Donnerstag, 23. Oktober 2008

M E H D i N A M E 1

(Bu bildiri, 2002 yilinda yayinlandi.)

B E K L E D I G I N I Z C E V A P

(Bu cevap, Bediüzzaman'a yapilan bir saldiriya
karsi yazdigimiz Bediüzzamanname isimli mektubumuza
yapilan itiraza verilen karsiliktir.)

MEHDINAME 1

merhametli Allahin adiyla


Hz.Isa hakkinda âhirzamanla ilgili haberlerin ziddini
söyleyen sahsin ismi, yazimizin basligi altinda yazi-
liydi. Adi: C.A. Simdi ellidört sualinize ellidört
cevabi asagida veriyoruz.

1-"Kur'anî" ve "Islâmî" derken maksadimiz, Kur'anla
Islâm'i ayirmak degildir. Fakat yazarlar bir konuyu
daha iyi anlatabilmek icin "Kur'anî-Islâmî" diye bir
ayirim yapabilirler. Dinî ve Islâmî kelimeleri de böy-
ledir. Hem, "din" denilince siz bunu "Islâm" olarak
anlayabilirsiniz. Fakat herkes sizin gibi anlamaz ve
anlamak mecburiyetinde degildir. Cünkü "din" umumî bir
ifadedir. Bu ifadenin icinde Islâm da olur, Hiristi-
yanlik da olur, Musevîlik de olur. Mehdilik ve Müced-
ditlik hakikatini bilenler ve kabul edenler, Hiristi-
yan ve Yahudilerin kâfirliklerine hükmetmezler. Cünkü
kâfirlik, Allah'i inkârdir. Hiristiyanlar Allah'i in-
kâr etmiyor. Onlarin yaptiklari, Allah'a ortak kosma'
dir, müsriklik'tir.Cennete gitmenin sartlari bellidir.
Bu sartlari yerine getiren adi Müslüman olsun, Hiris-
tiyan olsun, ne olursa olsun cennete gider. Bir insa-
nin (dinî) adinin Hiristiyan olmasiyla cehennemlik o-
lacagina hükmedilemez. Bir insan Müslüman adi altinda
cehennemlik isler yaparsa, adi sirf "Müslüman" diye
cennetlik olmaz. Allah'a göre kalp ve icerik önemli-
dir. Demek kalip ve suret bizi aldatmamalidir.

Her âlim ayni tabirleri kullanacaktir diye bir sart
yoktur. "Bir cok âlimin bilmedigi" derken, "kabul et-
mezse" ekini de kullanmistik. Bir cok âlim Mehdilik ve
Mücedditlik hakikatini bilebilir. Fakat kabul eder mi?
Kabul etmediklerinden, kendi ilimlerine güvendiklerin-
den hata ediyorlar. "Her bilenin üstünde bir baska bi-
len vardir" hakikatini de unutup,baskalarini cahillik-
le sucluyorlar.

2-"Canli Kur'an" tabirinden maksadimiz, "Kur'an'i can-
li bir sekilde yasiyan" demektir. Her Islâm âlimi ayni
tabirleri kullanmak zorunda degildir.

"Kur'anin yorumunu yapamazlar" demiyoruz. Dikkat edin,
"en dogru yorumunu" diyoruz. Cünkü asrin Mücedditi,
dinin esaslarini korumakla birlikte cagin sartlarini
ve ihtiyaclarini bilir, yorumunu da ona göre yapar.Ca-
gin ihtiyaclarini nazara almayan bir yorum ise, fayda-
dan cok zarar getirir. Cünkü ata et, ite ot atmamak
lâzimdir. Bu gercege uymayan ve dikkat etmeyen âlimle-
rin yorumlari ise ancak arastirmacilar icin faydali o-
labilir.

3-(Sizin anladiginiz anlamda) bizim üstadimiz yok.Cün-
kü biz, Allah'tan aldigimiz bilgi ve isigi kendimize
üstad yaptik. Üstada ihtiyacimiz yok. Fakat o bilgi ve
isigi almadan önce gecmis üstadlarin eserlerinden fay-
dalandik. Sahip oldugumuz bilgi ve isikla da kimin ne
oldugunu görebiliyoruz. Ve bu görme ve sahiplik de bi-
ze, kimin Müceddit olup olmadigini tesbit etme hak ve
yetkisini vermekte ve kazandirmaktadir.

Elci, (sizin tabirinizle rasul), Allah'tan gelen bilgi
ve isiktir. Eger biz, (yani önderimiz), bu bilgi ve i-
siga sahip olmussak, Allah'in elcisi oluruz, seytanin
degil!

"Allah'in elcileri sona erdigine göre" diyorsunuz. Is-
te, Mehdilik hakikatini bildiginiz halde birtürlü ka-
bul edemiyorsunuz veya kabul etmek istemiyorsunuz."Al-
lah'in elciligi son bulduguna göre" ne demek? Evet,
altinci asirda Allah'in elciligi Hz.Muhammed'le(s.a.v)
son bulmustur. Peki, altinci asirdan sonraki insanla-
rin bir elcilige ihtiyaclari yok mu? Hadi Kur'an ve
Peygamberin sözleri 6.,7.,8.,9. ve 10. asrin insanla-
rini tatmin etti diyelim. Peki ondan sonraki ve bil-
hassa âhirzaman asrinin insanlari nasil tatmin olacak?
Degisen hayat sartlari ve ihtiyaclar karsisinda o ca-
gin insanlari Kur'an'i nasil anlayacaklar, nasil anla-
malilar? Eger baslarinda Kur'an'in dogru anlamini ve-
ren bir Mehdi veya Müceddit gibi bir Hak Elcisi bulun-
mazsa, o insanlarin hali nice olur? Sapikliga düsmez-
ler mi? Cenab-i Hak, "biz her kavme elci gönderdik ve-
ya göndeririz" demiyor mu? Onuncu asirdan sonraki ka-
vim ve milletlerin, elcilige hak ve ihtiyaclari yok
mu? Onlarin hak ve ihtiyaclari karsilanmazsa, o insan-
lar sapikliga terkedilmis olmaz mi? Iste bunun icin
"Kur'an her asra yeter", "Peygamberin sözleri her ih-
tiyaci karsilar" demek yetmez. Cünkü insanlarin ihti-
yaclari degismistir, hayat sartlari baskalasmistir.
Insanlarin kafasi da degismistir. Eger Kur'an'in ve
Peygamberin sözleri bu degisimle uyusmuyorsa, o insan-
lar Kur'ani ve Peygamberi inkâr ederler,"cagdisi" der-
ler, "cöl kanunu" derler. Ve Kur'an'i, Hadîs'i kendi
kafalarina göre yorumlarlar. Turan Dursun'un veya bir
komünist veya Hiristiyanin yapacagi Kur'an ve Hadîs
yorumuna razi olabilir misiniz? Iste bütün bu eksilik-
lere meydan vermemek icin her asrin basina bir Mehdi
veya Müceddit koymak hak ve ihtiyactir. Cenab-i Mâli-
kinnas da bu ihtiyaci bildiginden: "Biz her kavme el-
ci göndeririz (veya) gönderdik" demekte ve her cagin
-ona rasul veya Peygamber densin denmesin- elci ihti-
yacini Mehdi ve Müceddit isimleri altinda karsilamak-
tadir. Tabi bu elci ve Mücedditler de, Peygamberlerin
ugradiklari âkibete ugramaktan kurtulamamaktadirlar.

Sunu da nazara almakta fayda var: Cenab-i Hak; "Muham-
med son Peygamberdir" demis, fakat "ondan sonra Elci
göndermeyecegiz" dememistir. Dolayisiyla bu ayet, ya:
"Muhammed kendi asri icin sondur" ya da: "bütün zaman-
lar icin sondur" seklinde anlasilir. Kur'an, âhirza-
manda Hz.Isa'nin gelecegini ve Peygamber de Mehdi'nin
gelecegini haber verdigine göre, o ayet, Muhammed'den
(s.a.v) sonra da Elcilige acik kapi birakmis olur. De-
mek o ayeti: "Kendi zamani icin sondur" seklinde anla-
mak daha isabetlidir.

4-Biz, Allah'tan aldigimiz isikla Bediüzzaman'in Mü-
cedditligini tasdik ediyoruz. Bu tasdik, "ictihad" de-
gildir. Ilim baska, delil baska, tasdik baska,ictihad
baska seydir. Bunlari birbirine karistirmamak gerekir.

5-Mücedditlerin (kendi asirlarina göre) eksigi olmaz.
Fakat 20. asrin Mücedditi, 21. asirda eksik kalabilir.
Meselâ Bediüzzaman hazretleri kendi asrinin ihtiyacina
binaen "iman" üzerinde yogunlasmistir. Gerisine az
bakmistir. Eger 21. asirda iman ihtiyaci karsilanmis
ve inanc tehlikeden kurtulmussa, bu halde "Islâm" üze-
rinde, yani Allah'a teslim olma konusuna agirlik ver-
mek gerekir.

6-Evet, Kur'anizm yeni cikti! Allah'tan (c.c) aldigi-
miz bir ilhamla Kur'anizm'i biz icad ettik. Cünkü in-
sanlik kalpsiz olamayacagi gibi, akilsiz da olamaz.
Dinsiz olamayacagi gibi, ideolojisiz de olamaz. Müslü-
manlarin belki bir ideolojiye ihtiyaclari olmayabilir.
Fakat Avrupalilarin bir ideolojiye ihtiyaclari vardir.
Cünkü Avrupa, önce "akil"a önem verir. Akilla ayaga
kalkar, ideolojiyle hayat bulur. Madem komünizm, sos-
yalizm, materyalizm ve kapitalizm gibi ideolojiler Av-
rupayi kurtaramadi, onlarin kurtulusuna yariyacak Kur'
anizm gibi hak bir ideoloji nicin olmasin? Böyle bir
ideolojinin olmasinda ne zarar var?

Allah'in dini, "akildisi" bir din degildir. "Akilici"
bir dindir. Akilici olan bir dinin ideolojisi de olur.
Bu ideoloji de Kur'anizm'dir. Yani Kur'an'a ve Islam'a
yani Allah'in gercek dinine ait fikirlerin bir düzene
sokulmus sekli. Sizin ve Asyalilarin böyle bir dinsel
ideolojiye ihtiyaclari olmayabilir, fakat Avrupalilar'
in vardir. Eger Avrupalilar'in karsisina dogrudan dog-
ruya önce dini cikarirsaniz, red cevabi alirsiniz.Cün-
kü onlar önce akillarinin tatmin bulmasini ister. Hem
onlar, "Islâm" denince, "terör" anliyorlar. Eger siz
onlarin önüne akillarini tatmin edecek bir ideoloji
cikarirsaniz, isabet etmis olursunuz. Böylece bu ideo-
lojinin ardindan da Allah'in gercek dinini onlara tak-
dim edebilirsiniz, onlari kabule hazirlamis olursunuz.
Yani dinin ideolojisi bir kumandan gibi önden gider,
din Padisahi da arkadan gelir, zafere erilir. Eger Pa-
disah önden giderse, ilk kursunu o yer. Padisah vuru-
lunca da ordu maglubiyete ugrar, dâvâ biter. Iste biz
buna izin veremeyiz, Allah'in izniyle!

(Simdi Türkiye'yi kurtaracak bir strateji araniyor. Bu
konuda gecmis asrin Mücedditinden faydalanabiliriz.Fa-
kat bu asirda, yani 21. yüzyilda Bediüzzaman hazretle-
rinin stratejisi yeterli olmayabilir. Cünkü onun zama-
ninda dünya henüz globallesmemisti. Simdi dünya glo-
ballesti. Insanligin ihtiyaci cok farklilasti. Insan-
lik âlemi de küresellesti. Yani yalniz Türkiye'yi veya
Islâm âlemini kurtaracak bir strateji yeterli degil ve
sadece onlari kurtarmakla is bitmiyor. Cünkü küresel-
lesme nedeniyle global dünya, yani hâkim gücler, kendi
rejimleriyle uyusmayan senin rejimini Türkiye'de,Irak'
ta, Cezayir'de ve baska yerde kolaylikla yikabilmekte-
dir. Iste bunun icin bütün insanliga yetecek, onu kur-
taracak yeni bir strateji gerekiyor. Bu da ancak bütün
dünyaya hükmedecek, insanligi kurtaracak ve kucaklaya-
cak bir ideolojiyle olabilir. O da Kur'anizm'dir. Yani
Kur'an ve Sünnet'in yenilestirilmis fikrî düzeni. De-
mek bize önce bir ideoloji lâzim. Cünkü insanlik, bil-
hassa Avrupa ve Amerika önce aklî olana bakar. Naklî
olana, dine zor yanasir. Bunun icin Kur'an ve Sünnetin
ideolojisini ((ama cagin sartlarini ve ihtiyaclarini
nazara alacak sekilde)) ortaya cikarmak ve insanligin
önüne sürmek gerekiyor. Biz bu ideolojinin temelini
"Düzenname" ile atmis bulunuyoruz. Henüz bir cekirdek
halinde olan bu Düzenname simdilik cok basit ve ilkel
görünüyor. Simdi bu isin uzmanlarinin bu cekirdegi ac-
tirmasi, gelistirmesi ve bir agac haline getirmesi ge-
rekiyor. Siz, yani bu dâvânin dert babalari ne dersi-
niz?)

"Müslümanlarin bir ideolojiye ihtiyaclari olmayabilir"
dedik. Fakat Müslümanlarin bir lidere, bir birlige ve
bir hedefe ihtiyaclari oldugu da kesindir ve bir ger-
cektir. Bu acidan Müslümanlar, "bizim bir ideolojiye
ihtiyacimiz yoktur" diyemezler. Iste Müslümanlarin
muhtac oldugu o üc seyi, yani lider, birlik ve hedef'i
Kur'anizm karsilayabilir. Kur'anizm'in catisi altinda
onlar kazanilabilir.

Bu konuda asrin yeni Elcisine uymak gerekir. Gecmisten
yararlanalim. Fakat lütfen, kendimizi gecmise ve gec-
mistekilere mahkûm etmeyelim. Yeni tayin edilmis okul
müdürü yerine, hicbir ögretmen ve talebenin: "Ben eski
müdürün talimatlarini dinlerim" deme hakki yoktur.

Önderimizin liderlikte gözü yoktur. Fakat Allah'in di-
ninin ve dâvâsinin bassiz kalmasina da tahammül edeme-
mektedir. Bunun icin Kur'anizm'i, dinin ve dünyanin
yeni lideri ilân etmis bulunmaktadir. "Eger dinin tem-
sil edilmesi icin resmî bir lidere gerek olursa, Hak
Erleri kendi aralarinda meselâ Fethullah Gülen efendi
-veya bir baskasi- gibi birini secebilirler. Onun illâ
Türkiye'den olmasi gerekmez. Asya'dan, Avrupa'dan, A-
rabistan'dan, Hindistan ve Afrika'dan her yerden ola-
bilir. Yeter ki liderlige lâyik olsun" diyor.

Müslümanlar lider seciminde dikkatli olmalidir. Yalniz
Müslümanlara sahip cikan, geri kalanina kâfirlik dam-
gasi basan kimseler insanliga ve Müslümanliga lider o-
lamazlar.

7-Allah'in (c.c) görmesi, duymasi, konusmasi olur da;
fikri, düsüncesi nasil olmaz? Onun vahyi, konusmasi
olmuyor mu? Konusmasi olanin fikri,düsüncesi olmaz mi?
Fikir ve düsünce olmadan konusma olabilir mi? Biz bur-
da Allah'i kendimize benzetmeye calismiyoruz. Fakat
insanlar Allah'i, ancak kendi nefislerinde bulunan ko-
nusma, bilme, düsünme gibi kücük örneklerle taniyabi-
lirler. Eger biz, "Kur'an, Allah'in fikri ve düsünce-
sidir" dersek,Allah'in illâ bir beyni olmasi gerekmez.
Maksat burda Allah'i insana benzetmek degildir. Din,
yalniz bir kalp isi degildir ki, akli ve aklin ihtiya-
ci olan ideolojiyi dislayalim! Allah'in dini varsa, i-
deolojisi de vardir. O ideoloji de, Kur'anizm'dir.

"Asrin Imami kim?" diyorsunuz. Bediüzzaman'i begenmi-
yorsunuz. Yasar Nuri'yi istemiyorsunuz. Fethullah Gü-
leni reddediyorsunuz. Mustafa Islâmoglu ve digerlerini
de tersliyorsunuz. Hattâ Hz. Muhammed de gelse, sizin
keyfinize göre hareket etmeyecegi icin onu da reddede-
ceksiniz. Peki bu durumda kimi Imam yapalim? Allah'tan
gelen bilgi ve isigi Imam yapmaktan baska care kalmi-
yor. Biz de o bilgi ve isigi "Kur'anizm" olarak vas-
vettik. Kendi sahsimizi da aradan cikardik. Allah'in
dâvâsinin basinda illâ bir sahsin bulunmasi gerekmez.
O sahis yerine mânevî bir sahis da olabilir. O da Kur'
anizm'dir. Hem bâki bir dâvâ, fânî sahislar üzerinde
durmaz. Bâkî bir dâvâyi ancak mânevî ve global bir sa-
his yüklenebilir. O da: KUR'ANIZM'dir.

"Allah'in nizamina seriat denir, Kur'anizm denmez" di-
yorsunuz. Bunu biz de biliyoruz. Fakat Müceddit, eski
söylemlerle hareket etmez. Eger eski söylemlerle hare-
ket edecek olursa, Allah'in dâvâsi zafere ulasmaz.
Cünkü siz seriat dediginiz zaman batililasmis olanla-
rin aklina hirsizin elini ayagini kesen, zina edenleri
taslayarak öldüren, kadini carsafa hapseden vahsî bir
rejim geliyor. Allah'in dininin bu vahsîlikle ne ilgi-
si var? Iste bu görüntüden kurtarmak icin yeni söylem-
lerle hareket etmek sarttir. Bunun icin diyoruz: "Se-
riat yok, Kur'anizm var". Kur'anizm ise, Hak ve Adalet
düzenidir. Bu düzenin hukukunda bir suclu ancak isle-
digi suc kadar ceza görür. Yani bu düzen, bakkaldan
cikolata calmis cocukla devletin milyarlarini carpmis
bir sahsa ayni cezayi vermez. Eger ikisinin de elini
kesecek olursaniz, cocuga cok ceza, büyüge de az ceza
vermis olur, adaletsizlik edersiniz. Allah'in dini i-
se bu adaletsizligi kaldirmaz. Cünkü Allah'in dininin
esasi; Allah ve Âhiret inancindan sonra ADALET ve Iba-
det'tir. Hukuk düzeni adalete dayanmayan bir din, din
olmaktan cikar.

8-Evet, "Hz.Muhammed son Peygamberdir" demek yetmez.
Cünkü insanlarin rabbi Allah (c.c), "Muhammed peygam-
berlerin sonuncusudur" dedikten baska, "biz her mil-
lete bir elci gönderdik (veya) göndeririz" de demek-
tedir.

Iste "biz her millete bir elci gönderdik (veya) gönde-
ririz" ayetince ve Hz. Peygamberin Mehdi hakkinda ver-
digi haberlerce, son Peygamberin dâvâsini Hz.Mehdi
sürdürür. Ona Peygamber densin denmesin önemi yoktur.
Önemli olan, Mehdi'nin, Hz.Peygamberin dâvâsini sürdü-
rebilmesidir.

Muhammedsiz Kur'an, Kur'ansiz Muhammed olmaz. Muham-
med'in olmadigi yerde Mehdi, Muhammed'in yerini alir.
Eger Mehdi olmazsa, Kur'an, ögretmensiz bir kitap gi-
bi kalir.Bu da, onun yanlis anlasilmasina ve yorumlan-
masina sebep olur.Bu da, insanligi cehâlet ve sapikli-
ga mahkûm eder.

9-Her seyin Islâm âlimlerinin eserlerinde yazilmis ol-
masi gerekmez. Eger lüzum ederse, Hz.Mehdi,din düsman
larina ve din yobazlarina karsi kendini gizleyebilir.
Perde arkasindan faaliyet gösterebilir.Fakat bu gizli-
lik, hep böyle sürüp gidecektir anlamina da gelmez.

10-Mehdiyle ilgili haberler, gaybî haberlerdir. Gec-
misteki âlimlerin, Mehdi hakkinda söylediklerinin ay-
nisi olmasi gerekmez. Eksigi fazlasi olabilir.Isabet
etmeseler de hata etmis sayilmazlar ve mesul olmaz-
lar. Mehdilikle ilgili gaybî konularda gecmisteki â-
limlerin ve Peygamberin söylediklerine aykiri olan
bir haber, dinsizlik olmaz. Böyle yanlis veya hatali
bir habere; "yanlis haber", "hatali haber" diyebilir-
siniz. Ama "dinsizlik" demeniz dogru degildir.

Acaba gecmistekilerin gaybî konulardaki haberleri ni-
cin tam isabet etmiyor? Bunun bir sebebi sudur: Asr-i
Saadet'te Islâm'in ve dünyanin siyasal merkezi Ara-
bistan topraklariydi. Sonra bu merkez, Osmanli Impa-
ratorluguna gecti. Simdi ise dünyanin merkezi, Avru-
pa ve Amerika'dir. Allah da elcilerini daima merkez-
lere gönderir ve oralardan cikarir. Bunun icin Hak
Elcisi'nin Avrupa'dan cikmis olmasi, Müslümanlari sa-
sirtmamalidir. Gerci Islâm âlimleri ve evliyalar ve
Peygamberimiz (s.a.v), Mehdinin, Arabistan toprakla-
rindan cikacagini söylemis. Fakat o zaman Avrupa ve
Amerika henüz bilinmiyordu veya ortada yoktu. Bunun
icin onlar da Mehdi ve Deccalin kendi topraklarindan
cikacagini zannetmisler.Yirminci asrin Mehdisi Osmanli
topraklarindan cikti. Cünkü o zaman orasi, dünyanin
dinsel ve siyasal merkeziydi. Bunun icin yeni Hak El-
cisi'nin de Avrupa'dan cikmis olmasi gayet dogaldir
ve gercege uygundur.

Peki, Peygamber bunlari nicin bilemedi? Cünkü Peygam-
ber ancak Allah'in gösterdiklerini görebilir. Göster-
mediklerini göremez. Bunun icin Mehdinin gelecegi ko-
nusunda isabet etmis, fakat nereden cikacagi hakkinda
söylediklerinin isabet etmedigi görülüyor veyahut bun-
da bizim bilmedigimiz baska sirlar vardir. Fakat Kur'
an'a ait olmayan gaybî konularda isabet etmemek, kusur
degildir. Cünkü "insanlar gaybi bilecektir" diye bir
emir ve sart yoktur. Allah Peygambere bazi gaybî ha-
berleri bildirir. Bu haberler de, vakti geldiginde ce-
sitli renk ve sekillere bürünerek ortaya cikar. Bunun
icin tafsilatta uygunsuzluklar görülebilir. Bu da, ha-
$a Peygamberin noksanligina delil yapilmaz.

Mehdinin, Kur'andaki magaralilar gibi hareket edecegi-
ni söylememize sebep olan sey, Hz.Peygamberin bir Ha-
dîsine dayaniyor. O Hadîsde: Mehdi'nin, ashab-i kefh
halki gibi hareket edecegini bildiriyor.

Biz, Yehova Sahitleri degil, Hakk'in Sahitleriyiz.

11-Mehdi'nin mehdiligini bir hac günü ilân edecegi de
bir Hadîsde geciyor.

12-"Yasar Nuri'nin yalniz Kur'an dedigini, Mustafa Is-
lâmoglu'nun bir ajan oldugunu, Harun Yahya'nin Ata-
türkcü ve 'raporlu' oldugunu, Fethullah Gülen'in diya-
logcu oldugunu ve Risalei Nur Talebelerinin ise fikih
bilmedigini" söylüyorsunuz. Eee, geriye ne kaldi! Tek
dogru, tek hak, tek noksansiz siz misiniz? Her Hak E-
rine bir kusur takarak onlari saf disi etmek nasil
dogru olabilir? Evet, onlarin bazi kusur ve asirilik-
lari olabilir.Fakat bunlar, onlarin saf disi edilmele-
rini gerektirmez. Bir kimsenin sevabi günahini geci-
yorsa, o kimse kötü ilân edilemez. O kimseler, Hak'
tan bilgi ve isik alan ve Hakk'a hizmet eden kimseler-
dir. Hakk'a hizmet edenlerde fazla kusur aranmaz ve a-
ranmamalidir. Cünkü Kur'an'dan aldigimiz ölcü ve ter-
biyeye göre onlarin iyi yönlerini almak ve kabul etmek
zorundayiz. Cünkü birsey tamamen iyi degilse, tamamen
atilmaz, iyi yönleri alinir. Hem Hak'tan bilgi ve i-
sik alanlar,dini,bilgi ve isik almayanlardan daha iyi
bilir. Dinden anlamak icin illâ fikih bilmek gerek-
mez. Fikih, fikihcilarin isidir. Seytan gibi, bir tek
kusur ile bir sahsin bütün sevaplarini örtmemelisiniz
ve hakkiniz degildir.

Hem bundan sonra fikhi, seriati, mezhep ve tarikati ve
sünneti Kur'an'in üzerine cikarmamalisiniz. Onlari da-
ima Kur'an'in altinda tutmalisiniz. Simdi basa cikari-
lacak sey, Kur'an'dir. Kur'ansiz sünnet olmaz. Sünnet-
siz Kur'an olamayacagi gibi. (Digerleriyle birlikte)
Bu ölcüleri kazanmamis olanlar, Islâmî site ve gazete-
lerde yazi yazmamalidir, mürsidlik etmeye kalkmamali-
dir, milleti saptirmamalidir.

(Ey müminler! Allah'in yeni Elcisinin önüne gecmeyin,
seslerinizi, onun sesinin üzerine cikarmayin.)

13-Bediüzzaman, Allah'tan bilgi ve isik almis bir Mü-
ceddit'tir. Biz bunu, sahip oldugumuz Ilâhî isikla gö-
rebiliyoruz. Baskalarinin ne söyledigine bakilmaz.
"Hangi delille" konusuyorlar ona bakilir.

14-Bediüzzaman hazretleri siradan bir âlim degildir.
Ilâhî isiga sahip bir Müceddit ve 20. asrin Mehdisi'
dir. Bunlarin, herhangi bir kitapta yazmasi gerekmez.
Allah'tan bilgi ve isik almis bir kimsenin baska mür-
sidlere ihtiyaci kalmaz.

15-Bahsettiginiz imamin Mehdi tarifi Risaledekine uy-
mayabilir. Mehdi hakkindaki haberler gayba aittir.
Gaybî haberlerde, haber verenler arasinda bazi farkli-
liklar olabilir.

16-Söylediklerimizin her kitapta yazmasi gerekmez.Meh-
di ve Mesih hakkinda söylediklerimizi de,sahip oldugu-
muz isiktan baska Kur'an ve Hadîs'den de yararlanarak
söylüyoruz.

Mehdi sizin icin yeterli olmayacaksa, Mesih'e de gide-
bilirsiniz. Buna engel olmayiz. Fakat Mehdi'den yarar-
lanmasini bilmeyenler, Mesih'den ne elde edeceklerdir,
merak ediyoruz? Cünkü Mesih bile Mehdi'nin arkasinda
namaza durur, onun düzenine uyar.

Biz, Hiristiyanligi kurtarmak icin calismiyoruz. Onu
bâtilattan arindirmak icin ugrasiyoruz.

17-Dinin kaynaginin dört oldugunu bizim gibi siz de
biliyorsunuz. Bu güzel. Fakat Mehdi'nin getirdikleri
daha taze ve yeni bir kaynaktir. Bunu da bilmeli ve
istifade etmelisiniz.

18-Kur'an'a inaniyor ve aldigimiz isikla onu tasdik e-
diyoruz. Fakat bu tasdikimiz, Allah'in dininin yenile-
nemeyecegi anlamina gelmez. Elcilik hakkinda daha önce
bahsetmistik. Mehdi ve Mesih'i "Hak Elcisi" olarak
görmekte bir mahzur görmüyoruz.

19-Biz, Bediüzzaman hazretlerinin Mehdiligini tasdik
ediyoruz. Peki, siz onun Mehdi olmadigini kanitlayabi-
lir misiniz? Hak'tan gelen bilgi ve isigin gösterici-
ligi yeterli olmayacaksa, daha baska hangi ölcüyü ka-
bul edeceksiniz?

20-Biz, Imam-i Süyuti asrinda yasamiyoruz. O imam, Be-
diüzzaman'in söylediklerinin aksini söyleyebilir. Cün-
kü onlarin gördükleri o kadardir. Bediüzzaman daha
fazlasini görüyor. Bu asrin Mehdisi ise, Bediüzzaman'
dan da fazlasini görür. Imam-i Süyuti asrinda ne isi-
niz var? Kendi asrinizin Mehdisi gelmisken baska âlim-
lerden, gecmis imamlardan ne umuyorsunuz?

Önemli olan Mehdi'nin adi degil, onun (gelmis) gelecek
olmasi ve yapacagi icraatlardir. Mehdi'ye ait ayrinti-
larla bos yere kavga gürültü cikarmayin. Siz, Mehdinin
ismine, cismine degil, sahip oldugu isik ve esere ba-
kin. Allah'tan isik almamis, fakat adi "Muhammed" o-
lan bir sahis "ben Mehdiyim" derse, inanacak misiniz?

Hak'tan bilgi, isik ve elcilik almis kimselere "rapor-
lu musunuz" denilmez. Ancak tasdik edilir veya delil
sorulur. Biz, misyoner degil, Gercek Din'in elcileri-
yiz. Önderimiz, buna dair delil isteyenlere söyle di-
yor: "Delilimiz: 'ALLAH'TAN BASKA ILAH YOKTUR'. Yani
Allah'tan baska ilah varsa, gösterebilirseniz, o halde
biz Hakk'in Elcisi degiliz. Ikinci bir ilahin isbati
yapilamayacagina göre, kesinlesir ki, biz Hakk'in El-
cisiyiz. Allah'in varlik ve birligini isbata da hazi-
riz." Iste böyle kuvvetli bir sözü Hak Elcisi'nden
baskasi söyleyemez. Cünkü o, hevasindan konusmaz, Al-
lah'tan aldigi bilgi ve isikla konusur. O'nun yönlen-
dirmesiyle hareket eder. Hem Allah'tan gelen bilgi ve
isik en büyük mucizedir. Bize verilen bilgi ve isik
da; Kur'an'in tasdiki, Incil'in tashihi ve dinin yeni-
lenmesi mahiyetindedir.

21-Asrin Imami: Allah(c.c)tan bilgi, isik ve elcilik
almis kimsedir. O kimsenin mânevî sahsi:Kur'anizm'dir.
Yani 21. Asirda Mehdi, bir ideoloji olarak tezahür e-
der. Cünkü globallesmis bir dünyayi sahis degil, an-
cak topluluk veya mânevî bir sahis kaldirabilir, yöne-
tebilir. Gecmisteki âlimlerin, imamlarin ve Hz. Pey-
gamberin bunlardan bahsetmemis olmasinda fazla bir ö-
nem yoktur. Cünkü, "onlar gayba ait herseyi bilecek-
lerdir" diye bir sart yoktur. Globallesmis bir dünya-
da insanlik kurtulacaksa,bu ancak büyük bir cereyanla,
hak bir ideolojiyle olur. O da: KUR'ANIZM'dir.

22-Evet, âhirzamanda insanlik Allah'i inkârdan kurtu-
lacak. Bu söz, Hadîs'e aykiri degildir. Cünkü âhirza-
man'in üc dönemi vardir. Birinci dönemde küfür sel gi-
bi akar. Bu dönem, 20. asir'dir. Ikinci dönemde insan-
lik inkârciliktan kurtulur. Bu dönem, 21. asir'dir.
Sonra insanlik tekrar bozulur ve kiyamet kopar. Bu dö-
nem de, 22. asir'dir. Simdi henüz 21. asrin baslarin-
dayiz. Aceleci olmayiniz. Inancsizlik ve inkârcilik
yavas yavas izale olacaktir. Yirmi yil sonra cok fark-
li bir dünya ile karsilasacaksiniz. O zaman, Newyork
sokaklarinda simdi yari ciblak dolasan kadinlarin ye-
rinde tesettürlü kadinlari göreceksiniz, insaallah.

23-Evet, gaybi (gelecekteki görünmezi) Allah'tan baska
kimse bilemez. Fakat Allah'in ögrettigi ve izin verdi-
gi bir kimse gaybdan haber verebilir. Hz.Peygamberin
(s.a.v) Mehdi ve Âhirzamanla ilgili haberleri hep gay-
bîdir. Allah(c.c)in ögrettigi bir gaybi haber veren
bir kimse kâfir olmaz. Dolayisiyla "21.asirda insanlik
inkârciliktan kurtulup islâmlasacak" demek, küfür de-
gildir.

24-Allah'tan bilgi, isik ve elcilik almis Hak Elcisi,
ehl-i sünnet âlimlerinden daha yüksek bir konumdadir.
Hak Elcisi, ehl-i sünnet âlimlerinin hak olan görüsle-
rini tasdik eder. Fakat onlarin görüsüne göre degil,
Allah'in görüsüne göre hareket eder. Ehl-i sünnet â-
limlerini, Hak Elcisi'nin üstüne cikaramazsiniz. Hz.
Peygamberin Mehdi ve deccal hakkinda verdigi haberler
hep gaybîdir. Gaybî haberlerde yüzde yüz aynisi olacak
diye bir sart yoktur. Önemli olan esasin bilinmesidir.
Ayrintilarda ihtilaflar ve isabetsizlikler olabilir.
Dolayisiyla Lenin ve Stalin ve Karlmarx'in, 20. asrin
deccali olduguna inanmaniz gerekir. Yoksa Kur'an'a i-
nanmayan bazi ilim adamlari gibi, gercegin ortaya cik-
masi icin kiyamete kadar beklemek zorunda kalirsiniz.
tabi ömrünüz yeterse!

25-Allah(c.c)in ögrettigi ve gösterdigi bir gaybi ni-
cin haber vermeyelim? Onbes asir önce gaybî olan sey-
ler bugün gayb olmaktan cikti. Sahip oldugumuz Ilâhî
isikla cok seyleri görebiliyoruz. Bunda sasilacak ne
var?

26-Güzel kardeslerimiz! Biz, Cenab-i kadir-i Mutlak'in
aciz olmadigini tasdik ediyoruz. Bir cocuk anne-baba-
sina isyan eder, onlari cileden cikarir, aciz birakir.
Anne-baba ise kuvvetlidir. Isteseler cocuklarini yok
edebilirler. Fakat cocuk onlar icin bir ebediyettir.
Cocuklarini yok ederlerse, (dünyevî) ebediyetlerini
mahvetmis olurlar. Iste bu noktada anne-baba cocukla-
rina karsi aciz düser.Zahirde Cenab-i Hak da bu misâl-
deki ebeveyne benzemiyor mu? Tabii bu bizim görüsümüz.
Eger siz, "Allah zahirde de aciz olmaz" diyorsaniz, bu
da sizin görüsünüz olur. Görüsünüze saygi duyariz. Ne
yapalim? Bütün insanlar bizim gibi düsünecek degil ya!
Fakat sunu da unutmayin: Cenab-i Hak bir ayetinde:"Al-
lah'a yardim edin" diyor. Simdi bu, Allah'in aciz ol-
dugunu mu gösterir? Elbette göstermez. Fakat O, bu sö-
züyle kendini aciz olarak göstermis oluyor. Ama haki-
katte Allah'in acizlikle bir ilgisi yoktur. Demek böy-
le sözler mecâzî anlamdadir. Bizim söyledigimiz de me-
câzîdir. Demek, Allah'tan fazla Allah olmamaniz gere-
kir.

27-Hz.Mesihin (bedeninin) tüpbebek yoluyla meydana ge-
lecegini, Cenab-i Mülhim'in ilham etmesiyle söylüyo-
ruz. Ruhu ise gökten inecektir. Eger böyle olmazsa,
gercege zit düser. Cünkü süpermen gibi gökten inecek
bir Hz.Isa; inecegi yerin lisanini bilmez, insanlarini
tanimaz, (bu zamanin) hayat sartlarina cahildir, siya-
set ve entrikasindan habersizdir. Bu durumda olan bir
kimse dünyaya nasil önderlik edebilir? Tüpbebek yoluy-
la bedenlenip, ruhunu gökten alip bugünün insanlari a-
rasinda kücükten yetismis olacak ki, bu dünyayi ve za-
mani ve insanlarini bilsin, tanisin ve bu sekilde on-
lara liderlik yapabilsin.

28-"Allah bos is yapmaktan hoslanmaz" demisiz. Fakat
sizin gösterdiginiz gibi: "Bazen hoslanmasa da bos is
yapar" dememisiz. Keyf, Allah'in keyfi. O'nun keyfine
karisamayiz. Yani O, diledigini yapmakta serbesttir.
Cünkü O'nun söyle bir ayeti de var: "Biz âlemleri eg-
lenmek icin yaratmadik. Eglence isteseydik, kendi ka-
timizdan edinirdik." Fakat biz yine de sizin hatir-
lattiginiz gibi o kullandigimiz cümleyi eksik buluyo-
ruz. Allah'in sanina yakismayacak sözleri kullanmamak
gerekir. Bunun icin size tesekkür ederiz. Yalniz sunu
söylemeden de gecemeyecegiz: Kusur bulmakta ve küfür
damgasi vurmak icin tepemizde durmakta cok usta ve ze-
kisiniz. Fakat bu tavir, Müslümanca bir tavir degil,
bilmelisiniz.

29-Hz.Isa'nin tüpbebek yoluyla gelecegini, aldigimiz
ilhamla söyledik.(Yukarida isaret ettigimiz gibi)böyle
gelecegi dogrudur. Cünkü daha önce de buna benzer bir
mucizeyle dünyaya gelmisti. Cocugu ve kocasi olmayan
bir kadin, sperm bankasindan bir yumurta ve sperm al-
mak ve cocuk dogurmakla, pic dogurmus olmaz. Pic do-
gurmak, gayri mesru iliskilerin neticesidir. Hz.Mer-
yem'in dogumu zamaninda olsaydiniz, onun dogurduguna
da mi pic diyecektiniz? Simdi bilgilisiniz de diyemi-
yorsunuz. O zamanda olsaydiniz, öyle bir mucizenin o-
lacagini bilmediginizden, siz de Yahudilerin dedigi
gibi diyecektiniz. Simdi tüpbebek yoluyla mesru bir
cocuga sahip olunabilecegini kabul etmeyen, o zamanda-
kini nasil kabul eder? Birisi Allah'in üflemesiyle, ö-
tekisi de tibbin üflemesiyle oluyor. Bu konuda fetva
verme makaminda degilsiniz. Lütfen, yetkiniz olmayan
konuda hüküm vermeyiniz. Bu konuda hüküm vermek, ilk
önce Hak Elcisi'nin i$idir.

30-Tüpbebek yoluyla meydana getirilen cocuga pic dene-
mez. Denemeyecegini yukarida belirttik.Sperm bankasin-
dan alinacak tohumlar ile sahip olunacak bir cocugun
anne-babasi yoktur diyebiliriz. Cünkü burada gizlilik
esastir. Yani cocuk,(tohum sahibi olan) esas anne ba-
basini ve anne-baba da tohumunun nereye gittigini bil-
meyecek; o cocuk, onu doguran veya kiralik annenin co-
cugu olacaktir. Kiralik anne dogum aninda ölse, o co-
cuk anne-babasiz kalir. Hz.Isa'nin babasini bulmaya
calisirsak, "onun babasi (hasa) Allah'tir" mi diyece-
giz?

Bir Müslümanin, Müslümanlari kâfirlikle damgalamasi da
bir kâfirliktir. Sizi bundan men ederiz. Burada ne Al-
lah'i inkâr eden var, ne de küfreden var, ne de böyle
bir niyet ve kasit var! Ölcüyü bilmeli, haddinizi a$-
mamalisiniz. Iyi ki, ictihad makami size birakilmamis.
Yoksa insanlari eften püften sebeplerle idama gönde-
rirdiniz. Cünkü ölcünüz, ölcü degil.

31-Allah'a inanc ve teslim sartlarini dogru olarak ye-
rine getirenler, adi isterse Hiristiyan, isterse Yahu-
di, isterse Müslüman olsun, cennete gider. Kâfirlik
damgasi vurmakta cok acelecisiniz. Dikkat edin, bu a-
celecilik sizi cehenneme yuvarlayabilir. Kur'an'da Al-
lah, Hz.Isa'nin gökten inacegini haber vermis. Fakat
"nasil" inecegini ve hangi sartlarda ortaya cikacagini
bildirmemis. "Tüpbebek yoluyla ortaya cikmayacak" de-
memis. Eksik kalan kismini âhirzaman Mehdisiyle bildi-
remez mi? Elbette bildirir ve iste bildiriyor!

32-Her millete elci gönderdigini ve gönderecegini Al-
lah bildiriyor. Ayrica Hz.Muhammed (s.a.v) de, "âhir-
zamanin bir Mehdisi olacagi"ni haber vermis. Size ne
oluyor? Nicin kabul etmiyorsunuz? Allah(c.c)tan gelen
isiga mi uyalim, yoksa sizin inkâriniza mi? Uyulmasi
gereken, Allah'tan gelen isiktir.

33-Kelime kavgasina lüzum yok. Iki dinin birlesecek
olmasindan kasdimiz, Hiristiyanligin bâtilattan arinip
Müslümanliga dönüsecek olmasidir. Nicin anlamak iste-
miyorsunuz? Yoksa bizim Hak ile bâtili birlestirecegi-
mizi mi düsünüyorsunuz? Karsimizda düsmanca tavirlarla
dikilmeyin. Dostu düsman, melegi seytan olarak görmek,
seytanin i$idir. Önce kendinizdeki seytani kovun.

34-Allah'a inanmayana "inancsiz" denir. Allah'i inkâr
edene "inkârci" veya "kâfir" denir. Allah'a ortak ko-
sana "müsrik" veya "ortakci" denir. Inanmadigi halde
inanmis görünene "münafik" denir. Inancsiza veya or-
takciya "kâfir" demek, kimin ölcüsü oluyor? Inancsizi
kâfir yapmaktaki zorunuz nedir? Insanlari cehennemlik
etmek icin mi ortaya ciktiniz? Bu yaptiginizin neresi
mücahitlik?

Lütfen kendinize gelin ve su ölcüyü bilin: Gercekdin'
in esasi; tek Allah'a, Mehdisine ve Âhiretine inanctan
sonra Hak ve Adalet'e teslim olmaktir. Bu teslimiyet
geregi olarak iyi ile kötüyü, suclu ile sucsuzu iyi a-
yird etmek zorundasiniz. Buna göre, inancsiza "kâfir"
yani "inkârci" diyemezsiniz ve dememelisiniz. Cünkü i-
nancsiz, inanca aciktir. Kâfir veya inkârci ise, inan-
ca kapalidir. Eger buna dikkat etmezseniz, dâvete muh-
tac insanlari kacirirsiniz. Bunun icin Avrupan ve Ame-
rikan halkina "kâfir" dememelisiniz. Eger onlarin hü-
kümetine, yönetimine kizginliginiz varsa, onlar da din
düsmanligi ediyorsa, bu halde kizginliginizi yalniz o
hükümete yöneltmeli, halkina te$mil etmemelisiniz.

Artik bugünden itibaren bütün Islâmli yazarlar "kâfir
Amerika", "kâfir Avrupa" gibi söylemlere son vermeli-
dir. Cünkü Kur'an'in ölcüsüne göre bir kimsenin isle-
digi suctan onun akraba ve yakinlari sorumlu tutula-
maz. Buna göre onlarin kötü yönetim ve hükümetleri yü-
zünden halklari karalanamaz.Demek bundan sonra "kâfir
Amerika" yok, "kurtarilacak Amerika" var. Amerika'yi
neden kurtaracagiz? -Inancsizliktan kurtaracagiz. Ka-
pitalizmden kurtaracagiz. Basibosluktan kurtaracagiz.
Haksizlik ve adaletsizlikten kurtaracagiz. Peki, ne i-
le kurtaracagiz? -Elbette ki Kur'anizmle kurtaracagiz.
Tabii bu kurtariciligi yapmak isteyenlerin de önce
kendilerini kurtarmis olmalari gerekiyor. Bunu da Kur'
anizmle kisa zamanda basarabilirsiniz.

Allah'in dini bassiz kalinca cok basliliga mahkûm ol-
mus. Kur'anizm'in catisi altinda birleserek bu cok
basliliga ve her kafadan ses cikmasina artik bir son
vermeliyiz. Kurtulusumuz, Kur'anizm'in liderliginde-
dir.

35-Birileri Muhammed diye hitap ediyorsa, bu onlarin
seviyesini gösterir. Biz ona birsey desek ne yazar?
Bediüzzaman gibi bir Allah velîsine saygisizlik edenin
Peygambere saygisi ne olur? Fakat siz ondan beterini
yapmaktasiniz. Bize "vicdansiz" diyerek vicdansizlik
yapmayin. Ne demisiz?: "Bu ayetler, Hz.Muhammed döne-
minden tâ 20.asrin sonuna kadar olan dönemle ilgili-
dir" demisiz. Dikkat edin: "Bu ayetler 20.asrin sonuna
kadardir" demiyoruz. Biz ayetleri acikliyorsak, kendi
görüsümüze göre degil, aldigimiz isiga göre yorumluyo-
ruz. Din, nakildir. Fakat onun akilla izah edilebile-
cek yönleri de vardir. Ayetlerin de bazisi mutlaktir:
Bütün zamanlara hitap eder. Bazisi da hadlidir: Hususî
bir zamana bakar. Bunlari bilmeyen ve ayird edemeyen,
Kur'an yorumu yapmaya kalkmamalidir.

36-Hz.Mehdi ve Mesih'in 21.asirda gelecegini, Kur'anî
ve Hadîs'î isaretlerin hesaplamasindan cikariyoruz.
Mehdi ve Mesih'in gelip bütün insanligi dine dâvet e-
decegi dogru. Fakat bu dâveti kabul etmeyenlerin öldü-
rülecegini de nereden cikardiniz? Onlarin bu dünyaya
cellatlik etmeye gelecegini mi düsünüyorsunuz? Onlar
insanligi diriltmege geliyor, öldürmeye degil! Ancak
onlarin dâvetine karsi kanli savas acanlar öldürülebi-
lir.

37-Gercek Hiristiyanlik'tan kasdimiz, Hz.Isa'nin bo-
zulmamis dinidir.

38-"Cenab-i Hak zulümden münezzehtir. O, gelecekteki
insanlarin degisim hakkini gasbedemez" demisiz. Cenab-
i Hakk'in zulümden münezzeh oldugunu belirtmis olma-
miz, niyetimizin ne oldugunu bildirmiyor mu? Nicin hâ-
lâ büyük bir cinayet islemisiz gibi bizi suclu cikar-
maya calisiyorsunuz? Bu kadar gayret niye?

39-"Allah gelecekteki insanlari, gecmisteki insanlarin
haline mahkum edemez" demisiz. Yani Allah'in insanlara
zulmetmeyecegini anlatmak istiyoruz. Ne var bunda? Fa-
kat siz düsmanca yaklastiginiz icin bizim anlatmak is-
tedigimizin ziddini cikarmaya ve sözlerimizi tersine
cevirmeye calisiyorsunuz. Allah'a meydan okumayi nasil
düsünebiliriz? Bu, sizin cevirmeniz! Sizin su-i zanni-
niz! "Zannin cogu zarardir." Zandan uzak durmaniz ge-
rekmez mi? Kusur aramak hangi Müslümanligin geregi?

40-"Mücedditlere vahiy mi gelecek" diyorsunuz. Mehdiyi
ve Mücedditi siradan bir âlim gibi görüyorsunuz. Mehdi
ve Mücedditin de Peygamber seviyesinde oldugunu kabul
etmek istemiyorsunuz. Arilarin bile Allah'tan vahiy
aldigi bir dünyada Mehdi ve Müceddit Allah'tan vahiy
alamaz mi? Onlarin Allah'tan aldiklari bilgi, isik ve
elcilik de vahiy gibidir. Ama bunu kabul etmek sizin
icin cok zordur. Iyi ki sizi inanmaya zorlayan yok.
Yoksa kâfir olurdunuz!..

(Müslümansiniz... Kardesimizsiniz... Size sertlik gös-
termek istemiyoruz. Fakat siz de böyle bir cevabi hak-
ediyorsunuz.)

41-"Bediüzzaman'a saldiranlar eger tövbe ederlerse,
mahser günü hatalarini görmezden gelebiliriz" demisiz.
Yani "hakkimizi helâl ederiz" demek istiyoruz. Ne var
bunda? Ama siz ne diyorsunuz?: "Kendinizi Allah yerine
koymayin. Bu ne alcaklik, bu ne rezalet?" Iste bu söz-
ler, düsmanca yaklasiminizin, icinizdeki düsmanligini-
zin ifadeleri ve disa yansimalaridir. Önce icinizdeki
düsmanligi öldürmeniz gerekmez mi? "Düsman isterseniz,
nefsiniz yeter!" Baska düsman aramayin.

42-Kiyametin kopusuyla ilgili verdigimiz haberler, bi-
ze göre gayb olmaktan cikmis seylerdir. Küfre düsmek-
ten niye korkalim? Allah'i inkâr etmiyoruz ki! Böyle
bir niyetimiz de yok!

43-Mehdi ve Müceddit de, Allah'in ögrettigi kimseler-
dir. Biz de, Allah'tan bilgi ve isik almis kimseleriz.

44-Allah(c.c) bildirirse, kiyametin saatini de bidire-
biliriz. Nasil olsa kiyamet, inkârcilarin basinda ko-
pacaktir. Bu haberlere inanmayacaklarina göre, ne mah-
zur var?

45-Allah(c.c)in gösterdigi gaybi nicin haber vermeye-
lim?

46-Mehdi ve Mesih ve kiyamet hakkinda verdigimiz ta-
rihler kesinlige yakin dogrudur. Ancak üc-bes yillik
bir öne veya sona kayma olursa olur. Bu kadarcik fark
da, yüzyillik bir olayda fazla bir kusur sayilmaz. Bi-
zim verdigimiz tarihler, Yehova Sahitleri'nin verdigi
tarihlere benzemez. Bizimkisi, yüzde doksan sekiz isa-
betlidir.

Edip Yüksel'in Elcilik hakkindaki delili neymis? Her-
kes Mehdi ve Mesih olamaz. Mehdi ve Mücedditlik hak-
kinda esas ölcü sudur: Yüce Allah'tan bilgi ve isik
almamis ve elcilikle görevlendirilmemis ve elinde dün-
ya capinda Hakk'a uygun bir devrim yapacak fikri ve e-
seri olmayan kimseye Mehdi ve Müceddit denmez. Mehdi-
lik iddia edenlerin böyle bir fikri ve eseri var mi,
siz ona bakin.

Mehdilik hakkinda sunlari da bilmekde fayda var:Cenab-
i Nurennur ve Mürsil, her yüzyilda bir mânevî din i$i-
gini dünyamiza dogdurmaktadir. Dogan bu din isigindan
âlim, cahil; inancli, inancsiz herkes faydalanmakta ve
isik almaktadir. Fakat herkesin aldigi isik, kendi ka-
rakter ve kapasitesine göre olmaktadir. Yani deniz gi-
bi büyük bir aynasi olanla, televizyon kadar kücük ay-
nasi olan kimseler ayni miktarda isik almamaktadir.
Sonra bu isigi alanlarin rengi ve karakteri neyse, o
isik da onlarda o renkte parlamaktadir. Yani o isik
bir inancsiza vurdugu zaman, inancsiz bir renkte par-
lamakta, büyük bir inkârciya vurdugu zaman o kimse
deccal olmakta, bir âlime vurdugu zaman ilmi artmakta
ve büyük bir inancliya veya hararetle Hakk'i arayana
vurdugu zaman da o kimse Mehdi veya Müceddit olmakta-
dir. Fakat o isikla beraber elcilikle de görevlendi-
rilmis olmasi sarttir. Demek herkes Allah'tan bilgi ve
isik alabilir, fakat herkes Mehdi ve Müceddit olamaz.
Bu isigi alanlardan herkesin erden mare$ale kadar ayri
ayri rütbesi olur. Bir er, generalin odasina girmekle
general olmayacagi gibi, siradan bir kimse de, Allah'
tan kücük bir isik almakla Mehdi olmaz. Bir kap su,
sinege deniz gibi görünebilecegi gibi, elindeki kücük
aynasina din isigi vurmus siradan bir kimse de, günes
kadar büyük bir isiga sahip oldugunu sanabilir. Iste
bu ölcüyü bilmeyen ve kendilerini göremeyen bazi kim-
seler kendini Mehdi veya Müceddit veya Kutup sanmakta
ve aldanmaktadir.

Mehdide, isik ve eserden baska daha önemli bir sey da-
ha vardir. O da: Allah'in emrine ve mührüne sahip ol-
masidir. Allah'in Mührü: LAILAHEILLALLAH'tir.Emri de:
KUR'ANIZM'dir. Demek emir ve mühür kimdeyse, Mehdi o-
dur.

47-"Âhirzamanda gercek din:Bâtilattan arinmis Hiristi-
yanligin ve yenilesmis Islâm'in birlesimidir" demisiz.
Herkesin istegine göre tarif veremeyiz. Bizim tarifi-
miz bu! Buna karsi da: "Müslümanlar Hiristiyan mi ola-
cak?" diye soruyorsunuz. Ne bicim soru bu? Bizim öyle
bir düsüncemiz olmadigini, olamayacagini nicin bilmek,
düsünmek istemiyorsunuz da, isi illâ ziddina döndürme-
ye calisiyorsunuz? Seytanin üfürmesiyle mi hareket e-
diyorsunuz? Seytanin eri gibi hareket etmeye son ver-
melisiniz.

48-"Kur'an'daki gercek Hiristiyanlik"tan kasdimiz, Hz.
Isa'nin bozulmamis dinidir.

49-"Hz.Isa, 'tüpbebek' mucizesiyle meydana gelmistir"
derken, "tüpbebek mucizesine benzer bir mucizeyle gel-
mistir" demek istiyoruz. Ne demek istedigimizin anla-
silacagini umdugumuz icin öyle demistik. Fakat ne ya-
zik ki, bizim düsüncemizin ziddina anlam cikaranlar da
bulunabiliyormus!

50-Bediüzzaman hazretlerinin Mehdi oldugunu biz söylü-
yor ve tasdik ediyoruz. Yirminci asrin inanc halini a-
rastirirsaniz, o hazretin hangi küfrü yiktigini görür-
sünüz. Onun zamanini yasamadan ve arastirmadan inkâra
kalkmayiniz.

51-Kur'anizm, Allah'in ideolojisidir.Bunu biz diyoruz.
Kabul etmeniz icin sizi zorlamiyoruz. Ancak bu konu-
nun uzmanlari; "böyle bir ideoloji gerekli mi, gerek-
siz mi; faydali mi, zararli mi?" onlar karar verir.

52-Hz.Isa, 21. ve 22. asrin Mehdisi'dir, Mesihi'dir.
Hiristiyanligin düzelticisidir. Yani Hiristiyanligi,
"kendi zamanindaki haline döndürecektir" demek istiyo-
ruz. Sizin stratejinizle hareket edemeyiz. Cünkü sizin
gibi söylersek, sizin gibi düsünmeyen din sahiplerini
ürkütebilir.

53-Sizin verdiginiz cevap, cevap degil; bir sorgulama,
suclu cikarma, kâfirlikle damgalama ve yeni gelen Hak
isigina karsi bir muarazadir. Bunlara derhal son ver-
melisiniz. Artik bundan sonra elciniz ve lideriniz:
Kur'anizm'dir. Elciye itaat farzdir. Bu farzda binler
hayir ve kurtulus vardir. Bunlari kacirmamalisiniz.
Artik Kur'anizm'e teslim olup, adinizi da "Asya Kur'
anistleri" seklinde degistirmelisiniz.

Gördügünüz gibi, buldugunuz kusurlar, kendi kusurunuz-
mus. Kusur aradiniz, kusurlu ciktiniz ve maglup oldu-
nuz. Sizin hesabiniza üzgünüz dogrusu... Fakat siz ü-
zülmemelisiniz. Cünkü bize degil, Hakk'tan gelen isiga
karsi maglup düstünüz. Eger Allah'a inanmis ve teslim
olmus kimselerseniz, Hakk'a karsi maglup olmak da bir
sereftir. Ancak seytanlasmis insanlar bu yenilgiyi ka-
bul edemez.

Uzaktan uzaga Muhammed(s.a.v)e inanmak kolaydir. Eger
onun zamaninda olsaydiniz ve o da karsiniza cikip:
"Ben Allah'tan isik aliyorum. Ben Allah'in Elcisiyim.
Elciligimi tasdik edin." demis olsaydi, (hem de okuma-
si yazmasi olmayan bir adam!) inanir miydiniz? Mucize
göstermis olsaydi bile kolay kolay inanamazdiniz. Cün-
kü sizin gibi cok bilgili kimseler karsisinda, okumasi
yazmasi olmayan bir adamin Allah Elcisi olabilecegine
ihtimal vermezdiniz. Demek önemli olan gecmistekine i-
nanmak degil, Asrin Mehdisine inanabilmektir.

54-"Üstadimizin kim oldugu"nu sormustunuz. Bizde üstad
yok. Üstad yerine "önder" var. Önderimizin kimliginden
size bir parca bahsedebiliriz.Adi:Mehmed(Muhammed)dir.
Dedesinin adi: Abdullah'dir. Babasi önemli bir kisi
degildir. Güzel bir sahistir, cekici ve etkileyicidir.
Karsidan bakildiginda "siradan bir kimse olmadigi"
hemen anlasilmaktadir. Orta yasli ve orta boyludur.
Madden Asya (Türkiye)de, mânen de Avrupa'da dogmustur.
Allah'i cok anan, öven ve yücelten, "Peygamber huylu"
bir sahistir.1985 yilinin Ramazan ayinin Kadir Gecesi'
nde Allah'tan bilgi ve isik almaya baslamistir. Ilk
okulu zayif dereceyle bitirmis ve ondan sonra okuma-
mistir. Fakat Allah'in ögretmesiyle bütün din ve dünya
bilimlerini üc ay gibi kisa bir zamanda "bir üzüm
tanesi gibi" yutmustur. Allah'tan aldigi ilhamî bir
eseri vardir, fakat henüz tamamlanmamistir. Kendisi
uzun sözden hoslanmaz. Sanat, edebiyat ve müziksever-
dir. Siyasetten anlar, fakat siyasetle ugrasmaz. Mo-
dern magarasi ve kalesinin yüksek burclarindan bütün
insanligi izleyebilmektedir. Insanlar onu tanimaz,
fakat o onlari tanir. Önderimiz, inanclilar aleyhinde
cereyan etmekte olan dünya olaylari karsisinda: "Ba$a
bakip üzülmeyin, ümitsizlige düsmeyin. Sona bakip se-
vinin. Cünkü sonunda hersey lehimize dönecektir." de-
mektedir.

(Kendilerini "Asya Mucahidleri" diye isimlendiren kisi
veya kisilerin bu sualleri karsisinda önderimiz büyük
bir acizlik icinde kivraniyordu. Sonra Allah'in yardi-
mi ve ilhami geldi, bu cevaplar da yazilmis oldu. Al-
lah'a hamdolsun.)

Not: Bu bildiri, konuyla ilgilenenlere gönderildi.

ALLAH'IN FETHI VE YARDIMI GELIP
INSANLIGIN KITALAR HALINDE
ALLAH'IN DININE GIRDIGINI GÖRDÜGÜN ZAMAN
RABBINI HAMD ILE YÜCELT

Zaman: Yeni Cagin ikisi (0002), Agustos ortasi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Mücadele.
Boyut: Kur'anizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA KUR'ANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: