Montag, 13. Oktober 2008

A Y D I N L I K N Â M E/ Aydinlanmak Isteyenler Icin

A Y D I N L I K N A M E
aydınlığı vareden Allah'ın adıyla

Aydınlıktan Bahsedenler Aydınlıkta Mı?

İnançlıların temel hakları kısmen veya tümden ellerin-
den alınmış ve alınmakta iken, hem zulüm ve baskı al-
tında inletilirlerken; Aydınlık, Barış, Kardeşlik, Hoşgörü
ve Özgürlük nutukları çekecek durumda değiliz. Fakat,
sırtlarını laiklik zulmüne dayayıp, yüzlerine de Demok-
rasi ve Cumhuriyet maskesi takarak Aydınlık, Barış,
Kardeşlik türküsü okuyan ve zalimleri alkışlayıp
desteklemekte olanların, bu kavram ve değerlerle
orada burada şov yapmaları da bizi rahatsız etmektedir.
Acaba kendileri en koyu karanlık, ırkçılık, savaşçılık
hoşgörmezlik ve baskıcılık içinde oldukları halde na-
sıl bu kavram ve değerlerin türküsünü okuyup, nutkunu
çekebiliyorlar? Acaba bu kimsesiz kimseler gerçekten
aydınlık, barış, özgürlük içinde midirler? Bunu biraz
kurcalayıp kendilerine göstermek gerekmektedir. Belki
kendilerine gelebilirler.

Önce Aydınlık'tan başlayalım. Acaba Aydınlık nedir ve
nerededir ve nasıl elde edilir?

Girdiği yerde karanlığı yok eden ışıksal unsurların
meydana getirdiği mucizevî olaya "Aydınlık" denir.
Hayat, kâinatın ışığı; Güneş, dünyanın ışığı; Ay,
gecenin ışığı ve aydınlığıdır. Aklın ışığı, bilim; kalbin
ışığı da, din'dir. Demek mânevî aydınlığın ana kaynağı
bilim ve inanç'tır. Buna göre, Yaratıcısını bilmeyen
ve inanmayanların dünyasında aydınlık yoktur. Çünkü
Yaratıcısını bilmeyen kimse, herşeyi ve herkesi sahip-
siz, başıboş, kimsesiz ve anlamsız görür. Bu görüşte
aydınlık değil, karanlık vardır. Yaratıcısına ve Öte-
dünyasına inanmayan kimsenin de sadece bir gelmişi ve
bir de geçici ve geçmekte olan bir dünyası vardır; geç-
miş ve geleceği yoktur, yokluktadır ve ölüdür. Ölümle
dünyalarının elden çıkmasıyla da -kendi zanlarınca-
nihayetsiz bir yokluğa düşerler. Ölüm onlar için bir
idam olur. Sevdiklerine kavuşamazlar. Çünkü -onlarca-
bir daha diriliş yoktur. Diriliş olmadığından da, ka-
vuşma yoktur, varlık da yoktur. Yoklukta ise, geçmiş
ve gelecekten ve onların milletlerinden bahsedilemez.

İşte inançsız ve inkârcıların Ötedünyaları olmadığın-
dan, gelmiş zaman dışında bütün zamanları ve milletle-
leri yokluktadır. Yoklukta ise aydınlık yoktur. Yokluk-
ta ancak karanlık vardır. Kendilerini aydınlıkta gören
bilinçsiz ve inançsızların sahip olduğu veya var san-
dıkları aydınlık, ateş böceğinin gece karanlığındaki
bir ampulcük ışığı gibidir ve o kadardır. Bütün zaman
ve mekanları aydınlatan İnanç Güneşi'ni bilmediklerin-
den veya inkâr ettiklerinden, inançsızlık mumunu bir
güneş gibi sanıyorlar. Kendi inançsızlıklarında olma-
yanları da karanlıkta görüyorlar! Güneş nerede, mum ve
ampul nerede! Acaba inançsızlık ve ötedünyasızlıkla
meydana gelen nihayetsiz karanlıklar, sonu gelmez ge-
celer hiç mum ve ampulle aydınlanır mı? Onların aydın-
lığıyla gündüz olur mu? Aydınlık ve gündüzlük isteyen,
Yaratıcısını bilmeli ve inanmalı. O'na inanan, güneşi
bulur, gerçek aydınlığı kazanır, nihayetsiz karanlık-
lardan kurtulur.

Yaratan'a inanç ise, O'nun yeryüzü ve gökyüzündeki
canlı ve cansızlardan meydana gelen eserlerine bakmakla
olur. Çünkü eser ustasız olmaz, eser Usta olamaz. Ro-
botu yapan, robot olmayacağı gibi, insanı yapan da in-
san gibi olmayacaktır. Fabrikayı yapan, fabrika ve i-
çindekiler olmadığı gibi, kâinat fabrikasını yapan da
kâinat ve içindekiler değildir. Hiçbir şeyin kendi
kendine olma kabiliyeti yoktur. Fabrikayı insan yapar.
Kâinatı da ancak tek tanrı olan Allah yapar. Allah or-
taksızdır, fakat elçisiz değildir. O'nun bu zamandaki
elçisi, Kur'anizm'dir. Yaratan'ı bilmenin ve bulmanın
bir yolu da, O'nun Elçisi'ni dinlemektir.

Yaratan'a inanç ve bilinçle gerçek aydınlığa sahip ol-
mayanların barıştan, kardeşlikten, özgürlükten bahset-
meleri anlamsızdır, hakları da yoktur. Hem o değer ve
kavramların, karanlık içinde olanlara bir faydası da
yoktur. Onların bir anlamının olabilmesi için önce
gerçek aydınlığı kazanmak gerekir. Çünkü barış, haksız-
lığı kesmek ve yenmekle mümkündür. Ötedünyaya inan-
mayan, Yaratan'ın cezasından korkmayan nasıl haksızlı-
ğından vazgeçer? Nasıl faizciliği, tefeciliği bırakır
da fakirlerin yardımına koşar? Sonra bütün insanların
yaratıcısının bir Allah olduğunu bilmeyen, nasıl ırk-
ları kardeş kabul eder? Allah'a inananları düşman ırk
kabul eden inançsız ve inkârcılar ve atalarını Yara-
tan'a denk veya üstün tutan kemalist ve ortakçılar,
hangi kardeşlikten bahsedebilir? Sonra Yaratan'a kul
olmamışlar, özgürlüğü nerede ve kimde bulacaklardır?
Çünkü gerçek özgürlük ancak Yaratan'a kulluktadır.
Yaratan'a kul olmayan, ya acizlikle kullara kul olur, ya
da zulüm ve zorbalıkla kulları kendine köle yapar. İ-
kisi de özgürlüğün elden çıkışı ve imhasıdır. Demek
Yaratan'a ve Ötedünyasına inanç ve bilinç aydınlığı
olmadan gerçek barış ve kardeşlik ve özgürlük'ten
bahsetmek mümkün değildir. Bahsetmenin de anlam
ve değeri yoktur.

Ey aydınlık arayan ve barış, kardeşlik ve özgürlük
isteyen insanlar! Geliniz, aradıklarınız ve istedikleri-
niz ancak ve ancak Yaratan'a inanç ve bağlançtadır.
İnançsızlıkta ve inkârcılıkta ve ortakçılıkta aydınlık
yoktur. Onlarda ancak karanlık vardır. Aydınlığın
olmadığı bir yerde ise barış, kardeşlik ve özgürlük
bulamazsınız. Laiklikte ise, aradıklarınızın ancak
zıtlarını bulabilirsiniz. Yani aydınlık yerine karanlığı,
barış yerine düşmanlığı, kardeşlik yerine ırkçılığı ve
özgürlük yerine tutsaklığı bulabilirsiniz. Barış, kar-
deşlik ve özgürlük ancak Yaratan'a teslim oluştadır.
Öyle ise geliniz; inanclılar olunuz, aydınlık bulunuz.
Teslimciler olunuz, barış ve kardeşlik ve özgürlük
kazanınız. Kur'anist olmakla da, doğru yolu bulur,
saadete erersiniz.

Not: Aydınlar Aydınlıkta mı?
-Eğer onların gelmiş zamandan başka
geçmiş ve geleceği de aydınlatan ve
dirilten bir inanç güneşleri varsa,
aydınlıktadırlar. Yoksa,
onlar karanlığın adamlarıdır.

Ateş böceğinin ışığı nasıl geceye ay
olmazsa, inançsızın gelmişe ait bir
anlık sönük ışığı da, dünyaya güneş
olmaz. İnanç ışığı ise, bütün kâinatı
ve zamanlarını aydınlatan ve dirilten
bir güneştir.

"Güneş ile varlıklar görünür. Hayat ile
varlıkların varlığı bilinir." İnanç
ışığı ile de, varlıkların anlamı anla-
şılır. Anlam ışığı olmayanlar ise, hiç
bir şeyi göremezler. Çünkü onların kalp
gözleri kördür. Bu kör gözleri açacak
mucize ancak Yaratan'a inançtır.

Zaman: Yeni Çağ'a üç kala (1997) Haziran'ı.
Mekan: Avrupa.
Makam: Aydınlık.
Boyut: Kur'anizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA KUR'ANİSTLERİ
* * *

Keine Kommentare: