Dienstag, 24. August 2010

ATEİSTLER SORUYOR KUR'ANİSTLER CEVAPLIYOR 13

ATEISTLER SORUYOR KUR'ANISTLER CEVAPLIYOR 13

(Dikkat! Burada gecen agir sözler, gercegi arayan ve dine saygili
olan ateistlere degil, Islâmiyet'e karsi mücâdele veren ateistleredir.)

Ateist bayan demis: "Hakperest'e vahiy indi herhalde... Demek
Türkiye 7 yıl içinde halifelik'e çıkıyor ve nükleer silah sahibi İran'ı
da halifeliği altına alıyor! ...Sen inanadur sevgili Hakperest, kendi
kendini kandırarak mutlu olmak imanın bir şartı zaten! Ben de
rüyamda gördüm ki 'üç zaman içinde' AKP gidiyor gibi...Ama
bu 3 zaman artık üç ay mı, yıl mı, dönem mi olur, bilmem...
Halifelik geliyor! Yehhuuuuuuu!!!! Bakın, Hakperest gibiler
(AKP tabanı) 7 yıl içinde 'halifelik' ilan ediyorlar. Bu teokrasi
demek. Ve TEOKRASİ - adı üstünde - DEMOKRASİ
OLAMAZ!"

Vahiy inmedi. Sadece dünya gidisatina bakarak görüsümü söylü-
yorum. Tabii herkesin görüsü bir olmaz ve bazi kimseler daha faz-
lasini görebilir. AKP'nin gitmesi, halifeligin gelmesini önlemez. 9 ay
icinde Iran'in Israil tarafindan vurulacagini düsünüyorum. Yakin
gelecekte cereyan edecek olaylar, Türkiye'yi mecburen halifelige
cikaracak. Hem de en fazla on yil icinde!

Halifelik demek, "teokrasi" demek degildir. Halifelik, müslüman
bir millet icin demokrasiden daha uygun bir yönetim bicimidir. "Her
millet demokrasiyle yönetilecek" diye bir kaide yoktur. Hangi rejim
hangi millete daha uygunsa, o kabul edilir. Dogal olan budur. Ate-
istler ve Kemalistler halifelikten hoslanmiyor mu, onlari da kendi
yasalariyla basbasa birakiriz. Ama onlarin yasalariyla yönetilmeyi
kabul edemeyiz. Cünkü Müslümanlar, "müslüman olmayanlar"
gibi degildir; nasil ateistler ve Kemalistler "müslüman gibi" degilse...

***

Allah'in Allahsiz kuluna,

Benim, demokrasiyle bir alip veremedigim yoktur. Simdiki durumda
demokrasiden memnunum. Fakat zamanin degismesiyle insanlarin
ihtiyaclari da degisiyor. Ihtiyaclar degisince, insanlarin talepleri de
degisiyor. Bunun icin halifelik kacinilmazdir diyorum. Tabii bu benim
görüsüm. Siz de; "yanlis görüyorsunuz" diyebilirsiniz. Ben de: Bekle-
yelim görelim" derim.

***

Bay/bayan Anonymous veya Nilgün ve Emre,

Soruyorsunuz: "Neden Kur'an korunmuştur da İncil korunmamış-
tır?"

Allah Incil'i düzeltmek icin Kur'an'i göndermistir. Kur'an gönderil-
dikten sonra, Incil'in korunmasina gerek kalmiyor tabii. Buna karsi
ısrarla, "Incil'in neden Kur'an gibi ebedî bir Kitap olarak birakil-
madigini" sorabilirsiniz. Cünkü Allah, yalniz Isa döneminin Allah'i
degil, Isa'dan sonraki asirlarin da Allah'idir. Bunun icin Tevrat'tan
sonraki Incil'in devami olan Kur'an'in da gönderilmesi gerekti.
Cünkü Allah, bütün toplum ve topluluklarin Sahibi'dir. Sahipligini
onlara duyurmadan Ilahlik olmaz. Bu cevabim karsisinda da diye-
bilirsiniz: "Madem Allah bütün toplum ve topluluklarin Sahibidir,
öyleyse neden bizim asrimiz icin de bir Kitap göndermiyor?"

Cünkü Kur'an, bütün asirlara yetebilecek mahiyette bir Kitap'tir
da ondan. Kur'andan üstün bir Kitap getirip ortaya koymadikca
da bu cevabimi cürütemezsiniz! Haydi, getirin "üstün Kitab"inizi.

"O (Kur'an) ayrica; Allah'in, âlimlere ilham edilen bilgileri ve
Evliya'nin kalblerine indirilen Kur'an özetleriyle de koruma
altinda tutulmustur" dememe karsi demissiniz:

"Söz ettiğiniz kişiler ALİM ve EVLİYA ve bu alim ve evliyaların
verdiği bilgiler hiçbir zaman ÖRTÜŞMEZ. (Peygamberlerin ki
de örtüşmüyor ya, hadi nesye!) Hıristiyanların 4 İncili 140 küsur
İncil arasından seçilmiş."

Kur'an, her asir, Âlim ve Evliyalarin kalbinde Allah tarafindan
yenilenmekte ve güncellenmektedir. Siz, Âlim ve Evliya'nin
yorumlarina degil, Kur'ana bakiniz. Dünyada bir tek Kur'an
vardir. Birbirini tutmayan onlarca Kur'an yoktur. Âlim ve
Evliyalar yorum yapar, ama Kur'an yazmaz. Siz, birbirini
tutmayan "ikinci bir Kur'an" var mi, onu gösteriniz. Göstere-
miyorsaniz, onun tekligini kabul etmek zorundasiniz.

Âlim ve Evliyalarin verdigi bilgiler tam örtüsmez, ama özde
ve esasta birlesir. Hepsi, Kur'anin tekliginde müttefiktir.

***

Bayan ateist demis: "TC kanunları altında yaşayan kadının
kocasının metresine benzemez bu iş. TC kanununda metres
İLLEGALDİR; İslam kanununda ise LEGAL! Seçim sizin.
Ben kocasını başka kadınla paylaşan kadının yüzündeki hüznü
kızımın yaşamasını asla istemem. Bunun için İslam'ı hayatımızdan
uzak tutmağa çalışıyorum."

Allah'in izin verdigine "helâl" denir. Helâli haram yapmaya kimsenin
hakki yoktur. Allah'in izin verdigi cokevliligi yasaklayanlar, erkegin
dogasina isyan etmis ve gayrimesruluk kapisini acmis olurlar ve olu-
yorlar. Sizin kiziniz, "kocasini baska kadinla paylasan kadinin yüzün-
deki hüznü" paylasmayacaktir belki, ama onun gizli iliskilerine katlan-
mak zorunda kalacak veya evlilige elveda diyecektir. Allah'in verdi-
gine razi olmayanlar, seytanin verdigine razi olmak zorunda kalirlar.
Hem Islâmiyet, cokevlilige izin vermekten ibaret degildir. O, cogun-
lukla insanin ebedî saadet yoludur. Fakat Allah'a ve Âhirete inanma-
makta diretenler icin o yol kapali kalacaktir. O yolu acmak da yine
sizin elinizdedir. Islâmiyet'i hayatlarindan uzak tutanlar, seytanî haya-
ta yakin ve onun icinde olurlar! Kim karisir! Sizin dinsizliginiz size,
bizim dinimiz bize...

***

Bay Ateist,

Bana verdiginiz cevap, gercekleri örtmekten baska bir sey degildir.
Ve cevabiniz bana gelmemis, cehenneme gitmis. Gidin, size
verilecek cevabi orada arayin!

***

Ateist demis: "Kol/bacak kesme cezası ilke midir?
Hürün köleden, erkeğin kadından, müslimin gayr-i müslimden
üstünlüğü ilke midir?
Tanıklıkta bir erkeğe karşı iki kadın gerekmesi ilke midir?
Kadınlar tarlanızdır ilke midir?
Ateistin hayvandan aşağı sayılması ilke midir?
Homoseksüelin pislik olması ilke midir?
Yahudi ve Hıristiyanla dost olma ilke midir?
Kadınları gerektiğinde dövebilirsiniz ilke midir?
Anne babanı dinleme (İslam yolunda) ilke midir?"

Cevap 1: Kol, bacak kesme bir cezalandirmadir. Cezalar ve
sekilleri, sartlara göre degisebilir. "Bu cezalandirma sekilleri,
14 asir öncesindeki gibi aynen kalacaktir" seklinde bir kaide
olamaz. Cünkü hükümler sartlara göredir. Sartlar nazara alin-
mazsa, adaletsizlik dogar. Bu da, dinin esaslarina zittir. Cünkü
dinin (Islâmiyet'in) temel esaslarindan biri de "adalet"tir. Islâmi-
yet, adaletsizligi kabul edemez. Bu da, "sartlara göre hükmetme"
yi gerekli kilar. Müslümanlar da bu gereklige uymak mecburi-
yetindedir.

Sosyal statüde Hür olan, köle olandan üstündür. Ama inanc
noktasinda inancli köle, inancsiz hürden üstündür.

Erkek, kadindan "yaratilisca" üstündür. Fakat din noktasinda
Allah'a itaatli olan kadin, itaatsiz erkekten üstündür.

Inanc noktasinda, Allah'a inanan, inanmayandan üstündür. Fakat
iyilikcilik noktasinda, iyilikci gayri müslim, kötülükcü müslimden
üstündür.

Şahitlikte bir erkege mukabil iki kadin istenmesi, kadinin annelik
ve kadinlik duygularinin sahitlikte ariza cikarabilecek olmasi sebe-
biyle birinin ötekini tamamlamasi icin, yani "biri unutur veya sasirir-
sa, öbürü hatirlatsin" diye gerekli görülmüstür. Ama olay yerinde
birden fazla kadin yoksa, bir tek kadin da yeterlidir. Birisi eksik
diye, öbürüsü reddedilemez.

Kadinin erkegin "tarlasi" yani cogalma vasitasi olmasi, dogaldir.

Allah katinda ateist, hayvandan asagi bir mahlûktur. Asagilik bir
mahlûk olmayi kendine yediremiyenler, Allah'a inanmayi kabul
ederek asagiliklarindan kurtulabilirler.

Homoseksüel, homoseksüellikten cikmadigi müddetce, Allah
katinda onun yaptigi is "pislik"tir. Pisligini terketmeyen, cezasini
cekecektir; o, bir "müslüman" olsa da.

Yahudi ve Hiristiyanlarin Islâma düsman olanlari düsman, düs-
manlik göstermeyenleri de dost kabul edilir.

Haksiz kadinin erkek tarafindan cezalandirilmasi bir "hak"tir. Er-
kek isterse bu hakkini bosanmaya da cevirebilir. Erkegin kadina
haksizlik etme hakki yoktur.

Hakli anne-babaya itaat farzdir. Fakat, haksizliklarina itaat mec-
buriyeti yoktur.

Ateist demis: "YALNIZCA ERKEĞE HİTAB ETMEK İLKE
MİDİR? YARATTIĞIN İNSANOĞLUNA NE YAPARSA
YAPSIN - DERİLERİ SONSUZA DEK DÖNE DÖNE
YAKAN CEZA REVA GÖRMEK İLKE MİDİR?"

Cevap 2: Kur'anin (Islâm'in) hitabi, genelde erkege ve kadinadir.
Özelde, erkegedir. Cünkü ailenin reisi erkektir.

Haksiz yere adam öldürmüs bir adamin cezasi, ya ebedî hapis,
ya da idamdir. Bunun gibi, Allah'a inkârciligiyla kâinat ve kâinat-
lilari mânen katletmis bir ateistin cezasi da, ebedî cehennemdir.
Kâinat büyüklügünde bir cinayete -adaleten- yine kâinat büyük-
lügünde bir ceza vermek gerekiyor. Bu cezaya ugramak isteme-
yenler, vakit varken yaraticilari ve yaşaticilari olan Allah'i bilsin,
tanisin ve O'na teslim olsunlar, barbarliklarindan kurtulsunlar!

Allah'in ilkelerini kabul etmeyenlerin ilkeleri kabul edilmez. Ancak
"Hak" olan ilkeler kabul edilir. Bir ilkenin hak olabilmesi icin de,
onun, Allah'in diniyle veya (yaratilisla, yani kesin bilimle) uyusmasi
gerekir. Bir Müslüman, Islâmiyetle bagdasmayan bir ilkeyi kabul
etmek zorunda degildir. Ama bir Müslüman, yaratilisin yasalarina
itaate mecburdur. Cünkü "yaratilis", "Allah'a ait"tir. Bunun icin bir
Müslüman, kesin bilime uymak ve bilgisizce iş yapmamak zorun-
dadir.

***

Verdigim cevaba cevap veren ateist'e,

Verdiginiz cevaplar. Verdiginiz cevaplar. Verdiginiz cevaplar! Onlar,
gercegin inkârindan baska bir sey degildir. Inkârin ise dayanagi
yoktur. Gercege göz kapamalariniz bir cevabi hak etmiyor. Ancak
şunlari söylemek isterim:

El kesme ve zina edenin cezalandirilmasi gibi konular, Islâmiyet
ve onun Kitabi olan Kur'an'da ancak yüzde bir kadar yer tutar. Onlar-
da yüzde doksandan fazla yer kaplayan konular ise; inanc, ibadet,
ahlâk, merhamet ve iyilikciliktir. Seytanin gör dedigini gören, ama
melegin gör dedigini görmek istemeyen ateistler, yüzde birlik yer
tutan konulari öne cikarip, yüzde doksanini gözardi ediyor ve ettir-
meye calisiyorlar. Onlarin bu seytanca gayreti bosunadir. Cünkü
insanlarin yüzde doksandokuzu hirsiz degildir, Kur'anin el kesme
cezasindan fazla etkilenmezler. Belki; "birisi benim malimi calsa,
onun elini degil, kafasini keserim" diyecek ve Kur'andaki cezayi az
bile bulacak... Ayni sekilde insanlarin yüzde seksenden fazlasi da
zina etmez. Bu insanlar da, bazi Ortadogu ülkelerinde zina edenle-
re verilen taşlama cezasini biraz barbarca bulsalar da, o insanlarin
cogu: "Benim karim veya kocam zina etse, onu vurur, öldürürüm"
diyecektir. Yani ateistlerin "barbarlik" olarak gösterdikleri o ceza-
lardan korkacak adam sayisi cok azdir ve ancak suc işleyenler on-
lardan ürküp kacabilir. Ama geri kalaninin korkup kacacagi bir şey-
si yoktur. Işte bunun icin Avrupa ve Amerika süratle Islâm'a kosuyor
ve bazi sözde Islâmcilarin terör faaliyetleri bile onlarin önünü kese-
miyor. Buradan da, 21. yüzyilin bir "Islâm Cagi" olacagini ve insan-
ligin ondan kacamayacagini cikartabiliriz.

Ey Islâm'i "barbarlik" olarak gösterip, insanlari ondan kacirmaya
calisan ateistler! Önünüzde ölüm var. Ölümün ardinda da yokolus
kuyusu sizi bekliyor. Onun ardinda da, asla savamayacaginiz ebedî
cehennem sizi gözlüyor. O gözleyen, sizin icin ne güzel bir yerdir!
Yaptiginiz din düsmanligina karsi da lâyiginiz ancak odur! Dayanin
ona, dayanabilirseniz. Merak etmeyin, orada yalniz kalmayacaksi-
niz. Soysuz Zeus'unuz ve uydurdugunuz diger tangirtilariniz da si-
zinle birlikte olacaktir. Yüce Yaratici ve Yaşatici'nin elinden kacip
kurtulamazsiniz!

Yoktur Allah'tan baska ilah! Siz, Allahsiz olsaniz da, O'ndan baska-
sina ait degilsiniz.

***

Ey ateistler!

Siz ne derseniz deyiniz: Yirmibirinci yüzyilin yarisina kadar
Islâmiyet dünyaya egemen olacaktir. Siz ateistler istemeseniz de!

Ve yakinda göreceksiniz: Zeus'un hadesi mi, yoksa Allah'in kodesi
mi gercek! Yakinda göreceksiniz...

***

Ateist demis: "(Islâmiyetin dünyaya egemen olmasinin) ateizmle ne
ilgisi var? Kac zamandir bu palavrayi tekrarliyorsunuz da en ufak
bir delil gosteremiyorsunuz. Islami ulkeler yuzyillardir batakliktalar.
Ne oldu/olacak da bu durum degisecek? Karninizdan konusaca-
giniza bize kanit gosterin; istatistikler iddianizi yalanliyor."

Cevap: Ilgisi var. Cünkü ateistler Islâmiyetin dünyaya egemen ol-
masini istemezler. Yoksa isterler mi?

Dünyaya egemen olacak olan, Islâmiyettir; yoksa Ortadogu ülke-
leri degil. Avrupa ve Amerika'nin müslümanlasmasi demek, Islâ-
miyet'in egemenligi demektir.

Dünyanin gidisatini istatistikler belirlemez. Bir olay olur, bakarsin
insanligin yönü degisiverir. Hem insanligin yönü ister istemez Islâ-
miyet'e dogru degisecektir ve degismektedir. Cünkü onun maddî ve
mânevî ihtiyaclarini karsilayacak bir din ve ideoloji (Islâmiyet'ten
baska) kalmamistir. Kanit mi? Kanit, Avrupa ve Amerika'nin Islâ-
miyet'e yönelmis olmasidir. Yakinda insanligin kitalar halinde Islâ-
miyet'e girecegini ve Hiristiyanligin da Islâmiyet'e dönüsecegini dü-
sünüyorum.

Ateist demis 2: "Siz, Islâmiyet disindaki dinleri incelediniz mi?"

Cevap 2: Inceledim. Ancak hic birinin Islâmiyet'e yetisemedigini
gördüm. Islâmiyet'ten üstün yeni bir din gelse, dinimi degistirmekten
cekinmem. Ama, ondan üstün bir din gelmeyecektir. Cünkü dünya-
nin sonu yaklasmis bulunuyor. Sonu yaklasmis bir dünyaya, yeni bir
din gerekmez. Evrenin Sahibi de zaten Islâmiyetle bunu noktalamis
bulunuyor.

Akil uydurmasi dinlere "gercek din" denemez. Gercek din, "evrenin
Sahibi'nden gönderilen din"dir. Akil uydurmasi dinleri herkesin ince-
lemesi gerekmez. Zaten halk cogunlugunun arastirma yapmaya
vakti ve meraki yoktur. Ancak onlardan yüzde on veya yirmisi bu işe
yönelebilir. Müslüman halki bilgilendirmek icin de Diyanet'in veya Â-
limlerin arastirma ve aydinlatmalari yeterlidir. Yeterli görmeyenlere
de yol aciktir.

Islâmiyet'in "en üstün" ve "gercek din" olduguna dair delilim nedir?
Allah'in ögrettikleridir, O'ndan gelen "bilgi"dir ve Kur'andir. Biz gerce-
gi ancak "vahiy"le, yani "Allah'tan gönderilen"le bulabiliriz. Cünkü
aklin referansi akil degil, vahiydir. Cünkü pinarin kaynagi pinar degil,
yagmur veya denizdir. Bunun gibi, aklin referansi da bilim ve akil de-
gil, ancak vahiydir. Bilim ise; aklin arastirma, inceleme, deneme, ya-
nilma ve kesfetme sonucunda elde ettigi "bilgi"dir. Bu bilgi, akil üreti-
mi oldugu icin, akla referans olamaz. Ancak vahyin görüsü alindiktan
sonra bilim referans olarak kabul edilebilir. Vahyin görüsü yoksa, bi-
limsel referans, "yarim referans"dir. Yarim referans ise, gercegi bul-
mada merci yapilamaz. Gercegi bilmenin birinci kaynagi ancak Va-
hiy'dir. Acik vahiy de, ancak Kur'andir.

Kur'an ise, "gercek din"in, ancak "Islâmiyet" oldugunu bildiriyor. Bu-
radan da, Islâmiyet disindaki dinlerin "gercek disi" oldugunu anlaya-
biliriz. Tabii ateistler bunu kabul etmeyecektir! Ne yapalim, etmezler-
se etmesinler! Evrenin yaraticisi onlar degil ki! Ama onlar hoslanma-
sa da Allah, dinini dünyaya egemen kilacaktir. Hem de cok yakin bir
zamanda...

***

Bayan ateist demis: "Bir yığın dini yücelten safsata ama sorum
havada asılı kalmış! Önceki dinler ya da hukuk sistemleri içinde
bulunmayan, YALNIZCA İSLAMA ÖZGÜ BİR İLKE istiyo-
rum. Bir tek ilke. Bu meydan okumaya karşı verecek tek cümle
cevabınız bile yok mu?"

Cevap: Siz, ilkeyi milkeyi birakin. Islâmiyet, Islâmiyet'indir. O da,
Allah'a aittir. Islâmiyet'ten önceki bütün semâvî dinler de Allah'a
aittir. Allah'a ait olmayan ise, akil ürünü "uydurma dinler"dir. Uy-
durma dinlerin ilkeleri ise, ancak ilkesizlik olabilir. Bütün iyi ve gü-
zel ilkeler ancak Islâmiyet'tedir ve Islâmiyet'e aittir. Sahte dinlerde
bulunan (varsa) güzel ilkeler de yine ancak Islâmiyet'tendir. Islâmi-
yet disinda güzel ilke aramak, sapikliktir. Lâkin ateistler bu sapik-
liktan cikmayacaktir! Onlara da "safsata" yarasir...

Zaman: Yeni Cag'in onu, Temmuz basi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Cevaplama.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: