AVRUPA YÖNETİMLERİNE
İSLAMİYETLE İLGİLİ UYARI!
(Bu bildiride ABD'ye mesaj
var.)
acıyarak yaşatan yüce TANRInın adıyla
Avrupa'da
meydana gelen terör olayları karşısında
bazı Avrupalı sanatçı, siyasetci, medyacı ve aydın-
ların, ülkelerindeki terörün sorumlusu
olarak İslâmi-
yeti
gösterdiklerini ve onu karalamaya çalıştıklarını
görüyoruz.
Ülkelerindeki
terör karşısında İslâmiyet'i suçlu, so-
rumlu ve
sorunlu olarak gören ve göstermeye ça-
lışan Avrupalı sanatçılar, siyasetçiler, medyacılar
ve aydınlar şunu kesinlkle bilmeli ki, karşınızda:
"Kötülüklerin
gizlisini de açığını
da terkedin" diyen
bir İslâmiyet var. İslâmiyet'in birinci kaynağı Kur'an
da, sizin
suçlamalarınızı içindeki âyetler sayısınca
reddeder!
Ya Kur'anı
dikkatlice ve insaniyetlice o-
kuyun ve
ondan sonra konuşun,
ya da suçlamaları-
nızı terkedin. İslâmiyet'i terörle ilişkilendirmeniz,
çok
büyük bir hata, çok
büyük bir haksızlık ve çok
büyük bir
zulümdür! Eğer
birazcık
insaniyetliğiniz
varsa, bu
zulümden vazgeçersiniz.
Zulmünden vaz
geçmeyenlerin ise, yüce Tanrı'ya verecekleri bir
hesap
vardır.
Bu hesap sorulduğunda
ne diyecek-
siniz?
Cevabınız hazır mı?
Sizleri
erkek menisi gibi bir damla sudan yaratan
eşsiz Yaratıcı, siz öldükten sonra kalça kemiğiniz-
deki
gizli tohumdan sizi tekrar yaratabilir ve yara-
tacaktır ve buna dair verdiği bir söz vardır. Yani
tekrar
diriltilmeniz kaçınılmazdır. Sizi tekrar dirilte-
bilecek
Yaratıcı, sizden hesap sormayı da bilir ve
bilecektir.
Bunda hiç şüphe
yoktur! Çünkü
ölümü
öldürmeniz
mümkün değildir.
Doğumunuzu
durdu-
ramadığınız gibi, tekrar diriltilecek olmanızı da dur-
duramazsınız. Demektir ki, evrenin sahibi tek
Tanrı'
nıza hesap vermeniz mutlaka gerçekleşecektir. Bu
hesapla
karşılaşmadan önce yüce Tanrı'ya karşı
sorumluluklarınızı bilmeli, öğrenmeli ve gerekeni
uygulamalısınız. Tabii O'nun sizi mükâfatlandırma-
sını isterseniz. Mükâfatlandırılacak bir inancı ve ça-
lışması olmayanlara ise ancak cezâlandırma vardır.
Çünkü
yüce Tanrı
bununla ilgili olarak gerekli uyarı-
larını yaptığı kitaplarını göndermiştir. Son olarak da
Kur'anı göndermiştir ve ortadadır. Gerçek İncil ve
Tevrat'ı da Kur'anda bulabilirsiniz. O halde
hiç
vakit
geçirmeden yeryüzündeki insanlık vazifelerinizi ve
sizi
yaratan ve yaşatmakta
olan tek Tanrı'nıza karşı
sorumluluklarınızı bu Kitap'tan öğrenmelisiniz.
Öğrenmelisiniz, çünkü bu evreni ve içindekileri siz
yaratmadınız. Onları siz yaşatmıyorsunuz ve siz yö-
netmiyorsunuz.
Çünkü
buna gücünüz, bilginiz ve
ömrünüz
yetmez. "Âciz" olduğunuzu ve bir "yaşa-
tık" olduğunuzu görebiliyor musunuz? Madem
âciz-
siniz ve
bir yaşatıksınız ve madem evrenin ve için-
dekilerin
sahibi olmanız
mümkün değildir,
o halde
evrenin
gerçek
sahibi yüce Tanrı'nızı tanımak zo-
rundasınız. Çünkü O'nun yarattığı ve yönettiği bir
evrende
keyfinizce yaşayamazsınız. Suriyeli mülte-
ciler
sizin evinize ve çiftliğinize izinsizce girseler ve
kendi
keyflerince yani sizi takmadan, hesap verme-
den ve
sorumsuzca yaşamaya
başlasalar
ne yapar-
sınız? Onları derhal polis zoruyla attırmaz mısınız?
(Suriyeli
mültecilere neler yaptığınızı bütün dünya
görmektedir.)
Attırırsınız değil mi? O halde sizler
de yüce
Tanrı
tarafından
yeryüzünden attırılmaya-
cak
insanlar haline gelmelisiniz. Gelmelisiniz ki, yü-
ce Tanrı size acısın, sizi kendine dost yapsın ve
bu şekilde öte dünyada güzel bir
mükâfatla karşıla-
şabilesiniz.
Güzel ve ebedî bir gelecek elde edebi-
lesiniz.
Var mısınız insanlığa ve insanlaşmaya? E-
ğer
bu dâveti kabul etmezseniz, yüce Tanrı karşı-
sında "mânevî terörist"ler
hâline gelirsiniz. Yüce
Tanrı da böyle teröristleri ancak
cehennemine atar.
İşte
bütün mesele o cehenneme atılmamaktır.
Artık gerçeği görecek misiniz? Onu kabul edecek
misiniz?
Eğer
kabul etmezseniz, insaniyetten çıkar-
sınız. Bu çıkış sizi bitki, hayvan veya şeytan seviye-
sine düşürür. İşte bu düşüşü kabul etmemelisiniz!
Şimdi
konunun dünyevî ve siyasal çok önemli bö-
lümüne
gelebiliriz ve geldik.
Herşeyden önce İslâmiyette sorun yoktur. Sorun
ancak,
onu anlamada veya anlamak istememede
veya yanlış uygulamada olabilir. Onun yanlış anla-
şılma
konusunu İslâm
bilginleri halledebilir. İslâm
bilginlerinin
halledemediklerini Allah'ın gerçek Meh-
disi
Mehmed Nur'an halleder. Yanlış anlama ve uy-
gulama
sorununu da, yine Allah'ın Mehdisi, anlayış-
ta yapacağı yenileşme ile bu sorunu çözebilir ve
tek ve
gerçek
tanrı
Allah'ın
yardımıyla çözmeye
çalışmaktadır.
Fakat
onun bu çalışmasının Ortadoğu'da uygulana-
bilmesi için Ortadoğu ülkelerinde siyasal düzenin
düzelmesi,
bu düzelme için
de, oralardaki kaos ve
savaşların sona ermesi gerekiyor. Çünkü bu halde
çocukların ve gençlerin doğru bir dinî ve dünyevî
eğitimden geçmeleri mümkün değildir. Bu müm-
künsüzlük
de, o ülkelerde terör üretmektedir.
Dolayısıyla bu sorunun çözümü için, kaos yarat-
makta
olan Amerika Birleşik Devletleri'nin Ortado-
ğu'yu
terketmesi gerekiyor. Bu terketme gerçekleş-
mediği müddetçe Ortadoğu terör üretmeye devam
edecektir.
Bu bölgede üreyen terör de, Avrupa'daki
taraftar
ve sempatizanlarını ayartmaya çalışacak ve
onları istediği gibi kullanabilecektir ve
kullanmakta-
dır.
Eğer Avrupalı siyasiler ülkelerindeki terörün
ger-
çekten
son bulmasını istiyorlarsa, ABD'yi Ortado-
ğu'dan
çıkarsınlar. Eğer isterse, 27 Avrupa Birliği
üyesi
ülke anlaşarak
ve birleşerek
bu çıkarmayı ya-
pabilir.
Bütün mesele, ABD'nin karşısına çıkabil-
mek ve
rest çekebilmektir.
Bu resti çekebilmek
için
de büyük
AB ülkeleri Meksika'da veya Latin Ameri-
ka
ülkelerinde üsler kurarak ABD'ye çok yakın ola-
bilirler
ve onu istedikleri zaman vurabilirler. Tabii bu
da, bir
savaşı
kaçınılmaz kılabilir. Bu durumda pek
çok
Avrupalı
ölecek demektir. Eğer Avrupa siyasi-
leri çok ölüm olmasın isterlerse, az ölüm getiren
teröre rıza gösterebilirler ve ona alışmaya çalışa-
bilirler.
Eğer
"bir tek Avrupalının canı, bütün Avru-
palıların canı kadar kıymetlidir" derseniz, bu takdir-
de Ortadoğu'da terör üreticisi olan ABD'ye
savaş
açmanız şart olur.
(Bu
bildirimizden sonra ABD yönetimi, Avrupalıları
daha fazla
kızdırmamak için muhtemelen IŞİD te-
rörünü
Avrupa üzerinden çekecek
ve Avrupa'ya
karşı operasyonlarını başka kılık içinde yürütecek-
tir.)
ABD'li
siyasilere söylenecek sözler de var tabii.
ABD
Ortadoğu'dan
artık
çıkmalıdır. Çünkü ABD,
Ortadoğu'ya normal bir düzen değil, kaos getiriyor.
Bizler,
"ABD Ortadoğu'ya
demokrasi getirecek" di-
ye çok seviniyorduk. Demokrasinin
gelmesi için
on
beş yıl bekledik. Ama bir türlü demokrasi
gelmiyor-
du.
Üstelik demokrasi getirmeye çalışan Arap siya-
setçileri de deviriyordu. 2001'deki
terör olayından
15 yıl sonra öğrendik ki, ABD'nin demokrasi getir-
mek gibi
bir niyeti yokmuş.
Asıl
niyeti, Ortadoğu
ülkelerini
parçalayarak
İsrail
karşısında etkisiz hâ-
le
getirmekmiş.
Bu da tabii onun dünya liderliğini
kolaylaştıracak ve uzun süre ayakta kalmasını sağ-
layacaktı.
(Dünyadaki
siyasal düzenin bozulmaması ve daha
kötülerin
eline geçmemesi
için
ABD dünya liderliği-
nin 15 yıl daha sürmesini istiyorduk. Fakat
onun bu
lânetlik
planı
karşısında şimdi biz, ABD'nin dünya
liderliğinin devamını nasıl isteyebiliriz? Dünya siya-
sal
düzeni bozulursa bozulsun! Bozulan düzenin ar-
kasından yeni ve daha iyi bir düzen
gelebilir. Bizce;
ABD'nin çıkarlarına dayalı eskimiş düzen artık git-
meli,
onun yerine "haklı, adâletli ve namuslu dü-
zen"
gelmelidir. Çünkü
ABD, gelmesinden korktu-
ğumuz
"daha kötü"den daha kötü hâle gelmiştir. Bu
daha
kötüden daha kötüye daha fazla tahammül e-
dilemez!)
İşte
bu lânetlik planı
tam gerçekleştirebilmek için
ABD'yi
yönetenleri yönetenler, Obama'ya (Avrupa'
nın büyük devletlerinin desteğini vererek) Türkiye'
de 15
Temmuz darbesini yaptırdılar. Fakat Türki-
yeli
demokratlar canlarını feda ederek bu darbeye
geçit vermediler. Eğer bu darbe gerçekleşmiş ol-
saydı, Türkiye'yi parçalayacaklardı. Bu parçalama
ile de
Ortadoğu'ya
tam egemen olacaklardı. Bun-
dan sonra
İran'ı parçalamak daha kolay olacaktı.
Fakat
yüce Tanrı
buna izin vermedi.
Şimdi
ABD'yi yönetenleri yönetenler, İsrail için çok
büyük bir
tehlike olarak gördükleri Pakistan'ı parça-
lamak
istemektedirler. Çünkü
Pakistan'ın
nükleer
silahı var. Bu silahlar, İsrail'i yok edebilir. Bu sebep-
le ABD'li
siyasetçiler,
Pakistan'ı
parçalamak
ve elin-
deki
silahları
almaktan başka
çare
görmemektedir-
ler. Artık Pakistanlı siyasetçiler ve Pakistan halkı,
ABD'den
gelecek tuzak ve saldırılara karşı çok dik-
katli
olmalıdır.
Ama
ABD'den gelecek saldırılara karşı Müslüman
Dünya da
sessiz kalmayacaktır. ABD Pakistan'dan
uzak
durmalıdır. Eğer uzak durmazsa, "Müslüman
Savaşçılar" harekete geçmek zorunda kalırlar ve
ABD'nin
Ortadoğu'daki
bütün üslerini aralarında
anlaşarak bir gecede imha edebilirler. Eğer ABD
çok
büyük zararlara uğramak
istemiyorsa, Pakis-
tan'dan
uzak dursun ve en iyisi, Ortadoğu'yu ter-
ketsin.
ABD, Ortadoğu
ülkelerinde ancak demok-
rasiyi
yerleştirmek
için
var olabilirdi. Ama görülmüş-
tür ki,
ABD'nin böyle iyi bir niyeti yoktur. Bu kötü ni-
yetini de
Mısır'da demokrasiyi devirerek,
Suriye'de
Beşar Esad'ı devirmeyip katliamlarını seyrederek
ve Türkiye
demokrasisine sahte mehdi Fetullah
Gülen
aracılığıyla darbe vurdurarak göstermiştir.
O halde
kötü niyetli ABD'nin Ortadoğu'da kalma
sebebi de
yoktur!
Irak'ı, Suriye'yi, Libya'yı ve daha başka yerleri par-
çalamış olan ABD'ye bundan sonra başka ülkeleri
de parçalama izni ve fırsatı verilmeyecektir. Orta-
doğu ülkelerini parçalamakta ısrarlı olan ABD, bu
lânetli
planından
vazgeçip
evine dönmeli ve bu böl-
gede yaptığı trilyonlarca dolarlık harcamayı Ameri-
ka'nın yenilenmesine ve fakir halkın kalkındırılma-
sına çevirmelidir. Bunun için gerekirse dünya lider-
liğinden de vazgeçebilmelidir. Ortadoğu artık Müs-
lüman
Dünya'ya bırakılmalıdır. Eğer İsrail Filistinli-
lere olan
toprak borcunu öderse, onun için de so-
run
kalmaz ve varlığını devam ettirir. Borcunu öde-
diği ve bozgunculuk yapmadığı takdirde ona yar-
dım eder ve onu koruruz. Ama borcunu
ödemezse,
İsrail
devleti varlığını en kısa zamanda kaybede-
cektir.
Onu ABD bile kurtaramayacaktır!
İmza:
Mehdiyet Makamı.
Not 1:
Avrupalı
sanatçılara,
siyasetçilere,
medyacı-
lara, aydınlara ve halklara uyarı! Sizin ülkenizde bir
öğretmen bir öğrencisine tecavüz ettiğinde veya
bir polis
cinayet işlediğinde bütün öğretmenleri ve
polisleri
cezâlandırır mısınız, bütün okulları ve em-
niyet teşkilâtını kapatır mısınız? Veya dini hıristiyan
olan bir
kimse terör suçu
işlediğinde hıristiyanlığa
ve hıristiyanlara savaş açar mısınız? Madem ki ce-
vabınız "hayır"dır, o halde İslâmiyet'e ve müslü-
manlara
karşı
da adâletli olunuz. Tabii barış istiyor-
sanız!
Ama barışı istemelisiniz. Çünkü müslümanları
"terörist"
sayarsanız,
düşmanınızı büyütmüş o-
lursunuz.
Siz birbuçuk
teröristle başedemezken
birbuçuk milyar "terörist(!)"le
nasıl
başedeceksi-
niz? Hem
320 milyonluk terör üreticisi gerçek düş-
man ABD
dururken, 1,5 milyarlık gerçek olmayan
düşmana yönelmek akıllılık mı? Sayısı daha az o-
lana
yönelmek akıllılık değil mi? 500 milyonluk Av-
rupa, 320
milyonluk Amerika Birleşik Devletlerini
yenemez
mi? Elbette yenebilir! Tabii elinizde nük-
leer
silah varsa veya onların nükleer füzelerini etki-
siz hâle
getirebilecek casuslarınız bulunuyorsa. A-
ma bunun
için
Almanya'nızı önce 70 bin ABD as-
kerinden
ve 180 üssünden temizlemeniz ve kendi-
nizi
özgürleştirmeniz
gerekiyor. Yoksa zafer kaza-
namazsınız.
(Eğer Ortadoğu'da savaşta olan ABD yönetimi:
"Biz
Avrupa'yla savaşmak
istemiyoruz" derse, Orta-
doğu'yu terkedecek ve bu terkedişle oradaki terör
üretimine
son verip, Avrupa'yı terörden kurtaracak-
tır.)
Not 2:
Pakistan yönetimine uyarı! Ülkenizin nükleer
gücü, İsrail için tehlike olarak görüldüğünden ABD
yönetimi,
Hindistan'ı
kullanarak nükleer saldırıda
bulunabilir.
Çünkü
ABD yönetimi elinizdeki nükleer
silahların varlığına daha fazla tahammül edemez.
Bu
sebeple onları
ya elinizden alacak, ya da yok et-
meye çalışacaktır. Bunun bir yolu da, ülkenize nük-
leer saldırıda bulunmaktır. Artık bütün Pakistan hal-
kı ve Müslüman Dünya, ABD'ye karşı uyanık olma-
lıdır!
(Eğer ABD Pakistan'a nükleer bir saldırıda bulunur-
sa veya
başka
bir kötülük yaparsa, İran İsrail'e sal-
dırmak zorunda kalır. Çünkü bu saldırıyı yapmazsa,
sıra ona gelecek ve ABD ile İsrail, İran'a mutlaka
saldıracak ve onu parçalamaya çalışacaktır.)
Not 3:
Avrupalı
siyasetçilere
uyarı!
IŞİD
terör örgü-
tünü
kuran ABD olduğu
için,
onu kullanan da odur.
Dolayısıyla ABD'nin izni olmadan, IŞİD ülkeleriniz-
de terör
eyleminde bulunamaz. Şunu kendinize so-
rarsanız, gerçeği görürsünüz: "IŞİD, El-Kaide'nin
ABD'de
gerçekleştirdiği (daha doğrusu biz böyle
olduğunu sanıyor olabiliriz) eylemin benzerini niçin
gerçekleştirmiyor, niçin İsrail'e büyük bir saldırıda
bulunmuyor?
Çünkü
köpek sahibini ısırmaz. Çünkü
IŞİD, ABD'nin kullanımı altındadır. Çünkü (Trump'
un kendi
ağzıyla söylediği gibi): "IŞİD'i Obama ve
Clinton
kurmuştur"
veya kurdurmuştur.
Hem IŞİD,
müslümanlar
ile birlikte ve müslümanlar için değil,
müslümanlara
karşı
savaşmaktadır, onları düşman
olarak
görmektedir. Bu gerçeği de mi görmeyecek-
siniz? O
halde onun bazı İslâmî
motifleri kullanma-
sı ve "müslüman" görüntüsü
sizi aldatmamalı
ve
yanıltmamalıdır. Çünkü IŞİD'in yüzde doksanı,
ABD'nin
kontrolü ve kullanımı altındadır. Çünkü
onun
kurucusu ve kurdurucusu O'dur! "ABD'nin Su-
riye ve
Irak'ta IŞİD'e
karşı
savaşıyormuş görüntü-
sü"ne
de aldanmayın.
Çünkü
bu savaş,
düzmece
bir savaştır. Yani köpek sahibinin köpeğiyle oynaş-
masıdır.
Not 4:
Filistin yönetimine uyarı! 1967 sınırlarına ait
İsrail'de
olan yüzde yirmiikilik toprak hakkınızın de-
ğerini
hesaplayın.
Sonra bu hesap üzerinden her
yıl İsrail'e yüzde onluk bir cezâ
yükleyin. Çünkü
İs-
rail,
size olan toprak borcunu ödemediği için size
her yıl borçlanmaktadır. Borçlarını ödemesi için
Müslüman
Dünya'nın
en yüksek makamı
olan
"Mehdiyet
Makamı"ndan
ona verilen süre, 2016 A-
ralık sonunda doldu. Bu tarihten
itibaren İsrail'den
her yıl yüzde onluk bir cezâ bedeli talep
etmelisi-
niz. Eğer İsrail borçlarını ödememeye devam e-
derse, bu
cezâ borçları yüzünden topraklarını azar
azar
kaybedecektir. Tabii bundan önce Müslüman
Savaşçılar İsrail devletine son vermezlerse.
Yüzde
yirmiikilik
toprak borcunu ödememekte direten İsra-
il, borcu
dışındaki
topraklardan her yıl yüzde on
kaybetmektedir.
Bu kaybetme, 2016 Aralık sonu'n-
dan
itibaren başlamıştır. Bu başlangıçla birlikte
Müslüman
Dünya, İsrail'e
savaş
açma
hakkı
da
kazanmıştır. Bu sebeple Müslüman Savaşçılar İs-
rail'e
her an saldırabileceklerdir.
Niçin
saldıracak-
lardır? Filistin'in işgal altında bulunan topraklarını
İsrail'den
kurtarabilmek için!
Bu savaş, meşru bir
savaştır, haklı bir savaştır!
Not 5:
Müslüman Dünya'ya uyarı! Şimdiye kadar
kendilerine
"radikal" denen müslümanlar, Kur'an'
dan kendi
hallerine uygun âyetler seçip, onları ken-
di keyf
ve isteklerine göre yorumlayarak "orta yol"
dan sapıyorlardı. Bunların karşısında kendilerine
"ılımlı" denen müslümanlar da,
radikallerin bayrak
laştırdığı âyetlerin karşısına başka âyetler çıkarıp
onları ikna etmeye çalışıyor, belki İslâmiyeti pasif-
leştirerek aşırılığın aşağısına düşüyorlar ve istika-
meti
kaybediyorlardı.
Ama bugünden itibaren
"radikal
İslâm",
"ılımlı İslâm" dönemi bitmiştir; "aslî
İslâm"
dönemi başlamıştır. Aslî İslâm'da Kur'an â-
yetlerine,
İslâm'ın aslı ve esası olan Hak ve Adâlet
esas alınarak bakılır ve ona göre çalışma yapılır.
İslâm'ın esasında Hak ve Adâlet'le birlikte Namus,
İbadet,
ahlâk ve İyilikçilik de vardır. Bu
esaslar te-
mel alınmadan Kur'an yorumlanmaz. Her âyet de
yorum
gerektirmez, belki açıklama gerektirir.
Ey
dünyadaki tüm müslümanlar! Ey Allah'a teslim
olmuş inançlılar! Mehdiniz gelmiş ve 2001 Kasım'
ından
beri görev başındadır. İsmi: Mehmed Nur'an'
dır. Gerçek Mehdiniz Mehmed Nur'an, Allah'tan
bilgi, ışık ve elçilik almıştır. Onun elçiliği, İslâmî an-
layışı yenilemekle ilgilidir. Yoksa yeni
bir din getir-
mekle
ilgili değildir.
Çünkü
yeni bir dine ihtiyaç yok-
tur. Din,
Islâmiyetle tamamlanmıştır. Bu sebeple
"Allah'a
teslim oluş
dini"nden başka
din aramama-
lısınız.
Ey
Allah'a teslim olmuş inançlılar! Şeytanla ve te-
röristlerle
işbirliği yapmakta olan sahte mehdi ya-
kında ölecek ve Donald Trump onun
cenaze töre-
ninde
bulunacaktır.
Sahte mehdinin ölümüyle onun
bütün
esirleri özgürlüklerine kavuşacaktır. Çünkü
sahte
mehdilerin bağlıları değil, esirleri olur.
Hak
geldi, bâtıl
gidecektir! Yardımcıların en iyisi
Allah,
hepinizin yardımcısı olsun! Kurban bayramı-
nız kutlu olsun! Allah, iyilik dualarınızı kabul etsin!
Not 6: İnsanlığa hizmet etmek isteyenler bu
bildiri-
mizi
Avrupa ve Amerika halklarına iletmeye çalış-
malıdır. Çünkü İsrail Lobisi'nin elinde olan Avrupa
ve
Amerika medyası,
gerçekleri,
Avrupalı
ve Ame-
rikalılardan gizlemektedir.
Tanrı
tektir.
İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.
Zaman: Yeni Çağ'ın
onyedisi, Ağustos sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut: Muranizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *