Mittwoch, 22. Oktober 2008

İ R A N N A M E

(Bu bildiri, 2005 yilinda yayinlanmistir.)

AMERIKA IRAN'I VURACAK MI?

düzen veren Allahin adiyla

Ba$ not: Biraz gecikmis bir yazidir, fakat henüz daha
güncelligini koruyor.

Iran'in nükleer faaliyetlerinden vazgecmesi hakkinda
Amerika'nin direktiflerine boyun egmek istemeyen Iran
yönetiminin tavri merak uyandirmaktadir: Iran vurula-
cak mi vurulmayacak mi? Isgal edilecek mi edilmeyecek
mi?

Bu sualin cevabi $udur: Eger Iran Amerika'nin taleple-
rini yerine getirmezse, ya vurulur ya da i$gal edilir.
Ikisi de mümkündür.

Amerika'nin talepleri karsisinda Iran yönetiminin ver-
digi cevaplar, "yanlis" cevaplardir. Eger Iran yöneti-
mi yanlis cevap vermeye devam ederse, vurulmaktan kur-
tulamaz.

Iran yönetiminin cevaplari nicin yanlis?

ABD yönetiminin "Iran'in vurulabilecegi" hakkindaki
beyanatlari karsisinda Iran Savunma Bakani'nin, "isi-
racak köpek havlamaz" demesi, Amerika'yi savasa kis-
kirtacak sözlerdir. Yani psikolojik olarak denmektedir
ki: "Havliyorsan, isirmalisin" veya "vuracagim diyor-
san bunu isbatlamalisin." Yani bu sözlerle Amerika a-
cikca savasa kiskirtilmaktadir. Ve "erkeksen vur" den-
mektedir. Halbuki Amerika erkekligini göstermek zorun-
da birakilmamalidir. Aksi halde, Amerika güclü bir
devletse, erkekligini göstermekten cekinmez. Demek A-
merika karsisinda kullanilacak atasözü; "isiracak kö-
pek havlamaz" degil, (biz Muranistlere ait olan):
"Kükreyen arslanin pencesinden kork" atasözü olmaliy-
di.

Iranli Bakan, bir harp taktigi geregi karsisindaki
düsmani kücümseyerek o atasözünü kullanmakla dogru
yaptigini sanabilir. Fakat o sözler Amerika'ya söker
mi? Cünkü Iran'in karsisinda köpek degil, Arslan var-
dir. Eger Iran'in karsisinda kükreyen bir arslan var-
sa, onun kükremesiyle alay edilmez. Kaldi ki, Iran,
o arslani avlayabilecek bir avci da degildir...

Iran yönetimi, karsisinda "dünya lideri bir devlet"
bulundugunu bilmeli ve gereken saygi ve itaati göster-
melidir. Dünya liderligine karsi yapilacak bir saygi-
sizlik ve itaatsizlik cezasiz kalmaz. Eger masumlarin
hatiri olmasaydi, Iran yönetiminin saygisizligi karsi-
sinda o yönetimin idam karari coktan verilmis olurdu.

Iran yönetimi: "Amerika Irak'ta bataga saplandi. Ame-
rika bu halde bizi vuramaz" gibi bir zanna kapilmama-
lidir. Eger Iran yönetimi üzerine düsen görevlerini
yerine getirmezse, Amerika tarafindan vurulmaktan kur-
tulamaz. Burada (bazi gazetecilerin ve proflarin a-
yirdedebildikleri gibi) Iran'in, bir vurulmasi bir de
i$gal edilmesi vardir. Amerika $u anda Iran'i i$gal
etmeyi düsünmez. (Düsünmez derken bunun da bir siniri
oldugu unutulmamali.) Fakat vurma i$ini yapar ve yap-
tirabilir. Eger Iran fazla ileriye gidecek olursa, i$-
gal de kacinilmaz olur. Bu halde Amerika bazi tedbir-
ler alarak Irak'i bir kenara birakip Iran'a yönelebi-
lir. Ama simdilik buna gerek yoktur. Eger Iran görevi-
ni yerine getirmezse, Iran'in i$gali degil, ama vurul-
masi gündeme gelebilir. ( Amerikali yetkililerin son
olarak: "Iran'i vurmayi düsünmediklerini" söylemeleri
bu sekilde anlasilmalidir.) Iran'in cevresindeki ülke-
ler buna fazla reaksiyon göstermezler. Cünkü Iran'in
zayiflatilmasi onlarin da i$ine gelir. Diger ülkeler
ise, onlar da, nükleer bir tehdit olarak boy gösterme-
ye baslayan ve Amerika'ya kafa tutan bir Iran karsi-
sinda, Iran'a taraftar olamazlar. Cünkü "Amerika'ya
kafa tutabilen" bir ülke, diger kücükler ve ortalar
icin daha büyük bir tehdit ve tehlikedir.

Demek Iran Disisleri Bakanligi'nin: "ABD'nin Iran'i
vurmasi mantiksizlik olur" seklindeki sözleri tam man-
tikli degildir, isabetsizdir. Eger Iran yönetimi, Dün-
ya Liderligi'ne gereken saygiyi ve itaati göstermez ve
cizmeyi a$arsa, yani nükleer calismalarini durdurmaz-
sa, vurulmaktan kurtulamaz. Iran'in vurulmasi ise, I-
ran ve Iranlilar icin büyük zarardir. ABD'nin ugraya-
cagi zarar, Iran'inki kadar olmaz!

Bunun icin Iran yönetimi tehlikeli nükleer arzularin-
dan vazgecerek ülkesini ve halkini büyük zararlardan
kurtarmalidir. Demek Iran yönetimi, gelecekte cikabi-
lecek herhangi bir savasta ölecek masum Iranlilari dü-
sünerek, Amerika'yi savasa sevkedecek sözlerden ve st-
ratejilerden uzaklasmalidir. Eger uzaklasmazsa, Iran'
in vurulmasi sart olacaktir. Bizim istedigimiz, "ma-
sumlar zarar görmesin"dir. Yoksa Iran coktan vurulmus
olurdu...

Iran yönetimi $unu da iyi bilmelidir: Suc i$lemenin
ve itaatsizligin Müslüman'i, Hiristiyan'i yoktur. Dün-
ya liderligi karsisinda kim suc i$lerse cezasini gö-
rür. Yani "bu Müslümandir, bizdendir veya Hiristiyan-
dir bizdendir, istedigi sucu i$lesin" denilemez.

Iran'in Dünya Liderligi'ne itaat etmesinde yalniz Ame-
rika ve Israil'in degil, (Iran da icinde olmakla bir-
likte) bütün dünyanin cikari vardir. Iran, bu cikar
icindeki cikarini kaybetmemelidir. Kaybetmemek icin
de Türkiye Basbakaninin uyarilarina kulak vermek gere-
kiyor. Yani Iran yönetimi, ABD karsisinda tahrik edici
sözlerden kacinmali ve üzerine düsen görevini yapmali.

Iran'a saldiri terörü azdirir mi?

"Amerika Iran'a saldirirsa, terör daha da azar"mis!
Terörle Amerika'yi korkutmak mümkün degildir. Cünkü
Amerika terörle savasa alismis durumdadir ve zaten
teröre karsi savasmaktadir.

Amerika BM'yi dinlemeli midir?

Amerika BM'yi ve AB'yi dinler. Fakat olnlarin dedikle-
rini yapmak zorunda degildir. Padisah, Hak ve Adalet
neyi gerektiriyorsa onu yapar. "Irak'in vurulmasi Hak
ve Adalet miydi" diye sorulabilir. Hak ve Adalet olma-
saydi Irak'in vurulmasina izin verilmezdi. Tabii bu
noktada muhaliflerle muvafiklarin Hak ve Adalet anla-
yisi farkli olabilir.

Suriye de vurulacak mi?

Suriye Iran gibi degildir. Eger Suriye de Iran'a ba-
kip ABD karsisinda inatlasirsa, yani "Iran'a dokunma-
yan bir Amerika bana da dokunmaz" zannina kapilip ya-
pilmasi gerekenleri yapmazsa, Suriye hem vurulabilir
hem de isgal edilebilir.

Amerika'nin demokratiklestirme hareketi "zorbalik"
midir?

Amerika'nin özgürlestirme hareketini tersinden okuma-
yalim. Bu hareket, zorla özgürlestirme degil. Zaten
böyle bir seyin Amerika icin anlam ve degeri yoktur.
Amac, diktatoryal rejimleri ortadan kaldirmaktir. Bu
kaldirmada nicin Suudi Arabistan gibi ülkelerden de-
gil de, Iran, Irak gibi ülkelerden baslaniliyor? Cün-
kü o ülkeler Amerika icin "en tehlikeliler"dir. Böyle
bir harekette elbette en tehlikelisinden i$e baslamak
daha isabetlidir. Bu stratejiye göre Küba ve Kuzey Ko-
re'ye de sira gelebilecektir. Hatta Cin'e bile saldir-
mak mümkündür. Fakat Cin, Iran ve Irak gibi Amerika'yi
kendine saldirtacak aptalca politikalar yapmayacak,
halkinin demokratik taleplerini karsilayacaktir. Zira
Cin (kalabalikligindan korkularak) bu hareketten muaf
kalamaz.

Türkiye de vurulacak mi?

Türkiye'de bazi gazeteciler: "Iran'dan sonra sira Tür-
kiye'ye gelecek, ABD Türkiye'yi de vuracak" seklinde
korku üretmekte ve yaymaktadirlar. Bu korku anlamli
olmakla birlikte isabetli degildir. Cünkü Amerika he-
defini belirlemistir. Onun hedefi ise: Dünyayi özgür-
lestirmek. Yani diktatörsel rejimleri ortadan kaldir-
mak. Bu hedefin önüne cikacak ülkeler elbette zarar
görecektir. Fakat Türkiye, Amerika'nin bu hedefine si-
cak bakmakta ve bu hedefe hizmet etmenin faydasina i-
nanmis bulunmaktadir. Bu durumda bir ülke icin elbet-
te korku yoktur. Ama ziddi olursa, bu halde o korkucu
ve korkutucu gazeteciler hakli cikacaktir.

Türk halkinin Amerikan yönetimine sevgisizligini
nasil yorumlamaliyiz?

Yapilan bir ankete göre Türk halkinin yüzde sekseni-
nin ABD'yi en büyük tehlike olarak gördügü ve onun
Baskanini sevmedigi ortaya cikmis! Bu sevgisizligi
nasil yorumlamaliyiz? Bunun yorumu $udur: Cok büyük
bir i$ adami var. Bu i$ adami, suc i$leyen ve itatsiz-
lik eden bazi fabrika yöneticilerini cezalandirmakta-
dir. Bu cezalandirmayi cirkin bulan ve hazmedemeyen
akraba cocuklari ise bu i$ adamindan nefret etmekte-
dir. Fakat o cocuklarin babalari bu cezalandirmanin
hak oldugunu görmekte ve ses cikarmamaktadir. Aksi
halde i$ dünyasinin iyi bir düzene girmeyecegini bil-
mektedirler. Ama o cocuklar biraz büyüyünce ve gercek-
leri görünce o i$ adamina hak vereceklerdir. Tabii ma-
razli bir düsmanliklari yoksa...

(Kürt düsmani irkcilar ve Türkiye'nin demokratiklesme-
sinden ve yönetimin dindarlarin eline gecmesinden ra-
hatsiz olan bazi kemalistler ve Amerika düsmani bir
kisim radikal dinciler bu misalden hoslanmayabilir ve
"biz cocuk degiliz" diyebilirler. Bu da onlarin muha-
lefet hakki olur. Fakat Türkiye yönetimi, siyasetini
bu muhalefet üzerine bina edemez. Amerikayla iliskile-
rini bozamaz, bozmamali. Cok sükür ki, Türkiye Basba-
kani Sayin Erdogan, Amerikan iliskileriyle ilgili son
konusmasinda bu muhalefete teslim olmayacagini acikla-
mis bulunmaktadir.)

Iste Türk halkinin da ABD yönetimine nefreti bu misal
gibidir. Yani "gecici psikolojik bir hal"dir. Ileride
bu nefret yok olabilir.

Amerika bu durum karsisinda "benden nefret etmesinler"
diye, "cici baba" rolüne girecek degildir. Amerika li-
derliginin takinacagi tavir, Padi$ahî bir tavirdir.
Yani seven sever, nefret eden nefret eder. Padi$ah bu
sevgi ve nefrete göre hareket edemez. Padi$ah, Hak ve
Adalet neyi gerektiriyorsa onu uygular ve halktan zor-
la sevgi beklemez ve halkin zorlamasina boyun egmez.
Dünyanin iyi bir düzene girmesi icin ne gerekiyorsa,
onu yapar ve yapacaktir.

(Türk basini ve medyasi, Irak operasyonunu yanlis oku-
maya ve bazi hatalarindan dolayi Amerika'yi linc edip
durmaya son vermelidir. Son vermezse, elbette Amerikan
basini da kendini müdafaa edecektir. Fakat bu saldiri
ve savunmalar iki ülke iliskilerini bozacak kadar ile-
ri götürülmemelidir. Iliskiler bozulursa, Türkiye de
Amerika da kâr etmez.)

Gayri insanî rejimler ve düzen bozukluklari ortadan
kalkmali. Bu da büyük bir güc ile olabilir. Gücü de
bir iyilik icin kullanmak gerek. Iste Amerika'nin yap-
tigi da budur. Ve, Allah'a dayanan bir padisah, dikta-
tör degildir. Fakat nefis ve $eytana tapan bir padi-
sah, en büyük diktatördür. Ama Amerikan Dünya Liderli-
gi böyle bir diktatörlükten tabii ki uzaktir. Amerika-
yi ve liderligini, Amerika düsmanlarinin gördügü gibi
göremeyiz. Varsa, Amerika da hatalarini düzeltecektir.

Padisahlik ortaklik kabul etmez.Avrupa, Dünya Liderli-
ginin ortagi degil ancak yardimcisi olabilir. Iyi ve
yeni bir dünya düzeninin kurulabilmesi ve büyük zarar-
lara ugramamak icin Avrupa bu yardimciligi kabul etmek
zorundadir. Yardimciligi kabul edenlerin ileride padi-
sahlik koltuguna oturma sanslari vardir. Ama kabul et-
meyenler bu sanslarini kaybedecekler. Sanslarini kay-
betmek istemeyen yardimcilar, efendisinin sözüne ayki-
ri davranmazlar. Dolayisiyla Avrupa, Cin'i güclendire-
cek calismalardan uzak durmalidir. Dünyamizin güzel
gelecegi icin Avrupa ve Amerika ve Islamli ülkeler
arasindaki iliskiler de bozulmamali, düzeltilmesine
gayret gösterilmelidir.

Dünyamiz eski ideolojilere geri dönmeli midir?

Dünya medyasinda hâlâ eski ve karanlik ideolojilere
dönme arzusu tasiyan kimseler boy göstermektedir. Fa-
kat artik eski devir kapanmis ve yeni bir devir acil-
mis ve bugün dünyamiz yepyeni bir konuma oturmustur.
Global bir konumda bulunan dünyamiz artik eski ideolo-
jilerle yönetilemez. Yeni bir devir kazanan dünyamiz
ancak dinden, bilimden ve akil'dan yardim alan bir i-
deolojiyle yönetilebilir.

Cagimizi "mutluluk cagi" yapabilmek icin de, bu ideo-
lojinin Hakk'a, Adalet'e ve Namus'a dayanmasi gerekir.
I$te biz bu geregi bulmaya ve yerlestimeye calismali-
yiz. Eski ideolojileri canlandirmaya calismak bir ir-
ticadir, geriliktir. Yenilesen bir dünyada ilerici ol-
mak durumundayiz. Ileriligimiz ise; dinli, bilimli ve
akilli bir ideolojidedir.Bu ideolojinin de "globalist"
olmasi gerekir. Yani yanliz kendi dinini, kendi irki-
ni, kendi fikir ve mezhebini düsünen degil. Tam tersi-
ne hepsini iceren bir ideoloji. Bu ideolojide inanc ve
fikir birligi vardir. Yani birden fazla dinler ve dü-
sünceler ortadan kalkar. Bu kalkisla da baris ve kar-
deslik dogar. Gayretimiz i$te bu dogus icin olmalidir.
Öyle ise:

TANRIMIZ TEKTIR
ISA, MUSA VE MUHAMMED,
ORTAKSIZ RABBIN KULU VE ELCISIDIR.

diyelim ve bu hakikat etrafinda birleselim.

Zaman: Yeni Cag'in be$i, $ubat sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Cevaplama.
Boyut: Muranizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: