Montag, 2. Juli 2018

MUHARREM İNCE'YE VE CHP'YE MEKTUP



    MUHARREM İNCE'YE VE CHP'YE MEKTUP

         iyi işler yapanları mükâfatlandıracak olan
                             ALLAHın adıyla


CHP'nin gelecekteki başkanı Sayın Muharrem İnce!

24 Haziran'da girdiğiniz Cumhurbaşkanlığı seçimini
kaybettiniz. Ama aldığınız yüzde otuz buçuk oyla
partinizin aldığı oyu geçerek de partiniz içinde ka-
zanan oldunuz. Bu kazanç sizi, CHP'nin başına ge-
tirmelidir. Siz CHP başkanlığını hakediyorsunuz.
Bu hakkınız için gereken çalışmalarınızı sürdürme-
lisiniz. Aldığınız yüksek oya bakarak CHP'li seç-
men de sizi destekleyecektir.

Partinizin şimdiki başkanı K. Kılıçdaroğlu için ise,
gitme vakti gelmiştir. Çünkü dokuz seçim kaybet-
miştir. Gitmezse, çok ayıp eder. Eğer gitmemekte
diretirse, o, "koltuk sevdası"na tutulmuş demektir.
Onu bu sevdadan kurtarabilmek için de, onun altın-
daki koltuğu çekip almak gerekir.

Aslında Kılıçdaroğlu'nun: "Siz benden yüksek oy
aldınız. Artık bundan sonra bu koltukta oturmak si-
zin hakkınız" deyip, centilmence çekilmesi gerekir.
Bu centilmenliği yapmıyorsa, onu zorla da olsa ya-
pıştığı koltuktan koparmak lâzımdır. Çünkü 9 se-
çim kaybetmiştir. Bu kayıplarla o, bu koltuğu haket-
miyor. Haketmediği bir koltukta oturan bir partici de,
Türkiye için faydalı bir adam olamaz. Çünkü haksız-
lık içinde olan siyasetçilerden Türkiye'ye hayır gel-
mez. CHP'li seçmen bu gerçeği görmeli ve Kılıç-
daroğlu'nun gitmesi için protesto gösterilerine baş-
lamalıdır. Kılıçdaroğlu oturduğu genel başkanlık
koltuğundan uzaklaştırılabilirse, partiye seçim ka-
zandıracak yeni bir başkanın geliş yolu açılmış
olur.

Sayın İnce, partinizle beraber Cumhurbaşkanlığı
seçimini kaybettiniz. Kaybedişinizin sebeplerini a-
raştıracak mısınız? Eğer seçim kazanmak istiyor-
sanız, kaybedişin sebeplerini bilmeniz ve bulmanız
ve onları ortadan kaldırmanız gerekiyor. Biz dindar-
lar, Türkiye'de iyi bir muhalefetin vücut bulabilmesi
için size kaybettiren sebeplerin önemlilerini göster-
mek istiyoruz.

Seçim çalışmalarına başlar başlamaz Erdoğan'ı
devirmek, yaptıklarını yıkmak vaadlerinde bulundu-
nuz. Bu düşmanca hareket yanlıştır. Çünkü siz, ço-
ğunluk kitleden oy almak için ortaya çıkıyorsunuz.
Bu düşmanca dili kullandığınız zaman, seçimi baş-
tan kaybetmiş olursunuz. Çünkü sizin düşmanca di-
liniz, çoğunluk kitleyi iktidar partisine daha çok bağ-
lar, onlardan oy alamazsınız. O halde bu düşmanca
dili bırakmak gerekiyor.

şmanca dil'den kurtulabilmek için de, "doğru mu-
halefet"in ne olduğunu bilmeniz gerekiyor. Doğru
muhalefet: İyiyi korumak, kötüyü yıkmak veya de-
ğiştirmektir. Siz ise bunun aksini yapmamak zorun-
dasınız. Ama ne yazık ki aksini yapmaktasınız. Du-
rumunuzu düzeltmediğiniz takdirde Türkiyeli çoğun-
luk kitle sizden kurtulmak isteyecektir. Çünkü yarar-
lı bir muhalefet ortaya serememektesiniz.

Doğru muhalefet için "iyi" ile "kötü"nün ne olduğu-
nu da iyi belirlemeniz gerekiyor. Bu belirleme de
ancak ya dine göre olur, ya da kanuna göre olur.
Kanunda bunun belirlemesi yoksa, dinin belirleme-
sine bakmak ve uymak zorundasınız. Eğer bu ko-
nuda ideolojinizin belirlemesiyle hareket edecek
olursanız, bu hareket sizi ve partinizi batırır ve ba-
tırmaktadır. Oy istediğiniz çoğunluk kitle de sizin
ideolojinize tapmak zorunda değildir. Türkiyeli ço-
ğunluk kitleden, ideolojiniz için değil, yapacağınız
iyi icraatlar için oy isteyebilirsiniz.

Türkiyeli çoğunluktan oy istiyorsanız, o çoğunluğun
diniyle, dindarıyla ve cemaatleriyle barış içinde ve
onlarla barışık olmalısınız. Bu barışı kuramazsanız,
onlardan oy alamazsınız. Onlardan oy alamadığı-
nız müddetçe de iktidar olamazsınız.

İktidara gelmek istiyorsanız, Türkiye'nin düşman-
larıyla düşman, dostlarıyla dost olmalısınız. Bunun
tersini yaparsanız, ihanete düşş olursunuz. Bu
ihanetle çoğunluk kitleden oy almanız asla mümkün
olmaz. O halde partiniz ve partilileriniz terör örgüt-
leriyleriyle yapmakta olduğu işbirliğini kesmek zo-
rundadır. Bu işbirliği kesilmediği takdirde Türkiyeli
çoğunluktan oy almanız mümkün olmayacağı gibi,
suçlu duruma da düşş olursunuz ve suçlu du-
rumdasınız. Bu suçluluk, partinizin kapatılmasına
veya partililerinizin hapse tıkılmasına sebep olabi-
lir. Bu işbirliğinizin hesabının da sorulması gereki-
yor.

Çünkü partiniz, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde te-
rör örgütlerinin partilerini özel bir destekle meclise
soktu. Bu iş, kötü bir iştir. Bu iş demokratlık değil-
dir. Bu iş, Türkiye'ye kötülük ve Türkiyeli çoğunluğa
da düşmanlıktır. Bu düşmanlığı niçin yapıyorsu-
nuz? İktidarı devirmek için mi? Ama başaramadı-
nız! Tek başardığınız şey, terör örgütlerinin elini a-
yağını meclise sokmak oldu. Terör örgütlerinin par-
tilerine verdiğiniz desteği derhal kesmeli ve onların
meclisten atılması için gerekenleri yerine getirmeli-
siniz. Aksi halde kendi partiniz kapatılmakla yüz yü-
ze gelebilir. Bunun için bir kanun çıkarılmayacağın-
dan emin olmayınız!

Sayın İnce! Türkiye'nin, güvenilir bir muhalefete ih-
tiyacı var. Partiniz ve partilileriniz bu güvenirliği sağ-
layamadığı için AK Parti iktidarda kalmaya ve tutul-
maya mecbur olacaktır. Biz dindarlar istiyoruz ki;
Türkiye'nin güvenilir bir muhalefeti olsun; olsun ki,
iktidar partisi yorulduğunda veya büyük yanlışlar
yapmaya başladığında muhalefeti iktidar yapabile-
lim. Ama partiniz CHP istediğimiz güvenirliği sağla-
yamadığı için iktidardaki parti yorulsa da, çatlasa
da, patlasa da onu iktidarda tutmaya devam edece-
ğiz.

Sayın M. İnce! Karar Gazetesi yazarı Elif Çakır'a
verdiğiniz kısa röportajda: "Cumhurbaşkanı olduğu-
nuzda gönülleri birleştireceğinizi" söylemişsiniz.
Gönülleri birleştirmek güzel bir şey, fakat dünyanın
en zor işlerinden biridir. Bu zor işi başarmak ister-
seniz, önce ideolojinizi değiştirmeniz gerekir. Yeni
ideolojiniz de; "Türkiye'ye ve Türkiyelilere hizmet"
olmalıdır. İdeolojinizi değiştirmeye hazır mısınız?
Eğer ideolojinizi değiştirebilirseniz, gerisi gelecek-
tir. Gerideki gelecekte de şunlar vardır: Gönlünüzü
önce Yaratıcınız ile birleştirmelisiniz. Bu birleştir-
meyi yapmamışsanız, Yaratan'ın yaratıklarının gö-
nüllerini birleştiremezsiniz. Gönlünüzü Yaratan'la
birleştirmek isterseniz, O'nun önünde eğilmek, diz
çökmek, hazırolda durmak ve secdeye kapanmak
olan namaza başlamalısınız. Namazınız yoksa, Ya-
ratan'a olan inancınız noksan demektir. Önce bu
noksanlığı gidermeli, Yaratan'a ve ötedünyasına i-
nancınızı kuvvetlendirmelisiniz. Kuvvetlendirmek
isterseniz, dua ile O'ndan yardım isteyebilirsiniz.
Mevlâna'nın ve Bediüzzaman'ın eserlerini okumak
da bu konuda size yardımcı olacaktır.

Cuma namazından başka beş vakit namaza da baş-
lamalısınız. Çünkü yüce Yaradan size hergün rızk
ve nimetleriyle 24 saatlik bir hayat vermektedir. Bu-
nun teşekkürü olarak da sizden günde bir saat tutan
ve imanın isbatı olan beş vakit namaz istemektedir.
Namaz kılmadığınız zaman, hayatın teşekkürünü
yapmamış oluyorsunuz. Bu teşekkürsüzlük de, nan-
körlük olmaktadır. Bu nankörlük de, cenneti kaybet-
tirip cehennemi kazandırıyor. Öldükten sonra da bu
iki yerden başka gidilecek bir yer yok. Ömrünüz de
geçmekte, bitmekte, tükenmekte! Gerekli teşekkür
de ölüm gelmeden önce ve hergün beş vakit yapıl-
malı değil mi?

Yaradan'a iman, yaratılışın teşekkürüdür. O'na iba-
det de, yaşatılışın teşekkürüdür. Bu teşekkürler ol-
madan gönlünüzü Allah ile birleştiremezsiniz. Bu
birleştirmeyi yapmadan da insanların gönüllerini
birleştirmeniz mümkün olmaz. Türkiye gibi vatan-
daşlarının yüzde doksanı müslüman ve bunların da
yüzde yirmi-otuzu dindar olan bir ülkede namazsız
bir adam, namazlılara hükmedemez. Yani dindarlar,
namazsız bir siyasetçinin idaresi altına girmek iste-
mezler. Onlardan oy istiyorsanız, namazlı olmalısı-
nız. Namazınız yoksa, müslüman bile sayılmazsı-
nız. Ama hata etmeyiniz: Namazınız, Allah emrettiği
için olmalıdır, yoksa oy toplamak için değil.

Gönülleri birleştirme yoluna girdiğinizde namaza
başlamanız gerekecek. Namaza başladığınızda iç-
kiyi bırakmak zorunda kalırsınız. Çünkü içkiyle na-
maz birarada yaşayamaz. Bunları gerçekleştirdiği-
nizde çok büyük bir sorunla karşılaşacaksınız. O da
şudur: CHP'li partililer, namaz kılan ve içki içmeyen
bir partiliye tahammül edebilirler mi? Eğer edebilir-
lerse, yolunuz açık demektir. Yoksa yeni bir parti
kurmadan hedefinize yürüyemezsiniz. Parti kurmak
da zahmetli bir iştir. Bu zahmete katlanabilecek mi-
siniz? Yoksa: "Bana bir belediye başkanlığı yeter"
deyip kenara mı çekileceksiniz?

İmza: Mehdiyet Makamı.


Not 1: Bir parti genel başkanı 2-3 seçim kaybedin-
ce kendiliğinden gitmelidir. Gitmelidir ki, seçim ka-
zanabilecek kişilerin önü açılsın. Partiyi daha ilerile-
re götürebilecek kimselerin önünü kapatan bir ge-
nel başkan, gerçek lider değildir. Sahte liderler de
parti başkanlığından uzaklaştırılmalıdır. FETÖ bir
kaset darbesiyle Deniz Baykal'ı gönderebiliyorsa,
CHP'liler de bir kaset darbesiyle 9 seçim kaybet-
miş koltuk sevdalısı kişiyi gönderebilirler ve gön-
dermelidirler. Çünkü o şahsın genel başkanlık hak-
kı bitmiştir. Onun haksızlığına son vermek, adâletin
gereğidir. O şahıs adâlete boyun eğmiyorsa, kaset
darbesiyle gönderilmek onun hakkıdır. Öyleyse
hakkı verilmelidir. Zaten kendisi de bir kaset darbe-
siyle gelmişti. O halde gereken yapılmalıdır. O şah-
sın basına sızmaması gereken sırları mutlaka var-
dır. O sırlardan derlenmiş bir kaset, "(K)oltuk (K)ara
sevdalısı"nın işini bitirir.

Not 2: CHP'liler terör örgütleriyle olan işbirliğini bi-
tirmezlerse ve meclise soktukları terör partilerini
oradan çıkarmazlarsa, Türkiyeli demokrat çoğun-
luk, CHP'nin derhal kapatılması için harekete geç-
mek zorunda kalacaktır. CHP'ye karşı protestolar
başlamalıdır. Çünkü terör örgütleriyle işbirliği için-
de olan bir parti, Türkiye için çok büyük bir tehlike-
dir. Bu tehlike derhal bertaraf edilmelidir.

Not 3: Allah'ın Mehdisi Mehmed Nur'an'ın emridir:
"CHP güvenilir bir parti haline gelmedikçe müslü-
manların ve özellikle dindarların o partiye oy verme-
leri yasaktır. Bu yasağı çiğneyenler, şefaatimden
mahrum kalır."

Not 4: İslâmiyette Allah'a ve âhirete inançtan sonra
en önemli ibadet namazdır. Namazı olmayan bir i-
nançlıya "müslüman" denmez.

Müslüman olmak isteyen bir kimse, Allah'a teslim
olmak zorundadır. Bu zorunluk için de şu 6 şartın
yerine getirilmesi gerekiyor:

1- Haklı olmak. 2- Adâletli olmak. 3- Namuslu ol-
mak. 4- İbadetli olmak. 5- Ahlâklı olmak. 6- İyilikçi
olmak, iyi işler yapmak ve gizli-açık bütün kötülük-
leri terketmek.

Bu şartların açıklaması da şudur:

Haklı olmak: Yaratan'ın, yaratılışın ve yaratılmışların
haklarını çiğnememek ve çiğnetmemektir.

Adâletli olmak: Haklının hakkını, haksızın cezâsını
hakettiği kadar vermektir.

Namuslu olmak: Aileyi korumaktır. Bu koruma için
de; nikâhsız cinsel birleşimi, tecavüzcülüğü ve eş-
cinselliği terketmek gerekiyor. Eğer kadınsanız,
seksî bir kıyafetle sokağa çıkmamalısınız. Yani
kollarınız, bacaklarınız ve göğsünüz kapalı olmalı
ve dar-ince-şeffaf giysilerle vücudunuzun seksî
yerlerini sergilememelisiniz. Başınızı örtüp örtme-
mekte özgürsünüz. Bu konuda baskı yapılamaz.

İbadetli olmak: Namaz kılmak, zekât vermek, oruç
tutmak, hacca gitmek ve "Allah'tan başka ilah yok-
tur. İsa, Musa ve Muhammed O'nun kulu ve elçisi-
dir" cümlesiyle Allah'ın tekliğine ve elçilerinin gön-
derilmişliğine şahitlik etmek ve bu şahitliği fırsat
buldukça tekrarlamaktır.

Ahlâklı olmak: Allah'a ve kullarına iyi davranmaktır.
Bunun için de; kibir, gurur, hırs, hased, cimrilik,
bencillik, yalancılık, gıybetçilik gibi kötü sıfat ve fiil-
lerin yerlerine onların iyi zıdlarını yerleştirmek ve
olgunlaşmak gerekir.

İyilikçi olmak: Âciz, fakir ve muhtaçların yardımına
koşmak ve yaptığı iyilik ve yardımı karşılık bekle-
meden sırf Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için
yapmaktır.


İmza: Mehdiyet Makamı.


                     Allah'tan başka ilah yoktur.
         Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onsekizi, Haziran sonu.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Uyarı ve Hakka dâvet.
Boyut:    Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *





Keine Kommentare: