RUSYA, AB, ABD, NATO VE UKRAYNA'YA UYARI!
adâletle hükmedenlerin en iyisi tek TANRI'nın adıyla
(Bu
bildiride, Rusya-Ukrayna Savaşı'yla ilgili kimin haklı kimin haksız olduğunun hükmünü ve savaşa katılan ülkelerin üzerine düşen sorumluluklarının ne olduğunu okuyacaksınız.)
Birlesmiş Milletler'deki 5 daimi üyenin bir
oyunun, çoğunluğun oyunu geçersiz kılan adâletsiz oylama sisteminin,
devletler arası sorunları çözmesi mümkün olmadığından, ortaya çıkan sorunların çözümü, "Mehdiyet ve Hilâfet Makamı"na kalmıştır.
Bu Makam,
Rusya-Ukrayna Savaşı'yla ilgili olarak şu hükme varmıştır:
ABD,
1993'te dönemin Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin'e, NATO'nun doğuya
genişlemeyeceğine, bunun yerine Doğu Avrupa, Balkan ülkeleri ve eski Sovyet
cumhuriyetleri ile Barış için Ortaklık Programı kapsamında ilişki kurulacağına
dair söz vermiş. Fakat verilen sözler tutulmamış ve o tarihten itibaren Doğu ve Güneydoğu
Avrupa'dan 14 ülke NATO'ya alınmış.
ABD verdiği sözü tutmadığı için şimdi Rusya
o 14 ülkeye savaş açma hakkı kazanıyor. ABD eğer bu hakkın iptal olmasını isterse, o
14 ülkeyi NATO'dan çıkarmalıdır. Çıkarmazsa, Rusya o ülkelere savaş açabilir. Çünkü ABD, verdiği sözde durmamıştır. Çünkü ortada, verilmiş bir "söz" vardır. ABD niçin sözünde durmuyor?
Rusya ise,
onun Ukrayna'ya saldırma hakkı yoktur. Çünkü Ukrayna, NATO üyesi değildir. Aynı zamanda Rusya'nın Ukrayna'ya verdiği bir söz vardır. Verilen bu söze göre, Ukrayna 5000
nükleer silahın Rusya'da imha
edilmesini kabul ettiğinde, "Rusya Ukrayna'ya saldırmayacaktır." Ukrayna şartı kabul etmiş ve gerekeni yapmıştır. Ama
Rusya verdiği sözde durmamakta
ve Ukrayna'ya saldırmaktadır. Bu saldırı bir haksızlıktır ve suçtur. Suç işlemekte
olan Rusya bu haksız saldırısını durdurmak
zorundadır.
Rusya,
NATO'ya alınmaması gereken o 14 Doğu Avrupa ülkesine -NATO üyesi oldukları için- savaş açabilir, fakat Ukrayna'ya savaş açamaz. Çünkü Ukrayna, NATO üyesi değildir. Nükleer silahlardan arınmakla ilgili görevini de yerine getirmiştir. Şimdi Rusya da Ukrayna'ya verdiği sözü tutmak zorundadır. Eğer sözünde durmaz ve saldırısını sonlandırmazsa, NATO Ukrayna için Rusya'ya karşı savaşmak zorunda kalır. Bu savaş da NATO'nun "haklı savaşı" olur. Ve Türkiye de, NATO üyesi
olduğu için bu savaşa katılmak zorunda kalır. Bu savaşa, NATO'da bulunan ABD ve AB ülkeleri de
katılmak zorundadır. Savaşa katılmak istemeyen ülkeler de NATO'dan ayrılmaya mecburdur.
Rusya
verilen o söze zıt olarak NATO'ya alınmış 14 Doğu Avrupa ülkesine
savaş açtığında ise, NATO'nun o ülkeleri koruma ve Rusya'ya karşı savaşma hakkı yoktur. Eğer NATO bu hakkı çiğneyerek
Rusya'ya karşı savaşmaya kalkarsa, bu takdirde NATO üyesi
olan Türkiye'nin bu haksız savaşa katılmama hakkı vardır. Bu hak, diğer NATO üyeleri için de geçerlidir. Rusya'nın o 14 ülkeye savaş açmaması isteniyorsa, o ülkeler NATO'dan derhal çıkarılmalıdır. O
ülkeler NATO'dan çıkarıldığında da Rusya'nın onlara saldırı hakkı kalmaz.
Ukrayna, Kırım'ın ilhakını tanımak zorunda mıdır?
Kırım halklarının yüzde
83'ü bu ilhakı kabul ettiği için, diğer ülkelerin de bu ilhakı tanıması gerekiyor.
Çünkü bu ilhakta
büyük bir çoğunluğun kabulü var. Bu ilhakı kabul etmeyen küçük azınlık ise
ülkeyi terkedebilir, bu hakka sahiptir. Onların bu hakkı çiğnenemez.
İlhak ve özerklik
konularında halkın dörtte üçünün yani yüzde 75'inin ilhak edilmeyi
veya özerk olmayı kabul etmesi şarttır. Sayıları verilen
orandan az olursa, ilhak ve özerklik reddedilir. Ama sayıları o orandan
yüksek olursa, onların ilhak veya
özerklik taleplerini kabul etmekten başka çare kalmaz. Kırım halkları da gerekli çoğunluğu sağlamıştır. Rusya bu konuda
haksız değildir. Ama bu hakkı tanımayanlara savaş açma hakkı yoktur. Ancak Kırım Rusya'nın elinden zorla alınmak istenirse onlara savaş açabilir veya açılan savaşa karşılık
verebilir.
İlhak edilme isteğiyle ilgili olarak eğer Türkiye'nin dibindeki Suriye halklarının yüzde
75'i Türkiye'ye ilhak olmak isterlerse, Rusya ve Suriye yönetimi bu ilhakı tanımak zorundadır. Bu ilhakı tanımazlarsa, Türkiye de Kırım'ın ilhakını tanımak zorunda kalmaz. Ve bu takdirde Rusya
da Kırım'ı ilhaktan
vazgeçmek zorunda kalır. Vazgeçmek istemezse, talep edildiği takdirde Suriyeli halkların ilhak edilme arzusunu kabul etmelidir.
Türkiye şu anda Suriyeli
halklara ilhak dâveti götürme hakkına
sahiptir. Bu hak engellenemez!
Eğer Türkiye Suriye halklarından ilhak dâveti alır da Suriye yönetimi buna engel olmaya
kalkarsa, Türkiye Şam rejimine savaş açma hakkı kazanır. Bu savaşta Rusya, İran ve ABD ya Türkiye'nin yanında olurlar, ya da tarafsız kalırlar. Türkiye'nin karşısında olma
hakları yoktur.
Özetleyecek
olursak: Eğer savaşın son bulması isteniyorsa, Rusya Ukrayna'ya saldırısını sonlandırmalı ve askerlerini derhal geri çekmelidir. NATO da eğer Rusya'nın o 14 Doğu Avrupa ülkesine saldırmasını istemezse,
onları üyelikten çıkarmalıdır. Rusya da, üyelikten çıkan ülkelere saldırmayacağına dair söz vermeli ve sözünde durmalıdır. Barış isteyenler, adâletin gereğini yerine getirmek zorundadır. Adâletin gereği yerine getirilmezse, savaşlar bitmez, barış gelmez.
Şimdi karar verme sırası AB, ABD ,
NATO ve Rusya'dadır. Savaş mı
istiyorsunuz, barış mı? Barış isterlerse, adâlete boyun eğerler, barışı kazanırlar. Adâleti çiğnerlerse,
suç işlemiş olurlar. Suçluları da cezâlandırmaktan başka çare yoktur. Suçluları durduracak veya cezâlandıracak çok güçlü ve adâletli bir devlet yoksa, cezâlandırma işi yüce Tanrı'ya kalır. O'nun kahrı da zâlimleşmiş ülkeleri yıkar, milletleri de yok eder. Yıkım ve yok
oluş istemeyen
devletler, adâlete boyun eğmeli,
kendilerini kurtarmalıdırlar.
Zafer, güçlülerin değil, haklılarındır, Hakk'a tapanlarındır!
İmza: Mehdiyet ve
Hilâfet Makamı.
Not 1:
Rusya verdiği sözde durmak
zorunda olduğu için Ukrayna'ya saldırması haksızlıktır. NATO da Rusya'ya verdiği sözde durmaya mecbur olduğundan 14 Doğu Avrupa ülkesini üyeliğe alması haksızlıktır.
Not 2: Bu
haksızlığın adâletli karşılığı; Rusya'nın da bir askerî
pakt kurup bu pakta ABD'nin dibindeki Meksika, Küba, Haiti, Jamaika, Guetamala,
El Salvador ve Nikaragua'yı üye
yapmaktır. Eğer bu üyeliğe ABD engel olursa veya o ülkeleri üye
yapmak mümkün olmazsa, bu takdirde Rusya 14 Doğu Avrupa ülkesine savaş açabilir. Ama bu savaştan önce onları NATO'dan çıkmaya dâvet etmesi gerekir. Bu dâveti
reddedenlere savaş açabilir. Açılacak savaş, o ülkeleri işgal etmek için değil, NATO'dan çıkarmak için olacaktır. Ne yazık ki ABD'nin verdiği sözde durmaması, bu savaşları gerekli kılmaktadır.
Not 3: Tekrar ediyoruz: Adâlet, devletleri
ayakta tutan en önemli sütundur. Bu sütunun ön tarafı, haklıya hakkını vermektir.
Arka tarafı ise, suçluları cezâlandırmaktır. Haklıya hakkını
vermeyenler suç işlemiş olurlar. Suçluların da cezâlandırılması gerekir. Suçlulara verilecek cezâ, işledikleri suçun dengi kadardır.
Hukuk
önünde güçlü devletlerle güçsüz devletler eşittir. Bu eşitliği kabul etmeyenler zâlimdir!
Not 4:
Müslümanlar Son Peygamber'in şu sözünü
unutmasınlar: "Mehdi
ortaya çıktığı zaman dünyayı bir gecede adâletle doldurur."
Not 5: Bu
bildiride açıklanan hüküm,
Allah'ın Mehdisi ve
Halifesi Mehmed Nur'an tarafından
onaylanmıştır.
Not 6: Bu
bildiri Türkiye yönetimi eliyle ilgili ülkelere iletilmeli ve yanlış taraf tutmamaları için de bütün devletlere gönderilmelidir.
Not 7: Bu
bildiri uluslararası diplomatik
platformda paylaşılmıştır.
İmza: Mehdiyet ve
Hilâfet Makamı.
Tanrı tektir. İsa, Musa ve Muhammed tek Tanrı'nın kulu ve
elçisidir.
Zaman: Yeni
Çağ'ın
yirmiikisi, Mart başı.
Mekan:
Avrupa.
Makam:
Hakka davet ve uyarı.
Boyut:
Muranizm.
Yayınlayan: Avrupa Muranistleri.
* * *
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen