NATO'YA YENİ UYARI!
dostlarını savunan, düşmanlarını korumayan tek
TANRI nın adıyla
NATO ülkelerinin sayın liderleri,
Bildiğiniz gibi, Rusya'da komünizmin yıkılmasıyla yeni bir çağa girdik. Bu girişle şartlar çok değişti. Artık eski çağda değiliz. Eski hükümlerimiz
geçerliğini kaybetti. Şimdi hükümlerimizin yenilenmesi gerekiyor. Bu gereklik sebebiyle dostluk
ve düşmanlıkların da yeniden belirlenmesi gerekiyor. Bu belirlemeye göre de kimin dost,
kimin düşman olduğu bilinsin. Bu bilgiye göre de pozisyon alınsın. Bu şekilde kendimizi
tam bir gerçeklikle savunabilelim. Sahte korku ve tehlikelerden korunabilelim.
Eski düşman Rusya'dan başlayalım: Rusya, Avrupa ve Amerika için hâlâ düşman kabul
ediliyor. Fakat bu kabul artık Türkiye için geçerli değildir. Çünkü Türkiye'nin
hem Asya ve hem de Ortadoğu ülkeleriyle Türklüğe ve müslümanlığa dayalı doğal bir bağlantısı var. Bu bağlantı sebebiyle Rusya,
uzun vadeli çıkarlarını riske atıp Türkiye'ye düşmanlık edemez ve ona saldıramaz. Ve 2070 yılına kadar da bu
saldırmazlık devam edecektir. Türkiye de zaten nükleer güç sahibi bir
ülkeye saldırmayı düşünmeyecektir. Bu hükümlerden çıkan sonuca göre, Türkiye ile Rusya arasında ta 2070'e
kadar düşmanlık olmayacaktır.
İran ise: Türkiye İran'a saldırmayı düşünmez. İran da Türkiye'ye
saldırmayacaktır. Şayet İran Türkiye'ye saldıracak olsa, Türkiye tek başına kendini
savunabilecek güce sahiptir. Buradan çıkan sonuca göre, Türkiye ile İran arasında da bir düşmanlık yok ve
olmayacaktır.
Bu durum gösteriyor ki, Avrupa ve Amerika'nın çoğunluğunun düşman olduğu Rusya ve İran'a karşı Türkiye'nin başka bir güce
ihtiyacı yoktur. Yani Türkiye NATO'da kalmaya mecbur değildir. Fakat
Avrupa ülkelerinin Türkiye'nin askerî gücüne ihtiyacı olabilir. Bu bakımdan Türkiye
NATO'da kalmaya devam edebilir. Avrupa'nın da buna ihtiyacı vardır. Çünkü Rusya fırsat bulduğunda kendi sınırlarına yakın Avrupa
ülkelerini ele geçirmek isteyebilir. Kırım'ı ilhak eden bir Rusya'nın, karşı konulmadığında Ukrayna'yı ve daha başka ülkeleri de
kendine katacağı gözle görülmektedir. Dolayısıyla Türkiye, Rusya ile Avrupa arasında "Rusya'yı engelleyecek güç"
pozisyonundadır. Türkiye'nin bu pozisyonu 50 yıl devam edecektir. Yani, Avrupa Türkiye'ye
muhtaçtır. Bu muhtaçlık sebebiyle de Türkiye NATO'da kalmaya devam edebilir.
Tabii Türkiye'nin NATO'da kalmasının da şartları olacaktır. Bu şartlar da; en başta Avrupa
ülkelerinin Türkiye'ye düşmanlık etmemesidir. Fakat ne yazık ki bazı Avrupa ülkeleri
Türkiye'ye düşmanlık etmektedir. Bu düşmanlığın kalkması şarttır.
İkinci şart: Avrupa ülkelerinin İslamiyet'e ve müslümanlara karşı düşmanlıkları son bulmalıdır. Çünkü adalet bunu
gerektirir. Çünkü İslamiyet terörü degil, iyiliği emreder. Ama bazı müslüman
kimlikli şahısların teröre kalkışması da İslamiyet'e ve müslümanlara maledilemez. Çünkü adaletin bir
ilkesidir: Birinin işlediği suç, başkalarına yüklenilmez. Bu haksız yükleme, adaleti çiğnemektir. Eğer Avrupa ve
Amerika ülkeleri insan haklarına gerçekten önem
veriyorlarsa, adaleti çiğnemekten uzak durmak zorundadırlar. Bu zorunluğu yerine
getirmeyen Avrupa ülkeleri ise, Rusya'nın saldırısı karşısında Türkiye'nin savunmasından mahrum
kalacaklardır. Kendisine düşmanlık eden Avrupa ülkelerini Türkiye niçin savunsun?
NATO içinde birbirine düşman ülkelerin varlığı kabul edilemez!
İmza: Mehdiyet ve Hilafet Makamı.
Not 1: NATO ülkeleri şunu iyi bilmelidir: Rusya-İran ile ABD arasında bir savaş çıktığında, Türkiye
Rusya ve İran'a karşı savaşmayacaktır.
Not 2: Amerika Birleşik Devletleri, Rusya'ya karşı tek başına savaşabilir. Böyle bir
durumda ABD'nin NATO'ya ihtiyacı olmaz. Ama İran, Rusya, Çin ve Kuzey Kore
birleşecek olurlarsa, bu durumda ABD NATO'ya muhtaç olur. Bu muhtaçlık da devam
edecektir.
Not 3: Her devlette büyüme ve dünyaya egemen olma arzusu vardır ve olabilir.
Bu, doğal bir istektir. Kendilerini güçlü gördüklerinde ve fırsat bulduklarında da zayıf ülkeleri yutmak
isteyebilirler. Dolayısıyla Rusya sınırlarına yakın Avrupa ülkeleri de yutulma tehlikesine açıktır. Bu durum da,
Avrupa'yı Türkiye'ye muhtaç bırakabilir. Çünkü caydırıcı veya engelleyici
bir güç olmazsa, Avrupa tehlikede olacaktır. Türkiye ise engelleyici güç olabilir.
Not 4: ABD yönetimi; terör örgütlerine destek vermek, onları korumak, bazı ülkeleri parçalamak ve meşru demokratik bir
yönetimi darbelemek gibi yollarla Türkiye'ye düşmanlık etmektedir. Bu
düşmanlık bitmelidir. Bu düşmanlık bitmediği takdirde
Türkiye'den dostluk ve müttefiklik beklenmemelidir.
(ABD'nin bu durumu, onun Rusya'dan daha tehlikeli olduğunu göstermektedir.)
Not 5: Avrupa ülkeleri yönetimleri, İslam'a düşmanlığı sonlandırmalı ve
engellemelidir. Çünkü İslamiyet, iyiliği emreden ve kötülüğü yasaklayan bir dindir. Dünya barışı da ancak İslamiyet'in o
emirleriyle sağlanabilir. İslamiyet'e düşmanlık edenler, dünya barışına düşmanlık etmiş olurlar. Bu düşmanlık sona ermelidir.
Avrupa halkları müslüman olmaya mecbur değildir, fakat düşmanlık etmemek onların borcudur. Bu borç ödenmelidir.
Çünkü dünya barışı için insanlığa iyiliği emredip, onu kötülükten çekindirmek zorundayız. Bu zorunluk da
ancak Tanrı adına yapılırsa etkili olur. En büyük iyilik, (Tanrı'ya inançtan sonra)
adalet'tir. En büyük kötülük de, (Tanrı'yı inkardan sonra) adaleti çiğnemektir.
Not 6: Komünizmin yıkılmasıyla eski çağ kapandı, yeni çağ açıldı. Yani yeni çağ, 2000 yılında değil, 1991'de başladı. Çünkü çağların açılıp kapanmasını belirleyen yalnız takvim değil, daha çok dünya çapındaki olaylardır.
Not 7: 22. Yüzyılın yeni çağı 2060 yılında başlayacak ve 2070'ten itibaren Rusya ve Çin dünyanın yeni egemeni
olacaktır. Tabii bu durum, komünizmin tekrar egemenliği demektir. 2123
yılında ise kıyamet başlayacaktır. Ama Dünya tek aşamada değil, üç aşamada yıkılacaktır. Yani Dünya ve insanlığın fazla vakti
kalmadı!
Bu durumda
önümüzdeki 40 yılı çok iyi değerlendirmek zorundayız. Bu 40 yıl insanlığın son fırsatı olacaktır. Çünkü 40 veya 50 yıl sonra komünizmin tekrar egemen olmasıyla insanlığın kötü günleri başlayacak ve dünya çapında cereyan
edecek büyük deprem ve felaketlerle adım adım kıyamete
gidilecektir. Dolayısıyla son kırk yılımızı bir
"altın çağ"
yapmaya mecburuz. Bu çağ da ancak hak,
adalet, namus ve bunlara bağlı özgürlük üzerine kurulabilir.
Not 8: Bu bildiri
uluslararası diplomatik
platformda paylaşılmıştır.
İmza: Mehdiyet ve Hilafet Makamı.
Tanrı tektir. İsa, Musa ve
Muhammed tek Tanrı'nın elçisidir.
Zaman: Yeni Çağ'ın yirmibiri, Mayıs başı.
Mekan: Avrupa.
Makam: Hakka davet ve uyarı.
Boyut: Muranizm.
Yayınlayan: Avrupa Muranistleri.
*
* *
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen