Sonntag, 26. Oktober 2008

A T E i S T N A M E

ATEISTLERE CEVAP

varligi kesinden daha kesin olan ALLAHin adiyla

(Bu bildiri, yazarimiz Hüseyin Avdic'in, 2006-7
yillarinda mustafaakyol.org sitesinde bazi
tartismacilara verdigi cavaplardir.)

Bir dinsiz ve ateistin varligi, Allah'in varligini gösterir.
Tipki bir heykelin, heykeltra$i göstermesi gibi. Evren
ve icindekiler olmasaydi da Allah yine varolurdu ve vardir.
Cünkü O'nun varligi, yaratiklarin varligina bagli degildir.
Yazarin varliginin, kitabin varligina bagli olmamasi gibi.

Cok akilli bilgin bir ateist, yoktan bir kâinat yaratama-
yacagi gibi, o bilgin ateistin vücudundaki atomlar da
yoktan bir evren yaratamaz. En akilli bir vücuttaki
atomlarin yapamadigini ise, onun a$agisinda olan en
akilsizatomlar hic yapamaz. Demek bu kâinat ve
kâinatlilarin varligi; gözle görülmez, fakat akilla anla$ilir
"yaratan","ya$atan" ve "yöneten" bir Allah'in varligini
gösterir. Kâinati ayakta tutan bu üc büyük fiilin aciz,
akilsiz, bilimsiz ve acimasiz sebep, tesadüf ve kendi-
kendineliklere verilmesi, cehâletlerin en büyügüdür!

Imtihan sorularini Tanri belirler. Insanlarin inanmalari
icin Tanri'nin Kitap ve Peygamber göndermi$ olmasi
az $ey degildir. Tanri Kendini insanlara aciktan gös-
terseydi, o zaman imtihanin bir anlami kalmazdi.
Ögrencilere imtihan sorulari cevaplariyla birlikte
verilmez.

Tanri, senin keyfine göre i$ yapmaz. O, seni imtihan
etmek icin iyiligi de yaratir, kötülügü de yaratir.
Kötülügü yaratmak kötü degil, kötülük yapmak
kötüdür. Bir ate$le hem evini yakarsin hem de isitirsin.
Insanlar zarar görmesin diye ate$in yaratilmasindan
vazgecilemezdi. Eger insanlarin zarar görmemesi
istenseydi, o zaman daha farkli bir dünya ve ona
uygun insanlar yaratilirdi.

Tanri her $eyi önceden bilir ve yazar. Böylece her$ey
bir ölcü ve kayit altina alinmi$ olur. Eger her$ey kayit-
siz ve ölcüsüz olarak sinirsizca saliverilseydi, o zaman
evrenin bir denge ve düzeni olamazdi. Düzen icin Tanri'
nin her $eyibilmesi, yazmasi ve bir ölcü icine almasi
$art olmu$tur.

Tanri, senin ba$ina gelecek aci olaylari bilir ve onu
engelleyebilecek güce de sahiptir. Fakat seni sinaya-
bilmek icin maruz kalacagin belâlari engellemez.
Cünkü senin nasil tepki verecegini görmek ve göster-
mek istemektedir:" $ükür mü edeceksin, küfür mü?"
Gerci O senin ne edecegini bilmektedir. Fakat sonucu
sana da gösterebilmek ve kar$iligini verebilmek icin o
belâyi senin ba$ina mutlaka sarar. Sana ugrayan bir
belâ, eger senin hatanin eseriyse, cezani görürsün.
Eger senin hatan di$inda olu$mu$sa, mükafatlandirilir-
sin. Bu mükafati da, "sabir" ve "âhiret inanci"yla alabilir-
sin. Eger ateistsen, ba$ina gelen belâlar, büyük bir
belâdir! Caresiz katlanacaksin! Veya bu dünyadan
kacacaksin...

Allah, insani "imtihan icin" yarattigini bildirmi$tir. Bildiri
olmasaydi, imtihan da olmazdi. Bütün i$, o Bildiri'ye
inanip inanmamakta yatiyor.

Masum ve günahsizlar da bir felâkete ugrayabilir. Fakat
masum hakkini, zalim de cezasini ötedünyada mutlaka
alir ve görür. Allah, zulüm ve haksizliktan arinmi$tir.

Tanri, dünyayi bir cennet gibi yaratabilirdi. Fakat öyle
arzu etmemi$ ve dünyayi gecici bir imtihan salonu olarak
yaratmi$tir. O'nu kendi arzumuza uydurmamiz mümkün
degildir. O da, bizim keyfimize göre i$ yapacak degildir.

Tanri, senin her $eyini önceden bilir. Fakat bu bilme,
senin özgürlügüne engel degildir. Cünkü bilmek ayridir,
yapmak ve yaptirmak ayridir. O bildigi halde, senin,
istedigin iyiligi veya kötülügü yapabilmen gösteriyor ki,
Allah'in bilmesi, senin hürriyetini baglamaz. Ister inanir,
ister inkâr edersin. Senin ateist olman, bir özgürlügün
sonucu degil mi? Eger özgür olmasaydin, ateist olamaz-
din! Demek sen, "Allah'in bildigi" $eyleri yaparsin. Fakat
o $eyleri, O öyle bildigi icin degil, sen öyle istedigin icin
yaparsin. Allah da, senin istedigin $eyi yaratir. Yaratir
ama, inkârin seni ate$e, inancin da cennete götürür.
Bu sonuc da sana bildirilmi$ ve hangisini sececegin
sana birakilmi$tir.

Allah, kötülüge göz yummaz. Fakat insani denemek
icin iyiligi de kötülügü de hesap gününe kadar serbest
birakir. Insan özgür iradesiyle bunlardan birini secer.
Hangisini secmi$se, ona göre de sonuc alir. Insan
yanliz kötülüge degil, iyilige de meyilli bir varliktir.
Ondan istenen ise, iyilige yönelmesi ve kötülükten
uzakla$masidir. Iyilik insani cennete cikarir. Kötülük
de cennetten dü$ürür. Cennetten dü$en insan ise,
günahina tövbe ederek tekrar cennete cikma imkânina
sahiptir. Âdem de bu imkândan faydalanarak bir daha
cennete cikabilmi$, yani yeniden dirili$ten sonraki
iyilerin girecegi "mutluluk dünyasi"ni kazanmi$tir.
Cünkü Allah onun tövbesini kabul etmi$tir. Bu da
gösterir ki, insanlar kötülükte kalmaya mahkûm
degildir.

Allah bir$eyi hem yazmi$tir, hem yazmaktadir, hem
de yazacaktir. Allah, zamanin yaraticisi oldugu icin,
bütün zamanlara hâkimdir; her$eye birden bakar,
her$eyi birden görür ve her$eyi birden bilir. Bunun icin
senin "iyilikci" mi olacagini, "kötülükcü" mü olacagini
bilmektedir. Fakat bu bilmeyi bir film senaryosu gibi
görmemek gerekir. Cünkü bir senaryoda hangi oyuncu-
larin hangi rolü alacagi belirlenmi$ ve herkes aldigi rolü
senaryoya göre oynamaya mecbur ve mahkûmdur.
Fakat insanin kaderi bir senaryo ve insan da bir oyuncu
degildir. Bunun tam aksine, insan neyi oynayacaksa,
Allah onu yazmi$tir. Yoksa, Allah ne yazdiysa, insan
onu oynuyor degildir. Demek insan, hür iradesiyle secer
ve sectiklerinden de sorumludur. Eger iradesi baglan-
mi$sa, sorumluluktan kurtulur

Allah Kur'anda kimlerin dogru yolda, kimlerin egri yolda
olduklarini bildirmi$tir. Bu bildiriyi duytuktan sonra insan-
larin bir mazeret beyan etmesi gecersizdir. Ancak bu
bildiri kendilerine ula$mami$ olanlar mazur görülür.

"Gercek Din"in hangi din oldugu da, son Kitap olan
Kur'anla bildirilmi$tir. Bu asrin insanlari, yanli$a dü$-
memek ve onda kalmamak icin yanliz Tevrat ve Incil'i
degil, Kur'ani da okumak ve incelemek zorundadir.
Cünkü Hz. Musa zamaninda ya$ayanlar, Incil'den
sorumlu degildir. Hz. Isa zamaninda ya$ayanlar da,
Kur'andan sorumlu degildir. Ama bu zamanda ya$ayan
insanlar, yani Yahudiler ve Hiristiyanlar ve digerleri,
Kur'andan sorumludur.

Allah'in indirdigi Kitaplar'in esasinda bir farklilik yoktur.
Ayrintida ve yasalarinda bazi farkliliklarin olabilmesi
normaldir. Cünkü insan, geli$en ve ilerleyen bir varliktir.
Bu zamanin insanlarini, gecmi$ caglardaki insanlar gibi
ya$amaya zorlayamazsiniz. Bu zorlamayi kaldirmak
icin de Allah, son Peygamberden sonra her asir pey-
gamber mirascisi olan bir Imam'ini gönderip dinî anlayi$i
yenile$tirmi$ ve modernle$tirmi$tir. Fakat her inancli
insan bu modernle$meye ayak uyduramami$ olabilir.
Asrin Imami'na uymayip gecmise ve gelenekcilige
sarilanlar, cehalette kalmi$ kimselerdir.

"Asrin Imami kim" ?

Yirminci Asrin Imami, Bediüzzaman Said Nursi'dir.
Yirmibirinci Asrin Imamiysa, Hazret-i Mehdi ve Mesih'
dir. Mehdi ve Mesih'in kim oldugunu ise, zaman
gösterecektir.

Kisaca; bir ateist, ne kadar Allah yok derse, Allah gene
de vardir! Amerika'yi hic görmemi$ bir köylünün "Ame-
rika yok" demesi ne kadar isabetliyse, ateistlerin Allah'i
inkârlari da o kadar isabetlidir. Cünkü bu i$in gercek
uzmanlari olan Peygamberler; "biz Allah'in varligini
gördük, bildik, anladik" diyorlar. Bu konunun uzmani
olmayan ateistler ise, "yok" diyor. Peygamber mirascisi
olan büyük Imamlar ve onlarin tasdikcisi olan Evliyalar:
"Allah var, yeniden dirilme ve hesap veri$ olacaktir" diyor.
Biz de diyoruz: Dogmamaya gücünüz yetmedigi gibi,
ölmemege de gücünüz yetmez. Ölmemege gücünüz
yetmeyecegi gibi, dirilmemege de gücünüz yetmez.
Eger tekrar dirilmemege gücünüz yetecekse, söyleyin
biz de ateist olalalim. Madem yetecek degildir, öyle ise
gelin siz de inancli olun. Aksi halde, "biz inanmak
istemiyoruz" diyebilirsiniz. Ama "Allah yoktur"
diyemezsiniz ve dememelisiniz.

Cünkü kâinati elekten gecirip veya madde ötesine gecip,
Allah'in yoklugunu isbat edecek güce sahip degilsiniz.
Biz ise, Allah'in canli ayet ve sözleri olan kâinat ve kâi-
natlilari görüp hissettigimizden, bu da; "ustasiz eser,
esersiz usta" olmayacagini isbatladigindan ve O'nun
Kur'anini ve Peygam-berlerini kabul edip inandigimizdan;
O'nun varligini isbat icin kâinati elekten gecirmeye mec-
bur degiliz. Kör, sagir ve akilsiz bir vatandas da Allah'a
inanctan sorumlu tutulmaz. Siz böyle olmadiginiza göre,
sorumluluk sahibisiniz demektir. Gercek insanlik da, bu
sorumlulugun geregini yerine getirmeye dâvet eder. Öyle
ise, bu dâvete icabet etmeli ve varliginizin hakkini ödeyip,
hayatin te$ekkürünü yapmalisiniz. Cünkü bu hayati siz
yaratmadiniz. Eger siz yarattiysaniz, o zaman te$ekküre
mecbur degilsiniz. Bir yaratik oldugunuza göre, te$ekküre
mecbursunuz. Mecbur oldugunuz $eyi yapmazsaniz,
hesaba cekileceksiniz. Eger "biz hesaba falan cekilmeyiz"
diyorsaniz, haydi ölmeyin de bunu isbat edin! Bunu
isbatlamaniz mümkün olmadigina göre, kurtulu$unuz
ancak INANC'tadir.

Öyle ise: "Allah'tan ba$ka ilah yoktur, Mehdi ve Mesih
Allah'in kulu ve elcisidir", "biz de bu fikriyata teslim olduk"
deyiniz, kurtulunuz.

Zaman: Yeni Cag'in sekizi, Ekim ayi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Cevaplama ve Mücadele.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: