Samstag, 10. April 2021

103 AMİRALE VE ARDINDAKİLERE AÇIK CEVAP VE e-MUHTIRA!

103 AMİRALE VE ARDINDAKİLERE AÇIK CEVAP VE e-MUHTIRA!

 

güce tapan zalimleri cezalandıracak olan ALLAHın adıyla

 

(Bildirimizi okurken şu müzik parçasını dinleyebilirsiniz): https://www.youtube.com/watch?v=JSPDZdNoRhE

 

Sayın emekli Amiraller,

"Yüce Türk Milleti'ne" diye başlayan BİZ MİLLET'e hitaben yazdığınız tehdit dolu, darbe kokulu bildiri şeklindeki mektubunuzu aldık. Fakat çok öfkelendik. Şimdi sinirlerimize hakim olmaya çalışarak cevabımızı yazıyoruz.

İlk önce karşınızda yüzde doksanı "müslüman" olan bir "millet" varolduğunu unutmayın.

İkinci olarak, "BİZ MİLLET"i tehdit etme hakkınız yoktur. Madem bizi darbe ile tehdit ediyorsunuz, biz de soruyoruz: Siz "kim" oluyorsunuz? Siz emekli amiraller, BİZ MİLLET'e ayar verme hakkını kimden alıyorsunuz? Kimin adına konuşuyorsunuz? Dayanağınız nedir?

Montrö Antlaşması'nı bahane ederek vatan-millet hassasiyetinde, onların hayrına hareket eden kimseler olduğunuzu gösteriyorsunuz. Madem gerçekten vatan-milleti dert ediniyorsunuz, o halde derdinizi, gidip niçin Savunma Bakanlığı'na iletmiyor da darbeciler gibi hareket ederek BİZ MİLLET'i ve dolayısıyla seçtiğimiz Hükümet'i tehdit ediyorsunuz?

Tehdit ediyorsunuz, çünkü BİZ MİLLET'e güvenmiyorsunuz. Çünkü yüzde doksanımız "müslüman" olduğu için. Partiniz CHP'ye de güvenemiyorsunuz. Çünkü millete güvenmeyip ABD ve PKK'ya güvenen partinizin iktidara gelemeyeceğini ve sizin keyfinizce ve zihniyetinizce yönetim yapamayacağınışünüyorsunuz. Bu sebeple de gücünüze güvenmekten başka çare bulamayıp tehdide yöneliyorsunuz, darbe yapmayışünüyorsunuz.

Ama şunu unutmayın: Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki güç, BİZ MİLLET'e ait bir güçtür. Çünkü Türk Ordusu'ndaki erler, BİZİM ÇOCUKLARIMIZdır. Bize ait olan gücü, BİZ MİLLET'e karşı kullanma hakkınız yoktur.

Sizin vazifeniz, vatanı, milleti korumaktır; milleti tehdit etmek ve onların seçtiklerine zihniyet ve ideoloji dayatmak değildir.

Üçüncü olarak, hukuk ve adaletin bir ilkesidir: "Şartlar değişince hükümler değişir." Aksi halde adalet kaybolur. Adalet kaybolunca da barış bozulur. Bu sebeple şartlara göre hüküm vermek zorundayız. Bu sebeple Montrö Antlaşması bugünkü şartlarımızda yeterli olmadığı takdirde onu iptal etme ve değiştirme hakkımız vardır. Bu hakkımızı elimizden alma hakkınız yoktur. Hem haklarımızı koruyan ve bize tam bağımsızlık kazandıran daha iyi bir sözleşmeyi neden yapamayalım?

Dördüncü olarak; bize ve seçtiğimiz Hükümet'e Atatürk'ün ilke ve inkilaplarını dayatıyorsunuz. Buna da hakkınız yoktur. Çünkü BİZ YİRMİBİRİNCİ ASIR TÜRKİYESİ VE MİLLETİ, Atatürk devrinde yaşamıyoruz. Fatih Sultan devrinde de yaşamıyoruz. Hz. Muhammed döneminde de değiliz. BİZ KENDİ ASRIMIZDA, KENDİMİZE AİT BİR ZAMANDA yaşıyoruz. Yani kendimize göre şartlarımız var. Siz BİZE ve SEÇTİĞİMİZ HÜKÜMET'e Kemalizm'i dayattığınızda, adaletsizliğe düşş oluyor ve adaletsizlik yapıyorsunuz. Sizin adaletsizliğinize kimse boyun eğmek zorunda değildir. BİZ MİLLET de boyun eğmeyeceğiz!

Çünkü egemenlik kayıtsız şartsız BİZ MİLLET'indir.

Madem egemenlik BİZ MİLLET'indir, o halde darbecilerin yaptığı Anayasa'yı da reddediyoruz. Egemenliğimizin verdiği hakla yeni bir Anayasa'yı kendimiz yapmak istiyoruz. Bu hakkımıza kimsenin engel olma hakkı yoktur.

Madem egemenlik BİZ MİLLET'indir, o halde siz darbe dilli Amiraller, BİZİM SEÇTİĞİMİZ HÜKÜMET'e itaat etmek zorundasınız. Eğer itaat etmek istemiyorsanız, Türkiye'yi terkedebilirsiniz. Seçtiğimiz Hükümet, sizin keyfinize ve ideolojinize göre yönetim yapmak zorunda değildir.

Beşinci olarak; şu noktayı iyi bellemelisiniz: Şartlara göre hükümler değiştiği için (Tanrı'ya ait olsa da) hiç bir hüküm ezeli ve ebedi değildir. Ebedi olan (yeniden diriltiliş gününün sonuna kadar) ancak adalettir. Bu gerçeğe göre Atatürk'ün hükümleri de geçerliğini yitirmiştir veya yitirmiş olabilir. Yani Atatürk'ün hükümleriyle ülke yönetilemez. Bu durumda BİZ MİLLET kendi şartlarımıza uygun hükümleri çıkarıp, bu hükümlere uygun bir yönetim kurma ve isteme hakkına sahibiz.

Eğer siz 100 yıl öncesinin hükümleriyle yönetilmek istiyorsanız, partinizi kurar, seçim kazanırsınız ve istediğiniz yönetimi getirirsiniz. (Tabii gericiliğe razıysanız.) Bunu sizin partiniz CHP de yapabilir. Ama önce seçim kazanması şarttır. Seçim kazanamıyorsanız, BİZ MİLLET'in seçtiğini kabullenmek zorundasınız. Çünkü egemenlik kayıtsız şartsız BİZ MİLLET'indir!

Altıncı olarak; kendinizde, "Atatürk adına" diyerek ülkeye kendi keyfinizce ve zihniyetinizce nizam verme hakkı görebilir ve darbe yapmak isteyebilirsiniz. Fakat size böyle bir hak verilmemiştir.  Çünkü size verilen vazife, ülke ve milleti korumaktır. (Yani bodygardlıktır. Millet patrondur. Siz de bu patronun koruyucususunuz. Kendinizi "patron" olarak göremezsiniz. Eğer bodygardlık hoşunuza gitmiyorsa, askerliği bırakırsınız. Sizlere bu sözleri söylüyoruz ki, gerçek seviyenizi göresiniz, haddinizi bilesiniz!) Yönetim ise, siyasetçilere aittir. Eğer "Atatürk bize darbe yapma hakkı vermiştir" diyorsanız, BİZ MİLLET de size sorarız: Atatürk kimdir?

Bunun cevabı şudur: Atatürk Cumhuriyet'in kurucusu, Türkiye'nin düşman işgalinden kurtulmasında kumandanlık etmiş bir asker ve millet çoğunluğunun rızasını almadan müslüman millete karşı inkilap yapmış bir tek adam, tek lider ve tek Cumhurbaşkanı'dır. Onun Cumhurbaşkanlığı da tek partiyle (veya partisiz)oluştuğu için o, CUMHURİYET'İN İLK PADİŞAHI'dır. Bu padişahlık o ölünceye kadar sürmüştür. Cumhuriyet'in ikinci padişahı İsmet İnönü'dür. Bilgi için bak: https://www.yenisafak.com/yazarlar/mustafa-armagan/cumhurbaskanlari-nasil-secilmisti-2037095

(Bu sözleri hakaret için değil, gerçeği göstermek için söylüyoruz. Sözlerimizde bir yanlışlık varsa, isbatlanırsa, onları geri almaya hazırız. Eğer Atatürk Cumhurbaşkanlığı seçimine iki partiyle katılmış olsaydı, ona "ilk padişah" deme hakkımız olmayacaktı. Şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlere onlarca partiyle birlikte katıldı. Şimdi ona, "diktatör", "padişah" deme hakkınız var mı? Haksızlığınızı görebiliyor musunuz? Adalete boyun eğmeniz gerekmez mi? Bu gerekliği niçin yerine getirmiyorsunuz? Yoksa insanlıktan istifa edip şeytanlığa mı razı oldunuz? Siz kimsiniz? Kimliğinizi gösteriniz!)

Yani Atatürk, BİZ MİLLET içinden bir ferttir. Onu ilahlaştırma hakkınız yoktur. Çünkü Atatürk Türkiye'yi işgalden kurtarma öncülüğü yaparken yalnız değildi, arkasında MÜSLÜMAN MİLLET'in erleri vardı. Cumhuriyet'i ilan ederken de yanında MÜSLÜMAN MİLLET'in vekilleri vardı. Gördüğünüz gibi, Atatürk ilahlaştırılacak bir insan değildir. Zaten bir insanı ilahlaştırmak da doğru değildir. Çünkü bir insanda; bir evren yaratma ve yönetme gücü, bilgisi, ömrü ve serveti yoktur. Hem zaten evrenin ve içindekilerinin bir Sahibi vardır. BİZ MİLLET, Kendini Kur'an ile tanıtmış o eşsiz Sahib'e "Allah" diyoruz. O halde madem Atatürk tanrı olamaz, onu ilahlaştırmak da doğru olmaz. Madem Atatürk tanrı değildir, o halde o, askerlere darbe yapma hakkı da veremez. Zaten Atatürk hayatta değildir, onun emir ve hükümlerinden bahsedilemez. Madem evrenin bir Sahib'i vardır, biz önce o evren Sahibi'nin ne dediğine bakmalıyız. O tek Sahib yönetenlere ve yönetilenlere diyor ki: "Haklı, Adaletli ve Namuslu olun!"

BİZ MÜSLÜMAN MİLLET de evrenin sahibi Allah'ın dediğine bakacak ve buna göre bir yönetim isteyeceğiz ve istiyoruz. Yani bizi yönetecek olanlar haklı, adaletli ve namuslu olmak zorundadırlar. Bu üç şartı barındırmayanlar bize yönetici olamazlar. Madem egemenlik BİZ MİLLET'tedir, o halde sözümüz dinlenmeli. Madem Türkiye'nin yüzde doksanı müslümandır, o halde müslüman çoğunluk inkar edilemez. Yani bu müslüman çoğunluğun inancı nazara alınmalı. Yani Türkiye, darbe isteyen Amirallerden ve CHP'lilerden ibaret değildir. Darbe isteyen Amiraller ve CHP'liler, BİZ MÜSLÜMAN MİLLET'in egemenliğine boyun eğmek zorundadır. BİZİM EGEMENLİĞİMİZ'e boyun eğmek istemeyenler, Türkiye'yi terkedebilir.

Egemenlik BİZ MİLLET'in olduğuna göre, askerlere darbe yapma hakkı tanımıyoruz. Egemenliğimizi çiğnemeye kalkışacak olurlarsa, onlara karşı savaşmak zorunda kalırız. Bu da onların yokedilişi olur! (15 Temmuz 2016'da silahsız halimizi gördünüz. Bir de silahlı halimizi görmek ister misiniz?)

Yedinci olarak; BİZ MİLLET'e hitaben yazdığınız o mektubu kime güvenerek yazdınız? Çünkü BİZ MİLLETİN SEÇTİĞİ HÜKÜMET'i devirmek için ABD Başkanı Biden, partiniz CHP'ye destek vaadetmişti. Bunun için soruyoruz: Sakın güvendiğiniz dayanak, ABD olmasın? Eğer ABD'ye güvenerek veya onlardan emir alarak o bildiriyi yazdıysanız, siz artık Türkiye'nin amiralleri olamazsınız! Bu durumda hakkınız, Türkiye'yi terketmek olur.

Hem ABD'ye güvenerek darbe ve siyaset yapmamalısınız. Çünkü ABD artık "tarihsel aktör" değil, "aktörlüğü bitmek üzere olan"dır. On yıl içinde onun aktörlüğü bitecektir. Çünkü yükselen Çin, "Türkiye Liderliği"ni de getirecektir. Türkiye Liderliği gelirken, AB ve ABD egemenliği gidecektir.

Gelecekteki egemenliğe göre hareket etmeniz, menfaatiniz icabıdır. Yani ABD'ye daha fazla güvenemezsiniz. Güveneceğiniz dayanak, BİZ MİLLET olmalıdır. (Çünkü patron biziz.) BİZ MİLLET'e güvenmezseniz, Türkiye'yi terketmek zorunda kalırsınız.

O halde geliniz, çocuklarınız ve torunlarınızın geleceği için BİZ MİLLETİN EGEMENLİĞİNE teslim olunuz. Çünkü yakında egemenliğini kaybedecek olan ABD, sizin çocuklarınızı ve torunlarınızı reddedecektir, Meksikalıçmenleri reddettiği gibi; Suriyeli mültecileri kabul etmediği gibi!

Son olarak; darbe hepimize yetmez, ama demokrasi hepimize yeter. O halde anti-demokratik eylem ve isteklerden vazgeçiniz.

Kötülüklerinizin destekçisi ABD'ye de şunu söyleyiniz: Eğer darbeciliğinize verdiği desteği kesmezse, onun egemenliğinin yıkılışı daha hızlı olacak. Daha hızlı yıkılmak istemiyorsa, Adalet'e ve Demokrasi'mize teslim olsun. Kötülüklerinize destekten vazgeçsin. BİZ MİLLET'in, imparatorluk aklına ve müslümanlık gücüne sahip olduğunu da unutmasın!

Meşru Hükümet'i yıkmaya çalışan TÜSİADçılarınıza da söyleyiniz: Haksızlık ve adaletsizliklerinden vazgeçsinler. Eğer vazgeçmezlerse, Allah onların servetini yok eder. Onlarla ilgili duamız şudur: Ey Karun'u yok etmiş Allah'ımız! Eğer haksızlık ve adaletsizliklerinden vazgeçmezlerse, Türkiye'mize gizli operasyon çeken TÜSİADçı Karunların servetini yok et.

İmza: BİZ MİLLET.

 

Not 1: Bu bildiri ve cevap, Mehdiyet ve Hilafet Makamı tarafından tasdik edilmiştir.

Not 2: Sayın emekli Amiraller! Partiniz CHP'ye güvenmemelisiniz. Çünkü sizin partiniz, BİZ MİLLET'e güvenmek yerine, Fetö'ye ve Pkk'ya güvenmektedir. BİZ MİLLET de bize güvenmeyen, düşmanlarımıza güvenen bir CHP'ye iktidar vermeyeceğiz. Pkk terör örgütünün partisiyle ittifak kurarak Türkiye'ye Pkk terör örgütü için bedel ödetecek olan bir partinin varlığına BİZ MİLLET razı olamayız. Siz de razı olmamalısınız. Eğer partiniz o haince ittifaktan vazgeçmezse, onu yıkmak ve yok etmek hakkımız olur. Çünkü Türkiye'nin bir partisi, Türkiye'nin düşmanlarıyla ortak olamaz. Ortak olduğu takdirde o parti düşmanımız olur.

Not 3: ABD'ye güvenip de darbeciliğe de kalkışmamalısınız. Zira ABD imparatorluğunun ömrü azaldı. Çünkü Çin yükseliştedir. ABD bu yükselişi savaşla durduramayacaktır. Çünkü ABD'nin büyük güçlere karşı savaşma cesareti yoktur. Bunu da Rusya Suriye'ye girdiğinde, Kırım'ı ilhak ettiğinde gördük. Rusya Ukrayna'ya saldırıp, orayı bölerken de göreceğiz. ABD Rusya'ya karşı savaşamayacaktır. Zaten Afganistan'da Taliban'ı dahi yenememiş bir ABD'nin Rusya'ya savaş açmasışünülemez. Bu sebeple Çin'e de savaş açamayacak olan ABD, imparatorluğunu kaybetmeye razı olacak, kontrollü bir batışa geçecektir. Egemenliğini kaybetmiş ve yakında kaybedecek olan bir ABD'de sizin tuvalet kağıdı kadar değeriniz olmaz ve olmayacaktır.

Avrupa'ya da güvenmemelisiniz. Çünkü orada da ırkçılık yükselişte ve AB de yakında çözülecektir. Yani Avrupa'nın kapısını çaldığınızda red cevabı alacaksınız. Sizin için sığınacak tek yer olarak, ABD'nin Suriye'de YPG'liler eliyle kurmaya çalıştığı Kürt Terör Devleti kalıyor. Zaten sizler de YPG'li teröristleri BİZ MÜSLÜMAN MİLLET'ten daha "iyi" gördüğünüz ve kabul ettiğiniz için onların arasında barınabilirsiniz. Bu barınağa razı mısınız? Eşleriniz ve çocuklarınız da razı olacaklar mı? Dillerini bilmedikleri insanlar içinde rahat yaşayabilirler mi? Huzur bulabilirler mi? (Yapmak istediğiniz darbe başarısız olacağı için Fetöcüler gibi kaçmaktan başka çareniz kalmaz, perişan olursunuz! Fetöcülerin hali size ders olmadı mı?)

Not 4: Sayın muhtıracı Amiraller! Gerçekten vatan-millet severseniz partiniz CHP'nin Fetö ve Pkk ile olan ortaklığına neden bir muhtıra vermiyorsunuz? Yoksa BİZ MİLLET'in seçtiği hükümeti ancak o hain ortaklıkla devirebilecekleri için mi? Hani sizin millet aşkınız, hani demokrasi sevginiz? Gösterin de görelim! Bunu görebilmemiz için CHP'ye yazacağınız muhtıra öyle bir muhtıra olmalı ki, terör örgütünün partisiyle olan ortaklığı derhal bıçak gibi kesilmeli. Vereceğiniz muhtırayı bekliyoruz!

Not 5: Sayın emekli ve vazifeli Amiraller! Ülkeye ve BİZ MİLLET'e ihanet içinde olan partiniz CHP'ye bir muhtıra vermek zorundasınız. Bu muhtıra şöyle olabilir:

"CHP Başkanı Sayın K. Kılıçdaroğlu,

Pkk terör örgütünün partisiyle yapmakta olduğunuz ittifak, ülke ve millete bir ihanettir. Bu ihaneti derhal sonlandırmalısınız. Sonlandırmadığınız takdirde partinizin kapatılması ülke güvenliğinin gereği olacaktır. Hem Pkk'nın oylarıyla milletin meşru hükümetini devirmeye çalışmanız, anti-demokratik bir eylemdir. Bu nameşru  eylemden de derhal vazgeçmek zorundasınız. Aksi halde demokrasiyi reddetmiş olur, siyasetten çekilmeyi kabullenirsiniz.

Saygılarımızla

İmza: Emekli 103 Amiral"

 

Sayın Amiraller! CHP'nize bu muhtırayı vermek zorundasınız. Eğer vermezseniz, vatan-millet sevginiz yalan olur ve asıl maksadınızın da "başka" olduğu anlaşılır, itibar kaybedersiniz ve suçlu olursunuz. Eğer muhtıra verirseniz, BİZ MİLLET'in seçtiği hükümete verdiğiniz muhtırayla vereceğiniz muhtıra eşitlenmiş olur. Bu, adaletin gereğidir. Adaletinizi göstermelisiniz. Çünkü seçtiğimiz Hükümet'e muhtıra vererek bize borçlandınız. BİZ MİLLET, CHP'nize bu muhtırayı vermenize izin veriyoruz. Bundan sonra muhtıra verme ve siyasete müdahale etme hakkınız yoktur. Eğer vatan ve millet güvenliğiyle ilgili bir sıkıntınız varsa, bunu Milli Savunma Bakanlığı'na iletmelisiniz, haddinizi aşmamalısınız!

Doksan yıldan beri BİZ MÜSLÜMAN MİLLET'e yaptığınız kötülükler ve her on yılda bir başımıza vurduğunuz darbeler artık yeter!

Eğer televizyona çıkıp BİZ MİLLET'ten teker teker özür dilerseniz ve talep ettiğimiz muhtırayı CHP'nize verirseniz, sizi affedebilir veya affınız için şefaatçi olabiliriz.

(Devletten rica ediyoruz: BİZ MİLLET'ten özür dileyen muhtıracı amiralleri affediniz. Televizyona çıkmak istemeyen amiraller, Savunma Bakanlığı'na bir özür mektubu gönderebilir. Bu mektup ve özürler Resmi Gazete'de veya televizyonda amirallerin isim ve resimleriyle birlikte yayınlanmalıdır. Özür dilemeyenler de hakettiği cezayı almalıdır.

Özür mektubu şöyle olmalıdır: "Millete ve devlete verdiğimiz muhtırayla çok büyük bir hata ettiğimizi anladık. Bu hatanın bir daha tekrarlanmayacağına ve darbe yapmayacağımıza, yaptırmayacağımıza, engel olacağımıza dair namus ve şerefimiz üzerine söz veriyoruz. Yüce Türk ve Müslüman milletimizden ve onların seçtiği Hükümet'ten özür diliyoruz.)

Not 6: Milli Savunma Bakanlığı'na duyuru ve ihbar!

Milli Savunma Bakanı Sayın Hulisi Akar,

Pkk terör örgütünün partisi HDP ile ittifak kurmuş olan Cumhuriyet Halk Partisi, Pkk'ya ödeyeceği bedelle ülke bütünlüğüne ve güvenliğine zarar verecektir. Bu zararın önlenmesi için CHP'nin uyarılmasını, uyarının gereğini yapmadığında ise bu partinin kapatılması için gerekli girişimin başlatılmasını makamınızdan rica ediyoruz.

İmza: BİZ MİLLET veya 72 milyon Türkiyeli çoğunluk. 

Not 7: Sayın emekli Amiraller! CHP'nize söyleyin, eğer gerçekten erken seçim istiyorsa, bunun şartları vardır. Bu şartları yerine getirdiğinde ve Ülke Yönetimi de kabul ettiğinde seçime gidilebilir. Şartlar şunlardır: CHP'niz önce adayını belirlesin ve bunu ilan etsin. İkinci olarak; Pkk terör örgütünün partisi HDP ile müttefikliğini kesinkes bitirsin ve bu partinin kapatılmasını beklesin. Bu şartlar yerine getirilmediği takdirde partinizin erken seçim isteme hakkı yoktur. Hakka ve Adalet'e boyun eğmek borcunuzdur.

Not 8: BİZ MİLLET, sahip olduğumuz "kayıtsız-şartsız" egemenlik hakkımızı bugünden itibaren şart ve kayıt altına alıyor ve bunu Hak, Adalet ve Namus ile sınırlıyoruz. Buna göre; haklı, adaletli ve namuslu olmadığımız takdirde egemenlik hakkımız son bulur.

Haklı, adaletli ve namuslu olmanın içeriği özetle şudur:

Haklı olmak: Yaratan'ın yaratılışın ve yaratılmışların yasasına itaat etmek, onların hakkını çiğnememektir.

Bu ilkeye göre; BİZ MÜSLÜMAN MİLLET, Allah'ın yasasını hayatımızdan dışlayamayız. Yaratılışın yasasına itaatin gereği olarak bilim adamlarını "yaratılışın elçileri" olarak kabul eder, onların isbatlanmış bilimlerini reddetmeyiz. Yaratılmışların yasasına itaatin gereği olarak da; bitki, hayvan ve insan haklarını korur, yapacağımız yasayı da Yaratan'ın, yaratılışın ve yaratılmışların yasasıyla uyumlu yapaz. Uyumsuz bir yasayı da reddederiz.

Adaletli olmak: Haklıya hakkını, suçluya da cezasını hakettikleri kadar vermektir.

Bu ilkeye göre; BİZ MÜSLÜMAN MİLLET'in (siyasal) egemenlik hakkı; haklı, adaletli ve namuslu olduğumuz müddetçe çiğnenemez. Bunu çiğneyecek olan darbeciler cezalandırılır veya onlara savaş açılır.

Namuslu olmak: Aileyi korumaktır. Bu korumanın gereği olarak da BİZ MİLLET, zina ve eşcinselliğe meşruiyet tanıyamayız. Bunlara meşruiyet isteyenler, Türkiye dışındaki ülkelere gidebilirler.

Not 9: Bildirimizin üst taraflarında: "Şartlar değişince (Tanrı'nın da olsa) hükümler değişir" demiştik. Evet, bu söz doğrudur, bir haddini aşmışlık değildir. Çünkü yüce Yaradan bize ve yöneticilere "adaletli olmayı" emretmiştir. Bunun gereği olarak da ondört asır önce verilmiş bir hüküm (şartların değişmiş olmasıyla) bugün adaletsizliğe sebep oluyorsa, o hükmü adaletli hale getirmek görevimizdir. Bunu da Allah'ın Mehdisi yapar.

EGEMENLİK ADALETLİ OLMAK KAYDIYLA BİZ MİLLETİNDİR!

İmza: BİZ MİLLET.

 

(Şairlerimizden rica ediyoruz; bir BİZ MİLLET şarkısı yazsınlar. Size ilham olsun diye biz şu kadarını yazıyoruz, gerisini veya daha iyisini siz tamamlayınız:

Biz Millet, bu ülkenin patronuyuz, Biz Millet. Darbeye darbe vurmuş kimseyiz, Biz Millet. Bitsin artık darbeler, iktidar olsun bu Millet! İlelebed, ilelebed!

Bu sözler, yukarıda linkini verdiğimiz şarkının nakaratına monte edilerek de söylenebilir.)

 

Özel Not: Ey insanlar! Kıyamet çok yaklaştı. Ölümünüz ise kıyametten daha yakındır. Ölümden ve kıyametten sonra tekrar diriltilip Yaradıcı'nıza hesap vereceksiniz. İyi bir gelecek isterseniz, kötülüklerinize son veriniz. Son vermezseniz, hakkınız, Allah'ın ateşli hapishanesine atılmak olacaktır. Ölümü öldürmek ve tekrar diriltilişi önlemek elinizde olmadığından hakettiğinizi mutlaka karşınızda bulacaksınız. Ölümü yok edemediğiniz için bu gerçekleri inkar etmenizin bir faydası yoktur. Madem faydası yoktur ve madem ölüm arslanı her saniye size yaklaştıkça yaklaşmaktadır ve hem madem kalbiniz de yokoluşa razı değil ebedi bir hayat istemektedir, o halde yaradıcınız, yaşatıcınız ve yöneticiniz Allah'a teslim olunuz ve teslim oluşlu bir hayat yaşayınız. Bu yaşam sizi ebedi mutluluğa götürecektir.

Size hergün yirmidört saatlik bir hayat vermekte ve bunun için de koskoca bir evreni işletmekte olan yaşatıcınız Allah'a teslim olmanın şartları şunlardır: Haklı olmak, adaletli olmak, namuslu olmak, ibadetli olmak, ahlaklı olmak ve iyilikçi olup kötülükleri terketmektir.

Bu şartları yerine getirenler için çok güzel bir gelecek vardır. Bu güzel geleceği elinizden kaçırmamalısınız.

İmza: Allah'ın Mehdisi ve Halifesi Mehmed Nur'an.

 

Allah'tan başka ilah yoktur. Mehdi ve Mesih Allah'ın kulu ve elçisidir.

 

Zaman: Yeni Çağ'ın yirmibiri, Nisan başı.

Mekan: Avrupa.

Makam: Hakka dâvet ve uyarı.

Boyut: Muranizm.

 

Yayınlayan: Avrupa Muranistleri.

                        *   *   *

 

 

Keine Kommentare: