Montag, 4. Mai 2009

TÜRKİYE'DEKİ BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI LAİKLİĞE AYKIRIDIR VE KALKMALIDIR!

(Bu bildiri, 2007 yilinda yayinlandi.)

TÜRKIYE'DEKI BASÖRTÜSÜ YASAGI
LAIKLIGE AYKIRIDIR VE KALKMALIDIR!

haksizliklari sevmeyen ALLAHin adiyla

Türkiye gibi "Hukukun üstünlügünü kabul etmis" bir ülke,
"insan haklari"ni cignemez, cignememelidir. Fakat ne yazik
ki, Türkiye'de bu üstünlügü hice sayan laikci kesim, yirmi
yildan fazla bir zamandir üniversitede okumak isteyen din-
dar kiz ögrencilerin en temel haklarindan olan "egitim ve
ögrenim hakkini "laiklik" bahanesiyle gasbetmektedir. A-
cikca bir zulüm olan bu gasbin artik sona ermesi gerek-
mektedir.

Erdogan Hükûmeti de bu konuda elinden gelen gayreti
göstermeli, laikcilerin zulümlerine daha fazla teslim olma-
malidir. Zulümleri ortadan kaldiracak bir calisma icinde
bulunanlara su sözler belki yardimci olabilir:

Türkiyeliler, laikligin ne oldugu konusunda henüz kesin bir
tanimlamaya kavusmus degiller. Bu yüzden herkes laiklige
keyfince bir yorum getirmekte ve bir kesim baska bir kesim
üzerinde despotluk kurabilmektedir. Bu despotlara da biz,
"laikciler" adini verdik.

Din ve devlet islerinin birbirinden ayrilmasi ve birbirlerine
tahakküm etmemesi olan laiklik, (Türkiye sartlarinda) aca-
ba hangi hallerde ihlâl edilmis olur?

Eger bir cumhurbaskani veya basbakan kalkip: "Bugünden
itibaren bütün kadinlar Kur'anin buyruklarina göre örtünmek
zorundadirlar" derse, bu, laiklige aykiri olur.

Yine dindar bir kiz ögrenci, üniversitedeki basi acik kiz ög-
renciler üzerinde: "Hepiniz örtüneceksiniz! Yoksa caninizi
yakarim!" seklinde bir baski kuracak olursa, bu da laikligi
ihlâl olur, o ögrenci cezalandirilir.

Ama "üniversiteli" bir kiz ögrenci: "Ben inancima göre giyin-
mek ve örtünmek istiyorum" derse, bu, laiklige zit olamaz;
ve eger onun örtünme sekli genel ahlâk kurallarina bir ayki-
rilik tasimiyorsa, ona izin verilir. Eger meselâ bir ögrenci,
yüzünü maskeleyerek veya avret yerlerini acarak derse gir-
mek isterse, ona tabii ki engel olunur. Fakat bir kesimin:
"Benim inanc ve ideolojime göre giyineceksin" demesi ka-
bul edilemez. Bu, laiklige aykiri olur ve aykiridir. Demek,
Kemalistlerin: "Benim ideolojime göre olacaksin" dayatma-
si ve basörtüsüne yasak koymasi, bir özgürlük gasbidir. Bu
gasbin cezalandirilmasi gerekiyor. Avrupa Insan Haklari
Örgütü ve Mahkemesi, dindar kadinlara yapilmis bu darbe-
ye ve onlarin hak ve özgürlüklerinin gasbina onay veremez,
bunun "dogru bir is" olduguna hükmedemezler. Türkiye'deki
üniversite rektörleri AIHM'den bu yasagin sürmesi gerekti-
gine dair bir tasdik alamazlar. (Nitekim, bu sözler yazilirken
AIHM, Türkiye'li rektörlerin iddialarin reddetmis, yasaga
taraf olmadigini bildirmistir.)

Eger bir kiz ögrencinin üniversitede basini örtmesi, diger
örtünmeyen kiz ögrenciler üzerinde "baski kurma" olarak
algilanacak olursa, bu takdirde örtünmeyenlerin örtünme-
mesi de, dindar kiz ögrenciler üzerinde kurulmus ayri bir
baski olarak kabul edilmesi gerekecektir. Bu kabul edil-
digi takdirde, ikisini de okula sokmamak icap edecek.
Bu da elbette dogru bir hareket olmaz.

Bir kisim yazarlar: "Basörtüsü yasagi kalkarsa, mahalle bas-
kisi bütün kadinlari örtünmek zorunda birakir" diyerek kork-
makta ve korku yaymaktadirlar. Fakat bu korku bir para-
noya olmaktan öteye gidemez. Cünkü mahallelerde baski
yapmak isteyenler varsa, onlar bunun icin bir kanun cikma-
sini beklemezler. Istedikleri baskiyi dinin ve törenin emirle-
rine uyarak her zaman yapabilirler. Demek, bu korkuya si-
ginarak basörtüsü yasaginin kaldirilmasini engellemeye ca-
lismanin tutarli bir tarafi yoktur.

Hem, vuku bulmamis ve bulmasi da henüz belirsiz olan bir
mahalle baskisindan önce, vukuu meydanda olan ve laikci
kesimin dindar kadinlar üzerinde kurmus oldugu baskiyi
konusalim ve onu kaldirmaya calisalim. Bu baski ve yasak
kalkmadigi müddetce laikcilerin korkulari da cözüm bul-
mayacaktir. Cünkü laikciler, dindar kadinlari baski altinda
tuttuklari icin, kendilerinin de ayni akibete ugrayacaklarini
saniyor ve endiseye düsüyorlar. Halbuki böyle birsey olma-
yacaktir. Cünkü dinde zorbalik yoktur. Herkes inancinda
hür olacaktir. Ve Iran Türkiye'ye model olamaz ve olmaya-
caktir. Türklerin "Osmanlilik Ruhu" bunu reddeder.

O halde örtünenlerle örtünmeyenler arasindaki haklar esit
olmalidir ve adaletsizlige sapilmamalidir. Ve laikcilerin bas-
örtüsü yasagi zulmü mutlaka son buldurulmalidir. Aksi halde
demokrasiyi yok eden bir laiklik de yok olmalidir! Türkiye-
liler, laiksel despotluga teslim olamazlar ve olmayacaklardir!

Zaman: Yeni Cag'in yedisi, Eylül ortasi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Kötülügü kaldirma.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Not: Asagiya, daha önce yayinladigimiz konuyla ilgisi olan
bir bildirimizi ekliyoruz:

BAYAN BIR YAZARA CEVAP

dünyayi demokratiklestiren ALLAHin adiyla

Sayin Ece Temelkuran,

"Basörtülü kadinlar, basörtüsüz kadinlar hakkinda ne dü-
sünüyor" veya "onlara nasil bakiyorlar" diye sormussunuz.
Aldiginiz cevaplarda ise, size sinirlenildigini tesbit etmissi-
niz. Acaba bu gercekten böyle mi, yoksa siz mi öyle algili-
yorsunuz? Bunu iyi anlamak gerekir.

Eger size sinirli ve öfkeli cevaplar veriliyorsa, bu dogal de-
gil midir? Cünkü kamusal alanda uygulanmakta olan bas-
örtüsü yasagi yüzünden basini acmak zorunda kalan veya
yasak alana giremeyen binlerce dindar kadinin kalbleri ka-
namaktadir. Siz bu kanamalari durduracak calismalar ya-
pacaginiz yerde, sorgularcasina ve kalblerine $i$ batirirca-
sina sorular sorarsaniz, nasil sinirsiz bir cevap alabilirsiniz
ki!

Basi örtülü kadinlarin basi örtüsüz kadinlar hakkinda ne
düsündüklerini veya onlara nasil baktiklarini biz size söyle-
yelim:

Iyilikci dindar bir kadin der ki: "Allah'im! $u kadinlara da
örtünme nasip et, onlari ciblakliktan kurtar".

(Yani: Iyilikci dindar bir kadin, basörtüsüzleri; "kurtaril-
masi gereken" kimseler olarak görür.)

Henüz olgunlasmamis ve ici öfke dolu bir dindar kadin da:
"Allah'im, $u örtüsüz kadinlarin saclarini yok et, güzellik-
lerini boz ki, örtünmeye mecbur kalsinlar ve basörtüsü ya-
sagina taraftar olmanin cezasini ceksinler" der.

(Yani: Öfkeli dindar bir kadin, basörtüsüzleri; "cezalandi-
rilmasi" veya "devlet tarafindan zorla baslari örtülmesi ge-
reken" varliklar olarak görür veya görebilir.)

Bir de, basörtüsüzlerle ugrasacak durumda olmayan dindar
kadinlar vardir. Bunlar da cogunlukta olanlardir. Cünkü on-
larin bin türlü derdi vardir. Basörtüsüzlerle ilgilenecek hal ve
vakitleri yoktur.

(Yani: Sizin aciksacikliginiz bu gruptaki kadinlarin umurla-
rinda degildir. Veya: "Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize"
demektedirler.)

(Demek, cogunluga göre hüküm vermeli, öfkelilere karsi
dikkatli olmali ve iyilikci dindar kadinlari da sevmelisiniz.)

Islâmiyet diniyle ic ice ya$anilan bir ülkede basörtüsü yasa-
ginin bir anlami olamaz. Bu yasak kalkmak zorundadir. Si-
zin yapmaniz gereken i$ de, onlara soru soru sormak degil,
laikciler tarafindan kanatilmaya devam edilen ve iskencele-
rine son vermek istemeyen zalimleri durduracak ve yarali-
larin yarasini saracak calismalar yapmaktir.

Siz, sordugunuz sorularla iyi niyetli oldugunuzu düsünebilir-
siniz. Fakat bu konuda sadece iyi niyetinizin bir faydasi ol-
mamakta, belki zarari dokunmaktadir. Öyle ise önce yapil-
masi gereken dogru seyin ne oldugunu saptamaniz gerekir.
Ancak bu saptamadan sonra isabetli bir eylemde bulunabi-
lirsiniz. O eylem de: Basörtüsü yasaginin kaldirilmasina ca-
lismaktir. Bu, öfkeli dindarlarin öfkesini yok eder.

Kimse korkmasin: Büyük sehirler disindaki kadinlarin yüz-
de yetmisinin basörtmeleri Türkiye'ye $eriat getirmiyorsa,
üniversiteye girecek 5-10 kiz ögrencinin basörtüsüyle de
$eriat gelmez. Eger basörtüsü takmakla bir yere $eriat ge-
liyorsa, Türkiye'de kamusal alan disindaki bütün kadinlarin
basörtüsünü soymak gerekir; ki, Türkiye $eriattan kurtul-
sun!

Kurtulus, laiksel diktatörlüge son vermektedir.

Sayin Ece Hanim,

Eger faydali bir i$ yapmak istiyorsaniz, siz de bu kurtulusa
katilmalisiniz. Zaman; soru sorma zamani degil, eyleme gec-
me zamanidir. Dindar kadinlara uygulanmakta olan zorba-
ligin bir benzeri size uygulansaydi acaba ne yapardiniz?
"Devletin her kuralinin basimin üstünde yeri var" mi derdi-
niz? Siz asil buna cevap veriniz ve buna göre hareket ediniz.
Hak ve Adalet ve Dürüstlügü hayatiniza temel yaptiginizda
dogru yolu ve eylemi bulursunuz. Bundan saparsaniz, insan-
liktan sapmis olursunuz.

Madem insanlik; Hak ve Adalet ve Dürüstlük'ü emrediyor,
öyle ise biz de onlarin emirlerini dinleyelim.

Simdi o emredicilerden Hak ne diyor?: (Allah: "Örtünmeli-
siniz", Yasalar da: "Örtünebilirsiniz" veya "örtünüze karis-
mam" diyor.)

Adalet ve Esitlik ne diyor?: "Basiaciklarin basiacik olma ve
kamusal alana girme özgürlükleri varsa, basi örtülülerin de
ayni özgürlüge sahip olmalari gerekir" diyor.

Dürüstlük ne diyor?: "Gercege teslim olmak ve geregine
uymak gerekir" diyor.

Iyi bilmelisiniz ki, kadinlari yalnizca zalim erkekler ezmiyor-
lar. Basörtüsü yasagini koruyarak laikciler de ezmektedir-
ler. Umariz, siz de bu "ezenler" arasinda olmazsiniz ve de-
gilsinizdir.

Laikci diktatörler, gayri insanî eylemlerine âlet ederek adi-
ni kirletmekte olduklari Türk Silahli Kuvvetleri'ne sirtlarini
dayayip bu iskencelerini sürdürebilirler. Fakat bu, onlara
insanlik kazandirmaz, insanliklarindan eder ve etmektedir.
Eger siz (diger basörtüsü karsitlari icin söylüyoruz); "esi bas-
örtülü bir cumhurbaskanina hayir" diyorsaniz, bu sizin dikta-
törlügünüzü gösterir. Fakat kimse bu diktatörlüge boyun eg-
mek zorunda degildir. Müslümanlar: "Cumhurbaskani sayin
Sezer'in esinin basi mutlaka örtülü olmalidir" diye bir dayat-
mada bulunmadiklarina göre, laiklik taraftarlari da kendi da-
yatmalarindan vazgecmeliler ve esi basörtülü bir cumhurbas-
kanina "hos geldin" demeliler. Eger demezlerse, bu onlarin
sorunudur. Millî Irade, onlarin zorbaliklarina itaat etmek zo-
runda degildir. Öyle ise hepimiz: "Demokratik ilkelere evet"
demeli, diktatörik dayatmalari da bertaraf etmeliyiz. Eger
günün birinde CHP iktidara gelirse, o da "esi basörtüsüz"
bir cumhurbaskani secebilir. Buna da Müslümanlar, "hayir"
diyemez. O halde diktatörik ilkelerin degil, demokratik il-
kelerin geregine uyalim. Baris da bu uymadadir.

Selamlar...

Zaman: Yeni Cag'in yedisi, Agustos basi.
Mekan: Avrupa.
Makam: Cevaplama.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: