Sonntag, 2. November 2008

BiR GAZETECiYE MEKTUP

(bu mektup, gecmis yillarda gönderilmisti.)

Sayin Serdar Turgut,

Dinli olmak sizi cennete, dinsiz olmak da cehenneme
götürür. Fakat bu âlemin Sahibi'ni tanimak ve O'na
dost olmak, cennetten de güzeldir. O'nu tanimamak ise,
cehennemden daha azap vericidir. Ne olursa olsun, cen-
neti secmek akillica bir istir.

Bazi dindarlarin kötülüklerinden siz sorumlu tutulma-
yacaksiniz. Onlar, bu dünyada olmazsa, öte dünyada
mutlaka cezalarini cekeceklerdir. Fakat siz, dinsizli-
ginizden sorgu suale cekileceksiniz. Cünkü bu, Yara-
tan'in vaadidir. Eger kötü dindarlarin dindarligini
begenmiyorsaniz, siz iyi bir dindar olun. Dinden kac-
mak niye?

Unutmayin! Sizin önünüzde ölüm var. Ölüm ise, ebedîlik
ister. Ebediyetiniz nerde? Sonra elinizde bir "hayat"
var. Bu hayat, nasil ve nicin yasanilacaginin bilinme-
sini ister, hem bir "tesekkür" bekler. Bunlar da dini
gerektirir. Bu da, Yaratan'in bilinmesini ve taninma-
sini gerektirir. Bu gereklerin geregini halletmeden
yasamak, yasamak olur mu? Dinden kacis size hayat bul-
durmaz. Ama herseye ragmen Allah bile sizin dinsiz ol
mak hürriyetinize dokunmaz. Fakat bu hürriyeti ancak
ölüme kadar kullanabilirsiniz. Size ölümsüz bir hürri-
yet lâzim degil mi? Ölümlü bir hürriyete, hürriyet de-
nebilir mi?

Gönderen
Avrupa Kur'anistleri

Keine Kommentare: