Samstag, 27. April 2019

CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NE UYARI!

      CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NE UYARI!

      hainleri cezâlandıracak olan ALLAHın adıyla

Halk Partisi başkanı, gittiği bir şehit cenazesinde
saldırıya uğradı. Bu saldırı sıradan bir olay değildir.
Sıradan bir olay olmadığı için de halk partililerin u-
yarılması gerekiyor. Biz de gereken uyarımızı ya-
pacağız ve yapıyoruz.

Halk Partisi yöneticileri eğer saldırıya uğramak iste-
miyorsa, Hdp ile olan ilişiğini kesmeli ve ittifakını
sonlandırmalıdır. Eğer Hdp ile ilişiğini kesmeye-
cek ve ittifakını sonlandırmayacaksa, şehit cenaze-
lerinden uzak durmalıdır. Çünkü Hdp, Türkiye'ye
karşı savaşan Pkk'dan emir alan ve onunla derin
bağlantısı olan bir partidir. Böyle bir partiyle ittifak
içinde olmak Türkiye'ye karşı bir suç ve cinayettir!
Bu suç ve cinayet içinde olan bir CHP'linin şehit ce-
nazesinde bulunması, şehitlere ve ailelerine çok
büyük bir hakarettir. CHP'liler bu hakaretten vazgeç-
melidir. Eğer CHP'liler o şehitleri gerçekten sevi-
yorlarsa, Pkk terör örgütünün partisi olan Hdp ile
ilişiğini ve ittifakını bitirmelidir. Madem bitirmiyorlar,
şehit cenazelerinden de uzak durmalıdırlar.

Evet ey CHP! Şehit cenazelerinden uzak durmalı-
sın! Çünkü şehit cenazelerine katılarak, desteğini
aldığın Pkk ve Hdp'ye ihanet ediyorsun! Farkında
mısın? İki türlü ihanet içinde olduğunu görebiliyor
musun? Çünkü Pkk'dan aldığın destekle şehitleri-
mize ihanet etmektesin!

Hem CHP, Hdp ile olan ilişki ve ittifakını bitirmek
zorundadır. Çünkü Hdp, Türkiye'nin düşmanı olan
Pkk'nın partisidir. Bu partiyle ilişki ve ittifak içinde
olan bir CHP de, Türkiye aleyhine çalışıyor demek-
tir. Böyle bir çalışma ise, Türkiye'ye ihanettir. Dola-
yısıyla CHP, ihanet içinde olduğunu bilmeli ve o te-
rör partisiyle ilişiğini ve ittifakını kesmelidir. Aksi hal-
de CHP'nin kapatılması gerekir. Eğer parti kapatıl-
masını yasaklayan bir yasa çıkarılmışsa, bu yasa-
nın derhal değiştirilmesi ve terör örgütleriyle ilişkili
partilerin kapatılmasını sağlayan yeni bir yasa çıka-
rılması gerekir. Bu yasa çıkarıldıktan sonra da ön-
ce Hdp kapatılmalıdır. Bu parti kapatıldıktan sonra
da CHP'nin o partiyle ittifakı da söz konusu olmaya-
caktır.

CHP, eğer Fetö ve Pkk ile bir ilişkisi varsa, bu iliş-
kisini derhal kesmek zorundadır. Eğer bu gayri
meşru ilişkişini kesmezse ve bu ilişki delillendirile-
biliyorsa, bu durum CHP hakkında dava açılmasını
gerektirir. Çünkü bu haliyle CHP, normal demokratik
bir parti değil, Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden bir
parti durumunda sayılır.

CHP'liler, Fetö ve Pkk ile olan gayri meşru gizli iliş-
kilerini kesmelidirler. Çünkü eğer bu ilişki kesilmez-
se ve onlardan yardım ve destek alınmışsa, onlar
elbette bu yardım ve desteğin bedelini isteyecek-
lerdir. CHP bedel olarak onlara ne ödeyecektir?
Onların istediği bedeli ödemek, Türkiye'ye ihanet
olmayacak mıdır? Eğer CHP o Türkiye düşmanla-
rından yardım ve destek almışsa ve alıyorsa, iş iş-
ten geçmiş demektir. Çünkü CHP, onlardan aldığı
yardım ve desteğin bedelini ödemek zorundadır
ve ödemek zorunda kalacaktır. CHP'nin şu anda
büyük bir ihanetin içine düştüğü rahatlıkla söylene-
bilir. Böyle bir CHP'nin, Türkiye için tehlike olmadı-
ğını kim söyleyebilir?

Şimdi sunu sormalıyız: CHP, Pkk ve Fetö'den aldı-
ğı ve almakta olduğu siyasî yardım ve destekler
karşılığında hangi bedeli ödemeyi vaadetmiştir?

CHP'liler bunun cevabını vermelidir!

Evet, CHP, istenmiş veya istenecek bedele hazır-
lıklı mı?

Çünkü CHP'ye Fetö ve Pkk tarafından yapılmakta
olan siyasî yardımlar boşuna yapılmıyor. Bu yapı-
lan yardım ve desteklerle CHP belki iktidar olmayı
umuyor. Ama Pkk ve Fetö'nün istediği veya isteye-
ceği bedel çok büyük olacaktır. Çünkü Amerika im-
paratorluğunu kurtarabilmek ve İsrail devletini yıkıl-
maktan koruyabilmek için yakında İstanbul'u işgale
gelecektir ve bu işgal karşılığında Hatay'ı, Güney'i
ve Güneydoğu'yu isteyecektir. Bu istek karşısında
CHP: "Yeter ki Türkiye'nin yönetimini bize bırakın,
istediğiniz bölgeler de sizin olsun" diyebilecek mi-
dir? Yoksa çoktan demiş midir ki, Fetö ve Pkk'dan
yardım ve destek almayı kabullenmiştir?

ABD yakında Fetö ve Pkk aracılığıyla destek verdi-
ği CHP'den, Istanbul'un bilgilerini isteyecektir (bel-
ki de istemiştir). CHP bu bilgileri vermeye râzı ol-
muş mudur? Yoksa ilk iş olarak hırsızlık oylarıyla
kazanılmış İstanbul Belediyesi'nin bilgilerini kopya-
lama aceleciliği, bu râzılığın cevabı mı? Cevabı bu
değilse, CHP niçin: "Ben hırsızlık oylarıyla kazanıl-
mış bir belediye başkanlığını kabul edemem. Önce
yeniden sayım yapılsın, ondan sonra mazbatamı
alayım" demiyor? CHP bunu diyebilmeliydi!

Ama artık çok geç! Çünkü yeniden sayım yapılsa
ve CHP belediye başkanlığını kaybetse bile, iste-
dikleri Belediye bilgileri artık CHP'nin elindedir;
bedel isteyenlere verilmek üzere...

"CHP kendine gel" diyeceğiz ama, CHP'de kendi-
ne gelecek bir hâl görmüyoruz. Çünkü gayri meşru
yollardan iktidar olma hırsı onu, Fetö ve Pkk'nın ku-
cağına oturtmuş bulunuyor. Durum maalesef bu-
dur! CHP artık Türkiye için en büyük tehlike ve teh-
dittir. Türkiye'nin güvenlik kurumları gerekeni yap-
malıdır. Yoksa çok geç kalınmış olacaktır.

Fetö ve Pkk/Hdp'yle ittifaka meşruiyet isteyen CH-
P'ye meşruiyet verecek olanlar da Türkiye'ye iha-
net etmiş olurlar. Bu ihanet yapılmamalıdır.

Senin kapatılman (eğer geç kalınmadıysa) çare o-
labilir. Ama biz geç kalındığını düşünüyoruz. Çünkü
İstanbul Belediyesi seçimlerini Pkk-Hdp ve Fetö'
nün desteğiyle ve çalıntı oylarla kazanmış görünü-
yorsunuz. Destek aldığınız o Türkiye düşmanları
ise şimdi sizden bedel isteyecek ve siz de İstanbul
Belediyesi'nin bazı makam ve mevkilerini onlara
vermek zorunda kalacaksınız. Onların istediği ma-
kam ve mevkileri vermediğinizde sizin bütün suçla-
rınızı ortaya dökeceklerinden, bu zorunluktan kur-
tulamayacaksınız. Bu kurtuluşsuzluğunuz ise, İs-
tanbul'u işgal etmek isteyen dış güçlerin işine çok
yarayacak. Çünkü istedikleri adamlar, sizin elinizle
oraya yerleşmiş olacak. Eğer "CHP ihanetin içinde"
zannından kurtulmak isterseniz, İstanbul Belediye-
si'nde hiçbir değişiklik yapmamalı ve derhal seçim-
lerin yenilenmesini veya oyların yeniden sayılması-
nı istemeli ve beklemelisiniz. Eğer bu gerekliliği ye-
rine getirmezseniz, sizin bir ihanet içinde olduğunu-
zu bütün Türkiye görecektir.

Ey Türkiye'nin mâneviyatıyla barışamamış olan CH-
P! Bak Ramazan geldi. Kalbine doldurduğun Türki-
ye düşmanlarını kalbinden çıkarma orucuna başla-
malısın. Türkiye'nin mâneviyatıyla barışamamak
seni çok kötü yollara sevkediyor. Türkiye'nin düş-
manı olan Fetö'den, Pkk ve Hdp'den medet umar
hale gelmişsin. Ama senin kurtuluşun onlarda değil,
Türkiye'nin mâneviyatıyla barışmaktadır. Bu barışı
yapmazsan, Türkiye seni kalbinden çıkaracaktır.

Ey CHP'ye oy verenler! Fetö ve Pkk'yla ilişkisini
kesmeyen bir partiye oy vermeye devam ederse-
niz ve bu gayri meşru ilişkiyi sonlandıracak bir mu-
dahalede bulunmazsanız, partinizin ihanetine ortak
olmuş olursunuz! Bu ortaklığa da râzı mısınız? Bu-
na râzı olmamalısınız! Buna râzı değilseniz, yeni
partinizi kurmak zorundasınız.

Ey CHP'ye oy veren Türkiyeliler! Fetö, Hdp ve Pkk'
nın desteğini, "partinizi iktidara taşıyacak bir araç"
sanabilirsiniz. Ama o Türkiye düşmanları partinizi
iktidara taşımanın bedeli olarak sizden Türkiye'nin
parçalanmasını ve ABD'nin emri altına girmesini
isteyeceklerdir. Bu bedeli kabul ediyor musunuz?
Eğer "ediyoruz" derseniz, ihanetinizi açıklamış o-
lursunuz. Bu ihanete düşmek istemezseniz, ken-
dinize başka bir parti kurmalı veya bulmalısınız.

Ey CHP'liler ve CHP'ye oy verenler! Türkiye olan
vatanınızı seviyorsanız, vatanınıza ihanet etmeme-
lisiniz. Eğer Türkiye'nin düşmanlarına dostluk edi-
yorsanız, vatanınıza ihanettesiniz demektir. Bu iha-
netten çıkmak isterseniz, varsa Fetö ile, Pkk ile,
Hdp ile dostluğunuzu bitirmeli ve onların desteğini
reddetmelisiniz. Onların desteğini reddetmediğiniz
müddetçe ihanette olduğunuzu bilmelisiniz.

Vatanınıza ihanet etmek istemiyorsanız, Türkiye'
nin düşmanları olan Hdp'ye, Pkk'ya, Pkk'nın Suriye
kolu Ypg'ye ve Fetö'ye destek vermekte olan A-
merikaBirleşikDevletleri'ne de dost olmamalısınız.
Ondan medet beklememelisiniz. Çünkü Türkiye'
nin düşmanlarına verdiği yardım, destek ve silah-
larla ABD, Türkiye'nin dostu olmadığını, düşmanı
olduğunu açıkça göstermektedir. Bu gösterim kar-
şısında siz de onun düşmanlığını görmeli, dostlu-
ğunuzu kesmelisiniz. Türkiye'nin istediği silahları
vermeyen, ama onun düşmanlarını silahlandıran ve
destekleyen ve koruyan bir ülke ve yönetimi sizin
dostunuz olabilir mi? Madem olamaz, o halde onun
destekledikleri de sizin dostunuz olamaz ve olma-
malı. O halde ABD'den bir iktidar beklememelisiniz.
Sizin istediğiniz iktidarı ancak vatandaşlarınız olan
Türkiyeliler verebilir. Onların oylarını da ancak hak
ederek alabilirsiniz. Onların oyunu hak edebilmek
için de onların mâneviyatıyla barışmalı ve talepleri-
ni karşılayabilecek bir performans göstermeli ve
onlara güven vermelisiniz. Eğer bunları yapamıyor-
sanız, iktidar olma arzusundan vazgeçmelisiniz. E-
ğer gayri meşru yollardan iktidar devşirmeye kalkar-
sanız, Türkiye'nin yüzde seksenini karşınızda bulur-
sunuz.

Yine vatanınızı seviyorsanız, onun milletini de sev-
melisiniz. Çünkü vatanı vatan eden, onun milletidir.
Millet yoksa, vatan da yoktur. Milleti millet eden ise,
onun hak ve doğru olan mâneviyatıdır.Milleti seven,
onun hak olan mâneviyatıyla barışık olmalıdır. Bu
barışıklığa sahip olmayanın ise millet sevgisi yok
demektir. Millet sevgisi olmayanın ise vatansever-
liğinden bahsedilemez. Çünkü vatanı vatan eden,
onun hakka tapan insanlarıdır.

Eğer Türkiye'nin milletini seviyorsanız, o millet ço-
ğunluğunun seçtiği lideri de sevmelisiniz. Eğer i-
çinizden sevmek gelmiyorsa, hiç olmazsa düşman-
lık da etmemelisiniz.Düşmanlık etmemek boynunu-
zun borcudur. Bu borcu ödemelisiniz. O halde düş-
manlığa son veriniz. Çünkü o lidere düşmanlık, onu
seçen çoğunluğa da düşmanlıktır. Millet çoğunluğu-
na düşmanlık edenler ise, o çoğunluğun vatanında
hangi yüzle barınacaktır? Hangi yüzle barınmakta-
dır? Yüz istiyorsanız, düşmanlığınız son bulmalı.

Eğer siz düşman istiyorsanız, düşmanınız; Hdp, ve
onun amiri Pkk, Pkk'nın Suriye kolu Ypg ve Fetö
ve onlara destek veren Abd ve Avrupa ülkeleridir.
Bu düşmanlar dururken, siz Türkiye çoğunluğunun
seçtiği bir liderden ne istiyorsunuz? O lider başa
geçtiyse, millet çoğunluğunun rızâsıyla başa geçti,
seçimle geldi. Seçimle geleni de ancak seçimle
gönderebilirsiniz. Eğer demokratsanız, bu ilkeye
uyacaksınız, uymalısınız. Düşmanlıkla Türkiye'ye
iyilik yapmış olmazsınız, olmuyorsunuz! Bu düş-
manlık bitmeli! Çünkü Türkiye lideri sizin elinizden
seçme ve seçilme hakkını almadı. Kendisi de, de-
mokratik ilkelere uygun olarak seçilerek geldi. O
halde sakinleşiniz! Sizin sakinleşmeniz, Türkiye'ye
barış getirir. Barış istemiyor musunuz? Vatanınızın
bekâsını isterseniz, bu barışı istemelisiniz.

Hem çok yakında haydutlaşan devlet Abd vatanını-
zı işgale gelecektir. Bu geliş karşısında kimin ya-
nında olacaksınız? Kararınızı vermelisiniz: Abd'nin
yanında mı, Türkiye'nin yanında mı? Kendinize sor-
malısınız: "Böyle bir durumda Atatürk kimin yanında
olurdu?" Atatürk Abd'nin değil, Türkiye'nin yanında
olacağına göre, sizin de yanınız Türkiye olmalıdır.
Ama Abd, sizin onun yanında olmanız için size Mı-
sır'daki, Venezuela'da zorbalıkla ele geçirilmeye
çalışılanki gibi bir iktidar teklifinde bulunacaktır. Bu
teklifi reddedebilecek misiniz? Hain olmadığınızı
isbatlayabilecek misiniz?

Abd ve Avrupa ile dostuk kurmak isterseniz, onlar-
dan şu şartları yerine getirmelerini istemelisiniz:
Türkiye'nin bağımsızlığını tanısınlar. Pkk, Ypg ve
Fetö'ye desteklerini kessinler ve onlar üzerindeki
korumacılığını kaldırsınlar. Ermeni dosyasını ka-
patsınlar. Türkiye'nin istediği bütün teröristleri he-
men versinler. Türkiye'nin savunma ihtiyaçlarına
engel olmasınlar ve onun istediği silahları hiç oya-
lamadan versinler. Ayrıca İsrail'in haksızlıklarına
arka çıkmaktan ve Ortadoğu ülkelerini parçalamak-
tan da vazgeçsinler. Eğer bu şartları yerine getirmi-
yorlarsa, bilmelisiniz ki onlar, Türkiye'nin dostu de-
ğil, düşmanıdırlar. Bu düşmanlarla dostluk kurma-
nız nasıl mümkün olabilir ki?

Bu talep ettiğiniz şartlar karşısında onlar size diye-
bilir: "İktidarda AK Parti ve Erdoğan olduğu müd-
detçe bu şartları yerine getiremeyiz. Yerine geti-
rebileceğimiz şartlar ise; (emir kulumuz olmanız
şartıyla) Mısır'daki gibi bir iktidar sağlamak, Ermeni
dosyasını kapatmak ve silah vermek. Gerisini kabul
edemeyiz." Türkiye'nin demokratik iradesini tanıma-
yan ülkeler ise diktatörlük istiyor demektir! Onların
bu isteği karşısında siz de onların bu şartını red-
detmesini bilmelisiniz. Eğer reddetmiyorsanız, siz
de diktatörlük istiyorsunuz demektir. Türkiye'de dik-
tatörlük istiyor musunuz? (Ama içinizden bazılarınız
istiyor olabilir.) Madem istemezsiniz, o halde size
diktatörlük teklif eden ülkelerin dostluğunu da red-
detmelisiniz. Eğer reddetmezseniz, Türkiye'nin
düşmanı olduğunuzu açık etmiş olursunuz.

Ey Türkiye siyasetinin kötülükçü nefsi CHP!
Türkiye'de iktidar olmak istersen, kendini iyileştir-
melisin. Kendini iyileştirebilmen için de, Türkiyelile-
rin millî ve mânevî değerleriyle barışık olmalısın.
Bu barışı kabul etmeden meşru yollardan iktidara
gelmen mümkün değildir. Ancak gayri meşru yollar-
dan iktidar olabilirsin ki, bu da senin alçaklığın olur
ve ihanet yollarına sapmak zorunda kalırsın ve kalı-
yorsun. Hainleşmeyi kabul edecek misin, ediyor
musun? Hainleşmeyi kabul ettiğin takdirde Türkiye
için tehlike olursun. Türkiyeli çoğunluk da senin gibi
bir tehlikeyi yok etmek ister. Bu durumda ya iyileş-
melisin, ya da siyasetten çekilmelisin. Siyasetten
çekilmeyi kabul etmiyorsan, iktidar olma arzusun-
dan vazgeçmelisin ve bu konuda kavga çıkarma-
malısın. Türkiye'nin düşmanlarıyla giriştiğin dost-
lukla kazandığın ihaneti de bırakmalısın. Türkiye
siyasetinde ancak bu şekilde varolabilirsin. Aksi
takdirde senin sonun yakındır.

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Hdp'nin mecliste bulunması Türkiye için çok
büyük bir tehlikedir. Bu parti Pkk ile ilişkisini bitirme-
yi kabul etmediği takdirde gereken yapılmalıdır.

Not 2: CHP'nin Fetö terör örgütüyle ilişkisi tesbit e-
dildiği takdirde gerekli kanunî işlemlere hemen
başlanmalıdır.

Not 3: Başta CHP'liler ve bütün Türkiyeliler şu bilgiyi
akıllarında bulundursunlar: Türkiye, önce evrenin sa-
hibi Allah'a ait bir mülk ve evdir. Sonra bu ev, Allah'a
teslim olup O'na itaat edenlerindir. O'na inanıp itaat
etmeyenler ise, bu evde "haksız oturum" içerisinde-
dirler. Haklı oturum isteyenler önce evrenin sahibi
Allah'a ve ötedünyasına inanmalı ve sonra haklı ol-
mak, adâletli olmak, namuslu olmak, ibadetli olmak,
ahlâklı olmak ve iyilikçi olmak şartlarıyla O'na teslim
olmalıdırlar. O'na teslim olmayanlar ise, ötedünyada
haksız oturumda bulunmanın hesabını vereceklerdir.
Doğumlarını ve ölümlerini engelleyemeyenler ise
tekrar diriltilip hesap vermekten kurtulamayacaklardır.

Not 4: Bu bildiri bütün CHP'lilere iletilmelidir.


                     Allah'tan başka ilah yoktur.
         Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın ondokuzu, Nisan sonu.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *






Keine Kommentare: