Sonntag, 23. November 2008

Ö T A N A Z i N A M E 2

(Bu bildiriyi, Italyan Hükümeti, Papa Hazretleri ve Türk Diyaneti
dikkatlice okumalidir.)

ÖTANAZiNAME 2

insanlik icin zorluk degil, kolaylik dileyen ALLAHin adiyla

Italya'da, 16 yildan beri bitkisel ya$amda bulunan bir kadinin,
bu ya$antisina, ailesi tarafindan son verilmesi istegine Papa'nin
karsi cikmakta oldugunu gazetelerden ögrendik.

Burada sormak istiyoruz ve sorulmalidir: "Papa Hazretleri bu
ölüme hangi ölcülerle karsi cikmaktadir?"

Evet, "insan hayati kutsaldir". Fakat bu kutsalligin ölcüsü nedir,
ne olmalidir? Bunun bir ölcüsü olmazsa ve bilinmezse, pek cok
yanlislara düser, bir kisinin hayatini koruyalim derken baskala-
rinin hayatini mahvedebiliriz. Bu da, dinin kabul etmeyecegi bir
durum ortaya cikarir.

Demek, insan hayatini korumada elimizde saglam bir ölcünün
bulunmasi sarttir.

Bu ölcü nedir, ne olmalidir?

Insan hayatini korumada ve ona yön vermede "din", esas ölcü-
dür, fakat tek ölcü degildir. Cünkü dünya hayati, yalniz Ilâhî Ya-
salar üzerinde degil, bu yasa ile birlikte "Yaratilis"in ve "Yaratil-
mislar"in yasalariyla ayakta durur. Bu yasalardan biri cekilip
alindiginda dünya hayati ayakta duramaz, devrilir. Bu devrilmeye
meydan vermemek icin o üc yasanin birbirleriyle uyusturulmasina
ve korunmasina ve baris icinde tutulmasina gerek vardir.

Yaratan'in yasasi olan "Ilâhî Yasa"nin sözcüsü "din"dir. "Yaratilis
Yasasi"nin sözcüsü "bilim"dir. "Yaratilmislarin Yasasi"nin sözcüsü
de "akil"dir ve onun kurumsal hali olan devlet'tir.

Bu yasalardan birisi dislandiginda hayatiniza saglam bir ölcü ka-
zandiramazsiniz. Cürük ölcüler ise, insan hayatini cikmaza sokar,
zehirler ve yasanmaz hale getirir.

Demek hayatimiza yön vermede ve sorunlarimizi cözmede bu üc
yasanin sözünü ve sözcülerini dinlemek zorundayiz.

Simdi kendi aktuel sorunumuza dönüp, onu cözmeye calisalim.
Ve soralim: Insan hayatini korumada "birinci yasa"nin sözcüsü
olan "din" ne diyor?

Dogru dinlerin ve onlarin sonuncusu olan Islâmiyet'in söyledigi
$udur: Haksiz yere insan hayatina kastedmeyin. Yani dogru
dinler insan hayatinin korunmasina sartli ve ölcülü bir destek
vermistir. Buna göre bir insan haksiz yere öldürülemez. Fakat
haksiz yere öldürmede bulunmus bir katilin devlet eliyle öldürül-
mesine, yani idamina izin vermistir. Ayrica savastaki ve saldiri
karsisindaki kendini korumadaki öldürmeler de me$rudur. Bu,
Islâmiyette böyledir. Herhalde Hazret-i Isa'nin dini de buna karsi
cikamaz.

Sonuc?: Hakli öldürmeler haram degildir!

Simdi "ikinci yasa"nin sözcüsü olan "bilim"i dinleyelim. Bitkisel
ya$amdaki bu hasta icin bilim ne diyor?

Eger tip bilimi: "Bu hasta kurtarilamaz" diyorsa, onu dinlemek
gerekir.

Simdi de, "ücüncü yasa"nin sözcüsü olan "akl"i ve akillarin din
ve bilimden yararlanarak meydana getirdikleri "devlet yasasi"ni
dinleyelim.

Devletin yasasi da herhalde din ve bilim adamlarinin o konudaki
görüslerini nazara alarak gerekli yasasini yapmis ve cikarmistir.
Eger devlet de: "Eger bu hastanin tip bilimince kurtarilmasi müm-
kün degilse, hasta ailesi de istedigi takdirde, hastasina ötanazi
yaptirabilir" derse, mesele kalmaz.

Bu durumda hasta yakinlari ne yapacaktir?

Ya din, bilim ve devletin onay verdigi yetkiyi kullanacaktir, ya da
hasta kendiliginden ölene kadar bu duruma katlanacaktir.

Yalniz bu durum ve katlanmada bir sorun var. Eger hasta ailesi
zenginse, bir bakici bulup hastasini baktirabilir ve hastane ve ilac
masraflarini karsilayabilir.

Fakir bir aile ise -eger devlet destegi alamazsa-, hastasinin mas-
raflarini karsilayamaz. Bu durumdaki bir ailenin ötanazi istemekten
baska bir caresi kalmaz. Bu halde olan aileye devlet ya yardim
edecektir, ya da ötanazi istegini kabul edecektir.

Zengin bir aile de, eger tip biliminden "hastaniz kurtarilamaz" hük-
münü almissa, bo$ bir bekleyis icine girmeyerek hastasina ötanazi
talep edebilir.

Eger tip bilimi: "Bu bitkisel ya$am hastasi kurtarilamaz" teshisini
koymussa, hasta ailesi de caresiz olarak ötanazi istiyorsa, dinin
buna karsi koyacak bir hali kalmaz. Cünkü din, haksiz öldürme-
lere karsidir. Kurtarilmasi mümkün olmayan bir bitkisel ya$am
hastasina ötanazi istemek ise, "hakli öldürme"dir.

Bu hakli öldürmeye kendi keyfimizce bir yasak koyamayiz. Cünkü
Allah Kur'an diliyle der: "Allah âlemlere zulüm istemez", "Allah
size kolaylik diler, zorluk dilemez". Herhalde Hiristiyanlar kalkip
bunun ziddini, yani "Tanri âlemlere zulüm ister", "Tanri size zor-
luk diler, kolaylik dilemez" diyemez.

Yani Allah bu sözleriyle: "Kurtarilmasi mümkün olmayan bir hasta
icin hayatinizi cehenneme cevirmeyin. Ben sizden böyle birsey
talep etmiyorum. Bilim ve aklin geregi neyse onu yapin" demekte-
dir.

Bilim ve aklin geregini dinlemeyen bir din ise, "dogru din" olmaktan
cikar. Dinlerinin "dogru din" olarak kalmasini isteyenler, bilim ve
aklin din ile uyusan verilerini kabul etmek zorundadirlar.

Dikkat edelim: Siz burada sihhatli ve masum bir insanin degil,
kurtarilmasi mümkün olmayan bir bitkisel ya$am hastasinin
hayatina son vereceksiniz. Cünkü buradaki hasta; insanî hayat
mertebesinde degil, hayvanî hayat mertebesinde de degil, "bit-
kisel hayat mertebesinde"dir ve insanî hayat mertebesine dön-
mesi de mümkün degildir. Eger bu durumdaki hastalarin yüzde
elliden fazlasi cok uzun yillar sonra uyaniyor ve $uur kazaniyorsa,
ancak bu sartla o hastanin korunmasina bakilabilir. Aksi halde
koruma, bo$ bir bekleyis olacaktir. Tabii bu bekleyis de size
tonla masraf cikaracaktir. Bu masrafi karsilamaya razi olanlar,
istedikleri kadar bekleyebilirler. Ama beklemek istemeyenlere
engel olunmamalidir. Cünkü "Allah size kolaylik diler, zorluk
dilemez".

Sayin Papa Hazretleri ve diger Din Adamlari!

Eger "insan hayati kutsaldir" diyorsaniz -ki diyorsunuz-, o halde
geliniz önce, dünyamizda hergün aclik ve fakirlikten zenginlerin
gözü önünde ölmekte olan onbinlerce insanin hayatini kurtaralim.
Bir bitkisel ya$am hastasini kurtarmak mümkün degildir, ama
acliktan ölmekte olanlari kurtarmak mümkündür. Birinci hastanin
durumu istisna bir olaydir. Ama ikinci hastanin, yani acliktan öl-
mekte olan onbinlerin durumu, kaide cinsinden insanligin cogun-
lugunu ilgilendiren cok daha önemli bir olaydir. Farz emirler du-
rurken sünnetlerle vakit gecirmek, büyük bir hatadir ve dine iha-
nettir!

Öyle ise lütfen, asil kurtarilmasi gerekenleri iyi görelim ve geregini
yapalim. Dini, (bilimsizlik ve akilsizlikla) insan hayatini cehenneme
cevirecek bir vasita haline getirmekten uzaklasalim. Dinin gercek
gercegine yaklasalim. Böylece dogru dini bulmus ve kurtarmis
oluruz. Bu da insanlik hayatini cennete cevirir. Biz de bunun icin
variz ve var olmaliyiz, degil mi?

Not 1: "Kürtaj" konusunda da bilimsel veriler dikkate alinmak
zorundadir.

Not 2: Bu bildiri, Allah'in Mehdisi "Mehmed Nur'an" tarafindan
tasdiklenmistir.

Not 3: Bu Ötanaziname'nin birinci bölümünü,
www.kuranisthaber.blogspot.com isimli sitemizin "oktober"
linkinden bulabilirsiniz. Veya asagidaki linke tiklayarak da
dogrudan dogruya ulasabilirsiniz:
http://kuranisthaber.blogspot.com/2008/10/t-n-z-i-n-m-e.html

Zaman: Yeni Cag'in sekizi, Kasim'in ücüncü haftasi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Hüküm cikarma ve yol gösterme.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: