Mittwoch, 22. Oktober 2008

ATEİSTLER KUR'ANA VE YARATILIŞA İTİRAZ EDİYOR!

ATEISTLER
KUR'ANA VE YARATILISA
ITIRAZ EDIYOR!

(Buradaki cevaplar yalniz ateistler icin degil, materyalist,
evrimci, inkârci ve inancsizlar icin de gecerlidir.)

Antoloji.com/ "Forum-Konferans Salonu"nda "elegant"
rumuzlu bir yazar ve okuyucu, Kur'anin Bakara 30-37,
Araf 11-25, Sad 71-85 ve Taha 115-123 sure ve ayet-
lerindeki Âdem'in yaratilisi ve $eytan ile Âdem arasinda
gecen olaylara bir itiraz getirerek bunlarin bir "hikâye" ve
"efsane" ve yaratilis'in da bir "uydurma" hem "bilim ve
mantik disi" oldugunu iddia etmis.

Asagida, ateist oldugunu düsündügüm bu muteriz yazarin
itiraz ve iddialarina bir cevap bulacaksiniz. Acaba sizlerin
cavabi ne olurdu, siz de bir fikir yürütebilirsiniz.

Itiraz ve cevaplara gecmeden önce, "önsöz" mahiyetinde
muteriz yazara kisa bir nutuk:

Madem Allah'in kitabini ve yaratisini kusurlu ve noksan bu-
luyorsunuz, bu iddianizi isbatlamalisiniz. Bunun icin de, bir
kâinat yaratip, insani da maymundan türeterek, bu türettigi-
nizi de seytanin $errinden koruyarak onu cennette ebedîles-
tirin. Sonra deyin: "I$te biz Allah'tan daha iyi yaptik! En iyi
yaratici, en iyi koruyucu, en adaletli ve merhametli olanlar
biziz!"

Madem bu meydan okumayi yapacak ve gerekli kaniti gös-
terecek gücünüz yoktur, öyleyse haddinizi bilip, Kur'ana ve
göndericisi olan Allah'a ve Elcisi'ne saygili olun! Saygili olun
ki, saygi göresiniz...

$imdi itiraz ve cevaplara geciyoruz:

Itiraz 1: Ne yazik ki, her seye kadir Allah'in kitabinda
sadelik, sistem, düzen ve anlasilabilirlik yok.

Cevap 1: Her seyden önce Kur'an bir bilim ve edebiyat
kitabi degildir. Kur'an, Yaratan'in kimligini ve insanlardan
ne istedigini ve onlarin nasil ve nicin ya$amalari gerektigini
bildiren Ilâhî bir Kitap ve Haber'dir. Böyle olmakla beraber,
Kur'anin indigi asirda ve sonrasinda onu okuyan edebiyatci-
lar, onun uslubuna, beyanina, belâgatina, edebîligine, bedaat-
ine hayran kalmis, meftun olmuslar. Avrupa'nin son üc asir-
daki bir cok bilimci ve edebiyatcilari da Kur'ani e$siz bul-
muslar ve onu yüceltmislerdir. Ateistler ve radikal dinciler
haric tabii!

Kur'anin anlasilmasi meselesine gelince: Eger her gün de-
vamli olarak 10 dakika Kur'an tercümesi okursaniz ve bu
okumayi üc-bes defa devrederseniz, anlamadiginiz birsey
kalmaz. Eger kalirsa, onu da bir uzmanina sorar, ögrenir-
siniz. Bir kac tefsir okumadan Kur'ani kendi kafaniza
göre yorumlamaktan kacinmalisiniz.

Itiraz 2: Madem ki Adem cennette yasayacak, neden
dünya yaratildi? Bu sorularin cevabini almak kolay
olmasa gerek...

Cevap 2: Ezeliyet ve ebediyet sahibi olan Allah; olaylara,
olmus ve olacaga sizin gibi bir ucundan bakmaz. Bütün
zamanlara ve mekanlara birden bakar ve ona göre hare-
ket verir. Eger siz bunu anlayabiliyorsaniz, dünyanin neden
yaratildigini da anlayabilirsiniz. Yani Allah dünyayi, Âdem'
in cennetteki imtihani kaybedecegini önceden bildigi ve
gördügü icin yaratti.

Itiraz 3: Allah, 'ben sizin bilmediginizi bilirim' diyor.
Ama hiçbir açiklama yapmiyor. Üstelik melekleri tersliyor.
Henüz olgunluga ulasamamis küçük bir çocuk bile
kendisine mantikli bir soru soruldugunda karsisindakini
terslemezken, Allah'in meleklerine bu sekilde davranmasini
olgunluk kavramiyla bagdastiramiyoruz.

Cevap 3: Allah'in meleklere "Ben sizin bilmediginizi bilirim"
demesi, bir tersleme midir? Yoksa siz mi böyle algiliyorsu-
nuz? Yoksa Kur'ana zit oldugunuz icin mi bu cikarimi yap-
mak zorunda(!) kaldiniz?

Allah ile melekler arasindaki ilgi ve iliski, bir baba-ogul ve
aile iliskisi degil, bir basbakan veya padisahla vezir ve me-
murlari arasindaki ilgi ve iliskidir. Padisahin öfkesini ve
sertligini siz ayarlayamazsiniz. Allah da size göre hareket
edecek degildir.

Itiraz 4: Ayrica 'ol' deyince her seyi olduran Tanri'nin
neden insani yaratmak için bir madde kullandigi sorusu
sorulabilir.

Cevap 4: Allah'in "ol emri"yle yaratmasini iyi bilmek ve
anlamak gerekir. Yoktan yaratmanin anlami, meselâ kâi-
nat yaratilmadan önce bir yok idi. Sonra Allah onu, "su"
maddesini kullanarak yokluktan cikarip "var" etti. Cünkü
kâinatin maddesi, Allah'in emirlerini dinleyecek bir kabili-
yette, itaatte ve edilginliktedir. Bu kâinatin bir su'dan yara-
tilmasini akliniza sigistiramiyacak olabilirsiniz. Fakat biraz
incelerseniz, kâinatin temel maddesinin "hidrojen" oldugunu
görebilirsiniz. Yani su'yun esas atomu, hidrojen!

"Yok"a emir verilemez. Emir, var olan seylere verilir. Allah
da insanin bedenini su ve topraktan yaratmayi istemis ve bu
istegini de Âdem'i yaratmakla gerceklestirmis. Bu yaratis,
"ol emri"yle degil, O'nun bizzat in$a etmesi (veya ettirme-
siyle) olmustur. Âdem'den sonraki insanlar ise, bir "ol" em-
riyle yaratilmaktadir.

Bu yaratisin aciklamasi $udur: Bir heykeltiras birden fazla
heykel yapmak istedigi zaman, eliyle yontarak ve düzenleye-
rek önce bir model cikarir. Sonra bu modele göre kaliplari-
ni yapar veya yaptirir. Sonra bu kaliplar (bilim ve teknigin
seviyesine göre) bir makinaya monte edilerek seri üretime
gecilir. Seri üretime gecildiginde artik bir dügmeye basmak,
yani bir "ol" demek yeterlidir. Dügmeye basmak, "ol" de-
mektir. Bir ustayi görevlendirerek de bu emri verebilirsiniz.
Patronlar makinalarla ugrasmazlar. Gerekli emirleri ustalari-
na vererek i$lerini gördürürler. Allah da yaratis, ya$atis ve
yönetisde meleklerini kullanmaktadir.

Allah, hayal üzerine yaratis yapmaz. Bunun ve daha baska
sebep ve maksatlar icin insani su ve toprak maddesiyle ya-
ratmistir. Isteseydi onu sadece bir ruh olarak da yaratabi-
lirdi. Zaten insanin esas varligi onun ruhudur. Maddeden
olan bedeni ise, erimeye, cürümeye, dagilmaya, ölmeye ve
yok olmaya mahkûmdur.

Itiraz 5: Allah, melekleri sinava çekiyor. Hikayenin bu
kismi gerçekten çok ilginç. Öncelikle iyiligin ve
dogrulugun sembolü Allah, meleklerinin samimiyetinden (!)
süphe diyor. Ve onlari sinava çekiyor. Üstelik sinav
tamamen adaletsiz. Allah resmen Adem'e kopya veriyor.
Melekler de kendilerine verilmeyeni bilmedikleri için
sorulari cevaplayamiyor. Allah katinda gerçeklesen bu
olay bize oralarda bile düzenin hakim olmadigini gösteriyor.

Cevap 5: Bu olayda haksizlik dogurmus bir imtihan edis
yok. Acikca insanin meleklere üstün getirilisi var. Allah is-
tedigini yapar. O, yapacagi i$leri konusunda bizim keyfimi-
zi sormaz. Nasil biliyorsa ve nasil istiyorsa, öyle yapar. Siz
eger dünyanin tek hâkimi, kral veya kralicesi olsaydiniz,
Ahmed'in-Mehmed'in keyfine göre hareket etmeyecektiniz.
Bununla birlikte Allah, haksizlik etmekten de arinmistir. A-
ma siz bu olayi hâlâ haksizlik olarak görmek istiyorsaniz,
bu sizin bileceginiz i$tir. Herkes secimine göre karsilik
bulur.

Itiraz 6: Allah 'size söylememis miydim? ' diyor. Allah,
haksizlik yaptigi yetmemis gibi, bir de Adem'e övgüler
düzüyor.

Cevap 6: 5'te cevabi verildi.

Itiraz 7:Allah Iblis'i kovuyor, Iblis süre istiyor. Allah
hiçbir açiklama yapmadan, Adem'in hangi yaninin üstün
oldugunu bile açiklamadan Seytan'i kovuyor. Üstelik
birkaç ayet sonra Seytan Adem'i kandirabilecegine göre,
gerçekten de Adem bir 'aciz insan' ve pek bir üstünlügü
yok. Allah 'ceza gününe kadar lanetim üzerinde olsun diyor,
ama somut bir ceza verdigi yok. Iblis kiyamete kadar süre
istiyor ve Allah kabul ediyor. Yani Allah, insanlari yoldan
çikarmasi için Iblis'e firsat veriyor.

Cevap 7: Yukarida da söyledik: Allah, istedigini istedigi
gibi yapandir. Yaptiklari hakkinda bize hesap verecek de-
gildir. Hic bir kimsenin de hakki ve haddi degildir ki, O'n-
dan hesap sorsun!

Evet, insan "aciz" bir varliktir. Fakat bu acizligi; nefis, be-
den ve maddesi itibariyledir. Kalp, ruh, akil yönüyle ise o,
bütün âleme sultan olmus ve Allah'in halifeligini kazanmis-
tir. Yaratan'a inanc ve itaatiyle ve hemcinslerine ve a$agi-
sindakilere iyilikciligi ile de "Allah'in Sevgilisi" makamina
yükselmistir.

Allah, ceza vermeyi sizden ögrenecek degildir. Kendisine
itaatsizlik edenleri istedigi gibi cezalandirir. Evren ve haya-
tin düzenini kurarken de sizden talimat alacak degildir.
$eytana verdigi mühlet ve firsat ise, insanlari yoldan cikar-
masi icin degil, onlari seytan ile imtihan etmek icindir. An-
cak seytan, insana olan düsmanliginin geregini yapacak,
kötülükten geri durmayacaktir. Bunun icin seytan, insan-
larin bedenlerine girer, onlari ateist yapar. Ateistler de i-
nanclilara düsman kesilir.

Itiraz 8: Iblis, 'herkesi azdiracagim' diyor. Iblis'in
inanilmaz cesareti burada da kendisini gösteriyor. Sanki
karsisinda kendisini bir hamlede yok edebilecek güçteki
Tanri yokmus gibi davraniyor ve 'herkesi azdiracagim'
diyor. Halbuki Adem sonsuza kadar cennette yasayacak.
Demek ki Iblis, Adem'i kandiracagindan bu kadar emin.
Allah da bundan (Adem'in kandirilacagindan) bu kadar
emin olmali ki, 'sana uyanlari da seninle beraber cehenneme
atacagim' diyor. Burada cehennemden bahsedilmesi de,
cehennemin var oldugunu gösteriyor. Yoksa hikayemizde
'...bunun üzerine Allah seytan ve ona uyanlari cezalandirmak
için cehennemi yaratti' diye bir bölüm de olmasi gerekirdi.

Cevap 8: Allah seytana kötülük icin bir firsat vermistir, ama
bu firsatla seytan yine Allah'in hedefledigi amaca bilmeden
hizmet eder. Bu hizmeti almak ve hedefine varmak icin de
Allah seytana firsat verir. Böylece her sey Allah'in amacina
âlet olur.

Allah'in seytana isyan kabiliyeti vermesi gösteriyor ki; Allah
bir diktatör degil, bir demokrat'tir, adil bir Padisah'tir. Eger
Allah zalim bir Padisah olsaydi, seytan asla isyan edemezdi.
Ateistler de asla ateist olamazdi!

Allah, olacaklari önceden bilir, hesabini da buna göre yapar
ve buna göre konusur. Insan ise, gelmisin bir noktasindan
gecmise ve gelecege bakar, görüs ve ihatasi noksan ve kisa-
dir. Bunun icin insana göre cennet ve cehennem daha yara-
tilacaktir. Allah'a göre ise, onlar coktan yaratilmistir. Yoksa
bazi Ilâhiyatcilarin dedigi gibi yanlis anlama ve yorumlama
yoktur. Bize göre olacak olanlar, Allah'a göre olmus bitmis-
tir. Yani cennet ve cehennem hazirdir. Âdem'in cennette ya-
ratilmasi bir gercektir.

Bu gercegi $u misâlle daha iyi anlayabiliriz: Bilim adamlari
yeni dogmakta olan bir yildiz ke$federler. Halbuki bu yildiz
(örnegin) bin yil önce yaratilmistir, (yani ateistlere göre "olus-
mus"[!]tur). Fakat i$igin bize ulasmasi zaman aldigi icin , biz
o yildizi dogu$undan bin yil sonra görürüz. Günesin i$igi da
bize 8 dakikada gelmektedir. Dogdugunu gördügümüz gü-
nes, 8 dakika önce dogmustur. I$te cennet ve cehennem
de coktan yaratilmistir. Ama biz kiyametin kopu$unu ve
cennet ve cehennemin ortaya cikarilisini gördügümüzde,
bin yil önce dogmus bir yildizin i$igini bin yil sonra alma-
miz gibi, daha $imdi yeni görüyormusuz gibi olacagiz.

Dolayisiyla, Hz. Muhammed'in mirac mucizesiyle Allah'a
yükselisinde O'nun makaminda gördügü cennet ve cehen-
nem bir hayal ve yalan degil, gercektir. Bu olay, bir "zama-
ni a$ma" olayidir. Madde ve zamani a$abilenler, cennet ve
cehennemi görebilirler. Demek miracla ilgili hadisler de
"uydurma" degildir.

Demek Kur'anda bir yanlis anlatim ve celiski yoktur. Sade-
ce insanlarin yanlis ve eksik anlamasi vardir. Bu da insanin
ihatasizligindan kaynaklanmaktadir. Bu eksikligi gidermek
icin de Allah, Peygamber göndermis ve onlarin olmadigi za-
manlari da âlimler ile doldurmustur. Insan kendindeki görüs
ve bakis noksanligini, konunun gercek uzmanlarina basvur-
makla giderebilir. Her bilenin üstünde baska bir bilen var-
dir. Ateistlerin yapacagi Kur'an yorumu ise, ateistce olur ve
ancak kendilerini baglar!

Itiraz 9: Zaten Allah Adem ile Havva'yi cennete
gönderdigine göre cennet diye bir yer var. O zaman da
cehennemin neden var oldugu sorusu geliyor insanin aklina.
'Yoksa Allah Iblis'in böyle davranacagini ve Adem'in de
ona uyacagini biliyor muydu? ' diye sormaktan alamiyoruz
kendimizi... Bu soruyu 'Eger Iblis secde etseydi, neler
olurdu? ' diye sorarsak sanirim çarpiklik daha
belirginlesecektir. Çünkü o zaman herkes memnun olacakti,
Adem'le Havva sonsuza kadar cennette kalacakti. Insanlari
yoldan çikaracak bir seytan olmayacakti, böylelikle ceza-
ödül kavramlarinin dogal sonucu olan cennet ve cehennem
de anlamlarini yitirecekti. Bu sorulari çogaltmak mümkün.
Ancak hiç biri için tatmin edici bir cevap alamayacagimizi
bildigimiz için baska yorumlar yapmayi gereksiz buluyoruz.

Cevap 9: Evet, Allah Âdem ve $eytanin neler yapacagini
önceden biliyordu. Bu bilgiye sahip olmamasi mümkün de-
gildir. Olacagi önceden bilmeseydi evren ve hayatin senar-
yosunu yazamazdi. ( Burada "senaryo" sözünü mecâzî an-
lamda kullaniyorum. Siz bu kelime yerine "kader" de koya-
bilirsiniz). Senaryo olmayinca da bir hayat ve varlik filmi
yapilamaz ve Âdem ve seytan da bu filmde rol alamazdi.
Allah bu filmde seytanin Âdem'e secde etmesini istememis
ve senaryoyu da buna göre yazmis ve buna göre de sonuc
almis. Fakat burada "istemek" ile "zorla yaptirma"yi birbi-
rinden iyi ayirmaliyiz. Allah seytanin Âdem'e secde etmeme-
sini (Kendi ic âleminde) istemis olabilir. Ama O'nun istemesi,
seytanin özgürlügüne engel degildi. Cünkü seytan, seciminde
hürdü. O ise, Âdem'e secde etmemeyi secmis, Allah'a asi
olmustur. Bunun tersini yapmasi da mümkündü. Ama o bunu
yapmamis. Kötü rolü secerek istemeden Allah'in aSIL ama-
cina uygun bir tavir sergilemis.

Burada diyemeyiz: "Allah öyle istediyse seytanin ne sucu var?"
Bu halde onu kötülemek ve cehenneme atmak haksizlik olmaz
mi?" Olmaz! Cünkü seytan bu rolü kendisi secti. Allah da onun
neyi sececegini önceden biliyordu ve senaryoyu da buna göre
yazdi. Seytan da oynadi! Sectigi rol ve oyununa göre de karsi-
lik bulacaktir! Ateistler de diyemez: "Biz, Allah böyle istedigi
icin ateist olduk!" Cünkü Allah, sizin O'na inanmanizi istiyor.
Ama siz, inkâr ve inancsizligi seciyorsunuz. Allah da, sizin sec-
tiginiz $eyi veriyor, yaratiyor. Sectiginiz neyse, alacaginiz kar-
silik da seciminize göre olacaktir.

Itiraz 10: Allah, Adem'e; 'Sen ve esin cennette kalin, ama
su agaca yaklasmayin' diyor. Biz de hemen, asgari tutarliligin
ve mantigin geregi olarak bu keyfiligin nedenini soruyoruz.
Cennette zararli bir agacin olmasinin nedeni ne olabilir?
Allah'in Adem'i o meyveden uzak tutmak için yapabilecegi
baska bir sey yok mu? Allah 'sakin Seytan sizi cennetten
çikarmasin' diyor. Halbuki Adem yeryüzü için yaratilmisti.
Cevap 10: Kimsenin Allah'in keyfine sInIr koymak haddi
degildir. Böyle bir hadde bulunanlar, küstahliktan baska
birsey yapmis olmazlar! Cennetteki agacin konulmus olmasi
ise, Âdem'i denemek icindir. Bu deneme icin Allah baska
bir yol da bulabilirdi elbet. Fakat O böyle olmasini istemis
ve öyle olmustur. Âdem yasakli agaca yaklasmasaydi belki
ebediyen cennette kalacakti. Fakat Allah, onun yasagi cig-
neyecegini bildigi icin dünyayi da yaratmis.

Itiraz 11: Seytan Adem ve Havva'yi kandiriyor. Burada
cennetin hiç de sandigimiz gibi bir yer olmadigini görüyoruz.
Cennette zararli agaçlar var. Üstelik Seytan cennete elini
kolunu sallaya sallaya girebiliyor. Seytan Adem'e 'Allah
melek olacaginiz için bu agaci yasakladi' diyor. Ve Adem
meyveyi bu yüzden yiyor. Allah'tan hiç korkmuyor, ve
kendisine yalan söyledigine inaniyor. Peygamberi Allah'a
güvenmiyor!

Cevap 11: Cennet, sizin sandiginiz gibi güvensiz bir yer de-
gildir. Fakat Allah, Âdem ile seytani sinayabilmek icin on-
lara bir serbestlik ve hürriyet vermis. Onlar ise bu hürriyeti
dogru kullanmasini bilememislerdir. Ama hürriyete sahip ol-
mak, "hic kusur i$lememek" demek de degildir. Cennetteki
agac ise, "zararli agac" degil, "yasakli agac"tir. Burada Â-
demin Allah'i dinlememis olmasi, onun Allah'a olan güven-
sizliginden degil, seytana aldanmis olmasindandir. Âdem
o zaman bir Peygamber degildi. Cünkü Peygamberlik,
halklar icindir. Âdem'in o zaman Peygamberlik yapacak
bir halki yoktu. Peygamberlik ona ancak yeryüzünde veri-
lebilirdi.

Itiraz 12: Olay bununla da bitmiyor. Adem melek olmak
için elmayi yedigine göre, melekler Adem'den üstün varliklar.
Öyleyse ilk basta meleklerin Adem'e secde etmek
istememeleri çok dogal. Hatta Seytan bile bu durumda hakli
görünüyor. Her seyden haberdar olan, her seyi gören ve
bilen Tanri o sirada ortada yok...

Cevap 12: Âdem'in yasak meyveyi yemesi, melek olmak
icin degil, belki ebedîlik kazanmak icindi. Gerci cennet za-
ten ebedîlik yurdudur. Fakat Allah istedigi zaman ebedîlige
son vermek iradesine de sahiptir. Belki Âdem, ebediligini
garantilemek icin o elmayi yedi. Tanri ise, onlara görünmü-
yordu, ama hallerini gözlüyordu. Eger onlara görünmüs ol-
saydi, suc i$leyemezlerdi.

Itiraz 13: Adem'in aldatilmasini engellemek için hiçbir sey
yapmiyor. Sanki her sey önceden planlanmis gibi. Allah'in
cennetinin korumasizligi bir yana, orada insanlar
kandirilabiliyor bile! Üstelik kandirilan Adem Peygamber!
Insanin aklina ister istemez 'Adem bile kandiriliyorsa, 'aciz'
insan nasil kanmaz? ' sorusu geliyor.

Cevap 13: Allah Âdem'i ve karisini denemek istemisse, on-
lari niye engellesin? Engelleyecek olsaydi, onlari sinamaya
gerek kalmazdi. Allah istemeseydi, seytan Âdem'i kandira-
mazdi. Imtihan icin her ikisine de firsat verilmis. Insan aciz-
dir. Ama ayni zamanda akillidir. Allah insanlarin aldanma-
masi icin gerekli ikâzi yapmistir. Insana düsen, dikkatli ve
akilli olmaktir. Akilli insan, seytanin: "Ateist ol" sözlerine
kanmamalidir.

Itiraz 14: Adem ve Havva meyveden yiyince hemen
'zalimlerden oluyorlar' Ayrica' ayip yerleri görünüyor' ve
hemen cennet yapraklariyla örtmeye çalisiyorlar. Aslinda
Kuran'da, eslerin birbirlerinin cinsel organlarini görmesinin
haram olmadigi Müminun suresi 6. ayette anlatiliyor. Ama
bizimkiler herhalde Allah'in kanunlarindan haberdar degil ki,
örtünmeye çalisiyorlar.

Cevap 14: Allah'in huzurunda suc i$leyenler elbette "zalim"
olurlar. Âdem ile Havva'nin, avret yerlerinin acilmasi karsi-
sinda örtünmeye calismalari ise, utanma sebebiyledir. Yok-
sa e$lerin birbirlerinin avret yerlerini görmelerinde bir ha-
ramlik yoktur. Insanlar bazi helâl i$ler karsisinda da utanc
duyabilir. Hem Kur'an, Âdem'e degil, Hz. Muhammed'e
indirildi. Âdem'in Kur'an'dan ne haberi olsun!

Itiraz 15: Allah, Adem ve Havva'yi yeryüzüne gönderiyor.
O ana kadar ortada görünmeyen Allah hemen ortaya
çikiyor ve Adem ile Havva'yi cezalandiriyor. 'Birbirinize
düsman olarak inin' diyor onlara. Bu tavir onun yüceligiyle
hiç bagdasmiyor oysa. Cezanin da gerçeklesmesi gerekiyor.
Yoksa masalimizin bir anlami kalmayacak.

Cevap 15: Allah'in Âdem ile Havva'yi imtihan etmesi ve im-
tihani kaybetmeleri karsisinda da onlari cezalandirmasi, O'nun
yüceligine niye halel getirsin ki? Bir ögretmenin, ba$arisiz ög-
rencileri sinifta birakmasiyla o ögretmen ögretmenliginden ve
yüceliginden ne kaybeder? Ögretmen, ögretmenligini yapiyor.
Suc, dersini calismayan ögrencinindir!

Itiraz 16: Adem tövbe ediyor. Ve Allah tövbesini kabul
ediyor. Ediyor ama, Adem yine de dünyada kaliyor.
Böylelikle her tövbe edeni bagisladigini iddia eden Tanri'nin
ne kadar dogru sözlü oldugunu bir daha görüyoruz. Halbuki
Seytan tövbe bile etmemisken cezasi ertelenmisti...

Cevap 16: Dünyada bir suc i$leyip de, adalet karsisinda :
"Tövbe ettim" demekle kurtulamazsiniz. i$lediginiz sucun
cezasini cekmek zorundasiniz. "Tövbe ettim" demek, "bir
daha suc i$lemeyecegim" demektir. Yani bir "söz verme"dir.
Fakat bunun teminati yoktur. Bu durum, Allah katinda da
böyledir. Dolayisiyla Âdem, i$ledigi suc sebebiyle tövbe
etmis olsa da bir ceza almak zorundaydi ve cezasi da, yer-
yüzüne atilmak olmus. Bazi suclar, af dilemekle affolunmu-
yor. Allah'in katinda i$lenilen bir suc, kücük bir suc degil-
dir. Allah, Âdem'in tövbesini kabul etmistir. Fakat tövbeyi
kabul etmek, ceza vermemek degildir. Meselâ siz cahillikle
bir adam öldürseniz, "özür dilerim" demekle kurtulamazsi-
niz.

$eytanin durumu ise daha farklidir. Onun cezasinin ertelen-
mis olmasi, onun aleyhinedir. Cünkü sonucta onun icin ebe-
dî bir cehennem var. Hem diger insanlari sinayabilmek icin
seytanin cezasinin ertelenmesi gerekiyordu. Eger hemen ce-
zalandirilsaydi, bir imtihan âleti kirilip atilmis olurdu. Bunun
icin cezasi ertelenmis. Ama Âdem'in cezasinin hemen veril-
mesinde hayir var. Cünkü sonunda onun icin ebedî bir cen-
net var. Hem bu ceza ile Âdem, mükemmellesmenin yolunu
da kazanmis oldu.

Itiraz 17: Taha suresinde bu olay anlatilirken en basta
Adem'in unutkanligina baglaniyor, birkaç ayet sonra ise
'Adem baskaldirdi' deniyor. Bu da hikayemizdeki çeliskiler
arasinda yerini aliyor.

Cevap 17: Âdem'in unuttugu $ey, Allah'in ona önceden u-
yarida bulunmasidir. Âdem, seytanin hilesine aldanirken de,
Allah'in uyarisini unutmus olabilir. Unutmadiysa bile seytanin
oyununa yenik düsmüs ve Allah'a isyankâr olmustur. Bu da
insanin bir zayifligidir. Buradan da ateistlerin ne kadar zayif
kimseler oldugunu iyi anlamaliyiz. Zayif olmasalardi seytana
aldanmazlar, Allah'a yönelirlerdi. Ama seytan, onlarin icine
süpheler düsürerek ve Kur'anda kusur aratarak onlari Alla-
h'a yönelmekten uzak tutmakta ve O'na isyan ettirmektedir.

Itiraz 18: Allah Adem'in tövbesini kabul edip yol
gösterdikten sonra ise 'Elbet benden bir yol gösterici gelir'
diyor. Allah gösterdigi dogru yolu yetersiz bulmus olacak ki,
bir yol gösterici gönderecegini söylüyor. Bilimsel veriler, ilk
insan ortaya çiktiktan sonra, Ibrahim'in peygamberlik
iddiasina kadar binlerce yil hiçbir peygamberin ortaya
çikmadigini gösteriyor. Yani Allah'in yol göstericisi biraz
geç geliyor...Bu hikaye bize, Adem'in bir peygamber degil,
bir suçlu oldugunu ve bu dünyaya da cezasini çekmek için
gönderildigini anlatiyor.

Cevap 18: Allah'in Âdem'e "bir yol gösterici" vadetmesi,
bir Peygamber degil, "Ilâhî Bilgi"dir. Allah bu bilgilerle Â-
dem'e "dogru yol"u göstermistir. Bu sayede dogru yolu
bulan Âdem, kendini düzeltmis ve cenneti tekrar kazan-
mistir. Ona bildirilen "dogru yol", ondan sonrakilere Tev-
rat, Incil ve Kur'an olarak gönderilmistir. Son Kitap'a sa-
rilanlar dogru yolu bulur; dürüstlükle yürüdükleri takdirde
de cennete ulasirlar. Sapanlarin varacaklari yer ise ancak
cehennem olur. Demek, Âdem'in ba$indan gecenler, bir
"hikâye" degil, ibret alinacak bir ders ve "gercek"tir.

(Yirmibirinci yüzyilda DOGRU YOL'un ne oldugunu ögren-
mek isteyenler: www.ahiruzzaman.blogspot.com adresinde
DÜZENNAME isimli makaleyi okuyabilirler.)

Âdem dünyaya, yalniz ceza cekmek icin degil, olgunlasmak
ve cenneti "alninin teriyle" tekrar kazanmak icin gönderilmis-
tir. Âdem daha önce cennete bedavadan sahip olmustu.
Böylece Âdem, cennetin kiymetini daha iyi anlamis oldu.

Itiraz 19: Yillardir seriatçilarin dilinden düsürmedigi, bazi
sahtekarlarin milyarlar harcayarak bilimsel bir gerçekmis
gibi göstermeye çalistigi 'yaratilis' kavraminin ne kadar
mantikli(!) ve ne kadar bilimsel(!) oldugunu gördük. Asli
Babil ve Sümer uygarliklarina, yani M.Ö 3 bin yillarina
dayanan bu masalin bilimsel verilerle karsilastirildiginda
hiçbir degeri yoktur. Üstelik bu hikayeyi elestirebilmek
için herhangi bir bilimsel veriye bile ihtiyaç duyulmaz.
Sadece iç çeliskileri bile, bu hikayenin Tanri tarafindan
yazilmadigini, ve basit bir efsaneden öte deger tasimadigini
gösterebilir.

Cevap 19: Biz de, maddeye "Allah" diye tapanlarin aci ve
perisan halini gördük ve seytan tarafindan da nasil kandiril-
makta olduklarini bilmis ve anlamis olduk. Yaratilis yerine
Darwinizm'i koyanlar, seytanin tuzagina düsmüs zavallilar
dan baskasi degildir. Bu tuzak ve zavalliliktan kurtulmak
isteyenlere i$te Kur'an ve "Bilincli Tasarim"!

Not: Bu notta, yukaridaki itirazlardan etkilenen bir okuyu-
cunun (bu okuyucu, yukaridaki itirazlari yazmis olan kimse
de olabilir) Süleyman Ates'e sordugu bir soru ve cevabini
bulacaksiniz. S. Ates'in verdigi cevap, elbetteki yanlis
cevaptir. Dogrusu, yukaridaki 8. ve 10. cevap'tadir.
* * *

Adem’in yaratildigi cennet

SORU: Adem, seytan tarafindan kandirilmasa dünyaya
gönderilmeyip hep cennette mi kalacakti? (Meltem Uzun)

CEVAP: Adem’in yaratildigi cennet, ahiret cenneti degil,
dünya cenneti (bahçesi)dir. Yani ilk insanin rahatça
yasayabilecegi güzel ormanlik bölgelerden biridir. Adem’in
cennetten inmesi, ormanliktan düzlüge inip geçimini saglamak
için tarima baslamasidir.

Çünkü Adem, ebediyyete ermek için yasak meyveye
yaklasmistir. Eger Adem ahiret cennetinde olsaydi orada
ebedilik aramazdi. Çünkü orasi ölümsüzlük yurdudur, orada
zaten ebedilik vardir. Ebedilik aradigina göre demek ki Adem
ebedi olmayan bu dünya cennetlerindeydi. Bu konu maalesef
yillarca yanlis yorumlanmis ve insanlarin kafasina önyargilar
yerlesmistir. (Süleyman Ates, Vatan Gazetesi 29.8.06)
+++
Asagidaki linkten muteriz yazarin makalesine ulasabilirsiniz.
http://forum.antoloji.com/tartisma/tartisma.asp?forum=12011&mesaj=3911962

Kur'ana itiraz eden ateistler, Enam suresinin 22 den
34. ayetine kadar olan bölümü okumalidir.

Buradaki cevaplar bir Avrupa Muranisti olan Hüseyin Avdic
tarafindan verilmistir.

Zaman: Yeni Cag'in altisi, Ekim ba$i.
Mekan: Avrupa.
Makam: Cevaplama.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: