ANTİSEMİTİSTLİK NEDİR? TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI ANTİSEMİTİST MİDİR?
ırkçılığı ve ırk düşmanlığını yasaklamış olan tekTANRInın adıyla
ABD Dışişleri
Bakanlığı Sözcüsü Ned Price: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yahudi halkıyla ilgili
son yaptığı ‘antisemitik’ açıklamaları şiddetle kınıyoruz.” demiş.
Önce antismitizmin ne olduğu hakkında uluslararası bir uzlaşıya varalım. Antisemitizm: Yahudi karşıtlığı veya düşmanlığıdır. Fakat
Yahudilerin yaptığı kötülük ve
katliamlara karşı çıkmak Yahudi düşmanlığı değildir. Nasıl Hitler'in Yahudi katliamlarına karşı çıkmak "Alman düşmanlığı" değilse, aynı şekilde İsrailli Yahudilerin veya Yahudi ırkçılarının Filistinlileri katletmelerine karşı çıkmak da "Yahudi düşmanlığı" değildir.
Türkiye Cumhurbaşkanı'nın da yaptığı, İsrailli
Yahudilerin ve yönetiminin Filistinli sivilleri katletmesine karşı çıkmaktır.
Fakat ne yazık ki ABD Dışişleri
Sözcüsü, gerçekleri örtmek için Türkiye Cumhurbaşkanı'nı "Yahudi düşmanı"
olmakla suçluyor. Bu suçlama kabul edilemez! Çünkü Türkiye Cumhurbaşkanı bir
müslümandır. Müslümanlıkta da ırkçılık ve ırk düşmanlığı yasaklanmıştır. Bu
sebeple Osmanlı tarihinde de
Yahudi düşmanlığına rastlanmaz. Rastlanması şöyle
dursun, bunun tam aksi uygulanmış ve başka ülkelerden
itilen, reddedilen, sürgün edilen Yahudilere Osmanlı sahip çıkmıştır. Türkiye'nin şimdiki müslümanları da Yahudilere düşmanlık edemez. Çünkü dinleri buna engeldir.
Fakat Yahudi düşmanlığı yapma izni olmayan müslümanlar, İsrail yönetiminin ve Yahudilerinin
Filistinli sivilleri katletmesine sessiz ve seyirci kalamaz. Çünkü zulme razı olmak, zalim olmaktır.
ABD yönetimi ve Dışişleri Sözcüsü
istiyor ki, İsrail yönetiminin
sivil katliamlarına ses çıkarılmasın. "Ses çıkarırsanız, biz de sizi antisemitist olmakla suçlarız"
diyor ve suçluyor.
ABD yönetimi şunu bilmelidir ki; İsrail yönetiminin Filistinlilerin
topraklarını işgal etmesi
devam ettikçe ve Filistinli
sivillerin katledilmesi durmadıkça müslümanların sesi çıkacaktır. "Antisemitist" suçlamasıyla bu ses susturulamaz ve
susturulamayacaktır!
ABD yönetimi ve Dışişleri Sözcüsü,
Türkiye Cumhurbaşkanı'ndan özür
dilemek zorundadır. Bu özür,
adaletin gereğidir. Çünkü Türkiye Cumhurbaşkanı
"antisemitist" değil,
"antikatliamist"tir. Yani Yahudilerin sivil katliamlarına karşıdır. Bu
katliamları durdurmayan ve işgal ettikleri toprakları terketmeyen Yahudiler düşmanımız olur. Bu düşmanlık bir haktır. Düşmanlık istemeyenler ve karşı olanlar, Filistinli sivilleri katletmeye
son verir ve işgal ettikleri
toprakları terkeder.
Bütün dünya bilmelidir ki, İsraillilerin
Filistinli sivilleri katletmelerine karşı çıkmak, Yahudi düşmanlığı değildir. Yine
bilmelidir ki, toprakları işgal altında bulunan Filistinlilerin, İsrail'e savaş açmak ve saldırmak haklarıdır. Çünkü Filistinliler haklarını hukuk
yoluyla alma imkanına sahip değildir. Birleşmiş Milletler
de onlara yardım edememektedir. Çünkü ABD yönetimi yardım yolunu tıkamaktadır.
Eğer ABD yönetimi barış istiyorsa, İsraillilere Filistinlilerin toprak haklarını ödetsin.
Bu ödeme yapılmadığı müddetçe Filistinlilerin İsrail'e saldırma hakkı olacaktır. Bu hakkın alınabilmesi için de Filistin yönetimi; Rusya, İran ve Türkiye'yi yardıma çağırabilecektir.
İsrail'in kendini savunma hakkı yoktur. Onun bir tek hakkı vardır. O da: İşgal ettiği Filistin topraklarını
terketmektir.
İmza: Mehdiyet ve Hilafet Makamı.
Not 1: İsrail'in işgal altında tuttuğu Filistin topraklarından çıkması gerekiyor. Eğer çıkmazsa (veya çıkmayacağına göre), bu takdirde Müslüman Dünya
ABD'yi Ortadoğu topraklarından çıkaracaktır. Bu şekilde desteksiz kalan İsrail ya Filistin topraklarını terkedecek
veya savaşacaktır. Bu savaşta yenilgiye uğrayacak olan İsrail, devletini kaybedecektir. Devletini
kaybeden İsrailliler de
ABD'ye göçetmek zorunda
kalacaklardır. ABD yönetimi, İsrailli sığınmacıları karşılamaya hazır olsun. Amerikalıların İsraillileri ne kadar sevdiğini o zaman göreceğiz.
Not 2: ABD Filistinlilerin haklarını İsrail'den almayı kabul etmediği takdirde onun Ortadoğu'da bir işi kalmamış olur. İşi kalmamış olan ABD'nin de Ortadoğu'yu terketmesi gerekir. Terketmediği takdirde Türkiye onun üslerini
kapatacak ve askerlerini atacak, Rusya Suriye'deki ABD üslerine saldırıp yok
edecek ve İran da Irak'taki
ABD üslerini ortadan kaldıracaktır. Eğer ABD işlerin bu noktaya gelmesini istemezse, ya
Ortadoğu'yu terkeder, ya
da Filistinlilerin toprak haklarını İsrail'den
alıp hak sahiplerine
ulaştırmayı kabul eder. Aksi halde ABD'nin Ortadoğu'da
bulunma hakkı kalmaz.
BİZ MÜSLÜMAN DÜNYA;
Ortadoğu ülkelerini parçalamakta, masum sivilleri katletmekte,
terör orduları kurmakta,
Filistinlilerin haklarını gasbettirmekte olan bir ABD'yi
bölgemizde istemiyoruz. ABD, ya bölgemizde işlemekte olduğu kötülüklere son verir, ya da gider.
Gitmezse, götürülür ve götürülecek. Bunun için de Türkiye, Rusya ve İran görevlerini yapmaya hazır durumdadır.
ABD ancak İran ile Suudi
Arabistan arasında bir savaş çıkacak olursa bölgede kalmaya devam
edebilir. Tabii Suudi Arabistan bunu kabul ederse.
Not 3: İsrail yönetimi 1967
sınırlarına dönmeyi kabul etmezse, onu 1947 sınırlarına veya bulundukları yerlerden tamamen atacağız. Bu atış üç yıl içerisinde gerçekleşecektir.
Not 4: ABD'nin İsraillilerin
Filistinlilere yaptığı soykırımı durdurmaması, antisemitistlik kadar kötüdür. ABD içinde bulunduğu antiFilistinistlikten kurtulmak
zorundadır. Çünkü antiFilistinistlik de
antisemitistlik kadar büyük suçtur. ABD'nin Filistinli sivillerin İsrail tarafından katledilmesine ses çıkarmaması, antiFilistinistliktir.
Not 5: İsrail işgali altında bulunan Kudüs ve Mescid-i Aksa,
müslümanların kutsalıdır. Bu
kutsalların kurtuluşu için de bütün müslümanlar İsrail'e karşı savaşmaya hazır olmalıdır.
Filistinli sivillerin İsrail tarafından katliama uğraması ve Filistin topraklarının İsrail'in işgali altında olması ve bu durumun meydana getirdiği kurtuluş davası, dünyadaki hak ve adaleti seven bütün
iyi insanların davasıdır. Yani bu
dava, yalnız müslümanların değil, müslüman olmayanların da davasıdır.
Kudüs Hıristiyanların da kutsalı olduğundan, Kudüs'ün İsrail işgalinden kurtulması gerektiği, Hıristiyanların da davasıdır. O halde
herkes davasına sahip çıksın!
Filistin ve Kudüs'ün önemini şu linkten öğrenebilirsiniz:
https://www.yenisafak.com/yazarlar/faruk-beser/neden-kudus-neden-filistin-2058543
Not 6: Ey insanlar! Hepiniz Âdem ile Havva'dan meydana geldiğinizden doğal kardeşsiniz. Bu kardeşlik sebebiyle birbirinizin ırk ve rengine düşmanlık etme ve ırk ve renginizi üstün tutma hakkınız yoktur.
Sizin üstünlüğünüz ancak yaratıcınız olan evren sahibi Tanrı'nıza saygıdadır. Tanrı'ya en saygılı olan en
üstündür.
Not 7: Bu bildiri uluslararası diplomatik
platformda paylaşılmıştır.
Özel not: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sivil
katliamcısı Netenyahu ile eşitleyen Meral Akşener'in yeni ismi: "Meralyahu Karaşener"dir. Erdoğan'dan özür dileyene kadar bu isim baki
kalacaktır.
İmza: Mehdiyet ve Hilafet Makamı.
Tanrı tektir. İsa, Musa ve
Muhammed tek Tanrı'nın elçisidir.
Zaman: Yeni Çağ'ın yirmibiri, Mayıs'ın ücüncü haftası.
Mekan: Avrupa.
Makam: Hakka davet ve uyarı.
Boyut: Muranizm.
Yayınlayan: Avrupa Muranistleri.
*
* *