Mittwoch, 22. Oktober 2008

...VE AMERiKA BUNDAN SONRA NE YAPACAK?

(Bu bildiri, 2007 Ocak'inda yayinlandi.)

... VE AMERIKA BUNDAN SONRA NE YAPACAK?

olaylari amaclica düzenleyen ALLAHin adiyla

Amerika'nin bundan sonra ne yapacagini tesbit edip karar-
lastirabilmek icin bazi suallerin sorulmasi ve cevaplanmasi
gerekmektedir.

"Amerika Irak'ta batti mi?" sualinden baslayalim:

Amerika Irak'ta batmamistir. Ancak "batmis" görüntüsü
vermektedir. Bu görüntü de onun, ne yapacagini bilmeme-
sinden kaynaklanmaktadir. Ilerideki satirlarda bu sorunun
cevap ve cözümü gelecektir.

Amerika Irak'a saldirmakla hata mi etti?

Amerika'nin Irak'a saldirisi ve Ortadogu'da rol almis olmasi
bir hata degildir. Cünkü Amerika bir "Dünya Egemeni" ola-
rak bu rolü almak ve üstlenmek ve gereken vazifesini yap-
mak zorundaydi ve yapmaktadir. Demek Amerika'nin rol
almasinda bir hata yoktur. Hata ancak, aldigi rolü iyi oyna-
yamamasinda bulunabilir. Eger kayip ve kazanim tablosun-
da kazanimlari agir basarsa, o hatalari da hata olmaktan
cikar. Bunun tersi oldugu takdirde de, o hatalarin gercekten
hata oldugu tahakkuk eder. Amerika Irak'ta henüz tam ke-
sin sonuca ulasmis degildir. Fakat sonucta kazancli ciktigi
görülecektir.

Eger Irak'in bugünkü hali Amerikan yönetimine önceden
gösterilseydi, Amerika bu hale katiyyen düsmek istemeye-
ceginden Irak saldirisindan vazgecerdi. Fakat kader ona
bugünkü kötü görüntüyü göstermeyerek Irak'a girmesini
sagladi. Ama kesin sonuc elde edildikten sonra bu kötü
tablolar yok olacak ve Amerika Irak'a girmekten pisman-
lik duymaktan kurtulacaktir. Eger Amerika Irak'a girme-
mis olsaydi, bugün Irak hâlâ diktatörlükle yönetiliyor ola-
cakti. Fakat kader buna izin vermedi.

Irak'in bölünmesini nasil karsilamaliyiz?

Birlik'te iyilik ve kuvvet vardir. Fakat her birlik'te hayir ol-
mayabilir. Her birlik'te hayir olmayabilecegi gibi, her bölün-
me de $er degildir. Ve zorla birlik olmaz. Eger Irak'ta $ii-
ler, Sünnîler ve Kürtler birbirleriyle uyusamiyorlarsa ve ö-
zerklesmek istiyorlarsa, onlarin bu istegini kabul etmeli ve
devletlesmelerine izin vermeliyiz. Bu izin ve özerklesmeden
zarar görecegini düsünen cevre ülkeleri yalniz kendilerini
degil, Irakli parcalarin haklarini ve özerkliklerini de düsün-
meli ve gereken bölünmenin önünde durmamalidir. Cünkü
Islâmiyet'in hükmetmedigi bir ülkede parcalanma kacinil-
mazdir ve bölünme dogal bir sürectir. Amerika bu sürecin
önünü acmakla ve ona yardim etmekle icine düstügünü
zannettigi "batak"tan da kendini kurtarmis olacak ve Irak'
tan cekilme takvimini ve miktarini bu duruma ve Iran kar-
sisindaki nükleerolojik pozisyonuna göre ayarlayacaktir.

Ortadogulu Müslümanlar birlesemez mi?

Irak'in üce bölünecek olmasi, Ortadogulu Müslümanlarin
birlesmesine engel teskil etmez. Hem Irak'taki bölünme
bir istisnadir. Istisnalar kaideyi bozmaz. Hem bu bölünme
"fiziksel" bir bölünmedir, mânevî bir bölünüs sayilmaz. Ya-
ni Ortadogulu Müslümanlar her zaman Islâmiyetlerini bir-
lestirerek birlik kurabilirler. Bu birligin gerceklesmesi icin
de Mühammed'li Müslümanlarin birlesmesi yeterlidir. Me-
selâ Ali'li Müslümanlarin bu birlige dahil olmak istememe-
leri bir istisnadir ve bu istisna, merkez birlige zarar vermez.
Yani her zaman tam birlik ele gecmez. Tam birlik icin ca-
lisilmalidir, fakat istenen gerceklesmezse birlikten tamamen
vazgecilmemelidir. Gercek birlik ise, Muhammed'li Müslü-
manlara katilmakla olur. Muhammed'li Müslümanlar, Mu-
hammed'siz Müslümanlarin birligine katilamaz. (Muham-
med'siz Müslümanlik, "sadece Kur'an veya Hz. Ali bize
yeter" diyenlerin müslümanligidir.)

Müslümanlar ne icin ve kime karsi birlesecektir?

Müslümanlar ancak "Allah'a teslim olus"un etrafinda birlese-
bilirler. Ve onlarin en birinci düsmani da; cahillik, fakirlik,
bölünme ve diktatörlük oldugundan, birlesmeleri de bu dört
düsmana karsidir. Onlarin dostu ise; bilim ve teknik, birlik
ve demokrasidir. Bunlari tersine cevirenler ise, "terörist" ka-
bul edilir. Öyle ise Allah icin savasmak, yani cihad etmek
isteyenler, dostunu düsmanini iyi bilmeli ve ona göre hareket
etmelidir. Bu hareket sayesinde onüc yil icinde Ortadogu'
daki bütün krallik ve diktatörlükler yok olacaktir ve olmali-
dir.

Irak diktatörünün idami icin üzülmeli miyiz?

Eger Saddam Hüseyin, Allah'in Mehdisi Mehmed Nur'an'i
dinlese ve diktatörlügüne son verseydi, sonu böyle olmaya-
cakti. Fakat o, diktatörlügüne son vermek istemedi. Trajik
sonunu kendi hazirladi. Zarara rizasiyla girene acinmaz ve
lâyik degildir. Dolayisiyla onun icin üzülmemiz dogru olmaz.
Aksine bir diktatörlük yok oldugu icin Saddam'in idamina
sevinmeliyiz. Eger Irak, Avrupa demokrasisiyle yönetiliyor
olsaydi, Saddam asilmaktan kurtulacakti. Fakat idamci bir
lidere, kader de idam edilmekle cevap verdi. O artik gere-
ken hesabini Allah'a verecektir.

Saddam Hüseyin'i Irak'in ba$ina saran, Amerika midir?

Saddam'i Irak'in ba$ina geciren, Amerika degil, Irak'in
kendi sartlaridir. O zamanki Amerikan yönetimi Saddam'i
kendisi icin faydali görmüs ve ona yardim etmis. Bu zaman-
ki Amerikan yönetimi de zararli görmüs ve onu yok etmistir.
Dolayisiyla Saddam'in bütün sucunu simdiki Amerikan yö-
netiminin üzerine yikmak, Hak ve gercekle bagdasmaz.
Müslümanlara ise hakcil ve gercekcil olmak düser. Caglari
ve olaylari kendi sartlari icinde degerlendirmeli ve buna gö-
re sonuc cikarmaliyiz. Fakat ne yazik ki düsmanlik damari
bunu tersine ceviriyor. Ama Müslümanlarin hedefi, düsman
kazanmak degil, dost kazanmak olmalidir. Ve herkes önce
kendi kötülügünü görmeli ve düzeltmelidir. Kötülügünüzü
baskasinin üzerine yikmakla iyilesemezsiniz.

Israil silahsizlanmali midir?

Eger bütün dünyada $eytan zincire vurulmus olsa ve kötülük-
ler ortadan kalksaydi, bu durumda tüm ülkeler silahsizlana-
bilirdi. Hal bu ahvalde olmadigindan ve Ortadogu'da da Müs-
lümanliktan ziyade kötülükcü nefis hükmetmekte oldugun-
dan Islâmli ülkeler cevrelerine güven vermemektedir. Böyle
bir güvensizlik ortaminda Israil'in silahsizlanmasini istemek,
onun yok olmasini istemektir. Tabii bu, kabul edilemez bir
istektir. Ayni zamanda bu durum, Israil'in nükleerle korun-
masini ve Iran'in da nükleerden soyunmasini gerektirmekte-
dir.

Amerika'yla Iran dost olacak mi?

Iran'la Amerika'nin dost olabilmesi icin Iran'in nükleerden el
cekmesi gerekmektedir. Bu konuda kararini vermis ve son
sözünü söylemis bulunan Iran yönetimiyle Amerika'nin dost
olmasi ancak bir hayaldir! Iran son sözünü söyledigine göre,
onun vurulmasiyla sonuclanacak olsa da, simdi Amerika da
son sözünü söylemek zorundadir. Iran'a karsi bu kadar yu-
musaklik ve sessizlik, dünya imparatorluguyla bagdasmamak-
tadir. Demokrasi ve güvenligi tehdit eden ülkelere (Müslüman
veya Hiristiyan da olsa) müsamaha gösterilemez. Hicbir
Müslüman veya Hiristiyan'in sucu da cezasiz kalamaz. I$-
ledigi suc karsisinda kimse dininden dolayi affa ugrayamaz,
kötülügüne göz yumulamaz.

Israil ile Filistin arasinda baris saglanacak mi?

Ortadogu'da Iran'in bozmakta oldugu gerekli güvenlik sag-
landiktan sonra Filistin'in devletlesmesi ve Israil'in de Ku-
düs'ü terketmesi mümkün hale gelecektir. Simdi Iran nük-
leer enerjiden el cekerek ve radikalizmden uzaklasarak bu
barisa hizmet etmelidir. Bu hizmeti kabul etmeyen bir Iran'
in sonu hezimete ugramak olacaktir.

BOP rafa mi kaldirildi?

BOP'un rafa kaldirildigi falan yok! Bu proje sadece kisa
bir duraksama devrine girdi, o kadar. Yani Ortadogu'nun
demokratiklestirilmesinden vaz gecilmemistir ve vaz gecil-
meyecektir.

Baskan Bush'un sonu da Saddam'in sonu gibi mi olacaktir?

Böyle bir son ancak Amerika düsmanlarinin hayali olabilir
ve hayal olarak kalacaktir. Eger Rusya veya Cin süpriz o-
larak dünya egemenligini ele gecirse, bu durumda baskan
Bush'un sonu Saddam'in sonuna benzeyebilirdi. Ama sim-
di ufukta böyle bir tehlike gözükmediginden anti Amerikan-
cilar, hayalleri icinde yüzmeye devam edeceklerdir. Baskan
Bush ise, iktidarinin sonunda "Ortadogu'da diktatörlüklerin
kökünü kazimayi baslatan lider" olarak yüceltilip taltif edile-
cek ve böylece tarihe gececektir.

Ortadogu'da ve Anadolu'da bir "$ii hilâli egemenligi"nden
korkulmali midir?

$ah Ismail'in torunlari böyle bir hayal ve sevda icinde ola-
bilir. Fakat Anadolu'da Yavuz Sultan Selim'in torunlari ve
Ortadogu'da da Amerika varoldugu ve egemenligini kay-
betmedigi müddetce $ii hilâli egemenligi'nin gerceklesmesi
mümkün degildir. Iranlilar egemenlik hayalleriyle degil, Mu-
hammedî Birlik'in hayaliyle ya$amali ve onun sevdasiyla
yanip kavrulmalilardir. Bu kavrulma daha mutlu edici ve
daha cok kâr getiricidir.

Mehdi ve Mesih gelmis midir?

Mehdi gelmis ve Yeni Cag'in ba$inda "resmen" görev basi
yapmistir. Adi: Mehmed Nur'an'dir. Mesih ise, gökten inmis
ve görev basi yapacagi güne hazirlanmaktadir. Onun göreve
baslama tarihi ise, oniki yil kadar sonradir. Yani Amerika
Ortadogu'yu düzeltmeden ve Israil Kudüs'den cikmadan
görev basi yapmayacaktir. "Mesih kimdir?"in cevabi ise,
simdi verilemez.

Müslümanlar nasil dua etmelidir?

Müslümanlar, Ortadogu'daki kaos ve karisikliklara bakip
ümitsizlige düsmemelidir. Hersey yüce Allah'in kontrolü al-
tinda gerceklesmektedir. Allah, kaostan düzen, düzenden
de kaos cikarandir. Müslümanlar bu karanlik toblolar kar-
sisinda: "Allahim! Bu karanlik ve karisikliklarin sonucunu iyi-
likle sonuclandir ve lehimize cevir" demeli ve terörden uzak
durmalidir.

... VE AMERIKA BUNDAN SONRA NE YAPACAGINI
IYI BILECEKTIR...

Zaman: Yeni Cag'in yedisi, Ocak'in ilk haftasi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Yol gösterme ve aydinlatma.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: