Montag, 7. März 2022

RUSYA, AB, ABD, NATO VE UKRAYNA'YA UYARI!

RUSYA, AB, ABD, NATO VE UKRAYNA'YA UYARI!

 

adâletle hükmedenlerin en iyisi tek TANRI'nın adıyla

 

(Bu bildiride, Rusya-Ukrayna Savaşı'yla ilgili kimin haklı kimin haksız olduğunun hükmünü ve savaşa katılan ülkelerin üzerine düşen sorumluluklarının ne olduğunu okuyacaksınız.)

 

Birlesmiş Milletler'deki 5 daimi üyenin bir oyunun, çoğunluğun oyunu geçersiz kılan adâletsiz oylama sisteminin, devletler arası sorunları çözmesi mümkün olmadığından, ortaya çıkan sorunların çözümü, "Mehdiyet ve Hilâfet Makamı"na kalmıştır.

Bu Makam, Rusya-Ukrayna Savaşı'yla ilgili olarak şu hükme varmıştır:

ABD, 1993'te dönemin Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin'e, NATO'nun doğuya genişlemeyeceğine, bunun yerine Doğu Avrupa, Balkan ülkeleri ve eski Sovyet cumhuriyetleri ile Barış için Ortaklık Programı kapsamında ilişki kurulacağına dair söz vermiş. Fakat verilen sözler tutulmamış ve o tarihten itibaren Doğu ve Güneydoğu Avrupa'dan 14 ülke NATO'ya alınmış.

ABD verdiği sözü tutmadığı için şimdi Rusya o 14 ülkeye savaş açma hakkı kazanıyor. ABD eğer bu hakkın iptal olmasını isterse, o 14 ülkeyi NATO'dan çıkarmalıdır. Çıkarmazsa, Rusya o ülkelere savaş açabilir. Çünkü ABD, verdiği sözde durmamıştır. Çünkü ortada, verilmiş bir "söz" vardır. ABD niçin sözünde durmuyor?

Rusya ise, onun Ukrayna'ya saldırma hakkı yoktur. Çünkü Ukrayna, NATO üyesi değildir. Aynı zamanda Rusya'nın Ukrayna'ya verdiği bir söz vardır. Verilen bu söze göre, Ukrayna 5000 nükleer silahın Rusya'da imha edilmesini kabul ettiğinde, "Rusya Ukrayna'ya saldırmayacaktır." Ukrayna şartı kabul etmiş ve gerekeni yapmıştır. Ama Rusya verdiği sözde durmamakta ve Ukrayna'ya saldırmaktadır. Bu saldırı bir haksızlıktır ve suçtur. Suç işlemekte olan Rusya bu haksız saldırısını durdurmak zorundadır.

Rusya, NATO'ya alınmaması gereken o 14 Doğu Avrupa ülkesine -NATO üyesi oldukları için- savaş açabilir, fakat Ukrayna'ya savaş açamaz. Çünkü Ukrayna, NATO üyesi değildir. Nükleer silahlardan arınmakla ilgili görevini de yerine getirmiştir. Şimdi Rusya da Ukrayna'ya verdiği sözü tutmak zorundadır. Eğer sözünde durmaz ve saldırısını sonlandırmazsa, NATO Ukrayna için Rusya'ya karşı savaşmak zorunda kalır. Bu savaş da NATO'nun "haklı savaşı" olur. Ve Türkiye de, NATO üyesi olduğu için bu savaşa katılmak zorunda kalır. Bu savaşa, NATO'da bulunan ABD ve AB ülkeleri de katılmak zorundadır. Savaşa katılmak istemeyen ülkeler de NATO'dan ayrılmaya mecburdur.

Rusya verilen o söze zıt olarak NATO'ya alınmış 14 Doğu Avrupa ülkesine savaş açtığında ise, NATO'nun o ülkeleri koruma ve Rusya'ya karşı savaşma hakkı yoktur. Eğer NATO bu hakkı çiğneyerek Rusya'ya karşı savaşmaya kalkarsa, bu takdirde NATO üyesi olan Türkiye'nin bu haksız savaşa katılmama hakkı vardır. Bu hak, diğer NATO üyeleri için de geçerlidir. Rusya'nın o 14 ülkeye savaş açmaması isteniyorsa, o ülkeler NATO'dan derhal çıkarılmalıdır. O ülkeler NATO'dan çıkarıldığında da Rusya'nın onlara saldırı hakkı kalmaz.

Ukrayna, Kırım'ın ilhakını tanımak zorunda mıdır?

Kırım halklarının yüzde 83'ü bu ilhakı kabul ettiği için, diğer ülkelerin de bu ilhakı tanıması gerekiyor. Çünkü bu ilhakta büyük bir çoğunluğun kabulü var. Bu ilhakı kabul etmeyen küçük azınlık ise ülkeyi terkedebilir, bu hakka sahiptir. Onların bu hakkı çiğnenemez.

İlhak ve özerklik konularında halkın dörtte üçünün yani yüzde 75'inin ilhak edilmeyi veya özerk olmayı kabul etmesi şarttır. Sayıları verilen orandan az olursa, ilhak ve özerklik reddedilir. Ama sayıları o orandan yüksek olursa, onların ilhak veya özerklik taleplerini kabul etmekten başka çare kalmaz. Kırım halkları da gerekli çoğunluğu sağlamıştır. Rusya bu konuda haksız değildir. Ama bu hakkı tanımayanlara savaş açma hakkı yoktur. Ancak Kırım Rusya'nın elinden zorla alınmak istenirse onlara savaş açabilir veya açılan savaşa karşılık verebilir.

İlhak edilme isteğiyle ilgili olarak eğer Türkiye'nin dibindeki Suriye halklarının yüzde 75'i Türkiye'ye ilhak olmak isterlerse, Rusya ve Suriye yönetimi bu ilhakı tanımak zorundadır. Bu ilhakı tanımazlarsa, Türkiye de Kırım'ın ilhakını tanımak zorunda kalmaz. Ve bu takdirde Rusya da Kırım'ı ilhaktan vazgeçmek zorunda kalır. Vazgeçmek istemezse, talep edildiği takdirde Suriyeli halkların ilhak edilme arzusunu kabul etmelidir. Türkiye şu anda Suriyeli halklara ilhak dâveti götürme hakkına sahiptir. Bu hak engellenemez!

Eğer Türkiye Suriye halklarından ilhak dâveti alır da Suriye yönetimi buna engel olmaya kalkarsa, Türkiye Şam rejimine savaş açma hakkı kazanır. Bu savaşta Rusya, İran ve ABD ya Türkiye'nin yanında olurlar, ya da tarafsız kalırlar. Türkiye'nin karşısında olma hakları yoktur.

Özetleyecek olursak: Eğer savaşın son bulması isteniyorsa, Rusya Ukrayna'ya saldırısını sonlandırmalı ve askerlerini derhal geri çekmelidir. NATO da eğer Rusya'nın o 14 Doğu Avrupa ülkesine saldırmasını istemezse, onları üyelikten çıkarmalıdır. Rusya da, üyelikten çıkan ülkelere saldırmayacağına dair söz vermeli ve sözünde durmalıdır. Barış isteyenler, adâletin gereğini yerine getirmek zorundadır. Adâletin gereği yerine getirilmezse, savaşlar bitmez, barış gelmez.

Şimdi karar verme sırası AB, ABD , NATO ve Rusya'dadır. Savaş mı istiyorsunuz, barış mı? Barış isterlerse, adâlete boyun eğerler, barışı kazanırlar. Adâleti çiğnerlerse, suç işlemiş olurlar. Suçluları da cezâlandırmaktan başka çare yoktur. Suçluları durduracak veya cezâlandıracak çok güçlü ve adâletli bir devlet yoksa, cezâlandırma işi yüce Tanrı'ya kalır. O'nun kahrı da zâlimleşmiş ülkeleri yıkar, milletleri de yok eder. Yıkım ve yok oluş istemeyen devletler, adâlete boyun eğmeli, kendilerini kurtarmalıdırlar.

Zafer, güçlülerin değil, haklılarındır, Hakk'a tapanlarındır!

İmza: Mehdiyet ve Hilâfet Makamı.

 

Not 1: Rusya verdiği sözde durmak zorunda olduğu için Ukrayna'ya saldırması haksızlıktır. NATO da Rusya'ya verdiği sözde durmaya mecbur olduğundan 14 Doğu Avrupa ülkesini üyeliğe alması haksızlıktır.

Not 2: Bu haksızlığın adâletli karşılığı; Rusya'nın da bir askerî pakt kurup bu pakta ABD'nin dibindeki Meksika, Küba, Haiti, Jamaika, Guetamala, El Salvador ve Nikaragua'yı üye yapmaktır. Eğer bu üyeliğe ABD engel olursa veya o ülkeleri üye yapmak mümkün olmazsa, bu takdirde Rusya 14 Doğu Avrupa ülkesine savaş açabilir. Ama bu savaştan önce onları NATO'dan çıkmaya dâvet etmesi gerekir. Bu dâveti reddedenlere savaş açabilir. Açılacak savaş, o ülkeleri işgal etmek için değil, NATO'dan çıkarmak için olacaktır. Ne yazık ki ABD'nin verdiği sözde durmaması, bu savaşları gerekli kılmaktadır.

Not 3: Tekrar ediyoruz: Adâlet, devletleri ayakta tutan en önemli sütundur. Bu sütunun ön tarafı, haklıya hakkını vermektir. Arka tarafı ise, suçluları cezâlandırmaktır. Haklıya hakkını vermeyenler suç işlemiş olurlar. Suçluların da cezâlandırılması gerekir. Suçlulara verilecek cezâ, işledikleri suçun dengi kadardır.

Hukuk önünde güçlü devletlerle güçsüz devletler eşittir. Bu eşitliği kabul etmeyenler zâlimdir!

Not 4: Müslümanlar Son Peygamber'in şu sözünü unutmasınlar: "Mehdi ortaya çıktığı zaman dünyayı bir gecede adâletle doldurur."

Not 5: Bu bildiride açıklanan hüküm, Allah'ın Mehdisi ve Halifesi Mehmed Nur'an tarafından onaylanmıştır.

Not 6: Bu bildiri Türkiye yönetimi eliyle ilgili ülkelere iletilmeli ve yanlış taraf tutmamaları için de bütün devletlere gönderilmelidir.

Not 7: Bu bildiri uluslararası diplomatik platformda paylaşılmıştır.

İmza: Mehdiyet ve Hilâfet Makamı.

 

Tanrı tektir. İsa, Musa ve Muhammed tek Tanrı'nın kulu ve elçisidir.

 

Zaman: Yeni Çağ'ın yirmiikisi, Mart başı.

Mekan: Avrupa.

Makam: Hakka davet ve uyarı.

Boyut: Muranizm.

 

Yayınlayan: Avrupa Muranistleri.

* * *

 

 

Keine Kommentare: