Samstag, 25. Oktober 2008

PE Y G A M B E R N A ME

P E Y G A M B E R N A M E

elci gönderen ALLAHin adiyla

(Bu bildiri, yazarimiz Hüseyin Avdic'in, 2006 yilinda
mustafaakyol.org sitesinde bazi tartismacilara verdigi
cavaplardir.)

ALLAH'A MI DAHA COK INANILIR KUR'ANA MI?

Emre Bey,

"Müslümanlar, Allah'tan cok Kur'ana inanirlar" seklinde
bir iddiada bulunmussunuz. Ben de bunun tam aksini söy-
leyecegim.

Cünkü Müslümanlar icinde halk cogunlugu Kur'an oku-
maz. Kur'an okuyanlar ise, yüzde 10-20 civarindadir. De-
vamli Kur'an okuyanlar ise daha azdir.

Inanan halk cogunlugu icin bir; "Allah'tan baska ilah yoktur,
Muhammed Allah'in elcisi ve kuludur" ve "Bismillah, Elham-
dülillah, Allahuekber, Subhanallah" sözleri ve bir de namaz
kilmaya yetecek kadar 5-10 Kur'an suresi bilmek yeterli ol-
maktadir. Bu söz ve sureleri de, Allah'a yaklasmak ve iba-
det icin vasita yaparlar. Ama cogu, Kur'anin cogunlugundan
habersizdirler. Cünkü okumazlar. Bu konuda onlar, hocala-
rin anlattiklarini yeterli bulurlar. Kur'ana tabii ki inanirlar. Fa-
kat bu inanc, sadece bir vasita olarak kalir. Yani "Kur'an
olmasa da, Allah'a inanabilirler" diyebilirim.

Cünkü halk, Allah'i arar ve inanmak ister. Bunun icin de Al-
lah'a yönelir ve kalplerini O'na acarlar. Kalp Allah'a acilinca,
Allah'in varlik i$igi kalplerine dolar. Bu suretle Allah'in varli-
gini görür ve bilirler. Ama inancsizlar, inanmak istemezler ve
inanmamak icin diretirler. Bunun icin de kalp ve akillarini Al-
lah'a kapatirlar. Kalp ve akil Allah'a kapatilinca, Tanri i$igi
o kalp ve akla giremez. (Hani perdeleri örtünce eve günes
i$iginin girememesi gibi). Bu yüzden inancsizlar ve inkârci-
lar "Gercek Din"den mahrum kalir veya kendilerini inanctan
yoksun ederler.

Demek inancli halk, Kur'andan cok Allah'a inanir. Yani
Kur'an olmasa da Allah'a inanabilirler. Zaten halk cogun-
lugu, Kur'anin icindekilerden habersizdirler. Onlar icin,
Allah'a hitap edebilecek bir kac söz ve ibadeti ögretecek
bir ilmihal kitabi yeterli olmaktadir. Demek, Kur'an amac
degil, aractir. Önemli olan ise, amactir. O da, Allah'tir.

Tabii bu sözlerden: "Öyleyse Kur'ana gerek yoktur" gibi bir
anlam cikarilmamalidir. Cünkü Kur'an; Allah'i tanitir, O'nun
isteklerini bildirir; adaletin, ibadetin, iyiligin, calismanin, sab-
rin, dürüstlügün, güzel ahlâkin ve insanligin nasil olacagini ög-
retir. Bu ögretiyi de hoca ve imamlar halka aktarir. Bu ögreti
olmazsa, din yarim kalir. Yarim din de, insanligi insanlasti-
ramaz. Insanlarin sahibi Allah da elbette ki buna izin vere-
mez. Bunun icin de sectigi kullarindan bazi Elci ve Haber-
cilerine gereken sözü indirir, insanligi kitaplandirir. Onlari
Kendinden habersiz ve saskin, ilgisiz ve bilgisiz ve karanlik-
ta birakmaz. Inananlar ve inanmak isteyenler de bu sayede
yollarini bulur ve bilirler. Inanmayan ve inanmak istemeyen-
ler de bir kör gibi karanliklar icinde akil bastonuyla yol bul-
maya calisir; bocalar, sapitir, kahrolur ve mahvolur giderler.
Böyle bir gidise razi olmak istemeyenler, kalplerini Allah'a
acmali ve Kur'aniyla kucaklasmalidir.

(Eger Allah'in; bilgi, i$ik, haber göndermesi olmazsa, din sa-
dece kalpteki "dogal inanc"tan ibaret kalirdi. Fakat insan,
sosyal ve toplumsal bir varlik oldugundan, "Ilâhî Ögreti"ye
muhtactir. Bu ögreti olmadan, insan, insan olamaz. Dinsiz-
likle insanlastigini iddia edenlerin insanligi, Allah indinde ge-
cersizdir.)

Kur'ansiz da Allah'a inanmak mümkündür. Bunun icin de
Allah'a yönelmek ve kalbi O'na acmak gerekir. Dogru yol'
u bulmak ise, ancak Kur'anla mümkündür.

I$te bu gercekler sebebiyle: "Müslümanlar, Kur'andan cok
Allah'a inanir" ve "Inanclilar, Kur'ana inandiklari kadar Al-
lah'a; Allah'a inandiklari kadar da Kur'ana inanirlar" demek
de, "orta yol" olur.

Bir de: "Muhammed'in peygamberligine delil yok" veya
"Çünkü O'nun peygamberligini kanitlayabilecek bir delilin
olamayacagina inaniyorum" demissiniz.

Hz. Muhammed (ruhuna selam ve rahmet olsun)in peygam-
berligine en büyük delil, Kur'an'dir. Siz, Kur'andan daha
üstün bir kitap yazar veya gösterebilir misiniz? Gösteremez-
siniz! Yazip gösterseniz bile, Tanri sözü olmadigi icin anlam-
sizdir, hic bir degeri yoktur. Ama Kur'an, yüzde yüz, hattâ
yüzde sonsuz Allah sözüdür. Kur'anda konusan, Hz. Mu-
hammed degil, Hz. Allah'tir. Bunu nereden biliyoruz? Cün-
kü bu i$in uzmani/yiz/(yim). Fizik ötesi âleme nüfuz edebi-
liyor ve Allah'tan ilham aliyoruz.

Hz. Muhammed'in peygamberligine ikinci delil, onun "muci-
zeleri" ve "hayati"dir. Biz bu mucizeleri görmedik. Ama bu
husustaki rivayet ve aktarmalara inaniyoruz. Cünkü o riva-
yetciler, bu konunun uzmani ve yalan söylemesi mümkün
olmayan kimselerdir. Hem mucize göstermek, imkânsiz bir
sey degildir. Peygamber olmayanlar da mucize gösterebilir
ve günümüzde de mucize gösteren bir cok kimse bulunmak-
tadir. Fakat onlarin mucizesi, o kimselerin "Peygamber"
olduklarina delâlet etmez. Cünkü ellerinde "Kur'an" gibi
Ilâhî bir "Kitap"lari yoktur.

Bir yorumcu arkadasimiz da: "Yeryüzünde 150'den fazla
din oldugunu, bunlardan hangisinin gercek oldugunun nere-
den bilinecegini" soruyor ve saskinligini ifade ediyordu.

"Gercek Din", "Allah'in gönderdigi din"dir. O da: "Islâmi-
yet"tir. Cünkü, Allah "bir" oldugu gibi, dini de bir'dir. In-
sanlik da (yaratilis itibariyle) birdir. Birbirinden farkli din
olamaz. Ancak insanlarin "yönetim yasalari" degisik ola-
bilir. Akil uydurmasi dinler ise, gercek din degildir. Allah
katinda "gecersiz"dirler. Hiristiyanlik ve Musevîlik ise, an-
cak Kur'anla uyustugu oranda Allah'in dinidir. Kur'anla
uyusmayan kismi Allah'a ait degildir. Ileride üc dinin Kur'
anla uyusan taraflari birlestirilerek, din birligine gidilecek
ve Islâmiyetin modernlesmesiyle de "Gercek Din" dünya-
miza egemen olacaktir. Bunu da Allah'in Mehdisi'yle Me-
sihi gerceklestirecektir.

Hüseyin Avdic

***

KALB VE BEYIN, "DOGAL ILETISIM ARACLARI"DIR

Emre Bey,

Vahye inanivermeniz kolay bir i$ degildir. Bunu anliyorum.
Fakat ben tekrar etmekten cekinmeyecegim:

Tanri, hayvanlarla ve insanlarla olan genel iletisimini, onlarin
beyinlerini kullanarak "ilhamla" yapar. Ilahlik Saltanati'nin
özel iletisimini de, Elci ve Haberci (yani Peygamber)lerinin
kalbiyle veya onlara bir memur melegini göndererek yapar.
Yani kalb ve beyin, insanlarin (telefon, fax ve internet yerine
gecebilecek) "dogal iletisim araclari"dir. Siz buna: (Biyolojik
iletisim araclari) da diyebilirsiniz. Günün birinde kalb ve bey-
nin "bir iletisim araci oldugu" isbatlanabilirse -ben isbatlana-
cagina inaniyor ve bilim adamlarini da bunun arastirilmasina
dâvet ediyorum-, o zaman vahye inanmaniz belki kolaylasa-
caktir. Tabii ömrünüz vefa ederse...

Bu halde siz, inancsizlikta acele etmeyip, "vahyin gercek ol-
dugu" ihtimalini elde tutarsaniz, zararli cikmazsiniz. Eger i-
nanc mevzuunda ilerleme kazanmak isterseniz, yalniz aklini-
zi degil, kalbinizi de devreye sokmalisiniz. $ayet sirf aklinizi
i$letirseniz, "filozof" olursunuz. Eger sadece kalbinizi i$le-
tirseniz, "mutasavvif" olursunuz. Kalb ve akli birlikte i$let-
tiginizde ise, orta yolu bulmus, cift kanat kazanmis olursu-
nuz. Bu cift kanatlarla da gercege ucmaniz kolaylasir. Din
ve bilimin baristirilmasi da bununla mümkün olur.

Dâvet ve uyari bizden, inandirmak ise Allah'tandir. Bize de
bekleyip görmek kaliyor. Insaallah güzel seyler görürüz.

Not: Vahiy ve Ilham, ekseriya insan saglikli iken iner. Ama
Sinan Bey'in bahsettigi "beynin elektriklenmesi halinde Tan-
risal duygular ya$ama veya ölüm aninda hastalarin melekle-
ri görmesi veya fizik ötesi âlemle irtibata gecmek" gibi du-
rumlar, vahiy ve ilham hakikatindan ayri bir konudur, karis-
tirilmamalidir.

Hüseyin Avdic

***

TANRI INDIRMESI DIN ILE
AKIL UYDURMASI DINLER ESIT DEGILDIR!

(Bu sözler, Kur'an Dini ile akil uydurmasi dinleri esit gö-
ren kimselere söylenmistir.)

Sayin Tartismacilar,

Tanri indirmesi din ile akil icadi dinler bir degildir. Yani
saglam elma ile cürük armutlar toplanmaz. Cünkü birbi-
rine esit degildir. Matematik bilenler bunu ayirdetmesini
iyi bilir. (Tanriya inanmadiginiz icin) Kur'anin "Allah'in in-
dirmesi" bir Kitap olduguna inanmamak hakkinizdir. Bunu
anlariz. Ama Kur'an Dini ile akil uydurmasi dinleri e$itle-
meye hakkiniz yoktur. Cünkü elinizde Kur'anin "Allah in-
dirmesi" bir Kitap olmadigini isbatlayacak kesin bir deli-
liniz yoktur.

"Peki, sizin bunun aksini isbatlayacak bir kanitiniz var mi"
derseniz, bizde delil coktur. Fakat inanmak istemeyenler
icin mûcize göstersek de kâr etmeyecegini bildigimizden,
sözü fazla uzatmak istemiyorum.

Ama "ben o delilleri görmek istiyorum, belki inancimi de-
gistirebilirim" diyorsaniz, ben de derim: O delillerden en
büyügü Kur'andir.

Eger Kur'anin "vahiy olmadigi" fikrinde israrliysaniz, haydi
Kur'andan daha üstün veya ona e$ olacak bir kitap yazip
getirin. Biz de böylece Kur'anin Allah indirmesi bir Kitap
olmadigini görmüs oluruz! Ama böyle bir Kitap yazip ge-
tirmeden; "Kur'anin, Muhammed'in kendi aklinin ürünü bir
Kitap" oldugu iddiasindan geri durmalisiniz.

Kur'an, "akil ürünü" bir Kitap degildir! Neden degildir?
Cünkü Kur'anda öyle bilgiler ve bilimler, öyle sözler ve
olaylar var ki, onlarin insan akli tarafindan bilinmesi veya
uydurulmasi mümkün degildir.

Bir de düsünün bir kere: Hz. Muhammed, okuma-yazma
bilmeyen ve okul yüzü görmemis bir kimsedir. Böyle bir
kimse, bilimin dahi bugün henüz yeni kesfettigi Kur'andaki
o onlarca bilimsel bilinmezi nereden bilsin?

Kur'ani hic okudunuz mu bilmiyorum. Onu bir kere alip in-
celeyin veya incelediyseniz göreceksiniz ki, Kur'an; evrenin
kurulusundan yikilisina, insanin yaradilisindan yeniden dirili-
sine, dünyanin gecmisinden gelecegine, cennet ve cehen-
nemdeki olmus ve olacaklara dair pek cok seyden bahse-
der. Bunlarin akilla bilinmesi mümkün degildir. Uydurmak
ise hic mümkün degildir. Cünkü Kur'andaki yeni kesfedil-
mis bilimsel sirlar bunu cürütür. Hele bir insanin Tanri takli-
di yapmasi ve O'nun yerine gecip konusmasi en büyük sah-
tekârliktir. Muhammed Hazretleri ise, cevresinde "dogruluk"
ve "güvenirlik"le ün salmistir. Böyle yalansiz ve dürüst ve
güvenilir ve hem de (Kur'anin inmesinden önce) yüksek o-
kul okumamis, bilgin ve filozof da olmayan bir kimse icin
"Kur'ani kendisi yazmis" iddiasinda bulunmak, nasil isabet
edebilir? Kur'an nerede, okulsuz Muhammed nerede! Ög-
retimsiz Muhammed, "Hz. Muhammed" olduysa, Kur'an o-
na indirildikten sonra Hz. Muhammed olmustur. Eger Kur'
an indirilmemis olsaydi, dünyanin efendisi olan Hz. Muham-
med, kabilesinin siradan Muhammed'i olarak kalacak, onun
isminden dahi haberimiz olmayacakti. Demek siradan Mu-
hammed'i, "Efendiler Efendisi" yapan bir sir var. Iste o sir,
ona indirilmis KUR'AN'DIR.

Eger hâlâ "Kur'an Muhammed'in aklinin ürünüdür" iddiasin-
da israrliysaniz, haydi Kuran benzeri bir kitap yazip getirin
ve iddianizi isbatlayin! (Bu meydan okuma, onbes asir önce
Kur'an ile Hz. Muhammed tarafindan yapilmisti. Simdi bir
kere daha binbesyüz yil sonra benim tarafimdan yapilmak-
tadir).

Biliyorum: Tanri inancina sahip olmadiginiz icin bu gercekleri
akliniza sigistirmaniz mümkün olmayacaktir. O halde önce
birinci noksaninizi gidermeniz gerekiyor. Bunun icin de: "Be-
nim gibi akilli bir insani vareden, akilsiz madde mi, yoksa a-
kil üstü bir Tanri mi?" sualini sorarak, kalbinizi Allah'a acma-
li ve gercek Tanrinizi bulmaya calismalisiniz. Ancak O'nu
bulduktan sonra, "O'nun sözleri ve konusmasi da olabilece-
gi" gercegi sizin akliniza yatacak, Kur'anin kimin eseri oldu-
gunu anlayacaksiniz.

Eger Allah'a inanmak isterseniz, $u bilgileri de yardiminiza
verelim: Bir deliden dünyanin en büyük bilgin ve sanatkâri
cikmasi mümkün olmadigi gibi, akilsiz maddeden de akilli
bir insan cikmaz. Eger cikiyorsa, ya madde insandan cok
daha akilli bir varliktir, ya da insan; madde ötesi ruh, hayat,
enerji ve i$ik sahibi görünmez bir Tanri'nin eseridir. Mad-
denin sahibi ve yöneticisi yüce Tanri'yi kabul etmediginiz
takdirde, otomatikman madde sizin Tanriniz olacaktir. (Ya-
ni: Bir akilsiz bir akilliya Rab olacak! Bu ise, akilli bir insan
icin kabul edilebilir bir sey olmaz...) Eger maddeyi Tanri-
liga lâyik görmezseniz, bu halde de aklinizi âleme Ilah yap-
mak zorunda kalacaksiniz. Ama siz, size ölümsüz bir mut-
luluk ve gelecek kazandirmayan Tanri'ya "Tanri" dememe-
lisiniz. Eger böyle bir Tanriniz yoksa, elinizde bir "hic" ka-
lacaktir. $ayet siz bu hic olusa razi olursaniz, o güzel ve bi-
ricik aklinizin hic bir anlam ve önemi kalmayacaktir. Fakat
siz bu anlamsiz ve önemsiz kalisa "hayir" demesini bilmeli,
sizin varliginizi anlamli ve önemli kilacak gercek Tanrinizi
bularak O'na inanmalisiniz. Tabii "gercek insan" olmak is-
tiyorsaniz!

(Unutmayiniz: Her seyi akilla cözmeye calisirsaniz, akil bun-
da müflis kalir ve müflistir. Bu iflastan kurtulabilmek icin
kalbinizi de i$letmeli ve bu isletim icin de dinden ve mâne-
viyattan yardim almalisiniz. Yoksa, iflastasiniz!)

Hüseyin Avdic

Zaman: Yeni Cag'in sekizi, Ekim ayi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Cevaplama.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: