Sonntag, 26. Oktober 2008

VAHY, ILHAM VE MADDE ILE ILGILI KONULAR

VAHY, ILHAM VE MADDE ILE ILGILI KONULAR

evreni madde üzerine kuran ALLAHin adiyla

(Bu bildiri, yazarimiz Hüseyin Avdic'in, 2006-7
yillarinda mustafaakyol.org sitesinde bazi
tartismacilara verdigi cavaplardir.)

Cengiz Bey,

Bana yani Kur'anî Ruh'un ilham ettigi gercege göre, kisaca
MADDE: Kâinatin in$asinda kullanilan bir harc, nesneleri
ayakta tutan bir iskelet, Yaratici'nin sanatina ASKIlik eden
bir model'dir.

Biliyorsunuz, Kur'anlilar icinde müfrit yani a$iriya kacan
bir ehli tarikat ve tasavvuf vardir. Bu zihniyetteki kimseler,
madde ve kâinati, Allah veya O'nun bir görüntüsü olarak
kabul etmektedirler. Yani "sadece Allah var, madde ve
kâinat yoktur" diyerek, maddeyi inkâr etmektedirler. Ma-
teryalistler ise, madde hesabina Allah'i inkâr etmektedirler.
Ben, "biz maddeyi inkâr etmiyoruz" derken, bu iki zit gö-
rüsün ortasinda durdugumu ifade etmek istiyorum. Yani:
Madde adina Allah, Allah adina da madde inkâr edilemez!

Not: http://www.turkyasam.com/showthread.php?t=171831
adresini verdigim linkte "Madde ve kâinat bir algi ve hayal
degildir" baslikli felsefî bir yazim var. Ona da bir göz atabilir-
siniz. Hatalarim varsa bana bildiriniz.

Selamlar...

***

Nuri Bey,

"Allah'tan ilham almak vahy almak demektir" demis-
siniz. Yalniz burada "ilham" ile "vahy"i ayirmak gerekmek-
tedir. Cünkü vahy, özel ve hususidir. Bu da, Allah'in elci-
lerine aittir ve onlara gönderilir. Ilâhî emir, istek ve haberler
"vahy" ile bildirilir. Bunun araci da, "Ruhul Kudüs" denen
Cebrail'dir. Cebrail gibi melekler ise, Ilâhî Yönetim Salta-
natinin "izzet perdeleri"dir. Yani yüce Allah, Kendine özgü
bir devlet ve saltanat sahibi oldugundan, bu saltanatin say-
ginliginin korunmasi, O'nun memur ve sekreterleri olan
"Melekler" tarafindan yapilmaktadir. Yani yüce Allah, bü-
yüklük ve sayginligini yere düsürmemek ve sayginligini ko-
rumak icin insanlarin ve hayvanlarin ayagina gitmez. Onlar-
la görülecek i$ler icin meleklerini kullanir.

Allah'in habercisi olan Cebrail, yalniz vahyin degil, ilhamla-
rin da ileticisidir. Cebrail, gerekli oldugu takdirde Elci ve
Peygamberlerin ayagina kadar gider. Gerekmezse, belli bir
merkezden gerekli haberleri onlarin kalbine iletir ve indirir.
Bu ileti ve indirmeler arasinda "ilham"lar da vardir. Ilhamlar
ise, genel ve umumidir. Bir cok siradan insanlar ve hayvan-
lar, Allah'in ilhamina mazhar olmaktadir. Cünkü insanlar ye-
ni bilgi, sanat ve icadlar icin ve hayvanlar da rizk temini, ko-
runma ve yol bulma gibi konularda Allah'in ilhamina muhtac-
tir. Peygamberler de, vahy'den baska ilhamla da desteklen-
mektedirler. "Siradan bir kimse" olarak benim de Allah'tan
ilham almam, gayet dogal ve normaldir.

"Mehdilik konusu"nu ise, burada tartismak istemiyorum. As-
linda bu konunun tartisilmasi cok iyi olur. Fakat bu sitenin
sahibi, bu husustaki bir tartismaya izin vermemektedir. Eger
bu yasagi kaldirtabilirseniz, devam edebiliriz. Veya bana bir
e-mail atip adresinizi bildirirseniz, size bir cevap gönderebi-
lirim. Adresim: mehdininsesi@mynet.com

Cengiz Bey,

Felsefî yazilarimla ilgili parmak bastiginiz noktalar hakkinda
verecegim cevap biraz gecikecektir. Ilginiz icin tesekkür e-
derim.

Selamlar...

Hüseyin Avdic

***

Cengiz Bey,

[Bu durumda "madde evrenin maddesidir" gibi bir sey demis
oluruz] demissiniz.

Dogru. Demis oluruz. Fakat bu deyis, cok farkli bir deyistir.
Cünkü eger ortada bir "evren" varsa, artik evren maddeye
bürünmüs, madde "madde" olarak kimligini ve niteligini kay-
betmis demektir. Madde evrende ebediyen mustakil olarak
kalamamaktadir ki, biz onu hic kullanilmayan, dokunulmayan
ezelî ve ebedî bir fert olarak ele alalim ve onu bu sekilde anla-
maya ve anlamlandirmaya calisalim! Olur mu?

Dikkat ederseniz, biz e$yaya, onun maddesini esas alarak
bakmiyoruz. Meselâ masa, maddeyle dolu olmasina ragmen
biz onun maddî yönüne degil, sanat yönüne, i$ görürlük yönü-
ne, faydalilik yönüne bakiyoruz ve masaya "madde" demiyo-
ruz. Cünkü o masa, maddeyle yapilmis olsa da, bir usta ona
bir $ekil vermis ve bir sanat bindirmistir. Bu halde artik o
masa olmakta kullanilan tahta veya mermer veya cam mad-
desi, âdeta madde olmaktan cikmis bir sanat eseri haline
gelmistir. Aksi halde eger bir sanati yoksa veya bir sanat ve
i$ icin kullanilmayacaksa, bizim gözümüzde mustakil olarak
maddenin bir anlam ve önemi yoktur. Bunun icin biz para-
nin maddesine degil, onun yazi-turasina, yani i$e yararlilik,
faydalilik ve kiymetlilik yönüne bakariz. Bir agaca baktigi-
miz zaman, bizim icin onun maddesi degil, $ekli, güzelligi,
sanati ve rizk olusu önemlidir. Eger bir cicekte sanat, güzel-
lik, renk, koku gibi $eyler varsa, artik madde o cicege harc,
aski ve model olmus demektir. Eger madde, sürekli olarak
"madde" kalabilmis olsaydi, o zaman sizin görüsünüz hakli
olurdu. Maddenin evrende daimî olarak "kullanilmakta" ol-
dugunu ve bir sanata mazhar edildigini ve bir vazifeye sokul-
dugunu unutmamaliyiz. Buradan anlamaliyiz ki, madde,
"hâkim" degil, "mahdum" yani "hizmetkâr"dir. Öyle ise;
"harc", "aski" ve "model" gibi tanimlamalar, madde gibi bir
"hizmetkâr"a cok iyi yakisiyor, diye düsünüyorum.

Not: Eger ruh, akil ve Allah olmasaydi, o zaman "madde
nedir" sorusuna: "Madde herseydir" diyebilirdik. (Aslinda
diyemezdik. Cünkü aklin olmadigi bir yerde böyle bir $ey
denemez. Allah'in olmadigi bir yerde ise, madde ne gezer!)
Demek, "madde ruhun hizmetkâridir" dememiz, daha isa-
betli olacak.

Itirazda bulundugunuz "algi" ve "hayal" hakkindaki felsefî
düsüncelerimi yeniden gözden gecirecegim. "Mehdilik"
hakkinda ise simdilik bir $ey söylemek istemiyorum.

Selamlar...

Zaman: Yeni Cag'in sekizi, Ekim ayi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Cevaplama ve Mücadele.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: