Samstag, 24. Juli 2021

KURBAN BAYRAMI HAYVAN KATLİAMI DEĞİLDİR!

KURBAN BAYRAMI

HAYVAN KATLİAMI DEĞİLDİR!

 

bütün hayvanların gerçek sahibi ALLAHın adıyla

 

Bazı ateistlerin ve müslümanlıkla ilgisi olmayan bazı sözde "hayvansever"lerin Kurban Bayramı'ndaki hayvan kesimine "hayvan katliamı" dediklerini duyuyoruz. Acaba bu sözü hangi hak ve hukukla söylüyorlar? Onların sözlerini geçerli kılacak bir delilleri var mı?

Hiçbir delilleri yok! Çünkü onları haklı çıkaracak ne bir beşerî yasa ne de bir İlâhî şeriat var. Ama buna rağmen sanki hayvanları kendileri yaratmış gibi o varlıklar üzerinde söz sahipliği yapıyorlar. Ama onların hayvanlar üzerinde söz sahipliğine hakları yoktur. Çünkü hayvanları onlar yaratmamıştır. Hayvanları kim yarattıysa, onlar üzerinde söz hakkı onundur. Hayvanların yaratıcısı ve yaşatıcısı Allah olduğuna göre, onlar üzerinde söz hakkı da O'nundur.

Allah ise; (domuz hariç) deve, dana, inek, öküz, koyun, keçi gibi hayvanların kesimini ve yenilmesini (O'nun adına kesilmek şartıyla) helâl kılmış, izin vermiştir. Ve geçmişte de her millete "Kurban İbadeti" koymuştur. Tevrat'ta geçtiğine göre geçmişte bazı dönemlerde hayvanların yakılarak kurban edilmesi istenmiş ve uygulanmıştır. Müslümanlarda ise bu ibadet kesilerek ve kesilen hayvanların eti yenilerek yapılmaktadır. Müslümanlar da bu ibadeti, hayvanların yaratıcısı yüce Allah istediği için yapmaktadır.

Hayvanların yaratıcısı Allah olduğu için hiçbir insan ve müslümanın keyfî kesim yapma hakkı yoktur. Yani kesilecek hayvanın Allah adına kesilmesi şarttır.

Hindistan'da inek ve öküzlerin kesilmesinin yasak olması ise, Allah'ın hakkına bir tecavüzdür ve sapıklıktır. Çünkü inek ve öküzlerin gerçek sahibi Hintliler değil, Allah'tır. Allah ise bütün evrenin ve içindekilerinin sahibidir. O Sahip'ten izinsiz yapılan bütün tasarruflar haksızlıktır, evren Sahibi'ne isyandır. Bu isyandan vazgeçmeyenler ise mutlaka cezalandırılacaktır. Ölümü öldüremeyen ve tekrar diriltilişi durduramayanların ise bu cezadan kurtuluşları yoktur. Kurtuluş ise ancak tövbede ve isyandan vazgeçiştedir.

Dolayısıyla hayvan kesimine "Katliam" diyen ateistler ve Allah haklarını tanımayan hayvanseverler haksızlığı bırakmalı, hayvanlardan önce hayvanların Yaratıcısı'nı sevmelidirler. Bu sevgi yoksa, hayvan severlik bir yalan olmaktan öteye geçemez. Hakiki insanlar ise yalancı olmaz, yalancılığı bırakır.

İmza: Mehdiyet ve Hilafet Makamı.

 

"Müslüman" isimli insanlara uyarı!

"Müslüman" ismini alabilmek için müslümanca bir hayat yaşamak şarttır. Çünkü müslümanca bir yaşayışı olmayanlara müslüman denmez. Çünkü müslüman oluş, Allah'a inanıp O'na teslim oluştur. Allah'a teslim olan ise; haklı, adaletli, namuslu ve ibadetli olur. En önemli ibadet ise Namaz'dır. Namazı olmayan insanların diğer iyi işleri değersiz kalır. İşlerinin ve yaşayışlarının değer kazanmasını isteyenler Namaz'a başlamak zorundadır. Bu zorunluk, hergün bir saatini beş vakit namaz için Allah'a kurban etmek demektir. Bu kurbanı yerine getirmeyenlerin senede bir defa bir hayvan kestirmeleri gerçek kurban olmaz. Kurbanlarının geçerli olmasını isteyenler hergün bir saatlerini Namaz için Allah'a kurban etmelidirler. Geçerli kurban, Allah için kesim yapmak ve yaptırmaktır. Bu sebeple gelenek görenek hesabına kurban kesenler, "hayvan katliamı" yapmış olurlar. Bu da, ateistleri haklı çıkarmak olur. Ateistleri haklı çıkarmak istemeyenler, Allah hesabına kesim yapmalıdır. Bu kesimin kabul edilmesi için de önce Namaz ibadetine başlamak gerekir.

Yüce Allah sizlere geçerli kurbanlar ihsan etsin ve bayramınızı kutlu kılsın.

İmza: Mehdiyet ve Hilafet Makamı.

 

Not 1: Namaz ibadeti, Allah'a inanışın ve O'na teslim oluşun ispatıdır. Bu ispatlamayı yapmayanların müslümanlığı yoktur. Allah'a inanmak ise, dinin başlangıcıdır, tamamı değildir.

Not 2: Hindistan yönetimi, Tanrı haklarını çiğneyen yasakları kaldırmalıdır.

Not 3: Et, gıdaların kralıdır. Et yemeyi kendilerine haram edenler Allah'ın hakkını çiğnemiş ve kendilerine de haksızlık etmiş olurlar. Bu haksızlık terkedilmelidir. Çünkü Allah, et yemeyi helâl kılmıştır.

Not 4: Ey acıma duygusu sebebiyle et yemeyi kendilerine yasak eden İnsanlar! Sizin acımanız, Allah'ın acımasından büyük olamaz. Allah sizlere çok acıdığından bitkilerden ve hayvanlardan faydalanabilmeniz için onlara akıl vermemiş. Onların aklı olmadığından kesilirken acı çekmezler. Çünkü akılları olmadığından geçmiş ve gelecek endişeleri yoktur. Bu endişe ve korkuları olmadığından kesilirken: "Eyvah hayatımı kaybediyorum" düşüncesi de yoktur. Madem onların bilinç ve düşünceleri yoktur, bu durumda sizin o kesimlik bitki ve hayvanlara acımanızın da faydası yoktur. Faydası olmayan bir acımayı terketmeniz sizin çıkarınızadır. Ama hayvanlara eziyet etme hakkınızın olmadığını da iyi bilmelisiniz.

Not 5: Ey İnsanlar!

Bilmelisiniz ki; en büyük bilgisizlik, evrenin Sahibi'ni bilmemektir. En büyük kötülük ve zulüm ise, evren Sahibi'ni inkâr etmektir. Sizler ise bu dünyaya bilgisizlik ve kötülükten arınarak hakiki insan olmak için gönderildiniz. Hakiki insan olmak isterseniz bu amacınıza uygun hareket etmelisiniz. Aksi halde bitki, hayvan ve şeytan seviyesinde yaratıklar olarak kalacaksınız. Bu düşük seviyenin ötedünyada karşılığı ise cehenneme atılmak olacaktır. Evren Sahibi'nin sizlerden tanınmak ve itaat edilmek istemesi, O'nun yaratıcılık ve yaşatıcılık hakkıdır. Bu hakkı öderseniz, ebedî mutluluğu kazanmış olacaksınız. Bu kazancı elde etmek için çalışmak sizin için en büyük ve en önemli ticarettir. Bu ticareti kaçırmamalısınız. Çünkü bu dünyada çok az bir ömrünüz vardır. Ölümü öldüremediğinizi ve yüziki yıl sonra gelecek olan kıyameti önleyemeyeceğinizi de unutmamalısınız. Hesabınızı buna göre yaparsanız, çok önemli o en büyük ticareti kaçırmamış olursunuz. Eğer ölümü öldürmeyi, kıyameti önlemeyi ve tekrar diriltilişi ve hesap verişi durdurabilecekseniz, bu takdirde dine ihtiyacınız kalmaz. Aksi halde dinli olmaya mecbursunuz. Dinsizlikte kurtuluş ve insanlık yoktur. Siz, varlığı seçmelisiniz! Ebediyeti seçmelisiniz! İnsan oluşu seçmelisiniz! Tanrı'nın hakkını çiğneyen şeytanî varlıklar olmayı kabul etmemelisiniz!

Not 6: Şunları da söylemezsek sözümüz eksik kalacak: Ölümü öldürmekle ve dünyada ebediyeti sağlamakla insanların din ihtiyacı sona ermez. Çünkü insanlar dünyaya bilgisiz olarak geldiklerinden, insanlar arası hukuku sağlayacak adalete ve yine insanlar arası iyi ilişkiyi kuracak güzel ahlâka ve kötülüğü kesecek hesap soran bir Tanrı ve otariteye muhtaçtırlar. Bu ihtiyaçları da ancak evrenin Sahibi ve O'nun gönderdiği din sağlar. Doğru bir din olmazsa ve ona uyulmazsa, insanlar vahşî kalır, insanlaşamaz.

Ayrıca, insanlar, kendi yarattıkları bir dünya ve evrende yaşamıyorlar. Başkası'na ait bir dünya ve evrende yaşıyorlar. Başkası'na ait bir mülkte yaşayanlar, mülk Sahibi'nin "Kim" olduğunu bilmek ve tanımak zorundadırlar. Aksi halde haksızca ve hırsızca bir oturum içinde kalırlar. Haksızca ve hırsızca bir oturum içinde bulunmak ise gerçek insanlara yakışmaz. İnsanların kendilerine ait başka bir evren yaratması mümkün olmadığına göre, onlar için evren Sahibi'ni tanımaktan başka çareleri kalmaz. O halde, insanlar, evren Sahibi Tanrı'yı bilmeli ve tanımalıdır. O'nu tanıtan tek ve en mükemmel kitap ise Kur'andır.

Bu sözler de yetmez: Çünkü evrenin işletilmesi ve yönetilmesiyle yeryüzünde bir hayat üretiliyor. Bu hayatın devamı için de diğer canlılarla birlikte insanlara rızk veriliyor. Bu rızk ve hayat da teşekkürü gerektirir. Bu teşekkürü yapmayanlara insan denilmez. Gerekli teşekkürü yapabilmek için de evrenin Sahibini bilmek ve tanımak gerekiyor. Bunun için de insanlık Tanrı'nın göndereceği bir kitaba muhtaçtır. İnsanlığa gönderilmiş son kitap ise Kur'andır. Kur'anı kabul etmeyenler ebedi mutluluğu kaybeder. Akıllı insanlar bu kayba razı olmazlar ve olmamalılar.

İmza: Mehdiyet ve Hilafet Makamı.

 

Allah'tan başka ilah yoktur. Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.

 

Zaman: Yeni Çağ'ın yirmibiri, Temmuz'un üçüncü haftası.

Mekan: Avrupa.

Makam: Hakka dâvet ve uyarı.

Boyut: Muranizm.

 

Yayınlayan: Avrupa Muranistleri.

                        *   *   *