Mittwoch, 23. September 2009

B İ R L İ K N A M E/(Hangi Birlik?)

B I R L I K N A M E

(Hangi Birlik?)

uyumlulari birlestiren, uyumsuzlari ayristiran ALLAHin adiyla


"Kürt Acilimi" ortaya atildi atilali bu acilima karsi düsmanliktan baska,
"birlik" cagrisi ve nutuklari da cogalmaya basladi. Son olarak Genel-
kurmay Baskani da "birlik" istemis. Yani herkes Türklerle Kürtlerin bir-
ligini istiyor.

Peki, Kürtlerle Türkler zaten birlik icinde degil mi?

-Evet, birlik icinde!

(Ama, güya birlik icindeler...)

Peki, Türklerle Kürtler birlik icindeseler, "Kürt Sorunu" neden var?

Demek her birlik derde derman olmuyor. Bazi birlikler aile ve toplum-
lari hasta ediyor.

Kürt ve Türk toplumlarini hasta ettigi gibi...

Bazi birlikler neden hasta eder?

Cünkü aralarinda bir uyusmazlik vardir. Meselâ saglam elmalarla cü-
rük elmalari birarada tutarsaniz, saglam elmalari da cürütmüs olursu-
nuz.

Meselâ sihhatli insanlari, verem hastalariyla birlikte olmaya mahkûm
ederseniz, sihhatli insanlari da mahvedersiniz.

Meselâ akillilari deliler arasina atarsaniz, akillilari kaybedersiniz.

Birbirine zit gelinle kaynanayi birarada olmaya zorlarsaniz, onlardan
biri ya cinayete kurban gider, ya da kanser olur veya delirir.

Iscilerle memurlar birlik olabilir mi?

(Belki hak istemede gecici bir birlik kurabilirler.)

K ile T harfini birlestirsek ne olur?

(Esit birlestirme olursa); Iki harf de kimligini kaybeder, yepyeni bir harf
ortaya cikar.

Peki, birbiriyle anlasamayan dili farkli iki irki zorla birarada tutmaya
calisirsaniz ne olur?

(Eger aralarinda esitlik yok ve bir taraf egemen konumdaysa), herhal-
de bir catisma cikar veya biri birini ezmeye, asimile etmeye, ötekiles-
tirmeye calisir. 80 yildir Güneydogulu Kürtlere yapilan da bundan bas-
kasi olmamistir. Hem seksen yildir (istisnalar haricinde) hic bir Türk
memur ve ögretmen, Güneydogu'da isteyerek, severek görev almamis-
tir; mecburen, caresizlik sebebiyle verilen tayinini kabul etmistir. Her-
kes oraya gitmeyi bir eziyet ve bir iskence olarak görmüstür. (Demek,
zorla sevgi ve güzellik olmuyor.)

Eger siz, Kürt halkina kendi kendilerini yönetebilme imkâni tanisaydi-
niz, kendi irkinizdan olan Türkleri de aci ve cileden kurtarmis olurdu-
nuz.

Evet, birlik isteyelim; birlik güzeldir, birlik kuvvettir. Ama sihhatli birlik
olursa!

Avrupa ülkeleri birlesmislerdir. Ama herbirinin ayri bir devleti, dili ve
irki ve demokrasisi vardir. Yani birlikleri, "sihhatli birlik"e dayaniyor.

O halde hasta edici birlikleri, birliktelikleri de terketmesini bilmeliyiz.

Sihhatli ve dogru birlik nasil olur?

Meselâ müslümanlarin birligi: "Allah'tan baska ilah yoktur, Mehdi Al-
lah'in elcisidir" hakikati altinda olabilir.

Halki müslüman, yöneticileri diktatör olan ülkeler birlesirse, diktatörler
kuvvetlenmis olur. Ama siz onlarin diktatörlüklerinden zarar görmeye-
cekseniz veya onlari demokratiklestirebilecekseniz, onlarla birlesme-
nizde bir sakinca olmaz.

(Maksadimiz zorla ayristirmak degildir. Ama zorla birlestirmenin an-
lamsizligini da görmeliyiz.)

Dilleri ve irklari farkli toplumlari ise, ancak dinleri ayni ve fikirleri de u-
yustugu takdirde birlestirebilirsiniz. Ama siz bu birlestirici mânevî tut-
kali bir asirdan beri bozmaya ve onu yok etmeye calismissaniz, o tut-
kal, sizin birlestiriciliginizde zayif düsecek, bir i$e yaramayacaktir ve
simdi de yaramiyor. Dini bozulmaya ve dindarligi yok edilmeye calisil-
mis bir Türk ve Kürt toplumunu birlik icinde tutma gayretleri de bunun
icin (kisa vadede) olumlu sonuc vermeyecektir ve veremez.

Eger iyi bir sonuc istiyorsaniz, önce yok etmeye ve etkisini kirmaya
calistiginiz o mânevî unsuru kuvvetlendirmek zorundasiniz. Bu zorun-
lugu kisa zamanda yerine getiremeyecekseniz (bu zaten mümkün
degildir), o halde sucunuzun cezasini cekeceksiniz. Yani: Kürt halki-
nin kendi kendini yönetebilme hakkini taniyacaksiniz. Böylece onlara
borcunuzu ödemis olacaksiniz. Bu borcun ödenmesine karsi direndi-
giniz takdirde daha cok zarara ugrayacaksiniz. Akilli olan, az zararliyi
cok zararliya tercih eder. Türk halki ve yöneticileri de herhalde dogru
tercihi yapabilecek akil ve zekâya sahiptir. Akilsizlikta direnenlere
karsi da savasimiz sürecektir. Baris isteyenler, akillarini dogru i$let-
mek zorundadirlar. Aksi halde bu sorun, yeni sehitler üretmeye de-
vam edecektir. Ama her iki halk da yeni sehitler degil, sag canlar,
evlâtlar istiyor. Bu hakli istege karsi ba$ egmekten baska care yoktur.

Öyleyse i$te care: Borcunu öde, sorun bitsin!

Not: Bir soru: Siyasetin "agababasi" olan askerler, siyasete karismaya
ve verdikleri siyasal demeclerle demokrasimize tecavüz etmeye ne za-
man son vereceklerdir, merak ediyoruz? (Aslinda merak etmiyoruz. Bu
kötülügün derhal son bulmasini istiyoruz ve cok yakinda, siyasete kari-
san askerlerin nasil istifa ettirilecegini hep birlikte görecegiz...)


Zaman: Yeni Cag'in dokuzu, Eylül sonu.
Mekan: Avrupa.
Makam: Birlik.
Boyut: Muranizm.

YAYINLAYAN
AVRUPA MURANISTLERI
* * *

Keine Kommentare: