İNSAN TANRI TANRI BABA OLABİLİR Mİ?
kendinden başka tanrı olmayan ALLAHın adıyla
Konu: Tanrı bilgisi.
Cevaplanması beklenen sual: İnsan Tanrı veya Tanrı baba olabilir mi?
Kaynağımız: Kur'an,
Son Peygamber'in sözleri, Risale-i Nur ve Allah ilhamı.
Cevabımız:
Eski Yunan
devrinde insanların tanrılaştırıldığını duyduk,
okuduk. Günümüzde de Tanrı'nın "Baba" olduğuna, yani O'nun "insan soylu"
olduğunu düşünen ve inanan kimseler var. Bu durumda
sormak gerekiyor: İnsan Tanrı, Tanrı insan olabilir mi?
Vereceğimiz cevapta biz, "Tanrı" kelimesini kullanacağız. Fakat bizim kullanacağımız
kelimedeki Tanrı, sahte tanrı değil, gerçek Tanrı'dır. İsteyenler buna: "Allah" da
diyebilirler. Arapça olan Allah
kelimesinin türkçe karşılığı: "Yüce Tanrı",
"Gerçek Tanrı" demektir. Ama dindar Türkler Tanrı demekten hoşlanmaz, Allah demekten hoşlanır. Bizim
mesaj vermek istediğimiz kitle, dindar
Türkler değil, dinden uzak
olan insanlardır. Bu sebeple bizim
Tanrı kelimesini
kullanmamız nahoş karşılanmamalıdır.
Şimdi gelelim başta sorulan soruya: İnsan Tanrı olabilir mi?
Kozmologlar,
evrenin 14 milyar yıl önce yaratıldığını söylüyorlar. İnsanın ise 6 bin veya 30 bin veya 120 bin yıl önce yaratıldığı hesaplanıyor. Evreni
yaratabilmek için ise, evrenden
önce varolmak gerekir. Bu durumda birazcık matematik
bilen bir kimse, insanın, evrenin Yaratıcı'sı olamayacağını görür.
Evreni yaratamıyacak, yaşatamıyacak ve yönetemiyecek kimseye de
"Tanrı" denmez.
O halde hiçbir insan tanrı olamaz. Çünkü gerçek Tanrı olabilmek için evrenin varlığından önce varolmak gerekiyor. İnsanlar ise en fazla 80, 100 veya 250 yıl yaşayabilirler. İnsanın ilk yaratıldığı dönemde insanlar 1000 yıl yaşamışlar. Ama dünyada ölümsüz bir insan yoktur. Evreni yaratabilmek,
yönetebilmek ve yaşatabilmek içinse ölümsüz olmak gerekiyor. Yani
ölümsüz bir hayatı olmayan bir varlık Tanrı olamaz.
2000 yıl önce yaşamış ve şimdi dünyada
bulunmayan Hz. Meryem'den doğma Hz. İsa'nın Tanrı olamayacağını Vatikanlılar ve Hıristiyanlar herhalde görebiliyorlardır. Eğer görmüyorlarsa, onların inancı gerçek Tanrı katında geçersiz sayılacaktır.
Şimdi de Tanrı'nın
"baba" olup olamayacağına bakalım.
Tanrı'nın baba
olabilmesi için, O'nun
"insan soylu" olması gerekir.
Yukarıda gördük ki, Tanrı insanın yaratılışından önce vardır. Yani Tanrı'dan önce bir insan yoktur ve olamaz. İnsan soyundan gelmeyen bir Tanrı'ya nasıl "baba" denebilir? Bu sebeple
Tanrı ilk insanı bir kadından doğurtmamış, onu "yaratmış".
Çünkü bir sanatkâr
yaptığı bir eseri doğurmaz ve doğurtmaz, onu "yaratır". Meselâ bir ressam bir tabloyu kâğıt, fırça ve boya ile yaratır. Yoksa o resim ve tabloyu bir kadından doğurtmaz. Bu gerçek karşısında
görülmelidir ki; resim Ressam, Ressam da resim olmaz ve olamaz. Bu hakikatten
de çıkarmalıyız ki; insan
Tanrı, Tanrı da insan ve baba olamaz. O halde
demeliyiz ki: İsa Tanrı, Tanrı da onun babası değildir. Bu
durumda ya nedir İsa Mesih?
Tanrı'nın
"yaratığı"! Tabii İsa Mesih Tanrı'dan elçilik aldığı için o sadece bir yaratık değil, aynı zamanda bir "Tanrı elçisi"dir. Bir de o, Tanrı mûcizesi'dir. Çünkü yüce Tanrı onu "babasız" yaratmıştır. İlk insan Âdem'i nasıl annesiz babasız yarattıysa, İsa Mesih'i de "babasız" yaratmıştır. Âdem'i
hem annesiz ve hem babasız
yaratabilen bir Tanrı, İsa mesih'i babasız yaratamaz mı? Elbette ki yaratabilir ve yaratmıştır. Bunun için de bir meleği İsa'nın annesi Meryem'e gönderip İsa'yı meydana getirecek gerekli dölü ışınlanmış bir halde onun anarahmine yerleştirmiştir. Bu yerleştirme, ışınlama şeklinde vukubulmuştur. Yoksa cinsel ilişki yoluyla değil. Çünkü meleğin cinsiyeti ve şehveti yoktur.
Günümüzde
de doktorlar çocuk sahibi olmak
isteyen bir kadının rahim kanalına tüp bebek yerleştirerek (cinsel ilişki olmadan) bir çocuk olmasını sağlayabiliyorlar. Tüp bebek mûcizesine
inanan insanlar, Allah'ın İsa'yı babasız yaratma mûcizesine neden inanmıyorlar? İnsanların yaratabildiği bir mûcizeyi, herşeyin yaratıcısı bir Tanrı yaratamaz mı?
Tüp bebek
yoluyla bir çocuk oluşmasını sağlayan
doktorlara, o çocuğun "babası" denmediği ve denemeyeceği gibi, İsa'yı Meryem'den babasız olarak yaratmış olan Tanrı'ya da "baba" denemez. Tanrı'ya "baba" demek, Tanrı'yı insan
seviyesine indirmektir. Yüce Tanrı da bu alçaltılışı kabul etmiyor ve bu alçaltıştan vazgeçmeyecek olanları cehenneme atmakla tehdit ediyor.
Cehenneme atılmak istemeyen
insanlar inançlarını
düzeltmelidir.
(Hz. Havva Hz. Âdem'den yani bir
"erkek"ten mûcize olarak yaratıldığı için Hz. Havva, "annesiz" yaratılmış ilk kadın hükmündedir. Yani
Hz. İsa babasız, Hz. Havva da annesiz yaratılmıştır. Bunlar Allah'ın mûcizeleridir. Dolayısıyla Allah
Havva'nın babası değil, yaratıcısıdır.)
Ey
insanlar! Yukarıda verilen
resim-ressam örneğinden anlayınız ki,
Ressam resim olmayacağı gibi, resim de Ressam olamaz. Buradan da şu gerçeğe
gitmeliyiz ki; madde ve atom Tanrı olamayacağı gibi, Tanrı da atom ve madde değildir. Ressam nasıl resim cinsinden değilse, Tanrı da insan cinsinden değildir. İnsanla bir eşitliği olmayan Tanrı'ya da baba denmez. İnsan soyuyla bitişikliği olmayan Tanrı'nın da çocuğu olmaz. Bu
halde İsa, Tanrı'nın çocuğu değildir. İsa, Meryem'in oğlu ve Tanrı'nın
mûcizesidir. Bu mûcizeye inananlar ve Tanrı'ya kul olmayı kabul edenler cenneti kazanmış olacaktır.
Dünyada kısa bir ömrü olan ölümlü insanların ebediyet istemesi gerekmez mi? Elbette
gerekir! O halde siz de ebediyet isteyiniz ve bunun kazancı için çalışınız. Sizin en önemli
biricik göreviniz budur. Haydi görev başına!
İmza: Mehdiyet ve
Hilâfet Makamı.
Not 1: Ey
insanlar! Yukarıda verilen
resim-ressam örneğinden şunu da anlayınız ki; nasıl kâğıt, kalem, fırça ve boya; ressam olmadan bir resim
yapamazsa; hava, su, toprak ve güneş de bir
dünya ve insan yaratamaz. Madde ve atom da bir evren yapamaz. Onları yapabilmek ancak Tanrı'nın varlığıyla mümkündür. Çünkü kendi kendine oluş yoktur. Çünkü herşey bir üsttekinin etkisi altındadır. Etki altında olanlara kendikendinelik kalmaz. Tesadüfen oluş da yoktur. Çünkü tesadüf; kör ve bilgisiz, istençsiz ve hedefsiz harekettir. Böyle bir
hareketten mükemmel bir yaratış çıkmaz ve zamanı da yetmez. Yaratışta tesadüf için yeterli zaman yoktur.
Not 2: Tanrı'nın varlığı ise maddeden değil, ışıktandır. Fakat O'nun ışığı, yaratılmış ışıklarla bir ve eşit değildir. O'nun ışığı, yıldızların ışığından çok üstün ve
yücedir. Allah, göklerin ve yerin ışığıdır. O'nun ışığı herşeye nüfuz eder. Bu şekilde Allah herşeyi görür, bilir, duyar. Yani gerçek Tanrı olan Allah'ın görmesi, bilmesi ve duyması; göz, kulak ve beyin ile değil, ışık iledir. Allah sahip olduğu ışığı bir el olarak da kullanabilir. Allah ilk insan Âdem'i "kendi
eli"yle yaratmıştır. Allah "emir vererek" de
yaratabilendir. Allah, yeryüzü göğüne
inebilir ve evrenin üstüne çıkabilir. Kıyametten sonra bütün insanlar tekrar
diriltildiğinde de yeryüzüne
yani diriliş meydanına, tahtıyla birlikte ve melekler eşliğinde
inecektir. Bu inişiyle de bütün inançlı insanlar
O'nu açıkça görebilecektir. İnançsız olanlar
ve sahte tanrı uydurmuş kimseler ve yaratılmışları Allah'a eş tutanlar ise kör olarak diriltilerek onların Allah'ı görmeleri engellenecektir. Çünkü inançsızların ve yanlışa inanmışların O'nu
görme hakları yoktur.
Not 3:
Allah'ın ışığı, yarattığı yıldızların ışığına "isim" olarak benzer. Ama içerik olarak benzemez. Nasıl insanların yarattığı robot şekil olarak insana benziyor, fakat içerik olarak benzemiyorsa, Allah'ın sahip olduğu ışık da yıldızların ışığına benzemez. Robotun içeriği metal ve
elektroniktir. İnsan bedeninin içeriği ise et ve
kemiktir, yani biyolojiktir ve her hücresi canlıdır. Robotun
içeriğinde böyle bir canlılık yoktur.
Yani robot ile insan eşit değildir. Aynı şekilde
Allah'ın ışığıyla O'nun yarattığı yıldızlar eşit değildir, birbirleriyle benzerlikleri
yoktur. Çünkü yıldızların ışığı, Allah'ın ışığı yanında "zayıf bir gölge" olarak kalır. Gerisini artık siz düşünün!
Not 4: 2030
yılının başlarında
Suriye'nin Şam şehrinin doğusunda bir câmiye indirilecek olan İsa Mesih: "Ben Tanrı'nın oğlu değil, elçisi ve kuluyum" diyecektir. İncil hakkında ise: "Bu bana indirilen kitap değil" diyerek, Kur'ana tabi olacak ve
onunla iş yapacaktır. İsa Mesih şu anda göğün ikinci katında (yani mezosfer tabakasında) meleklerin
sahip olduğu ışıksal bir bedenle yaşamaktadır. Allah(cc) izin verdiği zaman da meleklerin koruması altında yeryüzüne indirilecektir. İndirileceği yer: Suriye'dir. Zaman ise: 2030'un başları. İsa Mesih indirildiği ülkede 40 yıl yaşayacak, Yecüc ve Mecüc'ün saldırısından birkaç yıl sonra da
73 yaşlarında iken ölecektir.
Not 5:
Kur'anın açıklamasıyla sabittir ki: İsa Mesih kendisine peygamberlik
verildikten sonra bir kısım Yahudi tarafından öldürülmek istenmiş. Fakat Allah, İsa Mesih'in bir benzerini onların karşısına çıkararak veya onlara bir benzer göstererek
Hz. İsa'yı öldürülmekten kurtarmış ve onu göğün ikinci katına çıkarmış.
Hıristiyanlar şunu kabul etmelidir ki: İsa Mesih'i öldürmek isteyen kimseler,
"İsa dininin düşmanı olan
Yahudiler"di. Dolayısıyla bütün Yahudiler suçlanamaz. Bu ayrımı yapmak
"adâlet"tir. Hıristiyanlar
adâletli olmak zorundadır. Bütün Yahudiler İsa mesih'in düşmanı yapılamaz. Adâletin ilkesi gereği; suçu kim işlemişse, suçlu odur. Onun milleti değildir.
Not 6:
"Allah'ın üfürmesi",
O'nun ışınlamasıdır.
"Ruh üfürmek" ise, insan bedenini programlamaktır. Ruh, ışınsal veya ışıksal ve şuurlu bir programdır. Bu programda bir yasa halinde yazılmış Allah'ın emirleri bulunur.
Bu emirler insan bedenine fiil, hareket, duygu ve şuur kazandırır.
Ruh, anne
karnındaki bebek 4 aylık olunca (yani bebeğin yaratılışı tamamlanınca) doğum meleği tarafından bebeğin göğsüne üflenir, yani ışınlanır. Ruhun üflenebileceği en müsaid yer, insanın göğsüdür. Ruh bir ışık halinde daima göğsün sağ tarafında bulunur. (Yani: Sol tarafta kalbimiz,
sağ tarafta ise
ruhumuz vardır.) Ama bir CD ağırlığı kadar olan bu ışık, gözle görülebilen bir ışık değildir. İnsan ölürken de bu ışık ölüm meleği tarafından (bir CD'nin bilgisayardan alınması gibi) alınır, Allah'a çıkarılır. (Ruh, "insan bedeninin
CD'sidir" diyebiliriz. Bu durumda beyin de
insanın
"harddisk"i sayılabilir. Kalp
ise, duyguların hafızasıdır. Kalpte küçücük iki beyin bulunur.) İnsan bedenen ölümlüdür, ama ruhen
ölümsüzdür. Kıyametten sonra bu
ruha yeni bir beden verilecek ve insan ebedî bir hayat kazanacaktır.
Bilgilendiren
Allah'a hamdolsun!
Not 7:
Lügatçe
Gerçek Tanrı: Elçi ve Kitap gönderen. Kendinden başka tanrı bulunmayan ve ortağı olmayan. Herşeyin üstünde olan. Herşeyi bilen, görebilen, duyabilen ve
herkese seslenebilen. Herşeye gücü
yeten. Herşeyin öncesinde ve
sonrasında bulunan ve
ölümsüz hayat sahibi olan. Herşeyin varlığı heran O'na dayanan. Herşeyin sahibi olan. Yoktan yaratan ve
ölüleri dirilten. Uykusu ve yorulması olmayan.
O'nun izni olmadan kimse şefaat
edemeyen. O'nun ilminden ancak O'nun dilediğı kadarı kavranabilen. (İnsanlığın sahip olduğu bilgiler, Allah'ın izin verdiği kadarıdır.) Gökleri
ve yeri korumak O'na zor gelmeyen. Herşeyden üstün
ve büyük olan. (Bu özelliklere sahip olmayana "gerçek Tanrı" denmez.) Özetlersek: Evreni ve içindekileri yaratamayan, yaşatamayan, yönetemeyen ve ölümü olmayan
bir kimseye Tanrı denmez, Allah
denmez.
Ressam ile
resim eş ve eşit olamayacağı gibi, Allah ile O'nun yarattıkları da eş, eşit ve
benzer olamaz.
Ey
insanlar! Sizin gerçek Tanrınız, sizin
O'nu bilmenizi ve tanımanızı istiyor.
Bu tanınma isteği O'nun en doğal hakkıdır. O'nun bu
hakkını ödemelisiniz. Eğer O'nu bilmek ve tanımak isterseniz, O'nun kimliğini tanıtan en mükemmel Kitap: Kur'an'dır.
Not 8: Gerçek Tanrı olan Allah'ı tanıyalım:
Allah
kimdir?
Cevap:
Evrenin ve içindekilerinin tek sahibi ve herşeyin yaratıcısı, yaşatıcısı ve
yöneticisidir. Yeryüzü ve evrendekilerin değiştirilemez
Başkanı ve ebedî Sultanı'dır.
Allah
nedir?
Cevap: O,
"göklerin ve yerin ışığı"dır. Allah bu
sözüyle: "Ben göklerin ve yerin ışığıyım" diyor.
Yani: "Benim varlığım ışıksaldır" diyor. Yani: "Ben madde veya
biyolojik beden değil, ışığım; yokluk ve hiçlik değilim" diyor. Eğer Allah'ın bu sözü ve O'nun varlığının ışıksal oluşu kabul edilmezse, O'nun "heryerde
oluş ve bulunuşu"nu ve herşeyi bir anda görmesini, bilmesini, duymasını açıklayamayız. Eğer Allah'ın ışıksal bir varlığa sahip olduğunu kabul etmezsek, o zaman Allah'ı yokluğa ve hiçliğe mahkûm
etmiş oluruz. Yani sanki
bir yokluğa ve hiçliğe tapıyormuşuz gibi bir hâl ortaya çıkar. Yani: "Allah vardır, ama O bir yokluk ve hiçliktir" demiş oluruz. Allah ise bu duruma meydan
vermemek için Kendisi hakkında: "Allah göklerin ve yerin ışığıdır"
demiş, Kendine bir
"varlık" vermiştir. Yani: Allah bir yokluk ve hiçlik değildir, ışıksal varlığı olan bir Tanrı'dır.
Allah
nerededir?
Cevap:
Allah hem heryerdedir hem de hiçbir yerde değildir. Çünkü Allah ışıksal bir varlığa sahip olduğu için heryerdedir. Yani onun ışığı (güneşin yeryüzünü ısıtması ve aydınlatması gibi) heryere, her mekana girer ve ulaşır. Bununla birlikte O şahsıyla hiçbir yerde bulunmaz. Çünkü ışık daima "üst"te olur. Allah da
herşeyin
"üstünde"dir. Yani "Allah mekandan münezzehtir". Çünkü ışığın mekâna ihtiyacı yoktur. Tam aksine, mekânın ışığa ihtiyacı vardır. Bu sebeple evlerimizde lamba tavana asılır. Işık daima "üstümüzde"dir. Güneş de Dünya'nın üstündedir. Yıldızlar da
Güneş'in üstündedir.
Allah da bütün evrenin üstündedir. Yani O, evrenimizin "ruhlu ve şuurlu Güneşi"dir. Bu Güneş olmazsa, bütün evren karanlıkta kalır. Çünkü bütün yıldızlar ışığını Allah'tan
alır. Çünkü Allah, evren evinin tek ve eşsiz ışığıdır. Allah'ın mekandan münezzeh oluşu, "O'nun mekana girmeyeceği" anlamına gelmez. O, ışığıyla her mekana girer. Şahsıyla da
Dünya göğüne iner, çıkar. Uzayın heryerinde dolaşabilir ve isterse Samanyolu galaksisinin
merkezinde taht ve saltanat kurabilir. Çünkü heryer O'nundur.
Allah'ın evreni doldurmuş olan ışığını neden
göremiyoruz?
Cevap: Şiddetli açığa çıkış sebebiyle gizlenmiş olduğu için göremiyoruz. İnsanlar hava içinde yaşarlar, ama havayı göremezler. Balıklar da suda yaşarlar, onlar da suyu göremezler. Güneş ışığı da yeryüzünü doldurunca görünmez hale gelir, aydınlık içinde yüzdüğümüzü farketmeyiz. Bunu ancak akşam olunca anlarız. Allah'ın ışığı da, kızıl ve morötesi ışınlar gibi gizli olduğu için görülmez.
Allah
bizden ne kadar uzaktadır?
Cevap: Güneş, "kütlesi"yle Dünya'mızdan 150 milyon km "ötede"dir.
Allah ise "şahsıyla" bizden 50 bin yıl "ötede"dir. Yani: Işığıyla çok yakın, şahsıyla çok uzaktadır. Ama bu uzaklık bize aittir. Çünkü O bize ışığıyla tenimizden de yakındır. Bu açıklamada "Allah'ı neden göremiyoruz"un da cevabı vardır: O'nu, "çok yüksekte" olduğu için göremiyoruz.
Allah ne
zamandan beri vardır?
Cevap:
Zamanın yaratıcısı Allah, evren ve zamanın öncesinden beri, yani herşeyin öncesinden evvel vardır ve herşeyin sonrasından sonra da var olacaktır. Çünkü O'nun varlığı ve hayatı ebedidir, sonu ve ölümü yoktur. Gerçek Tanrılığın en önemli vasıflarından biri de budur: "Ölümsüz
olmak". İnsanlar, hayvanlar,
yıldızlar hep ölümlüdür. Ölümlü olan ise Tanrı olamaz. Bu da demektir ki: Allah'tan başka Tanrı yoktur. Hiçbir yaratık da onun eşi ve ortağı olamaz. Yani: Allah tektir!
Allah'ın fiilleri var mıdır?
Cevap:
Allah'ın yaratışla, yaşatışla ve yönetişle ilgili fiilleri
vardır. O'nun bu
fiillerine "Güzel İsimler" anlamında "Esmaül Hüsna" denir. Bu
isimleri internette görebilirsiniz. O İsimler'in en büyüğü: Allah, Rahman ve Rahîm'dir. Kur'anda bütün sûreler bu isimlerle başlar.
Allah'ta:
Yaratma, yaşatma ve yönetme
fiilleri, Rahman'da: Merhamet etme fiili, Rahîm'de: Acıma ve şefkât etme fiilleri vardır. Bu fiillere göre Allah; sanatlıca yaratan, merhametle ve acıyarak yaşatan ve adâletle yönetendir.
"Allah"
ismi; bütün evreni, "Rahman" ismi, bütün yeryüzünü; ve
"Rahîm" ismi de İnsanı kuşatmıştır.
Ey
insanlar! Gerçek Tanrınız birdir,
tektir. O da Allah'tır. Elçi ve Kitap göndermeyen bir kimse de Allah
olamaz, gerçek Tanrı olamaz. Yüce Allah son elçi olarak Hz. Muhammed'i, son Kitap olarak
da Kur'anı göndermiştir. Elçisini ve Kitabını
tasdikleyici olarak da Mehdi'sini size önder yapmıştır ve
Mehdi'den sonraki önder olarak da İsa
Mesih'ini yakında size
indirecektir. Onun ölümünden biraz sonra da kıyamet kopacaktır. Yani içinde bulunduğunuz asır, sizin "son asrınız"dır. 22. Asrın ilk çeyreğinin sonunda da dünya ve evreniniz yıkılmaya başlayacaktır. Bu yıkılış başlamadan ve
ölüm gelmeden önce Allah katındaki ebedî
evinizi imar ediniz.
Ey Vatikanlılar! Siz de artık haçlarınızı kırınız. Çünkü mezarda ölü bir İsa yok. Gökte diri bir İsa Mesih var. İsterseniz haçlarınızı ışık saçan bir güneşe çevirebilirsiniz.
Ateistlere
uyarı! Allah'ın herşeye gücü yeter. Ama O, bu gücünü kendini
öldürmek için kullanmaz. Yani
Allah intihar etmez. Eğer Allah intihar edecek
olsa, kâinatta hiç birşey ayakta ve hayatta kalmaz, herşey yok olur. Eğer yok olmak isterseniz, O'nun intihar
etmesini isteyebilirsiniz. Fakat Allah, sizin keyfinize göre hareket etmez. Şeytandan aldığınız
fikirlerle Allah'ın dinini yok
edemezsiniz. Allah dinini Mehdisiyle korur ve korumaktadır. Mehdi, İslâmiyet'in koruyucusudur. Bu koruma için ona gerekli bilgi verilmiştir ve verilmektedir.
Öğretenlerin, bilgilendirenlerin en iyisi
Allah'a şükrolsun!
Ey Hıristiyanlar! Bütün insanların tanrısı olan yüce
Allah, İsa Mesih'in dinini İslâmiyetle yenilemiştir. İslâmiyeti de Mehdisiyle yenilemektedir. İslâmiyetten sonra başka bir din gelmeyecektir. Çünkü kıyamet çok yaklaşmıştır. İsterseniz siz de dininizi, İsa'yı ve Musa'yı safdışı etmeyen, onları içleyen İslâmiyetle yenileyebilirsiniz ve
yenilemelisiniz. Çünkü yüce Allah,
gönderdiği son Din'le uyuşmayan dinleri, Kendi Katında kabul etmeyecektir. Bu kabulsüzlük
ise, sizin cenneti kaybetmeniz demektir. Bu kayba râzı olmamalısınız değil mi?
İmza: Mehdiyet ve
Hilâfet Makamı.
Tanrı tektir. İsa, Musa ve Muhammed tek Tanrı'nın kulu ve
elçisidir.
Zaman: Yeni
Çağ'ın
yirmiikisi, Şubat ortası.
Mekan:
Avrupa.
Makam:
Hakka davet ve uyarı.
Boyut:
Muranizm.
Yayınlayan: Avrupa Muranistleri.
* * *
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen