Samstag, 8. November 2008

HADiS AYIKLAMADA DiYANETE UYARI!

(Bu bildiri, yazarimiz Hüseyin Avdic'in, 2006-7 yillarinda
mustafaakyol.org sitesinde bazi tartismacilara verdigi
cevaplardir.)

HADIS AYIKLAMADA DIYANETE UYARI!

Sayin S.Öztürk, (Buradaki "Öztürk", "Yasar Nuri" degildir.)

Dogru söylemissiniz! Sizi tebrik ediyorum...
Hadis ayiklamada "uzmanlik" yapmak isteyenler ya bir
Peygamber seviyesinde olmali ya da bütün din ve dünya
bilimlerininin özünü yutmus bulunmalidir. Gerisinin bu ko-
nuda kelam etmeye hakki olamaz.

Ben de, Allah'tan bilgi ve i$ik almis bir kimse oldugumu
vurgulayarak Diyanet I$leri'ni uyariyorum: Atmak istedik-
leri hadisleri bir de benim yorumumla okusunlar. Sonra bir
daha düsünsünler.

"Israilogullari olmasaydi et kokmazdi; Havva
olmasaydi kadinlar erkeklere ihanet etmezdi."

Bu hadisde bir gerceklik payi vardir. Henüz imana
ermemis ve Allah'a teslim olmamis kadinlar vicdanlarina
sorsunlar bakalim: Onlar erkeklerini "a$agilara" cekmez-
ler mi? Ama bir kac kadinin, erkegini yukarilara cekmesi
bu gercegi degistirmez. Ben kadinlarin cogunlugundan
bahsediyorum.

"Kadinlar kaburga kemiginden yaratilmistir, onlari
düzeltmeye ugrasmayin. Onlardan egrilikleriyle
yararlanin."

Bu hadisde de bir gerceklik payi bulunuyor: Erkekler
"dümdüz" olmalidir. Fakat kadinlari da dümdüz yapmaya
kalkmamalidirlar. Yoksa kirilirlar. Erkekler, kadinlarin
kendilerine nazaran "daha zayif" ve "daha farkli" yaratil-
mis bulunduklarini unutmamalidirlar...

"Eger kadin, esi istekli oldugu halde ona cevap
vermezse, cehennemdeki yerini hazirlasin."

Burada bir parantez ekleyip (gecerli bir mazereti bulunmak-
sizin) dediginizde mesele kalmaz. Cünkü gecerli bir mazereti
olmadigi halde kadin erkegine cevap vermezse, bu cevap-
sizlik erkegi gayri mesru yollara itebilir. Bu da, kadini günaha
sokar. Ama iyi bir erkek de, karisinin her zaman istekli ola-
mayacagini kabul eder, onu zorlamaz, sabretmesini bilir.

"Kocanin vücudu irin ile kapli dahi olsa ve karisi onu
yalayarak temizlese yine de kocasinin hakkini ödemis
olmaz."

Burada da: (Hakli ve adaletli ve namuslu dindar ve iyilikci
kocanin vücudu) $eklinde bir parantez eklediginizde mesele
hallolur. Yani, hakli ve iyilikci dindar kocasinin rizasini kazan-
mis iyi kadinlar, kocalarinin haklarini ödemis olurlar.

"Ey kadinlar! Eger kocalarinizin size olan haklarini
bilseydiniz, ayaklarinin tozunu yüzlerinizle silerdiniz."

Burada da yine: Eger ( hakli, adaletli, dindar ve iyilikci
kocalarinizin)... seklinde bir parantez eklenmesi gerekiyor.
Yani haksiz, adaletsiz, namussuz ayrica dinsiz ve kötülükcü
kocalarinizin ayak tozlarini yüzünüze gözünüze sürmenize
veya silmenize gerek yoktur!

"Kadinlarin dinleri ve akillari eksiktir."

Kadinlar dini konuda (bazi kadinlik halleri sebebiyle) er-
keklerden geri kalmaktadir. Fakat bu geri kalis kasdî
olmadigindan kadinlar bir günah kazanmis olmazlar. Akil
yönünden ise, dünyanin en akilli erkegi ile en akilli kadinini
yanyana getirdiginiz zaman, erkegin aklinin kadinin aklindan
bir parmak boyu kadar "uzun" oldugunu görürsünüz. Tabi
bu da kadinin hatasi degil, Allah'in uygun gördügü bir yara-
tis halidir. Allah'in verdigine razi olmaktan baska care yok-
tur. Bazi erkeklerden daha akilli kadinlarin bulundugu da
ayri bir gercektir. Eger Allah kadini daha akilli yaratsaydi,
bu sefer kadin erkege reis olacakti. Dünyanin düzeni de
farkli olacakti.

"Kadinlar arasinda iyi kadin, yüz tane karga arasinda
alaca bir karga gibidir."

"Iyi" kadin, elbette "farkli" kadindir. Burada iyi olmayan "kötü"
kadinlarin kargaya benzetilmis olmasinda bir uygunsuzluk yok-
tur. Iyi kadin elbette bir kargaya benzetilemez. Burada kargaya
benzetilenler, kötü kadinlardir. Iyi kadin ise, "alaca" denilerek
kargalardan ayrilmistir.

"Cehennem halkinin çogunun kadinlardan oldugunu
gördüm."

Peygamber dogru görmüstür. Erkeklerin Allah'a itaatsizlikleri
gibi, kadinlarin da kocalarina itaatsizlikleri vardir. Iyi ve hakli
erkegine itaatsizlik eden kadinlar, hallerini düzeltmedikleri tak-
dirde elbette kendilerini cehennemde bulurlar. Bununla birlikte
kadinlari iyi ve dindar oldugu halde onlara kötülük ve eziyet
eden erkekler de kendilerini cehennemde görmelidir.

"Bir kadin, kocasi kendisinden razi oldugu halde
ölürse cennete girer."

Dogrudur! Iyi ve hakli ve dindar kocanin rizasini almis kadinlar
(eger onlar da Allah'a inanmis ve teslim olmus bir dindar iseler)
elbette cennetlik olacaklardir. Haksiz, dinsiz ve kötü erkegin
rizasi aranmaz.

"Kadinlarin hayirlisi, erkeklerin yaramazliklarina,
kötü huylarina sabredendir, bu sabir onlarin cennete
girmesine sebeptir."

Evet, imanli ve dindar erkegin bazi yaramazliklarina sabreden
kadin, cennetle mükafatlandirilir. Fakat, kadinlar; imansiz,
kötü ve yola gelmeyecek bir erkege sabretmek zorunda
degillerdir. Bosanma yolunu da secebilirler.

"Dövme yapan ve yaptirana, yüzdeki tüyleri aldiran
ve estetik için dislerini seyrelttiren kadinlara Allah
lanet etsin."

Dögme yaptirmak, insani gercekten cirkinlestiriyor. Dindar
kimseler böyle cirkinlestiricilerden ve cirkinlesmelerden
uzak durmalidirlar. Eger Hz. Peygamber bu zamanda ya$a-
saydi, israfa gitmeyen ve vücudu sakatlamayan güzellestirici
estetige olumlu bakacakti ve lanet etmeyecekti. Bu zamanin
da kendine has "sünnetleri" vardir. Onlari da ancak Allah'in
Mehdisi'nden ögrenebilirsiniz.

"Ugursuzluk üç seyde vardir: Kadinda, evde ve atta."

Bu sözlerin üzerine rahatlikla bir carpi isareti atabilirsiniz. Bu
söz, bir Peygamberin sözü olamaz. Herkes ugursuzlugu,
ugursuz sayan vehminde aramalidir.

Sayin Ece de bu sözleri iyi okumalidir. Allah'a inanci ve teslimi
olmayan kadinlar da bu tartismadan uzak durmalidir. Cünkü
bu mesele, inanclilar dünyasina ait bir meseledir. Onlar ancak
Allah'a inanc ve teslimden sonra bu tartismaya katilabilirler ve
uzman olmayanlar da ancak "seyirci" olarak kalmak durumun-
dadirlar.

Ey okurlar!

"Gercek uzman" olmayan "uzman"larin elinde hadislerin
yüzdedoksan dokuzunun nasil cöpe gidecegini görüyor-
sunuz degil mi?

Hüseyin Avdic
***

Sayin Clausewitz,
1-Havva Âdem'e ihanet etmemistir ve bütün kadinlar da
erkeklerine ihanet etmezler. Fakat "Havva olmasaydi
kadinlar kocalarina ihanet etmezlerdi" sözünden,
hemen "Havva'nin Âdem'e ihanet ettigini" ve "bütün kadin-
larin hain oldugunu" mu cikartmaliyiz. Mantigimizi tek yönlü
mü kullanmak zorundayiz? Bu sözler baska bir maksat
ve anlam icin o sekilde kullanilmis olamaz mi?

Âdem'in cennetten atilisina sebep olan $eytana aldanma
olayinda $eytana ilk aldanan Âdem mi olmustur, yoksa
Havva'nin aldanisindan sonra Âdem de ister istemez
Havva'nin pesinden mi sürüklenmistir? Cünkü insan
direkt olarak degil, "nefsi" araciligiyla $eytana aldanir.
Cünkü $eytanin en yakin arkadasi, "nefis"tir. O olayda
Havva, büyük bir ihtimalle Âdem'in "acik nefsi" olarak
rol oynamistir. Eger böyle olmasaydi, "Havva olmasaydi
$öyle $öyle olmazdi" denmezdi.

Ben bu hadisteki sözlerden, Âdem'in $eytana aldanisi
meselesinde Havva'nin bu aldanisa önayak olmasinin
kadinlardaki yarati$sal zayifligini hissediyorum. Kadinlar-
daki bazi yaradi$sal gerceklerin örtülmemesi bakimindan
bu hadisin muhafaza edilmesinin faydali olacagi düsünce-
sindeyim. Ancak tek tarafli kalmamasi icin erkegin de
kadina olan zayifligini ikrar etmek mecburiyetindeyiz.

2-Tebriginize tesekkürler...

3-Eger kadin bir Peygamber olsaydi, o da $öyle diyecekti:

"Eger ERKEK, esi istekli oldugu halde ona cevap
vermezse, cehennemdeki yerini hazirlasin."

Yani kadinlarin da erkekler üzerinde haklari oldugunu
unutmayalim.

4-Erkegin kadin üzerindeki hakki büyüktür, fakat
sonsuz ve sinirsiz degildir. "Ödememis olurlar" ibaresi,
erkek hakkinin büyüklügünü vurgulamak icin söylenmis.
Yoksa hic ödenemeyecegini belirtmek icin degil. Cünkü
Islamda bir erkek Allah yerine konulamaz.

5-Burada da "haklarini bilseydiniz" kelami, haklarinin
bilinemeyecegini degil, büyüklügünü kavratmak icin
söylenmistir. Eger kadin ve erkek dindarlikta e$itseler
dahi yine de erkegin kadin üzerinde (asla ödenemez degil)
fakat ödenemez derecede "büyük" bir hakki bulunacak-
tir. Annenin cocuk üzerindeki (cocuk ne yapsa kolayca
ödeyemeyecegi) haklari gibi.

6-Verdiginiz bilim kadinlari örnegi dogrudur. Fakat yine
de erkekler bilimde kadinlardan ileri ve önde degil mi?
Bu da, erkegin aklî üstünlügünü göstermez mi? Eger
erkek, aklen kadindan biraz daha üstün olmasaydi,
kadina reis olabilir miydi?

7-Maksadim erkekleri kayirmak degil. Eger kadinlar da
iyi ve dindar olurlarsa, cehennemdeki oranlari azalir.
Eger erkek de karisina eziyet etmemisse, ikisi birlikte
cennetin sakinleri olabilirler.

8-Cenneti isteyen bir kadin, "hakli ve dindar" kocasinin
rizasini elbette almis ve kazanmis olmalidir. Buna karsilik
erkek de cenneti istiyorsa, karisina kötülük etmemis olma-
lidir. Eger karsilikli birbirine eziyet etmislerse, eziyet edenin
etmeyenden helâllik almasi, ondan af dilemesi gerekir.

9-Erkeklerin de hayirlisi, karilarinin eziyetine tahammül eden-
dir. Erkeklerin de karilari yüzünden cile cekmekte olduk-
larini unutmayalim. Konuyla ilgili hadis, yuvada barisi sag-
lamak, aileyi korumak icin söylenmistir.

10-Bu "hadis", erkekler icin de gecerlidir. Kadin cinsinden
bir peygamber olsaydi, o da bunun tersini söyleyecekti...

11-O arkadas da son yazisinda "Peygamberlerin ugursuz-
luk arayamayacagini" söylemistir.

Bu hadisler, kadinlari a$agilamak, onlarin ezilmesine ve
incitilmesine yardimci olmak icin degil, bilâkis onlari dogru
yola sevketmek icin söylenmistir. Hz. Peygamber bu söz-
leri söylerken büyük ve kuvvetli bir imanla söyledigi icin
sözler de onun agzindan gayet büyük ve kuvvetli olarak
cikmaktadir.

Hz. Peygamber, erkeklerin kadin üzerindeki haklarindan
bahsederken, bunu kendi $ahsini örnek tutarak söylemek-
tedir. Yani: "Ey erkekler! Sizler de bana benzemeye cali-
$irsaniz, kadinlar nazarindaki degeriniz artar, saygi ve sevgi
kazanirsiniz." Yoksa, ona benzemeye calismayan kötülükcü
erkeklerin kadinlar üzerindeki haklarindan bahsedemeyiz.
Erkek, yaratilistan kazandigi reislik ve ev gecindirme yü-
kümlülüklerinden dolayi kadin üzerinde hak sahibi olmak-
tadir. Fakat karisina kötülük ve eziyet eden bir erkegin,
bu haklarini kaybetmis olacagi aciktir.

Hz. Peygamber kadinlarini hic dövmemis ve onlara eziyet
etmemistir.Kur'anin erkege kadini dövme izni vermis olmasi
ise, "kadinlari illâ dövün" seklinde icbar edici bir emir degil,
son care olarak verilmis bir izindir. "E$ ve cocuklarinizdan
bazilari size düsmandir. Eger onlari affeder ellerinden tutar-
saniz daha iyidir" mealindeki ayet geregince erkek bu döv-
me iznini af veya bo$ama olarak da kullanabilir. Yani "kadin
mutlaka dövülmelidir" seklinde bir ayet ve emir yoktur. Eger
Kur'an, (kücük kavga ve anlasmazliklarda) kadini dövme iz-
ni yerine onu bo$ama izni vermis olsaydi bu, kadina büyük
bir zulüm ve haksizlik olurdu. Cünkü bir kadinin bir erkek
tarafindan bo$anip atilmasi, o kadin icin ölüm gibi agir bir
darbedir. Yani kadin icin en büyük dayak, onu bo$amadir.
Halbuki söz ve nasihattan anlamayan yaramaz ve itaatsiz
kadina atilacak bir kac tokat, onu bo$ayip atmadan cok
daha hafiftir, kadin hakkinda da bir rahmettir. Bir kac toka-
din (kadinin dövülmesini tavsiye etmiyorum) cözecegi bir
sorunu, bo$ama ile cözmeye calismak cok büyük bir hata-
dir. Dolayisiyla Kur'anin kadini dövme iznini büyütüp ona
muhalefet etmek, kadina mükafat degil, kötülüktür.

"Kadinlar rahatsiz olmasin" diye veya "erkeklerin kadinlara
zulmetmesine alet olmasin" düsüncesiyle sözünü ettigimiz
hadislerin atilmasini hatali buluyorum. Hadis âlimleri, Hz.
Peygamberin o hadislerle ne demek istedigini (benim yo-
rumlarimda da belirttigim gibi), onlarin ne anlama geldigini
kavrayamayacak veya yanlis anlayacak olan siradan halka
aciklayabilirler.

Bazi kadinlarin mezkûr hadislerden rahatsiz olacagi aciktir.
Nefsimizim hosuna gitmeyen pek cok Peygamber sözünün
de bulunabilecegi malûmdur. Bu durumda biz, nefislerin ve
nefislerimizin keyfine göre degil, bilimsel ve yaradi$sal ve
Ilâhî gerceklerin verilerini rehber etmek durumundayiz. Bazi
insanlarin, nefislerinin aleyhinde olan bilimsel gerceklere dahi
hazimsiz olacagini da göz önünde bulundurmali ve ona hazir-
likli bulunmaliyiz.

Hüseyin Avdic

Zaman: Yeni Cag'in sekizi, Kasim'in ilk haftasi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Uyari.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: