Sonntag, 22. August 2010

ATEİSTLER SORUYOR KUR'ANİSTLER CEVAPLIYOR 2

(Bu bildiride, yazarimiz Hakkı Hakperest'in, www.mustafaakyol.org
sitesinde ateist tartismacilara verdigi cevaplari bulacaksiniz.)

ATEISTLER SORUYOR KUR'ANISTLER CEVAPLIYOR 2

(Burada, "Ali" rumuzlu tartismaci, ölüme care bulunacagini ve dine
ihtiyac kalmayacagini iddia etmis. Ilk cevap ona gidiyor.)

Ali Ali Ali, etme beni deli!

Ölüme ne zaman care bulunacak? Sen ve ben 30-40 yil icinde
(veya sonra) bu dünyayi terkedecegiz. Bana ölümsüzlük ve ebedî
hayat simdi lâzim. Ölümü simdi öldürebiliyorsan söyle. Yoksa sus!
Hem dünyanin 110 yil* kadar bir ömrü kaldigini da unutma. Var mi
kiyameti durduracak gücün?

Bunun icin insanlik, semâvî dinlerde bildirilmis olan ölümden sonraki
ebedî hayat isteginden vazgecemez. Insanligin varoldugu günden
bu yana bilim onun ihtiyacini karsilayamadi. Acaba bilim onun ihti-
yacini ne zaman karsilayabilecek? Hem gecmis insanlarin ihtiyac-
lari ne olacak? Onlar ebedî ölüme mi mahkûm kalacak? Elbette
böyle olmayacak ve yalnizca Kur'anin dedigi olacak! Kur'anin
dediklerine bakin da, sizin ileri(!) cag ziniyetinizin ne kadar geri
oldugunu görün! Tabii görmek isterseniz... Ama sizin göz
kapamanizla gercekler yok olmaz.

"Dünyanin kötüye gittigi" iddiasinda bulunmadim. Benim bahsetti-
gim; akil uydurmasi ideolojilerin insanligin dünyasini cennete cevir-
medigi, daha cok cehenneme cevirdigidir. Bunun ayrinti ve örnek-
lerini şöyle mâziye bir bakip görebilirsiniz. Ha, simdi biraz iyi gibi
görünüyor dünyanin hali. Ama bu dahi tartisilir. Bir baskasi, bizim
iyi dedigimize kötü diyebilir veya beyenmeyebilir meselâ.

"Artık siz bir yerden bir yere giderken, kimse sizi basıp öldü-
rüp malınızı gasp edip karınızı ve kızınızı da köle pazarında
satıyor mu?" diyorsunuz.

Bunu bana nasil soruyorsunuz anlamiyorum! Sanki dünyada islenen
sürüyle cinayet, gasp, terör, soygun, ezme, sömürme, darbe faali-
yeti yok! Modern kölelik ve kölelestirmelerden ve alinip satilanlardan
da haberiniz yok!

Not: 110 yil*: Dünyanin 110 yil kadar bir ömrü kaldigi, dinsel ve bilim-
sel verilerden cikarilmistir. Kiyametin kopma tarihini bilimin degil, yal-
nizca evrenin Yaraticisi'nin belirlerleyebilecegini de unutmayalim.
Bizim tahminimiz tartisilabilir. Ama kesin olan, evrenin kiyametten
kurtulamayacagi ve bu vaktin de cok yaklasmis oldugudur.

***

Bay Emre,

Türkiye'de laiklik, müslümanlar üzerinde despotizm olarak uygulan-
maktadir. Yani Türk halki ve özellikle müslümanlar, Avrupa'daki gibi
laik degil, ancak laikligin esiri olabiliyorlar. Siz müslümanlarin kamu-
sal alana cikmalarini engellemiyor olabilirsiniz, fakat engellemekte
olan Kemalistleri niye görmezden geliyorsunuz? Benim kastettigim
budur!

"Siz fasist bir sekilde kendi din anlayasinizi dayatarak insan hakla-
rina tecavuz etmeyi dusunuyorsunuz" diyorsunuz. Benim böyle bir
istegim yok. Ancak "baska altarnatif kalmamissa, Kur'anizme gir-
mekten baska care yoktur" demek istiyorum.

Kur'anizm'e nasil gecilecegine dair "somut delil" şudur: Dünya, Tür-
kiye'den ibaret degildir. Türkiye'yi ve onun despot laikligini bir müd-
det bir kenara birakalim, Avrupa ve Amerika'ya bakalim. Görecegiz
ki: Bu iki kitada bulunan müslümanlarin sayisi ve etkisi gittikce
artmaktadir. Avrupalilar da Hiristiyanliktan uzaklasmis ve uzaklas-
makta ve terör olaylarina ragmen Islâmiyete yaklasmaktadir. Ingil-
tere'de "şeriat mahkemeleri" kurulmakta ve Fransa da süratle müs-
lümanlasmaktadir. 10 yil sonra bu durum daha da degisecektir. 20
yil sonra cok daha da degisecek ve 30 yil sonra da bu iki kita Kur'
anizm'e girmis olacaktir. Yani Kur'anin "Ilâhî Ideolojisi"yle yönetile-
ceklerdir. Yani Kur'an dünyaya hükmedecektir. Tabii -o günlere
ulasirsaniz- siz de Kur'anin rejimine "merhaba" demek zorunda
kalacaksiniz. Ama hemen korkmayin! Karsiniza cikacak sistem,
bir Taliban seriati olmayacak; el-ayak kesmeyen, zina edeni taş-
layarak öldürmeyen, kadinlari zorla carsafa sokmayan modernles-
mis bir Islâm olacaktir.

Bay Emre,

"Din daha cok orf ve adetlerin kutsallastirilmasidir" diyorsunuz.

Fakat biz böyle düsünmüyoruz. Cünkü örf ve âdetlerden önce
din vardir. Veya her topluma gönderilen din, o toplumun örf ve
âdetlerini degistirir, düzenler ve düzeltir.

Siz, Allah'a inanmadiginiz icin, Allah'in her topluma din göndermis
oldugunu da kabul edemiyorsunuz. Bu kabulsüzlük de sizi yanlis
cikarimlara götürüyor.

"Hayir, Ortadogu ülkelerine bakalim" diyorsunuz. Yani: "Onlarin
halini görün de, Islâm'in işe yaramazligini anlayin" demek
istiyorsunuz.

Peki, bakalim! Fakat ben o ülke halklarinin yaşantisina bakarken,
onlarin yaşantisindan: "Islâm budur" hükmünü cikarmam. Cünkü
onlar yanlis ve eksik bir uygulama icinde de olabilir. Bu yüzden
ben onlarin dininin Kitab'ina ve Peygamberinin yaşantisina bakarim.
Bakarim, ama; bu zamanin sartlarinin degismis oldugunu da göz
ardi etmem. Haksizlik ve adaletsizlige ve Kur'anin insanı insanlas-
tirici özüne aykiri halleri ortadan kaldiririm. Sartlara göre yeni
hükümler cikaririm. Ama bu cikarimi yaparken, dinin esaslarina
zarar vermeden yaparim. Böylece din, yenilenir ve insanligin
kurtaricisi olur.

Sayin Emre,

Dediniz ki: "(Allah'a) niye inanayim ki? Saydigim gerceklerin isiginda
mantikli olan secenek inanmamak. Insan durup dururken ona buna
inanmaz. Siz Zeus'a inanir misiniz?"

Siz, sizi yaratan, yaşatan ve yöneten Allah'a inanmamaya devam
edin. Fakat bu inancsizliginizin hesabi sizden sorulacaktir; bunu da
unutmayin. Bu hatirlatmamla alay ederken de iyi düsünün: Siz bu
dünyaya kendi iradenizle gelmediniz. Yine isteginiz olsun olmasin
mecburen öleceksiniz. Simdi dogumda ve ölümde iradesiz kalmis
bir insan, onu dogduran ve öldüren Güc tarafindan tekrar diriltilirse,
buna karsi koyabilir mi? Elbette ki karsi koyamaz! Peki, o tekrar
diriltici Güc: "Ben size Hz. Muhammed araciligiyla Kur'an isimli bir
Kitap göndermistim. Bu Kitap'da da Bana inanmanizi ve teslim
olmanizi istemistim. Bana inanip teslim olanlar icin cennet, inkâr-
cilar icin de cehennem vaadetmistim. Madem Bana inanmadiniz,
öyleyse girin cehenneme!" dedigi vakit ne yapacaksiniz? Siz önce
bu sualin cevabini verin, ondan sonra bana Zeus'a inanip inanmaya-
cagimi sorun. Ayrica: Bu evrenin bir tek Sahibi oldugunu, O'nun da;
ancak bu evreni ve icindekileri yaratacak, yaşatacak ve yönetecek
güc ve kabiliyete sahip olan olacagini unutmayin.

Emre soruyor: "Sizce Yahudiler Hristiyanligin Musevilikteki âdetleri
duzelttigini dusunuyorlar mi?"

Cevap: Yahudiler Hristiyanligi kabul etmemisseler, örf ve âdetlerini de
Musevîlige göre düzenleyeceklerdir.

Emre soruyor: "Dinin adetlerden once geldigini nereden biliyorsunuz?
Isterseniz ornekler uzerinden tartisalim:

1) Ortunmek Islam'in ogretisi mi yoksa Yakin Dogu'da Islamdan COK
once baslamis bir gelenegin kutsallastirilmasi mi?

2) Kurban kesmek Islam'in ogretisi mi yoksa Yakin Dogu'da Islamdan
COK once baslamis evrensel bir gelenegin kutsallastirilmasi mi?"

Cevap: Din, âdetlerden öncedir. Fakat kazanilmis örf ve âdetlerden
sonra da gelebilir. Önemli olan, dinin bâtil olan örf ve âdetleri ortadan
kaldirmasi veya düzeltmesidir.

Örtünmek, Islâmdan önce de olabilir. Cünkü Islâmdan önce de
(Hristiyanlik, Musevîlik gibi) baska dinler vardi. Onlardan önce de
baska dinler vardi. Allah gecmisteki her topluma bir Elci gönderdigi
icin, örtünmek gecmise dayanabilir. Fakat bir Müslüman icin önemli
olan, "gecmiste var miydi, yok muydu" degil, "Allah örtünmeyi
emretmis midir, etmemis midir"dir. Emredildiyse, ona uyar.

Kurban, gecmisteki geleneklerin kutsallastirilmasi degil, Allah'in
emir veya istegidir.

Emre soruyor: "Kitap(Kur'an)ta asmak/kesmek/taşlamak/cok evlilik/
cocuk evliligi var. Orta Dogu ulkelerinde bu uygulamalar var. Kitabina
gore yapmiyorlar mi? "Işte Islam budur!" diye gururla gosterebilece-
giniz ulke yok mu?"

Ortadogu Ülkelerindeki Islâmî yaşanti ve anlayisin bir yenilenmeye
ihtiyaci var. Daha önce de söyledigim gibi: "Hükümler sartlara göre-
dir. Sartlar degismisse, hükümleri de degistirmek gerekir. Fakat bu
degistirmeyi, dinin aslini bozmadan yapmalidir. Eger bu yapilirsa,
Islâm Ülkelerindeki göze batan dinsel cezalandirma sekilleri ortadan
kalkabilir. Ama ben, o insanlarin Allah'a olan inancini, Avrupa
medeniyetinden üstün görürüm. Cünkü Avrupa medeniyeti insana
ebediyet kazandirmaz. Ama Allah'a inanc ve ibadet, onlari ebedî
cennete götürür. Fakat bu demek degildir ki: "Onlar hep öyle kalsin,
dünyalari harap olsun!" Dünyalari da cennet olsun! Bunun icin de
onlarin elinden tutmak gerekiyor. Ama Atatürk'ün yaptigi gibi degil...

Islâm, Kur'anda ve Hazret-i Muhammed'in yaşantisindadir. Bu
yaşantiyi asrin anlayisina uyarlayacak bir önder gereklidir. Bu önder
de, Allah'in izin verdigi ve görevlendirdigi bir kimse olabilir. Böyle bir
kimseye biz, "Mehdi" diyoruz. Mehdi'nin kiyamete yakin bir zamanda
ortaya cikacagi, Hz. Muhammed tarafindan haber verilmistir. Belki de
o cikmis, vazifesine baslamistir. O olmadan zaten Ortadogu düzel-
mez. Kurtarici bir önderlik sarttir. Hani biz diyoruz ya: "Atatürk olma-
saydi..." Mehdi meselesi de işte öyle bir sey. Yani: Mehdi olmadan
kurtulus yoktur.

Bay Emre,

Diyorsunuz: "Ona bakarsaniz Hiristiyanlik Museviligin sapmasidir,
Islam Hiristiyanligin sapmasidir, vs. Yehovacilarin yanildigini
kanitlayabilir misiniz?"

Hiristiyanlik, museviligin sapmasi degil, onun devamidir. Islâm da
hiristiyanligin sapmasi degil, (Isevîligin bozulmamis haliyle) onun
devami ve düzelticisidir.

Yehovacilarin yanildigini (Kur'an ve Incil'e bakarak) kanitlayabilirim.
Cünkü öte dünyayi inkâr ediyorlar. Cennetin dünyada kurulacagini
zannediyor ve kendilerinden baska kimsenin oraya girmeyecegini
iddia ediyorlar.

Bay Emre,

"Insanlasmak"tan kasdim; "insanin din ve bilimin yardimiyla
ilkellikten kurtulup medenilesmesi ve insanilesmesi"dir. Yani,
insanin "ahlâkî yükselis"ini kasdediyorum.

"Ahlâk sahibi olmak icin din gerekli degildir" diyorsunuz. Ben de
bunun tam aksini iddia ediyorum. Din olmadan güzel ahlâk
sahibi olmak mümkün degildir. Cünkü din, ahlâkin kaynagidir.
Cünkü akil, kendi basina ahlâk üretebilecek bir yapiya sahip
degildir. Din olmazsa, insan ilkellikten kurtulamaz. Kurtulsa da
yine baska ilkellikler uydurur, sapikliktan cikamaz. Cünkü aklin
elinden tutan ebeveyn, "din"dir. Dinsiz akil, ana-babasiz cocuk
gibidir. Ormanda ana-babasiz birakilmis bir cocuk ne hale
gelirse, dinsiz kalmis bir akil da o hale gelir.

Biz, Ortadogu ülkelerine degil, kendimize bakalim! Kendimizi
"hakiki insan" yapabilirsek, baskalarinin da kurtulusuna
koşabiliriz.

Evreni siz mi yarattiniz, Emre bey? Yoksa "madde" beyin atomlari
mi? Her varolan, görünmek zorunda midir? Bana aklinizi mi göste-
rirsiniz, yoksa onun ürünü olan sözlerinizi mi? Sözleriniz varsa,
akliniz yok mudur?

Bay Emre,

"Ateizm bir din, bir inanc degildir. Aksine inancin yoklugudur"
diyorsunuz.

Ateizm, "bir inanc yoklugu" olsa da, bu yoklugu inadla savundugu-
nuz icin onu bir "din" haline getirmis oluyorsunuz. Biz de bunun icin
sizin dinsizliginize: "Dinsizlik dini" diyoruz. Siz istediginiz kadar:
"Bizim dinimiz yok" deyin. Bize göre, sizin dinsizliginiz, sizin
dininizdir. Cünkü insan dinsiz yaşayamaz. Bu din, gercek de
olabilir, sahte de olabilir.

Kur'anizm: Kur'andaki bilgilere dayanilarak meydana getirililmeye
calisilan bir dünya düzenidir. Birileri bu konuda calisiyor. Yeni bir
ideoloji oldugu icin henüz duyulmadi.

Osmanli gecmiste kaldi. Onun sevabini günahini tartmak ve gerekli
karsiligini vermek de Allah'a kaldi. Biz, gelmisteki Türkiye'ye
bakalim. O ne durumda?

***
Bay Emre,

"Osmanli bir imparatorluktu" dememe karsi demissiniz:

"Evet, ve bunu nasil basardigini biliyor musunuz? Savasla, istilayla.
Su anda Osmanlinin egemenligi altinda kalmis istisnasiz her ulke
Turklere sovmektedir. Nasil bir miras ama? Siz arastirarak,
ureterek bileginin hakkiyla mi yuceldigini sandiniz?"

Ben de diyorum: O devirler, öyle devirlerdi. Yani: Dünyaya hâkim
olmazsan, hâkim olanin mahkûmu olursun. Osmanli da, hâkim
olmayi secmis, mahkûm olmaya razi olmamis. Ona sövenin
sövgüsü, Osmanliyi kücültmez, haksiz cikarmaz! Ve, hâkim olan,
"yönetici" olur; "üretici" olmaz.

***

Bay Emre,

(Eger ettiyse), (meselâ) Araplar Osmanli'ya küfretti de ne oldu?
Batililar bu küfrün tesekkürünü Arap ülkelerini sömürge yaparak
ödemedi mi? Böyledir bu dünya kardesim: Hâkim olmazsan, hâkim
olunursun!

Sonucta Türkiye'nin egemenligini ele gecirmis bulunan Kemalistler
de, müslüman millete hâkim oldu. Ve bu millet 90 yildir Kemalizm'
in isgalinden kurtulmaya calisiyor. Ama hâlâ kurtulamadi.

Sizin yargilamanizla Osmanli suclu cikmaz.

Bay Anonymous veya Emre veya bayan Nilgün,

"Bediüzzaman Kuran'da bilimsel işaretler bulduğunu söyleyince
doğruluyorsunuz, ben söyleyince Kuran'da bilimsel iddia yoktur
diyorsunuz" demektesiniz.

Dikkat ederseniz, "isaret" baskadir, "iddia" baskadir. Evet, Kur'an,
"bilimsel amacla" bir iddiada bulunmaz. Onun amaci "din"dir. Her
seyin "Allah'a ait" oldugunu bildirmektir.

"Hem Kuran hem de Bediüzzaman risaleleri bizim nene ve
dedelerimizin MALUMU İLAN eden basit ve sıradan söylemlerinden
öte hiçbir bilgi içermiyor" diyorsunuz.

Iste burada yaniliyorsunuz. Ama tafsilata girmek istemiyorum.
Cünkü size faydasi yok!

Bay Emre,

Siz, bir arti birin iki ettigini degil, sifir arti sifirin iki ettigini
savunuyorsunuz. Bence, inancsizligi savunmak da bir inanctir.
Siz de inancsizliginizi bir din haline getirmissiniz. Siz dinsiz
yaşayabiliyorsunuz, ama dinsizliginizi din yapmadan
yaşayamiyorsunuz. Siz dinsizliginize kendi tarafinizdan degil,
bir de benim tarafimdan bakin, bay Emre!

"Bana göre" gercek din'in ölcüsü, "Allah'tan indirilmis olmak"tir.
Insanlarin kendi akillariyla ürettikleri dine de "sahte din" denir.
Sizin dininiz yani dinsizliginiz de "akil üretimi" bir dindir; siz ona
"din" demeseniz de! Evet, "sahte dine iman edenlerin vay haline!"

Ben, Osmanli'nin "imparator" olusuyla ilgili olarak: "Hâkim
olmazsan, hâkim olunursun" dedim. Siz de buna karsi
soruyorsunuz: "Bu nasil bir savunma?"

Gercek bu degil mi?

Ben istila ve sömürüyü savunmuyorum. Sadece o gercegi
gösteriyorum. Sosyal iliskilerde adalet ve anlasma kavrami baska,
ülkeleri fethetme arzusu baska seydir. Sende böyle bir arzu yoksa,
baskasinin arzusuna yem olursun. Bu bir hakikattir. Hem
Osmanliyla Avrupa'yi bir tutmak da dogru degildir. Cünkü
Osmanli bir "adaletli hâkim", Avrupa ise muhteris bir "sömürgeci"
olmustur.

Biliyorum, siz buna da itiraz edeceksiniz. Fakat Osmanli'yi
yargilarken, onun sevaplarini da hesaba koymak gerekir. Osmanli'
nin sevap ve günahlarini tarttigimizda ise, onun sevaplarinin agir
bastigini görürüz. Tabii bu, bizim acimizdan böyledir. Siz de,
"günahlarinin agir bastigini" veya "tamamen günahkâr" oldugunu
iddia edeceksiniz. Bu durumda bu yargilamayi Allah'a birakmaktan
baska care kalmaz. Eger Allah'a inanmiyorsaniz, bizim Osmanli'yi
yargilamamizin da bir anlami kalmaz. Öyle ise biz anlamsiz seyleri
birakalim da, gelmisteki Türkiye'nin anlamina bakalim. Ve onu
dayatmaci Kemalizmin isgalinden kurtaralim da, dogru bir anlam
kazandiralim.

Evliligin egemenlikle ilgisine gelince: Eger erkek kadina egemen
olmak istemezse, kadin erkege egemen olur. Yani hayat burada
da bosluk kabul etmez. Yani sonucta: Kendi keyfinize göre bir
düzen kuramayacaginizi görürsünüz. Tabii görmek isterseniz...

Bay Emre,

"Escinsellik bulasici bir "hastalik" degildir, dolayisiyla cogalip
soyumuzun iflas etmesi mumkun degildir" diyorsunuz.

Escinsellik, etki etme ve etkilenme ve öbürü üzerinde baski
kurmakla bulasici bir hastalik gibi yayilip, cogunluk haline
gelebilir ve insanlik soyunun iflâsina sebebiyet verebilir.

Dolayisiyla, yaratilisa ve insanliga isyan olan escinselligin
mesruluk kazanmasina izin vermemek durumundayiz.

Diyorsunuz: "Aksi taktirde soyumuz coktan escinselligin
goruldugu diger hayvanlarla birlikte tukenirdi."

Böyle degil. Cünkü yüce Yaratici, escinselligin insanlik soyunu
tüketmesine izin vermemis ve onlari cogunluk haline geldiklerinde
dogal felâketlerle derhal tokatlayip imha etmis. Tabii bu imhayi
da önce onlari uyararak yapmis. Uyariyi dinlemedikleri icin de
cezalanmalari hak olmus. Yani, biz seyirci kalsak bile, yüce
Yaratici seyirci kalmiyor!

Bu konuda kendimizi hayvanlarla kiyaslamak ve onlarla bir tutmak
dogru degil. Onlarin durumu daha baska. Fakat simdi onlarin
durumunu inceleyecek halde degilim.

Zaman: Yeni Cag'in onu, Temmuz basi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Cevaplama.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: