Samstag, 18. Oktober 2008

D E Ğ İ Ş İ M N A M E

_ _ _

D E G I S I M N A M E

degistiren Allahin adiyla


Ey insanlar! Haklica, adaletlice ve namusluca bir
DEGISIM'e hazir olunuz, razi olunuz. Razi olmalisiniz.
Zira, bu dünya mülkünün Sahibi, hem Yaraticimiz ve Ya-
saticimiz olan Allah; en basta inancsizliktan inanca,
inkârciliktan Hakki kabülcülüge, ortakciliktan birle-
mecilige.. sonra haksizliktan Hakk'a, adaletsizlikten
Adalet'e,namussuzluktan Namus'a gecmemizi ve "degisme"
mizi istiyor. Bu konuda kimse kendi aklina ve keyfine
uyup, degisimden uzak ve ilgisiz kalamaz,kalmamalidir.
Gerci, inancsizliga, inkârciliga, ortakciliga ve hak-
sizliga, adaletsizlige, namussuzluga alismis olanlar
icin degisim, kabul edilemiyecek bir teklif ve öneri-
dir. Onlar icin bu is cok zor ve agirdir. Fakat bu hu-
susta kimsenin keyfi egemen olamaz, gecerli sayilamaz,
hakem yapilamaz. Hakk'a itaat edilir, ama keyfe itaat
edilmez.

Keyfe ve sapik akla uymakla, gecen asri, bir inancsiz-
lik ve inkârcilik, hem haksizlik, adaletsizlik ve na-
mussuzluk asri yaptik. O asir,yüce Yaratan'in seytana:
"Su yarattigim insana secde et" deyip de, seytanin da:
"Ben topraktan yarattigina secde etmem" diyerek,Allah'
a isyan ettigi ve insanligin da seytana uyup Hakk'a
baskaldirdigi, özüne ve yaratilisina boyun egmedigi a-
sirdir. Fakat o asir gecti... Simdi asir; celâlli Ya-
ratan'in, seytanin o zaman ki isyanina karsi: "Cik o-
radan, sen kovuldun, defol!" demekte oldugu zamandir,
asirdir. Simdi biz de Allah'a uyup, seytani ve seytan-
liklari, yani bütün inancsizlik, inkârcilik ve ortak-
ciliklari.. sonra haksizlik, adaletsizlik ve namussuz-
luklari.. sonra pislik, israf, tahrip ve düzensizlik-
leri.. sonra baski, sömürü ve kölelestiricilikleri, su
girmekte oldugumuz asirdan, yani Yeni Cag'dan kovmali,
sürüp cikarmaliyiz; onlari cagimiza sokmamaliyiz.

Degisim istemeyenler veya degisimden rahatsiz olanlar
ve karsi cikanlar, kendilerinin Hak'ta, Adalet'te ve
Namus'ta olduklarini sanabilir, iddia edebilirler. E-
ger onlar; gercek Tanri olan Allah'i bilmiyor, inanmi-
yor, O'na baglanip teslim olmuyorsa, onlar Hak'ta de-
gil, haksizliktadirlar. Eger onlar; Allah'in gönderdi-
gi Elciye uymuyor ve getirdigi ölcüyü kabul etmiyorsa,
yani haklinin hakkini ve haksizin cezasini hakettikle-
ri kadar vermiyor ve fakirleri korumuyorsa, yani sömü-
rüyü terketmiyor ve yardimlasma ve paylasmayi egemen
yapmiyorsa, onlar Adalet'te degil, adaletsizliktedir.
Eger onlar; acik sacikligi ve fahusculugu birakip, ni-
kâhcilik ve örtünme ile aile ve nesli korumuyorsa, o-
kullardaki kizlari zorla acik sacikliga itiyor, onla-
rin örtülerini soyuyorsa, onlar Namus'ta degil, namus-
suzluktadir.

Yaraticimiz ise, bütün bu zulüm ve zorbaliklara,insan-
liktan cikis ve cikarislara razi degil, karsidir. O
razi olmadigi gibi, onlar yaratilisimiza da zittir.
Cünkü onlar dünyamizin denge ve düzenini bozan yikici-
lar ve tahrip edicilerdir. Insan ise denge ve düzen i-
cin vardir. Insan ancak ölcü, denge ve düzenle insan
olur, düzenlik bulur. O halde Yaraticimizin rizasini
ve yaratilisa uymanin zorunlugunu ve vicdanli akli dâ-
vamiza temel yapip, o yikicilara ve yikiciliklara son
verilmelidir, son vermeliyiz. Hem Yaratan'a dayanmayan
bir dâva boslukta, karanlikta, degersizlikte ve anlam-
sizliktadir. Ölümlü ve gecici seyler ise, bir dâvaya
temel ve dayanak yapilamaz. Yapanlar ise kayba ugrar,
kayba ugradi. Öyle ise dâvamizi, kendi keyfimize ve
parcabucuk kisa aklimiza degil, Kutsal ve Kitapsal Bü-
yük Akl'a dayandiralim, Allah rizasina uyduralim. Böy-
lece dünyaya ait dâvalarimiz anlam bulsun, deger ka-
zansin, karanliktan kurtulsun. Iste ancak böyle bir
eylem ve hareketle dünyamiz denge ve düzene kavusur.
Ve ancak böyle bir kavusumla mutluluk bulur, gercek
saadete ereriz. Öyle ise bizi mutlu etmeyecek, gercek
saadete erdirmeyecek Yaratan'i, Yaratilis'i ve istika-
metli-isabetli-islek Küresel Akl'i dislayan eylem ve
hareketlere son verelim. Haksizligi hak, adaletsizligi
adalet, namussuzlugu namus.. ve sonra diktatörlügü de-
mokrasi, tutsakligi özgürlük yapmis olanlara karsi
sessiz ve seyirci kalmayalim; hem ic dünyamizda hem
dis dünyamizda gereken mücadeleyi yapalim ve mazlumla-
ri mükâfatlandirmayi, zalimleri cezalandirmayi da bi-
lelim, bildirelim.
-2-
Yaratan'in rizasini, Yaratilis'a uygunlugu ve global
Akl'a uymayi kabul etmeyen ve kaale almayanlar, ya
kendilerinin dünyanin en akillisi olduklarini, ya da
dünyanin tanrisi olduklarini veya bu âlemin ve evrenin
kendi kendine olustugunu, döndügünü, yani Tanriya ge-
rek olmadigini isbat etsinler. Madem isbat edemiyorlar
ve edilemez, öyle ise Yaratan'in rizasina, Yaratilis'
in yasasina ve Küresel Akl'a uygun Haklica, Adaletlice
ve Namusluca bir DEGISIM'in karsisinda durmasinlar,
durulmamalidir. Hem bundan sonra kimse mülk Sahibi'n-
den izinsiz tasarruf ve dâvalara da kalkismasin. Ken-
dilerinin "mülkün sahibi" olduklarini iddia edenler
varsa, ciksinlar boylarini görelim... Ve kimse kendi
aklina ve keyfine veya atalarinin; Hakk'a, Fitrat'a,
Kur'anist Akl'a ve Global Degerler'e ters düsen sapik
ideolojilerine dayanarak insanlarin ve inanclilarin
hak ve özgürlüklerine dokunmasin.

Bu konuda Yaratan'i inkâr etmek ve dislamak, dünyanin
en büyük zulüm ve zorbaligi ve sömürüsüdür. Cünkü in-
san bütün kâinatla beslenen bir varlik oldugundan, o-
nun Yaratan'i dislamasi, en hafif tabiriyle "sömürü"
olur. Yirminci yüzyilda kapitalistler insanligi sömü-
rüyordu. Inkârcilar ise, insanligin ruhunu ve aklini
sömürdü. Evet, inkârcilik, bütün kâinatin ve kâinatli-
larin sömürüsüdür. Yirmibirinci yüzyilin basinda bu
sömürü artik son bulmalidir. Bu sömürü son bulmadan
baska sömürüler son bulamaz.

Ey degisim isteyen insanlar!Degisim konusunda "akilli"
olunuz. Fakat akilli olmak yetmez. "Isleyen bir akl"a
sahip olmalisiniz. Bu da yetmez! Aklinizi dogru, iyi
ve isabetli isletmelisiniz. Bunu da ancak Kur'anist
Elci'ye, yani Kur'anizm'e uymakla basarabilirsiniz.
Cünkü bu basarida "akilli bir vicdan" ve "vicdanli bir
akil" vardir. Iste sizi gercek insanliga ulastiracak
ve insanlasmaya götürecek akil ve vicdan da budur. Öy-
le ise, yeni bir dâva arayanlar, Kur'anizm'e gelsin.
Mücadele isteyenler, Kur'anizm'e girsin.Birlik ve kar-
deslik arzulayanlar, Kur'anizm'de birlessin. Ve böyle-
ce su denge ve düzeni bozulmus dünyayi degistirelim,
düzeltelim. Geliniz! Su dünyayi haksizlik, adaletsiz-
lik ve namussuzlukla birbirimize cehennem etmiyelim.
Hak ve Adalet ve Namus'un hâkemligi ve egemenligiyle
birbirimize dost ve kardes olalim, düsmanligi biraka-
lim. Kötülükleri yikmak ve devirmek ve hem dünyaya ba-
ris ve kardeslik getirmek isteyenler icin iste Kur'a-
nist Degisim! Bu degisimi baska degisimlerle degisme-
melisiniz.

Ey degisimden kacan veya sapik degisim ve ideolojilere
dalan insanlar! Unutmayiniz, bu dünyada, sinirli ve
pek az bir ömrünüz var. Kiyamet de cok yakin. Bunlar
karsisinda size ebediyet bulduracak "Yaratan'in riza-
sini kazanma" gibi bir is ve hedef lâzim. Eger böyle
bir is ve hedefiniz yoksa, nicin buradasiniz? Yoksa,
sizi bekleyen mezardaki böceklerin karnini doyurmak i-
cin mi yasiyorsunuz? Sonu böyle aci ve anlamsiz bir
yasama son verip, Kur'anist Degisim'le degismenin, öze
ve insanolus'a dönmenizin ve yönelmenizin zamani gel-
medi mi? Bu zamani da kacirirsaniz, sizin sonunuz ne
olur, nice olur? Ve yine unutmayiniz! Kötü bir sonucu
secenler, sectiginin cezasini bir baska dünyada mutla-
ka cekeceklerdir. Cünkü bu dünya ve dünyalilar basibos
olmadigi gibi, bosubosuna da dönmüyor, islemiyorlar;
herseyi kaydeden ve hesaplayan bir büyük Sahipleri var
Biz buna sahidiz. Siz de, duymadik demeyin... Allah
yerine koyduklariniz veya O'nun üzerine cikardiklari-
niz sizi, Allah'in hesap sormasindan kurtarabilir mi?
Asla! Öyle ise tedbirli olunuz, önlemini aliniz.

DÜNYA MÜLKÜNÜN SAHIBI ALLAH'TIR
MÜLK SAHIBINDEN IZINSIZ TASARRUF ALLAHSIZLIKTIR

Zaman: Yeni Cag'in basi (2000) ve ilk bahari.
Mekan: Avrupa.
Makam: Degisim.
Boyut: Kur'anizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA KUR'ANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: