devlet ödemek zorundadır. Bu zorunluk için de terör örgütüne destek verenlerin
idam edilmesi gerekir. Çünkü sizin desteğinizle yaşayan terör örgütünün, onbinlerce cinayeti
vardır. Sizin desteğiniz sürdükçe de onun katliamları devam edecektir.
Size destek
verenler ve sizinle ortaklık edenler
de ne büyük bir kötülük ve tehlike içinde olduklarını herhalde görüyorlardır...
Not 2: PKK
terör örgütüne destek vermekte olan Avrupa ve Amerika ülkeleri ne büyük bir kötülük
içinde olduklarını
görmeliler, kötülüge verdikleri desteği
kesmeliler. Ya da insan haklarına çok saygılı ve sevgili
oldukları iddiasından vazgeçmeliler.
Not 3:
Terör örgütüne destek vermekten, ona emir eri veya amir olmaktan vazgeçmiyorsanız, siz de teröristsiniz! Teröristlerin
hakkı da idamdır. Çünkü PKK teröristleri katliamcıdır. Devlet
gerekeni yapmazsa, bunu halk yapar. Anarşi istemeyen
bir devlet ve Anayasa Mahkemesi, harekete geçmek zorundadır.
Not 4: HDP
kapatılmalıdır. Çünkü onlar PKK'ya destek vermekten ve
onun emir eri olmaktan vazgeçemez. Madem vazgeçemiyor, varolma hakkı yoktur.
Kapatıldıktan sonra yeniden parti kurmalarına izin verilemez. Türkiye demokrasisi çocuk oyuncağı mıdır? Değildir elbette!
Not 5:
HDP'ye oy verenler de, masumların katliamcısı PKK'nın siyasal kolu olmaktan vazgeçmeyen HDP'ye destek vermekle zalimlere
yardım ettiklerini ve bu
yardımla katledilmiş masumların hakkını çiğneyerek kötülüğe düştüklerini görmeliler ve bu çok büyük kötülüğü terketmeliler. Eğer terketmezlerse, onların gönlünü almak gibi bir mecburiyet ve
görev olamaz. Asıl görev onlara düşüyor. O görev de: Katliamcı PKK'ya hizmet eden partiyi terketmek.
Not 6:
Kürtler, Kürt ırkçılığı yapacak ve PKK'nın emrinde
olacak bir parti kurmamalı. Onların kuracağı parti, bütün Türkiyelilere hizmet edecek
ve bunun için yarışacak bir parti olmalı. Yoksa parti kurmanın bir anlamı kalmaz. Bütün Türkiyelilere hizmet etme
amacı olmayan partiler
kendilerini kapatmalıdır.
Not 7: Ey HDP'ye oy
veren Türkiyeli Kürt vatandaşlar!
Talepleriniz varsa, bu talepleriniz hakka ve adalete dayanmalıdır. Hakka ve
adalete dayanmayan taleplerinizi terketmelisiniz. Eğer talepleriniz
hakka ve adalete dayanırsa, terör partisi HDP'den medet beklemenize gerek kalmaz. Türkiye'de
barış içinde yaşamak istiyorsak, sorunlarımızı hakka ve adalete dayanarak çözmeye çalışmalıyız. Bu çalışmayı kabul ettiğiniz takdirde Türkiye'yi silah zoruyla
bölmeye çalışan PKK terör örgütünün partisi olan HDP
ile de yollarınızı ve oylarınızı ayırmak
zorundasınız. Bu ayırmayı yaptığınızda
isterseniz hakka ve adalete dayanan bir parti kurabilirsiniz. Veya HDP'ye:
"PKK ile yollarını ayır, yoksa
sana oy veremeyiz" de diyebilirsiniz. Fakat HDP'liler, iradeleri PKK tarafından esir alınmış kimseler olduklarından, PKK ile
yollarını ayıramazlar. Eğer sizin iradeleriniz de esir alınmadıysa, PKK'nın partisinden ayrılmak zorundasınız. HDP ile
yollarınızı ve oylarınızı ayırdığınızda istediğiniz partiyi kurabilir veya başka partilere de oy verebilirsiniz. Eğer Türkiye'nin düşmanı değilseniz, hakka ve adalete dayanmayı ve bu yolda yürümeyi kabul edeceksiniz.
Türkiye'nin düşmanı olan PKK'dan kopması mümkün olmayan HDP'nin ise kapatılması kaçınılmazdır. Türkiye'nin düşmanı olan bir
partinin, Türkiye'de ve Meclisinde bulunma hakkı olamaz!
Eğer: "Biz ve partimiz HDP,
Türkiye'nin değil, yönetimin düşmanıyız" derseniz, bu da kabul edilemez. Çünkü Türkiye'yi yönetenler darbe ile değil, Türkiyeli çoğunluğun seçimiyle iktidara gelmişlerdir. Yönetime düşmanlık etmek, onları seçenlere düşmanlıktır. Onları seçenlere düşmanlık etmek ise, Türkiye'ye düşmanlıktır. Çünkü bir vatanı vatan eden, onun milletidir.
Demokrasilerde de millet çoğunluğunun kabul ettiği, razı olduğu parti iktidar olabilir. Yönetimi beğenmeyebilirsiniz. Ama ona düşmanlık etmeğe ve onu hile ve zorbalıkla düşürmeye hakkınız yoktur.
Aksi halde Türkiye'nin ve Türkiyeli çoğunluğun düşmanı olursunuz.
Bu düşmanlık olmamalı. Çünkü hak ve adalet buna izin vermez. O
halde siz de haksızlık ve adaletsizliği terketmelisiniz. Bu terketme ile
Türkiye'ye barış gelir, huzur
gelir. Siyasette demokratik yol, yolunuz olmalı. Zaten
partinizin adı da: "Halkların Demokrasi Partisi" değil mi? O halde demokratlığınızı isbatlamalı, Türkiye'yi zorla bölmek isteyen PKK'yı ve ona boyun eğenleri dışlamalısınız. Sizin doğru ve demokratik yolunuz budur. Bu yoldan
sapmamalısınız. Bu yoldan sapanları dost tutmamalı, onlarla ortak ve müttefik olmamalısınız.
Not 8:
HDP'liler, Türkiye'ye ve yönetimine karşı savaşta oldukları için PKK'nın masumları katletmesini meşru görürler. Çünkü PKK'ya hizmet etmekten başka çareleri yoktur. Çünkü PKK'nın partisidirler. Böyle bir partinin
Türkiye'de varolma hakkı olamaz. Kapatılmaları için de suçları sabit olmuştur. Çünkü PKK'nın karşısında değil, yanında ve arkasında duruyorlar.
Not 9:
PKK'nın partisi olan HDP
ile ittifak ve ortaklıktan vazgeçmeyen CHP'liler, PKK'dan rahatsız olmadıklarını
gösteriyorlar. Bu da CHP'nin; PKK, Fetö ve teröristler tarafından ele geçirildiğini isbatlıyor. Böyle bir partinin Türkiye
demokrasisinde varolma hakkı olabilir
mi? Bu partiye oy verenler acaba kimin yanındadır? Türkiye'nin mi, PKK'nın mı? Katledilen masumların mı, yoksa
teröristlerin yanında mı? Bütün Türkiyeliler olarak bunun isbatını istemek
hakkımızdır!
Not 10:
Masumların hakkını korumayan
bir devlet, devlet olamaz. Masumların hakkını korumayan
bir Avrupa ve Amerika, "uygar ülkeler" olamaz. Ancak "barbar
ülkeler" olabilir!
Not 11: Ey diktatörlerin ve teröristlerin cinayet ve
katliamlarına ses çıkarmayan insanlar! Kendinize iyi bakın. Görün kendinizi! İnsan mısınız? Sorun kendinize! Cevap verin! Öyle bir
cevap verin ki, bu cevap insanlığın baharı olsun.
Not 12: Türkiye yönetiminin dikkatine! Türkiyeli Kürt vatandaşların dil sorununu çözmek gerekiyor.
Bu çözüm için şunu öneriyoruz: Kürtlerin çoğunlukta olduğu Doğu ve Güneydoğu bögelerinde
kendi anadillerinde eğitim ve öğretim serbest olsun. Bunun yanında Türkçe'nin öğretilmesi de
zorunlu olmalı ki, Türkiye'nin diğer şehirlerine gittiklerinde dil sorunu yaşamasınlar. Onların azınlıkta olduğu şehirlerde ise öğrenim ve öğretim Türkçe olarak devam
eder. Veya ilkokulda Kürt vatandaşların çocukları mecburi Türkçe eğitim görür. Iİlkokuldan sonraki
dönemlerde ise onların kendi anadillerinde ders veren okullarda okumaya devam edebilirler.
Ama bu okullar Kürt vatandaşların çocuklarına mecbur edilemez. İsteyen aileler çocuklarını bu okullara
gönderebilirler.
Türkiye'yi zora sokmayacak daha iyi bir çözüm bulunursa o
da uygulanabilir.
Not 13: Bu
bildiri Türkiye'nin bütün siyasetçilerine iletilmelidir.
İmza: Mehdiyet Makamı.
Allah'tan
başka ilah yoktur. Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.
Zaman: Yeni
Çağ'ın
yirmibiri, Şubat sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Hakka dâvet ve uyarı.
Boyut: Muranizm.
Yayınlayan: Avrupa
Muranistleri.
*
* *
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen