Sonntag, 26. Oktober 2008

EVRENİN FORMÜLÜ NEDİR?

EVRENIN FORMÜLÜ NEDIR?

(Yazarimiz Hüseyin Avdic'in "Everen'in Formülü Nedir" sualine verdigi
cevap.)

EVRENIN FORMÜLÜ NEDIR?

aciyanALLAHinadiyla

Evrenin formülü: "H*9b=E"dir. Yani: Hidrojen atomu/Acilim/
Dokuz boyut/Esittir/Evren. Bu formüle nasil ulastim?

Bu formülü gencligimde yani yirmibes sene önce siirsel ve matema-
tiksel olarak: "Bir esittir dokuz, dokuz esittir bir./ Bir sey hersey,
hersey bir seydir" seklinde tanimlamaya calismistim. Fakat ben o
zamanlar bu sözleri söylerken "kâinatin formülü" pesinde degildim.
Ama sonradan bilim adamlarinin evrenin formülünü aradiklarini
ögrendim. Bundan sonra tabi ben de bu formülün ne oldugunu
merak etmeye basladim ve onu bulmak icin kollari sivadim. So-
nucta yukaridaki formülü gelistirdim. Fakat bu yeni formüle ulas-
madan önce onu daha basit sekilde (matematiksel olarak) söyle
ifade etmeye calismistim: 1=9/9=1. Burada 1 rakami, kâinatin
temel maddesini; 9 rakami da, "hersey"i yani kâinati simgeliyordu.
Bunu bir de fiziksel ve matematiksel olarak: "H=9/9=H" seklinde
göstermistim. Ama sonra bunun eksik oldugunu görüp yukarida
verdigim formülü gelistirdim.

Simdi bu formülün sembolleri hakkinda biraz aciklamada bulunmak
istiyorum.

Formül, "H" yani hidrojen atomunun sembolüyle basliyor. Bunun
anlami, kâinatin yaratilisinin hidrojen atomuna dayanmasidir. Bilim
adamlari da, galaksi üyeleri olan yildizlarin yapilisinin temel madde-
si olarak hidrojen atomunu göstermektedirler. Hidrojen atomu da,
"su"yun ana atomu olarak bilinmektedir.

Ikinci sembol, "acilim" isaretidir. Bu da, "her seyin bir seyden" ya-
ratildigini gösterir.

Ücüncü sembol, "9b"dir. Bu da, "dokuz boyut" olarak "hersey"i
hem de kâinati ayakta tutan direkleri ifade eder.
Burada 9 boyutu nereden buldugum ve kâinatta sadece 9 boyut
mu var oldugu sorulabilir.

Bilim adamlari bize; birinci, ikinci ve ücüncü boyutlar olarak "en",
"boy" ve "derinlik"i göstermektedirler. Ancak ben bu üc boyutu
(birbirine benzer ve tamamlar olduklari icin) "geometrik boyut"
olarak isimlendirip tek boyuta indirgiyorum. Bu "geometrik boyut"
a bütün geometrileri de dahil ediyorum. Yani "dogru cizgi" olarak
"birgen", "kirilmis düz cizgi" olarak "ikigen", ücgen (bunu biliyor-
sunuz), dörtgen (diktörtgen ve kare), besgen, altigen, yedigen,
sekizgen ve dokuzgen'i.

Bu geometrik genleri bir küre veya elipsel küre elde edinceye ka-
dar cogaltabilir ve bunlara da "egrigen"i yani (dalgali cizgiden bir
dairesel cizgiye kadar bütün egriler), pirizma, küp, yildizgen ve
kargen'i (kar'in geometrisini) de ekleyebilirsiniz.

(Birinci boyuttaki en, boy, derinlik'e bir de "kivrilma" ilâve edilse,
fena olmaz diyorum.)

Demek "birinci boyut"a; basta en, boy, derinlik olarak bütün ge-
ometriler dahildir. Ve bütün geometriler bir küre icindedirler. Ya-
ni temel geometri: "Küre"dir. Ay, Dünya ve diger gezegenler de
birer küre seklindedirler. O halde birinci boyutumuz: "Geometrik
Boyut"tur. Bunu da: "Gb" seklinde gösterelim.

Ikinci boyut; "uzay", "zaman" ve "hareket" boyutudur. Zaman, ha-
reket'in bir rengi oldugu ve uzay'dan ayrilamayacaklari icin, ücünü
tek bir boyut olarak zikredebilir ve onlari "U-Z-Hb" harfleriyle ki-
saltabiliriz.

Ücüncü boyut, "madde" ve "enerji" boyutudur. Madde, enerjinin
yogun hali, enerji de maddenin acilimi oldugu icin ikisi de bir bo-
yut olarak toplanabilir ve "M-Eb" seklinde tanimlayabiliriz.

Dördüncü boyut, "kuvvetler boyutu"dur. Bu boyutta itim-cekim
kuvvetiyle beraber diger dört kuvvet yani "zayif kuvvet", "nükleer
kuvvet", "elektro manyetik kuvvet" ve "güclü kuvvet"ler bulunmak-
tadir. (Aslinda bütün kuvvetlerin temeli, "itim" ve "cekim"dir). Do-
layisiyla bütün bu kuvvetleri de bir boyut olarak kabul edip, buna
da "dördüncü boyut" diyelim ve "Kb" olarak kisaltalim.

Besinci boyut, "cansizlar boyutu"dur. Bütün madenler ve element-
ler bu boyutta toplanmistir. Bu boyutu "Cb" harfleriyle taniyalim.

Altinci boyut, "canlilar boyutu"dur. Bu boyutta ise; bitkiler, hay-
vanlar ve insanlar bulunmaktadir. Bunun tanimlanmasi, "C2b" ol-
sun. (6. boyut, -Dünya ile beraber- "kâinatin kalbi ve merkezi"
makamindadir.) Dolayisiyla bu boyut, "boyut di$i" sayilamaz.

Yedinci boyut, "görünmez $uurlular boyutu"dur. Bu boyutta; (i$in-
dan yaratilmis) cinler, melekler ve seytanlar bulunmaktadir. Bu
boyuta "i$insal boyut" da diyebilir ve "Gb" veya "Ib" olarak gös-
terebiliriz.

Sekizinci boyut, "Günes Sistemi" ve Samanyolu Galaksisi"dir. Bu
boyuta, "galaktik boyut" diyebiliriz. Bunu da, "GAb" olarak gösteri-
riz. (Bir galaksinin disina cikabilmek icin dünyamizin 7 katli atmos-
feriyle beraber Günes Sistemi ve Samanyolu Galaksisi'nin 2 kat'ini
yani 9 "kat"i a$mak gerekiyor.)

Dokuzuncu boyut, "esir boyutu"dur. Bu boyut, bütün yildiz ve ga-
laksilerin icinde yüzdügü ve evrenin meydana getirilisinin temel mad-
desi olan "yaratilis okyanusu"dur. Bu boyutu da, "Eb" harfleriyle
kisaltabiliriz.

Iste bütün kâinat bu dokuz boyuttan meydana gelmis ve getirilmis
ve bu boyutlarla ayakta durmaktadir. Bunlarin temelinde de "hid-
rojen atomu" bulunmaktadir. Hidrojen atomu, suyun ana atomu
oldugundan, kâinatin "su"dan yaratildigini söyliyebileriz. Yani kâ-
inat, "bir maddenin patlamasiyla" degil, "suyun buharlastirilmasiyla"
meydana gelmistir. (Burada "Big Bang" teorisi temelini kaybetmek-
tedir. Bu teorinin yeniden gözden gecirilmesi gerekiyor.) Demek
"bir seyden hersey" yaratilmistir ve yaratilmaktadir.

Bu dokuz boyut; evrende icicedirler, daima birbirlerini tamamlar-
lar, birbirlerinden ayrilamazlar. Bir tanesi ayrilacak olsa, kâinatin
denge ve düzeni bozulur. Meselâ bir gezegenin geometrisini boz-
sak, o gezegen dengesini kaybeder. Evrenden kuvvetler boyutunu
cikarsak, evren yikilisa gider. Hareket'i durdursak, kâinat cöker.
Yani hangi boyutu cikarsak veya bozsak, degistirsek, elimizde
"evren" diye birsey kalmayacaktir.

"9" rakaminin matematiksel bir anlami oldugu icin bütün boyutlari
9 rakamina kodladim ve dokuzla sinirladim. (Cünkü "9"dan son-
raki rakamlar, "tekrarlar"dir). Ama bu saydigim 9 boyuta, "boyut"
denilip denilmeyecegi tartisilabilir. Eger "boyut" denemezse, "kâi-
nati ayakta tutan 9 sütun" da diyebiliriz.

Bir seyden hersey, her seyden birsey yaratilabilir mi?

Buna cevabim: "Yaratilabilir" olacaktir. Örnek olarak bir cekirdek-
ten bir agacin, bir yumurtadan bir hayvanin ve bir damla meniden
de insanin yaratilisini ve "her seyden birsey" olarak da bir koca a-
gactan onun meyvesindeki cekirdegin yaratilisini gösterebilirim.

Demek kâinat da bir tek su'dan yaratilabilir. Gaz ve toz bulutla-
rindan yildizlarin meydana gelmesi veya bulutlardan simsegin cika-
rilmasi gibi, suyun buharlastirilmasindan da bir kâinat yaratilabilir
ve yaratilmistir. Bu da gösterir ki, koca kâinat; -büyük bir agacin
kücücük bir cekirdege sigdirilabilmesi gibi-, (programik olarak)
bir su molekülüne sigdirilabilir. O halde bu aciklamalarla yukarida
takdim ettigim kâinat formülü de gerceklik ve gecerlik kazanir.

Matematikte dokuz rakami, matematigin "evreni"dir. 9, 1'in acilimi-
dir. 1 rakami ise, matematigin temelidir. 1 rakami olmadan, mate-
matik olamaz. Ayni sekilde su olmadan da evren olamaz. Allah ol-
madan da su olamaz ve hic birsey yaratilamaz.

Bu i$e Yaratici'yi da katmali miyiz? Katmaliyiz! Zira bu evreni ken-
di kendine birakamayiz. Cünkü hersey bir üsttekinin etkisi altinda
oldugundan, kâinatta kendi kendinelik yoktur. Tesadüf de yoktur.
Cünkü kâinatta cok hassas bir denge ve düzen vardir. Bu denge
ve düzeni akilsiz ve bilincsiz, hem hedefsiz ve iradesiz raslantilar
kuramaz. O halde bu evreni ya her seye gücü yeten essiz bir Ya-
ratici'ya verecegiz, ya da bu evren yok olacaktir. Madem ortada
tikir tikir i$leyen bir evren bulunmaktadir; onu i$leten irade, kud-
ret, bilgi, secki ve; yaratis, ya$atis, yönetis Sahibini de kabul et-
mek zorundayiz. Aksi halde bilimle ugrasmanin bir anlami kalmaz.

Zira; agac, meyvesiyle anlamli oldugu gibi, kâinat da insan ile an-
lamlidir. Insan da, kalp ve akliyla anlamlidir. Kalp ve akil da, Ya-
ratan'i bilmek ve inanmakla anlamlidir.

Aklin cok önemli bir özelligi de; yöneldigi seylerde bir anlam ara-
masi ve anlamsiz seylere deger vermemesidir. Anlamsizliga razi
olan insan ise, insanlik yönünü kaybeder, hayvanligin dahi altina
düser.

Biz simdi tekrar formülümüze dönelim. 9 rakami, 1'in acilimi oldu-
gu gibi, Evren de, su'yun ve onun temel atomu olan hidrojenin aci-
limidir. Su olmadan, evren insa edilemez. Kur'an da (Hud suresi 7.
ayetiyle) evrenin, var olmadan önce "su halinde" bulundugunu bil-
dirmektedir.

Tabi bu suyun, "bildigimiz su" olmasi gerekmez. Nasil suyun "bulut
hali", "buhar hali", "kar hali", "dolu hali", "yagmur" ve "buz hali" var-
sa, bunun bir de "esir hali" vardir. Suyun bu (her seye nüfuz eden)
"esir hali"ne, siz "süper sicim" de diyebilirsiniz. O zaman formülü-
müzdeki yeri de: "H" degil, "E" veya "SS" olur.

Bu halde evrenin formülünün de: "SS*9b=E"dir. Yani: "Süper
Sicim/Acilim/Dokuz boyut/Esittir/Evren" olmasi gerekmektedir.

Bu formüle Yaratici'yi da katarsak, formülümüz: "SS*9b=E(B)Y"
olacaktir. Yani: "SüperSicim/Acilim/Dokuz boyut/Esittir/Evren/
Bagimlilidir/Yaratici'ya".

Fakat bu formüle insan'i da katmazsak, formülümüz eksik kalacak-
tir. Cünkü kâinatin basit fakat gercek formülü: "Bir seyden hersey,
her seyden birsey"dir. Buna göre formülümüzün de:
"SS*9b=E(S)=I" olmasi gerekmektedir. Yani: "SüperSicim/Acilim/
Dokuz boyut/Esittir/Evren/Sagilim/Esittir/Insan. Yani SüperSicim
acilip dokuz boyutlu evren olmus, evren de sagilip insan meyvesini
vermis. Yani bir su maddesinden veya atomsal cekirdekten veya
SüperSicim'den kâinat agaci yaratilmis. Bu agac da "Dünya" mey-
vesini vermis. Bu meyvenin cekirdegi de "Insan" olmus.

Bu formülü bulmamda yirminci yüzyilda inancsal aydinlanmanin ön-
cüsü olan Bediüzzaman'in bir eserinde gecen: "Meselâ: Hesapsiz
sikkelerinden hayat üstünde koydugu sikkeye bak ki: BIR SEY-
DEN HER SEYI YAPAR, HEM HER SEYDEN BIR SEY YA-
PAR. Evet, bir icilen su'dan, hesapsiz âza ve cihazat-i hayvaniyeyi
yapar. Hem ekl' edilen bütün muhtelif et'imeden, hayvanî olsun,
nebatî olsun, bir cism-i has ve belki bir cild-i mahsus, belki bir
cihaz-i basit yapar. Evet, sen de aklin varsa anlarsin ki: BIR SEY-
DEN HERSEYI YAPMAK; VE HER SEYDEN BIR SEY YAP-
MAK herseyin Saniine has ve Hâlik-i külli sey'e mahsus bir sikke-
dir" seklindeki sözlerinin bana bir ip ucu gösterdigini belirtmem
gerekir.

Not: "Paralel Evrenler" iddiasinda bulunan Stephen Hawking'e not:
Paralel evrenler yoktur. Bunun yerine "Pozitif Evren" vardir. Cünkü
kâinatta hersey cift yaratilmistir. Bunun anlami ise, bizim evrenimiz,
"Eksi Evren"dir. Pozitif Evren ise, "Âhiret"tir. Bu pozitif evren ise,
$u anda coktan yaratilmis ve bizi beklemektedir. Fakat biz, zamanla
kayitli oldugumuz icin bu âleme gecis yapamiyoruz. Bu gecis icin
zaman ve kâinati a$mak gerekiyor. Simdiye kadar zaman ve kâi-
nati "Mirac Mucizesi"yle a$an ilk insan, Hazret-i Muhammed ol-
mustur. Bu büyük Peygamber, yüce Yaratici'nin dâvetiyle Pozitif
Evren'e giris yaptigi zaman cok muhtesem bir evrenle karsilasmis
ve cennet ve cehennemi görmüs ve evrenin Sultani'yla da görüs-
müstür. Ama bizim onun gördüklerini görebilmemiz icin kiyametin
kopmasi ve yeniden dirilisin gerceklesmesi gerekiyor. Biz ise, Ya-
ratici'ya göre coktan gerceklesmis olaylari, (milyonlarca yil önce
dogmus bir yildizi daha yeni görüyor olmamiz gibi), "sonradan"
görecegiz. Demek, (kiyametten önce) Allah'in dâveti ve mucizesi
olmadan Pozitif Evren'e gecis yapmak pek mümkün görünmüyor.

"Her sey cift yaratilmistir". (Bunun esas anlami: "Her sey ziddiyla
yaratilmis" olacaktir). Bu ilkeye göre, Dünya'mizin da bir e$i var-
dir.Yani (insanlarin ya$adigi) bu Dünya, "Arti Dünya"dir. Bunun
ziddi olarak bir de "Eksi Dünya" vardir. Eksi Dünya'da, i$indan
yaratilmis varliklar olan "cinler" bulunmaktadir. Bu dünyanin adina:
"Cinya" diyebiliriz. Dünya ile Cinya icicedir. Fakat biz cinler âlemi-
ni göremeyiz. Bu âlemi görebilmek ve ona gecis yapabilmek icin
"i$in boyutu"na inebilmek gerekiyor. Ama bu boyuta inebilen Ru-
hanîler ve Evliyalar mevcut bulunmaktadir.

Insanlar yaratilmadan önce Dünya'miza cinler egemen bulunuyordu.
Fakat onlar yaramazlik yapinca, yüce Yaratici onlarin egemenligine
son verdi ve insanlari onlarin yerine Dünya'nin bakani yapti. Cinler,
atesten (daha dogrusu) "kara i$in"dan yaratilmis "eksi insanlar"dir.
Bunun ziddi olarak (biz) "arti insanlar" da, "su"dan yaratilmislardir.
Hersey ziddiyla yaratilmis oldugu icin cinlerin varligi kesindir. Bunu
Kur'an da bildirmektedir.

Ilk insanlar tarafindan yapilmasi mümkün görünmeyen yeryüzünde-
ki bazi hârika eserler uzaylilar tarafindan degil, büyük bir ihtimalle
cinler tarafindan yapilmistir. Cinler, egemenlikleri ellerinden alindigi
zamanlarda bilim ve teknikte zirvede bulunuyorlardi. Onlardan ge-
ri kalmis bazi eserler bulunabilir. "Ilk süpermen" olan Süleyman
Peygamber de, cinleri ve seytanlari bir köle gibi calistirip bazi arac
ve gerecleri onlara yaptiriyordu.

Cinler, "uzaylilar" degildir. Esas uzaylilar, "melekler"dir. Melekler,
"ak i$in"dan yaratilmis i$iksal varliklardir. Gözle görülmeyen nöt-
rinolar gibi dünyamiza rahatca girip cikan bu varliklar, Allah'in
"memurlari" olarak görev yapmakta ve kâinatin yaratilis ve ya$a-
tilis i$lerinde calistirilmaktadirlar. Dünyamiza sikca iner cikarlar
ve bir kismi da sürekli insanlarla birlikte bulunurlar. Yildizlar, on-
larin mekani ve "uzay gemisi"dirler. Buradan da, kâinatin basibos
birakilmamis oldugunu anlayabiliriz.

Bazi insanlarin ba$ina gelecek bazi olaylari önceden sezinlemesi,
"Paralel Evrenler"i isbatlamaz. Cünkü insanlarin kaderi, Yaratici
tarafindan insanlarin beyinlerine yazilmis oldugu icin, bazi ruhani-
lesmis veya hassasiyet kazanmis kimseler, beyinlerindeki bu bil-
gilerden bir kismina ulasabilirler. Ayrica, varliga ve yaratilisa ait
her seyin önceden kayit edilmis oldugu bir "Ilâhî Ana Defter" var-
dir. Kâinatin bir kösesinde gizli bulunan bu Ilâhî Defter'den, bazi
insanlara yansimalar olabilir ve bazi (Allah'in yakini olan) Evliyalar
da bu Gizli Defter'e ulasip, bazi insanlarin ba$ina gelecek olanlari
önceden haber verebilirler. Hazret-i Muhammed'in de bu konuda
pek cok mucizesi bulunmaktadir.

"Zafer" veya "Bilim-Teknik" dergisi'nden bir arkadas bu mektu-
bumu ingilizceye cevirip, bilim adami Stephen Hawking'e ulasti-
rabilir veya yabanci bir bilimsel dergide yayinlatabilirse cok mem-
nun olurum. Bay Stephen Hawking'e Berlin' den selam ve saygila-
rimi yolluyor, makalemi üc siirsel sözle noktaliyorum:

Bir Seyden Hersey Her Seyden Birsey

Bir tek sudan evreni yaratmis Allah;
Bir damla spermadan insani yarattigi gibi.
Bulutlardan simsegi cikaran bir Ilah,
Yildizlari dahi cikarir, yagdan kil ceker gibi.

Berlin, 23 Ekim 2007.
***
Büyük Iddiam

Siddetli bir patlamayla degil,
buharlasmayla sudan yaratilmistir evren.
Yildizlarin da gaz bulutlarindan olusumu,
isbatlar bunu hemen hemen.
--------------------------------------------------
Not: Bigbang teorisi, hatali bir temele
oturtulmustur. Bu teorinin yeniden
gözden gecirilmesi gerekir.

Berlin, 23 Ekim 2007.
***
Biri Istersen

"Ilim bir noktadir", insanlar yapar onu binbir.
Sen biri istersen; o, Allah'i birlemededir.

Berlin, 4 Kasim 2007.
***
Ögreten Allah'a hamdolsun!

Hüseyin Avdic
Berlin, 3-9 Kasim 2007.
***
HHH07: Her Hakki Hifzedilmistir. Kaynak gösterilmeden yayin-
lanamaz. Ticari amacli yayinlarda da eser sahibinden izin
almak gerekir.

Zaman: Yeni Cag'in sekizi, Ekim ayi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Inceleme.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: