Donnerstag, 31. August 2017

KUZEY KORE İLE ABD ARASINDAKİ FARK!



   KUZEY KORE İLE ABD ARASINDAKİ FARK!

              kapalılıkları açan, düğümleri çözen
                        yüce TANRInın adıyla


Kuzey Kore ile Amerika Birleşik Devletleri arasında
çok büyük bir fark var. O fark da şudur: Kuzey Kore,
Japonya sularına varacak bir füze fırlatarak "blöf
yapmadığını" gösterebilirken, ABD, Kuzey Kore
sınırlarına ulaşacak bir füze fırlatarak "ciddiyetini"
gösteremiyor. ABD sadece tehditler savurabiliyor.

Şimdi, ciddiyetini gösteremeyen bir ABD karşısın-
da Güney Kore ve Japonya ve de Avrupa, ABD'ye
nasıl güvensin? Ciddiyetini gösteremeyen bir ABD
hiç onların koruyucusu olabilir mi?

Bu durum karşısında Güney Kore ve Japonya, Ku-
zey Kore'nin onlara saldırmaması karşılığında ABD
ile olan bütün ilişkilerini keseceğini Kuzey Kore'ye
bildirerek ondan eman dileyip, güvenliğini garantiye
almaya çalışmalı veya yüce Tanrı'ya sığınarak ko-
runma sağlamalıdır. Çünkü karşılarında onları koru-
yabilecek "ciddi" bir ABD bulunmuyor!

Evet, nükleer silahsız Irak'a saldırırken ABD gayet
cesurdu! Ama nükleer silahlıçücük bir diktatör-
lük karşısında ABD aynı cesareti gösteremiyor.
Böyle bir ABD, güneyli Kore'yi ve ordusuz Japon-
ya'yı nasıl koruyacak? Hele Avrupa'nın korunması
ne olacak? Avrupalıların şimdiden başlarının çare-
lerine bakmaları gerekir. Türkiye de, NATO'ya pek
güvenmemelidir.

İsterlerse, Güney Kore ve Japonya; Rusya ve Çin'i
"yeni müttefik" ilân edebilirler.

Bakalım, dev mi cüceyi, yoksa cüce mi devi alt e-
debilecek? Çünkü cüce barış istemiyor!

İmza: Mehdiyet Makamı.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın onyedisi, Ağustos sonu.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *





Montag, 28. August 2017

AVRUPA YÖNETİMLERİNE İSLAMİYETLE İLGİLİ UYARI!



                  AVRUPA YÖNETİMLERİNE
                 İSLAMİYETLE İLGİLİ UYARI!

                (Bu bildiride ABD'ye mesaj var.)

          acıyarak yaşatan yüce TANRInın adıyla


Avrupa'da meydana gelen terör olayları karşısında
bazı Avrupalı sanatçı, siyasetci, medyacı ve aydın-
ların, ülkelerindeki terörün sorumlusu olarak İslâmi-
yeti gösterdiklerini ve onu karalamaya çalıştıklarını
görüyoruz.

Ülkelerindeki terör karşısında İslâmiyet'i suçlu, so-
rumlu ve sorunlu olarak gören ve göstermeye ça-
lışan Avrupalı sanatçılar, siyasetçiler, medyacılar
ve aydınlar şunu kesinlkle bilmeli ki, karşınızda:
"Kötülüklerin gizlisini de açığını da terkedin" diyen
bir İslâmiyet var. İslâmiyet'in birinci kaynağı Kur'an
da, sizin suçlamalarınızı içindeki âyetler sayısınca
reddeder! Ya Kur'anı dikkatlice ve insaniyetlice o-
kuyun ve ondan sonra konuşun, ya da suçlamaları-
nızı terkedin. İslâmiyet'i terörle ilişkilendirmeniz,
çok büyük bir hata, çok büyük bir haksızlık ve çok
büyük bir zulümdür! Eğer birazcık insaniyetliğiniz
varsa, bu zulümden vazgeçersiniz. Zulmünden vaz
geçmeyenlerin ise, yüce Tanrı'ya verecekleri bir
hesap vardır. Bu hesap sorulduğunda ne diyecek-
siniz? Cevabınız hazır mı?

Sizleri erkek menisi gibi bir damla sudan yaratan
eşsiz Yaratıcı, siz öldükten sonra kalça kemiğiniz-
deki gizli tohumdan sizi tekrar yaratabilir ve yara-
tacaktır ve buna dair verdiği bir söz vardır. Yani
tekrar diriltilmeniz kaçınılmazdır. Sizi tekrar dirilte-
bilecek Yaratıcı, sizden hesap sormayı da bilir ve
bilecektir. Bunda hiç şüphe yoktur! Çünkü ölümü
öldürmeniz mümkün değildir. Doğumunuzu durdu-
ramadığınız gibi, tekrar diriltilecek olmanızı da dur-
duramazsınız. Demektir ki, evrenin sahibi tek Tanrı'
nıza hesap vermeniz mutlaka gerçekleşecektir. Bu
hesapla karşılaşmadan önce yüce Tanrı'ya karşı
sorumluluklarınızı bilmeli, öğrenmeli ve gerekeni
uygulamalısınız. Tabii O'nun sizi mükâfatlandırma-
sını isterseniz. Mükâfatlandırılacak bir inancı ve ça-
lışması olmayanlara ise ancak cezâlandırma vardır.
Çünkü yüce Tanrı bununla ilgili olarak gerekli uyarı-
larını yaptığı kitaplarını göndermiştir. Son olarak da
Kur'anı göndermiştir ve ortadadır. Gerçek İncil ve
Tevrat'ı da Kur'anda bulabilirsiniz. O halde hiç vakit
geçirmeden yeryüzündeki insanlık vazifelerinizi ve
sizi yaratan ve yaşatmakta olan tek Tanrı'nıza karşı
sorumluluklarınızı bu Kitap'tan öğrenmelisiniz.

Öğrenmelisiniz, çünkü bu evreni ve içindekileri siz
yaratmadınız. Onları siz yaşatmıyorsunuz ve siz yö-
netmiyorsunuz. Çünkü buna gücünüz, bilginiz ve
ömrünüz yetmez. "Âciz" olduğunuzu ve bir "yaşa-
tık" olduğunuzu görebiliyor musunuz? Madem âciz-
siniz ve bir yaşatıksınız ve madem evrenin ve için-
dekilerin sahibi olmanız mümkün değildir, o halde
evrenin gerçek sahibi yüce Tanrı'nızı tanımak zo-
rundasınız. Çünkü O'nun yarattığı ve yönettiği bir
evrende keyfinizce yaşayamazsınız. Suriyeli mülte-
ciler sizin evinize ve çiftliğinize izinsizce girseler ve
kendi keyflerince yani sizi takmadan, hesap verme-
den ve sorumsuzca yaşamaya başlasalar ne yapar-
sınız? Onları derhal polis zoruyla attırmaz mısınız?
(Suriyeli mültecilere neler yaptığınızı bütün dünya
görmektedir.) Attırırsınız değil mi? O halde sizler
de yüce Tanrı tarafından yeryüzünden attırılmaya-
cak insanlar haline gelmelisiniz. Gelmelisiniz ki, yü-
ce Tanrı size acısın, sizi kendine dost yapsın ve
bu şekilde öte dünyada güzel bir mükâfatla karşıla-
şabilesiniz. Güzel ve ebedî bir gelecek elde edebi-
lesiniz. Var mısınız insanlığa ve insanlaşmaya? E-
ğer bu dâveti kabul etmezseniz, yüce Tanrı karşı-
sında "mânevî terörist"ler hâline gelirsiniz. Yüce
Tanrı da böyle teröristleri ancak cehennemine atar.
İşte bütün mesele o cehenneme atılmamaktır.

Artık gerçeği görecek misiniz? Onu kabul edecek
misiniz? Eğer kabul etmezseniz, insaniyetten çıkar-
sınız. Bu çıkış sizi bitki, hayvan veya şeytan seviye-
sine düşürür. İşte bu düşüşü kabul etmemelisiniz!

Şimdi konunun dünyevî ve siyasal çok önemli bö-
lümüne gelebiliriz ve geldik.

Herşeyden önce İslâmiyette sorun yoktur. Sorun
ancak, onu anlamada veya anlamak istememede
veya yanlış uygulamada olabilir. Onun yanlış anla-
şılma konusunu İslâm bilginleri halledebilir. İslâm
bilginlerinin halledemediklerini Allah'ın gerçek Meh-
disi Mehmed Nur'an halleder. Yanlış anlama ve uy-
gulama sorununu da, yine Allah'ın Mehdisi, anlayış-
ta yapacağı yenileşme ile bu sorunu çözebilir ve
tek ve gerçek tanrı Allah'ın yardımıyla çözmeye
çalışmaktadır.

Fakat onun bu çalışmasının Ortadoğu'da uygulana-
bilmesi için Ortadoğu ülkelerinde siyasal düzenin
düzelmesi, bu düzelme için de, oralardaki kaos ve
savaşların sona ermesi gerekiyor. Çünkü bu halde
çocukların ve gençlerin doğru bir dinî ve dünyevî
eğitimden geçmeleri mümkün değildir. Bu müm-
künsüzlük de, o ülkelerde terör üretmektedir.

Dolayısıyla bu sorunun çözümü için, kaos yarat-
makta olan Amerika Birleşik Devletleri'nin Ortado-
ğu'yu terketmesi gerekiyor. Bu terketme gerçekleş-
mediği müddetçe Ortadoğu terör üretmeye devam
edecektir. Bu bölgede üreyen terör de, Avrupa'daki
taraftar ve sempatizanlarını ayartmaya çalışacak ve
onları istediği gibi kullanabilecektir ve kullanmakta-
dır.

Eğer Avrupalı siyasiler ülkelerindeki terörün ger-
çekten son bulmasını istiyorlarsa, ABD'yi Ortado-
ğu'dan çıkarsınlar. Eğer isterse, 27 Avrupa Birliği
üyesi ülke anlaşarak ve birleşerek bu çıkarmayı ya-
pabilir. Bütün mesele, ABD'nin karşısına çıkabil-
mek ve rest çekebilmektir. Bu resti çekebilmek için
de büyük AB ülkeleri Meksika'da veya Latin Ameri-
ka ülkelerinde üsler kurarak ABD'ye çok yakın ola-
bilirler ve onu istedikleri zaman vurabilirler. Tabii bu
da, bir savaşı kaçınılmaz kılabilir. Bu durumda pek
çok Avrupalı ölecek demektir. Eğer Avrupa siyasi-
leri çok ölüm olmasın isterlerse, az ölüm getiren
teröre rıza gösterebilirler ve ona alışmaya çalışa-
bilirler. Eğer "bir tek Avrupalının canı, bütün Avru-
palıların canı kadar kıymetlidir" derseniz, bu takdir-
de Ortadoğu'da terör üreticisi olan ABD'ye savaş
açmanız şart olur.

(Bu bildirimizden sonra ABD yönetimi, Avrupalıları
daha fazla kızdırmamak için muhtemelen IŞİD te-
rörünü Avrupa üzerinden çekecek ve Avrupa'ya
karşı operasyonlarını başka kılık içinde yürütecek-
tir.)

ABD'li siyasilere söylenecek sözler de var tabii.
ABD Ortadoğu'dan artık çıkmalıdır. Çünkü ABD,
Ortadoğu'ya normal bir düzen değil, kaos getiriyor.
Bizler, "ABD Ortadoğu'ya demokrasi getirecek" di-
ye çok seviniyorduk. Demokrasinin gelmesi için on
beş yıl bekledik. Ama bir türlü demokrasi gelmiyor-
du. Üstelik demokrasi getirmeye çalışan Arap siya-
setçileri de deviriyordu. 2001'deki terör olayından
15 yıl sonra öğrendik ki, ABD'nin demokrasi getir-
mek gibi bir niyeti yokmuş. Asıl niyeti, Ortadoğu
ülkelerini parçalayarak İsrail karşısında etkisiz hâ-
le getirmekmiş. Bu da tabii onun dünya liderliğini
kolaylaştıracak ve uzun süre ayakta kalmasını sağ-
layacaktı.

(Dünyadaki siyasal düzenin bozulmaması ve daha
kötülerin eline geçmemesi için ABD dünya liderliği-
nin 15 yıl daha sürmesini istiyorduk. Fakat onun bu
lânetlik planı karşısında şimdi biz, ABD'nin dünya
liderliğinin devamını nasıl isteyebiliriz? Dünya siya-
sal düzeni bozulursa bozulsun! Bozulan düzenin ar-
kasından yeni ve daha iyi bir düzen gelebilir. Bizce;
ABD'nin çıkarlarına dayalı eskimiş düzen artık git-
meli, onun yerine "haklı, adâletli ve namuslu dü-
zen" gelmelidir. Çünkü ABD, gelmesinden korktu-
ğumuz "daha kötü"den daha kötü hâle gelmiştir. Bu
daha kötüden daha kötüye daha fazla tahammül e-
dilemez!)

İşte bu lânetlik planı tam gerçekleştirebilmek için
ABD'yi yönetenleri yönetenler, Obama'ya (Avrupa'
nın büyük devletlerinin desteğini vererek) Türkiye'
de 15 Temmuz darbesini yaptırdılar. Fakat Türki-
yeli demokratlar canlarını feda ederek bu darbeye
geçit vermediler. Eğer bu darbe gerçekleşmiş ol-
saydı, Türkiye'yi parçalayacaklardı. Bu parçalama
ile de Ortadoğu'ya tam egemen olacaklardı. Bun-
dan sonra İran'ı parçalamak daha kolay olacaktı.
Fakat yüce Tanrı buna izin vermedi.

Şimdi ABD'yi yönetenleri yönetenler, İsrail için çok
büyük bir tehlike olarak gördükleri Pakistan'ı parça-
lamak istemektedirler. Çünkü Pakistan'ın nükleer
silahı var. Bu silahlar, İsrail'i yok edebilir. Bu sebep-
le ABD'li siyasetçiler, Pakistan'ı parçalamak ve elin-
deki silahları almaktan başka çare görmemektedir-
ler. Artık Pakistanlı siyasetçiler ve Pakistan halkı,
ABD'den gelecek tuzak ve saldırılara karşı çok dik-
katli olmalıdır.

Ama ABD'den gelecek saldırılara karşı Müslüman
Dünya da sessiz kalmayacaktır. ABD Pakistan'dan
uzak durmalıdır. Eğer uzak durmazsa, "Müslüman
Savaşçılar" harekete geçmek zorunda kalırlar ve
ABD'nin Ortadoğu'daki bütün üslerini aralarında
anlaşarak bir gecede imha edebilirler. Eğer ABD
çok büyük zararlara uğramak istemiyorsa, Pakis-
tan'dan uzak dursun ve en iyisi, Ortadoğu'yu ter-
ketsin. ABD, Ortadoğu ülkelerinde ancak demok-
rasiyi yerleştirmek için var olabilirdi. Ama görülmüş-
tür ki, ABD'nin böyle iyi bir niyeti yoktur. Bu kötü ni-
yetini de Mısır'da demokrasiyi devirerek, Suriye'de
Beşar Esad'ı devirmeyip katliamlarını seyrederek
ve Türkiye demokrasisine sahte mehdi Fetullah
Gülen aracılığıyla darbe vurdurarak göstermiştir.
O halde kötü niyetli ABD'nin Ortadoğu'da kalma
sebebi de yoktur!

Irak'ı, Suriye'yi, Libya'yı ve daha başka yerleri par-
çalamış olan ABD'ye bundan sonra başka ülkeleri
de parçalama izni ve fırsatı verilmeyecektir. Orta-
doğu ülkelerini parçalamakta ısrarlı olan ABD, bu
lânetli planından vazgeçip evine dönmeli ve bu böl-
gede yaptığı trilyonlarca dolarlık harcamayı Ameri-
ka'nın yenilenmesine ve fakir halkın kalkındırılma-
sına çevirmelidir. Bunun için gerekirse dünya lider-
liğinden de vazgeçebilmelidir. Ortadoğu artık Müs-
lüman Dünya'ya bırakılmalıdır. Eğer İsrail Filistinli-
lere olan toprak borcunu öderse, onun için de so-
run kalmaz ve varlığını devam ettirir. Borcunu öde-
diği ve bozgunculuk yapmadığı takdirde ona yar-
dım eder ve onu koruruz. Ama borcunu ödemezse,
İsrail devleti varlığını en kısa zamanda kaybede-
cektir. Onu ABD bile kurtaramayacaktır!

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Avrupalı sanatçılara, siyasetçilere, medyacı-
lara, aydınlara ve halklara uyarı! Sizin ülkenizde bir
öğretmen bir öğrencisine tecavüz ettiğinde veya
bir polis cinayet işlediğinde bütün öğretmenleri ve
polisleri cezâlandırır mısınız, bütün okulları ve em-
niyet teşkilâtını kapatır mısınız? Veya dini hıristiyan
olan bir kimse terör suçu işlediğinde hıristiyanlığa
ve hıristiyanlara savaş açar mısınız? Madem ki ce-
vabınız "hayır"dır, o halde İslâmiyet'e ve müslü-
manlara karşı da adâletli olunuz. Tabii barış istiyor-
sanız!

Ama barışı istemelisiniz. Çünkü müslümanları
"terörist" sayarsanız, düşmanınızı büyütmüş o-
lursunuz. Siz birbuçuk teröristle başedemezken
birbuçuk milyar "terörist(!)"le nal başedeceksi-
niz? Hem 320 milyonluk terör üreticisi gerçek düş-
man ABD dururken, 1,5 milyarlık gerçek olmayan
şmana yönelmek allılık mı? Sayısı daha az o-
lana yönelmek akıllılık değil mi? 500 milyonluk Av-
rupa, 320 milyonluk Amerika Birleşik Devletlerini
yenemez mi? Elbette yenebilir! Tabii elinizde nük-
leer silah varsa veya onların nükleer füzelerini etki-
siz hâle getirebilecek casuslarınız bulunuyorsa. A-
ma bunun için Almanya'nızı önce 70 bin ABD as-
kerinden ve 180 üssünden temizlemeniz ve kendi-
nizi özgürleştirmeniz gerekiyor. Yoksa zafer kaza-
namazsınız.

(Eğer Ortadoğu'da savaşta olan ABD yönetimi:
"Biz Avrupa'yla savaşmak istemiyoruz" derse, Orta-
doğu'yu terkedecek ve bu terkedişle oradaki terör
üretimine son verip, Avrupa'yı terörden kurtaracak-
tır.)

Not 2: Pakistan yönetimine uyarı! Ülkenizin nükleer
gücü, İsrail için tehlike olarak görüldüğünden ABD
yönetimi, Hindistan'ı kullanarak nükleer saldırıda
bulunabilir. Çünkü ABD yönetimi elinizdeki nükleer
silahların varlığına daha fazla tahammül edemez.
Bu sebeple onları ya elinizden alacak, ya da yok et-
meye çalışacaktır. Bunun bir yolu da, ülkenize nük-
leer saldırıda bulunmaktır. Artık bütün Pakistan hal-
kı ve Müslüman Dünya, ABD'ye karşı uyanık olma-
lıdır!

(Eğer ABD Pakistan'a nükleer bir saldırıda bulunur-
sa veya başka bir kötülük yaparsa, İran İsrail'e sal-
dırmak zorunda kalır. Çünkü bu saldırıyı yapmazsa,
sıra ona gelecek ve ABD ile İsrail, İran'a mutlaka
saldıracak ve onu parçalamaya çalışacaktır.)

Not 3: Avrupalı siyasetçilere uyarı! IŞİD terör örgü-
tünü kuran ABD olduğu için, onu kullanan da odur.
Dolayısıyla ABD'nin izni olmadan, IŞİD ülkeleriniz-
de terör eyleminde bulunamaz. Şunu kendinize so-
rarsanız, gerçeği görürsünüz: "IŞİD, El-Kaide'nin
ABD'de gerçekleştirdiği (daha doğrusu biz böyle
olduğunu sanıyor olabiliriz) eylemin benzerini niçin
gerçekleştirmiyor, niçin İsrail'e büyük bir saldırıda
bulunmuyor? Çünkü köpek sahibini ısırmaz. Çünkü
IŞİD, ABD'nin kullanımı altındadır. Çünkü (Trump'
un kendi ağzıyla söylediği gibi): "IŞİD'i Obama ve
Clinton kurmuştur" veya kurdurmuştur. Hem IŞİD,
müslümanlar ile birlikte ve müslümanlar için değil,
müslümanlara karşı savaşmaktadır, onlarışman
olarak görmektedir. Bu gerçeği de mi görmeyecek-
siniz? O halde onun bazı İslâmî motifleri kullanma-
sı ve "müslüman" görüntüsü sizi aldatmamalı ve
yanıltmamalıdır. Çünkü IŞİD'in yüzde doksanı,
ABD'nin kontrolü ve kullanımı altındadır. Çünkü
onun kurucusu ve kurdurucusu O'dur! "ABD'nin Su-
riye ve Irak'ta IŞİD'e karşı savaşıyormuş görüntü-
sü"ne de aldanmayın. Çünkü bu savaş, düzmece
bir savaştır. Yani köpek sahibinin köpeğiyle oynaş-
masıdır.

Not 4: Filistin yönetimine uyarı! 1967 sınırlarına ait
İsrail'de olan yüzde yirmiikilik toprak hakkınızın de-
ğerini hesaplayın. Sonra bu hesap üzerinden her
yıl İsrail'e yüzde onluk bir cezâ yükleyin. Çünkü İs-
rail, size olan toprak borcunu ödemediği için size
her yıl borçlanmaktadır. Borçlarını ödemesi için
Müslüman Dünya'nın en yüksek makamı olan
"Mehdiyet Makamı"ndan ona verilen süre, 2016 A-
ralık sonunda doldu. Bu tarihten itibaren İsrail'den
her yıl yüzde onluk bir cezâ bedeli talep etmelisi-
niz. Eğer İsrail borçlarını ödememeye devam e-
derse, bu cezâ borçları yüzünden topraklarını azar
azar kaybedecektir. Tabii bundan önce Müslüman
Savaşçılar İsrail devletine son vermezlerse. Yüzde
yirmiikilik toprak borcunu ödememekte direten İsra-
il, borcu dışındaki topraklardan her yıl yüzde on
kaybetmektedir. Bu kaybetme, 2016 Aralık sonu'n-
dan itibaren başlamıştır. Bu başlangıçla birlikte
Müslüman Dünya, İsrail'e savaş açma hakkı da
kazanmıştır. Bu sebeple Müslüman Savaşçılar İs-
rail'e her an saldırabileceklerdir. Niçin saldıracak-
lardır? Filistin'in işgal altında bulunan topraklarını
İsrail'den kurtarabilmek için! Bu savaş, meşru bir
savaştır, haklı bir savaştır!

Not 5: Müslüman Dünya'ya uyarı! Şimdiye kadar
kendilerine "radikal" denen müslümanlar, Kur'an'
dan kendi hallerine uygun âyetler seçip, onları ken-
di keyf ve isteklerine göre yorumlayarak "orta yol"
dan sapıyorlardı. Bunların karşısında kendilerine
"ılımlı" denen müslümanlar da, radikallerin bayrak
laştırdığı âyetlerin karşısına başka âyetler çıkarıp
onları ikna etmeye çalışıyor, belki İslâmiyeti pasif-
leştirerek aşırılığın aşağısına düşüyorlar ve istika-
meti kaybediyorlardı. Ama bugünden itibaren
"radikal İslâm", "ılımlı İslâm" dönemi bitmiştir; "aslî
İslâm" dönemi başlamıştır. Aslî İslâm'da Kur'an â-
yetlerine, İslâm'ın aslı ve esası olan Hak ve Adâlet
esas alınarak bakılır ve ona göre çalışma yapılır.
İslâm'ın esasında Hak ve Adâlet'le birlikte Namus,
İbadet, ahlâk ve İyilikçilik de vardır. Bu esaslar te-
mel alınmadan Kur'an yorumlanmaz. Her âyet de
yorum gerektirmez, belki açıklama gerektirir.

Ey dünyadaki tüm müslümanlar! Ey Allah'a teslim
olmuş inançlılar! Mehdiniz gelmiş ve 2001 Kasım'
ından beri görev başındadır. İsmi: Mehmed Nur'an'
dır. Gerçek Mehdiniz Mehmed Nur'an, Allah'tan
bilgi, ışık ve elçilik almıştır. Onun elçiliği, İslâmî an-
layışı yenilemekle ilgilidir. Yoksa yeni bir din getir-
mekle ilgili değildir. Çünkü yeni bir dine ihtiyaç yok-
tur. Din, Islâmiyetle tamamlanmıştır. Bu sebeple
"Allah'a teslim oluş dini"nden başka din aramama-
lısınız.

Ey Allah'a teslim olmuş inançlılar! Şeytanla ve te-
röristlerle işbirliği yapmakta olan sahte mehdi ya-
kında ölecek ve Donald Trump onun cenaze töre-
ninde bulunacaktır. Sahte mehdinin ölümüyle onun
bütün esirleri özgürlüklerine kavuşacaktır. Çünkü
sahte mehdilerin bağlıları değil, esirleri olur.

Hak geldi, bâtıl gidecektir! Yardımcıların en iyisi
Allah, hepinizin yardımcısı olsun! Kurban bayramı-
nız kutlu olsun! Allah, iyilik dualarınızı kabul etsin!

Not 6: İnsanlığa hizmet etmek isteyenler bu bildiri-
mizi Avrupa ve Amerika halklarına iletmeye çalış-
malıdır. Çünkü İsrail Lobisi'nin elinde olan Avrupa
ve Amerika medyası, gerçekleri, Avrupalı ve Ame-
rikalılardan gizlemektedir.


                                 Tanrı tektir.
   İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.


Zaman:  Yeni Çağ'ın onyedisi, Ağustos sonu.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *