Donnerstag, 23. Oktober 2008

MEHDi'Yi iNKÂR CABALARI BOŞUNADIR!

MEHDI'YI INKÂR CABALARI BOSUNADIR!

her caga bir dinsel baskan tayin eden ALLAHin adiyla


Bazi kimseler Mehdi'yi red ve inkâr babinda sormaktadir:
"Hani kurtaricilar nerede? Neden bir türlü gelmiyorlar da
$u milleti kurtarmiyorlar?" Yani: "Böyle bir beklenti sacma-
dir. Bu sacmalara kapilmamaliyiz" demek istiyorlar.

Elcevap: Hz. Muhammed(sav)in gönderilmesiyle hersey ol-
mus bitmis degildir. Cünkü, akil ilerlemede ve hayat sartlari
degismede oldugu icin, insanligin ihtiyaclari da farklilasmak-
ta ve degismektedir. Bu degisim de bir yenilesmeyi gerek-
tirmektedir. Peki, Kitap ve Peygamber'in bulunmadigi veya
tesir gösteremedikleri zamanlarda bu yenilesme nasil gercek-
lesecektir?

Bu dünya ve insanlik sahipsiz olmadigindan ve onlarin "Allah"
isimli bir sahibleri bulundugundan, elbette o Sahip, insanliga
sahipligini gösterecek ve bunun icin de insanlar icinden bazi
kimseleri secerek, onlari "dinsel baskan-imam" tayin edecek-
tir. Bu tayin etmenin olmamasi, Allah'in adaletine, merhame-
tine, amacliligina ve sahipligine zittir. I$te bu zitliga meydan
vermemek icin yüce Allah her asir bir Dinsel Baskan görev-
lendirerek dinini yenilemekte ve Kur'anini korumaktadir.

Eger bu yenileyicilik olmasaydi, Kur'anin korunmasi mümkün
olmazdi. Cünkü Kur'an'in korunmasi, onu saklayarak veya
ezberleyerek degil, onun dogru anlamini bilerek ve muhafaza
ederek mümkündür. Eger böyle bir koruma olmasaydi, her-
kes kendi kafasina göre yaptigi yorumu din ve Kur'an haline
getirir, herkesin kendi anlayisina göre ayri bir Kur'ani olur,
birbirinden farkli yüzlerce binlerce Kur'anlar ortaya cikar ve
sonucta Allah'in Son Kitab'i, Incil'in düstügü duruma düser-
di. (Allah, Kur'ani göndermeyi murad ettiginden Hz. Isa'nin
Kitabini korumamistir. Cünkü Son Kitap öncekileri icerdi-
ginden ve insanlari bölmemek icin Allah eski Kitaplari koru-
maya gerek görmüyor. O'nun icin sadece Son Kitab'in ko-
runmasi önem kazaniyor).

Koruyucu Allah elbetteki bu düsüse izin veremez. Bunun icin
de, Kitab'inin dogru anlamini verecek dinsel baskanlarini dev-
reye sokar. Onlar da gelirler, Kitab'in gercek yorumunu hal-
ka aciklarlar. I$te Kur'anin korunmasi da esas olarak böyle
gerceklesmistir. Yoksa sözleri hic degistirilmemis olmakta
gercek bir koruma ve korunma yoktur.

Cünkü ögretmensiz bir Kitap, söz yigini olmaktan öte gide-
mez. Ögrenciler icin nasil bir ögretmene ihtiyac varsa, insan-
lik icin de bir Elci'ye veya Dinsel Baskan'a ihtiyac vardir.
Her sinifin ögretmeni farkli oldugu gibi, her asrin dinsel Bas-
kani da farkli olur ve son gelen, bir öncekinden daha ileri
ve yüksek bir mevkide bulunur. Cünkü insanligin akil mer-
tebesi yükseldikce, Dinsel Baskan'larin da o mertebeye
uygun olmasi gerekir.

$imdi, Peygamber'in bulunmadigi ve Kur'anin hükmetmedi-
gi cag olan "yirminci asr"a gelelim. Bu asirda her yer güllük-
gülistanlik degildi. Tam aksine bütün dünyayi komünizm be-
lâsi sarmisti. Allah aciktan inkâr ediliyor, imansizlik göklere
cikariliyordu. Allah'tan, Iman'dan, Kitap'tan bahsedenler
hapislere tikiliyor, türlü türlü eziyet ve iskenceye ugratiliyor-
du. Bu küfür ve inkâr hâkimiyeti ve azinlikta bulunan inanc-
lilarin zillet ve perisaniyeti, 1919 lardan 1991'lere kadar sür-
dü.

Bu inkâr ve sapikliga batmis, karanliga düsmüs talihsiz asra
Allah elbette seyirci kalamazdi. Bunun icin de o cagi küfür
ve inkârdan temizleyecek Bediüzzaman Said Nursi isimli bir
Dinsel Baskan'ini görevlendirerek insanligin imanini kurtardi
ve Kur'anini korudu. Bu koruyuculuk sayesinde komünizm
ve dinsizlik yikilirken din ve inanc da büyük bir yükselis ve
$ahlanisa gecti. O karanlik ve dehsetli asrin ba$ini ve ortasi-
ni ya$amamis ve sadece sonunu görmüs olan biz Kur'anlilar
da, Allah'in bir Dinsel Baskan vasitasiyla yaptigi kurtaricilik
sayesinde bugünlere gelmis bulunuyoruz. Demek Allah kul-
larini kurtaricisiz birakmiyor.

Insanlik dünyasinda kurtaricilarin önemi büyüktür. Bir Ata-
türk olmasaydi, Türkiye emperyalizmin saldiri ve isgalinden
kurtulabilir miydi? Basta bir lider ve önder olmadan bunun
mümkün olmayacagini rahatlikla söyleyebiliriz. O halde i-
nanclilari Mehdisiz veya Mesihsiz birakma gayretlerine son
verilmelidir.

Diyorsunuz: "Kur'an calisin diyor, Mehdi bekleyin demiyor".

Ama dinin korunmasi da lidersiz, öndersiz, Mehdisiz olami-
yor. Eger olsaydi, Allah'in Elci ve Peygamber göndermesine
de gerek kalmazdi. Yasar Nuri, Fethullah Gülen, Ahmed Hu-
lusi ve Süleyman Ates gibi kimseler kendi kendilerinin Mehdi-
si olabilirler. Fakat geri kalan halk onlar gibi olamaz ve olami-
yor. Olamadigi icin de bir lider, bir önder veya bir Mehdi'ye
muhtactirlar. Haydi diyelim, kendi kendisinin Mehdisi olabil-
mis o kimseler bir kisim grup ve cemaatlerin hocasi, önderi
oldu. Peki bütün Kur'anlilara kim önderlik edecektir? Büyük
bir liderleri olmadan Kur'anlilar ne yapabilirler, nereye kadar
gidebilirler ve nereye kadar gidebilmislerdir? Kendi aralarin-
dan birini secmekle bu i$ hallolur mu? O secilmis kisi ne ka-
dar kabul görür?

Cünkü farkli görüs ve düsüncede olan grup ve cemaatler,
kendileri gibi görüp düsünmeyen bir lideri kabullenemezler.
Bu sorun da ancak "Allah'in secmesi" ve "görevlendirmesi"
yle cözülebilir. Bunun icin de bir "Mehdi"ye ihtiyac vardir.
Mehdi de bütün grup ve cemaatlerin görüs ve düsüncesi-
nin fevkinde olarak yalnizca Allah'in görüsünü, yani O'nun
(muradi)nin esasini vaaz ederek gereken birligi saglayabilir.
O ve onun birlestiriciligi olmazsa, inanclilar parcalanmislik-
tan kurtulamazlar. Evet, bir ülke Basbakan'siz olamayacagi
gibi, Kur'anlilar da Mehdi'siz olamazlar. Ne zaman bir ülke
Basbakansiz yönetilebilirse, o zaman inanclilarin da bir Meh-
di ve Mesih'e ihtiyaclari kalmaz.

Bir Peygamber sözü olan: "Mehdi bir gecede dünyayi ada-
letle doldurur" hadisine $a$anlar var ve bu saskinliklari do-
layisiyla da o hadisin "uydurma" oldugunu iddia ediyorlar.

Evet, Hz. Mehdi elbette bir "Süpermen" degildir. I$lerini de
hokus pokus yaparak halletmez. Fakat Allah'tan bilgi ve i-
$ik almis ve O'ndan yardim gören o müstesna kisi, insanli-
gi Hakk'a, Adalet'e ve Dogrulug'a erdirmedeki bütün hâri-
kaligini, mûcizelerden degil, cagin sartlarindan ve o sartlarin
getirdigi kolayliklardan kazanir. Meselâ günümüzde ulasim
ve iletisim araclari dünyamizi bir köy ve oda kadar kücült-
müs bulundugundan ve her an her yere ruhen veya fiziksel
olarak ulasmak mümkün oldugundan, Mehdi'nin bir gün ve-
ya bir gecede bir bildiriyle bütün dünyayi adalete erdirmesi
imkân dairesine girmis ve kolaylasmistir. Bunun icin Mehdi
ve Mesih, kücük bir ülkeyi yönetir gibi bütün dünyayi
(mânen) kolayca idare edebileceklerdir.

Buraya kadar söylediklerimizden anlasilacagi gibi, Mehdi ve
Mesih'in inkârinda kâr degil, zarar ve mahrumiyet vardir.
Bir Abdulkadir Geylânî(RA) devrinde onun Kutup'lugunu
kabul edip, imanin ve Kur'anin yeni yeni sirlarina ermenin
neresi kötüdür? Bir Imam-i Gazâli(RA) caginda o büyük
Akl'a ittiba edip, imanî aklin mükemmelligini kesfederek
sapik felsefelere karsi mücâdele vermenin neresi zararlidir?
Bir Mevlâna Celâleddin-i Rûmî devrinde bir Sevgi ve A$k
Adami'nin i$igina kapilip onun mânevî Günesi altinda ve
Mesnevîsi icinde Kur'anin yeni hakikatlariyla müserref ol-
mada ne gibi bir sapiklik vardir? Bir Bediüzzaman zama-
ninda, o vaktinin e$sizi olan Zat'a talebe olup imansizliga
karsi cihad etmenin ve Allah'in gercek bir mücâhidi olma-
nin neresi yoldan cikistir? Ve nihayet Yeni Cag'da Allah'in
Mehdisi MEHMED NUR'AN'a biat edip dinî anlayisi ye-
nileme devrimine katilmada ne gibi bir terslik veya (kâfir-
lik) vardir?! Demek "Kitap bize yeter, ögretmene gerek
yok" demenin hic bir anlami ve kiymeti yoktur, ama anlam-
sizligi ve degersizligi pek coktur. Biraz akli olanlar bu anlam-
sizlik ve degersizlige gark olmazlar ve hemen hemen hic bir
asrin Imamsiz ve Baskansiz birakilmadigini da anlarlar.

Hz. Peygamber(sav)in sözlerinin "uydurma" kabul edildigi,
tesirinin yok sayildigi bu Yeni Cag'da Allah'in bir Mehdisi'
ne o kadar muhtaciz ki, onun olmamasi ve bulunmamasi
asla mümkün olamaz! Cünkü bu imkânsizlik, Allah'in "sa-
hipligi"yle katiyyen uyusamaz ve uzlasamaz. Bunun icin de
o büyük Sahip bir Mehdisini yeni cagimiza göndermis ve
onu görevlendirmis bulunuyor.

Bilmelisiniz ki, baglandiginiz liderlerden hic birisi Mehdi'nin
yerini tutamaz ve dolduramazlar. Cünkü Allah tarafindan
görevlendirilmemislerdir ve O'ndan aldiklari bir yetki ve
elcilikleri de yoktur.

Bu durumda Allah'in Mehdisi'ni inkâr etseniz ne olur? O yi-
ne de vazifesini yapar, Allah'tan aldigi görevi yerine getirir
ve getirmektedir. Dünyada bunu engelleyecek hic bir güc
yoktur. Cünkü onun arkasinda yikilmaz Koca Allah vardir!

(Bu sözler karsisinda: "Allahu Ekber" diyoruz!)

CAGI DEGERLENDIRMEDE ZARARDA OLANLAR
ALLAH'IN MEHDISINDEN GAFLET EDENLERDIR!

Yayinlayan: Avrupa Muranistleri
Ekim 2006

Keine Kommentare: