Mittwoch, 15. Oktober 2008

K I Y A M E T N A M E

K I Y A M E T N A M E

(Allah'in göstermesi ve ilham etmesiyle kiyametin ko-
pus vakti hakkinda bilgi verilecektir. En dogrusunu
yine yüce Allah bilir.)

görünmezi gören ve gösteren Allahin adiyla

Ba$ Not: Bu bildirimizi dünya devlet baskanlari, haber
alma örgütleri, uzaycilar, bilim ve düsünce adamlari
da okumalidir.

Medyada kiyametin kopus vakti hakkinda kehanetler do-
lasmaktadir. Bu dolasanlarin kimine göre kiyamet, 2006
veya 2016 veya 2060 yillarinda kopacaktir. Kimine gö-
re de daha ileri tarihler verilmektedir. Acaba kiya-
met, bu tarihlerden hangisinde kopacaktir? Bu verilen
tarihlerin dinsel ve bilimsel bir delili var midir?
Biraz arastirirsak görecegiz ki, onlarin dinsel ve bi-
limsel bir delili yoktur. Olsa bile gecersizdir. Ge-
cersiz bir delile de inanc lâzim gelmez. Ama biz size
inanabileceginiz delillerle kiyametin gercek kopus
vaktine yaklastirmaya calisacagiz.

Kiyametin, yani kâinatin yikilis vaktini ancak kâinati
yaratan ve yöneten yüce Ya$atici bilir ve isterse bu-
nu bazi büyük elcilerine ve yüce din büyüklerine ilham
eder, gösterir. Kendisine kiyametin vakti ilham edilen
büyüklerden biri de, (Allah ondan razi olsun) yirminci
asrin Mehdisi Bediüzzaman Said Nursi Hazretleridir. Bu
Hazret, yüce Rabbin göstermesiyle Kur'anin gizli $if-
relerinden kiyametin 2121 yilinda kopacagini tesbit
etmis ve bir eserinde bunu bildirmis. 21. asrin Mehdi-
si Âhirüzzaman da bu tarihi tasdik etmektedir. Acaba
kiyametin bu tarihte kopacagina destek olacak deliller
var mi ve o deliller nelerdir?

Kur'anda ve Peygamber sözü olan Hadîslerde, büyük ve
kücük olmak üzere onlarca kiyamet belirtisi bildiril-
mektedir. Bu belirtilerin en önemlilerinden ikisi de,
Mehdi ve Mesih'in gelip dünyamizi düzeltecegidir. Bu
konudaki Peygamber sözlerinin "uydurma" oldugunu söy-
lemekle olumlu bir sonuca varamayiz. Kaldi ki bu söz-
ler Kur'anin ruhuna da aykiri düsmemektedir. Cünkü yü-
ce Yaratici Kur'anda: "Biz elci göndermedikce sorumlu
tutmaz, azap etmeyiz." diyor. Bu sözler de, her asrin
din i$igiyla aydinlatilmasini gerektiriyor. Bunun icin
bilgilendirici Allah, her yüzyilda bir, aydinlatici
bir din Adami'ni vazifelendirerek Kitabini yenilemek-
tedir. Iste bu yenileme sayesinde Kur'an bozulmaktan
korunmustur. Her yüzyilin (Geylânî, Mevlâna, Gazalî,
Bediüzzaman ve Rabbanî gibi) din Adami ve Hak Erleri
Kur'ani tasdik etmis ve asirlarini aydinlatacak hak
olan yorumunu yapmistir. Cünkü onlarin, Allah'tan al-
diklari "BILGI" ve "I$IK"lari vardi.

Eger insanlarin sahibi olan amacli Allah(cc), dünyanin
ve insanligin bozuldugu ve arzin küresellestigi bir
zamanda Mehdi ve Mesihini göndermezse, bu, "elci gön-
deririz" ayetine ters düser. Bu terslik de insanligin
sahipsiz birakildigi anlamina gelir ki, bu da Allah'in
ilahligina zit bir durumdur. Amacli ve cok aciyici Rab
ise bu zitliga izin veremez. Bunun icin Mehdisini ve
Mesihini gönderir ve göndermistir. Demek onlarin gele-
cegi (ve gelmisligi)ne dair haberler bir "uydurma" de-
gildir.

Mehdi ve Mesih ne zaman gelecektir?

(Ruhuna selam ve rahmet olsun) Peygamberlerin sonuncu-
su Muhammed Hazretleri'nin Mehdi ile alâkali bir söz-
lerinde: "Irak diktatörünün Mehdi'ye ihanet edecegi,
yani sözünü dinlemeyecegi"nden bahsedilir. Buna göre
(Allah'in dogruluga erdirdigi ve dogruluga götüren ki-
si) olan Hazret-i Mehdi, son Irak savasindan önce or-
taya cikacak ve görev basina gececek demektir ve gel-
mistir ve $u anda görev basindadir. Allah'in Mehdisine
itaat etmeyip ihanet eden Irak diktatörü bugün yine
Allah'in Mehdisinin izniyle devrilmis bulunuyor. Böy-
lece bir Peygamber sözü daha gerceklesmis oluyor. De-
mek 2001 ilâ 2003 yillari, Mehdi'nin ortaya ciktigi
vakitlerdir.

Yine "Hadîs" denen bir Peygamber sözünde: "Mehdi ile
Mesih'in bir müddet birlikte calisacaklarindan ve Dec-
cali ortadan kaldiracaklarindan"1 söz edilir. Buna gö-
re eger 2001 yilinda görev basina gelen Hz.Mehdi, yir-
mi yil görev basinda kalacak olsa (cünkü ortalama in-
san ömrünün 60-70 yil oldugu görülüyor), Hz. Mesihle
bulusmalari olacagindan, isaret eder ki, $u an "ruhen"
yeryüzüne inmis ve Allah tarafindan yetistirilmekte
ve göreve hazirlanmakta olan (ona binler selam ve
rahmet olsun) Hz.Mesih de 2020 yillarinda vazifesine
baslayacaktir. Ve bu tarihten itibaren yedi yil kadar
Mehdi ile birlikte calismalari olacak, bundan sonra
Mehdi Hazretleri vazifesini Hz.Mesih'e devredip bu
dünyadan göcecektir. Mesih Hazretleri vazifesine bas-
ladiginda:"Ben Allah'in oglu degil, kulu ve elcisiyim"
diyecek ve haci kiracaktir. Bu da, vatikan'in yikilisi
ve Islâmiyet ile Hiristiyanligin, özeti: "Tek Tanri'
dan baska Tanri yoktur; Isa, Musa ve Muhammed Allah'
in kulu ve elcisidir" olan GERCEKDIN'de birlesmesi o-
lacaktir. Bu birlesmeye, Hiristiyanlar da, Müslümanlar
da hazir olmalidir.

Eger 33 yaslarinda vazife basina gelecek olan Hz. Me-
sih, 40 yil kadar dünyamizda mânevî hükümdarlik ede-
cek olsa, demektir ki, 2060 yilina kadar Hz.Mesih ya-
sar ve o vakitlerde dünyadan ayrilir ve o vakte kadar
kiyamet kopmaz.

Peki, 2060 yilindan sonra ne olacaktir?

Cevap: $imdiden Hz.Mehdi tarafindan alt yapisi hazir-
lanmakta olan ve Hz.Mehdi ile Hz.Mesih'in kuracaklari
ALTIN CAG, yani Mutluluk Cagi, 2090 yilina kadar tesi-
rini sürdürür. Bundan sonra (yirminci asirda oldugu
gibi) insanlik tekrar dinsizlesmeye ve siddetle bozul-
maya baslar. Bu bozulma 30 yil, yani 2120 yilina ka-
dar devam eder. Bu arada yani 2100-2120 yillarinda Af-
rika ve Arabistan topraklarindaki bazi milletler o ka-
dar azginlasir ki, Kâbe'yi bile yikarlar. Kahredici
Allah da onlari acilen cezalandirmak icin yerden "Dab-
be" denen, genetik bozulmalar neticesi türetilmis,
arslana benzeyen, sakali olan fakat kuyruksuz bir ca-
navar sürüsü cikarir.2 Bu canavarlar o azginlasan in-
sanlara saldirir ve onlari parcalar. Fakat bu olay
dünyanin heryaninda cereyan etmez. Ama $imdi nasil
bir olay dünyanin heryerinde izlenebiliyorsa, o zaman
da herkes o olaydan haberdar olur. O dehsetli hadise
dünyanin heryerinde vuku bulmaz. Cünkü Avrupa ve Ame-
rika'daki insanlara AIDS benzeri yeni virüsler yetmek-
te olacaktir. (Allah bize o günleri göstermesin!)

Sonra insanlik bu sekilde bocalarken ve birbirini yer-
ken ve bir kismi da hayattan bezmisken ve herkes ken-
di dünyasina dalmisken gökyüzünden dünyamiza azap ve-
rici bir "duman" yayilir. Inasanlarin yalvarmasi kar-
sisinda yüce Yaratici bu azabi biraz kaldirir. Fakat
insanlar yine azginliklarina dönerler. Kahredici Allah
da, bu dönüs karsisinda kiyametin dügmesine basar. Ön-
ce insanlar Ayin tutuldugunu görür. Artik uzayda koz-
motik bozulma baslamistir. Bu bozulmadan sonra 2121
yilinda dünyamiza bir meteor veya kuyruklu yildiz car-
par. (Eger 2121 yilinda bir göktasi dünyamiza carpmaz-
sa, 2123 yilinda belki daha erken bir vakitte bir kuy-
ruklu yildiz mutlaka arzimiza carpacaktir ve o görevli
yildiz $u an yoldadir.) O vakitler uzayda kozmotik bo-
zulmalar baslamis ve bu yildiz da tam o siralar orta-
ya cikmis olacagindan, göksel kaos neticesi dünyamizin
cekim alanina kapilip, gerekli carpmayi yapacaktir.

Bu carpmadan sonra dünyadaki bütün evler yikilir, dag-
lar parcalanip dümdüz olur. Dünyanin her tarafi toz,
duman icinde kalir. (11 Eylül Olayi'nda ikiz kulele-
rin yikilisindaki Manhatten'in ve oradaki insanlarin
halini düsünün ve bu kücük örnegin dünyanin her tara-
fini kapladigini hesabedin)! Insanligin yarisi ölür.
Sag kalanlari ise cok büyük dehset icinde kalir. Co-
cuklarin dahi birdenbire saclari agarir. Ne yapacak-
larini bilemezler. Bütün hayvanlar ve insanlar bir a-
raya toplanir. Dünyamiz da rayindan cikmistir. Bu hal-
de iken insanlar, günesin batidan dogdugunu görürler.
Artik tövbe kapisi da kapanmistir, yalvarma-yakarma
i$e yaramaz. Dünyanin sonu gelmistir. Sonra rayindan
cikmis ve sersemlesmis dünyamiz en yakin gezegenle ve-
ya bir baska meteorla bir daha carpisir. Bundan sonra
dünya paramparca olur, geri kalan ve o vakte kadar
korku icinde yasamis bütün insanlik ölür, yildizlar
söner ve düser ve koca kâinat dürülür ilk haline dö-
ner, Allah'in önüne konur. Zamanin öldügü o gün, dün-
ya ve kâinat Allah'in kudret elindedir. (Fabrikayi
patron, kâinati ilah olarak görenlerin kulaklari cin-
lasin, gözleri parlasin!) "Büyük yikilis"taki bu son
sahneleri ancak Allah, ruhlar ve bazi melekler seyre-
der.Bu acikli son ise,yepyeni bir baslangicin ba$idir.
Bundan sonra ebedi bir hayatin kurulmasi calismalari
baslar. Bütün bu olacaklar karsisinda isteyen:
"RABBINE VARAN BIR YOL TUTAR!"

Kiyametin 2121 yillarinda kopacagina dair baska delil-
ler var midir?

Hak ilah olan yüce Allah Kur'aninda tâ onbes asir ön-
cesinden "kiyametin yakin oldugunu" haber vermis. Pe-
ki, tâ o zamandan bu zamana hic zaman gecmedi mi? El-
bette gecti. Hem de 1500 yil! Eger bu haberlerden Isa
kuluna da bahsettiyse, 2000 yil! Yani kiyamet, 1-1,5
asir kadar bize yakinlasmis, burnumuzun dibine konmus
durumda.

Yüce Rab yine Kur'anda: "Kâinati belirli bir müddet i-
cin yarattigini" bildiriyor. Elbette o müddet gelecek-
tir ve bize cok yaklasmis bulunuyor. Bu yaklasmanin
belirtilerinden birisi de, kâinat ve insandaki "olgun-
lasma"dir. Nasil bir agac belirli bir müddet büyür, a-
ma sonsuza kadar büyümez. Büyüyen agac olgunlasir. Ol-
gunlasan agac ise meyvelerini verir ve ki$ta ölür.
Sonra ikinci bir baharda tekrar dirilir, hayatina de-
vam eder.

Iste kâinat da böyledir. O da büyümüs, olgunlasmis ve
cin-insan meyvelerini vermistir. Simdi o da bir büyük
ki$a maruzdur. Bilimsel olarak ise; kâinat yeteri ka-
dar genislemis ve ihtiyarlamistir. 6 veya 26 milyar
yildan beri ya$ayan evrenimiz artik ölüme yaklasmis-
tir. 100 yil sonra bunun kozmotik belirtilerini görme-
ye baslayacagiz.

Kâinatin meyvesi olan insanlik da büyümüs; din, bilim,
ve akilla olgunlasmis ve inanc-inkâr meyvelerini ver-
mistir. Öyle ise onun da ki$i gelmistir.

(Ara Not: ((Bu not, bu Name'nin yayinlanisindan üc ay
sonra konulmustur.)) Gazetelerde yayinlanan son bilim-
sel bulgu ve hesaplara göre, yüz yil sonra mevsimler
ortadan kalkacakmis. Bu da dünyamizda hayatin ya$anmaz
hale gelecegini gösterir. Bu da, kiyametin cok yakin
olduguna kesin bir delildir. Cünkü, insanligin ya$aya-
maz hale geldigi bir dünyayi, Allah ayakta tutmaz. Do-
layisiyla Notradamus'un, kiyametin 3700 yillarinda ko-
pacagina dair kehaneti, gerceklikten uzaktir. Bu dünya
ancak bir asir daha ya$ayabilir.)

$imdi insanlik, yükselip aya cikarak ve derinlesip
hücrenin gen sirlarina inerek ve yükselme ve derinles-
menin araclarini ke$f ve icad ederek, bilim ve teknik-
te olgunlastigini gösteriyor. Bu olgunlasmanin ardin-
dan istedigi meyveleri de topluyor ve daha toplayacak-
tir. Ama yüz yil daha toplayacaktir. Toplayacagi mey-
veler arasinda i$inlamayi icad ederek belki yildizla-
ra cikmak da vardir. Gen sirlarini ele gecirmis insan-
lik icin ölümü öldürmek de vardir. Evet, insanlik ölü-
mü de öldürecektir. Fakat bu öldürme, onu ebedîlestir-
meye yetmeyecektir. Cünkü insanoglu tam ölümü öldürdü-
gü, yani bilimde kemâle erdigi vakit, evreni ba$kala-
rin ellerine birakmayan hikmetli Rab, kiyameti kopara-
cak, kâinati yikacaktir. Cünkü, O'nun da bir plani var
ve bu plana göre O, insani, baska bir âlemde ebedîles-
tirmeyi düsünüyor. Bu dünyada insanliga ebedî kalis
yoktur; yildizlara da cikabilecek olsa, ölümü de öldü-
rebilecek olsa! Cünkü bu dünya, simdi ölmüs ve diril-
tilecek olan yüz milyar kadar insanin ebediligi icin
cok dardir. Bu dünya, yikilip genisletilmeden ebedîlik
icin elverisli olamaz. Öyleyse, yikilmasi ve yeniden
yapilmasi sarttir. Cünkü dar bir dünya, ebediyete yurt
olamaz. On milyarlarca insani agirlayamaz. 6 milyar
insani agirlamakta zorlanan bir dünya, 160 milyar in-
sana nasil cennet olur? Cennetin dünyada kurulacagini
sananlar, bir kere Kur'ana da baksin ve bu gercekleri
de hesaba katsin. Evet, 2020 ilâ 2090 yillari arasin-
da yasanacak "Mutluluk Cagi", bir cennet gibi olacak-
tir. Fakat bu cennet, ebedî cennetle karistirilmamali-
dir. Ebedî cennet, Ötedünyada'dir. O da kiyametten
sonra gelir.

Bazi kimselerin: "Kötüler yok edilip veya cehenneme a-
tilacagindan, cennetliklerin sayisi az olacaktir. Az
sayida insan icin bu dünya yeterli olabilir, onun yi-
kilmasina gerek yoktur" diyeceklerini biliyoruz. Fa-
kat acele etmesinler ve bu sözü söylemesinler. Cünkü
buna verecek cevabimiz hazirdir. Fakat uzun etmemek i-
cin bu konuyu baska bir Name'ye birakiyoruz.

Demek kâinati öldürmeye ve diriltmeye gücü yetmeyen
bir insan, ölümü gercekten öldürmüs olmaz. Insan, ölü-
mü ancak Yaratan'a ve Ötedünyasina inanc ile öldürebi-
lir. Bu öldürmeyi yapmamis olanlarin saadetli bir ebe-
diyeti degil, felâketli bir ebediyeti vardir. Buna da
ebediyet denmez tabii! Demek inancsiz ve inkârcilarin
ebediyeti yoktur. Ebediyet isteyen geregini düsünmeli.
Hem, Tanrisi ve Ötedünyasi olmayan bir dinin ebediyeti
yoktur. Bunun icin Budistler de kendilerine ebediyet
getirecek bir din aramali, inanclarini yenilemeli ve
tamamlamalidirlar.

Buraya kadar anlatilanlardan anliyoruz ki; Mehdi ve
Mesih gelmeden, vazifelerini yapip gitmeden ve insan-
lik dinde, bilimde ve akilda kemâle ermeden, yani yil-
dizlara cikmadan ve yeryüzünde bir "Altin Cag" ya$an-
madan kiyamet kopmaz. Bütün bunlar ise, ancak yüz yil
icinde gerceklesebilir ve gerceklesecektir. Demek bun-
dan önce bir kiyamet beklememeliyiz. O halde korku ve
panige gerek yok; kehanetcilerin kehanetine kapilmama-
liyiz, aldanmamaliyiz.

Bunlari anlatiyoruz ki, insanlik, bazi kehanetler se-
bebiyle gereksiz korku veya ümitlere kapilmasin;dinsel
ve bilimsel calismalarina ara vermesin, devam etsin.
Yapacaklarini da bu yüzyillik müddete göre planlasin,
yapsin; uzay calismalari devam etsin.

Insanlik yildizlara cikma calismalarina devam etmeli-
dir. Ama bunlari yaparken Yaratan'a inanc, ibadet, te-
sekkür ve insanliga adalet ve fakirlere yardim unutul-
mamalidir. "Kiyamet kopacak" düsüncesiyle bilimsel ca-
lismalara son verilmemeli, devam edilmelidir. Cünkü
insanlik buna muhtac oldugu gibi, yüce Ya$aticimiz da
insanliktan din, bilim ve akil meyvelerini beklemekte
ve onlari görmek istemektedir. Yaratici hesabina yapi-
lan bilimsel calismalar ibadet hükmündedir. Insanlik
bu ibadetine devam etmeli, yükselme ve ilerlemesini
sürdürmelidir.

Kiyametten önce neler yapmaliyiz?

Herseyden önce bize ebedî bir saadeti kazandiracak
gercek bir din ve dogru inanci bilmeli ve bulmaliyiz.
O gercek din ve dogru inanc ise: "Tek Tanridan baska
Tanri yoktur; Isa, Musa ve Muhammed Allah'in kulu ve
elcisidir." sözlerindedir. Öyle ise biz de bu sözlere
inanip,ogulsuz ve ortaksiz tek Tanri'ya teslim olalim.
Bunun geregi olarak da kendimizi Hakli, Adaletli ve
Namuslu bir ya$antiya sokalim ve Allah'in Mehdisine ve
Mesihine tabi olalim. Cünkü ogulsuz ve ortaksiz Tanri'
ya teslim olmanin en önemli sartlari bunlardir. Bu
gercek dinimizin adini da: "Teslimcilik ve Bari$" ko-
yalim. Öyle ise bundan sonra dinimiz: "Teslimcilik" ve
"Bari$"tir.

Madem dinimiz, "Bari$ Dini"dir, öyle ise biz de bari-
salim, barisi kuralim; aramizdaki küslügü, soguklugu,
uyusmazligi kaldiralim.

Acaba barisi nasil kurabilir ve basarabiliriz?

Kiyametin cok yakin oldugunu ve elimizde sadece bir
tek yüzyilin kaldigini düsünelim. Herhalde bu son yüz-
yilimizi birbirimizi ezerek, üzerek, sömürerek, yok e-
derek, zulmederek geciremeyiz. Aksine, bütün gücümüzle
birbirimizi sayip severek, iyilik ederek, yardimlasa-
rak ve baris icinde yasayarak gecirebiliriz.Kisaca, e-
limizdeki son cagi bir "Mutluluk Cagi" yapmak zorunda-
yiz. Baris ve mutlulugun araci ise, (esas ve temel o-
larak) ancak Hak ve Adalet ve Namus olabilir. Öyle ise
biz de herseyden önce, e$siz ve cocuksuz3 tek Tanri'ya
inanctan sonra Hak ve Adalet ve Namus'u kazanalim ve
Hakli, Adaletli ve Namuslu olalim, onlarla yasayalim
ve yasatalim.

"Hakli olmak" ise: Yaratan'in, yaratilis'in ve yara-
tilmislar'in yasasina itaat etmek ve onlarla baris i-
cinde olmaktir. Onlarla baris icinde olmak ise; tek
Tanri'ya inanc ve teslim, tabiat ve cevreyi korumak ve
dogal kaynaklari israf etmemek ve bitki, hayvan ve in-
san haklarini cignememektir.

"Adaletli olmak" ise: Yapilan kötülügün misliyle ceza-
landirma veya kötülüge ugrayana ugradigi kötülügün de-
geri kadar mükafatlandirmaktir. Fazla ceza, zulüm; ye-
tersiz mükafat ise haksizliktir. Zulüm ve haksizliga
izin verilmemelidir. Bunun icin tüm dünyada gasbedil-
mis haklar iade edilmeli, zulümsel ve baskici yönetim-
ler son bulmalidir. Yeryüzündeki bütün yönetimler nor-
mallesmeli, diktatörlükten arinmalidir. Diktatörlükte
diretenler ise, (Irak'ta oldugu gibi) devrilmeli, bu
tür yönetimlere hayat hakki verilmemelidir. Kötülügü
devirmekten korkmamaliyiz. Cünkü zulmü devirmek zulüm
degil, hayirdir, sevaptir.

"Namuslu olmak" ise: (Dogruluk'tan ayri olarak ve dog-
rulukla birlikte) aile ve ahlâki korumaktir. Bu koruma
icin de, gayri mesru cinsel iliskilere son verilmeli,
örtünmek isteyen kadinlarin örtü ve örtünmesine doku-
nulmamali, acik sacikliga zorlanmamalidir. Gencler ve
cocuklar egitilmeli; sigara, alkol ve uyusturucudan
korunmalidir. Bu koruma icin onlara dinli ve bilimli
bir egitim verilmeli, Hak ve Adalet ve Namus onlara
mutlaka ögretilmelidir. (Eger bu ögretim verilmis ol-
saydi, Avrupa ve Amerika'da ögrenciler ögretmenlerini
öldürmez, katletmezdi.) Demek onlari Hak ve Adalet ve
Namus bilgisinden mahrum büyütmemeliyiz. Onlara veri-
lecek egitim, dinli bir bilim ve bilimli bir din olma-
lidir.

Baris'tan sonra ve barisla birlikte "Birlik" ve "Kar-
deslik"i de kazanmaliyiz. Bu kazanim icin sözü fazla
uzatmadan Mehdi Hazretlerinin bir rüyasini ve o rüya'
nin yorumunu size aktarmak istiyoruz.

Mehdi Hazretleri, yüce Allah'tan bir i$aret bekledigi
günlerde $öyle bir rüya görür: Bu $eytanî olmayan dog-
ru rüyada (ona rahmet olsun) Hz. Muhammed: "BIRLIK O-
LUN!" diyordu. Peygamberli rüyalara $eytan giremedigi
icin bu emri dikkate almak ve geregini yerine getirmek
zorundayiz. Cünkü yüce Ya$atici, Incil'in devami olan
Kur'aninda da inanclilari birlige cagiriyor, onlarin
birlik olmasini istiyor. O halde "o bir rüyadir" deyip
gecemeyiz.

Mehdi Hazretleri o rüyayi $u $ekilde yorumlamaktadir:
"Bu 'birlik olun' cagrisinda Kur'anlilarin birbirle-
riyle ve Incillilerle Kur'anlilarin da kendi aralarin-
da birlik olmalari icin bir emir var. Bu emre uymak
hem farz, hem sünnettir. O halde ey Kur'anlilar! Sizin
dininiz birdir. Öyle ise aranizdaki sünnîlik-alevîlik,
vehhabîlik, $uculuk-buculuk gibi duvarlari kaldirin,
birlesin.

Ey Müslüman ülkeler! Sizler de aranizdaki sinirlari
kaldirarak ve rejimlerinizi normallestirerek, demok-
ratiklestirerek ve insanîlestirerek bir olun, birlik
olun.

Ey Müslümanlar ve Hiristiyanlar! Allah bir oldugu gi-
bi, dini de birdir ve tektir. Sizler de: "Tek Tanri'
dan baska Tanri yoktur; Isa, Musa, Muhammed Allah'in
kulu ve elcisidir" sözünde bir olun, birlesin. Bundan
sonra "senin dinin", "benim dinim" yoktur;
"GERCEKDIN"
vardir. O da: "Teslimcilik" ve "Baris"tir. Yani cocuk-
suz tek Tanri'ya teslim ol, insanlikla baris.

Amerika da, Müslüman ülkelerin birlesmesine yardimci
olsun ve bu birlesmenin ba$ina da Türkiye getirilsin.
Cünkü Türkiye; din, dil, kültür, tarih ve bölge ola-
rak bütün Müslüman ülkelere en yakin olanidir. Ve de-
mokrasi ve modernlikte de Türkiye, onlara nazaran en
üst ve ileridedir. (Dünya barisi icin) Islâm Dünyasi
ba$siz kalmamalidir. Bu ba$in da; dinde, bilimde, dü-
süncede ve siyasal olarak demokrasi ve "Layiklik"ta
en ileri olmasi gerekir. Türkiye de buna kendini iyi
hazirlamalidir. Amerika, Müslüman ülke ve bölgelerin
demokratiklesmesine yardimci olmali, fakat oralarda
isgalci olarak kalmamalidir. Kur'anli ülkelerin (eski-
den oldugu gibi) hilâfetle yönetilmesi daha dogrudur.
Oralari onlara birakmak gerekiyor. Eger Amerika bu
birlige yardim ederse, dünyanin yönetimi, onun icin
de kolay hale gelir. ABD bunu gerceklestirmelidir. AB
icin de, ABD icin de en rahatlatici olani budur. Hz.
Mesih'i memnun edecek tavir da budur. (Layiklik: Dini
devletten di$lamayan, din ve devleti barisik tutan.)

Ey insanlar ve ey inanclilar! Havva ve Âdem olan ana
ve babaniz bir oldugu gibi, Tanriniz da bir, Dünyaniz
da bir, kiyamet de yakin! O halde ikilik olmanizi ge-
rektirecek ne kaldi? Anne babaniz bir oldugundan hepi-
niz kardessiniz. Tanriniz bir oldugundan hepiniz Tes-
limci ve Bariscisiniz. Dünyaniz bir oldugundan hepi-
niz komsu ve akrabasiniz."

Bu bahsi kapatirken, Mehdi ve Mesih'in gelisini inkâr
etmeyi "tevhid", onlara inanmayi da "$irk" olarak gö-
ren bazi ilâhiyatcilara bir cift sözümüz olacak:

Kur'an, Hz.Isa icin "O, kiyamet icin bir i$arettir"
diyor. Hz.Isa'nin kiyamete isaret olabilmesi icin o-
nun, kiyametten önce yeryüzüne inmesi gerekir. Sonra
Kur'an, bir ayette: "Kitaplilardan hicbir kimse yok-
tur ki, ölümünden önce Isa'nin hak Peygamber olduguna
inanacak olmasin" diyor. Bu Tanri sözü de, Hz.Isa'nin
kiyametten önce yeryüzüne inecegine isaret eder. Pey-
gamber Sallallahu Aleyhivessellem de bu ayetleri;"Isa
gelecek, ümmetimden olacak, $eriatimla amel edecek"
seklinde yorumlamis.

Hem elci gönderici Allah: "Muhammed, Peygamberlerin
sonuncusudur" diyor, ama: "Mehdi ve Mesih gelmeyecek-
tir" demiyor.

Hem, "uydurma" oldugu söylenen Hadîslerin uydurma ol-
dugunu kim isbatlamis? Kim, ne zaman, nicin uydurmus?
Isbat olmadan onlarin uydurma oldugunu söylemek hak
olur mu? Hadîslerin uydurma olaniyla uydurma olmayani-
ni kim belirlemis? Peygamberî bir i$iga sahip olmayan-
larin yapacagi belirlemeler gecersizdir. Bunu ancak
Allah'in Mehdisi veya onun onaylayacagi bir komisyon
yapar. Siz önce $u "uydurma" Hadîsler hangileriymis
bir listesini cikarin hele!

Hem Mehdi ve Mesih, Muhammed(sav)in dâvâsini iptâl et-
mek icin degil, tasdik etmek icin geliyor. Onlarin ge-
lisinden korkmak niye?

Hem, dinde tek yetkili ilâhiyatcilar degildir. Ilâhi-
yatcilarin üzerinde vahiy sahibi Elciler ve elciligi
sürdüren Imamlar vardir. Allah'tan bilgi ve i$ik alan
Peygamber mirascilarinin aldiklari, ilâhiyatcilarin
ilminden yüksektir. Evet, ilmi bir kenara atamayiz. A-
ma Allah'tan gelen vahyi ve Peygamber mirascilarina
verilen bilgi ve i$igi nasil yabana atariz?

Dünyanin döndügünü gördükten sonra Galileocu olmak ko-
laydir. Ama asil Galileoculuk, dünyanin döndügünü gör-
meden Galileocu olmaktir. $imdi bir kisim dindarlar,
bazi ilâhiyatcilarin "uydurma" deyip inanmadiklari
Mehdi ve Mesih hakkindaki Peygamber sözlerine dayana-
rak "Mehdi ve Mesih gelecek" diyor, yani "dünyanin
döndügünü" söylüyor. Ama bir kisim ilâhiyatcilar da
bu konudaki Hadîsleri inkâr ediyor veya inanmiyor; ya-
ni "dünya dönmüyor" diyorlar. Tabii görmeden inanmak
kolay degildir. Asil i$, görmeden inanmaktir. $imdi
bir kisim dindarlar Galileocu olurken, bir kisim ilâ-
hiyatcilar neden anti-Galileocu olmaktadirlar? Cünkü
gayba inanmak zordur. Ama inkâr etmek kolaydir. I$te
bunun icin Mehdi ve Mesih'i inkâr ediyorlar. Bilimsel
yönde Galileocu taraftari görünüp, yeni elcilige inanc
yönünde anti-Galileocu oluyorlar. Cok garip ve entere-
san bir durum! Ama bazi ilâhiyatcilar inanmiyor diye,
Mehdi ve Mesih Aleyhisselâmlar pilisini pirtisini top-
layip geri gidecek veya "inkâr ediliriz" kaygisiyla
gelmekten vazgececek degillerdir. Onlar gelmis ve ge-
lecek ve vazifelerini yapip gideceklerdir; inkâr edi-
lecek olsalar da! Gercek Galileocular, dünyanin döndü-
günü görmeden dünyanin döndügüne inananlardir. Mehdi
ve Mesih'e inananlar gercek Galileoculardir. Inananlar
kazanir, inkâr edenler kaybeder. Mehdi ve Mesih ise,
gelir, vazifesini yapar gider. Kimisi "Muhammed son
peygamberdir" gerekcesiyle Mehdi ve Mesih'i inkâr e-
derken, kimisi de kendi kafasina göre Mehdi ve Mesih
beklediginden, kiyamete kadar Mehdi ve Mesih bekler
durur. Halbuki Mehdi ve Mesih gelip gecmistir, onlarin
haberi olmaz! Haber verenlere de inanmazlar.

Karincayi reissiz, ariyi beysiz birakmayan elcilendi-
rici Allah'in, Global Cag'i Mehdisiz ve Mesihsiz bira-
kacagini mi saniyorsunuz? Ne büyük yanilgi! Kendisi
gibi düsünmeyen inanclilari "$irk"le suclamak ne büyük
hata! Eger onlar bu hatayi, Allah'tan bilgi ve isik a-
lanlara karsi yapiyorlarsa, bununla onlara saygisiz-
lik yapmis olduklarini düsünmüyorlar mi? Lütfen, say-
gimizi ve sevgimizi yitirmeyelim...

Insanligin global bir bozulma icinde bulundugu bir za-
manda eger Mehdi ve Mesih olmazsa, Kur'an ve Incil
cansiz ve etkisiz kalir. Cansiz kalmis bir Kur'an ve
Incil'in cani ise, Mehdi ve Mesih'dir. O halde Kur'an
ve Incil, Mehdisiz ve Mesihsiz kalamaz. Madem bir Kur'
an ve Incil var, elbette bir Mehdi ve Mesihleri ola-
caktir ve onlari yeni yorumlariyla canlandiracaklar-
dir. Bu canlandirma olmazsa, insanlik ölü kalir, ha-
yat bulamaz, dirilemez. Cünkü ögretmensiz kitap hayat
veremez, ögretici olamaz.

Evet, Mehdi gelir yeni bir yorumla Kur'ani yeniler.
Sonra Mesih gelir, Incil'i tashih eder, Kur'ana dönüs-
türür. Böylece Allah'in dini gercegine kavusmus olur,
dinde cokluk ortadan kalkar, insanlik tek dinde birlik
olur, barisa erer. Ve ancak bu barisla dinsizligi mag-
lup eder. Bu da, "Mutluluk Cagi"nin kurulmasina yar-
dimci olur.

1-Deccali ortadan kaldirmak: Allah'in Mehdisine ve Me-
sihine kafa tutacak bir zalim ve zorba olan ve Israil
sülâlesinden cikacagi bildirilen Deccal, (20. asrin
deccallari olan Lenin, Stalin, Karl Marx, Trocki ve
Darwin'in de cogunlukla Israil sülâlesinden kimseler
olduguna sahit olmustuk) 2015 ila 2025 yillarinda Av-
rupa ve Islâm ordusunun basinda bulunacak olan Mehdi
ve Mesih tarafindan ortadan kaldirilacaktir.

2-Sakalli varlik: O sakalli varlik, ba$i insan, bedeni
hayvan veya tam tersi bir yaratiktir. O yaratik belki
de canavarlarin cobani olacaktir. Bu cobanin ordusu
da, genetik i$lemler sonucu türetilmis söz dinleyen,
yari hayvan-yari insan canavarlar olabilir. Bu cana-
varlar ordusu, inkârcilara saldiracak, inanclilara do-
kunmayacaktir.

3-E$siz ve cocuksuz Tanri: Evet, Tanri'nin cocugu ol-
maz. Cünkü biz insanlar robot yapariz. $imdi bu robot,
insanlarin cocugu mu olur? Elbette ki hayir. Bunun gi-
bi, yüce Tanri da biz insanlari yapmis, yaratmis. Bu
yaratilmanin, Tanri'nin cocugu olmakla bir ilgisi yok-
tur. Hem ezelî ve ebedî bir Tanri'nin e$i olmaz ki,
cocugu olsun! Demek bu konudaki inancimizi düzeltmek
zorundayiz. Inancimizi, diger Ilâhî Kitaplari ve bi-
limsel gercekleri de nazara alarak belirlemeliyiz. O
halde bununla ilgili dogru inanc $u olmak gerekir:

TANRI TEKTIR VE COCUKSUZDUR.
ISA, MUSA, MUHAMMED ALLAH'IN KULU VE ELCISIDIR.

Kiyamet karsisinda son duamiz:

ALLAHIM! BIZI MUTLULUK CAGINA ULA$TIR,
KIYAMETIN DEH$ETINI GÖSTERME.
BIZI "KURTULANLAR"DAN VE CENNETINI KAZANANLARDAN EYLE.
(Bu duamizi kabul buyur.)

Zaman: Yeni Cag'in dördü, Ocak ayinin ba$i.
Mekan: Avrupa.
Makam: Bilgilendirme.
Boyut: Muranizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: