Montag, 20. Oktober 2008

İSA ALLAH'IN NESİDİR?

ISA ALLAH'IN NESIDIR?
(COCUGU MUDUR, KULU MUDUR?)
cocuksuz ALLAHin adiyla

Allah'in Cocugu Yoktur

Kur'ana göre: Allah'in cocugu yoktur ve olmaz.
(Bak: Furkan 2, Meryem 35, Yunus 68, Enam
101, Zümer 4, Zuhruf 81, Kehf 4-5, Enbiya 26)

Gercek de budur. Cünkü Allah, ya doguran ve
dogurulan bir varliktir, ya da dogurmayan ve
dogurulmayandir. Eger Allah, doguran ve
dogurulan bir varliksa, O, gercek Tanri ve Ilah
olamaz. Cünkü ezeliyeti ve ebediyeti olmayan
bir Tanri'nin, bu kâinata Rab olmasi mümkün
degildir. Önümüzde, kesintisiz milyarlarca
yildan beri i$leyen bir kâinatin varligina $ahit
oldugumuza göre, bu kâinatin Sahibi, ezelî ve
ebedîdir. Ezelî ve ebedî olanin ise, dogurmaya
ve dogurulmaya ihtiyaci yoktur.

O halde, "insanlarin, Allah'in cocuklari
olamayacagi"ni, kabul etmemiz gerekiyor.
Peki, bazi inanclilarin "Hz. Isa'nin Allah'in oglu
oldugu"ndaki israrlarini dogru kabul edebilir
miyiz?

Bunun dogru kabul edilebilmesi icin Allah'in
buna izin vermis ve onaylamis olmasi gerekir.
Oysa biz, O'nun Son Kitab'inda bunun
onaylanmadigini görüyoruz. Bu halde ne
yapacagiz?

Bu zamanda ya$amakta olan Müslümanlar
ve Hiristiyanlar, Hz. Isa zamaninda ya$amakta
olan kimseler olmadigina göre, biz Kur'ani
dinlemeliyiz. Eger Kur'ani dinlersek, isabet etmis
oluruz. Cünkü Kur'an, Incil'den sonra indirilmistir.
En yeni bilgiler de, ancak Son Kitap'ta bulunabilir.
Eger bunu kabul etmezsek, Allah'in: "Ben size
son olarak Kur'ani indirdim. Bu Kitap'ta Isa'nin
Benim oglum olmadigini, olamayacagini ve böyle
bir nitelemeden de hoslanmadigimi size
bildirmistim. O halde nicin bu sözlerimi
dinlemediniz? Halbuki Kur'an, daha önce
göndermis oldugum Incil'den daha yeni bilgiler
iceriyordu. Evet, Incil'i de Ben indirdim. Fakat
o Kitab'a, 'Isa'nin benim oglum oldugu, Benim
de onun Babasi oldugum' $eklinde bir bilgi
koymadim. Benim yaraticilik sifatlarima zit böyle
bir bilgi indirmem ve göndermem mümkün degil
ve olamazdi. O halde siz nicin kendi akliniza,
kendi keyfinize ve gecmistekilerin size ilettiklerine
uydunuz da Son Kitab'imdaki bilgilere uymadiniz?"
demesine hazir olmaliyiz.

Evet, Hiristiyanlar ötedünyada böyle bir sorgulama
kar$isinda ne cevap vereceklerdir? Cevaplarini
$imdiden hazirlamalari gerekiyor.

Eger Kur'an olmasaydi böyle bir sorgulama
Müslümanlar icin de söz konusu olabilecekti.
(Gerci o zaman Müslümanlar da olmazdi) ama
biz olabilirmis gibi kabul edelim.

Bu halde, -eger Isa'nin "Allah'in oglu oldugu" fikri
dogru olmu$ olsaydi- o zaman Allah Müslümanlara
$öyle diyecekti: "Ben Incil'de, Isa'nin 'Benim oglum'
oldugunu bildirmi$tim. Siz buna nicin inanmadiniz?"

Eger Kur'an olmasaydi belki böyle bir sorgulama
olabilirdi. Tabii Incil'den sonra Kur'an indirilmis
oldugu icin, Müslümanlar böyle bir sorgulama ile
kar$ilasmayacaklar. Cünkü Müslümanlarin elinde
Kur'an gibi bir "delil" var. Ama Hiristiyanlar bir
delil gösteremez. Cünkü Hiristiyanlarin gösterecegi
her delili Kur'an cürütmektedir. Bu durumda
Kur'ana teslim olmaktan baska care yoktur. Eger
Hiristiyanlar bu careye sarilmazlarsa, Allah'in
yukaridaki sorgulamasiyla mutlaka karsilasacak-
lardir. Demek Hiristiyanlarin Allah'a verecek bir
cevabi hazirlamalari gerekiyor.

Bu cevabin hazirlanmasinda -veya vazgecilmesinde-
biz, Hiristiyan "kardeslerimiz"e -eger kabul
ederlerse- bir parca yardimci olabiliriz.

1- Önce "Hz. Isa'nin Allah'in oglu oldugu" iddiasi
nereden kaynaklaniyor, ona bakalim:

Isa Peygamber'in böyle bir iddiada bulunmus olmasi
mümkün degildir. Onun ilk baglilari da bu tür bir
iddiada bulunmus olamaz. Cünkü Hz. Isa gercegi
bilir. Incil'de de -Pavlus'un bir kac bula$tirmasi
haricinde- kendisini cogunlukla "Allah oglu" degil,
hep "insan oglu" olarak tanitmis ve belirtmistir.

Fakat Hz. Isa'nin göge cekilip dünyadan ayrilmasindan
sonra asil gercekler taninmaz ve bilinmez olmus ve
göge cekilme olayindan sonra gelen, yani "Pavlus"
gibi yeni Isa takipcileri, Hz. Isa'yi, inkârcilarin
ve Musevîlerin ileri sürdükleri "gayri mesruluk
ithami"ndan kurtarabilmek icin "babalik-ogulluk"
iddiasi ve müdafasiyla dinlerini korumaya ve
kurtarmaya calismislar (veya calismis olabilirler).

Yani onlara göre: "Isa babasiz dogduysa, -bir insan
babasiz dogamayacagina göre- bunun babasi
Allah'tir" mantigini i$letmis ve hata etmislerdir.
Hata etmislerdir, Cünkü Allah bir insani babasiz
da yaratabilir ve ilk insan olan Âdem ile Havva'yi
da annesiz-babasiz yaratmistir. Bu gercegi
görmek ve kabul etmek gerekirken onlar bunu
gözardi etmisler veya görememislerdir. Evliyalik
hizi ve yetkisiyle de Isa'nin "Allah'in oglu oldugu"
fikrini kendilerince isabetli ve mesru oldugunu
kabul etmisler ve Isa'yi yüceltmek a$kiyla da
bunu ho$ görmüsler, fakat Isa'yi yüceltelim
derken, Allah'i alcaltmak gayrimesruluguna
düsmüslerdir.

Burada, karsilikli olarak Kur'an ve Incil'in
"uydurma" oldugunu ileri sürüp, yeni bir tartisma
baslatmanin anlamsiz ve faydasiz olacagini
belirterek ikinci noktaya gecelim:

2- Dünyevî ebediyete a$ik olan ölümlü babalar büyük
bir tutkuyla bir ogul sahibi olmak isterlerken ve
hattâ bunun icin kiz cocuklarini diri diri topraga
gömüp, erkek evlâtlari icin onlari kurban ederlerken,
bunun tam ziddi olarak bazi padisahlar da,
"saltanatimizi elimizden alir" korkusuyla, kendi
erkek evlâtlarini acimasizca katletmi$lerdir. Demek
padisahlik ve saltanatta teklik arzusu, ikiligi ve
ortakligi hic kabul edemez. Bunun icin de "Allah'in
teklik boyasiyla" boyanmis olan bazi kral ve
padisahlar ve hattâ evliyalar, ogul sahibi olmaktan
hic hoslanmamislardir ve hoslanmazlar.

Allah ise, Kendisi ebedî ve ölümsüz bir yüce Varlik
oldugundan, bir ogul ile "ebediyet kazanmaya" hic
ihtiyaci yoktur. Kâinatin Kral ve Padisahi olan ve
ikiligi, e$liligi ve ortakligi asla kabul etmeyen ve
bu tutumunda cok da hakli olan bir büyük Allah, bazi
insanlarin dahi kabul edemedigi "bir ogul sahibi
olmayi" nasil kabul edebilir? Ve böyle bir iddia ve
niteleme kar$isinda nasil kükremez, nasil
hiddetlenmez ve demez: "Siz ne sacmaliyorsunuz!
Sizin bu sacmalamanizdan neredeyse gök ve yer
catlayip dagilacak! Haddinizi bilin!" Nitekim böyle
bir $eyden hoslanmadigini Son Kitab'inda bildirmis
bulunuyor. (Bak: Meryem 88-92)

3- Allah, "yaraticidir". Insanlar ise, "yaratik"tir.
Bu hal hic bir surette "baba-ogul" ile nitelenemez.
Ancak gercek gercegi bilmek ve kabul etmek
sartiyla: "Allah insanlara baba, insanlar da Allah'a
evlât gibidir" diyebilirsiniz. (Hz. Isa zamanindaki
insanlar da, Allah ve Isa hakkindaki "baba-ogul"
nitelemesini bu niyetle kullanmis olabilirler).
Fakat gercek mânâda "insanlar Allah'in ogullari"
veya "Allah insanlarin babasidir" diyemezsiniz
ve hakkiniz da yoktur. Cünkü Allah, böyle bir
niteleme ve nitelenmeden hoslanmamaktadir.
Bize de, O'nun hoslanmadigi bir $eyi
yapmamak düser.

4- Allah, Hz. Ibrahim'i Kendine "dost" kabul etmistir.
Bunu kabul ettigi gibi, diger Peygamberleri ve bazi
evliyalari da dost kabul edebilir. Öyle ise, "Hz. Isa
ve Muhammed de Allah'in dostudur" diyebiliriz.
Fakat "ogludur" demege hakkimiz yoktur. Aslinda
Hz. Isa hakkinda söylenebilecek en dogru söz:
"Isa Allah'in mucizesidir. Isa, Allah'in kelimesidir."
veya "Isa Allah'in kulu ve elcisidir" sözleridir.

Eger Hz. Isa'yi yüceltmek istiyorsak, "Isa Allah'in
mucizesidir" diyelim. Ama "Isa Allah'in ogludur"
demeyelim. Denmemesi gereken bu sözde israr
edenler, önce Allah'in yapacagi sorgulamaya
verecekleri cevabi hazirlasinlar, ondan sonra
istedikleri sözü söylemeye devam etsinler.

Eger Allah ölümlü bir Varlik olsaydi, o zaman
baba-ogul nitelemesi ölümlü bir Tanri'ya
yakistirilabilirdi. Bu halde biz de: "Isa da,
Musa da, Muhammed de Allah'in ogludur" diyebilir-
dik. Durum tam bunun aksine olduguna göre, Isa
Mesih'in, "Allah'in oglu" oldugunu iddia edemeyiz.
Kur'anda Allah'in Hz. Isa hakkindaki aciklamalari
dururken Incil'e bakarsak, baba-ogul nitelemesi
iddia olmaktan öteye gidemez. Isbatsiz bir dâvâ
ise gecersizdir.

Biz, ikibin yil önceki insanlarin Allah hakkindaki
nitelemesini taklit etmek zorunda degiliz. O
zamanin insanlari, Baba-Ogul nitelemesini belki
mecâzî anlamda kullaniyorlardi ve belki bu kullanim
bir âdet ve gelenek idi. Eger böyle idiyse, Allah
onlari affedebilir. Yok eger hakikî anlamda
kullanmislarsa, âhirette onlar da sorguya
cekilebilirler ve cezalandirilirlar.

Eger Hiristiyanlar bu nitelemeyi hakikî anlamda
degil de mecâzî anlamda kullaniyorlarsa, bunun
icin de yine Allah'in izni lâzimdir. Allah izin
vermiyorsa, onu terketmek gerekir. Cünkü birisi
size hoslanmadiginiz bir lâkâbla hitap etse, ona
en azindan darilir, küsersiniz. Allah'i darilt-
mamak icin en iyisi: "Isa, Allah'in kelâmidir"
veya "mucizesidir" denmelidir. Ama "ogludur"
denmemelidir. Allah'in, ne maddî ne de mânevî bir
evlâda ihtiyaci yoktur. Bunu kabul ettigimiz an,
dinimiz kusurlardan arinmis olacaktir.

Kur'andan önceki Hiristiyanlarin Allah hakkindaki
nitelemesini yüce Allah belki mazur görebilir.
Fakat Kur'anin inmesinden sonraki Hiristiyanlarin
o nitelemede bile bile israr etmeleri mazur
görülemez.

Hz. Isa Mesih'i ne kadar sevmeliyiz?

Hz. Isa, Musa ve Muhammed gibi (onlara rahmet
olsun) büyük Peygamberler, Allah'in ruhlarini ilk
önce yarattigi müstesna kimselerdir. Allah, onlari
övmüs ve sevmis, bizim de sevmemizi istemistir.
Fakat bu sevginin Allah hesabina olmasi gerekiyor.
Eger bir sevgi Allah icin degilse, yani sevilen
$ey ve kisi Allah yerine konularak seviliyorsa
veya Allah'in üzerine cikariliyorsa, o sevgi,
gayrimesru bir sevgidir. Bu $ekilde sevilen bir
kimse Peygamber de olsa, o sevgi ve muhabbetin
Allah katinda hic bir degeri yoktur. Bir degeri
olmadigi gibi, büyük bir cezayi da gerektirebilir.
O halde Hz. Isa'yi veya baska bir Peygamberi
severken onlari Allah'in a$agisinda tutarak
ve Allah hesabina sevmek mecburiyetindeyiz.
Aksi halde sevgimiz gecersiz sayilacak ve
reddedilecektir. Demek ne Isa'yi, ne Musa'yi
ne de Muhammed'i, Allah'in seviyesine veya üstüne
cikaramayiz, cikarmaya da hakkimiz yoktur.
Cikardigimiz takdirde hata etmis olacagiz. Demek
onlari yüceltirken herkesin seviyesini iyi hesap-
lamak ve ona göre hareket etmek zorundayiz.

$unu da unutmamaliyiz: Bir Peygamberin "Allah"
yerine konuldugu bir yerde o din yok olup gitmis-
tir. Cünkü e$ya ve insanlara "Allah-Tanri" diye
tapildiginda o $ey ve $ahislar putlastirilmis
olur. Putlastirmanin oldugu yerde ise, "din"
diye birsey kalmaz. Demek, bir anneden dogan ve
kâinatin yaratilisindan sonra dünyaya gelen Hz.
Isa gibi bir Peygamber'e ezeliyet verilemez ve o,
Allah yerine konulamaz, Allah'in yerini tutamaz.
Onu Allah yerine koyanlar, dinlerini kaybetmis
olurlar. Hz. Isa'ya "Allah'in kelimesidir"
demege hakkiniz var. Fakat "Isa, Tanri'nin
kendisidir" demege hakkiniz yoktur. (Bak: Meryem
72-73) Cünkü bu kâinat ve kâinatlilarin kral ve
padisahi olan Allah, elciligi kabul eder, fakat
ogul ve ortak kabul etmez. Bunun icin Isa,
Allah'in ancak "elcisi" olabilir. Demek, Hz.
Isa'yi "Allah" seviyesine cikarmak, dogru
degil, büyük hatadir. Zaman varken, gec
olmadan bu hatadan dönmek gerekir.

Eger Kur'an olmasaydi, biz de Incil'e inanmak
zorunda kalacaktik. Fakat $imdi Kur'an da var
olduguna göre, onu da dikkate almamiz gerekiyor.
Onu inkâr etmekle kendimizi kurtaramayiz.

Sözün kisasi; gercek Isevîler; "Allah'tan baska
ilah yoktur. Isa Allah'in kulu ve elcisidir" veya
"sözü ve mucizesidir" diyenlerdir.

Ama bu zamanin gercek Isevîleri $öyle demelidir-
ler: "Allah'tan baska ilah yoktur. Mehdi ve
Mesih Allah'in kulu ve elcisidir".

Biz de bütün Hiristiyanlari "gercek Isevîlig"e
dâvet ediyoruz. Bu dâvete olumlu cevap verenler
kendilerini kurtarmis olacaklardir. Biz de onlarin
kurtulusunu isteyenleriz. Bu kurtulusu kazanmis
olanlar da, "Gercek Isevîlik"i elde etmis olacak-
lardir. Gercek Isevîler de, Müslümanlarla dinen
"kardestir"ler. Dinsizlik ve inkârciliga karsi
zafer kazanmak isteyenler bu kardeslige mutlaka
cok önem verirler ve vermelidirler.

"Hiristiyanlar bizim kardesimiz midir"?

Allah'a, âhirete, meleklere inanc noktasinda
Hiristiyanlar kardesimiz sayilir. Incil'e ve Isa'
ya inanip, Kur'ana ve Muhammed'e inanmamalari
noktasinda ise ancak yarim kardeslik kazaniyorlar.
Bunun tam kardeslik olabilmesi icin, Kur'ani ve
Muhammed'i de kabul edip inanmalari gerekir.
Allah'i baba, Isa'yi da ogul saymalari noktasinda
ise kardesimiz olamiyorlar. Fakat biz, $eytan
gibi bir tek kusurla bütün iyiliklerini örtüp
onlari kardeslikten silecek degiliz ve silmemeli-
yiz. Allah rizasi icin her iki taraf kusurlarini
düzelterek insanligin kurtulusu hesabina bu
kardesligimizi ilerletmeliyiz. Baska caremiz
yoktur. Bu careye iyi sarilmali ve $eytanin
$eytanliklarina âlet olmamali ve ona gecit
vermemeliyiz. Gayesi, Allah'in rizasini kazanmak
ve insanliga hizmet etmek olanlar icin en iyi yol
budur. Bu yoldan asla sapmamaliyiz.

Not 1: M.Ali Agca'nin, "Mesih"likle bir ilgisi
yoktur. Gercek Mesih, ondört yil kadar sonra
vazife ba$ina gececektir.

Not 2: Bu bildirimizi Vatikanlilar da okumalidir.

BARIS VE KARDESLIK ICIN DIYELIM:
ISA ALLAH'IN ELCISI VE MUCIZESIDIR!


Zaman: Yeni Cag'in altisi, Ocak sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Dogruyu gösterme.
Boyut: Muranizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: