PRENS HARYY'E AÇIK MEKTUP!
(Bu bildiri ve mektupta AB, ABD, İngiltere, Rusya, Çin, Türkiye, NATO
ve BM'ye mesaj var.)
katilleri cezalandıracak olan tekTANRInın adıyla
Prens Harry,
Afganistan'a gittiğinizde, "orada Afganlı savaşçılardan
25'ini öldürdüğünüzü ve bu öldürmeciliğinizden utanç duymadığınızı, fakat bu rakamın
çok düşük olmasından rahatsızlık duyduğunuzu" söylemiş ve "onları insan olarak görürseniz öldüremezsiniz, ben de onları
insan olarak görmüyordum" demişsiniz.
Demişsiniz ama hata etmişsiniz. Çünkü gerçekleri öğrenince o savaşa katılmakla ve katliam
yapmakla ne kadar büyük bir kötülük etmiş olduğunuzu görecek ve "keşke o savaşa katılmamış olsaydım"
diyeceksiniz.
Çünkü siz o savaşa katılmakla ve katliam yapmakla çok büyük bir katil oldunuz! Çünkü katıldığınız savaş, haksız bir savaştı. Haksız bir savaşın savaşçısı ise
öldürdükleriyle cinayet işlemiş olur. Siz de orada büyük bir cinayet işlemişsiniz.
Çünkü o savaş haksızlıkla başlamıştı. Çünkü 11 Eylül Terör Eylemi'nde darbe yiyen ABD, teröristlere karşı savaş açmakta haklıydı. Fakat
Afganistan'a saldırma hakkı yoktu. Çünkü o zaman Georg Bush, Taliban'a sığınmış olan El Kaide
liderini Taliban'dan istedi. Fakat Taliban, istenen kişinin uluslararası bir mahkemede
yargılanmasını talep etti. Taliban bu talebiyle hukuk yolunu tuttu. Ama o zamanki Bush
yönetimi bu talebi reddetti. Bu reddedişle de hukuksuzluğu tercih etti. Bu
tercihiyle de Afganistan'a saldırarak haksızlığa düştü. Yani açılan savaşta onbinlerce
Afgan savaşçısı ve yüzbinlerce sivil halk haksızlıkla öldürülmüş oldu. Yani sonuçta ABD ve
ülkenizin ve NATO'nun katliamlarına siz de ortak olmuş oldunuz. Yani şu anda siz bir
katilsiniz! Yani bir suçlusunuz! Yani cezalandırılmanız gerekiyor!
Fakat ne yazık ki sizi cezalandıracak bir mahkeme yok! Ama bu kadar ucuz
kurtulamazsınız! Çünkü yüce Tanrı'nın Büyük Mahkeme'si sizi bekliyor. Kıyametten sonraki
yeniden dirilişin ardından açılacak bu mahkemede mutlaka yargılanacaksınız. Bu yargılama sonucunda da
cehenneme atılacaksınız. Fakat bu kötü sonuçtan kurtulmanız mümkündür.
Bunun yolu da tövbe edip, yüce Tanrı'dan af ve Afgan halkından da özür
dilemektir. Bu özrü ve affı dilemediğiniz müddetçe suçlu kalacak ve öte
dünyada da hakettiğiniz cezayı bulacaksınız.
Şu anda eğri bir yolda olduğunuzu görmelisiniz. Görebiliyor musunuz? Eğer eğri yoldan çıkıp doğru yola girmek
isterseniz, yapacağınız şudur:
Önce evrenin ve içindekilerinin bir Sahibi olduğunu ve o Büyük
Sahip'e Batı'da Got, OrtaDoğu'da Allah, İsrail'de Yehova dendiğini bilmeli ve kabul etmelisiniz. Çünkü sizin eviniz
ve ülkeniz nasıl sahipsiz değilse, dünya ve evren de sahipsiz değildir. Yüce Tanrı da bu sahipliğini önce Musa
ile, sonra İsa ile ve daha sonra da Muhammed peygamberle bildirmistir. Bu bildiriler
karşısında dünya ve evrenin sahipsiz olduğunu iddia edemezsiniz. O halde evren
sahiplidir. Kabul ettiniz mi? Kabul ettiyseniz, bu kabulle beraber o Büyük
Sahip'in ışıktan ve ışından yaratılmış memurları olan melekleri, elçileri olan İsa, Musa ve
Muhammed'i, ve onlara verilmiş Kitapları, kıyametten sonra
kurulacak öte dünyayı da kabul
etmelisiniz.
Çünkü İsa, Musa ve Muhammed gibi elçiler ve onlara verilen Kitaplar olmazsa,
evrenin sahibinin Kim olduğu ve o Sahip'in insanlardan ne istediği bilinemez. Bu
bilinemezlik ise insanları gayesizliğe ve başıboşluğa iter. Bu itiliş ise insanı hayvanlardan
daha aşağı bir seviyeye düşürür. Ama insandaki akıl bu seviyeyi kabul edemez. Eğer kıyametten sonra
kurulacak olan öte dünya olmazsa, insanların bütün çalışmaları karşılıksız kalır, boşa gider ve iyiler
ile kötüler eşitlik kazanır. Böyle bir kazanç ise nihayetsiz bir adaletsizlik olur. İşte yüce Tanrı bu adaletsizliği kabul edemez.
Etmediği için de öte dünyanın varlığını gerekli görmüş ve onu kuracağına dair söz vermiştir. Bu sebeple ölümle herşey bitmez. Herşey yeni başlar. Bu başlangıç için de bütün
insanlar ölümlerinden sonra tekrar diriltileceklerdir. Bu yeniden diriltiliş de iyilerin
mükafat, kötülerin de ceza alması içindir. Cennet ve
cehennem de onların yeni yurtları olacaktır.
Ölümden sonra tekrar diriltilip ebedi bir dünya ve hayat kazanmak, en
mükemmel olaydır. Bu olay reddedilemez. Çünkü insanın kalbi ebediyet
ister, ölümle sonlanacak bir hayata razı olamaz. Siz de razı olmamalısınız. Ebediyeti
aramalı ve istemelisiniz. Çünkü ebediyet olmazsa, dünya anlamını yitirir. Bu
anlamsızlığı ise akıl kabul edemez.
Bunları kabul ettiniz mi Prens Harry? Eğer bu inanç şartlarını kabul
ettiyseniz, bu kabulden sonra da evrenin biricik Sahibi'ne teslim olmalısınız. O'na teslim
olmanın şartları ise şunlardır:
Haklı olmak, adaletli olmak, namuslu olmak, ibadetli olmak, ahlâklı olmak ve
kötülükleri terkedip iyilikçi olmak ve iyi işler yapmaktır.
Bunları da kabul ettiniz mi Prens Harry?
Eğer kabul ettiyseniz evren Sahibi'ne teslim oluşun şartlarının açıklaması şudur:
HAKLI OLMAK: Yaratan'ın, yaratılışın ve yaratılmışların yasasına itaattir. Bu itaati kabul edenler haklıdır. İtaat etmeyenler
ise haksızlıktadır. Eğer yaratılmışlardan olan insanların yasası Yaratan'ın ve yaratılışın yasasıyla uyumlu değilse, o insan
yasasına itaat etmeye mecbur değilsiniz. Veya uyumlu olanlarına itaat
edersiniz, uyumlu olmayanlarına da karşı çıkarsınız. Bu sizin hakkınızdır.
Yaratan'ın yasası, evren Sahibi'nin indirdiği son Kitap Kur'andadır. Yaratılışın yasasını ise bilim
insanları temsil eder. Dolayısıyla bilimin kanıtlanmış bilgilerini
kabul etmek zorundasınız. Kanıtlanmamış bilgileri kabul etme zorunluğunuz yoktur. Evren'in Sahibi'ne inanmayı kabul etmiş bilginleri,
"yaratılışın elçisi" olarak görebilirsiniz.
ADALETLİ OLMAK: Haklıya hakkını, haksıza da cezasını hakettiği kadar vermektir. Adaletin ondan fazla ilkesi vardır. Bu ilkeleri çiğneyenler adaletli
sayılmaz. Adaleti çiğneyenler, insan haklarını çiğnemiş olur.
NAMUSLU OLMAK: Namuslu olmak, aileyi korumaktır. Bu koruma için de meşru olmayan cinsel
ilişkiye, eşcinselliğe ve tecavüzcülüğe yanaşmamak ve onları terketmek gerekiyor.
İBADETLİ OLMAK: En başta evrenin Sahibi olan Tanrı'yı anmak, yüceltmek ve O'na teşekkür etmektir. Çünkü o Tanrı insanlara hergün
24 saatlik bir hayat vermekte ve bu hayatı da gıdalarla doldurmaktadır. Bu verilenler
de teşekkürü ve hayat Sahibi'ni yüceltmeyi gerektiriyor.
İbadet, yaşatılışın teşekkürüdür. Başlangıç olarak: Her sabah uykudan kalktığınızda "yeni bir güne kavuşturan Tanrı'm Sana teşekkür
ederim" demelisiniz. Marketten alışveriş yaptıktan sonra "ihtiyaçlarımızı karşılayan Tanrı'm Sana teşekkür
ederim" demelisiniz. Birşey yiyip içtikten sonra da
teşekkür etmelisiniz. Işığın düğmesine basınca da
"karanlıktan kurtaran Tanrı'm Sana teşekkür
ederim" demeli, ilkellikten yüksek medeniyete çıkmalısınız.
Bu ibadetten başka hergün beş defa Mekke tarafına yönelip Tanrı önünde eğilme ibadeti, yılda bir ay açlık ibadeti,
fakirler için devlete servet vergisi ödeme ibadeti de vardır. Diğer ibadetleri de
Kur'anı iyi bilen din öğretmenlerinden öğrenebilirsiniz.
İbadetsiz insan, Tanrı katında "değersiz
insan"dır. Değerli olmak isterseniz, artık ne yapılacağını biliyorsunuz.
AHLAKLI OLMAK: İnsanın kendi içinde taşıdığı kötülükleri içinden atmak ve
onların yerini iyiliklerle doldurmaktır. Mesela gurur, kibir, kıskançlık, cimrilik gibi
sıfatlar kötü ahlâktır. Onların yerini alçak gönüllülük, başkasının başarısına sevinmek,
cömertliği ve diğer olumlu sıfatları koymak ve doldurmakla güzel ahlâkı kazanmış olursunuz.
İYİLİKÇİ OLMAK: Acizlerin, fakirlerin ve muhtaçların yardımına koşmaktır. Ama bu yardım ve koşu, Tanrı ve insanlık için yapılmalı, karşılık
beklenmemelidir.
Bu şartları kabul ettiniz mi Prens Harry? Eğer bu şartları kabul edip uygulamaya koyarsanız gerçek insanlığı kazanmış olursunuz. İşte böyle bir
insan oluş, sizi öte dünyada cennete götürür. Aksi halde ödülünüz cehennem olacaktır. Cehennem, yüce
Tanrı'ya inanmayı kabul etmeyenlerin ve kötülügü terketmeyenlerin ebedi yurdudur. Ölümü
öldürmek, tekrar diriltilişi engellemek ve kıyameti durdurmak
mümkün olmadığından cehennemden kurtuluş yoktur. Cehennemden kurtuluşun tek yolu; Tanrı'ya inanmak ve
yukarıda gösterilen şartlara uyarak O'na teslim olmaktır. Siz de Afganistan'da 25 masum savaşçıyı haksızlıkla katlettiğiniz için suçlu durumdasınız. Bu durumdan
ancak yüce Tanrı'ya tövbe ederek kurtulabilirsiniz. Eğer gerçek bir insan
olmak isterseniz, yüce Tanrı'ya inanmalı, O'na teslim
olmalı ve gerekli tövbenizi yapmalısınız. Bunları yapmadığınız takdirde gerçek insan olmanız mümkün değildir. Çünkü insan oluşun ölçüsünü insanlar değil, ancak insanı yaratan Tanrı koyabilir.
Dünyayı, evreni ve insanları siz yaratmadığınız için insanlığın üstünde sizin
bir üstünlüğünüz yoktur. Üstünlük, Tanrı'ya saygılı ve sevgili olmaktadır. Kim saygılı ve sevgiliyse,
o, üstündür. Yüce Tanrı, O'na inanmayan ve teslim olmayanları hayvanlardan
daha aşağı bir seviyede görmekte, onlara değer vermemektedir. Değerli olmak
isterseniz, sizi yaratmış ve yaşatmakta olan Tanrı'nızı saymalı ve sevmelisiniz. Aksi halde kral ailesinin
bir ferdi olmak sizi değerli yapmaz. Çünkü insan oluş, Tanrı'ya inanç ve O'na teslim oluşla mümkündür.
Merak edebilirsiniz: Gerçek Tanrı kimdir? Gerçek Tanrı, ancak evreni ve
içindekileri yaratmış ve yönetmekte olandır. Evreni
yaratacak ve yönetecek gücü, bilgisi ve olümsüzlüğü olmayanlar gerçek Tanrı olamaz. Dolayısıyla 2000 yıl önce dünyaya
gelmiş Meryem oğlu İsa da, 14 milyar yıl önce yaratılmış evrenin yaratıcısı olamaz. Demek, İsa bir Tanrı değildir. İsa, Tanrı oğlu da olamaz! Çünkü ölümsüz olan
Tanrı'nın ölümlü bir çocuğa ihtiyacı olmaz. Yüce Tanrı, insan soyundan bir varlık olmadığı tam aksine insan
soyunun yaratıcısı olduğu için hiçbir insan Tanrı'nın çocuğu olamaz. İnsan ancak Tanrı'nın eseri olabilir. Bir ressamın yaptığı tablo, o ressamın oğlu veya kızı değil, eseridir. İnsan da böyledir,
yani Tanrı'nın eseridir. Bu durumda İsa ancak Tanrı'nın elçisi olabilir ve
öyledir. O halde yanlış tanrılar icad etmeyelim, etmemeliyiz. Aksi halde inancımız Tanrı katında çöpe gider. Öte
dünyanın çöp kutusu ise ancak cehennemdir.
İşte bu sebeple: "Tanrı tektir. İsa, Musa ve
Muhammed; Tanrı'nın yaratığı ve elçisidir." demek zorundasınız. Bu tasdiklemeyi yapmadığınız müddetçe doğru bir dine ve
inanışa sahip olamazsınız.
Dikkatli olunuz! Ateistler sizin doğru inancınızı kolaylıkla yıkabilir. Eğer yıkılmaz bir inanç isterseniz,
Risale-i Nur okumalısınız.
İmza: Mehdiyet ve Hilafet Makamı.
Not 1: Prens Harry! Şu suali kendinize sormalısınız:
"Afganistan'da ne arıyordunuz? Hangi hakla oraya girdiniz?" Çünkü sizin orada
bulunma ve Afganistan'a saldırma hakkınız yoktu. Çünkü Afganistanlılar sizin
ülkenize saldırmamıştı; sizin ülkenizde terör eylemi de yapmamıştı. Ama siz ve
kraliyet ordusu ve ABD oraya hukuksuz bir şekilde girdiniz.
3,5 milyon masum sivili ve savaşçıyı katlettiniz. Sonuçta çok büyük bir suç kazandınız. Bu suçlarınızdan dolayı öte dünyada
mutlaka hesaba çekilecek ve
hakettiğiniz cezayı bulacaksınız. Çünkü bu dünyada sizi yargılayacak bir mahkeme ve mahkemeye çıkaracak bir güç bulunmuyor. Bir güç bulunsa bile, insan ömrü kısa olduğu için büyük suç işlemiş olanlara yeterli ceza verilemez. (Çünkü 3,5 milyon masum insanı katletmiş bir ülke yönetimindekilerin gerçek cezası, 3,5 milyon kere idamdır.) Dolayısıyla cezanız öte dünyaya kalıyor.
Not 2: Rusya Ukrayna'ya haksızlıkla saldırdığı için Ukrayna Rusya'ya saldırma hakkı kazandı. Eğer Rusya
Ukrayna'dan çıkmayı ve 1 trilyon dolarlık savaş tazminatını ödemeyi kabul
ederse, Ukrayna'nın Rusya'ya saldırmasına gerek kalmaz. Eğer Rusya gereken borcu ödemezse ve Ukrayna
devleti de İngiltere krallığından yardım isterse, bu takdirde İngiltere Rusya'ya saldırma hakkı kazanır. Bu hakkı kullanıp kullanmamak İngiltere
yönetiminin kararına kalmıştır. Bu karar, ABD yönetimi için de geçerlidir.
Rusya adalete boyun eğerek yenilgiyi kabul etmeli ve gereken ödemeyi
ve çekilmeyi yapmalıdır. Eğer Rusya bunları yapmazsa, çok daha büyük zararlara uğrayabilir.
Rusya gerekenleri yapmadığı ve yapmayı kabul etmediği takdirde Birleşmiş Milletler'den
derhal atılmalıdır. Eğer Çin yönetimi Rusya'nın kötülüklerine destek vermeye ve Tayvan'a
saldırmaya kalkarsa, o da BM'den atılmalıdır.
Adaletin süratli bir şekilde işletilmesi gerekiyor. Adalete boyun eğmeyen ülkelerin
BM'de işi olamaz. Birleşmiş Milletler, "Adalete Boyun Eğen Ülkeler Birligi" haline getirilmeli.
Boyun eğmeyen ve eğmeyecek ülkelerin bu Birlik'ten
atılması gerekir.
Diktatörlüklerini sonlandırmayan Suriye ve Kuzey Kore gibi ülkelerin de
BM'de işi olamaz. Onların da Birlik'ten atılmaları gerekiyor. Terör örgütlerine destek veren
ülkeler de Birlik'te barınamaz. En iyisi yeni bir sözleşme hazırlayıp BM'yi arındırmaktır.
Çin yönetiminin Tayvan'a saldırma hakkı yoktur. Saldırmaya kalkacak
olursa, ABD saldırgana savaş açmak hakkı kazanır, tabii Tayvan yönetimi yardım talep ederse. Tayvanlıların üçte ikisi ilhak
edilmeyi istemedikçe, Çin'in bu ülkeyi ilhak etme hakkı olmaz.
Not 3: Rusya'nın Ukrayna'ya haksız saldırısı yüzünden Rusya Avrupa'nın yaptırımına, Avrupa da
Rusya'nın yaptırımı olan gaz kesilmesine çarpıldı. Bu çarpılmayla da şimdi her iki
tarafın yüzmilyonlarca insanı ekonomik sıkıntı çekmekte. Bu sıkıntı insan haklarının çiğnenmesidir. Bir
haksız saldırı, yüzmilyonlarca haksızlığa dönüştü. Rusya, yenilgiyi kabul ederek, Ukrayna'dan
çıkmalı ve üretmekte olduğu dehşetli haksızlığı, yüzmilyonlarca
insanın hakkının çiğnenmesine sebep olmayı sonlandırmalıdır. Rusya, sözünü tutmayan ABD'ye saldırmayı göze alamayıp, Ukrayna'ya
saldırmış, onu kolay lokma sanmıştır. Ama sonuçta yine ABD ile
karşı karşıya gelmiştir, gelecektir. Rusya hesap hatası yapmıştır. İsterse bu hatadan dönebilir, daha fazla
zararlara uğramaktan kurtulabilir.
Not 4: 20 yil öncelerde "Taliban El-Kaide liderini vermedi"
diye, Bush yöbetimi Afganistan'a saldirmisti. Bu durum, Türkiye'ye, ellerindeki
onlarca teröristi iade etmeyen AB ve ABD'ye savas acma hakki kazandiriyor.
Türkiye israrla iadelerini istedigi halde o teröristleri iade etmemekte direten
AB ve ABD yönetimleri bu gercegi görmeli ve gerekeni yapmalidir. Veya
"Bush yönetimi Afganistan'a saldırmakla hata ve hukuksuzluk etmiştir" demelidirler.
Eğer bunu derlerse, Bush yönetimindekilerin yargılanmasını sağlamaları gerekir. Eğer bunu
yapmazlarsa, hukuksuzluklarını kanıtlamış olurlar. Hukuksuz devletlere ise;
"haydut devlet" denir. Haydut devletler, hukuka değil, güçlerine
güvenirler.
Not 5: Ukrayna Rusya'nın haksız saldırısına uğradığı için, saldırıya uğrayan ülke yardım istediği takdirde ABD, İngiltere ve NATO
hukuksal olarak Rusya'ya saldırma hakkı kazanır. Eğer Rusya Ukrayna'dan çıkmayı ve gerekli
tazminatı ödemeyi kabul ederse, yardımı istenen ülkelerin Rusya'ya saldırı hakkı kalmaz. Ama şu anda saldırı hakkına sahiptirler.
Not 6: Bütün dünya devletleri Adaletli Yeni Dünya Düzeni'ne hazır olmalı ve adalete boyun
eğmeyi kabul etmelidirler. Kabul etmek istemeyenler BM'den ayrılmalıdır.
Not 7: Ey insanlar! Tanrı'ya hesap verme
vaktiniz çok yaklaştı. Çünkü kıyametin kopmasına sadece 100 yıl kaldı. Hesabınıza iyi hazırlanınız. Kaybeden olmayınız.
Not 8: Bu bildiri ve mektup uluslararası diplomatik
platformda paylaşıldı.
Özel not: Kur'ana hizmet etmek isteyenler bu bildiriyi ingilizceye çevirip Prens
Harry'e, Kraliyet Ailesi'ne, İngiliz medya ve basınına ve aydınlarına ve siyasetçilerine hiç vakit
kaybetmeden iletmelidir.
İmza: Mehdiyet ve Hilafet Makamı.
EVRENİN SAHİBİ TANRI TEKTİR
İSA MUSA VE
MUHAMMED TEK TANRI'NIN KULU VE ELÇİSİDİR
Zaman: Yeni Çağ'ın yirmiüçü, Ocak ortası.
Mekan: Avrupa.
Makam: Hakka davet ve Uyarı.
Boyut: Muranizm.
Yayınlayan: Avrupa
Muranistleri.
(Muranist: Modern Kur'anlı.)
* *
*
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen