AVRUPA BİRLİĞİ'NE CEMAL KAŞIKÇI MESAJI!

AVRUPA BİRLİĞİ'NE CEMAL KAŞIKÇI MESAJI!

  adâlet için çalışanları seven tekTANRInın adıyla

Sayın AB Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic,

AA muhabirinin sorusu üzerine "Suudi yetkililerin

konuya ilişkin tüm bilgileri sağlaması ve sorumluları

yargı önüne çıkarmasını bekliyoruz. Bunun Türk

yetkililerle tam iş birliği içerisinde yapılması gereki-

yor" demişsiniz.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da; "Suudi

gazeteci  Cemal Kaşıkçı cinayetinde sadece faille-

rin değil, eğer varsa azmettiricilerin de yargılanıp

cezalandırılması gerektiğini" belirtmiş.

Fakat sizlerin bu adâlete uygun istekleriniz gerçek-

leşmeyecektir. Çünkü Cemal Kaşıkçı'yı öldürten

kişi, ABD Başkanı Donald Trump'ın "müttefiği" dir.

Trump ise cinayet azmettiricisi Prens'ten vazgeç-

mek istemiyor. Çünkü o Prens, ABD'nin menfaat-

lerine çok iyi hizmet etmektedir. Böyle bir hizmet-

kârdan vazgeçilebilir mi? Elbette vazgeçilemez!

Trump'la birlikte Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve

İsrail de o Prens'ten vazgeçmek istemiyor.

Siz Avrupa Birliği ve üyeleri bu canileri koruyan it-

tifak karşısında ne yapabilirsiniz? Ancak o suçluyu

ve suçluyu koruyanları kınayabilir ve bir de silah sa-

tışını durdurabilirsiniz.Ama o suçluyu koruyan ABD'

ye ve müttefiklerine savaş açamazsınız. Rusya ve

Çin de savaş açamaz. Hatta Suudi Arabistan yöne-

timi veya ABD sizin önemli bir diplomatınızı öldürt-

se bile onlara savaş açamazsınız. Rusya ve Çin

de, ABD tarafından kıymetli bir diplomatları öldürül-

se dahi cinayet işleten ülkeye savaş açamazlar.

Cinayet işleten ülkeye karşı savaş açacak güç ve

cesaretiniz yoksa, cinayete kurban giden kişinin

hakkını alamayacak ve adâleti sağlayamayacaksı-

nız demektir. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı için de

olacak olan budur!

Cemal Kaşıkçı'nın katilleri ve azmettiricisi bellidir.

Onlar da, Suudi Arabistan devletinin memurlarıdır.

O memurlar da, Prens M. bin Selman'ın en yakın

ve en güvenilir adamlarıdır. Bu adamların Prens'

ten izinsiz hareket etmeleri asla mümkün değildir.

(Eğer o adamlar Prens'ten izinsiz cinayet işleye-

biliyorlarsa, o Prens bir hiçtir! Azledilmesi gerekir.)

Hem o adamlar Cemal Kaşıkçı'yı bir ormanda de-

ğil, Suudi devletinin İstanbul Konsolosluğu'nda kat-

lettiler. Bir katliam konsoloslukta işleniyorsa, o kat-

liam resmiyet kazanır. Resmî bir katliam da ülke

yönetiminin izni olmadan yapılamaz!

Dolayısıyla bu cinayetin işlenmesini isteyen devlet

yöneticisinin cezâlandırılması, (eğer yöneticinin iz-

niyle olmadıysa, yönetici, adamlarına hâkim olama-

dığı için o yöneticinin yönetimden uzaklaştırılması)

gerekiyor. Fakat bu cezâlandırma veya uzaklaştır-

ma gerçekleşmeyecektir. Çünkü ABD yönetimi bu-

na izin veremez. İzin veremeyeceği için de cinayet

azmettiricisi korunacaktır. Azmettiriciyi korumak için

de tiyatrotik bir yargılama yapılacak ve bir kaç kur-

ban bulunup adâletin önüne atılacak ve asıl suçlular

kurtarılacaktır.

Eğer Suudi Prensi Selman: "Ben bu cinayette suç-

suzum. Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi için kimse-

ye emir vermedim. Benim adamlarım bu cinayeti

kendi keyflerine uyarak işlemişlerdir" diyorsa, bu-

nun kanıtı olarak cinayetin işlenmesinde birbirine

yardım etmiş olan o 20-25 devlet memurunun ce-

zâlandırılmasını sağlamalı ve "bundan sonra hiçbir

muhalifin öldürülmesine izin vermeyeceğim, hapse-

dilmiş muhalifleri de derhal serbest bırakacağım,

ifade özgürlüğünü katletmeyeceğim" demeli ve

Kral'a, Suudi halklarına ve İnsanlığa söz vermelidir.

Eğer Prens Selman bu sözü vermiyorsa, Amerika

birleşik Devletleri yönetimi Selman'la olan ilişiğini

kesmeli. Kesmediği takdirde ABD yönetimi ve o-

nun Başkanı Trump, Cemal Kaşıkçı cinayetinin az-

mettiricisinin azmettiricisi olacaktır.

Prens Selman'ın iktidardan düşmesini istemeyen

ABD yönetimi, Selman'dan gereken sözü almak

zorundadır.

İmza: Mehdiyet Makamı.

Not 1: Suudi Arabistan'ı yönetenler eğer devletleri-

nin; "cinayet işleyen ve işleten bir devlet" damga-

sıyla damgalanmasını istemezlerse, Kaşıkçı'yı öl-

dürenleri ve onlara emir vereni ciddî şekilde cezâ-

landırmalıdırlar. Bu cezâlandırmada Prens Selman'

ın "emir veren kişi" olmadığı iddia ediliyorsa, cina-

yeti işleyen adamlarına sahip çıkamadığı için Pren-

sin yönetimden azledilmesi gerekir. Bu azledilme,

Prens Selman'ın hakkıdır. Haklıya hakkını vermek

de, adâletin ve adâletin birinci şıkkının gereğidir. A-

dâletin ikinci şıkkı olan "suçluya cezâsını vermek"in

gereği olarak da Cemal Kaşıkçı'yı katletmiş olan

Prens Selman'ın 20-25 adamının cezâlandırılması

gerekiyor. Suudi Arabistan Devleti, "adâletli bir dev-

let" olduğunu bütün dünyaya göstermek zorundadır.

Eğer Suudi Arabistan Devleti "İslâmî" bir devletse,

bu zorunluk iki katına çıkar.

Not 2: Ortadoğu'da devlet ve millet yönetmek iste-

yenler, adâleti bilmeli ve adâletli olmalıdır. Adâletli

olamayacak olanlar ise yönetimden uzak durmalı-

dır. Bilmek isteyenler için adâletli olmak şudur:

Adâletli olmak: Haklıya hakkını, suçluya cezâsını

hak ettikleri kadar vermektir. Bu ilkeye göre; bir kim-

seyi haksızlıkla öldüren öldürülür, ancak katilin suç-

luluk oranı yüzde yüzün altındaysa, o kişiye idam

değil, hapis cezası verilir. Haksızlıkla yaralayan ya-

ralanır; bu yaralanmayı hapis veya para cezâsına

çevirmek veya affetmek de mümkündür. Hırsızın

ise (bu zamanın şartlarına göre) eli kesilmez. Hır-

sız ancak çaldığı malın değeri kadar cezâlanır. Ya-

ni adâletin gereği olarak küçük hırsızlığa küçük ce-

zâ, büyük hırsızlığa büyük cezâ. Bu cezâ da, hapis

veya para cezâsı olabilir. Mal sahibi affederse, ce-

zâdan vazgeçilir. Yine adâletin gereği olarak suçu

kim işlemişse, cezâyı da o çeker. Hükümler şartla-

ra göre değişir. Suç işleyen sevdiklerini adâletten

kaçırmamalı ve doğru şahitlikten kaçmamalısın.

Kanun koymadan ve uyarı yapmadan suç olmaz,

cezâ kesilmez. Hak ve adâlete uymayan kanun

maddeleri reddedilir. Yargısız infaz haramdır. Yani;

suçlunun suçunun delillendirilmesi, suç isnad ede-

nin şahitli olması ve bir hâkim karşısında yargılama

yapılması gerekir. Bu yargılama olmadan suçlu ka-

bul edilen kişi cezâlandırılamaz. Ayrıca suçlunun

kendini savunma hakkı da olmalıdır. Bu hak veril-

meden ve gerekli yargılama yapılmadan suçlu ol-

duğu iddia edilen kişiyi cezâlandırmak veya öldür-

mek, adâletsizliktir. Bu adâlet ilkeleri Kur'anda da

bulunmaktadır.

Not 3: Cemal Kaşıkçı'yı öldürmeyi ve öldürtmeyi

başaranlar, cinayetlerini gizlemeyi başaramadılar.

Allah onların suçunu ortaya döktü ve onları perişan

etti!

Not 4: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda

paylaşılmıştır.

                                 Tanrı tektir.

   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onsekizi, Kasım'ın ikinci

haftası.

Mekan:  Avrupa.

Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.

Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN

                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ

                                       *   *   *