Samstag, 25. Oktober 2008

E M I R N A M E

E M I R N A M E

"ol" emriyle olduran ALLAHin adiyla

ALLAH'IN "OL EMRI"NDEN NE ANLAMALIYIZ?

(Bu bildiri, yazarimiz Hüseyin Avdic'in 2006 yillarinda
mustafaakyol.org sitesinde bazi tartismacilara verdigi
cevaplardir.)

Önceki senelerde bu konuda ve bu sitede (mustafaakyol.org)
dabazi aciklamalarim olmustu. Simdi onlar hangi ilmekte
bilmiyorum. Isteyen arastirip bulabilir. Ama ben simdilik
$unlari söylemek istiyorum:

Bugün dünyamizda hergün 250-300 bin kisi ölmekte ve
bir o kadar da (biraz fazlasiyla) dogmaktadir. Bu sayiya
bitkilerin ve hayvanlarin dogumunu da eklersek, rakam,
milyonlari, milyarlari gecer.

Eger bir günde 300 bin kisi doguyorsa, bu, saniyede 3-5
kisi doguyor demektir. (Hesabim yanlissa, arkadaslar dü-
zeltebilir). Yani insanin sahibi yüce Allah, bir anda 3 kisi
yaratiyor. Bu da; milyonlar, milyarlar, trilyonlarca bakteri,
enzim, amino asit ve hücre "bir anda" yaratiliyor demektir.

Demek kâinat fabrikasinin Dünya bölümünde ve yeryüzü
tezgahinin anne rahmi makinasinda Allah bir bebegi bir an-
da, yani "ol" demekle hemen yaratmakta ve yaratabilmek-
tedir. Tabii bu bir anlik süre bize "9 ay" görünmektedir.

Bu hesabi ve mûcizeyi gördükten sonra, Allah'in bu kâinati
"6 günde" yaratmis oldugu gercegi de aklimiza sigar. Cünkü
Allah, sonsuz bir kuvvet ve kudretle i$ görüyor. Bunun icin
kâinatin yaratilisi da "bir anda" degil, fakat "6 gün" gibi cok
kisa bir zamanda tamamlanmistir. Yani 48 saatte Dünya,
48 saatte uzay ve yildizlar ve 48 saatte de Dünya'nin dösen-
mesi yapilmis ve yaratilmistir.

Yani Big Bang teorisine göre milyonlar sene süren kâinatin
yaratilisi, Allah'a göre "6 gün"dür. Kâinatin bu kadar kisa
bir zamanda yaratilmis olmasi imkânsiz degildir. Cünkü Al-
lah'in kudretini yukaridaki hesaplarda gördük.

Burada $öyle bir sual sorulabilir: "Allah kâinatin 6 günde
yaratildigini nereden biliyor? Cünkü kâinat yaratilmadan
önce Dünya yoktu. Dünya, kâinattan (veya onun tamam-
lanmasindan) sonra yaratildi. Gün de, Dünya'nin kendi et-
rafinda dönmesinden olusuyor?"

Cünkü Allah, ileride bir Dünya yaratacagini ve onun ken-
di etrafindaki bir dönüsüne "gün" denilecegini biliyor ve bu
güne göre hesap ve planini yapiyor, kâinati yaratiyordu ve
yaratmis. (Bu hesap, en büyük yildiz veya galaksinin bir
tam dönüsüne de tatbik edilebilir).

Kâinat yaratilmadan önce Allah neredeydi?

Hic bir "yerde" degildi. Cünkü kâinat yaratilmadan önce
hic bir yer ve sey yoktu. Yani "önce" de yoktu, "sonra" da
yoktu. Uzay da yoktu, mekan da yoktu. Var olan sadece
Allah'in varligi idi. Hersey Allah'tan ibaretti.

Peki, Allah $u an nerededir?

Allah $u an hem heryerdedir, hem de hicbir yerde degildir.
Bunu $u örnekle belki aklimiza sigdirabiliriz: Kâinati büyük
bir vücud kabul edersek, Allah bu vücudun "ruhu" olur. Ruh
bedene ne dahildir, ne de ondan harictir. Ruh, bedensiz ya-
$ayabilir, ama beden ruhsuz ya$ayamaz. Ruh, bedeni ku-
$atmis ve avuclamis bilincsel bir i$ik oldugundan, o, bede-
nin heryerindedir. Ayni zamanda hicbir yerinde de degildir.
Cünkü ruh, parcalanmaz bir bütündür ve bedensiz de ya$a-
yabilir. Yani ruh, bedendeki hücrelerin ölmesiyle ölmez ve
organlarin kopmasi veya eksilmesiyle eksilmez, azalmaz
veya parcalanmasiyla parcalanmaz.

Bu misâl gibi; kâinatin ruhu ve i$igi olan Allah da bütün ev-
reni ku$atmis ve avuclamis bir "ki$i" oldugundan, O her an
her yerdedir. Hem de hic bir "yerde" degildir. Cünkü ruh ve
i$igin mekana ihtiyaci yoktur. (Fakat O'nun, kâinatin üst sI-
nirini yönetim alani yapmis olmasi, O'nun mekandan arinmis-
ligina zarar vermez. Cünkü kâinatin maddî dI$i yoktur. Mâ-
nevî ötesi vardir. Bu da Allah'in mekansiz varlik alanidir ).
Bu durumda "Allah nerede duruyor" sualine, "kâinatin mâne-
vî ötesindeki mekansizlikta" diyebiliriz.

Allah'in büyüklük ve mekansizligini görmek isteyenler $u
ayeti okumalidirlar: (Zümer 67):

"Allah'i geregi gibi bilemediler. Halbuki kiyamet günü yer,
tamamen O'nun avucu icindedir, gökler de sag elinde dü-
rülmüstür. O, onlarin ortak kostuklarindan uzak ve yüce-
dir."

Allah, gözümüzün önünde bir anda bir arslan yaratabilir mi?

Yaratabilir. Cünkü bir ordudaki askerlerin emir dinlemesi
gibi, kâinattaki bütün atomlar da Allah'in emir ve isteklerine
boyun egik ve itaatlidirler. Bize akilsiz görünen atomlar, Al-
lah'in emirlerine akillidirlar ve emre hazirdirlar. Bunun icin
Allah, istedigi anda istedigi seyi yaratabilir. Bir kisim atom-
lara "arslan ol" dediginde, hemen arslan olurlar. Mûcizelerin
de asli budur. Yani hersey bir anda olur. Allah'in gücüyle
bütünlesmis bir Peygamber, eliyle Ay'i bir anda ikiye böle-
bilir ve bölmüstür. Veya bir Hz. Isa, iyilesmesi mümkün ol-
mayan hasta ve sakatlari bir mesh etmesiyle iyilestirebilir ve
bir "ey falan kalk" demesiyle ölüleri diriltebilir. Cünkü Allah'
in sonsuz gücüyle i$ görüyorlar, O'na dayaniyorlar.

Allah'in evrene ve atomlara olan bu hâkimiyetinden anlama-
liyiz ki, O, meleklere de "muhtac" degildir. Yani O, istedigini
vasitasiz yapabilecek kudrettedir. Fakat sayginligini korumak
ve baska amaclarini gerceklestirmek icin, melekleri de yarat-
mis.

Allah'in "ol emri"nden ateist ve materyalistlerin alacagi ders
nedir?

Onlarin alacagi ders: Eger atomlarin Allah ile bagi kesilirse,
onlarin hicbir i$e yaramayacaklari ve yok olacaklaridir. Na-
sil bir asker, ordusu ile ilisigi kesildiginde bir ordu ve devlet
gücünü kaybederse, bir atom da Allahsiz birakildiginda kâ-
inat kadar bir ilahlik gücünü kaybeder, bir i$ göremez. Al-
lahsiz halde bir i$ görebilmesi icin ise, her atoma bir ilahlik
vermek gerekir. Bu da, bir atomun bütün atomlara hem hâ-
kim hem mahkûm olmasi demektir. Eger hâkim olursa, mah-
kûmiyeti kalmaz. Makûmiyeti olmazsa, yaratilisa malzeme
olamaz. Eger mahkûm olursa, bu sefer de hâkimiyetini kay-
beder. Hâkimiyeti olmayan bir atom ise, yaratici olamaz.
Yaraticiligi olmayan bir atomun da, bir "yaratik" olmasi ge-
rekir. Yaratilmislara da bir Allah gerekir. Allah olmazsa,
atomlar "atom" olamaz. "Onlari tesadüf de mi kurtaramaz?"
Kurtaramaz! Zira atomlarin tesadüfe vakitleri yoktur...

Dolayisiyla "tesadüf"e dayandirilmis teorilerin cöpe atilmasi
gerekir. Eger atilmazsa, ben bugünden itibaren onlara
"cehâlet teorisi" olarak silinmez bir damga basacagim ve
bastim! Silebilecek olan varsa, buyursun silsin...

Zaman: Yeni Cag'in sekizi, Ekim ayi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Desifre.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
***

Keine Kommentare: