Dienstag, 14. Juli 2015

ÂYETEL KÜRSİ'NİN TEFSİRİ

                ÂYETEL KÜRSİ'NİN TEFSİRİ

              acıyarak yaşatan ALLAHın adıyla

Allahu lailahe illa: Allah'tan başka ilah yoktur. Çünkü
bu kâinatı yaratabilecek, yaşatabilecek ve yönete-
bilecek bir tanrının; herşeyi bilmesi, herşeyi görme-
si ve herşeye gücünün yetmesi gerekiyor. Bu vasıf-
lara sahip bir tanrının aczi olmaz ki, başka ortaklara,
başka tanrılara ve başka yardımcılara gerek olsun!
Eğer başka bir tanrıya gerek olsaydı, bu, en başta
olurdu. O zaman Allah, gönderdiği kitaplarda (me-
selâ): "Bu evreni ben Allah ve ortağım Mallah bera-
ber yarattık" derdi. Ama şimdiye kadar gönderilen
hiç bir kitapta böyle bir açıklama yapılmamış. Tam
aksine daima "Tanrı'nın tek olduğu" bildirilmiş. Bu-
nun dışında madde ve tabiat ve evren herhangi bir
kitap göndermemiş ve gönderemez de. Öyle ise,
Allah'ın birliğinde ve tekliğinde şüphe yoktur ve ol-
mamalı. Çünkü eğer Allah'tan başka bir tanrı olsay-
dı, şimdiye kadar varlığını çoktan duyurmuş olurdu.
O halde: "Allah'tan başka ilah yoktur!"

Hüvel hayyul kayyum: Her şeyin hayatlı başı ve so-
nu Allah'tır. Evrenin ve içindekilerinin başlangıcı ve
ayakta kalışı yalnızca Allah'a dayanır. O'ndan baş-
kaları (yani O'nun yarattıkları) onlara dayanak ola-
maz. Hiç bir yaratık kendi kendini var edemez, ken-
di kendine dayanamaz. Meselâ bir ağacın kendi
kendini yaratabilmesi için bütün evreni yaratabile-
cek, yaşatabilecek ve yönetebilecek bir güç ve bil-
gisinin bulunması gerekir. Ama bir ağaçta veya yıl-
dızda bunların hiç biri yoktur. Demek yaratılmış her
şeyin başında ve sonunda Allah vardır, hepsi de O'
nunla ayakta kalır. O'nun evreni bir anlık boşlaması,
herşeyi yıkıma götürür.

Lâte huzühu sinetün velâ nevm: Allah uyumaz ve
uyuklamaz. Çünkü uykusu ve uyuklaması olan, Tan-
rı olamaz. Çünkü evrenin yaratılış, yaşatılış ve yö-
netiliş işleri, uyku ve uyuklama kaldırmaz. Evrenin
sürekli bir yaratış, yaşatış ve yönetilişte oluşu da,
Allah'ın hiç uyumadığını gösterir. Bir yaratık olma-
yan yaratıcı Allah'ın, uykuya ihtiyacı yoktur. Çünkü
varlığı biyolojik ve maddî beden değil, ışıksaldır.

Lehu mâ fiyssemevâti vemâ fiyl ard: Yerdeki ve
gökteki herşey Allah'ındır. Yani insan, Allah'ın mül-
küdür ve O'nun mülkündedir. Yani; insan, sahipsiz
bir varlık olmadığı gibi, içinde bulunduğu mülk de
onun değildir.

Menzellezi yeşfeu indehu illâ biiznih: Allah'ın huzu-
runda O'ndan izinsiz kimse şefaat edemez. Bu da
gösterir ki, melekler, Allah'a karşı büyük bir itaat i-
çindedirler; O'nun önüne geçip de şefaatte buluna-
mazlar. Ama peygamberler ve onların yolunda yü-
rüyen büyükler, din günü Allah'ın izniyle şefaat ede-
bileceklerdir. O halde şefaat hususunda Allah'tan
başkasına güvenilmemelidir.

Yalemu mâ beyne eydiyhim ve mâ halfehum: Allah,
insanların önündekini ve ardındakini bilir. Çünkü O,
her şeyin üstündedir. Yüksekte olan, alttaki herşeyi
görür. Üst olan gökler, alt olan dünyayı tamamen
kuşatmıştır. Evrenin biricik ve değişmez tek başka-
nı yüce Allah da, yönetim tahtıyla ve ışıksal varlı-
ğıyla bütün gökleri ve evreni kuşatmış, avucuna al-
mıştır. Herşey avucunda olan, herşeyi görür, bilir.

Velâ yuhiytûne bişeyin min ilmihî illa bimaşa: Allah'
ın ilminden, ancak Kendisinin dilediği kadarından
başka birşey kavrayamazlar. Yani; insanların bildik-
leri, ancak Allah'ın dilediği kadarıdır. Dolayısıyla
hiç kimse her şeyi bildiğini söyleyemez. Söyleye-
mez ve herşeyi bilemez ki, bilim, imanın üzerine
çıksın! Demek, bilim Tanrı'yı dışlayamaz.

Vesia kürsiyyuhussemavâti velard: Allah'ın kürsüsü,
gökleri ve yeri kaplamıştır. Yeri ve göğü kuşatmış
bulunan bu kürsüden Allah, bütün varlıklara sesini
duyurur. Melekler, ilhamlar ve vahiyler, Allah'ın sö-
zünü duyuran araçlardır.

Vela yuiduhü hifzuhümâ: Gökleri ve yeri korumak,
Allah'a zor gelmez. Çünkü Allah, nihayetsiz kudret
sahibidir; yer ve gök ise, O'nun emri altında olan ve
O'nun emriyle hareket eden âcizlerdir.

Ve hüvel aliyyül azîm: Allah, çok yüce ve çok bü-
yüktür. Evrenin yaratılışta, yaşatılışta ve yönetilişte
olduğu da, O'nun yüceliğini ve büyüklüğünü göste-
rir. Evreni yaratmak, yaşatmak ve yönetmek; ancak
herşeyinde kusursuz, noksansız ve mükemmelliğiy-
le en üst mertebede olanın işidir, küçüklerin işi de-
ğildir. İstediğini yapabilen Kendine ait ruhlu ışıksal
varlığıyla bütün evreni kuşatmış ve avuçlamış olan
Allah'tan daha büyük ve daha yüce birşey ve kimse
yoktur.

                     Allah'tan başka ilah yoktur.
          Mehdi ve Mesih O'nun kulu ve elçisidir.

Zaman:  Yeni Çağ'ın onbeşi, Ramazan sonu.
Mekan:  Avrupa.
Makam: Yorumlama.
Boyut:   Muranizm.

                                                   YAYINLAYAN
                                       AVRUPA  MURANİSTLERİ
                                       *   *   *


Keine Kommentare: