Dienstag, 7. Februar 2012

İSRAİL İRAN'I VURMAZSA NE OLUR?

İSRAİL İRAN'I VURMAZSA NE OLUR?

İsrail İran'ın nükleer tesislerini iki ay içerisinde vurmazsa ne olur?

ABD, Irak'taki işgal meşguliyeti dolayısıyla İran'la fazla ilgilenemedi
ve onun nükleer faaliyetlerini susturamadı. Diplomasiyle onu dizgin-
lemeye çalıştı; fakat bu çalışma, İran'ın daha fazla dizginsizleşmesine
yaradı ve İran, on yıl içinde nükleer gücünü artırdıkça artırdı ve nihayet
nükleer silah üretme seviyesine ulaştı.

Eğer şimdi İran'ın nükleer tesisleri iki ay içinde vurulmazsa, bundan
sonra onun önü, nükleer silaha ulaşması için ebediyen açılmış olacak-
tir. Yani İran, "durdurulma sınırı"nı da aşmış bulunacaktır.

Eğer nükleer silaha sahip olmak Rusya, Amerika ve İsrail için bir hak-
sa, bu, İran için de bir haktır. Nükleer enerjiye ihtiyacı olmayan enerji
zengini İran da, bu hakkın gereği olarak nükleer silahını mutlaka yapa-
caktir. Bunu da ya kendini korumak için, veya İsrail'i yok etmek için
veya Ortadoğu egemenliğini ele geçirmek için yapacaktır.

İran'ın nükleer silaha ulaşması ne demektir?

İran'ın nükleer silaha sahip olması demek, Ortadoğu'nun büyük ülkeleri-
nin de nükleer silah kazanması demektir. Çünkü Şii egemenliği altına
girmek istemeyen Arap ülkeleri, nükleer silah kazanmayı bir vazife göre-
cekler ve onlar da nükleer silahla donanacaklardır. Bu donanma ise, İs-
rail'in nükleer silahlı ülkeler tarafından kuşatılmış olması ve nükleer üs-
tünlüğünü kaybetmesi demektir.

İşte İsrail bu üstünlüğünü kaybetmemek için iki ay içinde İran'ın nükleer
tesislerini vurmak zorunda kalacaktır. Eğer vurmazsa, İran'ın tehdidi al-
tında varolmaya çalısacak veya yok edilecektir. Bu yok edilişe İsrail el-
bette ki göz yumamaz ve bunun için de gerekli savunmasını yapacaktır.
Çünkü İsrail'i yok etmek, İran'ın resmî ve ideolojik politikası haline gel-
miştir.

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasıyla Ortadoğu'da kıyamet kopar
mı?

Kıyamet kopmaz. Çünkü İsrail'in İran'a saldırması karşısında İran bir
karşı saldırıda bulunmamayı daha uygun görecektir. Çünkü İran karşı
saldırıda bulunursa, Amerika da bu savaşa müdahil olmak zorunda
kalacak ve bu halde İran'ın tahribatı daha büyük olacaktır. Bu tahribata
uğramamak için de İran, -şimdi tam aksi beyanda bulunuyor olsa da-
nükleer tesislerinin vurulmasını sineye çekecek ve bunun intikamını
almak için İsrail'in zayıf düştüğü ve desteksiz kaldığı bir geleceği bek-
leyecek ve kendine yapılan saldırıyı da BM'ye şikayet etmekle yetine-
cektir. Bu şekilde İran, kendini dünyaya; "saldırıya uğramış bir masûm"
olarak gösterecektir.

Dolayısıyla, İran'ın vurulmasıyla Ortadoğu'da kıyamet kopmaz. Çünkü
İran'ı destekleyecek ciddî bir Arap ülkesi yoktur.

İran'ın nükleer faaliyetlerini bombalamak, sorunu çözer mi?

Kalıcı olarak çözmez. Ama geçici olarak çözer. Nükleer tesisleri bom-
balanmış olan İran, bir kaç yıl içinde tesislerini tamir edip onları tekrar
faaliyete sokar. İsrail de bir daha vurmak zorunda kalır. Bu vuruşa mey-
dan vermemek için de İran, nükleer tesislerinin faaliyetlerini geçici ola-
rak durdurduğunu ilân eder. Bu şekilde İran ikinci bir saldırıdan korun-
muş olur. Kalıcı bir çözüm için ise, İsrail'in korkularını gidermek gereki-
yor.

Bunun için de İran'ın İsrail'e dost olması beklenmez ama, hiç olmazsa
İsrail'e düşmanlıkta bulunmayacağına ve onun varlığını tanıdığına dair
İran, İsrail'e bir garanti gösterebilir. Bunun için de, İran'da bir zihniyet
veya rejim değişikliği yapılmasi gerekir.

İran nasıl vurulacak?

İran'ın vurulması için iki yol var. Birinci yol: İsrail'in İran'a kendi başına
saldırmasıdır. Bu saldırı karşısında İran, İsrail topraklarına yönelik bir
saldırıda bulunmaz. Iran ordusu ancak, kendi toprakları üzerindeki İsra-
il'in bombardıman uçaklarını vurmaya çalışır. Bu şekilde bütün çatışma
İran içinde geçer.

Eğer ABD, İran'ın İsrail'e karşı saldırıda bulunmayacağından emin olur-
sa, İran'ı İsrail vuracaktır. Eğer ABD bundan emin olmazsa, bu takdirde
saldırıyı kendisi başlatacaktır. Bunun için de İran sempatizanı Arap te-
röristler ABD Başkanı Obama'ya başarısız bir suikastta bulunur veya
Pentagon'a tırlar içinden roket ve füze saldırısı düzenler. Yakalandıkla-
rinda da bunu İran Yönetimi'nin emriyle yaptıklarını iddia ederler. Ameri-
ka da bunu savaş sebebi sayar ve İran'a saldırır, nükleer tesislerini
bombalar ve gerektiğinde Tahran'ı işgal eder, rejimini değiştirir.

Ama büyük bir ihtimalle gerekli saldırıyı İsrail yapacak, ikinci yola ge-
rek kalmayacaktır.

Eğer ABD İsrail'in saldırısına engel olmak isterse, İsrail derin devleti de
buna karşı Başkan Obama'yı ortadan kaldırmayı düşünecektir. Bu dü-
şünceye meydan açmamak ve gelecek seçimleri kaybetmemek için
de Obama, İsrail'e engel olmayacaktır.

Sonuç: İran İsrail tarafından mutlaka vurulacaktır!

Peki, bu sorunu barışçı yoldan çözmek mümkün değil midir?

Pek tabii mümkündür! Bunun için de İsrail'in, 1967 sınırlarına dönmeyi
kabul etmesidir. Bu kabul ile İran İsrail'e dost olur, düşmanlıklar orta-
dan kalkar. Fakat İsrail Yönetimi'nde böyle bir kabule rıza gösterecek
olgun bir yönetici kadro bulunmadığından ve "biz '67 sınırlarına dönsek
bile İran bizi yine yok edecektir" diyen ırkçılar ve kötümserler olduğun-
dan, barışçı çözüm mümkün değildir.

Aslında İran, nükleer faaliyetlerini durdurarak İsrail'in saldırısını önleye-
bilir. Fakat İran, millî ve dinî gururunu kurtarmak için geri adım atmaya-
cak, bunun yerine İsrail tarafından vurulmayı ve mağduriyet kazanmayı
tercih edecektir. Bunun için de İran, İsrail tarafından vurulmaya çanak
tutacaktır. Yani, birisi vurmaya, ötekisi de vurulmaya muhtaç durumda-
dır.

Demek oluyor ki, İran'ın vurulmaktan başka şansı yoktur!

İran vurulurken Türkiye'nin tarafı ne olacaktır?

Çevresinde sıfır sorun politikasi güden Türkiye, İran vurulurken tarafsız
kalmayı tercih edecektir.

İran vurulunca ne olacak?

Esad'ın zulmüne destek veren İran'ın vurulduğu gün, Suriye'nin zalimlik-
te azgınlaşmış diktatörü kendiliğinden iktidardan düşecektir. Eğer düş-
mezse, Mehdi'nin yumruğuyla Mesih'in yumruğu birleşip Esad'ın kafa-
sını ezecektir. Burada Türk ve Arap savaşçılardan oluşan bir ordu, Meh-
di'nin yumruğunu; ABD ordusu da Mesih'in yumruğunu temsil eder. Sa-
yın Obama, Mesih'in yumruğu olmasını bilmelidir.

Allah'ın Mehdisi'nden gelen bu sözler, ABD Başkanını çaresizlik ve ka-
rarsızlıktan kurtaracaktır.

Not 1: Sayın Obama, hiç şüphesiz "Mesih" değildir. Fakat Suriye dikta-
törünün devrilmesinde "Mesih'in Yumruğu" vazifesini görebilir.

Not 2: Rusya ve Çin'in Suriye hakkındaki vetosu yanlış olmuştur. Rus-
ya ve Çin bu yanlışını, Suriye diktatörüne cinayetlerine derhal son ver-
mesi çağrısında bulunarak düzeltmelidir.

Not 3: Türkiye, Ortadoğu liderliğini omuzlamak istiyorsa, Suriye hakkın-
daki kararını hemen vermeli ve gerekeni yapmalıdır. Bu konudaki karar-
sızlıklar, Suriye diktatörünün cinayetlerini artırmaktadır.

Not 4: Bu bildiri, uluslararası diplomatik platformda paylaşıldı.

Zaman: Yeni Çağ'ın onikisi, Şubat başı.
Mekan: Avrupa.
Makam: Geleceğin Senaryosu.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANİSTLERİ
* * *