Mittwoch, 5. November 2008

N A M E-i E L-K A i D E

(Bu bildiri, 2003 yilinda yayinlandi.)

N A M E-I E L-K A I D E

asirlari basibos birakmayan Allah'in adiyla

El-Kaide Mensuplari Bu Mektubu Okumalidir.

Herseyden önce bilinmelidir ki: (Ruhuna selâm ve rah-
met olsun) Hazret-i Muhammed'in haber vermis oldugu ve
dünyanin son vakitlerine dogru gelecegi bildirilen
MEHDI* Aleyhisselâm ortaya cikmis ve vazifesine basla-
mistir. Artik dünyamiz basibos degildir. Bunun icin
bazi Islâmî örgüt ve cemaatlerin, Müslümanlarla ilgili
global olaylarda Islâm'a dayandirdigi fakat kendi keyf
ve kafalarina göre aldigi kararlar ve verdigi emirler
gecersizdir. Bunlarin gecerli olabilmesi icin Mehdi
Hazretlerinin izin ve onayini almak gerekmektedir.

Ikinci olarak:

El-Kaide eylemlerine devam ediyor. Bu eylemlerde pek
cok masumun katledildigini görüyoruz. Bu gördüklerimiz
de bazi suallerin sorulmasini ve cevaplanmasini icap
ettiriyor. Sorulmasi gereken bir soru sudur: "Düsman
bir ülkenin savasmayan halki masum mudur, degil midir
ve kime göre öyledir?" (Bu suali cevaplamadan önce
"bir ülke hangi hallerde düsman kabul edilir" in ceva-
bini vermek gerekiyor. Ancak biz bunu baska bir zamana
birakalim ve hemen belirtelim ki, biz Avrupa ve Ameri-
ka'yi düsman olarak görmüyoruz.)

El-Kaide üyeleri Islâm hesabina savastiklarini düsün-
dükleri icin sualin cevabini da Islâmiyette arayaca-
giz. Islâmiyetin cevabi ise: "Düsman ülkenin (kadin,
cocuk, ihtiyar gibi) savasmayan halki masumdur."
O halde El-Kaide bu savas ilkesine nicin riayet etmi-
yor?

El-Kaide ya kin, nefret, intikamla hareket ettigi icin
bu incelikleri görecek ve ayird edecek durumda degil-
dir, ya da nefis ve seytan hesabina savasmakta olan
bir seytan ordusudur! Eger böyle olmasa, katliam yap-
mayacaktir. Cünkü dinin buyrugu ile El-Kaide'nin yap-
tigi ortadadir.

Yoksa El-Kaide, kendisine düsman belledigi Avrupa ve
Amerika hükümetleri hakkinda: "Düsmanim olan bu hükü-
metleri iktidara getiren halk degil mi? Öyle ise düs-
manimin halki da düsmandir, masum olamaz!" mi diyor?
Evet, hükümetleri iktidara getiren halktir. Fakat bu
halkin muhalefeti de vardir. Cünkü demokrasilerde halk
cogunlugunun sectigi, iktidar olur. Geri kalan ise mu-
halefettir. Muhalefet ise zalim bir hükümetin yaptik-
larindan sorumlu tutulamayacagindan masumdur. Bir hü-
kümeti iktidara getiren halk cogunlugu ile muhalefet,
bir ülkede ic ice karisik oldugundan, onlari ayirdet-
mek mümkün olmayacagindan her iki taraf da masum sayi-
lir. Cünkü: "Bir hanede dokuz cani ile bir masum bu-
lunsa, Islâmî adaletce (o masumun rizasi olmadan) o
hane batirilamaz." O halde El-Kaide, Hamas, Islâmî Ci-
had gibi örgütlerin yaptiklari eylemler zulümdür, Is-
lâm diniyle bagdastirilacak bir yönü yoktur. Bu eylem-
lere din adina sahip cikilamaz.

"El-Kaide, Müslümanlara zarar verecek eylemler yapmaz"
deniyor. Acaba El-Kaide Istanbul halkini veya baska
Islâm ülkesinin halkini "Müslüman" olarak mi görüyor?
Yoksa "dünyaya tapan laik toplumlar" olarak mi görü-
yor? Hem Türk halkinin yüzde kaci Müslümanca yasiyor
ki, El-Kaide Türk halkini Müslüman kabul etsin! Eger
El-Kaide onlari "laik toplum" olarak görüyorsa, bu in-
sanlari "masumlar" sinifindan addetmiyecektir. Demek
ki El-Kaide, katlettigi insanlari "Müslüman" olarak
kabul etmiyor.

El-Kaide Müslümanlari öldürmez mi? Eger El-Kaide'ye
muhalefet ederseniz, Müslüman olsaniz da öldürülürsü-
nüz! Cünkü El-Kaide'nin vicdan ve insafi budur! Cünkü
El-Kaide, kin ve öfkesine magluptur. Onlardan adalet
bekleyemezsiniz. Onlarin ic dünyalarina Allah'in Meh-
disinden baskasi nüfuz edemez. Bu konuda dünya psiko-
loglari yari yolda kalir. El-Kaide'nin "düsmani kazan-
mak" gibi bir düsüncesi yok. Onun tek bir düsüncesi
var: "Düsmani yok etmek!" Bu hedefe varmasinda da, ma-
sumlar ona engel olamaz. Bunun icin El-Kaide kitabinda
"masumlar" yoktur. Sadece yok edilmesi gereken düsman
vardir. El-Kaide'nin bu psikolojisini bilmeyenler cok
zayiat verebilir.

"Bu eylemler kimin isine yariyorsa, eylemleri o yap-
mistir. El-Kaide, düsmanin ekmegine yag sürecek eylemi
yapmaz." deniyor. Bu mantik her zaman ayni sonucu ver-
mez. Bir örgüt, yapacagi eylemin düsmanin isine yari-
yacagini düsünmez, düsünse de eylemini gene yapar.
Cünkü onun hedefi düsmana zarar vermektir. Alin, Hamas
ve Islâmî Cihad'in yaptiklarini. Eylemleri Israil'in
isine yaradigi halde eylemlerinden vazgecmiyorlar.
Cünkü düsmana zarar verdiklerini düsünüyorlar. Bunun
getirisi az, götürüsü cok olsa da yaptiklarini cok bü-
yük görüyorlar, ondan zevk ve lezzet aliyorlar. Bunun
icin bir eylem, düsmanin isine yariyacak olsa da gene
yapilir. Demek, "kimin isine yariyorsa, o yapmistir"
mantigi her zaman her örgüt icin gecerli degildir.
Bunlarin hedefi, Islâmî hassasiyetleri korumak degil
ki, sizin gibi düsünsünler!

El-Kaide hangi selahiyetle Avrupa ve Amerika'ya savas
aciyor?

Din adina acilacak bir savas Allah'in ve Elcisi'nin
izniyle olur. Elci yoksa, Peygamber yolundaki halife
ve imamlarin izniyle olur. Onlar da yoksa, Hz. Mehdi'
nin izniyle olur. Acaba El-Kaide liderleri kendilerini
Mehdi ve Mesih olarak mi görüyorlar da bu savaslari
yapiyorlar? Fakat biz, onlarin yaptiklari katliamlar-
dan anliyoruz ki, onlarin Mehdilik ve Mesihlikle hic
bir âlâkalari yoktur. O halde onlarin savaslari nefis
ve seytan hesabina olmaktadir. Eger El-Kaide liderleri
ve üyeleri Allah'in "ÂHIRÜZZAMAN" lâkapli gercek Meh-
disini dinlemez, eylemlerine devam ederlerse, bütün
yaptiklari seytan hesabina gecer ve Allah indinde so-
rumlu olurlar. Eger El-Kaide, seytanin ordusu olmamak
istiyorsa, Allah'in Mehdisine itaat edip bu eylemleri-
ne son vermelidir.

Artik Allah'in Mehdisi gelmis ve vazifesine baslamis-
tir. Bundan sonra Kur'anlilar kendi keyf ve akillarina
göre hareket edemezler. Din adina yapilacak isler Meh-
di'nin iznine tabidir. Allah'in Mehdisi ise haksizli-
ga, adaletsizlige, namussuzluga izin vermez. Bunun i-
cin Mehdi Hazretleri bir zulüm olan diktatörlüklerin
devrilmesine izin vermis ve Irak diktatörü bu izinle
devrilmistir. Bu yüzden Amerika'nin Saddam'a savas ac-
mis olmasinda bir gayri mesruluk yoktur. Bunun icin I-
rak halki, demokrasiye gecilinceye kadar Amerikan or-
dusuna yardimci olmalidir. Müslümanlar, diktatörlere
ve diktatörlüklere sahip cikamazlar, onlar icin onla-
rin safinda savasamazlar.

Eger Saddam'in devrilmesi i$i, Amerika'nin yaptigi gi-
bi degil de, Humeyni'nin $ah'i devirmesi gibi yapil-
saydi, o zaman yüzbinlerce Baas taraftarini idam etmek
gerekecekti. Bunlardan birisi kabul edilmedigi takdir-
de, yoksa Saddam iktidarda mi birakilmaliydi!? O halde
Amerika'nin Saddam'i devirmesi olayi fazla büyütülme-
meli ve cok kötü görülmemelidir. Unutmayin: Humeyni,
yüzbinlerce muhalifini yok etmisti. Bu mu daha iyi,
yoksa Amerika'nin ki mi? Ama ücüncü yol olan Saddam'in
iktidarda birakilmasi ise, mümkün degildi. Cünkü onun
devrilme vakti gelmisti. Cünkü Allah öyle istiyordu.
Eger Saddam, Allah'tan gelen emri dinlemis ve kendili-
ginden cekilmis olsaydi, bu kadar kötü akibete ugrama-
yacak ve ortalik bu kadar karismayacakti.

Müslümanlar demokrasiye sahip cikmalidir. Cünkü demok-
rasi Islâm'a zit degildir. Cogunlugun sectigi iktidar
olmayacaksa, kim iktidar olacaktir? (Demokrasi sebe-
biyle Irak'ta $iiler'in, demokrasiyi bizim tarif etti-
gimiz sekilde kabul ettikleri takdirde, iktidari ele
gecirmelerinden korkulmamalidir. Demokrasiyi "$eriat
dayatmaciligi" olarak uygulamalarina da izin verilme-
melidir. Ama halkin yüzde doksani $eriatla yönetilmek
isterse, $eriatin gelmesine izin verilebilir. Bunun
aksi ise $eriat dayatmaciligidir.)

El-Kaide, demokrasi düsmanligini birakmalidir. Cünkü
bugün "Müslüman" denen ülke halklarinin yüzde sekseni
dindarliktan uzaktir. Bu insanlari ancak demokrasi ile
yönetebilirsiniz, onlara $eriat'i dayatamazsiniz. Eger
bir demokrasi ve laiklik Hakli, Adaletli ve Namuslu i-
se ve Müslümanlarin haklarini gözetiyorsa, o Islâmiye-
te uygundur. Haksiz, adaletsiz ve namussuz bir demok-
rasiyi reddedebilirsiniz. Ama hemen reddetmeden önce
de, onu iyilestirmenin yollarini aramalisiniz. Düs-
manlikta fayda yok.

Acaba El-Kaide demokrasiyi yikarak yerine diktatörlügü
mü kuracaktir? Yoksa $eriat'i mi diktatörlestirecek-
tir? Böyle bir $eriat'a hangi Islâm ülkesi sahip cika-
caktir? Oysa bizler yeryüzünde bütün diktatörlüklerin
yikilmasini istiyoruz. Diktatörlük zulüm oldugu icin
Islâm'in da istedigi onlarin yikilmasidir. Öyle ise
geliniz, elbirligiyle yeryüzünü bütün diktatörlükler-
den temizleyelim.

El-Kaide Ne Yapmalidir?

Eger El-Kaide din adina hayirli bir i$ yapmak istiyor-
sa, Allah'in Mehdisine teslim olup, eylemlerine son
vermelidir. Eger El-Kaide Allah'in Mehdisine teslim
olursa, Islâm'in Hak ve kahraman bir ordusu olarak ka-
labilir. Bu ordu ileride zulmünden vazgecmeyen zalim
ve diktatörlere karsi yapilacak mesru savaslarda görev
alabilir. Yok teslim olmaz ve eylemlerine son vermez-
se, bütün yaptiklari ve yapacaklari $er hesabina gecer
ve ötedünyada Allah'tan aferin degil, agir ceza görür.

Hem bundan sonra El-Kaide, eylemlerini biraz daha sür-
dürebilir, ama sonsuza kadar sürdüremez. Dünya devlet-
leri tarafindan da "nerede görülürse ezilmesi gereken
bir hasere" olarak muamele görür, yok edilir. Bundan
sonra dünya devletlerinin, menfaatlerini koruma ve
kurtarmada terörden medet umacak halleri kalmamistir.
Yani terör örgütleri siginacak bir devlet bulamayacak-
lardir. Hangi devlet teröre sahip cikarsa, bütün dünya
devletleri tarafindan o devlet siddetle cezalandirila-
caktir.

Hz. Mehdi'nin fikir ordusu olan biz Kur'anistlerin
(yeni adiyla) Muranistlerin** hedefi nedir?

Biz Kur'anistler, baris icin ortaya ciktik ve bütün
dünyada barisi kurmak ve gerceklestirmek istiyoruz.
Bunun icin Hamas ve I.Cihad gibi örgütlerin de yapma-
lari gereken isleri bildirmemiz gerekiyor. Bu örgüt-
ler de artik kendi baslarina buyruk olmaya son verip,
Filistin (devlet) liderinin emri altina girip, barisa
yardim etmelidir. Bunun icin de "sehadet eylemi" de-
nen zulüm saldirilarina son vermelilerdir. Cünkü bu
eylemler Islâm nazarinda cihad degil, zulümdür. Masum-
lari katletmek cihad olamaz. Eger bu eylemler son bul-
mazsa, Hamas ve I.Cihad'in yok edilmeleri icin Israil'
e mesruiyet verilmis olur.

Ama Israil devleti de bu mesruiyeti kullanmadan önce
baris icin bir an evvel harekete gecmeli ve baris ko-
nusunda gelecegin hesabini simdiden yapip söyle düsün-
melidir: "Eger Amerika herhangi bir sekilde gücünü ve
lederligini kaybederse veya arasi bozulup Israil'e
sirt dönerse, altmis Islâm ülkesi ve yirmialti Avrupa
devleti karsisinda Israil ne yapacaktir?" Bugün bu ül-
ke halklarinin yüzde altmisi Israil'i bir 'belâ' ola-
rak gördügü düsünülürse, Israil'in gelecegi aydinlik
olarak görülebilir mi?

Iste bu kara günler gelmeden ve Israil'in gelecegi ka-
ranliga düsmeden, Israil devleti ve yöneticileri, Bir-
lesmis Milletlerin öngördügü Filistin-Israil baris
sartlarini kabul edip, Filistin halkinin haklarini ö-
demelidir. Amerika da bu konuda gereken zorlamayi yap-
mali, barista ona yardimci olmalidir. Filistin (devle-
ti) ve örgütleri ise, "ya hep-ya hic" mantigini terke-
derek bu baris dâvetine riza göstermelidir.

Bütün dünya devletlerini dâvet ediyoruz:

Zaman, baris zamanidir. Öyle ise hep birlikte buyurun
barisa!

Ey terörzedeler! Sizler de üzülmeyiniz ve merak etme-
yiniz. Bu dehsetli olaylarin arasindan güzel cicekli
ve bol meyveli bir BARIS AGACI cikacaktir. Gelecek
Ramazanlariniz ve bayramlariniz böyle acili olmayacak-
tir. Gecmis olsun!

*Mehdi: Mehdi Hazretleri, dünyada barisi gerceklesti-
rinceye ve vazifesini Hz. Mesih'e devredinceye kadar
kendini gizleyecek ve kimligini aciklamayacaktir.

**Yeni isim: 15 Eylül 2003 tarihinden itibaren "Kur'a-
nist"in "K"sini atarak ve "Modern"in "M"sini alarak
ismimizi (modern Kur'anist anlaminda) "Muranist", Av-
rupacasi "Moranist" olarak degistirmis bulunuyoruz. Bu
degisiklikle hem modernligimizi ilân etmek, hem de
Kur'an'in logosunu tekelimize almis olmaktan kurtulmak
istiyoruz. Bizim modernlik anlayisimiz ise: Modernles-
meyi; inancta, bilimde ve akilda "ilerleme ve yeniles-
me" olarak görüyoruz. Modernligin ikinci yüzü olan ah-
lâksizlikta ilerleme ve yenilesmeyi kabul etmiyor,
reddediyoruz.

ALLAH'IN OGLU VE ORTAGI YOKTUR.
GELMIS MEHDI VE GELECEK MESIH
ALLAH'IN KULU VE ELCISIDIR!

Zaman: Yeni Cagi'in ücü, Kasim ortasi.
Mekân: Avrupa.
Makam: Duyuru ve Dâvet.
Boyut: Kur'anizm.
YAYINLAYAN
AVRUPA KUR'ANISTLERI
(yeni isimle)
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: