Freitag, 3. Juli 2015

FATİHA SÛRESİNİN TEFSİRİ

                FATİHA SÛRESİNİN TEFSİRİ

               acıyarak yaşatan ALLAHın adıyla

Elhamdülillahi Rabbil âlemîn: Âlemlerin rabbi
Allah'a hamdolsun. Evrenin işletilmesinin sonucu
olan rızk ve hayat ve diğer nimetler hep Allah'a
aittir. Öyle ise rızk ve hayat ve diğer bütün
nimetler için yapılmış ve yapılacak teşekkürler,
Allah'tan başkasına yapılamaz. O teşekkürlere,
Allah'tan başkası sahip çıkamaz ve onlar, O'ndan
başkasının hakkı olamaz. Evreni kim işletiyor,
âlemleri kim çeviriyorsa, teşekkür de O'na aittir.
Öyle ise ey âlemlerin Rabbi! Sana hamdolsun.
Çünkü bizi acıyarak yaşatmakta olan Sensin!

Errahmanirrahîm: Allah; rızk ve nimet veren, şefkât
ve merhamet edendir. Yani: Allah, "acıyarak yaşa-
tan ve yöneten"dir. Çünkü rızk ve nimet vermek, Al-
lah'ın "yaşatıcılığ"ına, şefkât ve merhamet etmek
de, O'nun "yöneticiliği"ne bakar, hizmet eder. Çün-
kü şefkât ve merhamet etmede; Allah'ın acıması,
bağışlaması, koruması ve iyileri mükâfatlandırması
vardır. Bu fiiller de, Allah'ın "yöneticiliği"ni ilgilendi-
ren fiillerdir. Demek Allah, "acıyarak yaşatmakta ve
yönetmekte"dir.

("Bu sûre niçin âlemlerin rabbi Allah'a hamd olsun
ile başlıyor?" diyenlere, bu ikinci âyet, yani
"errahmanirrahîm" cümlesi cevap veriyor. Yani:
"Çünkü âlemlerin sahibi ve yöneticisi Allah, size
hayat vermiş ve hayatı da rızkla desteklemiş ve
acıyarak yaşatmakta ve yönetmektedir. Bu yaşatılış
ve yönetiliş de, teşekkürü gerektirmektedir.")

Maliki yevmiddîn: Allah, din gününün sahibidir.
Yani: Kıyametin kopmasından sonra bütün insanlar
diriltilip, o vakit yeryüzüne inmiş bulunan Allah'a,
"O'nun  huzurunda" hesap vereceklerdir. Allah o
güne bizzat sahiplik edecektir. (Bir mümin bu âyeti
okurken, Allah'a vereceği hesabı hatırlamalıdır.)

İyya kenabudü: (Allah'ım) biz ancak Sana ibadet
ederiz. Çünkü herşeyin ve herkesin sahibi yalnız
Sensin. Senden başkaları bu evreni ve içindekileri
yaratamaz, yaşatamaz ve yönetemez. Öyle ise,
Senden başkalarına ibadet edilemez.

Ve iyya kenestaîn: (Allah'ım) biz ancak Senden
yardım isteriz. Çünkü bizim gerçek sahibimiz
yalnız Sensin. Her şeye gücü yetmeyen, bizim
dertlerimizi ortadan kaldıramaz ve beklentilerimize
cevap veremez. Ebedî hayat ve saadet gibi
ihtiyaçlarımızı da Senden başkası karşılayamaz.

İhdinas sıratel mustakîm: (Allah'ım) bizi doğru yola
ilet. Çünkü bilgisiz olarak dünyaya geldik. Senden
başkası da bize doğru yolu gösteremez. Bunun için
Senden ilk isteğimiz, "doğruluk"tur. Eğer doğru yolu
bilmezsek, sapıkça bir hayat yaşamaya mahkûm
kalırız. Bizi sapıklıkta bırakma. Doğru yolu bulduk-
tan sonra da, bizi o yolda sabit kıl.

Sıratallezîne enamte aleyhim: (Allah'ım) bizi, ken-
dilerine nimet verdiklerinin yoluna götür. O nimet
verdiklerin ise, Peygamberler ve onların yolunda
yürümüş iyilerdir. Âhirzamandaki elçilerin ise,
Mehdi ve Mesih'tir.

Gayril mağdubi aleyhim veleddallîn: (Allah'ım) bizi,
gazabına uğramış ve sapmışların yoluna götürme.
O gazabına uğramış ve sapmışlar ise; elçilerine
isyan edip helâk edilenler ve Senden başkalarını
ilah edinenler ve kendi akıllarınca tanrı uyduranlar
ve Seni inkâr edenlerdir.

Allah'ım! Duamızı kabul buyur.

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onbeşi, Ramazan ortası.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Yorum.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *


Keine Kommentare: